HALK HİKAYELERİ Dersi Halk Hikâyesi soru cevapları:
Toplam 20 Soru & Cevap#1
SORU:
Hikaye ve Türklerdeki yeri nedir?
CEVAP:
Kelime, genel olarak “anlatma, benzetme, tarih, destan, kıssa, masal, rivayet” anlamlarına gelir. Ülkemizin önde gelen çeşitli ansiklopedilerinde hikâye kavramı üzerinde durulmuştur. Genel sözlüklerde de yukarıdaki tarifin benzerlerini görmekteyiz. Hikâye anlatma ve dinleme geleneği çok eskilere dayanır. Önceleri Asya’da görülen hikâye anlatma ve dinleme geleneği daha sonra bazı kıtalara da yayılır. Bu geniş coğrafyanın içerisinde önemli bir yeri olan Türklerde ise hikâye anlatma ve dinleme, ilk törenlerde (sığır, şölen/şeylan, yuğ) karşımıza çıkmaktadır. Bilhassa sığır ve şölen/şeylan törenlerinde hikâyenin anlatıldığını, insanların bu hikâyeleri dinleyerek hoşça vakit geçirdiklerini biliyoruz.
#2
SORU:
Hikâye anlatmada kimlerin önemli bir yeri vardir? Bunlar arasında nasıl bir işbölümü olmuştur?
CEVAP:
Ozan, baksı, kam, şaman geleneğinin de hikâye anlatmada önemli bir yerinin olduğu açıktır. Çünkü yukarıda belirttiğimiz törenlerin yöneticileri büyük ölçüde ozanlar, baksılar, kamlar ve şamanlardı. Bir dönem şairliği, halk hekimliğini, büyü işlerini birlikte yürüten bu dörtlü daha sonra kendi aralarında iş bölümü yapmışlardır. Buna göre şiir söyleme, kopuz çalma ozanlara; büyü ve halk hekimliği yapma da kam, baksı ve şamanlara verilmiştir. Muhtemelen halk hikâyesi anlatanların ilk ataları bu ozanlar ve kopuzcular olmalıdır.
#3
SORU:
Türk halkının kültür değerlerini bünyesinde toplayan önemli türlerden birisi nedir? Neler bunun içinde yer almıştır?
CEVAP:
Nazım ve nesir olarak karışık bir yapı gösteren ve hacim bakımından uzun olmasıyla da diğer halk anlatılarından kolaylıkla ayrılabilen halk hikâyeleri, Türk halkının kültür değerlerini bünyesinde toplayan önemli türlerden birisidir. XVI. yüzyıldan günümüze gelene kadar toplumun çeşitli kesimlerinin ilgisini çeken bu metinlerin konusu sevgi ve kahramanlıktır. Bazen de bu iki konu bir hikâyede birlikte yer alabilmektedir. Bazı araştırıcılar, Doğu Anadolu Bölgesi’nde serküşte, Çukurova’da bozlak adı verilen hikâyeli türküleri de halk hikâyeleri içerisinde ele almışlardır. Bunlara şiirsiz kara hikâyeler ile koçakların maceralarını konu alan metinleri de eklememiz gerekmektedir. Dede Korkut hikâyelerindeki boy boylamak, soy soylamak söyleyişi ile Köroğlu hikâyelerindeki kol kavramı da hikâye yerine kullanılmıştır.
#4
SORU:
Bugün Türk dünyası dediğimiz coğrafyanın tamamına yakın bir kısmında Anadolu Türklerinin halk hikâyesi dediği tür hangi adlarla anılmaktadır?
CEVAP:
Bugün Türk dünyası dediğimiz coğrafyanın tamamına yakın bir kısmında Anadolu Türklerinin halk hikâyesi dediği tür destan (dastan, dessan) olarak adlandırılmaktadır. Kavramın Türk dünyasındaki karşılıkları ise şu şekildedir: Halk hikâyesi (Türkiye), hikâye, masal (Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti), dastan, masal (Irak Türkleri), dastan, hekâye (Azerbaycan), dessan, halk dessanı (Türkmenistan), dastan, halk dastanı (Özbekistan), dastan (Kazakistan ve Kırgızistan), dastan, hikâye (Uygur Türkleri), dastan (kahramanlık ve sevgi konulu hikâyeler, Tataristan), destan (Kırım Tatarları), annatmak (halk hikâyeleri masallaştığı için, Gagauz), hikâye, masal (Balkan Türkleri). Ancak bu terimlerin bazıları ülkesine göre kardeş türleri de içine alan bir genişliğe sahiptir.
#5
SORU:
Meddah nedir?
CEVAP:
Meddah: Seyirlik halk oyunlarının ortak öğelerinden bir bölümünü hikâyecilik hünerlerine katan ve böylece, hikâye anlatmasına tek ve canlı aktörlü bir oyunun niteliklerini kazandırma çabasında olan sanatçıya verilen ad.
#6
SORU:
Halk hikâyelerinin şekil özellikleri nelerdir?
CEVAP:
Halk hikâyeleri, nazım, nesir karışımı anlatmalardır. Bu yönüyle diğer halk anlatmaları olan masal, efsane ve fıkradan kolaylıkla ayırt edilebilir. Her ne kadar masal metinleri arasında, çok az da olsa, manzum kısımlar varsa da, bunlar halk hikâyelerinin yanında çok zayıf kalır. Halk hikâyelerindeki tasvirlerle duygusal olarak düşük yoğunluktaki kısımlar mensur olarak anlatılır. Duygu yoğunluğunun arttığı yerler ile konuşmalar ise genellikle şiirlerle dile getirilir.
#7
SORU:
Manzum parçalar büyük ölçüde hangi vezniyle söylenir?
CEVAP:
Manzum parçalar büyük ölçüde hece vezniyle söylenir. 7, 8, 11, 14 ve 15’li hece ölçüsüyle karşılaştığımız bu şiirlerin vezin çeşitliliği anlatıcının ustalığından kaynaklanmaktadır. Usta anlatıcılar daha çok 7, 8 ve 11 heceli şiirlere ağırlık verirler. Tahir ile Zühre, Arzu ile Kamber gibi hikâyelerde manzum kısımlar daha çok 7 hecelidir. Diğer halk hikâyelerinde ise 8 ve 11’liler çoğunluktadır.
#8
SORU:
Halk hikâyelerinin değişmeyen kısımları neresidir? Anlatıcısına göre eklenebilen kısa hikâyelere ne denir?
CEVAP:
Halk hikâyelerinin değişmeyen kısımları manzum olanlardır. Mensur kısımlarda ise anlatıcı konuyu değiştirmemek şartıyla istediği değişikliği yapma serbestliğine sahiptir. O, ana yapıyı bozmamak şartıyla metne eklemeler yapabilmekte veya tam tersi olarak metni kısaltma yoluna gidebilmektedir. Aslında olmayan, ancak anlatıcısına göre eklenebilen kısa hikâyeler de vardır. Karavelli adı verilen bu ek hikâyecikler her anlatıcıda farklı olabilir
#9
SORU:
Halk hikâyesi anlatma geleneği hangi bölgemize özgüdür? Hikaye nasıl başlar?
CEVAP:
Halk hikâyesi anlatma geleneği Doğu Anadolu’ya özgü olup başka bölgelerimizde daha az görülür. Bu bölgede hikâyeler duvaggapma, peşrov, selçuk, vb. gibi adlar verilen bölümle başlar. Bu bölüm, eğer şiirle başlayacaksa, en az üç ayrı şiirin okunması gerekecektir. Anlatıcı, halk hikâyesinin aslında yer alan türkülerin veya şiirlerin dörtlükleri arasına bir mâni yahut sekiz heceli başka türkü veya şiirin dörtlüklerini ekleyebilir. Buna, türkülerin peşrevi adı verilir. Halk hikâyelerindeki şiirler daha çok hikâyenin birinci derece kahramanları tarafından söylenir. Bazen de kahraman karşısındakine; dil ile mi, tel ile mi söyleyeyim, diye sorar. Anlatıcı manzum konuları daha çok saz eşliğinde söyler. Eğer sazı yoksa veya saz çalmasını bilmiyorsa eline aldığı bir sopayı veya başka bir nesneyi saz gibi kullanabilir.
Fıkra
#10
SORU:
Tayyi zaman ve tayyi mekân nedir?
CEVAP:
Tayyi zaman ve tayyi mekân: Daha çok ermişlerin geçmiş, gelecek ve şimdiki zamanda yolculuk etmesi, uzun mesafeleri kısa sürede gitmesini ve mekânı ortadan kaldırarak aynı anda birden fazla yerde görünmesini ifade eden olağanüstü eylem.
#11
SORU:
Halk hikâyesi anlatıcıları dua (alkış)lardan nasıl yararlanırlar?
CEVAP:
Halk hikâyesi anlatıcıları sık sık dua (alkış)lardan yararlanırlar. Bu tür dualar fertler için yapıldığı gibi, geneli de konu almaktadır. Hikâyelerin giriş kısımlarında “Ey benim Rabbim, ben senden şunu isterim ki bene vermezsen verme, yeter ki benim kardaşımın yüzünü güldür.” Orta kısımlarında,“Size hayırlı günler nasip etsin. Allah devamlı olarah Türkiyemize zarar vermesin.” Hikâyelerin sonunda ise, “Bu hikâyemiz burda sona erdi. Allah Türkiye Cumhuriyetimize bir mani keder vermesin. Sizlere de hayırlı ömür, hayırlı işler nasip olsun.” denilir.
#12
SORU:
Halk hikâyelerinde ata sözlerinin yeri nedir?
CEVAP:
Halk hikâyeleri atasözleri için önemli bir kaynaktır. Bugün halk hikâyesi metinleri arasında binlerce atasözü tespit edilmiştir. Halk hikâyelerinde atasözleri daha çok eğitici konular işlenirken verilir. Ayrıca, hikâyelerde anlatıcının yaşadığı bölgeyle ilgili birtakım örf ve âdetlere, kültürel özelliklere rastlanabilir. Özellikle doğum, evlenme ve ölüm âdetlerinde metnin aslına bağlı kalınmayıp kaynak şahsın bildiği şekilde anlatılır.
#13
SORU:
Halk hikayelerinin içerik özellikleri nelerdir?
CEVAP:
İçerik Özellikleri :
1. Halk hikâyelerinin konuları genellikle aşk ve kahramanlıktır. Bazen de iki konu birlikte işlenmiştir
2. Halk hikâyelerinde anlatılan bazı olayların tarihle çok yakın ilişkisi vardır
3. Halk hikâyeleri gerçek olmanın yanında olağanüstülüklerle de süslenmiştir
4. Kahramanlar genellikle ailenin tek çocuğu olup olağanüstü bir şekilde dünyaya gelir
5. Halk hikâyelerinin kahramanları değişik şekillerde birbirlerine âşık olurlar.
#14
SORU:
Halk hikâyelerinin kökenleri hakkındaki ilk görüş Fuad Köprülü’ye aittir. Köprülü bunu nasıl sınıflandırır?
CEVAP:
Halk hikâyelerinin kökenleri hakkındaki ilk görüş Fuad Köprülü’ye aittir. Köprülü meddahlarla ilgili makalesinde konuyu aşağıdaki gibi sınıflandırır:
1. Eski Türk geleneğinden geçen konular: Dede Korkut, Köroğlu.
2. İslam geleneğinden geçen dinî konular: Mevlid, Menakıb-i Seyyid Battal Gazî, Hazreti Ali Cenkleri, Hazreti Hamza’nın Kahramanlıkları, Eba Müslim Horasanî Kıssaları, vb.
3. İran geleneğinden geçen genellikle dinî olmayan ve bazen de görünüşte bir İslami renge boyanmış konular (İran yolu ile geçen Hint konuları da bu devre girebilir): Kelile ve Dinme, Şeh-Nâme
#15
SORU:
Pertev Naili Boratav, Halk Hikâyeleri ve Halk Hikâyeciliği adlı eserinde biraz da halk hikâyeleriyle ilgili tasnifinden yararlanarak, konuyu dört ana başlık altında değerlendirmiştir. Bunlar nelerdir?
CEVAP:
Pertev Naili Boratav, Halk Hikâyeleri ve Halk Hikâyeciliği adlı eserinde biraz da halk hikâyeleriyle ilgili tasnifinden yararlanarak, konuyu dört ana başlık altında değerlendirmiştir: Bunlar:
1. Yaşanmış olaylar
2. Âşıkların hayatları etrafında oluşan hikâyeler
3. Köroğlu menkıbeleri ve bu tipteki diğer menkebeler
4. Klasik manzum hikâyeler
#16
SORU:
Halk hikâyeleri nasıl başlar ve sonlanır?
CEVAP:
Halk hikâyelerinin yazılı kaynaklardan alınan metinleri genellikle kalıp bir cümle ile başlar: Râviyânı ahbâr, nâkilânı âsâr, muhaddisânı rûzigâr şöyle rivâyet ederler ki, vb. Daha sonra, kahramanların aileleri, çocuksuzluk, dervişin verdiği elma ile çocuk sahibi olma, dervişin çocuklara ad koyması, gurbete çıkma, engeller, engellerin ortadan kaldırılması, sevgililerin birbirleriyle kavuşması, araya yeni engellerin girmesi üzerine tekrar ayrılma ve sonuç kısmıyla son bulmaktadır. Bu kısımlar tıpkı sözlü kaynaklarda olduğu gibi nazım-nesir bir aradadır. Derleme metinlerde ise daha çok anlatıldığı coğrafyanın geleneğine bağlı bölümleme görülür. Meselâ, Boratav’ın Halk Hikâyeleri ve Halk Hikâyeciliği adlı eserinde anlatılanlar o yılların Kars’ındaki hikâye anlatma geleneğinin gözlem yöntemiyle elde edilmiş şeklidir.
#17
SORU:
Halk hikayeleri hangi kısımlardan oluşur?
CEVAP:
Halk hikâyeleri ister yazılı, ister sözlü kaynaktan alınsın, iki temel kısımdan oluşur:
• Manzum kısımlar
• Mensur Kısımlar
#18
SORU:
Manzum Kısımların özellikleri nelerdir?
CEVAP:
Manzum Kısımlar Bu bölüm hikâyenin değişmeyen kısımlarıdır. Fasıl kısmında halk şiirinin değişik türlerinin örnekleriyle karşılaşabiliriz: 1. Divan (Divanî): 2. Tecnis: 3. Tekerleme: 4. Koşma: 5. Destan: 6. Muamma:
#19
SORU:
Mensur Kısımların özellikleri nelrdir?
CEVAP:
Bu kısım halk hikâyesinin nesir kısımlarını içine almakta olup bölüm döşeme adı verilen bir tekerlemeyle başlar. Burada tekerlemenin yapısına uygun hâle getirilen bir olay anlatıcının ağzından komik bir şekle sokularak anlatılır. Tekerlemeyi söylemedeki asıl amaç dinleyici ve anlatıcı ikilisinin hikâyeye uyum göstermesi ve iletişim sağlanması içindir. Bu sebepten hikâyeci mensur tekerlemede dinleyiciye anlattığı olayı kendi başından geçmiş gibi gösterir. Hikâyeye tekaddüm eden bu manzum ve mensur kısımların hepsine birden döşeme denilmekte olup bu kısımlar tanımda da belirtildiği gibi, mensur olması yanında manzum özellikleri de bünyesinde taşımaktadır. Döşemeye Azerbaycan sahasında ustadname, Kars ve civarında sersuhane gibi adlar verilirken Erzurumlu Behçet Mahir selçuk, peşrev, peşrov gibi adlar vermektedir.
#20
SORU:
Bu konu üzerinde ilk bilimsel araştırmaya imza atan ve yayımlandığı günden bu yana kabul gören sınıflama kime aittir? Nasıl sınıflamıştır?
CEVAP:
Bu konu üzerinde ilk bilimsel araştırmaya imza atan ve yayımlandığı günden bu yana kabul gören sınıflama Pertev Naili Boratav’a aittir. Bunlar:
I. Kahramanlık hikâyeleri
II. Aşk hikâyeleri
III. Bu kategorilere bütünüyle girmeyen hikâyelerdir