DÜNYA EKONOMİSİ Dersi Küreselleşme soru cevapları:

Toplam 20 Soru & Cevap
PAYLAŞ:

#1

SORU:

Modernizasyon (çağdaşlaşma) ne anlama gelir?


CEVAP:

Modernizasyon ya da çağdaşlaşma “geleneksel” toplumdan “modern” topluma ilerici bir geçiş modelini ifade eder.


#2

SORU:

Küreselleşme nedir?


CEVAP:

Küreselleşme, ulaşım, haberleşme ve bilgi işlem teknolojisindeki gelişmeler sonucunda, toplumsal ve kültürel düzenlemeler üzerinde, mekânsal uzaklıklardan kaynaklanan farklılıkların ortadan kalktığı, toplumsal bir süreçtir.


#3

SORU:

Küreselleşmenin ne zaman başladığı ile ilgili olasılıklar nelerdir?


CEVAP:

Küreselleşme tarihin başlangıcından beri var olan bir süreçtir. Ancak son yıllarda hızında ani bir artış  gerçekleşmiştir.
Küreselleşme modernleşme ve kapitalizmin gelişmesi ile yaşıttır. Son yıllarda hızında artış yaşanmaktadır.
Küreselleşme sanayi ötesi toplum, modern ötesi toplum ve kapitalist düzenin çözülmesi ile ilgili olarak son yıllarda ortaya çıkan yeni bir olgudur.


#4

SORU:

Proletarya ne demektir?


CEVAP:

Proletarya, işçi sınıfını tanımlamak için kullanılan sosyolojik bir terimdir.


#5

SORU:

Küreselleşme neyin doğrudan sonucudur?


CEVAP:

Küreselleşme, Avrupa kültürünün, yeni sömürgecilik, kolonizasyon ve kültürel kaynaşma ile tüm dünyaya yayılma çabalarının doğrudan sonucudur.


#6

SORU:

Saint Simon'un küreselleşme ile ilgili görüşleri nelerdir?


CEVAP:

XVIII. yüzyılın ikinci yarısında yaşamış olan Saint Simon’un sanayileşmenin ülkeler üzerindeki etkileri ile ilgili görüşleri küreselleşme kavramını çağrıştırmaktadır (Simon, 1995). Saint Simon sanayileşmenin Avrupalı ülkelere ortak özellikler kazandırdığını fark etmiştir. İnsanlar arasında evrensel birleşmeden söz etmiştir. Küçük topluluklar, büyük topluluklara katıldıkça hem topluluklar arasındaki hem de topluluğun kendi içindeki çelişkilerin azalacağını ifade etmiştir. Ütopik bir enternasyonalden bahsetmiştir.


#7

SORU:

Durkheim’in küreselleşme ile ilgili görüşleri nelerdir?


CEVAP:

Durkheim’in farklılaşma ve kültür ile ilgili görüşleri küreselleşme ile ilişkilendirilebilir (Durkheim, 1984). Toplumlar yapısal olarak farklılaştıkça kolektif bilinç toplumlar arası çeşitliliği kapsayabilmek için çok zayıf ve soyut kalacaktır. Devlet gibi kurumlara olan bağlılık azalacaktır. Bu görüşler sanayileşmenin kolektif bağları zayıattığını ve toplumlar arasındaki sınırları kaldırmanın yolunu açtığını ima etmektedir.


#8

SORU:

Weber’in küreselleşme ile ilgili görüşleri nelerdir?


CEVAP:

Weber’in rasyonalizmin başarısı ile ilgili görüşleri de küreselleşme fikrine katkıda bulunmuştur (Weber, 1978). Bu görüşlerde Protestanlığın Batı kültürünü etkisi altına alışı incelenmektedir. Kişi sosyal ilişkilerin sınırlarından  kurtulmaktadır. Hesaplama teknikleri gelişmiş, uzmanlık bilgisinin önemi anlaşılmıştır. Doğal ve toplumsal süreçler üzerinde rasyonel kontrol artmaktadır. Weber farkında olmadan kültürel homojenleşmeden ve hiyerarşik değerlerin önemsizleşmesinden bahsetmektedir. Ancak Weber, Hindistan, Çin gibi dinî geleneklerine çok bağlı ülkelerin rasyonel düşünceye dayanan bir yaşam tarzını benimsemeyeceklerini ileri sürmüştür.


#9

SORU:

Marks'ın küreselleşme ile ilgili görüşleri nelerdir?


CEVAP:

Klasik teorisyenler içinde küreselleşmeye en yakın görüşler Marks’tan gelmiştir (Maks, 1977). Burjuva kâr etmek zorundadır. Sürekli kâr edebilmek için gereksinim duyduğu ham maddeleri hiç aksamadan sağlayabilmeli, ürettiklerinin tamamını piyasalarda satabilmelidir. Hem ham maddeye hem de pazara gereksinimi vardır. Bu nedenle burjuva kendisine uygun olan her yere gidebilmeli, mal alıp satabilmelidir. Dünyanın dört bir yanına ulaşma gücü arttıkça, kâr etme olasılığı da artmaktadır. Marks’a göre burjuvanın ekonomik faaliyetlerinin tüm dünyaya yayılmasının, ekonomik olduğu kadar, kültürel etkileri de vardır. Sadece üretime değil tüketime de kültürel bir karakter vermektedir. Sanayileşmiş ülkelerin ürünleri sadece üretildikleri ülkede değil, dünyanın dört bir yanında tüketilmektedir. Marks’a göre burjuva dünyayı kendi hayal ettiği şekilde yeniden yaratacaktır. Ancak dünya
kapitalist sınıfı olarak ortaya çıkan burjuvazinin karşısına, tepki olarak, birleşen dünya proleterleri çıkacaktır. Giderek güçlenen dünya proletaryası ulus devlet de dâhil olmak üzere tüm kapitalist kurumlan yıkacak ve iktidarı ele geçirecektir.


#10

SORU:

Dolaysız yatırım nedir?


CEVAP:

Dolaysız yatırım, dış ülkelere yapılan yatırım, yabancı tahvil, hisse senetleri, finansman bonosu gibi finansal varlıklar şeklinde olabileceği gibi, fiziki üretim amacına yönelik de olabilir. Finansal varlıklara yapılan yatırımlar mali yatırımlar, portföy yatırımlar veya dolaylı yatırımlar olarak; üretime yönelik yatırımlar reel yatırımlar ya da dolaysız (doğrudan) yatırımlar olarak adlandırılır.


#11

SORU:

Ekonomik küreselleşmenin ilk ve hâlâ devam eden nedeni nedir?


CEVAP:

Ekonomik küreselleşmenin ilk ve hâlâ devam eden nedeni ticari faaliyetlerdir.


#12

SORU:

Dış ticaret ne anlama gelir?


CEVAP:

Dış ticaret, ülkeler arasındaki mal ve hizmet değiş tokuşu anlamına gelmektedir.


#13

SORU:

Gümrük Tarifeleri ve Ticaret Genel Anlaşması (GATT) nedir?


CEVAP:

Gümrük Tarifeleri ve Ticaret Genel Anlaşması (GATT), uluslararası ticareti, düzenleyen çok taraflı bir anlaşmadır.


#14

SORU:

Dünya Bankası (WB) ne zaman ve hangi adla kurulmuştur?


CEVAP:

Dünya Bankası (WB), II. Dünya Savaşı’nın ardından 1945 yılında Uluslararası Yeniden Yapılanma ve Kalkınma Bankası “International Bank for Reconstruction and  Development (IBRD)” adıyla kurulmuştur.


#15

SORU:

Uluslararası Para Fonu ya da daha çok bilinen kısaltmasıyla IMF (International Monetary Fund) nedir?


CEVAP:

Uluslararası Para Fonu ya da daha çok bilinen kısaltmasıyla IMF (International Monetary Fund), küresel finansal düzeni takip etmek, borsa, döviz kurları, ödeme planları gibi konularda denetim ve organizasyon yapmak, aynı
zamanda teknik ve finansal destek sağlamak gibi görevleri bulunan uluslararası bir organizasyondur. 


#16

SORU:

Uluslararası Para Fonu ya da IMF (International Monetary Fund) ne zaman kurulmuştur?


CEVAP:

Uluslararası Para Fonu ya da IMF (International Monetary Fund), 1944 yılında ABD’nin New Hampshire eyaletindeki Bretton Woods’da kurulmuş ve 1947’de fiilen çalışmaya başlamıştır.


#17

SORU:

Küreselleşmenin iyi bir şey ya da kötü bir şey olması ile ilgili birinci tez nedir?


CEVAP:

Birinci tez: küreselleşme, çağdaşlaşma ve gelişme demektir ve mutlaka desteklenmesi gerekir demektedir. Bu görüşü savunanlara göre öncelikle küreselleşme dünya kaynaklarının en akılcı ve verimli biçimde kullanımına olanak vermekte ve iletişim ve ulaşım araçlarının gelişmesine yol açarak dünya ticaretini arttırmaktadır. Şu anda sadece gelişmiş ülkelere yarıyor gibi görünmektedir. Ancak sonuç tüm dünya toplumlarının yararına olacaktır.


#18

SORU:

Birinci küreselleşme nedir?


CEVAP:

Mutlakiyetçi krallıklarda ekonomi değerli madenlere dayanmaktadır. Bu rejimin iktisat politikası, yabancı ham madde ve değerli madenlere el konularak, içeride burjuva tarafından üretilen malların dışarıda satılmasına dayanmaktadır. Ülkenin zenginliği değerli maden ve ticaret fazlasına bağlıdır. Bu amaçla önce İspanya ve Portekiz, arkasından İngiltere, Fransa ve Hollanda denizaşırı ülkelerin kaynaklarını ele geçirebilmek için sömürge imparatorlukları kurmuşlardır. İspanya ve Portekiz’de deniz aşırı yayılmayı krallar bizzat örgütlemişlerdir. Çünkü burjuvazi henüz yeterince güç sahibi değildir. Elde edilen kaynaklar kralların elinde çarçur edilmiştir. İngiltere, Fransa ve Hollanda da ise daha farklı bir süreç ortaya çıkmıştır. Bu ülkelerde yayılmayı ticaret burjuvazisi örgütlemiştir ve ele geçirdiği zenginlikleri sermaye birikiminde kullanmıştır. Böylece sömürgeciliğe daha önce başlayan İspanya ve Portekiz zamanla diğer Avrupa ülkelerinin gerisinde kalmıştır. Ancak o günün teknolojisi ile denizaşırı yolculuklar çok uzun zaman almaktadır. Bu nedenle koloniler sömürgeci ülkeye ancak değer aktarabilmektedir. Bu ülke ile bütünleşme sürecine girmemişlerdir. Hatta zamanla koloniler merkezden koparak kendi başlarına buyruk olmuşlardır.  Bağımsızlıklarını elde etmişlerdir. Yani Amerika’daki İngilizler, İngiliz kralına karşı bir burjuva devrimi yapmışlardır (Tıpkı Fransızların mutlakiyetçi rejime son vermeleri gibi). Birinci küreselleşme alt yapısını tam anlamı ile taşıyamamıştır. Ancak üst yapısını tam anlamı ile taşımıştır. Bir yandan kendi insanlarını Tanrı’nın dinini tüm dünyaya yayma misyonu ile motive ederken bir yandan da zavallı yerlilere büyük zulüm götürmüştür.


#19

SORU:

İkinci küreselleşme nedir?


CEVAP:

İkinci küreselleşmenin adı Emperyalizm’dir, Emperyalizm’le birlikte Batı’nın ekonomik altyapısı işgal altındaki ülkelere taşınmıştır. Bu ülkeler ekonomik anlamda Batı’ya bağımlı kılınmıştır. Üst yapısını ise bir ölçüde götürebilmiştir. Batı kültürünü yayan misyonerler ve okullar bir ölçüde başarılı olmuşlardır. Hindistan’da suttee (ölen kocayla birlikte yakılmak) önlenmiş, Doğu Afrika’da kız çocuklarının sünnetini engellemek için çaba harcanmıştır. Ayrıca Birinci Dünya Savaşı’nda Milletler Cemiyeti çatısı altında azınlık koruma antlaşmaları yapılmıştır. İkinci yayılma Batı Avrupa’da herkes tarafından desteklenmiştir. Ayrıca yamyamlara uygarlık götürmek gibi bir misyona soyunulmuştur. Irkçılığın kökleri de bu ortamda XIX. yy. da ortaya çıkmıştır. Avrupa’nın dünyaya ikinci yayılmasından sonra elli yıllık bir mola verilmiştir. Bunun nedenlerinden biri emperyalistler arası çatışmalardır. Ama esas neden SSCB’nin ve ideolojisinin ortaya çıkması ve sömürgeler için alternatif bir sistem yaratmasıdır. Ancak SSCB’nin dağılması ile birlikte Batı eski tecrübesini de arkasına alarak üçüncü kez dünyaya yayılmanın hızını arttırmıştır.


#20

SORU:

Üçüncü küreselleşme nedir?


CEVAP:

Çağımızda üçüncü küreselleşmenin hızını arttıran çok önemli üç gelişme yaşanmaktadır.
• 1970’lerde çok uluslu şirketlerin dünya ekonomisini denetim altına almaları
• 1980’lerde Batı’nın optik kablo, haberleşme uyduları, bilgisayarlar, internet gibi teknolojik buluşları devreye sokarak yarattığı ve kültürünü yaymakta kullandığı iletişim devrimi
• 1990’larda SSCB’nin dağılmasısonucu güç dengesinin ortadan kalkması ve Batı’nın yeniden rakipsiz güç odağı konumuna gelmesi.
Sonuçta bugün yalnızca başlangıcını yaşadığımız üçüncü dalga ortaya çıkmıştır.