EKONOMİ SOSYOLOJİSİ Dersi FORDİZM VE POST-FORDİZM soru cevapları:

Toplam 40 Soru & Cevap
PAYLAŞ:

#1

SORU: Fordizm nedir ve ilk genel gelişimi nasıl olmuştur?


CEVAP: Fordizm genel olarak Amerika’da Henry Ford tarafından geliştirilen ve daha çok endüstriyel kapitalizmin üretim sürecinde uygulanan ilkeleri tanımlamada kullanılan bir kavramdır. İlk önceleri Antonio Gramsci tarafından Amerikan endüstriyel yaşam biçimini belirtirken kullanılmıştır. Fordizm en kısa ve özlü tanımıyla endüstriyel kapitalizmin kitlesel üretime ve kitlesel tüketime dayalı bir örgütlenme modelidir. Ünlü Amerikalı işadamı olan Henry Ford otomobil firması Ford’un (Ford Motor Company) kurucusudur. Dünyada seri üretime dayalı olarak tasarlanan yürüyen bant sisteminin kurucusudur. 1908 yılında Ford tarafından geliştirilen T Model aracı bant sistemi ile üretilmiştir. Yürüyen bant sistemi sayesinde üretimde otomasyona geçilmiş, maliyetler düşürülmüş, işçi ücretleri yükselmiş ve üretim miktarları çok büyük oranlarda artmıştır. Henry Ford’un geliştirdiği bu sistem yalnızca otomotiv sektöründe değil diğer tüm sektörlere de hızla yayılmıştır. Bu nedenle 1990’lerin başlarında ortaya çıkan kitlesel üretim modeline Henry Ford’un isminden yola çıkılarak fordizm adı verilmiştir. Kitlesel üretim ve kitlesel tüketim olgusu kendiliğinden oluşan bir yapı değildir. Güçlü bir piyasa düzenlemesi, etkili sosyal politika uygulamaları, uygun bir teknolojik donanım, verimli bir işgücü ve de denetim ile kontrol odaklı bilimsel yönetim ilkeleri fordizmin olmazsa olmaz unsurlarıdır. Fordizmi tanımlarken tüm bu unsurları hesaba katmak gerekir.

#2

SORU: Fordizmin genel özelliklerinden “Kitlesel işgücünün büyük ölçekli işletmelerde yoğunlaşması” nasıl açıklanabilir?


CEVAP: Çeşitliliği az ancak miktar olarak çok sayıda üretimi ifade eden kitlesel üretim ve buna uyumlu hâle getirilmiş olan teknolojik donanım kalifiye düzeyi kısmen az ancak üretim sürecinde rutin işleri yapan işgücünün kullanımını gerekli kılmaktadır. Bu üretim süreci büyük ölçekli işletmeleri zorunlu kıldığı kadar buralarda çok sayıda işgücünün istihdam edilmesini de gerekli kılmaktadır. Bu nedenle literatürde fordizm çok defa kitlesel üretim ve kitlesel tüketim olgularının yanı sıra üretim sürecinde de kitlesel işgücü kullanımına dayalı bir üretim organizasyon biçimi olarak da anılır. Ancak fordist üretim sisteminin bu yönü kaçınılmaz bir şekilde işletme içinde işçilerin sendikalaşma hareketlerinin gelişimi için olumlu bir zemin oluşturmaktaydı. Zira aynı üretim biriminde çalışan yüzlerce ve hatta binlerce işçinin sendikal faaliyetler içerisinde yer alması daha kolay olmaktadır.

#3

SORU: Fordizmin genel özelliklerinden “Sosyal refah devletinin düzenleyici ve kontrol edici rolü” nasıl açıklanabilir?


CEVAP: Büyük ölçekli standart üretim sistemi ancak piyasadaki istikrarlı bir kitlesel talebin yaratılması ile beslenebilir. Piyasalarda istenen kitlesel talebin yaratılması da ancak sosyal refah devletinin etkin bir şekilde gelir dağılımını düzenlediği ve makro ekonomik dengeleri kurmaya çalıştığı ‘Keynesyen’ politikalarla mümkündür. Gelir artırıcı Keynesyen politikalarla talep artışı sağlanmış, fordist üretim sisteminin belki de en önemli dayanağı olan kitlesel üretimin kitlesel tüketim ile beslenebilmesi gerçekleştirilmiştir. Böylece üretim süreci ile tüketim sürecinin iç içe geçtiği bir bütünlük oluşturulabilmiştir. Fordist dönemin yükselişi ve düşüşünün özellikle Avrupa’da sosyal demokrasinin yükselişi ve düşüşü ile çakışması sosyal refah devleti anlayışı ile fordist sistem arasındaki ilişkinin ne kadar iç içe olduğunu göstermektedir. Öte yandan kitlesel talebin yaratılmasında sosyal refah devletinin yanı sıra 1970’li yıllara kadar daha çok batı toplumlarında ekonomik gelişmelere paralel olarak insanların otomobil, televizyon, buzdolabı, çamaşır makinesi gibi belirli dayanıklı tüketim mallarına karşı yoğun bir talep göstermesi de çok etkili olmuştur. Özellikle işçi sınıfından ayrı olarak geliri kısmen daha yüksek bir orta sınıfın geniş bir tüketici kesim olarak ortaya çıkması kitlesel tüketimin istikrarlı bir şekilde yükselmesi üzerinde olumlu bir etki yaratmıştır

#4

SORU: Fordizmin genel özelliklerinden “Üretimin standartlaştırılması” nasıl açıklanabilir?


CEVAP: Fordizm standart üretime dayanmaktadır. Standart üretim tek veya sınırlı farklılıklara sahip bir ürünün çok sayıda üretilmesi demektir. Diğer bir ifadeyle standart üretim aynı tasarıma sahip bir ürünün kitlesel olarak üretilmesi demektir. Örneğin X model bir buzdolabının aynı renk, aynı tasarım, aynı boyutlar ve aynı fonksiyonlar çerçevesinde üretilmesidir. Dolayısı ile üretimde standardizasyon her bir buzdolabının diğeriyle tamamıyla aynı özelliklere sahip olarak üretilmesi anlamına gelmektedir. Fordist üretim sisteminin temeli üretilmekte olan ürünün yalnızca belirli bir amaca göre tasarlanmış olan bir teknolojiye uygun olarak üretilmesidir. Çünkü fordist modelde belli bir ürünün renk, model, tasarım ve teknik özellikleri açısından standart olarak üretilmesi üretim maliyetlerinin düşürülmesi açısından son derece önemlidir. Ürünlerin standart olarak üretilmesi belli bir teknolojik alt yapıyı zorunlu kılmaktadır. Bu teknolojik alt yapının standart üretimi gerçekleştirebilecek özelliklere sahip olması gerekir. Gerçekten de Henry Ford ile birlikte üretim sürecinde kullanılan makine, teçhizat ve aletlerin standart üretime uygun olarak geliştirildiği görülmektedir. Fordist üretim çeşitliliği az olan malların üretimine uygun olacak şekilde işletmenin bütün teknik ve insan gücü gibi kaynaklarının sistematik bir şekilde eşgüdümleşmesine dayalıdır. Bu yolla işletmeler standart üretim yapabilme olanağını elde etmiş olmaktadır.

#5

SORU: “Taleplerde farklılaşma” nasıl açıklanabilir?


CEVAP: 1970’li yıllar ile birlikte kitlesel talepte bir daralma yaşanmasının fordist sisteme en büyük darbelerden birini vurduğu belirtilmektedir. Talepteki daralmada hem kitlesel talepte bir doygunluğa ulaşılmış olması hem de artan işçi hareketleri sonucu kâr oranının üretimdeki artışa ters orantılı olarak düşmeye başlaması etkili olmuştur. Kitlesel talepteki doygunluk tüketiciler açısından herkesin sahip olmadığı farklı türden malların talep edilmesine neden olmuştur. Bu da kitlesel talep ile uyumlaştırılmış olan kitlesel üretim yapısının yanıt veremeyeceği bir değişim sürecini ifade etmektedir. Başka bir ifadeyle, standart ürün talebinin sınıra dayanması ile birlikte fordist üretimin dayandığı kitlesel üretim ile kitlesel tüketim dengesi de bozulmaya başlamıştır.

#6

SORU: “Üretim sürecinde yetkilendirme ve yatay işbölümü” nasıl açıklanabilir?


CEVAP: Esnek üretim karar verme sürecinde çalışanların daha aktif bir katılımına dayanmaktadır. Bu nedenle üretim sürecindeki örgütlenme ve işbölümü yatay olmaktadır. Fordist üretim yapısının dayandığı Taylorist yönetim anlayışı ise dikey bir hiyerarşik örgütlenmeyi ortaya çıkarmış ve çalışanların işgücü becerilerini üretim sürecinde yalnızca belirli işleri yapmaya yönlendirerek hem rutin işlere dayalı bir işbölümünün ortaya çıkmasına zemin hazırlamış hem de kafa emeği ile kol emeği arasında kesin bir ayrımın oluşmasına neden olmuştur. Böylece çalışanlar üretim sürecinde var olan makineler ve teçhizatların belirli ritmik ve rutin hareketlerinin bir parçası haline getirilmiş ve bu da çalışanların işe yabancılaşmasına neden olmuştur. Oysa esnek üretim sistemi daha farklı bir işletme yönetim anlayışını ve işbölümünü gerekli kılmaktaydı. Buna göre, çalışanların sahip olduğu işgücü niteliğinin yüksek olması gerekmektedir. Çünkü işletme üretimini yaptığı malın türüne ve miktarına göre işçileri üretim sürecinin farklı birimlerinde çalıştırabilmek zorundadır. Bu durum; • İşçilerin sahip olduğu işgücünün niteliğini artırmış ve • Çalışan herkes işletme için vazgeçilmez işlevleri yerine getirdiği için de üretim sürecinde yatay örgütlülüğün oluşmasına zemin hazırlamıştır. Diğer taraftan, üretim sürecinde herhangi bir yenilik yapabilmede, üretimde kaliteyi artırabilmede ve maliyeti düşürebilmede her çalışan yüksek teknik bilgi ve beceriye sahip olduğundan olumlu bir katkıda bulunabilmekte, bu nedenle karar alma sürecinde de bir adem-i merkeziyetçilik söz konusu olabilmektedir. Özetle post-fordizm ile birlikte fordizmin oldukça merkeziyetçi ve hiyerarşik yönetim yapısının yerini daha esnek bir iş örgütlenmesine ve ademi-merkeziyetçi bir yönetim anlayışına bıraktığı öne sürülmektedir.

#7

SORU: Fordizmin genel özellikleri nelerdir?


CEVAP: Fordizmin genel özellikleri aşağıdaki genel başlıklar altında toplanabilir:: • Üretimin standartlaştırılması, • Otomasyon yolu ile kitlesel üretim yapılması, • Sosyal refah devletinin düzenleyici ve kontrol edici rolü, • Üretimde merkezi örgütlenme ve Taylorist yönetim anlayışı, • Kitlesel işgücünün büyük ölçekli işletmelerde yoğunlaşması.

#8

SORU: Fordizmin genel özelliklerinden “Otomasyon yolu ile kitlesel üretim yapılması” nasıl açıklanabilir?


CEVAP: Fordist üretim sisteminin en önemli amaçlarından biri ise üretim sürecinde maliyeti en aza indirgemek ve işletmeye istikrarlı bir kârlılık kazandırmaktır. Bunun için üretim sürecinde özel amaçlı makinelerin ve teçhizatların kullanıldığı otomasyonun sağlanması gerekmektedir. Diğer bir ifadeyle, firmalar ilk önce üretimde standartlaşmayı ve daha sonra ise üretim sürecinde teknolojik olarak otomasyona geçmeyi hedeflemektedirler. Fordist üretimde esas amaç büyük ölçekli standart ürünleri çok büyük miktarlarda kitlesel olarak üretmek ve bu yolla büyük kârlar elde etmektir. Çünkü fordist işletmeler otomasyon sayesinde kitlesel üretimin maliyetini oldukça aşağılara çekebilmektedir.

#9

SORU: Post-fordizmin yükselişi nasıl açıklanabilir?


CEVAP: Fordist krizin ve buna bağlı olarak post-fordist koşullarda yeniden yapılanmaların neleri kapsadığını biraz daha ayrıntılı olarak aşağıdaki gibi sıralamak mümkündür: • Taleplerde farklılaşma, • Üretimde farklılaşma, • Esnek üretim, • Küçük ölçekli üretim, • Üretim sürecinde yetkilendirme ve yatay işbölümü, • İş ve işgücü istihdamı esnekliği.

#10

SORU: “Üretimde farklılaşma” nasıl açıklanabilir?


CEVAP: Taleplerde ortaya çıkan farklılaşma ister istemez üretimde de bir farklılaşmayı gerekli kılmaktadır. Fordist üretim anlayışında asıl amaç ürün çeşitliliği az ancak miktar bazında büyük ölçekli bir üretimi gerçekleştirebilmekti. Ancak günümüz koşullarında piyasalardaki talep farklılaşmalarına ve talep miktarlarındaki dalgalanmalara göre işletmelerin kendilerini hem ürün çeşitliliği bazında hem de miktar bazında ayarlayabilmesi gerekmektedir. Günümüzün değişken piyasa koşullarında bir işletme için asıl hedef miktar bazında çok az dahi olsa tüketicilerin her türlü istek ve zevklerini karşılayabilecek farklı ürünleri piyasaya sürebilmektir. Bunun gerçekleştirilebilmesi için işletmelerin esnek teknolojik donanıma sahip olmaları zorunludur. Üretim sürecinde gelişmiş bir teçhizat, makine ve araç- gereç donanımını ifade eden teknolojik esneklik kapitalist işletmelere farklı türden üretim yapabilme potansiyeli ile birlikte üretilmekte olan bir ürünün piyasada değişmekte olan talebe bağlı olarak değiştirilmesi ve geliştirilmesi olanağını sağlamaktadır. Sonuç olarak az çeşitlilikte standart ürünler üretmek üzere geliştirilmiş olan fordist teknoloji taleplerdeki farklılaşmaya karşılık olarak üretimde bir farklılaşmaya gidememiş ve böylelikle verimlilik artırıcı potansiyelini önemli ölçüde yitirmiştir

#11

SORU: Atkinson’un geliştirdiği esnek işletme modeli kısaca nasıl açıklanabilir?


CEVAP: Atkinson’un yaklaşımına göre fordist ekonomilerde var olan Taylorist yönetim anlayışı yapılan üretimin özelliğine göre çalışanların çok büyük bir kısmının rutin işleri yaptığı ve çalışanlar arasında gerek el becerisi gerekse iş güvencesine sahip olabilmede çok fazla ayrımlaşmanın olmadığı bir işletme yönetim anlayışına dayanmaktadır. Atkinson’a göre işletme açısından belirlenen hedeflere ulaşmada kalifiye düzeyi yüksek olan ve işletme açısından önemli işlevleri yerine getiren işçiler diğerlerine göre daha yüksek ücret ve daha fazla iş güvencesine sahip olabilmektedirler. Atkinson’a göre vasıflı işgücü çok yönlü bir beceriye sahiptir. İhtiyaç duyulduğunda firmaların üretim ve yönetim süreçlerinin farklı birimlerinde çalıştırılabilirler. Bu vasıflılık firmalara işlevsel bir esneklik kazandırmaktadır. Atkinson bunlara merkez işçileri demektedir. Diğer taraftan işgücü niteliği düşük ve işletme açısından önemi az olan işçi gurubu ise çevre işçilerini meydana getirmektedir. Çevre işçilerinin iş güvencelerinin az olması işletmeye çok önemli bir sayısal esneklik sağlamaktadır

#12

SORU: Fordizmin genel özelliklerinden “Üretimde merkezi örgütlenme ve Taylorist yönetim anlayışı” nasıl açıklanabilir?


CEVAP: Fordist üretim örgütlenmesi merkeziyetçi bir yönetim anlayışına dayanır. Yani kararlar merkezi birimler tarafından alınmakta ve daha sonra da işletme içinde tepeden aşağıya doğru uygulanmaktadır. Üretim sürecinde ise çalışanların çok sıkı denetlendiği “bilimsel yönetim anlayışı” yani Taylorizmin ilkeleri uygulanmaktadır. Burada esas hedef işletme içi verimliliği ve karlılığı artırmak olduğu için üretim sürecinde kontrolün tümü yönetime geçmekte ve işçilerin yapacağı bütün işler en ince ayrıntısına kadar önceden belirlenmektedir. Taylorizmin özellikleri literatürde genel olarak üç temel ilke çerçevesinde sınıflandırılarak ele alınmaktadır. Bunlar sırasıyla; • Üretim sürecinin basitleştirilmesi, • Kafa (veya zihinsel) emeğin üretimden alınarak planlama düzeyinde merkezîleştirilmesi, • İşçinin yapacağı işin her aşamasının yönetimce planlanarak işçiye direktifler biçiminde iletilmesidir. Böylece işçilerin üretim süreci hakkında bilgi sahibi olmaları ve üretim sürecini kontrol etmeleri engellenebilmektedir.

#13

SORU: Esnek üretim işgücü piyasalarında hangi yeni istihdam biçimlerinin yaygınlaşmasına neden olmuştur?


CEVAP: Esnek üretim işgücü piyasalarında; • Tam zamanlı (full-time), • Yarı zamanlı (part-time), • Sözleşmeli, • Geçici, • Mevsimlik ve • Taşeron işçi çalıştırma gibi yeni istihdam biçimlerinin yaygınlaşmasına neden olmuştur.

#14

SORU: Fordist kriz nedir?


CEVAP: 1970’li yıllarla birlikte fordist üretim sisteminin daha çok yaygın olarak uygulandığı gelişmiş kapitalist ülkelerde kitlesel üretimin iç ve dış pazarlarda meydana gelen ani talep değişikliklerine yanıt veremediği ve sistemin kendi içinde hızlı bir şekilde tıkanmaya doğru gittiği öne sürülmektedir. Kitlesel olarak üretilen mallara olan talebin doyması, taleplerde meydana gelen aşırı farklılaşma, kullanılan teknolojik donanımın farklı türden üretim yapabilecek bir esnekliğe sahip olmaması ve artan krize bağlı olarak endüstri ilişkilerinin bozulmasının fordist sistemi oldukça olumsuz etkilediği belirtilmektedir.

#15

SORU: “Esnek üretim” nasıl açıklanabilir?


CEVAP: Günümüz piyasa koşullarında taleplerde bir farklılaşma işletmeler açısından yalnızca üretimde bir farklılaşmayı değil aynı zamanda istihdam edilen işgücü ve kullanılan teknolojinin de esnek üretime uyumlu hâle getirilmesini zorunlu kılmaktadır. Fordist üretim anlayışında istihdam edilen işgücü ve kullanılan teknoloji kitlesel üretime uygun bir şekilde daha önceden belirlenmiş özel amaçlı işlevleri yerine getiren bir üretim sistemine sahipti. Buna karşın esnek üretim yapan bir işletmenin istihdam ettiği işgücü beceri düzeyi yüksek olmakla birlikte üretim sürecinde birden fazla işlevi yerine getirebilecek bir özelliğe de sahiptir. Esnek üretimde kullanılan teknolojik donanım bilgisayar kontrollü olduğu için oldukça kolay bir şekilde sayısal komutlar yüklenerek yeni tasarlanmış bir ürüne göre ayarlanabilmektedir. Ayrıca, bilgisayar kontrollü robotik makineler ve gelişmiş teçhizatlar yolu ile işletmeler hem miktar ve hem de çeşit açısından esnek üretim yapabilmektedirler. Zira esnek teknolojik donanım işletmelere piyasadaki talepler doğrultusunda istenilen malı gereken miktarlarda üretebilme olanağı vermektedir.

#16

SORU: “İş ve işgücü istihdamı esnekliği” nasıl açıklanabilir?


CEVAP: Esnek teknolojik donanım üretim sürecinde kullanılan işgücünün fordist anlayıştan farklı olarak değişen üretim miktarlarına ve ürün çeşitlenmelerine paralel olarak birden fazla işlevi yerine getirebilecek el becerisine sahip olmasını gerekli kılmaktadır. Böylece işçiler işletmenin üretim hedefleri doğrultusunda diğer üretim ünitelerine kaydırılabilmekte ve işgücünden maksimum ölçüde yararlanılması sağlanmış olmaktadır. Diğer bir deyişle esnek üretim yapan bir işletmede istihdam edilen işgücü çok yönlü kafa ve kol becerisine sahip olduğu için işletmenin üretim sürecinde birden fazla işlevi yerine getirebilmektedir. Böylece esnek üretim yapan bir işletme hem işgücünden maksimum yararlanabilmiş hem de çalışanları yaptıkları işlerden daha fazla haz alabilmiştir. Özellikle Atkinson’un geliştirdiği esnek işletme modeli bu açıdan oldukça önemlidir. Sonuç olarak esnek üretim iş ve işgücü istihdamında da esnekliğe yol açmış ve işgücü de işletmeye işlevsel esneklik ile sayısal esneklik kazandırabilecek şekilde istihdam edilmeye başlanmıştır. Buna göre işletmenin birden çok biriminde çalıştırılabilen dolayısıyla işletmeye işlevsel esneklik kazandıran vasıflı-merkez çalışanları görece iş güvenceli ve yüksek ücretli olarak istihdam edilirler. Çevre çalışanları genellikle kısa dönem, geçici, sözleşmeli ya da Türkiye’de yaygın olarak bilinen adıyla “taşeron” olarak istihdam edildikleri için düşük ücretli ve güvencesiz olarak çalışmak durumunda bırakılmıştır.

#17

SORU: “Küçük ölçekli üretim” nasıl açıklanabilir?


CEVAP: Fordizm standart ürünlerin büyük ölçekli işletmelerde kitlesel olarak üretildiği bir üretim yapısına dayalıdır. Post-fordizm ise piyasaya göre değişebilen daha küçük çaplı esnek üretimin yine daha küçük esnek işletmelerde yapıldığı bir üretim yapısına dayalıdır. Nitekim piyasalarda giderek artan talep farklılaşması ve buna bağlı olarak ürün bazında ortaya çıkan çeşitlilik yalnızca esnek üretimi değil, esnek üretimin yapılacağı daha çok küçük ölçekli üretim yapısını da gerekli kılmıştır. Bu nedenle günümüz koşullarında büyük ölçekli işletmeler ya kendi içinde küçük üretim birimleri kuracaklar ve bu birimler yolu ile esnek üretime yönelerek varlıklarını devam ettirecekler ya da hâlihazırda kullandıkları esnek olmayan teknolojik donanımı piyasadaki taleplerde ortaya çıkan değişmelere paralel olarak sürekli yenilemek zorunda kalacaklardır. Kuşkusuz, bu çözüm yolu büyük işletmeler için çok pahalı ve ekonomik olmayan yeni bir teknolojik yapılanmayı ifade etmektedir. Bu açıdan küçük ölçekli işletmelerin büyük işletmelere göre daha avantajlı olduğu öne sürülmektedir. Sonuç olarak standart ürünlerin büyük ölçekli işletmelerdeki kitlesel üretiminde sona gelinmesi, öte yandan özel amaçlı teknolojilerle donatılmış büyük işletmelerin piyasalarda sürekli değişen talep dalgalanmalarına uyum sağlayamaması fordizmin krizini giderek derinleştirmiştir.

#18

SORU: Hem ücreti hem de iş güvencesi az olan çevre işçilerin durumuna yönelik eleştiriler olmuş mudur?


CEVAP: Hem ücreti hem de iş güvencesi az olan çevre işçilerin bu duruma düşürülmeye çalışılması çok şiddetli eleştirileri de beraberinde getirmiştir. Örneğin Pollert esnek işletme modelinin işçi sınıfı arasında bir ayrımlaştırma yapılarak çevre işçilerinin sendikasız, zayıf ve savunmasız bırakıl maya çalışıldığını öne sürmektedir. Pollert’e göre esnek istihdam ilkesi sermayenin emek üzerindeki sınırsız denetiminin dayatılmasından başka bir şey değildir.

#19

SORU: İyimser Yaklaşım nasıl açıklanabilir?


CEVAP: Bu yaklaşımlardan ilk ikisi post-fordist dönüşümlerin olduğu görüşünde hemfikirdirler. Ancak bu dönüşümlerin sosyal ve ekonomik sonuçlarının ne olduğu konusunda farklı görüşler öne sürmektedir. Örneğin Piore ve Sabel post-fordist dönüşümlerin sosyal ve ekonomik sonuçları açısından son derece iyimserdir. Piore ve Sabel post-fordist koşullara uyum sağlayabilen başta küçük işletmeler olmak üzere sendikaların, işverenlerin ve tüm ülke ekonomilerinin olumlu etkileneceğini öne sürmektedir. Piore ve Sabel daha da ileri giderek postfordist dönüşümleri ikinci bir endüstriyel devrim olarak nitelemektedirler. Bu nitelemeye göre, ikinci endüstriyel devrimin sihirli anahtarı esneklik, aktörleri ise üst düzey teknoloji kullanan küçük ve orta boy işletmelerdir. Piore ve Sabel’a göre üst düzey teknoloji kullanabilme kapasitesine sahip küçük işletmeler piyasadaki taleplerde meydana gelen değişmelere anında yanıt verebilme esnekliğine sahiptir. Esnek teknolojik yapı, küçük işletmelere müşteri odaklı olma imkânını vermektedir. Küçük işletmelerin sahip olduğu esneklik, değişen koşullara göre gerek üretim miktarlarında ve gerekse de üretilen ürünün türünde bir değişiklik imkânı sağlamaktadır. Schmitz ise küçük işletmelerin bir araya gelerek oluşturacağı güç birliği sayesinde uluslararası pazarlara açılabileceğini öne sürmektedir. Ayrıca Schmitz büyük işletmelerin yeterince esnek olamadıkları için küçük işletmelerle rekabette çok zorlanacağını öne sürmektedir. Schmitz’e göre post-fordist koşullar küçük işletmelerin önünü açmaktadır. Gerek Piore ve Sabel tarafından gerekse Schmitz tarafından sözü edilen küçük işletmeler emek yoğun çalışan ve düşük teknolojik donanıma sahip olan işletmeler değildir. Tam tersine sözü edilen üst düzey teknolojik donanıma sahip, bilgisayar destekli tasarım ve üretim kapasitesine ulaşmış ve kendi aralarında işbirliğini gerçekleştirmiş olan küçük işletmelerdir. Dolayısıyla geleneksel tarzdaki küçük işletmelerin post-fordist koşullara ayak uydurabilmesi oldukça zor görünmektedir.

#20

SORU: Post-fordist dönüşümü nasıl değerlendirilebilir?


CEVAP: Fordizmin krize girmesi ve bunun sonucunda post-fordist yapılanmaların ortaya çıkması sosyal bilimler literatüründe çok yönlü olarak tartışılmaktadır. Bu değişim ve dönüşümün boyutunun ne olduğu, ülke ekonomilerini ve insanları ne yönde etkilediği çeşitli teorik yaklaşımlar tarafından ele alınmaktadır. Bu tartışmaların kapsamı çok geniştir ve hepsini burada ele almak olanaksızdır. Bununla birlikte teorik yaklaşımların kısa bir değerlendirilmesi yapılacaktır. 1970’li yıllar ile birlikte kapitalizmin içine girdiği post-fordist dönüşümün çok boyutlu olduğunu ve bu dönüşüm boyutunun ve hızının ülkeden ülkeye farklılıklar gösterebildiğini gözden kaçırmamamız gerekir. İlgili literatüre bakıldığında üç farklı yaklaşımın ön plana çıktığı görülmektedir: • Bu teorik tartışmaların birinci grubu post-fordist dönüşümü olumlu bir süreç olarak ele almaktadır. Bunlara kısaca iyimser yaklaşımlar diyebiliriz. • Teorik tartışmaların ikinci grubu ise post-fordist dönüşümleri olumsuz bir süreç olarak ele almaktadır. Bu yaklaşımlara da kısaca kötümser yaklaşımlar diyebiliriz. • Tartışmalarda öne çıkan üçüncü bir grup ise böylesi bir dönüşümün olduğu fikrine hiç katılmayanlardan oluşmaktadır. Bu gruptakilere de kısaca eleştirelci-şüpheci yaklaşımlar diyebiliriz.

#21

SORU:

Endüstriyel kapitalizmi tanımlayınız.


CEVAP:

Endüstriyel kapitalizm endüstriyel mal ve hizmetlerin üretilmesi,tüketilmesine
dayanan bir sosyal ve ekonomik sistemdir.


#22

SORU:

Endüstri devrimi sonucunda ne tür değişiklikler ortaya çıkmıştır?


CEVAP:

18. Yüzyılda yaşanan dönüşümle birlikte toplam üretim miktarı çok büyük oranda artmış, tarımsal üretimin yerini endüstriyel üretim almış, işbölümü ve uzmanlaşma artmış, emek yoğun üretimden teknoloji yoğun üretime geçilmiş, kırsal alandan kentlere doğru kitlesel göçler yaşanmış ve yeni toplumsal sınıflar ortaya çıkmıştır.


#23

SORU:

Fordizm kavramını açıklayınız.


CEVAP:

Fordizm endüstriyel kapitalizmde standart ve çeşitliliği az ürünlerin kitlesel olarak üretilip tüketildiği bir üretim ve tüketim tarzıdır.


#24

SORU:

Fordizm de üretim sürecini açıklayınız.


CEVAP:

Üretim süreci merkeziyetçidir, işçilerin üretim süreci hakkında sahip oldukları bilgi düzeyi ve kararlara katılım düzeyi düşüktür, üretim sürecinin kontrolü yönetimdedir ve işçiler sıkı bir şekilde denetlenmektedir. Üretim büyük ölçekli işletmelerde kitlesel işgücü tarafından yapılmaktadır.


#25

SORU:

Post-fordizm kavramını açıklayınız.


CEVAP:

Post-fordizm, fordizmin krize girmesiyle birlikte 1970’lerden itibaren farklılaşan üretim ve tüketim tarzına verilen addır.


#26

SORU:

Post-fordizmin temel özellikleri nelerdir?


CEVAP:

Piyasada farklılaşmış olan taleplere yanıt verecek şekilde nispeten az miktarda ama çok çeşitli ürünlerin üretilmesi, işin, üretimin ve işgücünün de esnek olması, kullanılan makinelerin ve çalışan işçilerin fordizmde olduğundan farklı şekilde birden fazla işleve sahip olması, küçük ölçekli üretim yapılması, vasışı ve birden fazla işleve sahip olan işçilerin kararlara katılması, yabancılaşmanın azaldığı, yatay bir örgütlenmenin görülmesi post-fordizmin temel özellikleridir.


#27

SORU:

Fordizm ve Post Fordizmdeki üretim farkı nedir?


CEVAP:

1900’lerin başından 1970’lere dek endüstride yaygın olan fordizm standart ürünlerin üretilmesine dayanırken post-fordizm ürün çeşitliliğinin artırılmasına dayanır. Fordizmde ürünler büyük ölçekli işletmelerde, standart, tek amaçlı makinelerle kitlesel olarak üretilirken post-fordizmde küçük ölçekli işletmelerde esnek teknolojiyle, genel amaçlı makinelerle üretilir ve üretilen ürün miktarı fordizmdeki gibi kitlesel değildir.


#28

SORU:

Fordist ve Post -Fordist işçi yaklaşımlarını açıklayınız.


CEVAP:

Fordist üretim tarzında işçiler vasıfsızdır, üretim süreci hakkında bilgiye sahip değildirler, yönetim tarafından belirlenmiş sınırlı ve tek bir işi yaparlar ve üretim süreciyle ilgili kararlara katılımları söz konusu değildir. Post-fordizmde ise işçiler vasıfsızdır, birden fazla işi yaparlar, üretim süreci hakkında bilgi sahibidirler ve kararlara katılım düzeyleri yüksektir.


#29

SORU:

Fordizm ve Post -Fordizmdeki yönetim farklılıklarını açıklayınız.


CEVAP:

fordizmde işçiler Taylorist yönetim anlayışıyla hiyerarşik bir şekilde yönetilirken post-fordizm katılımcı bir yönetim anlayışına ve hiyerarşinin az olduğu yatay bir işbölümüne sahiptir. Fordizm, kitlesel üretime karşılık Sosyal Refah Devleti’nin kitlesel tüketimi mümkün kılacak Keynesyen ekonomi politikalarına paralel iken post-fordizm Sosyal Refah Devleti’nin zayıflamasına ve neo-liberal ekonomi politikalarına paralel bir üretim tarzıdır.


#30

SORU:

Koşullara uyum sağlamanın sendikaların, işverenlerin ve tüm ülke ekonomilerinin yararına olacağını savunan bilim adamları kimlerdir?


CEVAP:

Piore ve Sabel post-fordist koşullara uyum sağlamanın sendikaların, işverenlerin ve tüm ülke ekonomilerinin yararına olacağını savunmaktadır


#31

SORU:

Schmitz ve  Atkinson'un görüş farklılıklarını açıklayınız.


CEVAP:

Schmitz (1992) bu dönüşümlerin özellikle küçük işletmelerin önünü açacağını, güç kazanacaklarını ileri sürmekte, Atkinson ise bu dönüşümün sağlayacağı esnekliğin işletmeler açısından önemli avantajlar sağlayacağını savunmaktadır.


#32

SORU:

Kötümser yaklaşım  fordizm ve  post-fordizm kavramlarını nasıl değerlendirmektedir?


CEVAP:

Kötümser yaklaşım da fordizmden post-fordizme doğru bir dönüşüm yaşandığını kabul etmekte, ancak bu dönüşümlerin sosyal ve ekonomik açıdan genel olarak olumsuz sonuçlar doğurduğunu savunmaktadır.


#33

SORU:

Fransız Düzenleme Okulu Fordizm ve Post Fordizmi nasıl değerlendirmektedir?


CEVAP:

Fransız Düzenleme Okulu  dönüşümün daha çok sermaye lehine olduğunu, Pollert de bu dönüşümün emek açısından hiçbir olumlu yönü olmadığını, sadece kapitalizmin emek ve emek süreci üzerindeki kontrolünün güçlendirilmesinden ibaret olduğunu savunmaktadır.


#34

SORU:

Eleştirel-şüpheci yaklaşım  fordizm ve postfordizmi nasıl değerlendirir?


CEVAP:

Eleştirel-şüpheci yaklaşım  fordizmden postfordizme doğru bir dönüşümün yaşanmadığını savunur.


#35

SORU:

Williams ve Hyman Fordizm ve post fordizmi nasıl açıklar?


CEVAP:

Williams ve diğerleri fordizmin olduğundan daha katı, daha az çeşitliliğe sahipmiş gibi gösterildiğini, Hyman bu değişimlerin sadece bazı sektörlerde yaşandığını ve bunların ekonominin bütününe genellenmemesi gerektiğini,


#36

SORU:

Clarke Post fordizm ve Fordizmi nasıl açıklar?


CEVAP:

Clarke bir dönüşüm yaşanmadığını, bu tip argümanların neo-liberal ekonomi politikalarını meşrulaştırma görevi gördüğünü savunmaktadır.


#37

SORU:

Ekonomizm kavramını açıklayınız.


CEVAP:

Ekonomizm, toplumsal gerçekliği yalnızca ekonomik ölçülerle değerlendiren ve gerçekliği salt bir ekonomik gerçekliğe indirgeyen, bu nedenle de ekonomik indirgemecilik olarak adlandırılan yaklaşıma karşı eleştirel olarak kullanılan bir kavramdır.


#38

SORU:

KOBİ kavramını açıklayınız.


CEVAP:

Türkiye’nin ekonomik yapısı içinde büyük işletmelerin yanı sıra, hem kayıtlı hem de kayıt dışı olarak işleyen, çok sayıda küçük ve orta boy işletme yer almaktadır. Türkiye ekonomisinde bu kadar önemli bir ağırlığa sahip olan ve literatürde KOBi (Küçük ve Orta Boy işletme) adıyla anılan bu işletmelerin önemli bir bölümü piyasadaki aşırı rekabet nedeniyle düşük bir kâr marjı ile çalışmaktadır.


#39

SORU:

Regülasyon Okulu başka hangi isim ile literatürde yer alır?


CEVAP:

Fordizmi bir sermaye birikim rejimi ile bu birikim rejiminin sürdürülebilmesini sağlayan bir düzenleme rejimi olarak gören Fransız Düzenleme Okulu literatürde Regülasyon Okulu adıyla da anılmaktadır.


#40

SORU:

Esnek üretim işgücü piyasalarında hangi tür istihdam biçimlerinin yaygınlaşmasına neden olmuştur?


CEVAP:

Esnek üretim işgücü piyasalarında tam zamanlı (full-time), yarı zamanlı (part-time), sözleşmeli, geçici, mevsimlik ve taşeron işçi çalıştırma gibi yeni istihdam biçimlerinin yaygınlaşmasına neden olmuştur.