EKONOMİNİN GÜNCEL SORUNLARI Dersi ULUSLARARASI EKONOMİK KURUMLAR VE GLOBAL EKONOMİK SORUNLARIN ÇÖZÜMÜNDEKİ ROLLERİ soru cevapları:

Toplam 23 Soru & Cevap
PAYLAŞ:

#1

SORU:

"İngiliz Yüzyılı" olarak bilinen dönem hangi zaman aralığına karşılık gelir?


CEVAP:

1800’den başlayıp 1945’te savaşın bitimine dek olan süre "İngiliz Yüzyılı" olarak anılır.


#2

SORU:

"Amerikan Yüzyılı" olarak bilinen dönem hangi zaman aralığına karşılık gelir?


CEVAP:

1945’ten 1990’a kadar olan dönem "Amerikan Yüzyılı" olarak bilinir.


#3

SORU:

Dünyada multi-polar (çok başlı) yapı ve düzen ne zaman ortaya çıkmıştır?


CEVAP:

Dünya, 1800-1914 döneminde batının yayılmacılığını yaşadı. 1800’den başlayıp 1945’te savaşın bitimine dek olan süre ‘İngiliz Yüzyılı’ olarak anılır. Bunu, 1945’ten başlayıp 1990’a dek süren ‘Amerikan Yüzyılı’ izler. ABD, NATO yoluyla B. Avrupa’yı, yanı sıra G. Asya’yı, savaş yeniği Japonya’yı ve bölgede tek kalan Avustralya’yı kendi egemenlik dünyası içine alır. Ancak Sovyetler Birliği Grubu
ülkelerinin Avrupa ve Asya’daki varlığıyla dünya yine de çift başlıdır (bi-polar). 1991’den günümüze, dünyada bir multi-polar (çok başlı) yapı ve düzen ortaya çıkar. ABD’nin egemenlik bölgesi daralır. Latin Amerikan dünyası, Çin, Hindistan ve Rusya bağımsız egemenlik bölgeleri olurlar.


#4

SORU:

Afrika kıtasında kaç bölgesel ekonomik birlik vardır?


CEVAP:

Afrika'da  7 bölgesel ekonomik birlik var. Bunlar ArapMagrep Birliği (UMA), Batı Afrika Birliği (EKOWAS), Batı Afrika Ekonomi ve Para Birliği (UEMOA), Merkezî Afrika Ekonomi ve Para Birliği (CEMAC), Merkezî Afrika Ekonomi Birliği (ECCAS), Doğu ve Güney Afrika Ortak Pazarı (COMESA) ve Güney Afrika Gelişme Birliği (SADC).


#5

SORU:

Arktik Konseyi (Arctic Council) neden kurulmuştur? 


CEVAP:

Kuzey Kutbu, dünya ekonomisinin görünmeyen en önemli çekişme alanını oluşturuyor. Bu çekişmeyi önlemek için 1996’da Arktik Konseyi (Arctic Council) kuruldu. Bu Konseye Danimarka, Finlandiya, İzlanda, İsveç, Norveç, Kanada, ABD ve Rusya üye oldu. Her bir üye ülkenin bu denizde 200 mil bir ekonomik egemenlik alanı olmakla birlikte, birbirleriyle egemenlik bölgelerini genişletme çekişmesi yaşıyorlar.


#6

SORU:

1989’dan sonra oluşan çok başlı dünya düzenininde ABD'nin güç olarak değişimi ne yönde olmuştur?


CEVAP:

1989’dan sonra oluşan çokbaşlı dünya düzeninde ABD’nin hard power (fiilî askerî güç oluşturma) 
sonlanıp, bunun yerine her ülkeyi kendi dinamizmi içinde şekillendirmeye çalışan soft power (yumuşak güç) dönemi başladı.


#7

SORU:

Başkan Bush döneminde, AB ile ABD arasında oluşan yeni bir dünya iş birliği biçimi nasıldır?


CEVAP:

Başkan Bush döneminde, AB ile ABD arasında yeni bir dünya iş birliği biçimi oluştu. Bununla, ABD askerî ve stratejik misyonu, AB’de insani operasyonları üstlendi. AB’nin 2003 sonrası bu yolla katıldığı askerî operasyon sayısı 20’yi buldu. Bu türden bir iş birliği biçiminin AB’yi politik kararlar alan bir güç olmaktan çıkarıp Afganistan’da olduğu gibi ‘yardımcı güç’ konumuna indirdiği, tartışma götürmeyen bir gerçek oluyor.


#8

SORU:

Çin’in ekonomi politikalarında en önemli kozu olarak geçen nedir?


CEVAP:

Çin’in ekonomi politikalarında en önemli kozu ‘hassas ayar’ (fine tuning) denilen işlemi yapabiliyor olması. 2011’de, 30 yıllık ekonomik geçmişinde ihracat ilk kez düşünce, iç talep harekete geçirilerek doğan dengesizlik giderildi. Çin’in siyasal yönetimi ‘kumanda ekonomisi’ yöntemiyle yeni ekonomik kararları hayata geçirme erkini kanıtladı (Birçok ülke benzeri kararları alabiliyor ama bunların hayata geçmesi, genelde 3-5 yıllık bir zaman dilimi gerektiriyor. Bütün bu zaman aralığında ilgili ülkede ekonominin genel dengeleri bozuluyor, söz konusu ülke depresyona girebiliyor. Bu yüzden iktisat politikalarında kararın kendisi kadar, kararı en seri biçimde hayata geçirmek, işin önemli yanını oluşturuyor).


#9

SORU:

Dünya Ticaret Örgütü ne zaman kurulmuştur?


CEVAP:

Gümrük ve Ticaret Anlaşması (GATT)  Uruguay Turu sonucunda imzalanan ve 1995’te yürürlüğe giren nihai senet ile kurulan Dünya Ticaret Örgütü (DTÖ) dünya ekonomisinin önemli bir düzenleme kuruluşu olmuştur. 


#10

SORU:

Dünya Ticaret Örgütü'nün amaçlar yönüyle Gümrük ve Ticaret Anlaşması'na olan benzerlikleri nelerdir? 


CEVAP:

DTÖ amaçlar yönüyle GATT’a bir yönüyle benzerlik gösterir. Bu benzerlikler
şu başlıklarda odaklanır:

  • Hayat standardını yükseltmek, istihdamı ve reel gelir ve gerçek talep hacmini sağlamak, mal ve hizmet üretim ve ticaretini geliştirmek, dünya kaynaklarının sürdürülebilir kalkınma hedefine en uygun bir şekilde kullanımına imkan vermek ve çevreyi korumak.
  • Gelişme yolundaki ülkelerin dünya ticaretinde kalkınmaları için gerekli
    kaynak için orantılı bir pay elde etmelerini sağlamak.
  • Karşılıklı çıkar esasına dayalı ve gümrük tarifelerinde ve ticaretin karşılaştığı diğer engellerde önemli indirimler sağlayan ve uluslararası ticaret
    ilişkilerinde ayırımcı işlemleri ortadan kaldıran anlaşmalar yapmak, uygulanabilir ve kalıcı bir çok taraflı ticaret sistemini geliştirmek.

#11

SORU:

Dünya Ticaret Örgütü'nün Tekstil ve Konfeksiyon sektörüne yönelik düzenlemelerini neler oluşturur?


CEVAP:

Bu sektöre dönük kısıtlamalar 10. yılın sonunda tümüyle kaldırılmıştır. Geçiş döneminin sonunda 1 Ocak 2005’te tekstil ürünlerin dış ticareti tümüyle libere edilmiş ve DTÖ rejimine tümüyle entegrasyonu sağlanmıştır.


#12

SORU:

Dünya Ticaret Örgütü'nün hizmetler sektörüne yönelik düzenlemeleri nelerdir?


CEVAP:

Hizmetler Sektörü: Hizmetler Anlaşması ile üye ülkelerin çok çeşitli ve karmaşık ulusal mevzuata göre yürüttükleri hizmet ticaretine bir çerçeve düzenleme getirilmiştir. Bu turizm, bankacılık, inşaat ve danışmanlık hizmetlerini kapsar. Burada esas olan ‘en çok kayrılan ülke’ yükümlülüğüdür. Taraflardan her biri, diğer tarafın hizmet sağlayanlarına, bir başka ülkenin benzer hizmet sağlayanlarından daha az kayrılan bir statüyü uygun göremez. En çok kayrılan ülke ilkesinin her hizmet türü için mümkün olmayacağı bilindiğinden tarafların ‘özel istisna’ uygulama hakları vardır.
Bankacılık, sigortacılık, taşımacılık, turizm, danışmanlık ve haberleşme hizmetlerine anti-damping önlemlerin uygulanması konusunda taraflar anlaşmıştır. Buna karşılık, mali hizmetler ve deniz taşımacılığı sektörlerinde bir anlaşma yoktur. Film ve buna dayalı kültürel hizmetler konusunda da yaptırım hakkı yoktur (Özellikle ABD’nin Hollywood film endüstrisi nedeniyle bu sektörü kapsam dışı bırakmış olması çok anlaşılır bir durumdur). 


#13

SORU:

Dünya Ticaret Örgütü'nün anti dampinge yönelik düzenlemelerini neler oluşturur?


CEVAP:

Anti damping: Ülkelerin dampingi bir rekabet sağlayıcı yöntem olarak saklı bir korumacılık yöntemi olarak korumasına karşılık, üye ülkelere bu haksız rekabeti önlemek için anti damping vergisi salma hakkı getirilmiştir. Haksız rekabeti önleyici önlemler çerçevesinde ithalatçı ülkeler, devlet teşvikleri ile yapılan ihracata karşı antisübvansiyon vergilerle -bunlara kimi zaman telafi edici vergiler diyoruzkorunma olanağı sağlanmıştır. Bu vergiler konusunda düzenleme yapılmıştır. DTÖ devlet yardımlarının yasal olup olmadığının belirlenmesine, gereği durumda yasaklanmasına ya da izin verilmesinde yetkili organdır. Ancak her ülkenin ‘tarife dışı rejim’ uygulaması hakkı, daha doğrusu şansı var olup bunu engelleyecek bir araç bulunmamaktadır.


#14

SORU:

Uluslararası Para Fonu (IMF) nasıl kurulmuştur?


CEVAP:

II. Dünya Savaşı devam ederken savaştan sonra kurulacak olan yeni uluslararası para sistemine ilişkin olarak İngiliz ve ABD Planları yayınlandı. ABD, SSCB dâhil tüm üyelerin onayını alarak bir anlaşmaya vardı (J. M. Keynes’in, IMF’nin altın rezerviyle garanti edilmiş, yeni bir uluslararası para birimi Bancor’un yaratılmasını öngören İngiliz Planı’nın kabul görmediğini ve sonuçta ortaya çıkan
düzenin ABD’nin onayladığı bir yapı olduğunu buraya ekleyelim). Varılan sonuçlar, 1944’te Bretton Woods’da toplanan bir konferansta karara bağlandığı için bu kararlardan Bretton Woods Kararları olarak da söz edilir. Bu kararlarla Türkiye dâhil 44 ülke uluslararası para sisteminin esaslarını kabul etti. Bretton Woods Anlaşması ile ‘ikiz kuruluşlar’ olarak anılan Dünya Bankası ve kısa adı IMF olan
Uluslararası Para Fonu kuruldu.


#15

SORU:

IMF’yi kuran anlaşma geçmişten günümüze ne tür değişikliklere uğramıştır? 


CEVAP:

IMF, 1947’de resmen işlem yapmaya başladı. Bu yaklaşık 70 yıllık dönemde IMF’yi kuran anlaşma sadece 3 kez değişti. Birinci değişikle özel çekme hakları yaratıldı. İkinci değişikle altının fon kaynakları içindeki payı azaltıldı ve özel çekme hakları önemli bir rezerv kaynağı hâline geldi. Üçüncü değişiklikle kurumun sermayesi artırıldı ve üye ülkelerin kotası değiştirildi ve içlerinde Türkiye’nin bulunduğu ülkelerin kotası arttırıldı. Bunun yanında altın satışıyla Kurum’un fon olanakları çoğaltıldı. D.S. Kahn’ın IMF Başkanlığı döneminde kurumun stand-by anlaşması istemeden, kredi ve destek veren yeni anlayışını en az bir anlaşma değişikliği kadar önemsememiz gerekiyor. 


#16

SORU:

"Stand-by Antlaşması" nedir?


CEVAP:

Ödemeler bilançosu krizlerine yardım ederken IMF, belli önlemlerin kararlı biçimde alınacağına ilişkin
yükümlülük belgesi açar. Bu taahhütnameyi düzenleyen tarafın belgesine ‘Niyet Mektubu’, imzalanan yardım sözleşmesine ‘Stand-by Antlaşması’ adı verilir.


#17

SORU:

Gelişmekte olan ülkelerin IMF’ye dönük yaptıkları eleştiriler hangi noktalara odaklanmaktadır?


CEVAP:
  • Kurum, ülke krizlerini kalkınmayı yok sayan bir biçimde ele almaktadır. Siyasal müdahale öne çıkmaktadır.
  • IMF ülke konsültasyonlarını yaparken, saydam davranmamaktadır. Siyasi tercihlerine göre bir bakış sergiliyor. Anlamlı bir örnek, Meksika’nın 90’lı yıllardaki krizi sırasında ABD’nin, IMF İcra Kurulu’nun onayı alınmadan, yardım yapılacağını açıklamasıdır.
  • IMF konsültasyonları yol göstermekten çok ülkelerin ekonomik sorun yaşamasından sonra gerçekleştirilmektedir. Bretton Woods sisteminde öngörülen ‘rehberlik ilkesi’  uygulanmamaktadır.
  • Sabit kur rejiminden sapma ve uluslararası spekülatif fonların çokluğu, gelişmekte olan ülkeleri, ekonomik şoku ithal eder hâle getirmektedir. IMF bu türden spekülatif fonların denetlenmesinde seyirci kalmaktadır.
  • IMF’nin stand-by görüşmeleri çok uzun sürdüğü gibi, yakın zamana dek IMF sermayesinin yetersiz kalması nedeniyle verilen mali destek yetersizdir (2000’li dönemden sonra Başkan Kahn döneminde ‘Esnek Kredi Hattı’ - FCL adıyla yeni bir koşulsuz kredi türü oluşturulmakla birlikte, uluslararası camiada IMF kredilerine olan tepki nedeniyle bu kredinin uygulanabilirliği Meksika ile sınırlı kalmıştır. Türkiye FCL alımında olanca uygun koşullara karşın, uluslararası
    kredi notunu kırdırmamak adına bu kolaylığı kullanmayı red etmiştir. Türkiye, IMF’den kullandığı kredileri 2013 itibarıyla kapatmayı yükümlenmiştir).

#18

SORU:

Genişletilmiş fon kolaylığı nedir? 


CEVAP:

Genellikle 3 yıllık orta dönemli bir program için sağlanan bu fon kolaylığı, standby düzenlemesinin başarıyla yürütüldüğü ülkeler için verilir. 3 yıllık bir program olması nedeniyle sadece kısa dönem hedeflere değil, ayrıca orta dönemli yapısal sorunların çözümüne de yönelik olması, bu paranın disiplinli bir planla uygulanmasını gerektirir. Stand-by’dakine benzer performans kriterleri aranır. Geri ödeme süresi 5-10 yıl arasındadır.


#19

SORU:

IMF'nin özel imkanlarından telafi rdici finansman kolaylığı nedir?


CEVAP:

Kendi denetimleri dışında kalan ihracat gelirlerinin ve/veya yurtdışında çalışan yurttaşlarının ülkelerine gönderdiği döviz miktarının azalması ya da tahıl ithal maliyetinin yükselmesi gibi bir sorunla karşılaşan üye ülkenin, IMF ile iş birliğine girmesiyle sınırlı koşulla kullanabileceği bir olanaktır.


#20

SORU:

IMF'nin özel imkanlarından olağanüstü finansman kolaylığı nedir?


CEVAP:

Stand-by düzenlemesi süresi uzatılmış, düzenleme veya yapısal ya da güçlendirilmiş yapısal uyum çerçevesinde koşullara bağlanmış bir IMF programı uygulayan üye ülkenin, elinde olmayan nedenlerle karşılaşabileceği sorunları çözmek için kullandırılan bir kolaylıktır. Geri ödemesi 40-60 ay arasındadır.


#21

SORU:

APEC nedir?


CEVAP:

APEC: 1989’da kurulan ve 21 üye ülkeden oluşan bu birlik Asya-Pasifik ülkeleri arasında ekonomik iş birliğini öngörür. Bu oluşumda 3 gözlemci ülke Çin, ABD ve Avustralya vardır.


#22

SORU:

ASEAN nedir?


CEVAP:

ASEAN: 1967’de, hepsi Güney Asya ülkesi olan Malezya, Filipinler, Endonezya, Singapur ve Tayland tarafından kuruldu. Sekreteryası Jakarta’dadır. Bu ülkelere daha sonra Brunei, Burma, Kamboçya, Laos ve Vietnam katıldı ve 600 milyon nüfuslu bir Birlik ortaya çıktı. Güney Asya ülkeleri arasında ekonomik iş birliğini öngören ASEAN bir ülke olarak değerlendirildiğinde, nominal 1.8 Trilyon $ yıllık
hasılayla dünyanın 9. büyük ekonomik gücünü oluşturuyor. ASEAN’ın hâlen 10 üyesi, 11 diyalog partneri ve bir gözlemcisi var. Diyalog partnerleri arasında AB ve Rusya bulunuyor. Ancak en önemlisi ‘Asean + 3’ olarak tanınan Çin, Japonya ve Güney Kore’nin yarı resmî üyelikleri oluşturuyor. ASEAN 2009’da bu bölgede konumlanmış 5 ülkeyle serbest ticaret anlaşmaları imzaladı. Yanı sıra, 2006’dan bu yana BM’nin gözlemci üyesi olması, ASEAN’ın konumunu pekiştirici bir etken rolü oynuyor. ASEAN için kullanılan ‘ASEAN Yolu’ (ASEAN Way) ifadesi, bu kuruluşun 21. yy. da çok başlı dünya egemenliğinin pekiştirilmesinde önemli bir etken olacağını kanıtlıyor.


#23

SORU:

Şangay İşbirliği Örgütü (ŞİÖ) nedir?


CEVAP:

Şangay İşbirliği Örgütü (ŞİÖ): 2001’de Çin’in öncülüğünde kuruldu ve 6 üye ülkesi var. Yanı sıra içlerinde Hindistan ve İran gibi ülkelerin yer aldığı 4 gözlemci ülkesi var. Hedefi, üye ülkeler arasında politik / ekonomik ve kültürel alanlarda işbirliğini geliştirmek. Hâlen çok aktiftir. BM’nin dünya siyasetini ilgilendiren birçok kritik kararında ‘veto’ kararıyla, ABD eksenine alternatif yaratıyor. Bu örgüt etkinlikleriyle dünya ekonomisinde ‘çift başlılık’ (bi-polar) deyiminin kullanılmasını pekiştirdi.