BATI EDEBİYATINDA AKIMLAR I Dersi Realizm (Gerçekçilik) soru cevapları:
Toplam 64 Soru & Cevap#1
SORU:
Realizm kavramı hangi kökten gelmektedir?
CEVAP:
“Realizm” Fransızca “Réalité-Réalisme”
sözcüklerinden dilimize geçen, “real-gerçek” kökünden
türetilmiş bir sözcüktür. Realizmi karşılamak için
“Gerçekçilik” terimi de kullanılır.
#2
SORU:
Felsefede gerçek ne anlama gelir?
CEVAP:
Felsefede “gerçek”, “düşünülen, tasarımlanan,
imgelenen şeylere karşıt olarak var olan”dır. Varlığın
insan bilincinin süzgecinden geçip deforme olmamış salt
hâlidir.
#3
SORU:
Sanat akımlarında gerçek kavramı ve realizmi
gerçekçiliği neyi ifade eder?
CEVAP:
Edebi akımlara geniş bir açıdan bakıldığında
akımların sanat eserinde “gerçek” olarak neyi kabul
ettiklerinin estetik anlayışlarını da belirlediği görülür.
Gerçeğin niteliği sanatsal yapılanmalarını belirler.
Örneğin klasisizmin gerçeği platonik ideallerdir;
romantizmin duygular; sürrealizmin bilinçaltı… Bu
akımların hepsi de konu ettiklerinin esas gerçeklikler
olduğunu iddia eder. Realizmin gerçeği ise gözle görülen,
akılla kavranan ve yine akılla yansıtılan, kısacası beş duyu
organı ile herkes tarafından aynı şekilde algılanan
nesnelerdir. Doğanın idealize edilmemiş hâlidir.
#4
SORU:
Sanatta realizm hangi ilkeye dayanır?
CEVAP:
Sanatta realizm, günlük yaşamı, toplumsal
sorunları bireysel duygulara fazla yer vermeden, olduğu
gibi, ayrıntılarıyla betimleme ve anlatma ilkesine dayanır.
#5
SORU:
Sanayi Devrimi’nin sembolü ne ile başlatılır?
CEVAP:
Sanayi Devriminin sembolü, James Watt (1736-
1819)’ın geliştirdiği “buharlı motor” 1787’de icat edilir.
Buhar kullanımı bir anlamda teknolojinin ilk adımıdır.
Artık kol gücü gerektirmeyen ve binlerce insanın
yapabildiğini tek başına yapan makineler vardır.
#6
SORU:
Kömür merkezli sanayi üretimi hangi ülkenin ekonomi
ve toplumsal yaşamını etkiler?
CEVAP:
Sanayileşme kömür odaklı olduğu için kömür
yatakları fazla olan İngiltere, sanayileşmenin öncüsü
konumundadır. 1820’lerden itibaren İngiltere’de sanayi
geliri tarımsal geliri geçer ve doğal olarak kent nüfusu da
artar.
#7
SORU:
Sanayileşmenin hızlanmasını sağlayan gelişmelerden
biri nedir ve yansımaları nasıldır?
CEVAP:
Sanayileşmenin hızlanmasını sağlayan
gelişmelerden biri de demiryollarıdır. Demiryolu hem araç
hem de amaçtır. Gerek üretilen malların sevkinde gerekse
hammaddelerin temininde demiryolu son derece
işlevseldir ve Avrupa’da demiryolu ağının yaygınlığı, bir
güç gösterisine dönüşür. Gittikçe hızlanan bir biçimde
özellikle İngiltere’de 1850’lere kadar on binlerce
kilometre ray döşenir.
#8
SORU:
İkinci sanayi devrimini başlatan enerji kaynakları ve
bunun üretime yansıması nasıldır?
CEVAP:
Petrol ve elektriğin kullanılmaya başlanması ise
ikinci sanayi devrimi demektir. ABD’de ilk petrol kuyusu
1859 yılında Albay Edwin Drake (1819-1880) tarafından
açılır. Sonra oyuna Rusya dâhil olur. İlkin aydınlatmada
kullanılan petrol, patlamalı motorun icadıyla farklı
alanlarda kullanılmaya başlar. 1914’te Rudolf Diesel
(1858-1913)’in geliştirdiği motor, otomobillerin yollarda
görülmeye başlaması demektir
#9
SORU:
Sanayi devriminin arkasındaki temel itici güç nedir ve
Avrupa kıtasında etkileri ne şekilde gelişir?
CEVAP:
Aydınlanma felsefesi sanayi devriminin
arkasındaki temel itici güçtür. Sanayi devrimi ile
Avrupa’nın varsıllaşması ise ekonomiyi toplum hayatı için
daha önemli bir konuma getirmiştir. Hatta artık ilişkilerini
ekonomi belirler olmuştur. Tersinden bakıldığındaysa
bilimsel icatların, insanların akıl ve nesnelliğe meylini
arttırdığı görülür. Bireysel ve toplumsal kararlarda akıl ve
aklın uzantıları olarak bilimsellik, nesnellik, hukukun
üstünlüğüne inanmak vazgeçilmez değerler olur.
#10
SORU:
Realizmin felsefi temellerini neler oluşturmaktadır?
CEVAP:
Realizmin felsefi temellerini rasyonalizm,
pozitivizm ve determinizm oluşturur. Bunların kökleri ise
17. yüzyıl “Kartezyen felsefesi”ne dayanır. Onu takiben
Aydınlanma Çağı ile birlikte Avrupa düşünce yapısında
mistiğin ve dogmanın yerini akıl ve bilimsellik alacaktır.
#11
SORU:
Engizisyon nedir?
CEVAP:
Engizisyon, Orta Çağ döneminde özellikle
Katolik Avrupa’da katı dinî kurallara karşı gelenleri ya da
dinî kurallara uymayanları cezalandırmak için kurulan
kilise mahkemeleridir.
#12
SORU:
17. yüzyıl ana düşüncesi nedir ve arkasındaki isimler
kimlerdir?
CEVAP:
René Descartes, Thomas Hobbes (1588-1679),
Baruch Spinoza (1632-1677), Gottfried Leibniz (1646-
1716)’in başı çektiği 17. yüzyıl felsefesinin ana dinamiği
rasyonalizmdir. Rasyonel (Kartezyen) düşüncenin ardında
ise bir önceki dönemin bilimsel gelişmeleri vardır.
#13
SORU:
Rasyonalist düşünce neyi anlatır?
CEVAP:
Türkçe karşılığı “akılcılık” olan “rasyonalizm”
(Latince ratio: akıl, us) aklı bilginin kaynağı olarak alan
felsefi akımdır. Yalnız akla uygun ve akılla kavranıp izah
edilebilecek olanları hareket noktası olarak alır. Evrendeki
tüm olayların bir neden-sonuç ve yasalar bütününün
neticesinde şekillendiğini ileri sürer.
#14
SORU:
Modern çağ felsefesinin başlangıcı kimdir ve
düşünceleri temel olarak hangi dinamiklere dayanır?
CEVAP:
“Cogito, ergo sum” (Düşünüyorum, öyleyse
varım) sözüyle tanınan Descartes, felsefe tarihçilerinin
genel kanaatine göre modern çağ felsefesinin
başlangıcıdır. Matematik, fizyoloji ve fizik gibi bilim alanlarında çalışmalar yapan filozofun öğretisi düalist bir
nitelik taşır. Antik Yunan filozoflarının şüpheciliğini
yeniden bir yöntem olarak kullanmaya başlayan düşünür,
analitik geometri adı verilen matematiksel kesinliklere
varmaya çalışır.
#15
SORU:
Düalizm nedir?
CEVAP:
Düalizm, dilimizde ikicilik terimiyle de
karşılanan düalizm, herhangi bir olguyu var eden birbirine
indirgenemez iki değeri de aynı anda kabul etme
durumudur.
#16
SORU:
Descartes’ın temel yöntemi nedir?
CEVAP:
Descartes’ın temel yöntemi şöyle özetlenebilir:
Önce, bir ilke olarak, edinilmiş bütün bilgilerimden şüphe
etmeliyim ve onları bir yana bırakarak ilk ve sağlam yeni
bir düşünceden yola çıkmalıyım. İnsanların bütün
düşünceleri birbirine bağlıdır, birbirinden çıkar; bir
düşünce ondan önce gerçekleşmiş başka bir düşüncedir.
Düşünceler bir neden-sonuç zinciri içinde sürüp giderler
(mekanizm). Öyleyse sırayı titizlikle kovalarsam, doğru
olmayan bir düşünceyi doğru sanmaktan sakınarak
düşünce zincirinin arasına yanlış bir düşünce
karıştırmazsam doğru olan’a ulaşabilirim. Bu durumda
benim için kesin olan tek şey şüphe etmek’tir. Bütün
bilgilerden şüphe etmek gerektiği benim için şüphesiz’dir.
Şüphe etmek düşünmektir; düşünmekse var olmaktır.
Öyleyse var olduğum da şüphesizdir. Düşünüyorum o
hâlde varım.
#17
SORU:
Aydınlanma felsefesinin temelini nedir?
CEVAP:
Aydınlanma felsefesinin temelini toplumdaki
eksiklikleri gidermek, iyilik, adalet ve bilimsel bilgi
düşüncesini yayarak gelenekleri, politikayı, yaşam
koşullarını değiştirmeye çalışmak oluşturur. Bu felsefede
bilincin toplumun gelişmesinde belirleyici rol oynadığı,
toplumdaki kötülüklerin insanların cehaletinden ve kendi
doğalarını anlama gücünden yoksun oluşlarından
kaynaklandığı idealist sanısı hâkimdir.
#18
SORU:
Tabula rasa ifadesi ile Locke insanı nasıl anlatır?
CEVAP:
John Locke (1632-1704), insanı boş bir levha
(Tabula Rasa) olarak gören ve insanın deneyimlerle
kendini var ettiğini düşünen Locke, ampirist felsefesi ile
akıl çağının, aydınlanmanın öncülerindendir.
#19
SORU:
Aydınlanma ve ansiklopedi ilişkisi nedir?
CEVAP:
Aydınlanma düşüncesinin hızla yayılmasını
sağlayan gelişmelerin başında Ansiklopedi
(Encyclopédie)’nin yayımlanması gelir. Kilise’nin
yasaklama çabalarına rağmen eseri yayımlayan
Ansiklopedi’nin baş editörü Diderot olacaktır
#20
SORU:
Aydınlanmayı belirleyen birtakım tavır, eğilim ve
kavramlar nelerdir?
CEVAP:
Aydınlanmayı belirleyen birtakım tavır ya da
eğilimden söz edilebilir. Bunlar sırasıyla hümanizm,
deizm veya ateizm, akılcılık, ilerlemecilik, iyimserlik ve
evrenselciliktir. Bunlardan hümanizm, Aydınlanmada her
şeyden önce dünyanın, sınırları doğa tarafından değil
ulusal sınırlar tarafından çizilen, insani bir dünya olduğu,
anlamına gelir. Dünya tanrı tarafından yaratılmıştır, fakat
o artık insanların elindedir. Buna göre, dünya, insanın
değerleri, tutkuları, umut ve korkularıyla belirlenen insani
bir evrede bulunmaktadır. Bu evrede insanın evrensel olan
doğasına büyük bir inanç beslenmiştir. Temel duyguların,
fikirlerin her yerde aynı olup, ulusal, kültürel ve ırk
bakımından farklılıkların yapay olduğu savunulur.
Aydınlanma boyunca bir yandan farklılıklara hoşgörüyle
bakılırken, bir yandan da insanın doğası ve gerçek anlamı
gün ışığına çıkarılmaya çalışılır
#21
SORU:
Pozitivizm neyi anlatır ve öncüsü kimdir?
CEVAP:
Olguculuk olarak da bilinen pozitivizm en
sağlam bilginin bilimsel bilgi olduğunu savunan felsefi
sistemdir. Sosyolojinin babası sayılan August Comte’un
sistemleştirdiği pozitivizme göre gerçek bilginin kaynağını
doğa bilimleri oluşturur. Klasik Alman idealizminin
bilimsel gelişmeler sonucu ortaya çıkan yeni felsefi
problemleri çözemeyişi karşısında bir alternatif olarak
ortaya çıkmıştır. Klasik felsefenin varlık ve nedenler
üzerindeki soyut çıkarımlarının yetersizliğine inandıkları
için deney yoluyla edinilemeyecek, çözümlenip
sınanamayacak kavram ve önermelerin anlamsız olduğunu
düşünmüşlerdir.
#22
SORU:
Realist sanatın başlangıcı olarak kabul edilen tarih ve
eser nedir?
CEVAP:
Realizm 1850’lerden itibaren önce resim alanında
gelişmeye başlar. Gustave Courbet (1819-1877)’nin
“Ornans’ta Cenaze” eseri realizmin çıkışı olarak kabul
edilir. Bu resim etrafında gelişen tartışmalar yavaş yavaş
realist kuramın da oluşmasına vesile olur.
#24
SORU:
Courbet’nin edebiyatta etkisi hangi sanatçı ve eseri ile
görülür?
CEVAP:
Realizmin insanı çevreyle bir bütün hâlinde ele
alan anlayışı kısa sürede edebiyatçılar arasında da yayılır.
Courbet’nin resimdeki etkisini Gustave Flaubert (1821-
1880) roman sahasında bir adım öteye taşır. Fransız
edebiyatıyla realizmi tanıştıran kişi olarak bilinen
Flaubert’in başyapıtı Madam Bovary (1857), burjuva
ahlâkını realist bir tutumla gözler önüne sermesiyle
Fransız sanat çevrelerini derinden sarsar. Katı nesnelliği
ile kadın doğasını ifşa etmeye çalışan bu roman, ahlak
dışılık suçlamalarına maruz kalır.
#25
SORU:
Romantizmle realizm arasında Stendhal’in eserlerinin
izleri nelerdir?
CEVAP:
Romantizmle realizm arasında köprü olduğunu
daha önce de belirttiğimiz Stendhal, Restorasyon dönemi
Fransasının karamsar bir panoraması olan Kırmızı ve Siyah (1830) ve Parma Manastırı (1839) romanlarında
siyasal konulardaki ve psikolojik tahlillerdeki derinliği ile
dikkat çeker.
#26
SORU:
Stendhal ve romanlarının kahramanları arasında nasıl
bir ilişkilendirme vardır?
CEVAP:
Julien Sorel (Kırmızı ve Siyah) ve Fabrice
(Parma Manastırı) gibi kahramanlarının kendi hayatından
izler taşıdığı bilinen bir şeydir. Ancak Stendhal kendi
hayatı ile roman kahramanları arasına duvar çeker ve
tahlillerinin santimantalizme kurban gitmesine ve
gerçekliğin zedelenmesine izin vermez.
#27
SORU:
Balzac eserleri kaç grupta ve hangi temalar ekseninde
oluşturulur?
CEVAP:
Balzac, eserlerini üç grupta toplama
gayretindedir. Bunlardan ilki insan yaşamını ve toplumu
oluşturan başat ilkeleri belirlemeye çalıştığı “çözümleyicianalitik”
gruptur. İkincisi insan davranışlarını ve
eylemlerini belirleyen sebepleri değerlendirme niyetinde
olduğu “felsefi incelemeler”; sonuncusu ise insan
davranışlarının bu defa sonuçlarına yönelen “töre
incelemeleri”dir. Töre incelemelerini taşralı, askerî, kırsal
gibi denek kişi, sahne ve mekânlar üzerinden yapacaktır.
#28
SORU:
Balzac toplumu ve insanı bir doğa bilgininin görüsü
ile nasıl ilişkilendirir?
CEVAP:
Balzac toplumu ve insanı bir doğa bilgininin
hayvan türlerini izah ettiği şekilde düşünür. Toplumsal
ortamın insanın davranışları, karakteri üzerinde etki
yaptığı düşüncesinden hareket eden Balzac, romanlarında
geçecek olayların yaşanacağı yerlere, evlere, sokaklara
gitmiş, görmüş ve notlar almıştır. İlgili dokümanları
toplamak amacıyla Paris içinde uzun gezintiler, taşrada
seyahatler düzenlemiştir. Ayrıca, gerektiğinde yetkili
kişilere başvurmuş, onlardan roman konularıyla ilgili
bilgiler almıştır. Gözleme verdiği önem nedeniyle
Balzac’ın romanlarında, olayın geçtiği şehre, çevreye, yere
ait tasvirler geniş yer tutar. Roman kahramanlarının yazar
tarafından çizilen portreleri bir başka realist öğeyi
oluşturur. Onların dış görünümleri uzun uzun tasvir edilir.
Roman anlayışı ve kullandığı tekniklerle Balzac, realist
yazarlar için bir çıkış noktası olmuştur.
#29
SORU:
Flaubert ve Goncourt Kardeşler romanlarını
yazmadan önce nasıl bir çalışma yaparlar?
CEVAP:
Flaubert ve Goncourt Kardeşler’in romanlarını
yazmadan önce ansiklopedilerden, kitaplardan, araştırma
ve notlardan yararlandıkları, anlatacaklarının
gerçekliğinden emin olmak için araştırma yaptıkları ve
hatırı sayılır birer kütüphaneleri olduğu bilinir.
Amaçladıkları nesnellik ve bilimselliktir. Bir bilim adamı
titizliğinde, bilimsel yöntemler eşliğinde sağlam sonuçlara
varmayı hedeflerler.
#30
SORU:
Flaubert’le birlikte realizmin roman sanatına
bakışında nasıl yaklaşım farkı oluşur?
CEVAP:
Flaubert’le birlikte realizmin “vesikalara
dayanma” ve “vaka ve tipleri gerçek hayattan alma”
şeklindeki iki ana ilkesi ortaya konur. Bunu mümkün
olduğunca “nesnel olma” ilkesi takip eder. Böylelikle
Flaubert, Balzac’ın vakaları gerçek hayattan alma ve hafif
romantik bir tavırla işleme ilkesi ile birlikte
Champfleury’nin gözleme dayalı kuru realizmini
sentezlemiş olacaktır.
#31
SORU:
Flaubert’in ölümsüz romanı Madam Bovary’nin ana
karakterinin etki çıkış karakterleri nelerdir?
CEVAP:
Gustave Flaubert’in ölümsüz romanı Madam
Bovary önce bu olaydan sonra da bir başka “kötü yola
düşmüş kadın” Louise Pradier’in anılarından esinlenilerek
yazılacaktır. Emma Bovary’nin gerçekte kim olduğu
sorusu yöneltildiğinde Flaubert, Emma’nın kendisi
olduğunu söyler. Yine romanı için çalışırken “Benim
zavallı Bovary’m, şu anda Fransa’da yirmiden fazla köyde
acı çekiyor ve ağlıyor” notunu düşen Flaubert, hem
toplum içinde kadının yerini belirlemeye hem de bilinen
ama itiraf edilemeyen gerçekleri ifşa etmeye çalışır.
#32
SORU:
Realizmin çıkış eseri Madam Bovary’nin akım
açısından taşıdığı temel özellikler nelerdir?
CEVAP:
Realizmin çıkış eseri Madam Bovary’nin akım
açısından önemi en küçük ayrıntısına kadar mantık
silsilesini bozmadan karakterlerin ruh hâllerini ortaya
koyması ve duyguya yer vermeyen sağlam nesnelliğidir.
Realizmin ve tam anlamıyla natüralizmin ana
temalarından biri olan burjuva eleştirisi ise hem bu
romanın hem de Flaubert külliyatının vazgeçilmezleri
arasındadır.
#33
SORU:
Realizmin, yazarları esas alan bir gelişim çizgisi
oluşturulmak istense nasıl bir sıralama oluşur?
CEVAP:
Realizmin, yazarları esas alan bir gelişim çizgisi
oluşturulmak istense ilk olarak romantizmden realizme
geçişi teşkil eden Stendhal ve Balzac’ı, ikinci safhada
Champfleury gibi mutlak realistleri, ardından sentezci
Flaubert’i ve son safhada Goncourt Kardeşler’i koymak
gerekir. Goncourt Kardeşler ise realizmden natüralizme
geçişte bir köprü olacaktır.
#34
SORU:
Goncourt Kardeşler’in realizm anlayışlarını
değerlendirdiğimizde nasıl bir eleştiri oluşur?
CEVAP:
Realist akımın hususlarını tam anlamıyla
uygulama hassasiyeti taşıyan Goncourt Kardeşler, Balzac
ve Champfleury’nin tip ve olayları gerçek hayattan alan
sosyolojik temelli romanları ile Flaubert’in ince, titiz
işçiliğini birleştirip realizmin tipik eserlerini vermişlerdir.
Onların eserlerinde kusur olarak görülebilecek şey, Balzac
ve Flaubert gibi zaman zaman romantizmin naifliğine
kayamamak ve edebî metnin duyguları harekete geçirmeyi
amaçlayan bir sanatsal yapı olduğunu unutup salt realizm
içinde, dokümantasyon kuruluğunda kalmaktır.
#35
SORU:
Realizmi, natüralizm ve romantizme karşı bir tepki
olarak gören, realistlerin yaklaşımı nedir?
CEVAP:
Realizmi, natüralizm ve romantizme karşı bir
tepki olarak gören W. Wimsatt ve C. Brooks’un
realistlerin gerçek olarak neyi kabul ettiğine dair
düşüncelerini şöyle aktarır: “Gerçekçi edebiyatın en
karakteristik nitelikleri olarak tarih bilincini, bilimselliği, olgu gerçekçiliğini ve sosyal gerçekçiliği gösteren bu
yazarlara göre gerçekçi edebiyat, sadece gotik romanları,
macera romanlarını, alegorik ve sembolik ifade ve
düşünce biçimlerini değil, klasik dengeyi, muhafazakâr
ahlâkı da gerçek dışı saymış ve sanatta yepyeni bir gerçek
anlayışının gerektiğini ifade etmiştir.
#36
SORU:
Realizmin nesnellik ilkesi neye dayanır?
CEVAP:
Romancının malzemesi kuşkusuz toplum ve
insandır. Realizm romantizmin kendisi ile toplum arasında
mesafe koymaksızın okuyucunun duygularını harekete
geçirmeye çalışan anlayışı karşısında kendisi ile ele
alacağı olay arasına özellikle mesafe koyar. Dışarıdan
gözlemler ve kendi dahli olmadan gözlemlediklerini
olduğu gibi yansıtmayı amaçlar.
#37
SORU:
Realist romancı kahramanının iyi ya da kötü
davranışlarını ele alırken nasıl bir duruş sergiler?
CEVAP:
Realist romancı kahramanının iyi ya da kötü
davranışlarını yargılayan, metin içerisinde aralara girip
ahlâk dersi vermeye çalışan birisi de değildir. Olayların
akışının doğal seyrine –eşyanın tabiatına aykırı bir
biçimde- müdahale etmez. Kahramanlarına da anlattığı
olaylara da mesafesini korur. Olayların aktarımında bir
aracı niteliğindedir. Olayları yorumlayıp buradan hangi
dersleri çıkarmamız gerektiğini salık vermez.
#38
SORU:
Realizmin evrensel insan tabiatına yaklaşımı nasıldır?
CEVAP:
Realizm evrensel insan tabiatına yoğunlaşır.
İnsanın benliğine ait ilkel özellikler ön plana çıkarılır.
Maddeye düşkünlük, arzular, cinsellik, açlık vb. insandan
insana değişmeyecek değerler, determinizmin,
nedenselliğin uygulanması için birebirdir. Realist
eserlerde insan, çevre ve toplum içinde sunulur ve
yukarıdaki değerlerle sınanır. Sonu başından belli bir
kurguya doğru her insanın aynı şartlar altında aynı şekilde
davranacağı ve sonucun da bu durumda aynı olacağı
ilkesiyle hareket edilir.
#39
SORU:
Realist edebiyat, gözlem ve betimlemeye ne orada yer
verir?
CEVAP:
Realist edebiyatın ayırt edici yönlerinin başında
betimleme (tasvir) gelir. Realizm, edebi eserde anlatılacak
olayların ve kahramanların gerçek hayatın birer yansıması
olduklarını ortaya koymak ve sahihlik algısını
güçlendirmek için insanı çevresiyle bir bütün içinde
değerlendirir. Uzun ve ayrıntılı mekân tasvirleri realist
romanın belirgin özelliklerindendir. Aynı şekilde insan
mazisi, hâli ve geleceği yanında fiziksel ve sosyolojik tüm
yönleriyle arada hiçbir bağlantı kopukluğuna izin
verilmeksizin betimlenir.
#40
SORU:
Realizmin dil ve üsluba yaklaşımı nasıldır?
CEVAP:
Realist yazarlar pozitivizmin bir neticesi olarak
olayları ve kahramanlarını mantıksal bir boşluk
bırakmadan ince ince işlerken dil işçiliğinde de titizlenir.
#41
SORU:
Gustave Flaubert’in dil üslup konusundaki görüşleri
nedir
CEVAP:
Üslup inceliği açısından zirve isimlerden biri
olan Flaubert’in “Söylemek istediğimiz her ne olursa
olsun, o şeyi en iyi izah edebilecek bir kelime, en iyi
canlandıracak bir fiil, en güzel niteleyecek bir sıfat vardır.
Şu hâlde, o kelimeyi, o fiili, o sıfatı bulana kadar sabırlıca
aramamız lazımdır” sözlerindeki mana budur. Realizmin
şiirdeki yansıması olan parnasizmde mükemmellik arayışı
daha da önemsenecektir.
#42
SORU:
Realizm sözcüğünün anlamı ve kelime kökü nereden gelmektedir?
CEVAP:
Realizm, Fransızca “Réalité-Réalisme” sözcüklerinden dilimize geçen, “real-gerçek” kökünden türetilmiş bir sözcüktür. Realizmi karşılamak için “Gerçekçilik” terimi de kullanılır.
#43
SORU:
Fransız İhtilalinin başat değerleri nelerdir?
CEVAP:
Fransız İhtilalinin başat değerleri eşitlik, adalet, hürriyet, demokrasi ve insan haklarıdır.
#44
SORU:
Fransız İhtilali hangi ideolojiyi dünyaya miras bırakır?
CEVAP:
Fransız İhtilali, dünya siyasetine milliyetçilik ideolojisini de miras bırakacaktır.
#45
SORU:
Buharlı motor kim tarafından ne zaman icat edilir?
CEVAP:
Sanayi Devriminin sembolü, James Watt (1736-1819)’ın geliştirdiği “buharlı motor” 1787’de icat edilir
#46
SORU:
ABD’de ilk petrol kuyusu kim tarafından ne zaman açılır?
CEVAP:
ABD’de ilk petrol kuyusu 1859 yılında Albay Edwin Drake (1819-1880) tarafından açılır.
#47
SORU:
Realizmin felsefi temellerini hangi düşünceler oluşturur?
CEVAP:
Realizmin felsefi temellerini rasyonalizm, pozitivizm ve determinizm oluşturur.
#48
SORU:
Engizisyon nedir?
CEVAP:
Engizisyon, Orta Çağ döneminde özellikle Katolik Avrupa’da katı dinî kurallara karşı gelenleri ya da dinî kurallara uymayanları cezalandırmak için kurulan kilise mahkemeleridir.
#49
SORU:
Modern astronomi kimle başlar ve getirdiği yeni bakış nedir?
CEVAP:
Modern astronominin başlangıcı sayılan Nicolaus Copernicus (1473-1543)’un 16. Yüzyılın başında “Güneş Sistemi”nin tarifini yapması, bilim tarihinde bir dönüm noktasıdır.
#50
SORU:
Düalizm nedir?
CEVAP:
Düalizm, dilimizde ikicilik terimiyle de karşılanan düalizm, herhangi bir olguyu var eden birbirine indirgenemez iki değeri de aynı anda kabul etme durumudur.
#51
SORU:
Kartezyen felsefe adını nereden alır?
CEVAP:
Kartezyen felsefe adını Descartes’in adının Latince karşılığı olan Renatus
Caertesius’tan alır.
#52
SORU:
Aydınlanma felsefesinin temelini neler oluşturmaktadır?
CEVAP:
Aydınlanma felsefesinin temelini toplumdaki eksiklikleri gidermek, iyilik, adalet ve bilimsel bilgi düşüncesini yayarak gelenekleri, politikayı, yaşam koşullarını değiştirmeye çalışmak oluşturur.
#53
SORU:
Aydınlanma düşüncesinde Ansiklopedi'nin etkisi nedir?
CEVAP:
Aydınlanma düşüncesinin hızla yayılmasını sağlayan gelişmelerin başında Ansiklopedi (Encyclopédie)’nin yayımlanması gelir. Kilise’nin yasaklama çabalarına rağmen eseri yayımlayan Ansiklopedi’nin baş editörü Diderot olacaktır.
#54
SORU:
Pozitivizmin düşünce anlayışı nasıldır?
CEVAP:
Olguculuk olarak da bilinen pozitivizm en sağlam bilginin bilimsel bilgi olduğunu savunan felsefi sistemdir.
#55
SORU:
Pozitivizmin önderi Auguste Comte’a göre bu düşünceyi ayıran temel bakma biçimleri nelerdir?
CEVAP:
Pozitivizmin önderi Comte’a göre gerek idealist gerek materyalist olsun kadim filozofların uğraşı alanları metafizikseldir. Oysa ona göre metafiziğin yerine bilimi koymak gerekir.
#56
SORU:
Realizm hangi alan, sanatçı ve eserin öncülüğünde başlar?
CEVAP:
Realizm 1850’lerden itibaren önce resim alanında gelişmeye başlar. Gustave Courbet (1819-1877)’nin “Ornans’ta Cenaze” eseri realizmin çıkışı olarak kabul edilir. Bu resim etrafında gelişen tartışmalar yavaş yavaş realist kuramın da oluşmasına vesile olur.
#57
SORU:
Barbizon Okulu adlandırması nereden gelmektedir?
CEVAP:
Barbizon Okulu” adını öncüleri olan Théodore Rousseau ve Jean François Millet’nin yoksulluk nedeniyle yerleştikleri Barbizon kasabasından alır.
#58
SORU:
Gustave Flaubert'in realist edebiyatta etkisi nedir?
CEVAP:
Courbet’nin resimdeki etkisini Gustave Flaubert (1821-1880) roman sahasında bir adım öteye taşır. Fransız edebiyatıyla realizmi tanıştıran kişi olarak bilinen Flaubert’in başyapıtı Madam Bovary (1857), burjuva ahlâkını realist bir tutumla gözler önüne sermesiyle Fransız sanat çevrelerini derinden sarsar. Katı nesnelliği ile kadın doğasını ifşa etmeye çalışan bu roman, ahlak dışılık suçlamalarına maruz kalır.
#59
SORU:
Honore de Balzac gerçekçi eserlerini hangi başlıklar altında toplar?
CEVAP:
Balzac, eserlerini üç grupta toplama gayretindedir. Bunlardan ilki insan yaşamını ve toplumu oluşturan başat ilkeleri belirlemeye çalıştığı “çözümleyici-analitik” gruptur. İkincisi insan davranışlarını ve eylemlerini belirleyen sebepleri değerlendirme niyetinde olduğu “felsefi incelemeler”; sonuncusu ise insan davranışlarının bu defa sonuçlarına yönelen “töre incelemeleri”dir. Töre incelemelerini taşralı, askerî, kırsal gibi denek kişi, sahne ve mekânlar üzerinden yapacaktır.
#60
SORU:
Kimler, roman yazarıyla tarihçinin eylemini birbirine yaklaştırmıştır?
CEVAP:
Goncourt Kardeşler roman yazarıyla tarihçinin eylemini birbirine yaklaştıracaktır.
#61
SORU:
Realist yazarların romantiklerden farkları nelerdir?
CEVAP:
Realist yazar romantikler gibi olağanüstülüklerden, rastlantılardan, mucizelerden sıyrılacak ve belgelere, yaşanmış hayat hikâyelerine, tarih kitaplarına, günlüklere müracaat edecektir.
#62
SORU:
Realist eserlerde insan nasıl ele alınır?
CEVAP:
Realizm evrensel insan tabiatına yoğunlaşır. İnsanın benliğine ait ilkel özellikler ön plana çıkarılır. Maddeye düşkünlük, arzular, cinsellik, açlık vb. insandan insana değişmeyecek değerler, determinizmin, nedenselliğin uygulanması için birebirdir.
#63
SORU:
Flaubert'in realist edebiyatta dil ve üslup anlayışına bakışı nasıldır?
CEVAP:
Üslup inceliği açısından zirve isimlerden biri olan Flaubert’in “Söylemek istediğimiz her ne olursa olsun, o şeyi en iyi izah edebilecek bir kelime, en iyi canlandıracak bir fiil, en güzel niteleyecek bir sıfat vardır. Şu hâlde, o kelimeyi, o fiili, o sıfatı bulana kadar sabırlıca aramamız lazımdır” sözlerindeki mana budur.
#64
SORU:
19. yüzyılın ikinci yarısından sonra realizmi tahtın eden akım ve onun arkasından değişen sanat anlayışları nelerdir?
CEVAP:
19. yüzyılın ikinci yarısında gelişen ve sanat dünyasında ağırlık kazanmaya başlayan sembolizm, realizmi tahtından etmeye başlasa da 19. yüzyılın sonlarına doğru “Eleştirel Gerçekçilik” ve “Toplumcu Gerçekçilik-Sosyalist Gerçekçilik” gibi yapılarla ideolojik bir kimliğe bürünen realizm, günümüzde de sanat ve edebiyatta etkisini sürdürür.