SORU: Ticari sigortaların hiçbir türünün caiz olmadığı görüşündeki ticari sigorta sözleşmesinde akdi yaralayan olumsuzluklardan 3 tanesini yazınız?
CEVAP: ? İslam hukukuna göre, “belirsizlik” ve “karşılıklar arasındaki ciddi fark” gibi sözleşmeleri kusurlu yapan şeyler, bu sözleşmede mevcuttur. Zira bazen sigortalı uzunca bir süre sigorta primi ödediği halde, sigortalanan eşyaya her hangi bir hasar isabet etmemesi nedeniyle, hiçbir sigorta tazminatı alamamaktadır. Bazen de sigortalı, kısa bir süre içerisinde ve birkaç defa sigorta primi ödemesi sonrasında sigortalanan risk gerçekleşince, sigorta şirketinden astronomik bir sigorta tazminatı alabilmektedir. Her iki durumda da aşırı/fahiş bir şekilde risk söz konusu olup, bu durum sigorta akdini İslam’ın yasakladığı akitler arasında görmeyi gerektirmektedir. ? Ticari sigortalardaki sigorta primi ve bunun karşılığında satılan sigorta tazminatının her ikisi de nakit sayılmaktadır. Bu nakitlerin aynı cinsten (para cinsinden) olması sebebiyle, sigorta primi kadar sigorta tazminatı alınması halinde, aradaki gecikme nedeniyle gecikme faizi (ribe’n-nesîe) gerçekleşecektir. Birinin diğerinden daha fazla olması halinde ise, hem gecikme hem de fazlalık faizi (ribe’l-fadl) gerçekleşecektir. ? Ticari sigorta sözleşmesinde bilinmezlik, tehlike ve gararın (aldanmanın) varlığının kabul edilmesi halinde, bu sözleşmede kumar unsurunun da varlığının kabul edilmesi zorunluluk arz edecektir. Zira bahis ve kumarı haram kılan illetin, bunların sadece bir oyun oluşunda aranması doğru değildir, aksine bu oyunlarda tarafların kazanması ya da kaybetmesi şansa/ihtimale yani, aşırı riske dayandığından, bu oyunların haram kılınma illeti; içerdikleri “ihtimal” ve “garar (aldanma)” unsurudur. Bu görüşte olanlar, aşırı garar içeren alışverişin bir nevi kumar sayılması gerektiği düşüncesiyle, ticari sigorta sözleşmesinin de bir nevi kumar olarak görülmesi gerektiğine inanmaktadırlar.