AİLE EĞİTİMİ Dersi Özel Gereksinimli Çocuklar ve Ailelerinin Desteklenmesi soru cevapları:

Toplam 24 Soru & Cevap
PAYLAŞ:

#1

SORU:

Özel gereksinimli çocukları tanımlamak için kaç farklı ifade kullanılmaktadır?


CEVAP:

Gelişimi farklı olan bireyleri tanımlamak için alanda; “özürlü”, “engelli”, “özel gereksinimi olanlar”, “gelişim farklılığı olanlar”, “farklı gelişim gösterenler” ve “öğrenme farklılığı olanlar”, “özel eğitim gerektiren bireyler” gibi terimler kullanılmaktadır (Baykoç, 2011). “Özürlü” ve “engelli” gibi ifadeler etiketlemeyi arttıran terimlere örnek; “özel gereksinimli”, “farklı gelişen”, “gelişim farklılığı olanlar”, “özel eğitim gerektiren bireyler” gibi ifadeler de etiketlemeyi en aza indirmek için kullanılan terimlere örnek olarak verilebilir.


#2

SORU:

Özel gereksinimli çocuk ne anlama gelmektedir?


CEVAP:

Özel gereksinimli çocuk, ‘‘çeşitli nedenlerle bireysel ve gelişim özellikleri ile eğitim yeterlilikleri açısından akranlarından beklenilen düzeyden anlamlı farklılık gösteren birey’’ olarak tanımlanmaktadır.


#3

SORU:

özel gereksinimli çocuklarda yetersizlik alanları nasıl sınıflandırılmaktadır?


CEVAP:

Özel gereksinimli çocukların farklılıkları şu şekilde gruplandırılabilir (Kirk, Gallagher, Coleman & Anastasiow 2012): • Zihinsel Farklılıklar: Zihinsel olarak ileri düzeyde olan çocukları (üstün zekâlı) ve çok yavaş öğrenen çocukları kapsamaktadır. • İletişim Farklılıkları: Dil ve konuşma bozukluğu olan çocukları ve otizm gibi iletişimde bozulma ya da gecikme olan yetersizlikleri kapsamaktadır. • Öğrenme Yetersizliği: Sınıflarda öğrenme ve dikkat problemi olan çocukları kapsamaktadır. • Duyusal Farklılıklar: İşitme ve görme bozukluğu olan çocukları kapsamaktadır. • Davranışsal Farklılıklar: Duygusal ya da sosyal olarak meydan okuyucu çocukları kapsar. • Çoklu veya Ağır Yetersizlikler: Birden fazla yetersizliği olan çocukları kapsar (Örneğin, Serebral Palsi, zihinsel ve gelişimsel yetersizliği olan ya da hem işitme hem de görme yetersizliği olan çocuklar). • Fiziksel Farklılıklar: Hareket, sağlık ve fiziksel canlılığa engel olan duyusal bozukluğu olmayan çocukları kapsar


#4

SORU:

Sık rastlanan yetersizlik alanlarından öğrenme güçlüğü nasıl tanımlanabilir?


CEVAP:

Öğrenme güçlüğü ABD Ulusal Öğrenme Bozukluğu Kurulu tarafından yapılan tanıma göre; konuşma, dinleme, okuma, yazma, matematik ve akıl yürütme yeteneklerinin kazanılmasında ve kullanılmasında önemli derecede güçlüklerle kendini gösteren heterojen bir grup bozukluktur. Öğrenme güçlüğü terimi ilk kez 1962’de Kirk tarafından kullanılmıştır. Bu terimle nörolojik, duygusal ya da davranışsal bozukluklardan kaynaklanan konuşma, dil, okuma-yazma, aritmetik becerilerden bir ya da daha fazlasında gecikme ya da bozulma olması ifade edilmektedir. Zihinsel yetersizlik, duyu kusurları ve kültürel farklılıklar bu tanımın kapsamına alınmamıştır (Akt. Karaman, Kara ve Durukan, 2012).


#5

SORU:

Öğrenme güçlüğünün 3 türü nedir?


CEVAP:

• Disleksi, okuma ve heceleme becerilerinde ciddi bozukluğu içerir. • Disgrafi, el yazısında zorluğu içerir. Çok yavaş ve okunaksız yazma ve imla hataları yapma bu zorluklardandır. • Diskalkuli, matematiksel işlemlerde zorluk çekmeyi içerir.


#6

SORU:

Öğrenme güçlüğü olan çocuklara nasıl müdahelelerde bulunulabilir?


CEVAP:

Öğrenme güçlüğü olan çocuklara müdahale edilirken genellikle okuma becerisinin ilerletilmesine odaklanılmaktadır. Yetkin bir öğretmen tarafından belirli bir süre boyunca verilen yoğun öğretim pek çok çocuğa yardımcı olabilir (Santrock, 2012). Algısal, görsel-motor, fonolojik farkındalığın artırılması ya da bilginin çoklu duyusal formatta sunulması gibi teknikler ve özel programlar eğitimde kullanılan farklı yöntemlerdir. Örgün öğretimde öğretmenlerin, eğitim araçlarını, ödevleri ve sınav şekillerini bu öğrencilerin sorunlarına yönelik olarak hazırlaması faydalı olabilir. Öğrenme bozukluğunun yanı sıra davranışsal, sosyal, ailevi sorunlar, dikkat eksikliği, hiperaktivite bozukluğu gibi eşlik eden başka sorunların tedavisi de ayrıca yapılmalıdır (Doğangün, 2008).


#7

SORU:

Dil ve Konuşma Bozukluklarının nedenleri nelerdir?


CEVAP:

Dil ve konuşma bozukluğunun nedenleri organik bozukluklar ve işlevsel bozukluklar olmak üzere iki grupta toplanabilir. Organik bozukluklar, bireyin sinir-kas mekanizmasındaki tanımlanabilir bir soruna bağlı olan bozukluklardır. İşlevsel bozukluklar ise, ne organik ne de sinir sistemine bağlı olarak tanımlanan bozukluklardır. Serebral Palsili ya da dudak damak yarıklığı olan bireylerdeki dil ve konuşma bozukluğu, organik bozukluklardandır. Kekemelik ve ses kaybı gibi bozukluklar ise işlevsel bozukluklardır (Maviş, 2011).


#8

SORU:

Dil ve konuşma bozukluğu yaşayan bireylere sağlanabilecek müdahale yöntemleri nelerdir?


CEVAP:

Dil ve konuşma bozukluğu yaşayan bireylere sağlanabilecek müdahale yöntemlerini; doğal dil yaklaşımı ve kolaylaştırıcı dil stratejileri olarak iki gruba ayırabiliriz: Doğal dil yaklaşımında müdahalenin çocuğun doğal çevresinde gerçekleşmesi önemlidir. Müdahaleyi dil ve konuşma terapistinin yalnız başına uygulaması etkili sonuçlar vermeyebilir. Müdahaleye evde anne baba ve diğer aile bireylerinin ve okula giden bireyler için, sınıf ve alan öğretmenlerinin de katılımı son derece önemlidir (Maviş, 2011).


#9

SORU:

Konuşma bozuklukları kaç grupta toplanmaktadır?


CEVAP:

Konuşma bozuklukları, sesletim (artikülasyon) bozukluğu, akıcılık bozukluğu ve ses bozukluğu şeklinde üç grupta toplanmaktadır. Bu bozukluklar tek başına, bir arada ve diğer bozukluklarla (işitme yetersizliği, zihinsel yetersizlik, serebral palsi gibi) bir arada da görülebilmektedir. • Sesletim (artikülasyon) Bozukluğu: Sesletim bozukluğu, konuşma seslerinin normalden farklı bir şekilde çıkarılması durumu olarak tanımlanmaktadır. • Akıcılık Bozukluğu: Akıcılık bozukluğu, konuşma akışının ses, hece, sözcük ve sözcük öbeklerinde tekrarlar biçiminde kesintiye uğraması ve konuşma hızının beklenenden farklı olması durumudur. • Ses Bozukluğu: Sesin kalitesi, perdesi ve şiddetinin bireyin yaşına ve cinsiyetine uygun olmaması ve bu durumun iletişimini engellemesi durumudur.


#10

SORU:

Milli Eğitim Bakanlığı Özel Eğitim Hizmetleri Yönetmeliğinde (2018) zihinsel yetersizliği olan bireyler nasıl tanımlanmıştır?


CEVAP:

Milli Eğitim Bakanlığı Özel Eğitim Hizmetleri Yönetmeliğinde (2018) ise, zihinsel yetersizliği olan bireyler “Zihinsel işlevler bakımından ortalamanın iki standart sapma altında farklılık gösteren, buna bağlı olarak kavramsal, sosyal ve pratik uyum becerilerinde eksiklikleri ya da sınırlılıkları olan, bu özellikleri 18 yaşından önceki gelişim döneminde ortaya çıkan ve özel eğitim ile destek eğitim hizmetlerine ihtiyaç duyan birey ifade eder” şeklinde tanımlanmıştır. Bu yönetmeliğe göre, zihinsel yetersizlik gösteren bireyler hafif düzeyde, orta düzeyde, ağır düzeyde ve çok ağır düzeyde zihinsel yetersizliği olan bireyler olmak üzere dört ayrı başlık altında sınıflandırılmaktadır.


#11

SORU:

Zihinsel yetersizliği olan bireylerin çeşitli özellikleri  nelerdir? 


CEVAP:

Dikkat: Genel olarak dikkatleri dağınık ve kısa sürelidir.

• Bellek: Zihinsel yetersizliği olan bireylerin pek çoğu hatırlamada güçlük çeker. Görsel ve işitsel algıları zayıftır. Bellekle ilgili yaşadıkları en önemli problem öğrendikleri bilgileri kısa süreli bellekten uzun süreli belleğe aktarmadır.

• Genelleme: Genelleme yapmakta zorlanırlar, kazandıkları bilgileri ilişkilere göre gruplamada güçlük çekebilirler.

• Öğrenme: Akranları gibi öğrenebilir ve öğrenmeye devam ederle ancak öğrenme hızları daha yavaştır.

• Güdülenme: Dikkatte, bellekte, kendini düzenlemede, dil gelişiminde, akademik başarıda süregelen problemler göstermeleri güdülenme problemlerinin ortaya çıkmasına uygun bir zemin hazırlamaktadır. Yaşanılan uzun süreli başarısızlıklar “öğrenilmiş çaresizlik” geliştirme olasılığını artırmaktadır.

• Dil Gelişimi: Zihinsel yetersizliği olan bireyler dil ve konuşmayı zihinsel yetersizliği olmayan bireylerin geçtiği basamaklardan geçerek edinirler. Ancak bu basamaklardan geçiş hızları daha yavaştır.

• Kendini Düzenleme: Zihinsel yetersizlik gösteren bireyler yaşıtlarıyla karşılaştırıldığında kendilerini düzenleme stratejilerini daha az sıklıkta kullandıkları görülmektedir. Bu beceri dil gelişimini de etkilemektedir.

• Akademik Başarı: Zekâ ile başarı arasındaki yakın ilişki nedeniyle, zihinsel yetersizlik gösteren bireylerin akademik başarıları da düşük olmaktadır.

• Sosyal Gelişim: Zihinsel yetersizlik gösteren bireylerin benlik kavramları zayıftır ve arkadaşlıklarında sıklıkla problem yaşarlar.


#12

SORU:

Otizimli çocuklara müdahale yöntemleri neler olabilir?


CEVAP:

Otizmli çocuklar iyi yapılandırılmış sınıf ortamları, bireysel öğretim ve küçük gruplarda öğretimden fayda sağlamaktadır. Davranış değiştirme yöntemleri otistik çocukların öğrenmesine bazı durumlarda yardımcı olmaktadır. Otizmli çocukta davranış değiştirme yoğun olarak ve küçük yaşlardan itibaren uygulandığında daha etkili olmaktadır (Kurt, 2012). Bireylerin otistik bozukluğuyla ilişkili temel yetersizlik alanlarında yaşadıkları sorunların önemli bir bölümü uygulamalı davranış analizine dayalı, erken ve yoğun müdahale (haftada yaklaşık 20 saat ile 40 arasında bire-bir eğitim hizmetlerinden yararlanması) programlarıyla önemli ölçüde azaltılabilmekte ya da ortadan kaldırılabilmektedir.


#13

SORU:

Özel gereksinimli çocuklarda erken tanılama niçin önemlidir?


CEVAP:

Özel gereksinimli çocukların tanılanması sıklıkla başarılı müdahalelerin ilk adımıdır. Uygun tanılama, uygun destek ve hizmetlerin ya da çocuğun özel ihtiyaçları için müdahalelerin sağlanması açısından önemlidir (Kirk, Gallagher, Coleman & Anastasiow, 2012). Özel gereksinimli çocukların 0-3 yaş döneminde tanılanması kritik bir öneme sahiptir. Çünkü ilk yıllarda hızlı bir büyüme ve gelişme gerçekleşmektedir. Erken tanı, özel gereksinimli çocukların gelişimlerinin erkenden desteklenmeye başlanarak normal yaşıtlarıyla arasındaki farkı en aza indirmek ve kaynaştırma ortamlarında eğitim almalarını sağlamak açısından çok önemlidir. Aynı zamanda erken tanı, bireyin ve yetersizliğinin bir an önce kabul edilmesini sağlayacak; tıbbi tedavi, rehabilitasyon çalışmaları ve eğitim hizmetlerinin bireye zamanında ve işlevsel olarak ulaşmasını sağlayacaktır.


#14

SORU:

Tıbbi tanılamada izlenen yöntemler nelerdir?


CEVAP:

Tıbbi Tanılamada İzlenen Yöntemler

• Öykü Alma (Demografik Bilgiler)

• Fizik Muayene

• Nörolojik Muayene

• Genetik Muayene

• İşitme Konuşma Değerlendirmesi

• Ruhsal Muayene

• Gerekli diğer muayeneler.


#15

SORU:

Rehberlik ve Araştırma Merkezlerinde eğitsel değerlendirme ve tanılama için gerekli belgeler nelerdir?


CEVAP:

Rehberlik ve Araştırma Merkezlerinde eğitsel değerlendirme ve tanılama için gerekli belgeler şunlardır: a) Bireyin, velisinin ya da okul yönetiminin yazılı talebi,

b) Koruyucu aile yanında kalan bireyler için yapılan başvurularda koruyucu aile belgesi,

c) Okula kayıtlı olan öğrenciler için Eğitsel Değerlendirme İstek Formu ,

ç) Birey için uygun eğitim ortamına yönlendirilmesi amaçlı başvurularda gerektiğinde Engelli Sağlık Kurulu Raporu,

d) Özel Öğretim Kurumları Kanunu kapsamında hizmet sunan kurumlarda destek eğitim hizmeti almak üzere yapılan başvurularda Engelli Sağlık Kurulu Raporu,

e) Özel Öğretim Kurumları Kanunu kapsamında hizmet sunan kurumlarda destek eğitim hizmeti alan bireylerin raporlarının yenilenmesi için yapılan başvurularda ilgili kurumca düzenlenecek Dönem Sonu Bireysel Performans Değerlendirme Formu 


#16

SORU:

Ağır yetersizliği olan bir çocuğa sahip çoğu ebeveynin yüzleştiği temel iki kriz nedir?


CEVAP:

Ağır yetersizliği olan bir çocuğa sahip çoğu ebeveyn iki büyük krizle yüzleşmektedir. Birincisi, çocuğun “sembolik ölümü” dür. Ağır yetersizlikleri olan çocukları olan pek çok aile ilk tanılamadan sonra şok hisseder ve bu duruma uyum sağlamadan önce inkâr, suçluluk, öfke ve üzüntü gibi duygular yaşar. Bazıları ise ağır depresyona girer. İkinci bir kriz, özel gereksinimli çocuğu olan ebeveynlerin günlük bakım rutinlerinde yaşadıkları problemlerdir. Örneğin, serebral palsi olan bir çocuğu beslemek, giydirmek ve uyutmak zordur. Sürekli olan bu bakım sorumlulukları aileleri yormaktadır.


#17

SORU:

Özel gereksinimli çocukların ailelerinin verdiği tepkileri etkileyen bazı faktörler nasıl sıralanabilir?


CEVAP:

Ailelerin Tepkilerini Etkileyen Bazı Faktörler

• Çocuğun cinsiyeti, özel gereksinim türü ve derecesi

• Ailenin büyüklüğü, kültürel yapısı

• Ailenin sosyo-ekonomik düzeyi,

• Dinî inanışları • Anne babanın kişilik özellikleri

• Eşlerin birbirine ne ölçüde yakın ve destek oldukları

• Anne babanın evlilik uyumu

• Ailenin sorunla başa çıkma kapasitesi

• Yakın çevrenin ve toplumun özellikleri,

• Doktorların davranışları


#18

SORU:

Özel gereksinimli çocuk, anne babalarıyla kurulacak iletişim ve işbirliğinde izlenecek yola ne ad verilir?


CEVAP:

Günümüzde özel gereksinimli çocuk, anne babalarıyla kurulacak iletişim ve işbirliğinde izlenecek yolu en iyi ifade eden yaklaşım aile merkezliliktir. Aile-merkezli yaklaşımda aile, gereksinimlerini kendisi belirler ve karşılama yollarını kendisi oluşturur. Kaynak sağlama ve hizmet sunma tamamen ailenin gereksinimlerine ve isteklerine göre belirlenir. Uzman sadece danışman konumundadır. Uzman ailenin planlama ve uygulama becerilerini maksimum düzeyde kullanmasına yardım etmek için devreye girer ve aileyi teşvik eder. Uygulama tamamen yeterliliğe dayalıdır. Sağlanan kaynak ve desteklerin amacı, ailenin gereksinimlerini karşılama yeterliğini arttırmaktır (Birkan, 2002).


#19

SORU:

Özel eğitim sürecinde aile ile etkili iletişim ve iş birliği stratejileri nelerdir?


CEVAP:

• Ortaya çıkabilecek durumlar karşısında hazırlıklı, planlı ve çözüm odaklı olunmalıdır.

• Çocukların kültürel yapılarına ve ailelerin rollerine saygı duyulmalıdır.

• Sürekli iletişim halinde olunmalı, ailelerin kaygıları dinlenmeli ve birlikte çalışılmalıdır.

• Çocukların bireysel ihtiyaçlarını karşılayacak doğal destekler sağlanmalıdır.

• Özel gereksinimli çocukların ihtiyaçlarına yönelik hizmetler sağlanmalı ve aileler bilgilendirilerek güçlendirilmelidir.


#20

SORU:

Bireyselleştirilmiş Eğitim Programı (BEP) nedir?


CEVAP:

Özel gereksinimli bireyin gelişimi veya ona uygulanan programın gerektirdiği disiplin alanlarında eğitsel gereksinimlerini karşılamak üzere uygun eğitim ortamlarından ve destek hizmetlerinden (en üst düzeyde) yararlanmasını öngören yazılı planlardır.


#21

SORU:

Ailenin özel gereksinimli çocuğun eğitimine katılımını arttırmak için yapılabilecekler nasıl sıralanabilir?


CEVAP:

• Anne-babalarla etkili, düzenli ve sürekli ilişki kurmak, • Mutlaka her aileye ev ziyaretleri yapmak, • Her aileye çocuklarıyla ilgili olumlu mesajlar yollamak, • Çocuğun ve ailenin güçlü taraflarını vurgulamak, • Anne-babalarla güvene ve saygıya dayalı ilişki kurmak, • Onları dinlemek ve görüşlerine değer vermek, • Ailelerin gereksinimlerini belirlemek, • Ailelerin ve okul personelinin gereksinimi olan eğitimi sağlamak, • Anne-babaların kendilerini rahat ve güvende hissedecekleri davet edici bir okul çevresi yaratmak, • Okul personeline etkili iletişim becerileri kazandırmak, • Anne-babaları eşit ortaklar olarak görerek işbirliğinin ve ortaklığın nasıl geliştirileceğine ilişkin eğitim toplantıları yapmak, • Okulla ilgili kararların alınmasına, programların oluşturulmasına, değerlendirme sürecine ve etkinliklerin düzenlenmesine ailelerin katılımını sağlamak, • Onların bilgilerinden, becerilerinden ve uzmanlık alanlarından yararlanmaktır.


#22

SORU:

Hem ev hem de kuruma dayalı olarak uygulanan programlar nelerdir?


CEVAP:

• Genişletilmiş programlar, çocuğun devam ettiği kurumdaki eğitim programının benzerinin, okulla aynı zamanda, aynı materyaller kullanılarak, evde ebeveyn tarafından çocuğa uygulanmasını sağlayan programlardır.

• Genelleştirme programları, çocuğun devam ettiği eğitim kurumunda uygulanmakta olan eğitim programında edinilen bazı kavram ve becerilerin ev ortamında sürdürülmesi ve genellenmesini sağlamaya çalışan programlardır.

• Özelleştirilmiş aile eğitim programları, çocuğun gereksinimi olduğu düşünülen ancak eğitim kurumunun eğitim programında yer almayan ya da okul ortamında kazandırılması uygun olmayan becerilerin, ebeveynler tarafından evde çocuğa öğretilmesini sağlamaya yönelik programlardır.

• Davranış yönetimi programları, ebeveynlere çocuklarının davranışlarını kontrol edebilme becerilerini kazandırmak amacıyla hazırlanmaktadır. Bu programlar, ebeveynlere çocuğun daha çok ev ortamında görülen, uygun olmayan davranışları azaltma ve uygun davranışları artırma becerileri kazandırmaktadır (Varol, 2006).


#23

SORU:

Rehberlik ve Araştırma Merkezlerinin sağladığı hizmetler nelerdir?


CEVAP:

Rehberlik ve araştırma merkezleri; özel eğitime ihtiyacı olan bireylerin eğitsel değerlendirme, tanılama, izleme ve yönlendirme hizmetlerini yürütür. Ayrıca, birey ve ailesine destek eğitimi ile rehberlik ve psikolojik danışma hizmetleri de sunmaktadır (Özen, 2012). Rehberlik Araştırma Merkezlerinde oluşturulan Özel Eğitim Değerlendirme Kurulu tarafından bireyin eğitsel değerlendirme ve tanılaması yapılarak özel eğitim hizmetlerinden yararlanmayı gerektirecek bir yetersizliğe sahip olup olmadığı belirlenir. Daha sonra özel gereksinimli birey uygun resmî okul veya kuruma yerleştirir. Özel eğitime ihtiyacı olan bireylerin öncelikle yetersizliği olmayan akranlarının devam ettiği sınıf olmak üzere, özel eğitim sınıfı, gündüzlü özel eğitim okulu/kurumu, yatılı özel eğitim okulu/kurumu gibi ihtiyaçlarına göre yerleştirildikleri farklı ortamlarda eğitimlerini sürdürmeleri sağlanır.


#24

SORU:

Kaynaştırma eğitim nedir?


CEVAP:

Kaynaştırma yoluyla eğitim, özel eğitime ihtiyacı olan bireylerin eğitimlerini, destek eğitim hizmetleri de sağlanarak yetersizliği olmayan akranları ile birlikte resmî ve özel; okul öncesi, ilköğretim, orta öğretim ve yaygın eğitim kurumlarında sürdürmeleri esasına dayanan özel eğitim uygulamalarıdır. Kaynaştırma, gerektiğinde sınıf öğretmenine ve/veya yetersizliği olan öğrenciye destek özel eğitim hizmetleri sağlanması koşuluyla, yetersizliği olan öğrencilerin normal eğitim ortamlarında eğitilmesidir.