BESLENMENİN TEMEL İLKELERİ Dersi ÖZEL DURUMDA OLANLARIN BESLENMESİ soru cevapları:
Toplam 22 Soru & Cevap#1
SORU:
İnsan hayatında beslenme nasıl bir konudur?
CEVAP:
Beslenme, insan hayatının doğumdan ölüme kadar her döneminde önem verilmesi gereken bir konudur. Sağlıklı bireylerin yetişmesi, doğru ve sağlıklı beslenme ile mümkün olur. Ancak sağlıklı beslenme ile ilgili bilgiler özel durumu olmayan yetişkin bireyleri kapsar.
#2
SORU:
Bazı özel durumlardaki beslenme dönemleri nelerdir?
CEVAP:
Öte yandan bazı özel durumlardaki beslenmede olağanın dışına çıkılır. Bunlar; çocukluk dönemi, ergenlik dönemi, yaşlılık gibi yaş ile alakalı durumlar olabileceği gibi gebelik dönemi, emzirme dönemi, işçi beslenmesi, sporcu beslenmesi ve hastalıklar sırasında beslenme de olabilir. Her bir durumda beslenme düzeni farklı ihtiyaçlar doğurur. Bu bağlamda normal beslenmenin haricinde özel durumlar da dikkate alınmalıdır.
#3
SORU:
Gebelik dönemindeki beslenmenin ne gibi etkileri vardır?
CEVAP:
Gebelik döneminde annenin sağlıklı beslenmesi, fetüsün büyümesi ve gelişmesi ile ilgili olduğu gibi gebelik süresince de anne sağlığını etkileyen çok önemli bir konudur. Ayrıca doğum sonrası dönemde de süt verimini etkilemektedir. Gebelik döneminde annenin yetersiz ve dengesiz beslenmesi bebeğin boyu, kilosu, fizyolojik yapısı ile ilgili olduğu gibi zihinsel gelişimi ile de ilgilidir. Özellikle beyin yapısının şekillendiği birinci üç aylık dönemde yetersiz ve dengesiz beslenme, bebeğin mental gelişiminde kalıcı gerilik oluşturmaktadır (Arlı vd., 2006).
#4
SORU:
Gebelik sürecinin kalitesini neler etkilemektedir?
CEVAP:
Düzenli sağlık kontrollerine gidilmesi, doğru beslenme ve dinlenme alışkanlıklarının yanı sıra, normal gebelik seyrinin ve olası gebelik komplikasyonlarının bilinmesi, bilgi alınacak kaynağın doğru seçilmesi gibi faktörler de gebelik sürecinin kalitesini etkilemektedir. Vurgulanan konular hakkında ideal davranış modellerinin geliştirilmesi ancak anne adaylarının ve gebelerin genel bilgi düzeyini artırmakla yani eğitimle mümkün olacaktır (Sözeri vd., 2006). Bunun için devlet destekli pek çok eğitim alanı bulunmaktadır. Anne adayının bu eğitimlere katılarak gebeliğini bilinçli bir şekilde takip etmesi oldukça önemlidir. Bu gerek vücudundaki değişiklikleri takip etmek gerekse ideal şekilde beslenmesi açısından önem taşır.
#5
SORU:
Gebelikte enerji ihtiyacı neden artar?
CEVAP:
Gebelik süreci annenin hem kendini hem de bebeği beslediği dönem olması bakımından vücudun enerji, protein, mineral ve vitamin ihtiyacı da buna göre değişmektedir. Fetüs ve plesentanın büyümesi ve annenin dokularının yapı kazanması için gebelikte enerji ihtiyacı artar. Dünya Sağlık Örgütü’nün verilerine göre gebe bir kadın ortalama 12,5 kg’lık bir ağırlık kazanmakta ve bunun için de 80.000 kilokalori gerekmektedir.
#6
SORU:
Gebelik sürecinde ağırlık kazanımı nasıl olur?
CEVAP:
Gebelik sürecinde ağırlık kazanımı şu şekildedir (Arlı vd, 2006):
Düşük kilolu kadınlar (BKİ<19,8) 12,5-18 kg
Normal kilolu kadınlar (BKİ:19,8-26) 11,5-16 kg
Fazla kilolu kadınlar (BKİ26-29) 7-11,5 kg
Obez kadınlar (BKİ>29) 6-8 kg
#7
SORU:
Anne adaylarında günlük demir ve çinko gereksinimi ne kadardır?
CEVAP:
Anne adaylarında günlük demir gereksinimi 30-60 mg, çinko miktarı ise 13-13,5 mg’dır.
#8
SORU:
Anne adaylarının diğer ihtiyacı nedir?
CEVAP:
Kalsiyum ve fosfor anne adaylarının diğer ihtiyacıdır. Bebeğin kemik ve diş gelişimi için muhakkak alınması gerekir. Hamile olmayan bir kadının günlük kalsiyum ihtiyacı 0,8 gram iken hamile kadının ihtiyacı 1,5 grama, emzirmeye başlayınca 2 grama çıkar (Altuğ, 1990).
#9
SORU:
Uzmanlar emzikli annelere ne önermektedir?
CEVAP:
Uzmanlar emzikli annelere şunları önermektedir (U.Ü., Beslenme ve Diyet Birimi).
• Doğumdan sonra bebek emzirilirken gebelik öncesi döneme göre daha fazla sıvı besin alınmalıdır.
• Kalsiyum yönünden zengin olan süt, yoğurt ve peynir belirtilen miktarlarda düzenli olarak tüketilmelidir.
• Her gün 1 adet yumurta ve 1 porsiyon etli sebze yemeği veya kuru baklagil yenmelidir.
• Kuru fasulye, nohut, mercimek ve bulgur karışımı yemekler, portakal, mandalina, domates, maydanoz, yeşil biber, taze soğan gibi C vitamini yönünden zengin sebze ve meyveler ile birlikte tüketilmelidir.
• Vitaminlerden zengin sebze ve meyveler diyette her öğün tüketmelidir.
• D vitamini besinlerle yeterli miktarda alınamaz. Ancak güneş ışınlarının doğrudan yansıması ile sağlanır. Bu nedenle güneşlenmeye özen göstermek gerekir.
• Yemeklerde mutlaka iyotlu tuz kullanılmalıdır. Doğal besinlerle yeterince alınamayan iyot, ancak iyotlu tuzun kullanılması ile anne sütünden bebeğe geçer.
• Kuru meyveler ve kuru yemişler yoğun enerjileri yanında demir ve kalsiyum gibi minerallerden de zengindir. Ağırlık kontrolü de yapılarak bu besinler tüketilebilir.
• Hazır meyve suları, gazoz ve kolalı içecekler yerine taze sıkılmış meyve suları, ayran, limonata tercih edilmelidir.
• Pekmez kan yapıcıdır. Şeker boş enerji kaynağıdır. Şeker yerine tatlı olarak pekmez yenmesi kansızlığa karşı alınacak önlemlerden birisidir.
#10
SORU:
Yeni doğan bebeklerin doğum kilosu ve sağlığı neye bağlıdır?
CEVAP:
Yeni doğan bebeklerin doğum kilosu ve sağlığı aslında öncelikli olarak genetik faktörlere ve anne babanın özel durumlarına bağlıdır. Bunlar bebeğin cinsiyeti, anne babanın fiziksel özellikleri, genetik rahatsızlıkları, gebelikte çay içimi, sigara içimi, annenin gebelik boyunca beslenmesi, vitamin ve demir kullanımı, ek besin kullanımı gibi değişkenlerdir.
#11
SORU:
Anne sütü nedir?
CEVAP:
Yeni doğan bebeğin besini anne sütüdür. Batı ülkelerinde 1950’lerde terk edilmiş olan anne sütüyle beslenme, bilimsel verilerin ışığında 1970’lerden sonra ancak önemsenmeye başlamıştır. Türk kültüründe ise anne sütünün önemli yeri vardır. Anne sütünün önemi çok iyi bilinmekle birlikte emzirme tekniğine fazla dikkat edilmez.
#12
SORU:
Emzirmeyi olumsuz etkileyen bazı uygulamalar nelerdir?
CEVAP:
Öte yandan emzirmeyi olumsuz etkileyen bazı uygulamalar da vardır (Baysal, 2002: 90):
• Bebek doğduktan sonra ilk emzirme zamanının geciktirilmesi,
• Şekerli süt içirilmesi,
• Lokum, şekerleme ve bal verilmesi,
• Şekerli çay içirilmesi,
• Ek besin verilmesi.
Dünyanın neresinde yapılırsa yapılsın hiçbir mama yeni doğan bir bebek için anne sütünün yerini tutamaz. Özellikle ilk süt çok önemlidir. Her ne kadar bazı inanışlarda bebeğin sütü geciktirilse de bebek doğduktan hemen sonra beklemeden annesini emmesi gerekir.
#13
SORU:
Kolostrum nedir?
CEVAP:
Kolostrum, doğumdan sonra salgılanan ilk süt olup, 3-5 gün devam eder, miktarı az olmasına karşın içeriğindeki fazla protein, enerji ve aktif immünolojik maddeler sayesinde süt miktarı artana kadar bebeğin tüm gereksinimlerini karşılar ve enfeksiyonlardan korunmasını sağlar.
#14
SORU:
Anne sütünün içeriği neden değişkenlik gösterir?
CEVAP:
Anne sütünün içeriği doğum sonrasında, bebeğin ihtiyaçlarına göre değişkenlikler gösterir. Örneğin zamanında doğum yapan ile zamanından önce doğum yapan annelerin sütleri birbirinden farklıdır. Ayrıca bebek büyüdükçe anne sütünün de içeriği farklılaşır. Bu değişkenlik büyümekte olan bebeğin artan ve değişen gereksinimlerini tam olarak karşılar.
#15
SORU:
Anne sütü büyümekte olan bebeğe mükemmel bir besin kaynağı olmasının yanında neler verir?
CEVAP:
Anne sütü büyümekte olan bebeğe mükemmel bir besin kaynağı olmasının yanında antikor, sitokinler, büyüme faktörleri, antimikrobiyal maddeler ve özgün bağışıklık hücreleri de içermektedir. Böylece anne sütü, bebeğin kendi bağışıklık sistemi olgunlaşana dek, bebeği enfeksiyonlardan korur (Atıcı vd., 2007). Dolayısıyla bebekler için anne sütü neredeyse hayati bir değer taşımaktadır. Özellikle 0-1 yaş arası bebeklerde. 0-1 yaş arası bebeklere süt çocuğu da denir.
#16
SORU:
Süt çocuğunda beslenmenin temel ilkeleri nelerdir?
CEVAP:
Süt çocuğunda beslenmenin temel ilkeleri şu şekilde sıralanabilir (Pekcan ve Aslan, 2008).
• Doğumdan itibaren başlamak üzere çocuklar ilk 6 ay tek başına anne sütü ile beslenmelidir. Anne sütü verilmesi 6 aydan sonra başlanan uygun ek besinlerle 2 yaşına kadar sürdürülmelidir.
• Çocuğa verilecek besinler onun sindirim sistemi fonksiyonlarına (emme-yutma vb) uygun olmalıdır.
• Yenidoğanın sindirim sistemi enzimleri belirli aylara kadar yeterli değildir. Bu nedenle verilecek besinler çocuğun sindirim sistemine uygun olmalıdır.
• Besinlerin mideyi terk etme hızı çocuktan çocuğa farklılık gösterir.
• Günlük toplam verilen besin miktarı çocuğun enerji ve besin ögeleri gereksinimini sağlamalıdır.
• Çocuğa verilecek besinlerin temizlik ve sağlık koşullarına uygun olarak hazırlanması gerekir.
#17
SORU:
Bebek ve süt çocuğunun beslenmesi amacıyla hazırlanan karışıma ne denir?
CEVAP:
Bebek beslenmesinde kullanılan mamalar bebek ve süt çocuğunun beslenmesi amacıyla hazırlanıp satışa çıkarılan karışımlardır. Çocuk mamalarının standartlaştırılması Gıda Kodeks komisyonlarınca yapılmaktadır. Anne sütüne benzer standart formül ilk kez 1914 yılında geliştirilmiş ve 1921’de pazara sürülmüştür. Zamanla mamalara gereksinimler doğrultusunda bazı eklemeler (demir, bakır, E vitamini gibi) yapılmıştır. Günümüzde ise 6 çeşit mamadan bahsetmek mümkündür.
#18
SORU:
Günümüzde ise 6 çeşit mamadan bahsetmek mümkündür. Bunlar nasıl sıralanabilir?
CEVAP:
Günümüzde ise 6 çeşit mamadan bahsetmek mümkündür. Bunlar şu şekilde sıralanabilir (Köksal ve Gökmen, 2000);
Prematüre mamaları: Bu mamaların enerjisi yüksek olmalıdır. Günlük protein ihtiyacını karşılamaları, karbonhidrat olarak laktoz ve maltodekstrin içermelidir, yağ içeriği en az 2,9 g/100 ml, en fazla 5,6 g/100 ml olmalıdır. Taurin, Karnitin, demir içermelidir. Vitamin ve mineral değerleri uluslararası standartlara uygun olmalıdır.
Adapte mamalar: Bileşimi nitelik ve nicelik bakımından anne sütüne yakın hale getirilmiş mamalardır ve bileşimleri öncelikle zamanında doğan ve normal ağırlıklı bebekler göz önüne alınarak hazırlanmıştır.
Yarı adapte mamalar: İştahsız ve optimal kilo olması istenen bebeklerde başlangıç mamasının yetersiz kaldığı durumlarda kullanılabilen yeterli ve dengeli beslenmeyi sağlayan doyurucu mamalardır ve bebekler anne sütü almıyorsa ikinci aydan itibaren kullanılabilirler.
Devam formülleri: Altıncı aydan sonra ek besinlere başlanılan bebeklerde kullanılan mamalardır.
Kaşık mamalar, hazır ek besinler: Altıncı ayın sonundan itibaren ek besinlere geçiş döneminde kaşık mamaları, bebeklerin günlük diyetlerine eklenmek suretiyle verilen besinlerdir. Meyveli, sebzeli, tahıllı, sütlü veya karışım olanları vardır.
Terapötik mamalar: Laktozlu, laktozsuz mamalar olarak ikiye ayrılır. Laktozsuz mamalar soya bazlı, süt bazlı, elemental veya modüler olabilir.
#19
SORU:
Okul öncesi dönem, çocukların yavaş yavaş bağımsızlıklarını kazanmaya başladıkları dönemdir.Bu dönem kaça ayrılır?
CEVAP:
Okul öncesi dönem, çocukların yavaş yavaş bağımsızlıklarını kazanmaya başladıkları dönemdir. Bu dönem ikiye ayrılır; 1-3 yaş oyun çağı ve 3-6 yaş arası da okul öncesi dönem. Okul öncesi dönemde çocuk yemeğini yardımsız yiyebilmelidir. Çocuğun sağlıklı beslenme alışkanlıkları geliştirmesinde anne babanın tutarlılığı ve ona iyi örnek olması en temel koşuldur. Okul öncesi dönem çocuğu taklitçidir. Bu nedenle anne babanın davranışları son derece önemlidir.
#20
SORU:
Okul öncesi dönemde çocuğa beslenme alışkanlığı kazandırılırken ailelerin dikkat etmesi gereken bazı konular nelerdir?
CEVAP:
Okul öncesi dönem çocuğu taklitçidir. Bu nedenle anne babanın davranışları son derece önemlidir. Bu dönemde çocuğa beslenme alışkanlığı kazandırılırken ailelerin dikkat etmesi gereken bazı konular vardır. Bunlardan bazıları şu şekilde sıralanabilir (Ankara İl Sağlık Müdürlüğü)
• Besin çeşitliliği fazla, besleyici değeri yüksek, az miktarla gereksinmeyi karşılayabilecek yemekler hazırlanmalıdır.
• Çocuk, aile sofrasına oturtularak kendi kendine yemek yeme alışkanlığını kazanmalıdır.
• Çocuğa, yemek yeme saatleri ile televizyon ve oyun saatlerini ayırt etme davranışı kazandırılmalıdır.
• Öğün aralıkları belirli olmalı. Tatlılara odaklanmaktan sakınılmalıdır.
• Çocuğun kendi tabağına, kendi servisini yapma olanağı sağlanmalıdır.
• Çocuğun tabağına, tüketebileceği miktar kadar yemek konulmalı.
• Çocuk, aile ile aynı yemekleri yiyebilir. Ancak hazırlanan yemekler; aşırı tuzlu, acılı, baharatlı ve aşırı yağlı olmamalıdır.
• Çocuğun beslenmesi ek zaman ve dikkat gerektirir. Sabırlı davranmalı, çocuk yüreklendirilmeli, yerken denetlenmelidir.
• Çocuk, yemekle değil sevgi ve ilgi ile ödüllendirilmelidir.
#21
SORU:
Çocuklar için en önemli mineraller nelerdir?
CEVAP:
Çocuklar için en önemli mineraller kalsiyum ve demirdir. Kalsiyum yetmezliğinde raşitizm, demir yetmezliğinde kansızlık oluşur
#22
SORU:
Okul çağındaki çocuklar artık dış dünyayla tanıştıkları için ebeveynlerin kontrolünden yavaş yavaş çıkmaktadır. Uzmanlar ebeveynlere neler önermektedir?
CEVAP:
Okul çağındaki çocuklar artık dış dünyayla tanıştıkları için ebeveynlerin kontrolünden yavaş yavaş çıkmaktadır. Bu nedenle uzmanlar ebeveynlere şunları önermektedir (Durmaz Süoğlu, 2004):
• Nutrisyonel durumun yeterliliğini anlayabilmek için boy uzaması izlenir.
• Çocuğun diyetinin nutrisyonel olarak yeterli olduğunun izlenmesinde tutarlı kurallar konmalı ve uygulanmalıdır.
• Beslenme ve fiziksel aktivite alışkanlıkları, mal vücut kitlesini koruyacak şekilde düzenlenmelidir.
• Aşırı kilo sorunu varsa, çocuk, fiziksel aktivitesini arttırma ve enerji alımını bir miktar azaltma yolu ile aşırı kilolarından kurtulmak için yüreklendirilmelidir.
• Beslenme ile ilgili diş sorunu gelişme riskinin en aza indiğinden emin olunmalıdır
• Çocuğun sağlıklı gıda seçeneklerini belirleyen güvenilir kaynaklar ile pek de güvenilir olmayan promosyon amaçlı mesajlar arasında ayırım yapabilmesine yardımcı olunmalıdır.
• Diyetin yağ, kolesterol, şeker ve sodyum içeriği yönünden kısıtlanmasını sağlamalıdır
• Diyetin yeterli lif içermesini sağlayın (çocuğun yaşı +5 g lif ya da vücut ağırlığının her kg için en az 0.5 g en çok 35 g lif).
• Uygun besin seçenekleri ile demir gereksiniminin karşılanması sağlanmalıdır.