HUKUKUN TEMEL KAVRAMLARI I Dersi HAKLARIN KAZANILMASI, KAYBEDİLMESİ, KULLANILMASI VE KORUNMASI soru cevapları:

Toplam 94 Soru & Cevap
PAYLAŞ:

#1

SORU:

Hakkın kazanılmasını tanımlayınız?


CEVAP:

Her hakkın bir sahibi vardır; sahipsiz hak yoktur. Ancak bir hakkın sahibi veya sahip olunan hak değişebilir. Fakat bu değişiklik kendiliğinden gerçekleşmez. Her hak, belirli bir “olay” sonucunda, bir hak sahibine bağlanır veya sahibinden ayrılır. Hakkın bir kişiye bağlanmasına, hakkın bağlandığı kişinin hak sahibi sıfatı kazanması olgusuna “hakkın kazanılması” denir.


#2

SORU:

Hakkın sona ermesi bir diğer adı hakkın kaybedilmesini neye denir?


CEVAP:

Kazanılan haklar değişik sebeplerle sahiplerinden ayrılabilir. Hak sahibi, sahip olduğu hakkı kaybedebilir. Başka bir ifadeyle hakkın, hak sahibi ile hukukî bağı kopabilir. Bu hukuki bağın kopması olgusu, “hakkın sona ermesi” veya “hakkın kaybedilmesi” olarak ifade edilir.


#3

SORU:

Kişiler Hakların kazanılmasında neyi hedeflerler?


CEVAP:

Kişiler, hukukun kendilerine tanıdığı yetki olan haklara, çeşitli şekilde sahip olduktan sonra, bu haklara dayanarak bir yandan çıkarlar elde etmeye bir yandan da elde ettikleri çıkarları kullanıp korumaya çalışırlar.


#4

SORU:

Hukuk düzeni hakların kazanılmasında neyi hedeflemiştir?


CEVAP:

Hukuk düzeni kişilerin hakları kullanırken hangi sınırlar içinde hareket edebileceklerini düzenlemiştir.


#5

SORU:

Kişiler haklarını korurken, neye dikkat etmek zorundadır?


CEVAP:

Hukuk düzeni kişilerin hakları kullanırken hangi sınırlar içinde hareket edebileceklerini düzenlemiştir. Bu nedenle de kişiler haklarını kullanıp korurken hukuk düzenince belirlenmiş belli sınırlar içinde hareket etmek zorunda kalırlar.


#6

SORU:

Hak ile hak sahibi arasındaki hukuki bağın kurulması ne ile sağlanır?


CEVAP:

Hak ile hak sahibi arasındaki hukuki bağın kurulması (hakkın kazanılması) veya kopması (hakkın kaybı) belirli bir “olay” sonucunda gerçekleşir. Bu bağlantı kurulmadan hak kazanılmış veya kaybedilmiş olmaz.


#7

SORU:

Hukukî olay neye denir?


CEVAP:

Hukuk düzeninin kendisine sonuç bağladığı bütün olaylara hukukî olay denir.


#8

SORU:

Hukuki olaylar nasıl meydana çıkmaktadır?


CEVAP:

Hukukî olaylar ya kendiliğinden doğal bir biçimde oluşur ya da insan davranışlarıyla ortaya çıkar. Bu nedenle, hakkı doğurmaya elverişli tüm hukukî olayları öncelikle insan davranışlarına dayanıp dayanmaması açısından bir ayrıma tâbi tutarak incelemek gereklidir.


#9

SORU:

Hukuki olaylar kaç şekilde toplanır?


CEVAP:

İnsan davranışının sonucu olup olmamalarına göre İki şekilde gruplanır.

• Geniş anlamda gruplama.

• Dar anlamda gruplama


#10

SORU:

Geniş anlamda hukuki olay nasıl bir olaydır?


CEVAP:

Hukukun kendisine sonuç bağlamış olduğu doğa olayları ‘geniş anlamda hukukî olay’ dır


#11

SORU:

Dar anlamda hukuki olay nasıl bir olaydır?


CEVAP:

Hukukun kendisine sonuç bağladığı insan davranışının sonucu olan olay “dar anlamda hukukî olaydır.


#12

SORU:

Hakların kazanılmasına ve kaybına yol açan etkenler nelerdir?


CEVAP:

Olaylar şekliyle iki şekildedir.

  • Hukuki sonuç doğuran olaylar.(Hukuki olaylar)
  • Hukuki sonuç doğurmayan olaylar.

#13

SORU:

Hukuki sonuç doğuran olaylar kaça ayrılır?


CEVAP:

İki şekildedir.

  • Geniş anlamdaki hukuki olaylar.
  • Dar anlamdaki hukuki olaylar.

#14

SORU:

Geniş anlamda hukukî olayı tanımlayınız?


CEVAP:

Geniş anlamda hukukî olay, insan davranışlarının sonucu olmadığı halde hukukî sonuç doğuran olaylardır. Bunlar doğal bir biçimde, kendiliğinden oluşan ve hukukî sonuçlar doğurmaya uygun olan doğa olaylarıdır.


#15

SORU:

Hukukî olaylar nasıl ortaya çıkarlar?


CEVAP:

Hukukî olayların en önemli ve büyük bir kısmı insanların davranışları sonucu ortaya çıkar.


#16

SORU:

Hukuki fiili tanımlayınız?


CEVAP:

Hukukî olayların en önemli ve büyük bir kısmı insanların davranışları sonucu ortaya çıkar. Ancak insanların her davranışı mutlaka hukukî sonuç doğurmaz. Bu nedenle hukuk düzeni, sadece hukukî sonuç doğurmaya elverişli insan davranışlarına hukukî sonuç bağlamıştır. İşte hukuk düzeninin hukukî sonuç bağladığı insan davranışlarına hukukî fiil denir.


#17

SORU:

Hukuki fiiller kaça ayrılır?


CEVAP:

İki şekildedir.

  • Hukuka uygun fiiller.
  • Hukuka aykırı fiiller

#18

SORU:

Hukuka uygun fiillerin tanımı nedir?


CEVAP:

Hukuka uygun fiiller, hukuk kurallarına aykırılık oluşturmayan fiillerdir.


#19

SORU:

Hukuka uygun fiiller kaç gruba ayrılırlar?


CEVAP:

Üç gruba ayrılırlar.

  • Bilgi ve haber verme açıklamaları.
  • Duygu açıklamaları.
  • İrade açıklamaları - iş ve emek açıklamaları.

#20

SORU:

Hukuki ne ile bağlanmıştır?


CEVAP:

Hukuk düzeni, kişinin, gerçekleşmiş bir olayı ilgili kişi veya kişilere bildirmesine (bilgi veya haber verme açıklamaları), sevgi, nefret, saygı, kızgınlık, affetme gibi duygularını açıklamasına (duygu açıklamaları), bir hakkın veya bir hukukî ilişkinin kurulması, değiştirilmesi veya sona erdirilmesi amacıyla yaptığı irade açıklamalarına (hukukî işlem) hukukî sonuç bağlamıştır.


#21

SORU:

Maddi fiiller nasıl ortaya çıkarlar?


CEVAP:

Maddi fiiller kişilerin irade açıklamaları sonucunda değil, kişilerin bir işi yapması veya emek harcamayı gerektiren bir faaliyette bulunması sonucu ortaya çıkarlar.


#22

SORU:

Günlük yaşam içinde en sık karşılaştığımız hukuka uygun fiiller hangisidir?


CEVAP:

Hukukî işlemlerdir.


#23

SORU:

Hukukî işlemin temel unsuru nedir?


CEVAP:

İrade açıklamasıdır.


#24

SORU:

Hukuki işlemler neye göre kaça ayrılmaktadır?


CEVAP:

İkiye ayrılır.

  • Tek taraflı hukukî işlemler.
  • Çok taraflı hukukî işlemler.

#25

SORU:

Tek taraflı hukukî işlemleri açıklayınız


CEVAP:

Tek taraflı hukukî işlemler, tek bir irade açıklaması ile hukukî sonuç doğuran işlemlerdir.


#26

SORU:

Çok taraflı hukuki işlem neye denir?


CEVAP:

İstenilen hukukî sonucun gerçekleşebilmesi için birden fazla tarafın irade açıklamasında bulunmasının gerektiği hukukî işlemler de vardır. Bunlara çok taraflı hukukî işlemler denir.


#27

SORU:

İki taraflı hukuki işlem neye denir?


CEVAP:

İstenilen hukukî sonucun gerçekleşebilmesi için iki tarafın karşılıklı ve birbirine uygun irade açıklamalarında bulunmalarının gerekli olduğu çok taraflı hukukî işlemlere iki taraflı hukukî işlemler denir.


#28

SORU:

Karar neye denir tanımlayınız?


CEVAP:

İstenilen hukukî sonucun gerçekleşebilmesi için birden fazla tarafın aynı yönde irade açıklamasında bulunmalarının gerektiği çok taraflı hukukî işlemlere ise karar denir.


#29

SORU:

Kararlarda ne aranmaz?


CEVAP:

Kararlarda, sözleşmelerden farklı olarak, istenilen hukukî sonucun doğabilmesi için karşılıklı ve birbirine uygun iradelerin olması aranmaz.


#30

SORU:

İki taraflı hukukî işlemlerin en bilineni nedir?


CEVAP:

En bilineni sözleşmelerdir.


#31

SORU:

Sözleşme nasıl bir hukuki işlemdir?


CEVAP:

Sözleşme, iki taraflı bir hukukî işlemdir.


#32

SORU:

İki taraflı hukukî işlemin, hukukî sonuç doğurabilmesi için ne gereklidir?


CEVAP:

İki taraflı hukukî işlemin hukukî sonuç doğurabilmesi için birden fazla irade açıklaması ve irade açıklamalarının karşılıklı ve birbirine uygun olması gereklidir.


#33

SORU:

Taraf iradesi neye denir?


CEVAP:

Sözleşme söz konusu olduğunda, açıklanan iradeye taraf iradesi denir.


#34

SORU:

Sözleşmeler kendi içinde kaça ayrılırlar?


CEVAP:

İkiye ayrılırlar.

  • Tek tarafa borç yükleyen sözleşmeler.
  • İki tarafa borç yükleyen sözleşmeler.

#35

SORU:

Tek tarafa borç yükleyen sözleşmelerin özelliği nedir?


CEVAP:

Tek tarafa borç yükleyen sözleşmelerde taraflardan sadece biri borç altına girerken, diğer taraf borç yüklenmemektedir.


#36

SORU:

İki tarafa borç yükleyen sözleşmelerin özelliği nedir?


CEVAP:

İki tarafa borç yükleyen sözleşmelerde ise tarafların her ikisi de karşılıklı olarak borç altına girmektedirler.


#37

SORU:

Bir hukukî işlemin tek taraflı veya iki taraflı olmasını belirleyen unsur nedir?


CEVAP:

Bir hukukî işlemin tek taraflı veya iki taraflı olmasını belirleyen unsur irade açıklamalarının sayısıdır.


#38

SORU:

Sağlar arası hukukî işlemi tanımlayınız.


CEVAP:

Evlenme, satım, eser, trampa, kira gibi sözleşmelerin hukukî sonuçları bu tür hukukî işlemleri yapanların sağlıklarında sonuçlarını doğurur. Bu nedenle bu tür işlemlere sağlararası hukukî işlemler denir.


#39

SORU:

Hukuk kurallarına aykırılık oluşturan kişi ne ile değerlendirilmektedir?


CEVAP:

Hukuk kurallarına aykırılık oluşturan kişi davranışları, hukuka aykırı fiil olarak nitelendirilirler.


#40

SORU:

Hukuka aykırı fiiller kaça ayrılır?


CEVAP:

İkiye ayrılırlar.

  • Haksız fiiller.
  • Borca aykırı fiiller.

#41

SORU:

Haksız fiiller ne zaman ortaya çıkarlar?


CEVAP:

Haksız fiiller, bir kimsenin, başkasının kişi veya mal varlığına kasten veya ihmâlen zarar verdiği durumlarda ortaya çıkarlar.


#42

SORU:

Borca aykırı fiiller ne zaman ortaya çıkarlar?


CEVAP:

Borca aykırı fiiller ise önceden var olan bir Hukukî ilişkinin başka bir deyişle bir borç ilişkisinin ihlâli sonucunda ortaya çıkarlar.


#43

SORU:

Haklar kaç şekilde kazanılmaktadır?


CEVAP:

Üç şekilde kazanılır.

  • Aslen kazanılan haklar.
  • Devren kazanılan haklar.
  • Tesisen kazanılan haklar.

#44

SORU:

Aslen kazanmayı açıklayınız?


CEVAP:

Aslen kazanma, önceden hiçbir kimseye ait olmayan bir hakkın bir kişi tarafından ilk olarak elde edilmesidir.


#45

SORU:

Devren kazanmayı açıklayınız?


CEVAP:

Devren kazanma, önceden başkasına ait olan bir hakkın, eski sahibinden yeni sahibine geçmesi durumudur.


#46

SORU:

Devren kazanma kaç şekilde olmaktadır?


CEVAP:

İki şekilde olmaktadır.

  • Cüzi intikal.
  • Külli intikal

#47

SORU:

Cüzi intikalı tanımlayınız?


CEVAP:

Cüzi intikal, bir kimsenin sahip olduğu haklardan birinin veya bir kaçının bir başkasına devridir.


#48

SORU:

Külli intikalı tanımlayınız?


CEVAP:

Külli intikalde ise bir kimsenin sahip olduğu hak ve borçlardan oluşan malvarlığıdır.


#49

SORU:

Tesisen kazanmayı açıklayınız?


CEVAP:

Tesisen kazanma, bir hakkın devri söz konusu olmaksızın, bir kimsenin, sahip olduğu bir hakka dayanarak, bir başkasına yeni bir hak sağlamasıdır.


#50

SORU:

Bir kişinin iyi niyetli sayılabilmesi için gerekli şartlar nelerdir?


CEVAP:

Üç şekilde olmaktadır.

  • Bir hakkın kazanılması için gerekli bir bilgiden yoksun olmak;
  • Bir hakkın kazanılmasına ilişkin olarak bir yanlış bilgiye sahip olmak;
  • Bir hakkın kazanılması konusunda gerekli bir unsurun yokluğuna ilişkin bilgisizlik veya yanlış bilgi sahibi olmak.

#51

SORU:

Medeni Kanun’un 3’üncü maddesi neyi içermektedir?


CEVAP:

“…asıl olan iyi niyetin varlığıdır” demekle kişileri iyi niyetli olarak kabul etmiştir.


#52

SORU:

Kişinin bilgisizliğinin hukukça mazeret olarak sayılmadığı durumlar nelerdir?


CEVAP:

Üç durumda meydana çıkmaktadır.

  • Durumun gereklerine göre kendisinden beklenen özeni göstermeyen kişi iyi niyet iddiasında bulunamaz. Bu durum Medeni Kanun’un 3’üncü maddesinde de düzenlenmiştir.
  • Devlet tarafından tutulan bazı resmî sicillerdeki bilgilerin bilinmediği ileri sürülemez. Kişilerin sicillerde yer alan her hususu yazılı olduğu biçim ve kapsamda bildiği varsayılır. Ayrıca aleniyet (açıklık) ilkesinin geçerli olduğu sicillere herkes başvurabilir ve siciller aksi kanıtlanan kadar doğru kabul edilirler.
  • Kanun gereği ilân edilmesi şart olan durumların bilinmediği iddia edilerek iyi niyetle hak kazanılamaz. Bazı durumların ilan edilmesi kanunen zorunludur. Bu nedenle kanunda belirtilen şekilde ilan edilmiş durumları bilmediğini kimse ileri süremez; bunların herkesçe bilindiği varsayılır.

#53

SORU:

Kanunun iyi niyeti koruması; var olan bir hakkı genişletmesi veya hukukî sakatlığın sonuçlarını tamamen veya kısmen ortadan kaldırabilmesi için hangi unsurlar gereklidir?


CEVAP:

Dört unsur gereklidir.

  • Hakkın kazanılmasını önleyici bir hukuki eksiklik olmalıdır.
  • Bu eksiklik, iyi niyet iddiasında bulunan kişi tarafından bilinmemelidir.
  • Edindiği hakkı korumak isteyen iyiniyetli kişinin, yani hukukî korumadan yararlanmak isteyen kişinin durumun gereğine göre kendisinden beklenen özen ve dikkati göstermiş olması gerekir.
  • Ve en önemlisi kanun, hakkın kazanılması için iyi niyetin varlığını şart kılmış olmalıdır. Çünkü unutulmamalıdır ki iyi niyet her durumda değil, sadece kanunda belirtilen durumlarda korunur.

#54

SORU:

İyi niyet ilkesi, nelerde ve nasıl etkili olmaktadır?


CEVAP:

Eşya hukukunda taşınır ve taşınmaz mallar üzerinde mülkiyet hakkının kazanılmasında etkilidir.


#55

SORU:

Taşınır eşyayı açıklayınız?


CEVAP:

Taşınır eşya, bir yerden bir yere taşınabilen, taşınmaz mülkiyetine konu olamayan şeyler ve üzerinde hakimiyet kurmaya elverişli olan doğal güçlerdir.


#56

SORU:

Taşınmaz eşyayı açıklayınız.


CEVAP:

Taşınmaz eşya ise yerinde sabit olan, bulunduğu yerden başka bir yere taşınamayan eşya demektir.


#57

SORU:

Kişi, eşyanın mülkiyetini nasıl kazanır?


CEVAP:

Sahibinin elinden rızası ile çıkmış olan bir taşınır eşyayı devralan kişi iyiniyetli ise söz konusu eşyanın mülkiyetini kazanır.


#58

SORU:

Kişiler Haklarını kullanırken neye uymak zorundadır?


CEVAP:

Kişiler haklarını kullanırken dürüstlük kuralına uymak zorundadırlar.


#59

SORU:

Medeni Kanun’un 2’inci maddesinin 1’inci fıkrası neyi içermektedir?


CEVAP:

“Herkes, haklarını kullanırken ve borçlarını yerine getirirken dürüstlük kurallarına uymak zorundadır” ifadesini içermektedir.


#60

SORU:

Dürüstlük ilkesi neyi emretmektedir?


CEVAP:

Dürüstlük kuralı, bir kişinin diğer kişilerle olan ilişkilerinde, dürüst, namuslu, iyi niyetle, içten, aradaki güveni sarsmayacak biçimde davranmasını emreder.


#61

SORU:

Dürüstlük kuralı nasıl açıklanmaktadır?


CEVAP:

“Dürüstlük kuralı, normal, makul, orta zekâlı bir kimseden beklenen, herkesçe benimsenen, toplum içerisinde karşılıklı güveni ve ahlakı zedelemeden, toplum ihtiyaçları ile iş hayatının gereklerine cevap veren davranışların bütünüdür” İfadesi ile açıklanmaktadır.


#62

SORU:

Dürüstlük kuralı ve iyi niyet ilkesinin benzerlik ve farklılıklarını sıralayınız


CEVAP:

Beş şekilde sıralanabilmektedir.

  • Her iki ilke de hukukun en temel ve genel ilkelerindendir. Roma Hukukundan günümüze gelmiş olan bu ilke, günümüz hukuk sistemlerinin kabul etmiş olduğu en eski ilkedir. Roma Hukukunda “bona fides” terimiyle ifade edilmiş olan dürüstlük kuralı, hakların kullanılmasında ve borçların yerine getirilmesinde dürüst insan davranışın ne olduğuna açıklık getirirdi. Bu nedenle sadece somut hukukî ilişkilerde değil sosyal hayatta karşılaşılabilecek her türlü olayda uygulama alanı bulurdu.
  • Her ikisi de kamu düzenine ilişkin emredici bir kuraldır. Her iki ilkenin de aksi kararlaştırılamaz.
  • İyi niyet ve dürüstlük kuralının düzenlediği konular birbirinden farklıdır. İyi niyet, bir hakkın kazanılması veya hukukî sonucun doğumunda, dürüstlük kuralı ise, kural olarak, bir hakkın kullanılması veya borçların yerine getirilmesinde geçerli olan bir ilkedir.
  • İyi niyet, temelde sübjektif bir ölçüye dayandığı, sübjektif bir bilme durumunu ifade ettiği halde, dürüstlük kuralı objektif esasa dayanır yani objektif bir davranış ölçüsüdür. Kişiden, belirli bir olayda, toplum içindeki dürüst, makul, davranışlarının sonucunu bilen, orta zekaya sahip bir kişinin göstereceği davranış şekli beklenir, kişinin iç dünyasın ilişkin öğeler dikkate alınmaz.
  • Hâkim, her somut olayda, dürüstlük ilkesine uygun davranılıp davranılmadığını re’sen yani görev gereği, kendiliğinden inceler.

#63

SORU:

Kanuna karşı hileyi açıklayınız?


CEVAP:

Kanuna karşı hile, kanunların yasakladığı bir sonucu, kanunların izin verdiği hükümlerden yararlanarak dolaylı şekilde elde etmeye çalışmaktır.


#64

SORU:

Taraflar sözleşme görüşmeleri sırasında nelerden yükümlüdürler?


CEVAP:

Bu yükümlülük kapsamına şunlar girmektedir.

  • Sözleşme görüşmeleri sırasında diğer tarafın şahsının ve malının zarara uğramasını engelleyici tedbirleri almak.
  • Sözleşmenin kurulması veya sözleşmenin içeriğinin belirlenmesi açısından verilecek kararlara etkili olabilecek hususlar hakkında aldatıcı davranışlardan kaçınmak ve doğru bilgiler vermek.
  • Karşı tarafın hataya düştüğünün fark edilmesi halinde onu uyarmak.
  • Yukarda sayılan bu üç yükümlülükten herhangi birinin yerine getirilmemesi durumunda taraflar ya sözleşmenin iptalini veya sözleşme kurulmuş olsun veya olmasın söz konusu davranış nedeniyle ortaya çıkan zararın tazmini talep edebilirler. Dürüst davranma kuralından bu aşamada da bazı davranış yükümlülükleri ortaya çıkar ve bu yükümlülüklerin ihlali culpa in contrahendo sorumluluğuna neden olur.

#65

SORU:

.Ahde vefa neye denir?


CEVAP:

Yapılan bir sözleşmeye tarafların uymakla yükümlü olmasına ahde vefa (pacta sunt servanda) denir.


#66

SORU:

Sözleşme, hangi koşulların varlığı halinde değiştirilebilir?


CEVAP:

İki koşulda değiştirilebilir.

  • Koşulların önceden tahmin edilemeyecek şekilde değişmesi.
  • Bu durumun önceden öngörülmesinin imkânsız olması.
  • Sözleşmenin bu haliyle devamının, taraflardan biri için çekilmez hale gelmesi. Bu koşulların varlığı halinde sözleşmenin değiştirilmesi istenebilir.

#67

SORU:

Hakkın kaybedilmesi ne demektir?


CEVAP:

Hakkın kaybedilmesi, bir hakkın hak sahibinden ayrılması, onun elinden çıkması demektir.


#68

SORU:

Haklar kaç şekilde kaybedilmektedir?


CEVAP:

İki şekilde kaybedilir.

  • Mutlak haklar.
  • Nisbi haklar.

#69

SORU:

Nisbi kayıp nasıl oluşur?


CEVAP:

Önceden başkasına ait olan bir hakkın, eski sahibinden yeni sahibine geçmesi durumunda hakkın nisbi kaybı söz konusudur.


#70

SORU:

Mutlak kaybı tanımlayınız?


CEVAP:

Bir hakkın kaybı, hakkın tamamen ortadan kalkması şeklinde olursa, buna hakkın mutlak kaybı denir.


#71

SORU:

Talep hakkını tanımlayınız?


CEVAP:

Talep hakkı, kişinin asıl hakkına bağlı bir yetki olup hak sahibinin bir kişiden bir şey yapmasını veya vermesini ya da yapmamasını isteme yetkisidir.


#72

SORU:

Meşru müdafaa neye denir?


CEVAP:

Meşru müdafaa bir kimsenin, kendisinin veya üçüncü bir kişinin malvarlığına veya şahsına yönelmiş hukuka aykırı bir saldırıyı engellemek veya ortadan kaldırmak amacıyla yaptığı savunmadır.


#73

SORU:

Zorunluluk halinin tanımı nedir?


CEVAP:

Zorunluluk hali, kişinin, kendisinin veya üçüncü bir kişiyi malvarlığına veya şahsına yönelik zararlardan veya bir anda meydana gelebilecek tehlikelerden korumak için bu tehlike ile ilgisi bulunmayan veya tehlikeli saldırıyı meydana getirmeyen üçüncü bir kişinin malvarlığına zarar vermesi durumudur.


#74

SORU:

İspat külfeti ilkesinin istisnaları nelerdir?


CEVAP:

Üç şekildedir.

  • İddiasını hayatın normal akışına uyan bir duruma dayandıran taraf, bu iddiasını ispatlamak zorunda değildir.
  • İddiasını bilinen ve tanınan bir olaya dayandıran taraf, bu iddiasını ispatlamak zorunda değildir. Tanınan ve ilinen olaylar tarihe geçen, varlığı geniş kitleler tarafından bilinen toplumsal yaşam olaylarıdır.
  • İddiasını bir karineye dayandıran taraf, bu iddiasını ispatlamak zorunda değildir. Karine, Medeni Kanunun 6’ıncı maddesinde yer alan ispat külfeti ilkesinin en önemli istisnasıdır.

#75

SORU:

Hakkın bir kişiye bağlanmasına, hakkın bağlandığı kişinin hak sahibi sıfatı kazanması olgusuna ne denir?


CEVAP:

Hakkın bir kişiye bağlanmasına, hakkın bağlandığı kişinin hak sahibi sıfatı kazanması olgusuna “hakkın kazanılması” denir. Kazanılan haklar değişik sebeplerle sahiplerinden ayrılabilir. Hak sahibi, sahip olduğu hakkı kaybedebilir. Başka bir ifadeyle hakkın, hak sahibi ile hukukî bağı kopabilir. Bu hukuki bağın kopması olgusu, “hakkın sona ermesi” veya “hakkın kaybedilmesi” olarak ifade edilir.


#76

SORU:

Hukuki olay nedir?


CEVAP:

Hukuk düzeninin kendisine sonuç bağladığı bütün olaylara hukukî olay denir. Hakları doğuran kaynak, hukukî olaylardır. Hukukî olaylar ya kendiliğinden doğal bir biçimde oluşur ya da insan davranışlarıyla ortaya çıkar.


#77

SORU:

Geniş anlamda hukukî olay ne anlama gelir?


CEVAP:

Geniş anlamda hukukî olay, insan davranışlarının sonucu olmadığı halde hukukî sonuç doğuran olaylardır. Bunlar doğal bir biçimde, kendiliğinden oluşan ve hukukî sonuçlar doğurmaya uygun olan doğa olaylarıdır. Gerçekten, hukuk düzeni, güneşin doğmasından, yağmurun yağmasına, depremden sel baskınına, yıldırım düşmesinden kar yağmasına kadar bir çok doğa olayının sebep olduğu sonuçlara bazı koşullar altında hukukî sonuç bağlamıştır. Örneğin yangına karşı sigorta ettirilen bir eve yıldırım düşer ve yangına sebep olursa bu durumda yıldırım düşmesi sıradan bir doğa olayı iken bir hukukî olaya dönüşür. Çünkü yıldırım düşmesi yangın sigortasındaki rizikonun gerçekleşmesine yol açar ve sigorta şirketinin zararı karşılaması gerekir.


#78

SORU:

Hukuki fiil nedir?


CEVAP:

hukuk düzeni, sadece hukukî sonuç doğurmaya elverişli insan davranışlarına hukukî sonuç bağlamıştır. İşte hukuk düzeninin hukukî sonuç bağladığı insan davranışlarına hukukî fiil denir. Örneğin, insanın alışveriş etmesi, ev kiralaması, dolmuşa binmesi, arkadaşına ödünç para vermesi, evlenmesi hukukî sonuç doğurmaya uygundur. Ayrıca hukuk düzeni insanların, davranışlarına hukukî sonuç bağlanmasını isteyip istememeleri ile de ilgilenmez.


#79

SORU:

Açık irade açıklaması nedir?


CEVAP:

Hukukî işlemin çekirdeğini oluşturan irade açıklamaları açık irade açıklaması, örtülü irade açıklaması, şekle bağlı irade açıklaması veya şekle bağlı olmayan irade açıklaması olmak üzere çeşitli şekillerde karşımıza çıkmaktadır.


#80

SORU:

Aslen kazanma ne demektir?


CEVAP:

Aslen kazanma, önceden hiçbir kimseye ait olmayan bir hakkın bir kişi tarafından ilk olarak elde edilmesidir. Bu yol ile kazanılan haklar, eşya üzerinde yani maddi mallar üzerindeki haklar olabileceği gibi, maddi olmayan mallar veya kişiler üzerindeki haklar da olabilir.


#81

SORU:

Devren kazanma ne demektir?


CEVAP:

En çok karşılaşılan hak edinme yolu, bir hakkın devren kazanılmasıdır. Devren kazanma, önceden başkasına ait olan bir hakkın, eski sahibinden yeni sahibine geçmesi durumudur. Örneğin, satım sözleşmesi ile otomobilin mülkiyetinin satıcıdan alıcıya geçmesi devren kazanmadır.


#82

SORU:

TEsisen kazanma ne anlama gelir?


CEVAP:

Tesisen kazanma, bir hakkın devri söz konusu olmaksızın, bir kimsenin, sahip olduğu bir hakka dayanarak, bir başkasına yeni bir hak sağlamasıdır. Bu durum “tesisen iktisap” veya “tesisen kazanma” olarak ifade edilir. Burada, yeni ortaya çıkan hak sahipliğine rağmen önceki hak sahibi hakkını kaybetmez, hak sahipliğini devam ettirir. Örneğin, bir kişinin maliki olduğu bir taşınmaz üzerinde komşusu yararına bir geçit hakkı tanıması, alacaklısı lehine bir ipotek hakkı tanıması, intifa hakkı tanıması.


#83

SORU:

İyiniyetli sayılabilmek için gerekli koşullar nelerdir?


CEVAP:

Bir kişinin iyi niyetli sayılabilmesi içinse aşağıdaki üç durumdan birinin varlığı aranır.

- Bir hakkın kazanılması için gerekli bir bilgiden yoksun olmak;

- Bir hakkın kazanılmasına ilişkin olarak bir yanlış bilgiye sahip olmak;

- Bir hakkın kazanılması konusunda gerekli bir unsurun yokluğuna ilişkin bilgisizlik veya yanlış bilgi sahibi olmak.


#84

SORU:

sahibinin elinden rızası dışında çıkmış taşınır eşyalar üzerindeki hakların iyiniyetle dahi olsa kazanılamayacağı kuralının iki istisnası nedir?


CEVAP:

sahibinin elinden rızası dışında çıkmış taşınır eşyalar üzerindeki hakların iyiniyetle dahi olsa kazanılamayacağı kuralının iki istisnası vardır. Birincisi, para ile hamile yazılı senetler sahibinin elinden rızası dışında çıkmış olsalar yani çalınsalar, kaybedilseler veya gaspolunsalar bile, iyiniyetli kişiler bunlar üzerinde hak kazanabilirler. İyiniyetli kişilerden asıl hak sahipleri herhangi bir şey talep edemezler. İkincisi ise sahibinin elinden rızası dışında çıkmış olan bir eşyayı iyiniyetli kişiler açık artırmadan veya pazardan veya benzeri eşyaları satanlardan almışlarsa asıl hak sahipleri bu kişilere ödemiş oldukları bedeli iade ederek mallarını alabilirler. Buna bedel karşılığı geri verme denir.


#85

SORU:

Dürüstlük kuralı ve iyinyet arasındaki benzerlikler ve ayrımlar nelerdir?


CEVAP:

• Her iki ilke de hukukun en temel ve genel ilkelerindendir. Roma Hukukundan günümüze gelmiş olan bu ilke, günümüz hukuk sistemlerinin kabul etmiş olduğu en eski ilkedir. Roma Hukukunda “bona fides” terimiyle ifade edilmiş olan dürüstlük kuralı, hakların kullanılmasında ve borçların yerine getirilmesinde dürüst insan davranışın ne olduğuna açıklık getirirdi. Bu nedenle sadece somut hukukî ilşkilerde değil sosyal hayatta karşılaşılabilecek her türlü olayda uygulama alanı bulurdu.

• Her ikisi de kamu düzenine ilişkin emredici bir kuraldır. Her iki ilkenin de aksi kararlaştırılamaz.

• İyiniyet ve dürüstlük kuralının düzenlediği konular birbirinden farklıdır. İyiniyet, bir hakkın kazanılması veya hukukî sonucun doğumunda, dürüstlük kuralı ise, kural olarak, bir hakkın kullanılması veya borçların yerine getirilmesinde geçerli olan bir ilkedir.

• İyiniyet, temelde sübjektif bir ölçüye dayandığı, sübjektif bir bilme durumunu ifade ettiği halde, dürüstlük kuralı objektif esasa dayanır yani objektif bir davranış ölçüsüdür. Kişiden, belirli bir olayda, toplum içindeki dürüst, makul, davranışlarının sonucunu bilen, orta zekaya sahip bir kişinin göstereceği davranış şekli beklenir, kişinin iç dünyasın ilişkin öğeler dikkate alınmaz (Kayıhan, 2008:282). • Hâkim, her somut olayda, dürüstlük ilkesine uygun davranılıp davranılmadığını re’sen yani görev gereği, kendiliğinden inceler.


#86

SORU:

Kanuna Karşı Hilenin Önlenmesinde Dürüstlük Kuralı nedir?


CEVAP:

Kanuna karşı hile, kanunların yasakladığı bir sonucu, kanunların izin verdiği hükümlerden yararlanarak dolaylı şekilde elde etmeye çalışmaktır. Örneğin asıl niyeti evlenmek olmayıp bir ülkenin vatandaşlığına geçmek olan bir kimsenin, görünüşte bir evlilik yapması kanuna karşı bir hiledir. Böyle bir kişi normalde kazanamayacağı vatandaşlık hakkını, kanunun izin verdiği evlilik yoluyla elde etmeye çalışmakta, kötü niyetli davranmakta ve kanuna karşı hile yapmaktadır. Bu nedenle kişinin kanuna karşı hileli davranışı hukuk düzenince korunmayacaktır. Ancak bunun tespiti ve ispatı zordur.


#87

SORU:

Bir malın telef olması ne anlama gelir?


CEVAP:

Hakka konu olan eşyanın bir şekilde yok olması ya da tamamen değersiz hale gelmesi de eşyaya dayalı hakkı sona erdirir. Örneğin, bir kişinin sahip olduğu hayvanın ölmesi, otomobilinin tamamen yanması, teknesinin batması, malın üzerindeki kişiye ait mülkiyet hakkını sona erdirir.


#88

SORU:

Hakların Mutlak Kaybına Yol Açan Hukukî İşlemler nelerdir?


CEVAP:

Hukuki işlemler de hakların mutlak olarak sona ermesine neden olabilirler. Örneğin satış işlemi ile bir malın mülkiyetinin devri alacaklı açısından hakkın kaybedilmesi sonucunu doğurur. Bir malın özel mülkiyet konusu olmaktan çıkması örneğin malın kamulaştırılması malın üzerindeki mülkiyet hakkını sona erdirir. Bir haktan vazgeçilmesi (feragat edilmesi), o hakkı sona erdirir. Bir haktan feragat edilmesi her bir hukuk dalına özgü usule bağlıdır. Örneğin mülkiyet hakkından feragat edilmesi malikin fiili ile olur ve eşya hukunda terk olarak adlandırılmıştır. Alacaklının alacak hakkkından vazgeçmesine ilişkin usuller ise ibra başlığı altında Borçlar Kanununda hükme bağlanmıştır. İbra, alacaklı açısından alacak hakkını kaybettirici bir hukukî işlemdir.


#89

SORU:

Dava hakkı nedir?


CEVAP:

talep hakkını kullanarak hakkını elde edemeyen kişi ikinci olanak olarak dava hakkını kullanmak zorundadır. Böyle bir durumunda kişinin sahip olduğu talep hakkı dava hakkına dönüşmüş olur. Dava hakkını kullandığı halde de hakkını elde edemeyen hak sahipleri, dava sonucunda elde ettikleri kararın zorla yerine getirilmesi talebiyle üçüncü olanak olan cebri icra yoluna başvurabilirler.


#90

SORU:

Zorunluluk hali nedir?


CEVAP:

Zorunluluk hali, kişinin, kendisinin veya üçüncü bir kişiyi malvarlığına veya şahsına yönelik zararlardan veya bir anda meydana gelebilecek tehlikelerden korumak için bu tehlike ile ilgisi bulunmayan veya tehlikeli saldırıyı meydana getirmeyen üçüncü bir kişinin malvarlığına zarar vermesi durumudur


#91

SORU:

Karineler kaça ayrılırlar?


CEVAP:

Karineler aksinin kanıtlanıp kanıtlanamdığına göre adi karineler, kesin karineler, kanundan doğan karineler ve fiili karineler olmak üzere çeşitli ayrımlara tabi tutulurlar. Adi karineler, aksi her türlü kanıtla kanıtlanabilen karinelerdir. Kesin karineler ise aksinin ispatlanması imkansız olan karinelerdir. Bir kanun hükmünün belirli bir olay için öngörmüş olduğu düzenlemeden, belirli olmayan bir olayın varlığı sonucuna ulaşılmasına kanundan doğan karine denir. Kanundan doğan karinelere Medeni Kanunda düzenlenen “kesin ölüm karinesi”, “birlikte ölüm karinesi”, “gaiplik karinesi”, “iyiniyet karinesi”, “ayırtım gücü karinesi”, “nesebin doğruluğu karinesi”, örnek olarak verilebilir. Bunlar aynı zamanda adi karine niteliğindedir. Ayrıca Medeni Kanunun 7’inci maddesinde “resmi sicil ve senetlerin doğruluğu hakkında bir karine” de düzenlenmiştir. Bu karineye göre resmi sicil kayıtlarının ve senetlerin doğru olmadığı ispat edilene kadar bunların içeriği hukuken doğru sayılır.


#92

SORU:

Meşru müdafaa nedir?


CEVAP:

Meşru müdafaa bir kimsenin, kendisinin veya üçüncü bir kişinin malvarlığına veya şahsına yönelmiş hukuka aykırı bir saldırıyı engellemek veya ortadan kaldırmak amacıyla yaptığı savunmadır.


#93

SORU:

Talep hakkı ne anlama gelir?


CEVAP:

Talep hakkı, kişinin asıl hakkına bağlı bir yetki olup hak sahibinin bir kişiden bir şey yapmasını veya vermesini ya da yapmamasını isteme yetkisidir. Talep hakkını kullanan hak sahibi bundan bir sonuç alamazsa dava hakkını kullanmalıdır.


#94

SORU:

Def'i ne anlama gelir?


CEVAP:

Def’i ise ileri sürülen hakkın yerine getirilmemesi için başvurulan her türlü yololarak tanımlanabilir. Davalı, davacının iddia ettiği gibi bir hakkının bulunduğunu, ancak istem hakkının bulunmadığını veya var olan istem hakkının ortadan kalktığını ileri sürebilir. Hukukumuzda, davalının, bir hakkın varlığını kabul etmesine rağmen haktan herhangi bir talep hakkının doğmadığını ileri sürmesi geciktirici def ’i olarak, talep hakkının ortadan kalktığını ileri sürmesi de kesin def ’i olarak adlandırılır.