FOTOĞRAF KÜLTÜRÜ Dersi FOTOĞRAF TARTIŞMALARI soru cevapları:

Toplam 50 Soru & Cevap
PAYLAŞ:

#1

SORU: Postmodernizm nedir?


CEVAP: Modernleşmenin oluşturduğu değişim içinde 1970’lerden başlayarak ve 1980’lerden sonra giderek yaygınlaşan yeni bir toplumsal durum ortaya çıkmıştır. Bu durum, felsefi bir kavram olan postmodernizm ile adlandırılmıştır. Postmodernizm, kapitalizmle birlikte gelişen liberalizm, ekonomik alanda kapitalizm olarak gelişirken, toplumsal yaşamda mekân ve zamanda birçok yeniliklere neden olmuştur.

#2

SORU: Fotoğrafın sanatsal çalışmalarda kullanılması ilk olarak ne zaman başlamıştır?


CEVAP: Fotoğrafçılar 1850’lerden itibaren resimselcilik (pictorialism) yaklaşımıyla, resim sanatının gelenek içinde oluşturduğu görsel düzenlemeleri fotoğraf yoluyla denemişlerdir. Oskar Gustave Rejlander (1813-1875), Henry Peach Robinson (1830-1901), Julia Margaret Cameron (1815-1879) gibi sanatçı ruhlu kişiler fotoğrafı, dönemin yaygın sanatı olan resim sanatına öykünerek kullandılar. Rejlander ve Robinson’un aynı çerçeve içinde bir konuyu birden çok negatifin üst üste basılmasıyla anlatmaya yönelmeleri yeni bir durumdur. Ortaya çıkan fotoğraf bir tür resim sanatına öykünme olsa bile, fotoğrafın kullanılış şekli öykünmeden çok yaratıcılıkla ilgilidir. Söz konusu olan yaratıcılık da, fotoğrafın resmetme tekniğine özgüdür. Yine Cameron’un portrelerinde kullandığı aydınlatma, resim sanatından gelen ışık gölge karışımı (chiaroscuro) aydınlatmasıdır. Rembrandt ve Caravaggio gibi usta ressamların eserlerinde görülen bu aydınlatma tekniğini Cameron fotoğrafa uygularken, fotoğrafın kendine özgü anlatım biçiminin öğelerini ortaya koymuştur. Bu şekilde, 1850’lerden başlayarak fotoğrafın sanatın ortamındaki yeri ortaya çıkmaya başlamıştır.

#3

SORU: Görsel-işitsel teknolojiler, teknolojik olarak hangi yenilikleri beraberinde getirmiştir?


CEVAP: Görsel-işitsel teknolojiler, birden çok ortamın bir arada kullanılmasına başlanmıştır. Çoklu ortam (multi media) olarak bu uygulama; fotoğraf, film, video, ses ve bilgisayarın birlikteliğinden oluşur. Yani görme ve işitme duygularına yönelik teknolojiler yeni bir düzenlemeyle bir araya gelmiştir.

#4

SORU: Fotoğrafın tarihsel gelişim sürecinde hızlı bir şekilde kabul görmesinde hangi durumlar etkili olmuştur?


CEVAP: Fotoğraf, yeni bir teknoloji olarak çok hızlı bir şekilde toplumda kabul görmüştür. Bu şekilde hızla toplum içinde kabul görerek yaygınlaşan teknolojilerin oluşturduğu etki; bu teknolojilerin araştırma ve geliştirme dönemlerini ikinci plana iter. Örneğin; tekerlek, çıkrık, pulluk vb. teknolojiler bir ihtiyaca karşılık olarak bulunmuştur. Bunlar, insanın biyolojik yaşamını sürdürebilmesiyle ilişkilidir. Bu anlamda fotoğrafı sosyal değişim aracı olarak görmek gerekir yani fotoğrafın durumu farklıdır. Sanayi Devrimi sürecinde yaşanılan teknolojik ve toplumsal değişim, fotoğrafı ortaya çıkarmıştır. Bu dönemdeki buluşlar ve bunların oluşturduğu sosyal etkiler teknolojik buluşları etkilemiştir. Eski bir geleneğin devamı olarak, bu dönemde insanlar portrelerini yaptırıyorlardı. Portre ressamları geleneksel resmetme tekniğiyle çağlar boyu insanların portrelerini yapmışlardır. Doğal olarak ressamlar varlıklı insanlar için çalışıyorlardı. Derebeyi, zengin tüccarlarla birlikte Fransız Devrimi sonrasında ortaya çıkan burjuvazi, bu ressamların müşterileri arasında yer almıştır. Derebeyin çiftliğinde ya da tüccarların yanında çalışanlar ve fabrikalarda çalışan işçilerin bu ressamlara portrelerini yaptırması ise neredeyse imkansızdı. Bunun nedeni portrelerin yapılmasıyla ilgili süreçtir. Portre ressamları basit bir teknoloji kullanarak, el marifetiyle resmediyorlardı. Ortaya çıkan ürün pahalıydı ve sadece varlıklı olanlara yönelikti.

#5

SORU: Fotoğraf kuramı varlığı üzerine tartışmaları açıklayınız?


CEVAP: Bunun için fotoğrafın bilim alanları içindeki yerine bakmak gerekir. Fotoğraf, iktisat, sosyoloji, tarih, hukuk ya da eğitim gibi bir bilim alanı olarak ortaya çıkmış mıdır? Yani fotoğraf başlı başına bir bilim alanı mıdır? Tabii ki hayır. Fotoğraf, teknolojik boyutuyla fizik ve kimya bilimleriyle ilgilidir. Fotoğrafın teknik olarak ortaya çıkma süreçleri hem geleneksel hem sayısal teknolojilerde bilimsel süreçleri içerir. Bu yönüyle de fotoğrafın bilimsel çalışma alanları, fizik ve kimya biliminin kuramlarına dayanan yaklaşımları fotoğrafçılıkta kullanılır. Fotoğrafın teknik yönü kuramsal olarak açıklanabilir.

#6

SORU: Fotoğrafın resmetmesi sanatsal olarak nasıldır?


CEVAP: Fotoğraf kendine özgü bir ifade etme şeklidir. Fotoğraf yaşamın basit bir kopyası değildir. Fotoğrafın yaptığı kopya, taklit değildir. İfade söz konusudur, bu ifade duygu yüklüdür. Buna rağmen fotoğraf için yine de bir kopya ya da taklit deniliyorsa bu durum, sanata karşı değildir.

#7

SORU: Kuram nedir?


CEVAP: Kuramın amacı bir olgu ya da durumu açıklamaktır. Dünyadaki herhangi bir olgu ya da durumu açıklamak için kullanılır. Kuram denildiğinde bir bilim alanına dayanmak gerekir. Bu bilim alanı temel alınarak birçok olayın açıklanması gerekir. Bu açıklamalar da bir sistem içinde yapılır. Bir bilim alanı temel alınarak, birçok farklı olay ya da olgu aynı sistem kullanılarak açıklanır. Bu şekilde, birçok değişken ya da olay arasındaki ilişki, basit ve anlaşılır biçimde ifade edilir. Kuram, bir tahmin ya da hipotez değil, açıklayan kavramlar bütünüdür. Bir açıklama aranmasıyla başlar, kuram bir açıklama sistemi önerir ve belirli entelektüel ve kültürel koşulları yansıtır. Kuramlar, bilimsel hayal gücünü çerçeveleyen ve yapılandıran düşünme şekilleridir.

#8

SORU: Kuramlarla ilgili tartışmaları fotoğraf açısından değerlendiriniz?


CEVAP: Kuramlarla ilgili bu tartışmaları fotoğraf açısından, fotoğrafın yapısıyla ilgili bir kavrama ve anlamı nasıl oluşturduğu konusuna dayandırmak gerekir. Bu anlamda konu bir kavramın uygulanıyor olup olmaması değil, kuramın onaylanıp onaylanmamasıdır. Fotoğrafla ilgili bu kavramsal tartışmalar iki temel ayrım içinde yer alır: İlki fotoğrafik görüntünün gerçeklikle olan ilişkisi üzerinedir. İkincisi ise fotoğrafın çekimi sürecinden çok okunması süreciyle ilgilidir. Fotoğrafik görüntünün yorumlanmasıyla ilgilidir. Bu iki temel yaklaşım yanında fotoğrafın teknolojiyle ilgili; fizik, kimya, sayısal gibi yaklaşımlarla birlikte fotoğrafın kullanımına yönelik kuramsal yaklaşımlar da vardır. Bunlar fen bilimlerinin alanı içinde yer alan konulardır. Fotoğraf, pozitivist yaklaşımın ortaya koyduğu yeni ve sosyal bilim ayrımı içinde bir kaydetme aracı olarak deneysel ortamın içinde değerlendirilir.

#9

SORU: Eastlake’e göre fotoğrafın topluma hızlı bir şekilde yayılmasını neye bağlamaktadır?


CEVAP: Eastlake, fotoğrafın ilk on beş yıl içinde sınırsız bir şekilde toplumsal yaşam içinde yaygınlaştığını özellikle vurgular. Bu yönüyle fotoğraf bütün toplumsal sınıflara yöneliktir, her zaman ve her yerdedir, yani popülerdir. Eastlake, fotoğrafın resmi olarak bulunuşundan (1827) otuz yıl sonra (1857) kaleme aldığı yazısında, bir anlamda fotoğrafın yeni bir görsel anlatım biçimi olduğunu da belirtir. Bu sınırlar, belli kesin bir tanımlama değildir. Sanayi Devrimi sürecinde geleneksel resmetme tekniklerine karşı moderni temsil eden fotoğraf, sarsıcı bir etki yaratmıştır. Eastlake de geleneksel resmetme tekniklerinin fotoğraf tarafından sarsıldığını açıkça vurgulamıştır. Bu durum, modern bir yükseliştir. Ayrıca bu dönemde yani 1800’lü yılların ikinci yarısında, teknik buluşların ve bunların toplumsal değişime neden olduğu süreçler içinde Eastlake fotoğrafın belirleyici ve merkezi konumunu da açık bir şekilde ortaya koymuştur.

#10

SORU: Fotoğraf çağı olarak kabul gören 1900’lü yıllarda fotoğrafla ilgili olarak ne gibi değişimler yaşanmıştır?


CEVAP: Bir tarih şeridi içinde düşünüldüğünde fotoğraf çağı 1900’lü yıllardır. Hem teknolojik açıdan hem de farklı alanlarda yayılması bu çağda gerçekleşmiştir. 1900’lü yıllar insanlık tarihi açısından çok önemli bir yüzyıldır. İki dünya savaşının gerçekleştiği bu yüzyıl içinde birçok olay ve olguyla birlikte fotoğraf da gelişmiştir. Bu anlamda üzerinde durulması gereken dönem II. Dünya Savaşı sonrası dönemdir. Bu dönemde; alüminyum ve plastik günlük kullanıma girmiş, transistör ve bu yolla üretilen araçlar sıradan insanın kullanımına sokulmuştur. Dünya savaşı için askerî amaçlı üretim yapan fabrikalar, savaş bitince doğal olarak kendilerine yeni üretim alanları aramışlardır. Bu gelişmenin sonucu olarak, özellikle Batı ülkelerinde toplumsal yaşama yeni ürünler girmiştir. Fotoğraf makinesi, optik, film ve fotoğraf kağıdı alanlarında üretim ve araştırma çalışmaları gelişmiştir.

#11

SORU: Akademik tartışmalar alanında “eleştirel düşünme” yaklaşımı yaygın olarak ne zaman kullanılmaya başlamıştır?


CEVAP: Dünyada akademik tartışmalar alanında 1970’lerden başlayarak “Eleştirel Düşünme” yaklaşımı yaygın olarak kullanılmaya başlanmıştır.

#12

SORU: Fotoğrafın disiplinlerarası bir alan olmasını açıklayınız?


CEVAP: Akademik deyimiyle fotoğraf, disiplinler arasıdır. Farklı bilim alanlarıyla ilgili kuramlar fotoğrafa uygulanabilir. Bilimsel süreçleri açıklarken fizik biliminin optik kuramları kullanılabilir. Bir fotoğrafçıyla ilgili olarak psikoloji kuramlarından, bu fotoğrafçının sosyal yaşamı anlatan fotoğrafları için de tarih ya da sosyolojiyle ilgili kuramlardan yararlanmak söz konusu olabilir. Söz konusu fotoğrafların XXI. yüzyıldaki güzel sanatlar içindeki yerini açıklarken de postmodern kuramlardan yararlanmak mümkündür.

#13

SORU: Postmodernizmin modernizme bakışını açıklayınız?


CEVAP: Postmodernizm modernizme karşı çıkar; ancak onun yerine önerdiği bir şey de yoktur. Öte yandan modernizmin oluşturduğu bilime, ahlaka karşı çıkar. Önemli olan farklılık ve çeşitliliktir. Geniş kitlelere yayılmış küçük küçük üretimler önemlidir. Postmodernizm büyük yapıtların peşinde değildir. Yerelleşme önemlidir. Fredenic Jameson (1934- ) Postmodernizm ya da Geç Kapitalizmin Mantığı (1991) adlı kitabında, Daniel Bell’in ellili yıllarda öne sürdüğü “ideolojilerin sonu” tezinin altmışlı yıllarda yanlışlığını kanıtlamıştır, yetmiş ve seksenli yıllarda ise Bell’in “ideolojilerin sonu” tezinin geriye dönerek geçerliliğinin korunduğu görülmüştür. Jameson’a göre de seksenli yıllar ideolojilerin sonu olmuştur. Ona göre ideoloji olarak marksizm öne çıktığı için, bu durum marksizmin sonu anlamına gelir. Bu bağlamda Jameson, postmodern dönemde ideolojinin, ütopyanın sonu demek olduğunu vurgular. Bu şekilde ütopyalar yani büyük ütopya, marksizm yok olmuştur.

#14

SORU: Akademik tartışmaların temel alarak yapıldığı bilim dalları nelerdir?


CEVAP: Temel bilimler, sosyal bilimler ve sanat bu kapsamda değerlendirilebilir.

#15

SORU: Fotoğrafı bir sanat alanı olarak ele alırken üzerinde durulması gereken noktalar nelerdir?


CEVAP: Fotoğraf bir sanat alanı olarak ele alınırken, fotoğrafla birlikte, fotoğraf ve fotoğrafçının içinde yer aldığı toplumdaki sosyo-ekonomik ve siyasal gelişmeler de göz ardı edilemez. Fotoğrafla ilgili olarak sanat kavramı kullanıldığında, sanatın ne olduğu ve güzel sanatlar içinde yer alan konular gündeme gelmektedir. Sanat kavramının neyi içerdiği tarihsel olarak bellidir. Öncelikle bir insan vardır. Bu insan; düşünce ve duygularını başka insanlara iletme, aktarma süreci içine girer. Bu aktarma işini yaparken, becerilerini ve düş gücünü kullanır. Bu şekilde duygularını ve düşüncelerini başkalarına ifade etmiş olur. Bu ifade şeklinin yaratıcı bir şekilde yapılması gerekir. Tarihsel olarak bakıldığında, sanat ve sanat eserlerinin değiştiği görülür; ancak değişmeyen şey sanatın toplum içinde var olmasıdır. Yine değişmeyen bir başka konu da, yaratıcı insan ve onun duygu ve düşüncelerini ifade etmesidir.

#16

SORU: Resmetme tekniği olarak fotoğraf tarihsel olarak hangi durumlardan oluşur?


CEVAP: Resmetme tekniği olarak fotoğraf denildiğinde tarihsel olarak birbirine bağlı üç durum söz konusudur. Bunları fotoğrafın farklı ortamlarda bulunuşu olarak da sınıflandırabiliriz. İlki resmetme tekniği olarak bulunuşudur ve 1827 yılında gerçekleştirilmiştir. İkincisi mekanik çoğaltma tekniği olarak bulunuşudur. Bu da negatif görüntünün 1841 yılında bulunuşuyla gerçekleşmiştir. Üçüncüsü ise fotoğrafın sanatın ortamında yeni bir sanat alanı olarak bulunuşudur. Bu da negatif görüntünün 1841 yılında bulunuşuyla gerçekleşmiştir.

#17

SORU: Fotoğraf makinesi ya da fotoğraf neden moderndir?


CEVAP: Modernleşme sürecinde makineler hayatın her alanına girdiği gibi resmetme geleneği içinde de makineler yer almıştır. Bir düğmeye basıldığında sayısız işlemleri gerçekleştiren bu yeni anlayış, hem resmedilen yüzey, hem de resmetme aracı açısından geleneği değiştirmiştir. Bu anlamda, modernleşme süreci içinde yaşayan insanları ve resmeden kişileri yani teknoloji yoluyla resmedenleri sadece kitlesel üretimin bir parçası olarak görmek doğru olmaz. Böyle bir bakış, modernleşme süreci içindeki girdilerle yapılan üretimleri göz ardı etmek anlamına gelir. Döneme özgü her türlü üretim, sanayileşmeyi temsil eder. Bunlar sanayileşmenin nesneleridir. Bu anlamda üzerinde durulması gereken iki konu vardır. İlki tekniktir. İkincisi ise teknik kullanılarak ortaya çıkan nesnedir. Konuya resmetme teknikleri açısından bakıldığında, söz konusu olan teknik, optik yoluyla yüzey üzerinde resmetme tekniğidir. Nesne ise fotoğraftır. İşte bu nedenle fotoğrafa sanayisel modern denebilir. Yani fotoğraf sanayi dönemine özgüdür. Sanayi döneminin diğer ürünleri gibi moderndir. Modern olduğu için de, klasik olana karşı çıkış olarak görülür.

#18

SORU: Jean Baudrillard’a göre fotoğrafa konu olan gerçek nasıl algılanmaktadır?


CEVAP: Fotoğrafa konu olan gerçek artık, fotoğraf karesi üzerindeki ya da fotoğrafçının belirlediği şey değildir. Fotoğrafı çekilen konu ya da bu konunun fotoğrafçı tarafından çerçevelenmesi değil, yapay bir şekilde üretilmiş olan yeni bir durumdur. Örneğin, uçan kuşların fotoğrafı çekiliyor ise fotoğraf fiziksel olarak uçan kuşlar ya da bunun fotoğrafçı tarafından belirlenmiş olan karesi değildir. Fotoğrafı çekilen bu karenin yapay bir şekilde yani bilgisayar ortamında üretilmiş olan halidir.

#19

SORU: Postmodernizmin doğuşunu kısaca açıklayınız?


CEVAP: Postmodernizmin toplumsal yaşamın birçok alanıyla ilişkisi olmasına rağmen tanımlanması kolay değildir. Bu konuda görüş kaleme alanların ortak olarak dile getirdikleri konu; postmodernizmin, modernite süreci içinde ortaya çıktığı yönündedir. Bu dönüşüm, sermaye birikimi ve gelişen bilgi teknolojileri nedeniyle olmuştur. Bu şekilde dünya küçülmüş, bilgi akışının değişmesi, devletlerin ulusal sınırlarını giderek ortadan kaldırmaya başlamıştır. Bütün dünya bir köy şekline gelmiştir. ABD’li sosyolog Daniel Bell (1919-2011) 1960 yılında yayınladığı “İdeolojilerin Sonu” adlı çalışmasında, “sanayi sonrası” diye adlandırdığı bu yeni toplum için ideolojik farklılıkların anlamsızlaştığını öne sürmüştür. JeanFrançois Lyotard (1924-1998) ise 1980’lerin dünyasıyla ilgili olarak “tarihin sonunda” olduğumuzu vurgulamıştır. Lyotard’a göre postmodernizm, modernizm içinde sorgulanmayanı sormaktır. Ona göre postmodernizm, modernizm içinden çıkmıştır.

#20

SORU: Charles Baudelaire, fotoğrafı nasıl tanımlamaktadır?


CEVAP: Charles Baudelaire (1821-1867) sanat eleştirmeni olarak yazdığı ünlü Fotoğraf Sanat mı? (1859) adlı denemesinde bu yeni teknolojiye karşı resim sanatının yanında yer almıştır. Baudelaire, fotoğrafın etkinliğinin giderek arttığı bu dönemi “acınası” olarak tanımlar. Ona göre değerli olan her şeyin bastırıldığı, doğaya dönük sanatın hâkim olduğu bir dönem söz konusudur. Fotoğrafın tek işlevi, araştırmayı ve sorgulamayı desteklemesidir.

#21

SORU: Modernizm ile fotoğraf nasıl anılmaktadır?


CEVAP: Sanayi Devrimi sürecinde yaşanan toplumsal değişim süreçleri modernleşme olarak adlandırılır. Bu sürecin en önemli taşıyıcısı ve şekillendiricisi fotoğraftır. Fotoğraf, kaydetme ve mekanik olarak çoğaltma tekniğiyle zamanı ve boyutu değiştirmekle kalmaz, aynı zamanda geleneksel resmetme tekniklerinin oluşturduğu yapıyı da zayıflatır. Modernleşmenin sanatla ilişkilendirilmesi modernizmdir. Modernizm, klasik olana karşı çıkıştır. Modernistler, klasik olanı reddederler. Fotoğraf da modernizm sürecinde ortaya çıkmıştır; klasik olan bir reddediştir. Fotoğrafın resim sanatının oluşturduğu geleneksel yapıya karşı çıkışı söz konusudur.

#22

SORU: Postmodernizmin zaman ve mekan algılaması üzerine genel görüşü nedir?


CEVAP: Postmodernizm, geç kapitalizm döneminin toplumsal yaşamda zaman ve mekân algılamasını değiştirdiğini söyler. Mekân ve zaman dönemi, insan için farklılaşmıştır hatta sıkışmıştır. Bu anlamda, dönemin insanının yeni durumunu anlatmaya en uygun ve yetkin ortam fotoğraftır. Fotoğraf, zaman ve mekân düzenlemesiyle postmodern dönemi hassas bir şekilde anlatabilmiştir. Postmodern dönemin önemli düşünürlerinden olan Jean Baudrillard (1929-2007) Simülakrlar ve Simülasyon (1998) adlı eserinde, bir gerçeğin, örneğin fotoğrafı çekilerek elde edilen negatif görüntünün bir sistem (model) aracılığıyla yeniden üretilerek yaygınlaşması konusu üzerinde durmuştur. Bu olguyu hiper gerçeklik ya da simülasyon kavramlarıyla açıklamıştır.

#23

SORU: Eleştirel düşünme nedir?


CEVAP: Eleştirel düşünme, felsefe başta olmak üzere, edebiyat ve insanı konu alan bilim alanlarında kullanılan yeni bir tartışma yaklaşımıdır. Eleştirel düşünme; akıl yürütme, analiz ve değerlendirme gibi fiziksel süreçlerden oluşan bir yaklaşım içerir. Görsel çalışmalar da bu düşünme biçiminden etkilenmiştir. Metodolojik olarak daha çok derleme niteliğindeki görsel kültürel çalışmalar artmıştır.

#24

SORU: Tüketim toplumunun önemli bir ögesi olarak fotoğrafı tartışınız.


CEVAP: Tüketim toplumunun önemli bir öğesi olarak fotoğraf, tanıtım ve reklam amaçlı olarak yaygın bir şekilde kullanılmaya başlanmıştır. Gazete ve dergilerde, fotoğraf olmaksızın bir haber yayınlanmasının önemli bir eksiklik olduğu anlayışını doğurmuştur. Bunun sonucu olarak da basın fotoğrafçılığı ve bu amaca yönelik özel fotoğraf ajansları kurulmuştur. Batı ülkelerindeki birçok gazete renkli olarak basılmaya başlamıştır. Ayrıca tamamen fotoğraf ağırlıklı haftalık dergiler yayın hayatına girmiştir. Moda ve doğaya yönelik fotoğraf ağırlıklı dergiler de bu yıllarda gerçekleştirilmiştir.

#25

SORU: Fotoğrafın resmetme tekniğine yönelik teknolojik gelişmeler ressamları ve diğer sanatçıları nasıl etkilemiştir?


CEVAP: Fotoğrafın resmetme tekniğine yönelik teknolojik gelişmeler, 1900’lü yılların ikinci yarısından itibaren hem ressamları hem de diğer sanatçıları yeni görsel deneyimlerle donattığı gibi, onlara yeni hayal gücü kaynakları sağladı. Sanayi toplumunun yeni yaşam düzeni, bireyin çalışma ve serbest zamanını yeniden düzenlerken; fotomontajlar, kolaj çalışmaları, fotoğraf görüntüleri dönemin ifade şekilleri olarak ortaya çıkmıştır. Fotoğrafın üst üste pozlama, maskeleme, yönlendirmeler, karanlık odada uygulama teknikleri vb. tamamen fotoğrafa özgü teknik süreçler, bir tür anlatım dili haline gelmiştir. Bu sayede, fotoğraf gerçeği resmeden, kopyalayan bir olgu olmasının ötesine geçmiştir. Bu bağlam içinde dönemin sanat akımlarında Dadaist ve gerçeküstücüleri (sürrealist) anmak gerekir. Dadaistler, sanat ve estetiğe karşı bir tavır içinde ortaya çıktılar. Başka bir deyişle anti-sanat, antiestetik Dada’nın temel anlayışı olarak anılır. Gerçeküstücüler ise insanın iç dünyasını ve hayal gücünün akılcı olmayan yönünü yansıtmak istemişlerdir.

#26

SORU: Postmodernizmin ürettiği eserlerin belirleyici özellikleri nelerdir?


CEVAP: Postmodernistlerin ürettiği metin ya da eserlerin belirleyici özelliği, önceden belirlenmiş kurallara göre hazırlanmamış olmasıdır. Bu anlamda, modernistler için bir sanat eseri ya da metin üretilirken bir şeyin nasıl söylenmesi gerektiği ve iletilmek istenilenin kullanılan araçlarla olan ilişkisi önemlidir. Bu ilişki sıkı bir şekilde düzenlenir. Postmodern anlayışta ise bu ilişki, birbirinden koparılması gereken bir durumdur. Bu ayırım ile yeni ilişkiler kurulur. Örneğin, fotoğrafın optik yoluyla tespit ettiği bir gerçek önemli bir durum değildir. Fotoğrafın anlatım şekliyle kurgusal bir yapı oluşturması gerekir. Fotoğrafın sunduğu şeyin herkes için aynı kabul edilen bir gerçek olması gerekmez. Bu, belli bir grup ya da topluluk için kabul edilen gerçekliktir, yani geniş değil, küçük gruplara yönelik olmalıdır.

#27

SORU: Dijital teknolojilerin gelişmesiyle birlikte, fotoğraf nasıl etkilenmiştir?


CEVAP: Sayısal fotoğrafçılık, bilgisayar programlarıyla birleşerek fotoğrafın melezleşmesine neden olmuştur. Fotoğrafın bu dönemi, hem teknolojik hem sosyal hem de sanatsal olarak üzerinde durulması gereken kendine özgü bir dönemdir. Fotoğraf, ilk dönemlerinde, sanatın ortamında, resim sanatıyla yaşadığı karşılaşmayı, 2000’li yıllarda bilgisayar teknolojisine karşı yaşamaktadır. XXI. yüzyıl, fotoğraf açısından sayısal teknolojilerin dönemidir. Toplu üretim, yeniden üretim, kopyalama teknolojileri, özgün ya da tek olanın değil kopyalanarak çoğaltılanın önem kazandığı bu dönemde görüntü işleme programları gibi olgular fotoğrafın belirleyici öğeleri haline gelmiştir. Bu yeni durum, fotoğrafın her kullanım alanında kendini göstermektedir. Fotoğrafın içinde yer aldığı alanlar güzel sanatlar dahil olmak üzere yeni teknolojilerle değişerek devam etmektedir.

#28

SORU: Fotoğrafın gelişim sürecinde etkilendiği akımlar nelerdir?


CEVAP: Fotoğrafın gelişim sürecinde Batı sanatında ortaya çıkan; İzlenimcilik; Post-izlenimcilik, Kübizm, Fütürizm Dada, Pop Art gibi akımlar, toplumsal yaşam içinde ortaya çıkan teknolojik gelişmelerin sanatın ortamındaki yeni arayışlarıdır. Bu akımları yansıtan sanatçılar, sıradan insanın günlük yaşamını değiştiren toplumsal değişimin etkilerini sanatın ortamında dile getirmeye çalışmışlardır. Onların anlayışı, doğal olarak, geleneksel Batı sanatını da sorgulamıştır.

#29

SORU: Fotoğrafa kuramsal yaklaşımı açıklayınız?


CEVAP: Fotoğrafçı ve fotoğrafı çekilen insan ya da nesne açısından bakıldığında ise insanı konu alan bilim dallarıyla fotoğrafa kuramsal yaklaşmak mümkündür. Bu anlamda, tarih, sosyoloji, sosyal psikoloji, psikoloji bilim alanları fotoğrafla ilgilidir. Fotoğrafçının ürününü bir sanat eseri olarak kabul edersek, fotoğraf görsel sanatlarla ilgilidir. Bu alana yönelik kuramlar fotoğrafla kullanılabilir.

#30

SORU: Fotoğrafta soyut görüntülere eğilim ilk olarak ne zaman başlamıştır?


CEVAP: Fotoğrafın fiziksel gerçekleri olduğu gibi sunmasına karşı çıkan yaratıcı fotoğrafçılar, 1910’lardan itibaren soyut görüntülere yöneldiler. Örneğin, PhotoSecession topluluğu içinde yer alan Alvin Langdon Coburu (1882-1966) soyut fotoğraflar elde edebilmek için merceksiz fotoğraf makinesi olan iğne deliği fotoğraf makinesi tekniğini kullandı (1917). Coburus, fotoğrafın gerçeği yönlendiren yönünü ortaya çıkartırken, ışığın tek başına görsel estetik bir öğe olduğunu da fotoğraf yoluyla gösterdi. Yine Man Ray (1890-1976) ve László MaholyNagy (1895-1946), fotoğraf makinesi kullanmada fotoğraf elde etmeye yöneldiler. Doğrudan ışığa duyarlı kağıt üzerine üçboyutlu nesneleri koyarak pozlama yaptılar. Bu şekilde, saydam ve yarı saydam nesneler kağıt yüzey üzerinde farklı gölgeler ve dokular ortaya çıkartarak, Fotogram (photogram) olarak adlandırılan sonuçlara çalıştılar. Bunlar fotoğrafın resmetme tekniğinin, sanatın ortamındaki farklı arayışları olarak değerlendirilmiştir.

#31

SORU:

Çoklu ortam hangi öğelerden oluşur?


CEVAP:

Çoklu ortam (multi media) olarak bu uygulama; fotoğraf, film, video, ses ve bilgisayarın birlikteliğinden oluşur. Yani görme ve işitme duygularına yönelik teknolojiler yeni bir düzenlemeyle bir araya gelmiştir.


#32

SORU:

Görsel-işitsel teknolojilerin oluşturduğu geleneğin başlangıcını sağlayan nedir?


CEVAP:

Görsel-işitsel teknolojilerin oluşturduğu geleneğin başlangıcını fotoğraf sağlamıştır.


#33

SORU:

Fotoğrafın yeni bir teknoloji olarak icadı ile ilgili ne söylenebilir?


CEVAP:

Bu şekilde hızla toplum içinde kabul görerek yaygınlaşan teknolojilerin oluşturduğu etki; bu teknolojilerin araştırma ve geliştirme dönemlerini ikinci plana iter.Bu anlamda fotoğrafı sosyal değişim aracı olarak görmek gerekir yani fotoğrafın durumu farklıdır. Sanayi Devrimi sürecinde yaşanılan teknolojik ve toplumsal değişim, fotoğrafı ortaya çıkarmıştır.


#34

SORU:

Sanayi Devrimi öncesi neden herkes portresini yaptıramıyordu?


CEVAP:

Portre ressamları basit bir teknoloji kullanarak, el marifetiyle resmediyorlardı. Ortaya çıkan ürün pahalıydı ve sadece varlıklı olanlara yönelikti.


#35

SORU:

Fotoğrafın ilk yıllarında onunla ilgili eleştiri yazısı kaleme alan ünlü şair kimdir?


CEVAP:

Charles Baudelaire (1821-1867) sanat eleştirmeni olarak yazdığı ünlü Fotoğraf Sanat mı? (1859) adlı denemesinde bu yeni teknolojiye karşı resim sanatının yanında yer almıştır.


#36

SORU:

Fotoğrafın ilk yıllarında hangi özelliği belirleyici olarak öne çıkmıştır?


CEVAP:

İlk yıllarda fotoğrafın, doğayı ve nesneleri olduğu gibi kaydederek çoğaltması belirleyici bir özellik olarak öne çıkmıştır. Öte yandan, insan gözünün bir uzantısı şeklinde coğrafi engelleri ortadan kaldırarak; keşfetme, kaydetme ve saklama için yeni ufuklar açmıştır.


#37

SORU:

Resimselcilik (pictorialism) yaklaşımı nedir?


CEVAP:

Fotoğrafçılar 1850’lerden itibaren resimselcilik (pictorialism) yaklaşımıyla, resim sanatının gelenek içinde oluşturduğu görsel düzenlemeleri fotoğraf yoluyla denemişlerdir. Rejlander ve Robinson’un aynı çerçeve içinde bir konuyu birden çok negatifin üst üste basılmasıyla anlatmaya yönelmeleri yeni bir durumdur. Ortaya çıkan fotoğraf bir tür resim sanatına öykünme olsa bile, fotoğrafın kullanılış şekli öykünmeden çok yaratıcılıkla ilgilidir. Söz konusu olan yaratıcılık da, fotoğrafın resmetme tekniğine özgüdür.


#38

SORU:

Lady Elizabeth Eastlake, ilk yıllarında nasıl tanımlamıştır?


CEVAP:

Eastlake’e göre, fotoğraf insanlararası iletişime yöneliktir. Bunu yaparken de insanlar arasındaki boşluğu kapatan mektup ve resimden farklı bir biçim söz konusudur. Ona göre fotoğrafın peşinde olduğu şey gerçekleri aktarmaktır. Yeni bir estetik arayış söz konusu olamaz. Fotoğraf günlük hayatla ilgili şeyleri sunar, bunlar gizli şeyler değildir. Herkesin gördüğü şeylerdir. Bu bağlamda Eastlake, fotoğrafın gerçekleri herkese açık olarak sunduğunu ve demokratik bir temsil aracı olduğunu ilk savunan yazardır.


#39

SORU:

Modernleşme kısaca nedir?


CEVAP:

Sanayi Devrimi sürecinde yaşanan toplumsal değişim süreçleri modernleşme olarak adlandırılır.


#40

SORU:

Modernizmin en önemli taşıyıcısı nedir?


CEVAP:

Modernizmin en önemli taşıyıcısı ve şekillendiricisi fotoğraftır. Fotoğraf, kaydet- me ve mekanik olarak çoğaltma tekniğiyle zamanı ve boyutu değiştirmekle kalmaz, aynı zamanda geleneksel resmetme tekniklerinin oluşturduğu yapıyı da zayıflatır.


#41

SORU:

"Optik bilinçdışı" kavramını ilk dile getiren kimdir?


CEVAP:

Walter Benjamin, Fotoğrafın Küçük Tarihi (1931) adlı ünlü denemesinde “Optik bilinçdışı” kavramından söz etmiştir.


#42

SORU:

Fotoğraf öncesi ve sonrasında gerçek nasıl değişmiştir?


CEVAP:

Fotoğraf öncesinde bir insanın dış gerçeği, yürüyerek gidebildiği ve gözleriyle görebildiği coğrafi alanla sınırlıdır. Fotoğraftan sonra ise insan için dış gerçek, fotoğrafta gördüğü şeylerdir.


#43

SORU:

"Fotoğrafı çekilen konu, hem fotoğrafı ifade ettiği gerçekten, hem de fotoğrafı çeken fotoğrafçısından bağımsız olarak üretilebilmekte" diye savunan düşünür kimdir?


CEVAP:

Jean Baudrillard (1929-2007) Simülakrlar ve Simülasyon(5) (1998) adlı eserinde, bir gerçeğin, örneğin fotoğrafı çekilerek elde edilen negatif görüntünün bir sistem (model) aracılığıyla yeniden üretilerek yaygınlaşması konusu üzerinde durmuştur. Yani fotoğrafı çekilen konu, hem fotoğrafı ifade ettiği gerçekten, hem de fotoğrafı çeken fotoğrafçısından bağımsız olarak üretilebilmektedir.


#44

SORU:

Postmodern dönemde fotoğraf nasıl değerlendirilmiştir?


CEVAP:

Postmodern fotoğrafta, neyin anlatıldığından çok nasıl anlatıldığı önem kazanmıştır.Fotoğrafçının da ne anlattığı değil, izleyicinin ne okumadığı konusu önemli olmuştur. Bu şekilde, fotoğrafın farklılaşması söz konusudur. İyi, kötü, orijinal gibi kavramlar önemini yitirmiştir. Postmodern dönemde asıl yani orijinal ile kopyası arasındaki fark bulanıktır. Postmodern dönem bir suretler dünyasıdır. Bu dünyada sorgulanan şey, görüntünün aslı (tek, biricik olması) değil kendini ifade edebilme yapısıdır.


#45

SORU:

Fotoğraf ve kuramla ilgili kavramsal tartışmalar kaç ayrımda ele alınır?


CEVAP:

Fotoğrafla ilgili bu kavramsal tartışmalar iki temel ayrım içinde yer alır: İlki fotoğrafik görüntünün gerçeklikle olan ilişkisi üzerinedir. İkincisi ise fotoğrafın çekimi sürecinden çok okunması süreciyle ilgilidir.


#46

SORU:

Pozitivist yaklaşım içinde fotoğraf nasıl değerlendirilir?


CEVAP:

Fotoğraf, pozitivist yaklaşımın ortaya koyduğu yeni ve sosyal bilim ayrımı içinde bir kay- detme aracı olarak deneysel ortamın içinde değerlendirilir.


#47

SORU:

Fotoğraf hangi akademik sorgulama yaklaşımları ile incelenebilir?


CEVAP:

Fotoğrafın akademik sorgulamasında farklı yaklaşımlar söz konusudur. Bunlar; bilimsel, sosyal bilimler ve estetik alanlarıyla ilgili yaklaşımlardır. Başka bir deyişle fotoğrafı bilimsel, sosyal bilimler ve estetik yaklaşımları ile incelemek mümkündür.


#48

SORU:

Resmetme tekniği olarak fotoğraf denildiğinde tarihsel olarak kaç durum söz konusudur?


CEVAP:

Resmetme tekniği olarak fotoğraf denildiğinde tarihsel olarak birbirine bağlı üç durum söz konusudur. Bunları fotoğrafın farklı ortamlarda bulunuşu olarak da sınıflandırabiliriz. İlki resmetme tekniği olarak bulunuşudur ve 1827 yılında gerçekleştirilmiştir. İkincisi mekanik çoğaltma tekniği olarak bulunuşudur. Bu da negatif görüntünün 1841 yılında bulunuşuyla gerçekleşmiştir. Üçüncüsü ise fotoğrafın sanatın ortamında yeni bir sanat alanı olarak bulunuşudur. Bu da negatif görüntünün 1841 yılında bulunuşuyla gerçekleşmiştir.


#49

SORU:

1850'lerde fotoğraf hangi anlamda kabul görmüştür?


CEVAP:

Fotoğraf, 1850 yıllarda bir resmetme tekniği olarak toplum içinde kabul görmüştür. Hatta fotoğrafın belgeleme özelliğinin büyük takdir topladığını söylemek yanlış olmaz.Bu anlamda yeni bir resmetme tekniği olarak fotoğrafa karşı duran neredeyse yok denecek kadar azdır.Öte yandan sanatın ortamındaki durum farklı olmuştur. Fotoğraf sanatın ortamında alkışla karşılanmamıştır. Fotoğrafın “dışarı- dan gelip yerleşen göçemenler” konumunda olması, bir anlamda, sanatın ortamının tutucu yönünü de göstermektedir.


#50

SORU:

Optik yoluyla elde dilen görüntünün resme aktarılması nasıl gerçekleşir?


CEVAP:

Optik yoluyla elde edilen bir görüntünün doğrudan resme aktarılması için ne demek gerekir? Fiziksel bir gerçek var. Sanatçı bunu sadece çıplak gözle görüp ve ellerini kullanarak resmedebilir. Fotoğraf bunun yeni bir yolunu getirmiştir. Sanatçı çıplak gözle gördüğünü fotoğrafla kaydeder ve fotoğrafın sunduğu görüntü sanatçı için fiziksel gerçek haline gelir.