İDARİ YARGI Dersi Kararlara Karşı Başvurma Yolları soru cevapları:

Toplam 61 Soru & Cevap
PAYLAŞ:

#1

SORU:

İlk derece mahkemelerinin verdikleri kararlar üst
mahkemelerce denetlenmek suretiyle ne sağlanmaktadır?


CEVAP:

İlk derece mahkemelerinin verdikleri kararlar üst
mahkemelerce denetlenmek suretiyle hem hatalar en aza
indirilmeye çalışılmakta hem de içtihat birliği
sağlanmaktadır.


#2

SORU:

Kanun yolu nedir?


CEVAP:

  İlk derece mahkemelerince verilen kararların üst
mahkemelerde denetimi kanun yolu olarak
adlandırılmaktadır.


#3

SORU:

İYUK, idari yargı mercilerinin verdikleri kararlarla
ilgili olarak Kanun yolları dışında başka ne gibi haklar
tanımaktadır?


CEVAP:

Kanun yolları dışında İYUK, idari yargı
mercilerinin verdikleri kararların yeterince açık olmaması
ya da kararda birbiriyle çelişen kısımlar varsa, bu kararın
açıklanmasını aynı mahkemeden isteme imkânını
tanımaktadır. Kararı veren mahkemeye yapılabilecek bir
diğer başvuru ise karardaki yanlışlıkların düzeltilmesi
başvurusudur.


#4

SORU:

İdari yargı merciince verilen kararın yeterince açık
olmaması halinde ne yapılabilir?


CEVAP:

İYUK, idari yargı mercilerinin verdikleri
kararların yeterince açık olmaması ya da kararda birbiriyle
çelişen kısımlar varsa, bu kararın açıklanmasını aynı
mahkemeden isteme imkânını tanımaktadır. Kanun’un 29.
maddesine göre: Danıştay, bölge idare mahkemeleri, idare
ve vergi mahkemelerince verilen kararlar yeterince açık
değilse yahut birbirine aykırı hüküm fıkralarını taşıyorsa,
taraflardan her biri kararın açıklanmasını veya aykırılığın
giderilmesini isteyebilir. Açıklama veya aykırılığın
kaldırılması başvurusu, kararın yerine getirilmesine kadar
yapılabilmektedir. Açıklama dilekçeleri, kararı veren
mahkemeye ve karşı taraf sayısından bir nüsha fazla
verilmelidir. Karar uygulandıktan sonra böyle bir başvuru
mümkün değildir.


#5

SORU:

İdari yargı mercii, kararın açıklanması talebine karşı
nasıl bir yol izler?


CEVAP:

Kararı vermiş olan daire veya mahkeme, başvuru
dilekçesindeki iddiayı inceler ve gerek görürse dilekçenin
bir örneğini, belirleyeceği süre içinde cevap vermek üzere,
karşı tarafa tebliğ eder.
Karşı tarafın verdiği cevap, açıklama veya aykırılığın
kaldırılmasını isteyen tarafa gönderilmektedir, ancak iddia
sahibinin bu cevaba karşı bir cevap vermesi söz konusu
değildir. Yapılan inceleme sonunda verilen karar, taraflara
tebliğ edilir. Ayrıca açıklama dilekçeleri, kararı veren
mahkemeye ve karşı taraf sayısından bir nüsha fazla
verilmelidir.


#6

SORU:

Yanlışlıkların düzeltilmesi kurumunda usul nasıl
gerçekleşmektedir?


CEVAP:

Kararı veren mahkemeye yapılabilecek bir diğer
başvuru ise karardaki yanlışlıkların düzeltilmesi
başvurusudur. Hemen belirtmek gerekir ki yanlışlıkların
düzeltilmesi talebi Kanun’da sayılan hususlarla sınırlıdır.
30. maddeye göre: “İki tarafın adı ve soyadı ile sıfatı ve
iddiaları sonucuna ilişkin yanlışlıklar ile hüküm
fıkrasındaki hesap yanlışlıklarının düzeltilmesi de
istenebilir”. Yanlışlıkların düzeltilmesi talebi, açıklamaya
ilişkin usule (m. 29) tabidir. Ancak açıklama talebi,
kararın uygulanmasına kadar yapılabilirken, yanlışlıkların
düzeltilmesi başvurusunda böyle bir sınırlama
bulunmamaktadır. Dolayısıyla ilgililer, kararın
uygulanması aşamasında da yanlışlıkların düzeltilmesini
talep edebilirler. Mahkeme yanlışlıkların düzeltilmesine
karar verirse, düzeltme mahkeme kararının (ilamın) altına
yazılmaktadır.


#7

SORU:

Kanun yolu ne demektir?


CEVAP:

Bir davada mahkemenin verdiği kararın haksız,
hukuka aykırı olduğunu düşünen tarafa, kararın bir üst
derece mahkemesinde incelenmesi imkânını veren hukuki
yol, kanun yolu olarak adlandırılmaktadır.


#8

SORU:

İdari yargı mercilerince verilen kararların üst
mahkeme denetimine tabi tutulmasının ne gibi yararları
olabilir?


CEVAP:

Yargılama faaliyeti, her ne kadar ayrıntılı usul
kurallarına uyularak ve tarafların katılımıyla yerine
getirilmekteyse de bu kararların üst merci denetiminden
geçirilmesi gerekmektedir. Çünkü genellikle aleyhine
karar verilen taraf hukukun isabetli uygulanmadığını
düşünmektedir. Daha tecrübeli ve bilgili hâkimlerden
oluşan bir başka (üst) mahkeme denetimi, aleyhine karar
verilen tarafın adalete, hukuk düzenine olan güvenini
sarsmayacaktır. Ayrıca, hâkimlerin önlerine gelen
uyuşmazlığı çözerken yanılmaları, hata yapmaları ihtimali
de mevcuttur. İnsanların hukuk kurallarını, maddi olayları
anlamak, yorumlamak ve uygulamak konusunda yanılma
ihtimalleri olduğuna göre, uyuşmazlığın bir üst mahkeme
süzgecinden geçmesi, yargılama faaliyetinde hata
yapılması ihtimalini azaltacaktır. Hukukun uygulamasında
birlik sağlanması, mahkeme kararlarının üst denetiminin
bir başka gerekçesidir.


#9

SORU:

Hukukun uygulamasında birlik sağlanması nasıl
açıklanabilir?


CEVAP:

Hâkimlerin uyguladıkları hukuk kurallarını kendi
kanılarına göre başka başka biçimde yorumlamaları
mümkündür. Bu durumda mahkemeler, benzer olaylarda
farklı kararlar vermiş olacaklardır. Mahkeme kararları
arasındaki çelişkiler, kanun önünde eşitlik ilkesini
zedelediği için kararlar arasında birlik sağlama
zorunluluğu ortaya çıkmaktadır. Üst mahkeme denetimi,
uygulamada birliği sağlayan önemli bir araçtır. Anayasa Mahkemesi’ne göre: “Sosyal açıdan adaletin en önemli
gereklerinden birisi, belli olaylara belli hükümlerin tek
anlamda olmak üzere uygulanmasıdır. Demek ki aynı
nitelikteki olaylara başka başka hükümlerin ya da aynı
hükmün başka başka biçimlerde uygulanması, doğrudan
doğruya adalet duygusunu incitici ve yurttaşların devlete
karşı güvenini azaltıcı ve yerine göre temelden sarsıcı bir
etki doğurmaktadır.” Bu sakıncayı önlemek için Anayasa,
üst mahkemelere hukuk alanında birliği sağlama görevini
vermiştir.


#10

SORU:

İYUK, mahkeme kararlarına karşı hangi yolları
düzenlemiştir?


CEVAP:

İYUK, mahkeme kararlarına karşı, istinaf ve
temyiz yollarını düzenlemiştir. Ayrıca bazı koşulların
gerçekleşmesi halinde yargılamanın yenilenmesi adlı
kanun yolu da mevcuttur.


#11

SORU:

Temyiz yanında istinaf kanun yolunun getirilmesinde
etken olan sebepler nelerdir?


CEVAP:

Danıştay’ın iş yükünü hafifleterek içtihat
mahkemesi olarak görev yapmasını sağlamak, yargılama
sürecinin hızlandırılarak adil yargılama hakkının bir
gereği olan makul sürede yargılanmanın sağlanması ve ilk
derece mahkemelerinin istinaf ve temyiz denetiminden
geçen kararlarının daha adil olacağı düşüncesiyle
18.6.2014 ve 6545 sayılı kanun ile üç dereceli yargılama
sistemine geçilmiş bölge idare mahkemeleri de itiraz değil
istinaf mercii olarak düzenlenmişlerdir. Böylece adli
yargıda ağır iş yükü nedeniyle, temyiz yoluyla sağlanmak
istenen kontrol fonksiyonunu gereği gibi yerine
getiremeyen Yargıtay’ın iş yükünün hafifletilerek, bu
görevini gereği gibi yerine getirmesi amacıyla getirilen
istinaf denetim sistemi, idari yargıda da kabul edilmiştir.


#12

SORU:

Adli ve idari yargıda istinaf sistemine ne zaman
geçilmiştir


CEVAP:

Adli yargıda 2004 yılında kabul edilen istinaf
sistemine, idari yargıda olduğu gibi 20 Temmuz 2016’da
geçilmiştir.


#13

SORU:

İstinaf başvurusu kaç günlük süreye tabidir?


CEVAP:

İYUK’un 45. maddesinde istinaf kanun yolu
düzenlenmiştir. İstinaf yoluna idare ve vergi
mahkemelerinin kararlarına karşı, mahkemenin bulunduğu
yargı çevresindeki bölge idare mahkemesine, kararın
tebliğinden itibaren otuz gün içinde başvurmak gerekir


#14

SORU:

Hangi uyuşmazlıklar için istinaf kanun yolu
kapatılmıştır?


CEVAP:

Yasa koyucu konusu beş bin Türk lirasını
geçmeyen vergi davaları, tam yargı davaları ve idari
işlemlere karşı açılan iptal davaları hakkında idare ve
vergi mahkemelerince verilen kararların kesin olduğunu
öngörerek bu kararlara kaşı istinaf yolunu kapatmıştır.
İvedi yargılama usulüne tabi olan davalarla ve merkezî ve
ortak sınavlara ilişkin davalarda da istinaf yoluna
başvurulamaz. Bu uyuşmazlıklar için yasa koyucu
doğrudan temyiz kanun yolunu öngörmüştür.


#15

SORU:

İstinafta şekil ve usul nasıldır?
 


CEVAP:

  İstinaf, temyizin şekil ve usulüne tabidir. İstinaf
başvurusuna konu olacak kararlara karşı yapılan kanun
yolu başvurularında, farklı bir taleple farklı bir merci
belirtilse dahi örneğin temyiz talebiyle Danıştay
Başkanlığı belirtilmişse, mahkeme dilekçelerdeki hitap ve
isteğe bağlı kalmaksızın dosyayı bölge idare mahkemesine
gönderir.


#16

SORU:

Bölge idare mahkemesi, istinaf başvurusunda ilk
derece mahkemesi kararını hukuka uygun bulursa ne
karar verir?


CEVAP:

Bölge idare mahkemesi, yaptığı inceleme
sonunda ilk derece mahkemesi kararını hukuka uygun
bulursa istinaf başvurusunun reddine karar verir.
Karardaki maddi yanlışlıkların düzeltilmesi mümkün ise
gerekli düzeltmeyi yaparak aynı kararı verir.


#17

SORU:

Bölge idare mahkemesi, istinaf başvurusunda ilk
derece mahkemesi kararını hukuka uygun bulmadığında
ne karar verir?


CEVAP:

Bölge idare mahkemesi, ilk derece mahkemesi
kararını hukuka uygun bulmadığı takdirde istinaf
başvurusunun kabulü ile ilk derece mahkemesi kararının
kaldırılmasına karar verir. Bu durumda bölge idare
mahkemesi işin esası hakkında yeniden bir karar verir.
İnceleme sırasında ihtiyaç duyulması hâlinde kararı veren
mahkeme veya başka bir yer idare ya da vergi mahkemesi
istinabe olunabilir. İstinabe olunan mahkeme gerekli
işlemleri öncelikle ve ivedilikle yerine getirir.


#18

SORU:

Bölge idare mahkemesi, ilk inceleme üzerine verilen
kararlara karşı yapılan istinaf başvurusunu kabul ederse
ne karar verir?


CEVAP:

İlk inceleme üzerine verilen kararlara karşı
yapılan istinaf başvurusunu kabul ederse, davaya görevsiz
veya yetkisiz mahkeme yahut reddedilmiş veya
yasaklanmış hâkim tarafından bakılmış olması hâllerinde,
istinaf başvurusunun kabulü ile ilk derece mahkemesi
kararının kaldırılmasına karar vererek dosyayı ilgili
mahkemeye gönderir. Bölge idare mahkemesinin bu
şekilde verdiği kararları kesindir.


#19

SORU:

Bölge idare mahkemelerinin istinaf ile ilgili kararları
kesin midir?


CEVAP:

Bölge idare mahkemelerinin temyize açık
olmayan kararları kesindir. Bu kararlar, dosyayla birlikte
kararı veren ilk derece mahkemesine gönderilir ve bu
mahkemelerce yedi gün içinde tebliğe çıkarılır


#20

SORU:

İstinaf başvurusunda bulunma ile yürütmenin
durdurulması arasındaki ilişki nedir?


CEVAP:

İstinaf yoluna başvurulmuş olması, hâkim,
mahkeme kararlarının yürütülmesini durdurmaz. Ancak,
bu kararların teminat karşılığında yürütülmesinin
durdurulmasına istinaf başvurusunu incelemeye yetkili
bölge idare mahkemesince karar verilebilir. İptal davalarında teminat istenmeyebilir. İdareden ve adli
yardımdan yararlananlardan teminat alınmaz. Davanın
reddine ilişkin kararlara karşı istinaf yoluna başvurulması
halinde, dava konusu işlem hakkında, 27. maddede
öngörülen koşulların varlığı halinde yürütmenin
durdurulması kararı verilebilir. İstinaf incelemesi sırasında
yürütmenin durdurulması istemleri hakkında verilen
kararlar kesindir.


#21

SORU:

Temyiz kanun yolunda başvuru süresi kural olarak
kaç gündür?


CEVAP:

İYUK’nun 46. maddesine göre, Danıştay dava
dairelerinin nihai kararları ile bölge idare mahkemelerinin
aşağıda sayılan davalar hakkında verdikleri kararlar, başka
kanunlarda aksine hüküm bulunsa dahi Danıştay’da,
kararın tebliğinden itibaren otuz gün içinde temyiz
edilebilir.


#22

SORU:

Hangi davalar için doğrudan temyiz kanun yolu
öngörülmüştür?


CEVAP:

İvedi yargılama usulüne tabi davalarda verilen
kararlar ile merkezî ve ortak sınavlara ilişkin davalarda
verilen kararlara karşı istinaf yoluna başvurmaksızın
doğrudan temyiz kanun yolu öngörülmüştür.


#23

SORU:

Bölge idare mahkemelerinin temyize konu
kararlarının konusunu oluşturan davalar nelerdir?


CEVAP:

Bölge idare mahkemelerinin temyize konu
kararlarının konusunu oluşturan davalar şunlardır:
a. Düzenleyici işlemlere karşı açılan iptal davaları.
b. Konusu yüz bin Türk lirasını aşan vergi davaları,
tam yargı davaları ve idari işlemler hakkında
açılan davalar.
c. Belli bir meslekten, kamu görevinden veya
öğrencilik statüsünden çıkarılma sonucunu
doğuran işlemlere karşı açılan iptal davaları.
d. Belli bir ticari faaliyetin icrasını süresiz veya otuz
gün yahut daha uzun süreyle engelleyen işlemlere
karşı açılan iptal davaları.
e. Müşterek kararnameyle yapılan atama, naklen
atama ve görevden alma işlemleri ile daire
başkanı ve daha üst düzey kamu görevlilerinin
atama, naklen atama ve görevden alma işlemleri
hakkında açılan iptal davaları.
f. İmar planları, parselasyon işlemlerinden
kaynaklanan davalar.
g. Tabiat Varlıklarını Koruma Merkez Komisyonu
ve Kültür Varlıklarını Koruma Yüksek
Kurulunca itiraz üzerine verilen kararlar ile
18/11/1983 tarihli ve 2960 sayılı Boğaziçi
Kanununun uygulanmasından doğan davalar.
h. Maden, taşocakları, orman, jeotermal kaynaklar
ve doğal mineralli sular ile ilgili mevzuatın
uygulanmasına ilişkin işlemlere karşı açılan
davalar.
i. Ülke çapında uygulanan öğrenim ya da bir
meslek veya sanatın icrası veyahut kamu
hizmetine giriş amacıyla yapılan sınavlar
hakkında açılan davalar


#24

SORU:

Temyiz başvurularında süre kaç gündür?


CEVAP:

Özel kanunlarında ayrı süre gösterilmeyen
hallerde, Danıştay dava daireleri ile bölge idare
mahkemelerinin kararlarına karşı tebliğ tarihini izleyen
otuz gün içinde Danıştay’da temyiz yoluna başvurulabilir. İvedi yargılama usulüne tabi davalarda verilen kararlara
karşı on beş gün, merkezî ve ortak sınavlara ilişkin
davalarda verilen kararlara karşı ise beş gün içinde temyiz
başvurusunda bulunmak gerekir.


#25

SORU:

Temyiz başvuruları hangi kurum ve birimi tarafından
incelenmektedir?


CEVAP:

Temyiz başvuruları;
• Bölge idare mahkemelerinin kararları Danıştay
dava daireleri;
• Danıştay dava dairelerinin ilk derece mahkemesi
olarak verdikleri kararlar ise konusuna göre;
• Danıştay İdari veya
• Vergi Dava Daireleri Kurulu’nca
incelenmektedir.


#26

SORU:

Temyiz başvurusu nasıl yapılır ve usul nasıl
gerçekleşmektedir?


CEVAP:

Temyiz istemleri Danıştay Başkanlığına hitaben
yazılmış dilekçelerle yapılmaktadır. Temyiz dilekçeleri,
dava dilekçeleri için öngörülen esaslara göre
düzenlenmelidir. Temyiz dilekçesinde eksiklik olduğu
takdirde, eksikliklerin on beş gün içinde tamamlatılması
hususu, kararı veren Danıştay dairesi veya bölge idare
mahkemesince ilgiliye tebliğ olunur. Bu sürede eksiklikler
tamamlanmazsa temyiz isteminde bulunulmamış
sayılmasına karar verilmektedir.
Ayrıca, temyiz dilekçesi verilirken gerekli harç ve
giderlerin tamamının ödenmemiş olması halinde kararı
veren; bölge idare mahkemesi veya Danıştay daire başkanı
tarafından verilecek yedi günlük süre içerisinde
tamamlanması, aksi halde temyizden vazgeçilmiş
sayılacağı hususu temyiz edene yazılı olarak bildirilir.
Verilen süre içinde harç ve giderler tamamlanmadığı
takdirde, bölge idare mahkemesi, ilk derece mahkemesi
olarak davaya bakan Danıştay dairesi, kararın temyiz
edilmemiş sayılmasına karar verir.


#27

SORU:

Kanuni süre geçtikten sonra yapılın temyiz başvurusu
hakkında ne karar verilir?


CEVAP:

Temyizin kanuni süre geçtikten sonra yapılması
halinde de bölge idare mahkemesi, ilk derece mahkemesi
olarak davaya bakan Danıştay dairesi, temyiz isteminin
reddine karar vermektedir. Bölge idare mahkemesinin
veya Danıştay dairesinin bu kararlarına karşı, tebliğ
tarihini izleyen günden itibaren yedi gün içinde temyiz
yoluna başvurulabilir.


#28

SORU:

Danıştay, hangi durumlarda temyize konu olan kararı
onar?


CEVAP:

İYUK’un 49. maddesine göre temyiz incelemesi
sonunda Danıştay;
a. Kararı hukuka uygun bulursa onar. Kararın
sonucu hukuka uygun olmakla birlikte gösterilen
gerekçeyi doğru bulmaz veya eksik bulursa,
kararı, gerekçesini değiştirerek onar.
b. Kararda yeniden yargılama yapılmasına ihtiyaç
duyulmayan maddi hatalar ile düzeltilmesi
mümkün eksiklik veya yanlışlıklar varsa kararı
düzelterek onar.


#29

SORU:

Danıştay, hangi durumlarda temyize konu olan kararı
bozar?


CEVAP:

Danıştay aşağıdaki durumlarda temyize konu
kararı bozar;
a. Görev ve yetki dışında bir işe bakılmış olması,
b. Hukuka aykırı karar verilmesi,
c. Usul hükümlerinin uygulanmasında kararı
etkileyebilecek nitelikte hata veya eksikliklerin
bulunması. Kararların kısmen onanması ve
kısmen bozulması hâllerinde kesinleşen kısım
Danıştay kararında belirtilir.


#30

SORU:

Temyiz incelemesi sonucunda verilen kararla ilgili
olarak nasıl bir yol izlenir?


CEVAP:

Kararların kısmen onanması ve kısmen
bozulması hâllerinde kesinleşen kısım Danıştay kararında
belirtilir. Temyiz incelemesi sonucunda verilen karar,
dosyayla birlikte kararı veren mercie gönderilir. Ancak
Danıştay ilgili dairesinin onamaya ilişkin kararları,
dosyayla birlikte kararı veren ilk derece mahkemesine,
kararın bir örneği de bölge idare mahkemesine gönderilir.
Bu kararlar, dosyanın geldiği tarihten itibaren yedi gün
içinde taraflara tebliğe çıkarılır.


#31

SORU:

Temyiz incelemesi sonunda bozma kararının verilmesi
halinde süreç nasıl işlemektedir?


CEVAP:

Temyiz incelemesi sonucunda verilen bozma
kararı üzerine ilgili merci, dosyayı öncelikle inceler ve
varsa gerekli tahkik işlemlerini tamamlayarak yeniden
karar verir. Bölge idare mahkemesi, Danıştay’ca verilen
bozma kararına uyabileceği gibi kararında ısrar da
edebilir. Danıştay’ın bozma kararına uyulduğu takdirde,
bu uyma kararının temyiz edilmesi halinde temyiz
incelemesi, bozma kararına uygunlukla sınırlı olarak
yapılır. Bölge idare mahkemesi, bozmaya uymayarak
kararında ısrar ederse, ısrar kararının temyizi hâlinde,
talep, konusuna göre Danıştay İdari veya Vergi Dava
Daireleri Kurulunca incelenir ve karara bağlanır.


#32

SORU:

Danıştay İdari ve Vergi Dava Daireleri Kurulları
kararlarına uymak zorunlu mudur?


CEVAP:

Danıştay İdari ve Vergi Dava Daireleri Kurulları
kararlarına uyulması zorunludur. Danıştay dairelerinin ilk
derece mahkeme sıfatıyla verdikleri kararlarının temyiz
incelemesi konusuna göre İdari veya Vergi Dava Daireleri
Kurulları tarafından yapıldığı için Dairelerin temyiz
neticesinde verilen bozma kararı karşısında ısrar etme
yetkileri bulunmamaktadır.


#33

SORU:

İvedi yargılama usulüne tabi davalarla merkezî ve
ortak sınava ilişkin davalarda verilen kararlara karşı
yapılan temyiz başvurularındaki inceleme için nasıl bir
düzenleme yapılmıştır?
 


CEVAP:

Yasa koyucu ivedi yargılama usulüne tabi
davalarla merkezî ve ortak sınava ilişkin davalarda verilen
kararlara karşı yapılan temyiz başvurularındaki inceleme
için özel düzenleme getirmiştir. Buna göre; Danıştay
evrak üzerinde yaptığı inceleme sonunda, maddi vakıalar
hakkında edinilen bilgiyi yeterli görürse veya temyiz
sadece hukuki noktalara ilişkin ise yahut temyiz olunan
karardaki maddi yanlışlıkların düzeltilmesi mümkün ise
işin esası hakkında karar verir. Aksi hâlde gerekli
inceleme ve tahkikatı kendisi yaparak esas hakkında
yeniden karar verir. Ancak, ilk inceleme üzerine verilen
kararlara karşı yapılan temyizi haklı bulduğu hâllerde
kararı bozmakla birlikte dosyayı geri gönderir. Temyiz
üzerine verilen kararların kesin olduğu düzenlenmiş
dolayısıyla bu davalarda mahkemelerin ısrar kararı
vermesinin yolu kapatılmıştır.


#34

SORU:

İvedi yargılama usulüne tabi davalarla merkezî ve ortak sınava ilişkin davalarda verilen kararlara karşı yapılan temyiz başvurularında bir süre sınırlaması var mıdır?


CEVAP:

Bu davalarda ayrıca temyiz incelemesi için de
süre sınırlaması getirilmiştir. Buna göre; ivedi yargılama
usulüne tabi uyuşmazlıklarda temyiz isteminin en geç bir
ay; merkezî ve ortak sınavlara ilişkin uyuşmazlıklarda
temyiz isteminin en geç on beş gün içinde karara
bağlanması gerekmektedir.


#35

SORU:

Kanun yararına temyiz kavramı neyi ifade etmektedir?


CEVAP:

Mahkeme kararlarının taraflarca temyizinin yanı
sıra İYUK, kanun yararına temyiz denilen bir başka
başvuru yolu daha düzenlemiştir. Kanun’un 51. maddesine
göre: İdare ve vergi mahkemeleri ile bölge idare
mahkemelerinin kesin olarak verdiği kararlar ile istinaf
veya temyiz incelemesinden geçmeden kesinleşmiş
bulunan kararlardan niteliği bakımından yürürlükteki
hukuka aykırı bir sonucu ifade edenler, ilgili bakanlıkların
göstereceği lüzum üzerine veya kendiliğinden Başsavcı
tarafından kanun yararına temyiz olunabilir. Temyiz isteği
yerinde görüldüğü takdirde karar, kanun yararına bozulur.
Bu bozma kararı, daha önce kesinleşmiş olan merci
kararının hukuki sonuçlarını kaldırmaz. Ancak verilmiş
olan kararın hukuka aykırılığı ortaya konulmuş olur.
Bozma kararlarının bir örneği ilgili bakanlığa
gönderilmekte ve Resmi Gazete’de yayımlanmaktadır


#36

SORU:

Temyiz kanun yoluna başvurmanın yürütmenin
durdurulması noktasında ne tür bir etkisi vardır?


CEVAP:

Temyiz yoluna başvurulması, ilk derece
mahkemesi kararının yürütülmesini durdurmamaktadır.
Ancak bu kararların teminat karşılığında yürütülmesinin
durdurulmasına karar verilebilmektedir. İptal isteminin reddine ilişkin kararlarda, temyiz merciinden dava konusu
işlemin yürütülmesinin durdurulması talep
edilebilmektedir. Temyiz incelemesi yapan merci,
Kanun’un 27. maddesindeki koşulların gerçekleştiği
kanaatine ulaşırsa, temyiz aşamasında yürütmenin
durdurulması kararı vermek yetkisine sahiptir


#37

SORU:

Yargılamanın yenilenmesi kurumu neyi ifade
etmektedir?


CEVAP:

Yargılamanın yenilenmesi, kesinleşmiş mahkeme
kararlarına karşı, yargılamanın yeniden yapılmasını
sağlamak amacıyla düzenlenmiş bir hukuki yoldur.
Yargılamanın yenilenmesi, yargının hatalı karar verdiği
bazı hallerde yapılan yanlışlığın düzeltilmesine imkân
tanımaktadır. Yargılanmanın yenilenmesi talebi kabul
edildiği takdirde ilk karar kaldırılarak uyuşmazlık yeniden
ele alınmakta ve yeni bir karar verilmektedir.


#38

SORU:

Hangi kararlar hakkında yargılamanın yenilenmesi
istenebilmektedir?


CEVAP:

Kanun’a göre, Danıştay ile bölge idare, idare ve
vergi mahkemelerinden verilen kararlar hakkında, aşağıda
yazılı sebepler dolayısıyla yargılamanın yenilenmesi
istenebilir:
• Zorlayıcı sebepler dolayısıyla veya lehine karar
verilen tarafın eyleminden doğan bir sebeple elde
edilemeyen bir belgenin kararın verilmesinden
sonra ele geçirilmiş olması,
• Karara esas olarak alınan belgenin, sahteliğine
hükmedilmiş veya sahte olduğu mahkeme veya
resmi bir makam huzurunda ikrar olunmuş veya
sahtelik hakkındaki hüküm karardan evvel
verilmiş olup da, yargılamanın yenilenmesini
isteyen kimsenin karar zamanında bundan haberi
bulunmamış olması,
• Karara esas olarak alınan bir ilam hükmünün,
kesinleşen bir mahkeme kararıyla bozularak
ortadan kalkması,
• Bilirkişinin kasıtla gerçeğe aykırı beyanda
bulunduğunun mahkeme kararıyla belirlenmesi,
• Lehine karar verilen tarafın, karara etkisi olan bir
hile kullanmış olması,
• Vekil veya kanuni temsilci olmayan kimseler ile
davanın görülüp karara bağlanmış bulunması,
• Çekinmeye mecbur olan başkan, üye veya
hakimin katılmasıyla karar verilmiş olması,
• Tarafları, konusu ve sebebi aynı olan bir dava
hakkında verilen karara aykırı yeni bir kararın
verilmesine neden olabilecek kanuni bir dayanak
yokken, aynı mahkeme yahut başka bir mahkeme
tarafından önceki ilamın hükmüne aykırı bir
karar verilmiş bulunması.
• Hükmün, İnsan Haklarını ve Ana Hürriyetleri
Korumaya Dair Sözleşmenin veya eki
protokollerin ihlâli suretiyle verildiğinin, Avrupa
İnsan Hakları Mahkemesinin kesinleşmiş
kararıyla tespit edilmiş olması.


#39

SORU:

Yargılamanın yenilenmesi istekleri hangi yargı mercii
tarafından karara bağlanır ve başvuru süresi ne kadardır?


CEVAP:

Yargılamanın yenilenmesi istekleri esas kararı
vermiş olan mahkemece karara bağlanır. Yargılamanın
yenilenmesi isteğinde bulunma süresi, yukarıdaki 8
numaralı sebepler için on yıl; Avrupa İnsan Hakları
Mahkemesi kararı gerekçe gösterilecekse, kararın
kesinleştiği tarihten itibaren bir yıl; diğer sebepler için
altmış gündür. Bu süreler, dayanılan sebebin istemde
bulunan yönünden gerçekleştiği tarihi izleyen günden
başlatılarak hesaplanmaktadır.


#40

SORU:

Yargılamanın yenilenmesi kapsamında AİHM
kararları üzerine Danıştay nasıl bir tutum takınmaktadır?


CEVAP:

Uygulamada Danıştay 8. Dairesi, Avrupa İnsan
Hakları Mahkemesi kararı üzerine yapılan bir başvuruyu
incelemiş, ilk kararını kaldırarak, dava konusu işlemi iptal
etmiştir. Danıştay 13. Dairesi ise, 29.06.2009 tarihli bir
kararda, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesince tartışılan
olgular ve maddi olayın yargılamanın yenilenmesine esas
olan dava ile aynı olduğu; davacının yargılama
aşamasında elinde olmayan bir nedenle hakkını
kanıtlayamaması gibi bir durumun bulunmadığı; hükmü
değiştirecek yeni bir delilin ortaya çıkmadığı; ayrıca
yargılamanın herhangi bir aşamasına ilişkin olarak da adil
yargılanma hakkının ihlalinin tespit edilmediği; karara
esas alınan olgular yeniden değerlendirilerek hüküm
kurulduğu gerekçesiyle yargılamanın yenilenmesi
isteminin kabul edilmemesi gerektiği sonucuna ulaşmıştır.


#41

SORU:

İdari yargıda "kanun yolu" kavramı ile ne ifade edilmek istenmektedir? 


CEVAP:

İlk derece mahkemelerince verilen kararların üst mahkemelerde denetimi kanun yolu olarak adlandırılmaktadır. İdari Yargılama Usulü Kanunu, mahkeme kararlarına karşı, istinaf ve temyiz yollarını düzenlemiştir. Ayrıca bazı koşulların gerçekleşmesi halinde yargılamanın yenilenmesi kanun yolu da mevcuttur.


#42

SORU:

İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun, kanun yolları dışında, verilen kararlara karşı tanıdığı başvurma imkanları nelerdir?  


CEVAP:

Kanun yolları dışında İdari Yargılama Usulü Kanunu, idari yargı mercilerinin verdikleri kararların yeterince açık olmaması ya da kararda birbiriyle çelişen kısımlar varsa, bu kararın açıklanmasını aynı mahkemeden isteme imkânını tanımaktadır. Kararı veren mahkemeye yapılabilecek bir diğer başvuru ise karardaki yanlışlıkların düzeltilmesi başvurusudur.


#43

SORU:

Karara başvurma yollarından biri olan "açıklama" yolu, ne tür bir işlev ifa etmektedir? 


CEVAP:

Danıştay, bölge idare mahkemeleri, idare ve vergi mahkemelerince verilen kararlar yeterince açık değilse yahut birbirine aykırı hüküm fıkralarını taşıyorsa, taraflardan her biri kararın açıklanmasını veya aykırılığın giderilmesini isteyebilir. Açıklama veya aykırılığın kaldırılması başvurusu, kararın yerine getirilmesine kadar yapılabilmektedir. Karar uygulandıktan sonra böyle bir başvuru mümkün değildir.


#44

SORU:

Karara başvurma yollarından biri olan "yanlışlıkların düzeltilmesi" yolu, ne tür bir işlev ifa etmektedir? 


CEVAP:

Kararı veren mahkemeye yapılabilecek bir diğer başvuru ise karardaki yanlışlıkların düzeltilmesi başvurusudur. Hemen belirtmek gerekir ki yanlışlıkların düzeltilmesi talebi Kanun’da sayılan hususlarla sınırlıdır. 30.maddeye göre: İki tarafın adı ve soyadı ile sıfatı ve iddiaları sonucuna ilişkin yanlışlıklar ile hüküm fıkrasındaki hesap yanlışlıklarının düzeltilmesi de istenebilir. Yanlışlıkların düzeltilmesi talebi, açıklamaya ilişkin yukarıda açıklanan usule tabidir. Ancak açıklama talebi, kararın uygulanmasına kadar yapılabilirken, yanlışlıkların düzeltilmesi başvurusunda böyle bir sınırlama bulunmamaktadır. Dolayısıyla ilgililer, kararın uygulanması aşamasında da yanlışlıkların düzeltilmesini talep edebilirler. Mahkeme yanlışlıkların düzeltilmesine karar verirse, düzeltme mahkeme kararının (ilamın) altına yazılmaktadır.


#45

SORU:

Mahkeme kararlarının üst merci denetiminden geçirilmesinin gerekçesi neler olabilir?


CEVAP:

Genellikle aleyhine karar verilen taraf hukukun isabetli uygulanmadığını düşünmektedir. Daha tecrübeli ve bilgili hâkimlerden oluşan bir başka (üst) mahkeme denetimi, aleyhine karar verilen tarafın adalete, hukuk düzenine olan güvenini sarsmayacaktır. Diğer yandan insanların hukuk kurallarını, maddi olayları anlamak, yorumlamak ve uygulamak konusunda yanılma ihtimalleri olduğuna göre, uyuşmazlığın bir üst mahkeme süzgecinden geçmesi, yargılama faaliyetinde hata yapılması ihtimalini azaltacaktır. Hukukun uygulamasında birlik sağlanması, mahkeme kararlarının üst denetiminin bir başka gerekçesidir.


#46

SORU:

İstinaf mercii olarak hangi mahkemeler kurulmuştur?


CEVAP:

18.6.2014 ve 6545 sayılı kanun ile üç dereceli yargılama sistemine geçilmiş, bölge idare mahkemeleri de  istinaf mercii olarak düzenlenmişlerdir.


#47

SORU:

Üç dereceli yargılama sistemine geçilmesinin ne gibi sebepleri olabilir?


CEVAP:

Danıştay’ın iş yükünü hafifleterek içtihat mahkemesi olarak görev yapmasını sağlamak, yargılama sürecinin hızlandırılarak adil yargılama hakkının bir gereği olan makul sürede yargılanmanın sağlanması ve ilk derece mahkemelerinin istinaf ve temyiz denetiminden geçen kararlarının daha adil olacağı düşüncesiyle üç dereceli yargılama sistemine geçilmiştir.


#48

SORU:

Hangi mahkemelerin, hangi kararlarına karşı istinaf yoluna gidilebilmektedir?


CEVAP:

İstinaf yoluna idare ve vergi mahkemelerinin kararlarına karşı, mahkemenin bulunduğu yargı çevresindeki bölge idare mahkemesine, kararın tebliğinden itibaren otuz gün içinde başvurmak gerekir. Ancak, yasa koyucu konusu beş bin Türk lirasını geçmeyen vergi davaları, tam yargı davaları ve idari işlemlere karşı açılan iptal davaları hakkında idare ve vergi mahkemelerince verilen kararların kesin olduğunu öngörerek bu kararlara kaşı istinaf yolunu kapatmıştır. İvedi yargılama usulüne tabi olan davalarla ve merkezî ve ortak sınavlara ilişkin davalarda da istinaf yoluna başvurulamaz.


#49

SORU:

İstinaf yolunda izlenecek usul ve şekil nasıldır?


CEVAP:

İstinaf, temyizin şekil ve usulüne tabidir. İstinaf başvurusuna konu olacak kararlara karşı yapılan kanun yolu başvurularında, farklı bir taleple farklı bir merci belirtilse dahi örneğin temyiz talebiyle Danıştay Başkanlığı belirtilmişse, mahkeme dilekçelerdeki hitap ve isteğe bağlı kalmaksızın dosyayı bölge idare mahkemesine gönderir.


#50

SORU:

İstinaf yolunda yapılan inceleme sonucunda ne şekilde karar verilmektedir?


CEVAP:

Bölge idare mahkemesi, yaptığı inceleme sonunda ilk derece mahkemesi kararını hukuka uygun bulursa istinaf başvurusunun reddine karar verir. Karardaki maddi yanlışlıkların düzeltilmesi mümkün ise gerekli düzeltmeyi yaparak aynı kararı verir. Bölge idare mahkemesi, ilk derece mahkemesi kararını hukuka uygun bulmadığı takdirde istinaf başvurusunun kabulü ile ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına karar verir. Bu durumda bölge idare mahkemesi işin esası hakkında yeniden bir karar verir. İnceleme sırasında ihtiyaç duyulması hâlinde kararı veren mahkeme veya başka bir yer idare ya da vergi mahkemesi istinabe olunabilir. İstinabe olunan mahkeme gerekli işlemleri öncelikle ve ivedilikle yerine getirir.


#51

SORU:

İstinaf yoluna başvurmanın, mahkeme ve hakim kararları üzerinde nasıl bir etkisi bulunmaktadır?


CEVAP:

İstinaf yoluna başvurulmuş olması, hâkim, mahkeme kararlarının yürütülmesini durdurmaz. Ancak, bu kararların teminat karşılığında yürütülmesinin durdurulmasına istinaf başvurusunu incelemeye yetkili bölge idare mahkemesince karar verilebilir. İptal davalarında teminat istenmeyebilir. İdareden ve adli yardımdan yararlananlardan teminat alınmaz. Davanın reddine ilişkin kararlara karşı istinaf yoluna başvurulması halinde, dava konusu işlem hakkında, 27. maddede öngörülen koşulların varlığı halinde yürütmenin durdurulması kararı verilebilir. İstinaf incelemesi sırasında yürütmenin durdurulması istemleri hakkında verilen kararlar kesindir.


#52

SORU:

Bölge idare mahkemelerinin hangi kararları kesin nitelik taşır?


CEVAP:

Bölge idare mahkemelerinin temyize açık olmayan kararları kesindir. Bu kararlar, dosyayla birlikte kararı veren ilk derece mahkemesine gönderilir ve bu mahkemelerce yedi gün içinde tebliğe çıkarılır.


#53

SORU:

Hangi kararlar temyize konu edilebilmektedir?


CEVAP:

İYUK’un 46. maddesine göre, Danıştay dava dairelerinin nihai kararları ile bölge idare mahkemelerinin aşağıda sayılan davalar hakkında verdikleri kararlar, başka kanunlarda aksine hüküm bulunsa dahi Danıştayda, kararın tebliğinden itibaren otuz gün içinde temyiz edilebilir.


#54

SORU:

Bölge idare mahkemelerinin temyize konu kararlarının konusunu oluşturan davalar nelerdir?


CEVAP:

Bölge idare mahkemelerinin temyize konu kararlarının konusunu oluşturan davaların bazıları şunlardır: a. Düzenleyici işlemlere karşı açılan iptal davaları. b. Konusu yüz bin Türk lirasını aşan vergi davaları, tam yargı davaları ve idari işlemler hakkında açılan davalar. c. Belli bir meslekten, kamu görevinden veya öğrencilik statüsünden çıkarılma sonucunu doğuran işlemlere karşı açılan iptal davaları. d. Belli bir ticari faaliyetin icrasını süresiz veya otuz gün yahut daha uzun süreyle engelleyen işlemlere karşı açılan iptal davaları. e. Müşterek kararnameyle yapılan atama, naklen atama ve görevden alma işlemleri ile daire başkanı ve daha üst düzey kamu görevlilerinin atama, naklen atama ve görevden alma işlemleri hakkında açılan iptal davaları. f. İmar planları, parselasyon işlemlerinden kaynaklanan davalar. g. Ülke çapında uygulanan öğrenim ya da bir meslek veya sanatın icrası veyahut kamu hizmetine giriş amacıyla yapılan sınavlar hakkında açılan davalar.


#55

SORU:

Temyiz incelemesi hangi merci tarafından gerçekleştirilmektedir?


CEVAP:

Bölge idare mahkemelerinin kararları Danıştay dava daireleri; Danıştay dava dairelerinin ilk derece mahkemesi olarak verdikleri kararlar ise konusuna göre Danıştay İdari veya Vergi Dava Daireleri Kurulu’nca incelenmektedir.


#56

SORU:

Temyiz başvurusu kural olarak kaç gün içerisinde gerçekleştirilmelidir?


CEVAP:

Özel kanunlarında ayrı süre gösterilmeyen hallerde, Danıştay dava daireleri ile bölge idare mahkemelerinin kararlarına karşı tebliğ tarihini izleyen otuz gün içinde Danıştay’da temyiz yoluna başvurulabilir. İvedi yargılama usulüne tabi davalarda verilen kararlara karşı onbeş gün merkezî ve ortak sınavlara ilişkin davalarda verilen kararlara karşı ise beş gün içinde temyiz başvurusunda bulunmak gerekir.


#57

SORU:

Yürütmenin durdurulması istemli temyiz başvurularında usul nasıldır?


CEVAP:

Yürütmenin durdurulması isteği bulunan temyiz dilekçeleri, karşı tarafa tebliğ edilmeden dosya ile birlikte, yürütmenin durdurulması istemi hakkında karar verilmek üzere kararı veren bölge idare mahkemesince Danıştay Başkanlığına, Danıştay dairelerinin ilk derece mahkemesi olarak baktığı davalarda, görevli dairece konusuna göre İdari veya Vergi Dava Daireleri Kuruluna gönderilmektedir. Danıştay’da görevli daire veya kurul tarafından yürütmenin durdurulması istemi hakkında karar verildikten sonra tebligat bu daire veya kurulca yapılarak dosya tekemmül ettirilir.


#58

SORU:

Temyiz incelemesi sonucunda ne şekilde kararlar verilmektedir?


CEVAP:

İYUK’un 49. maddesine göre temyiz incelemesi sonunda Danıştay; a. Kararı hukuka uygun bulursa onar. Kararın sonucu hukuka uygun olmakla birlikte gösterilen gerekçeyi doğru bulmaz veya eksik bulursa, kararı, gerekçesini değiştirerek onar. b. Kararda yeniden yargılama yapılmasına ihtiyaç duyulmayan maddi hatalar ile düzeltilmesi mümkün eksiklik veya yanlışlıklar varsa kararı düzelterek onar. Şu durumlarda ise temyize konu kararı bozar; a. Görev ve yetki dışında bir işe bakılmış olması, b. Hukuka aykırı karar verilmesi, c. Usul hükümlerinin uygulanmasında kararı etkileyebilecek nitelikte hata veya eksikliklerin bulunması.


#59

SORU:

"Yargılamanın yenilenmesi" kavramı ile ne ifade edilmek istenmektedir?


CEVAP:

Yargılamanın yenilenmesi, kesinleşmiş mahkeme kararlarına karşı, yargılamanın yeniden yapılmasını sağlamak amacıyla düzenlenmiş bir hukuki yoldur. Yargılamanın yenilenmesi, yargının hatalı karar verdiği bazı hallerde yapılan yanlışlığın düzeltilmesine imkân tanımaktadır. Yargılanmanın yenilenmesi talebi kabul edildiği takdirde ilk karar kaldırılarak uyuşmazlık yeniden ele alınmakta ve yeni bir karar verilmektedir.


#60

SORU:

Yargılamanın yenilenmesi istenebilmesi için kanunen aranan sebepler nelerdir?


CEVAP:

Yargılamanın yenilenmesi istenebilmesi için bulunması gereken sebepler kanunda açıkça ortaya konmuştur. Bunlardan bazıları şu şekildedir: • Zorlayıcı sebepler dolayısıyla veya lehine karar verilen tarafın eyleminden doğan bir sebeple elde edilemeyen bir belgenin kararın verilmesinden sonra ele geçirilmiş olması, • Karara esas olarak alınan belgenin sahteliğine hükmedilmiş veya sahte olduğu mahkeme veya resmi bir makam huzurunda ikrar olunmuş veya sahtelik hakkındaki hüküm karardan evvel verilmiş olup da, yargılamanın yenilenmesini isteyen kimsenin karar zamanında bundan haberi bulunmamış olması, • Karara esas olarak alınan bir ilam hükmünün, kesinleşen bir mahkeme kararıyla bozularak ortadan kalkması, • Vekil veya kanuni temsilci olmayan kimseler ile davanın görülüp karara bağlanmış bulunması, • Çekinmeye mecbur olan başkan, üye veya hâkimin katılmasıyla karar verilmiş olması.


#61

SORU:

Yargılamanın yenilenmesi istemleri hangi merci tarafından karara bağlanır?


CEVAP:

Yargılamanın yenilenmesi istekleri esas kararı vermiş olan mahkemece karara bağlanır. Yargılamanın yenilenmesi isteğinde bulunma süresi, yukarıdaki 8 numaralı sebepler için on yıl; Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi kararı gerekçe gösterilecekse, kararın kesinleştiği tarihten itibaren bir yıl; diğer sebepler için altmış gündür. Bu süreler, dayanılan sebebin istemde bulunan yönünden gerçekleştiği tarihi izleyen günden başlatılarak hesaplanmaktadır.