II. MEŞRUTİYET DÖNEMİ TÜRK EDEBİYATI Dersi MEŞRUTİYET DEVRİ TOPLUM VE KÜLTÜR HAYATININ ÖZELLİKLERİ soru cevapları:
Toplam 40 Soru & Cevap#1
SORU:
“Edebiyat tarihi”ni medeniyet tarihinin bir şubesi gibi gören Gustave Lanson ve aynı kanaatleri Türkçede temellendiren Şahabettin Süleyman ve Fuat Köprülü’den
sonra, Türk Edebiyatını üç adımda tasnif etme geleneği yerleşmiştir. Sözü edilen bu üç adım nedir?
CEVAP:
İlk adım medeniyet dairesi; ikinci adım ilgili medeniyet dairesi içindeki önemli siyasal gelişmeler ve hayat; üçüncü adım ise, o siyasal düzenin sürdüğü dönemdeki sanat ve
edebiyat anlayışlarıdır.
#2
SORU:
Yenileşme Devri Türk Edebiyatı kendi içinde hangi devirlere ayrılmaktadır?
CEVAP:
Yenileşme Devri Türk Edebiyatı kendi içinde
• Tanzimat Dönemi (1860-1876)
• I. Meşrutiyet (veya Sultan II. Abdülhamit) Dönemi (1876-1908)
• II. Meşrutiyet Dönemi (1908-1922)
• Cumhuriyet Dönemi (1923-)
diye devirlere ayrılmaktadır.
#3
SORU:
Yenileşme Devri Türk Edebiyatı ile eş anlamlı kullanılan diğer terimler nelerdir?
CEVAP:
Bu terimle eş anlamlı olarak kullanılan diğer terimler “Yeni Türk Edebiyatı”, “Batı Etkisinde Türk Edebiyatı”, “Avrupaî
Türk Edebiyatı” ve “Modern Türk Edebiyatı”dır.
#4
SORU:
I. Meşrutiyet hangi aydınların faaliyetleri sonucu oluşmuştur?
CEVAP:
I. Meşrutiyet, Namık Kemal, Ziya Paşa, Mithat Paşa gibi aydınların Yeni Osmanlılar Cemiyeti çatısı altındaki faaliyetlerinin sonucudur.
#5
SORU:
I. Meşrutiyet anayasası (İlk anayasa- Kanın-i Esasi) hangi tarihte kim tarafından ilan edilmiştir?
CEVAP:
23 Aralık 1876 tarihinde Sultan II. Abdülhamit tarafından ilan edilmiştir.
#6
SORU:
I. Meşrutiyet Anayasasının getirdiği iki kanatlı parlementonun yapısı nasıldır?
CEVAP:
Meclis-i Mebusan (mebuslar/milletvekilleri meclisi) seçim sonucu, Meclis-i Ayan (ileri gelenler meclisi) ise padişahın atamalarıyla oluşuyordu. Meclis-i Ayan üyelerinin sayısı Meclis-i Mebusan’daki milletvekili sayısının üçte biri kadar olabiliyordu.
#7
SORU:
II. Meşrutiyet ne zaman ve kimin çabalarıyla başladı?
CEVAP:
II. Meşrutiyet ise gizli olarak 1889’da kurulan Terakki ve İttihat (sonra İttihat ve Terakki) Cemiyetinin gayretleriyle Sultan II. Abdülhamit’in bu anayasayı yeniden yürürlüğe koymasıyla 23 Temmuz 1908’de başladı.
#8
SORU:
II. Meşrutiyet Dönemini sonlandıran olaylar nelerdir?
CEVAP:
II. Meşrutiyet Dönemini sonlandıran siyasal olaylar: Osmanlı Devleti’nin başkenti İstanbul, İtilâf Devletleri tarafından işgal edildi ve Meclis-i Mebusan dağıtıldı (16 Mart 1920). 23
Nisan 1920’de Ankara’da toplanan Türkiye Büyük Millet Meclisi siyasi erkin temsilcisi oldu. Böylece II. Meşrutiyet Dönemi sona erdi.
#9
SORU:
II. Meşrutiyetin daha önceki zaman dilimlerinden en önemli farkı nedir?
CEVAP:
II. Meşrutiyetin daha önceki zaman dilimlerinden en önemli farkı “örgütlü toplum” düzenine geçilmesidir.
#10
SORU:
II. Meşrutiyet yıllarında yürütme gücünün (padişah ve onun atadığı sadrazam ile bakanlardan oluşan idari mekanizma), toplumu yönlendiren yegane güç olmaktan çıkmasının en önemli nedeni nedir?
CEVAP:
II. Meşrutiyet döneminin örgütlü toplum olma özelliği yürütme gücünün, toplumu yönlendiren yegane güç olmaktan çıkmasının en önemli nedenidir.
#11
SORU:
1908 sonrası Türkiye’sinin genel görünüşünü değerlendirirken basına ve siyasi oluşumlara bakmak ve bu genel görünüşe şekil kazandıran unsurları, aydınlarımızın müşterekleri sayma gerekliliğinin nedeni nedir?
CEVAP:
II Meşrutiyet yıllarında yürütme gücü (padişah ve onun atadığı sadrazam ile bakanlardan oluşan idari mekanizma), toplumu yönlendiren yegâne güç olmaktan çıkmıştır. Artık yasama organı Meclis-i Mebusan, parlamentoda danışma kurulu niteliğindeki Meclis-i Ayan, muhalefet partileri ve basındaki muhalefet hareketi de kamuoyunu yönlendirmede etkilidir. Bu nedenle 1908 sonrası Türkiye’sinin genel görünüşünü değerlendirirken basına ve siyasi oluşumlara bakmak ve bu genel görünüşe şekil kazandıran unsurları, aydınlarımızın müşterekleri saymak gereklidir.
#12
SORU:
II. Meşrutiyet yılları, siyasi ve ideolojik tablo bakımından çeşitlilik göstermektedir. Bu çeşitlilik nasıl sıralanabilir?
CEVAP:
II. Meşrutiyet yıllarını, siyasi ve ideolojik tablo bakımından
• Osmanlıcılık
• İslâmcılık
• Türkçülük
• Sosyalizm
• Meslek-i İçtimaî
şeklinde sıralamak mümkündür.
#13
SORU:
II. Meşrutiyet döneminde Batıcılık Akımı ne anlam ifade etmektedir?
CEVAP:
II. Meşrutiyet döneminde Batıcılık, en kısa ifadesiyle, devlet ve toplum düzeninde Batı’nın örnek alınmasını önermektir. Batıcılık, daha çok Batı medeniyetinin seviyesini
yakalama olarak yorumlandığı için bir ideoloji olmaktan çıkmış, aydınların ortak noktalarından biri olmuştur.
#14
SORU:
II. Meşrutiyet döneminde Osmancılık ne anlam ifade etmektedir?
CEVAP:
Osmanlıcılık, devletin dağılma tehlikesi karşısında, din, dil ve ırk farklılığını bir tarafa bırakarak Osmanlı vatandaşlığı ortak paydasında siyasi birlik gayretidir. Fakat sadece bazı aydınların değil tüzel kişiliği ile devletin de desteklediği bu görüş, Balkan Savaşları sonrasında fiilen hükümsüz kalmıştır.
#15
SORU:
II. Meşrutiyet döneminde İslamcılık akımı ne anlam ifade etmektedir?
CEVAP:
İslâmcılık, devlet düzeninde İslâm hukukunu uygulamak yanında bütün Müslümanları (özellikle Osmanlı sınırları içindekileri) birlik hâlinde tutma çabasıdır. Balkan Savaşları sonrasında devlet yönetimi Cumhuriyet yıllarına kadar İslâmcılık siyasetine yönelmiştir. Fakat I. Dünya Savaşısonunda imparatorluktan sınırları olabildiğince daralmış bir devlete varılınca, İslamcılık siyaseti fiili olmaktan çıkıp teorik bir gayret hâlini almıştır. Fikir alanındaki farklılıklara ve birçok tartışmaya rağmen, edebiyata yansıyan tarafıyla II. Meşrutiyet yıllarında İslamcılarla Türkçülerin farklı çizgide olmadıkları söylenebilir.
#16
SORU:
II. Meşrutiyet döneminde İslamcılık akımının en önemli dergisi nedir?
CEVAP:
İslamcılık akımının bu dönemdeki en önemli kültür ve sanat dergisi Sırat-ı Müstakim (Sebillüreşat) Osmanlı sınırları dışındaki Türklüğe en çok ilgi gösteren yayın organlarındandır.
#17
SORU:
II. Meşrutiyet döneminde İslamcılık akımının edebiyat alanında en parlak örnek olarak gösterilen eser nedir?
CEVAP:
İslamcılık akımının edebiyat alanında en güçlü ismi Mehmet Akif ’in Safahat’ı, ilk cildinden itibaren “Milli Edebiyat’ın en parlak örneği olarak gösterilmiştir.
#18
SORU:
II. Meşrutiyet döneminde Türkçülük akımı ne alam ifade etmektedir?
CEVAP:
Türkçülük diğer fikir akımlarından farklı olarak önce siyasi bir görüş olarak değil bir bilim faaliyeti olarak gelişmiştir. Türk Derneği, Türk Yurdu Derneği bu çalışmaların II. Meşrutiyet’in başlarındaki çatısıdır. Fakat aşağıda değinileceği üzere II. Meşrutiyet yıllarının siyasi şartlarından dolayı bu çalışmalar giderek siyasi özellik kazanmıştır. Türkçülüğü, Osmanlı Devleti içinde Türklerin etkili olması şeklinde anlayanlar bulunduğu gibi, Türkiye Türklüğü ve Dünya Türklüğünün birliği (Turancılık) şeklinde anlayanlar da vardır.
#19
SORU:
II. Meşrutiyet döneminde Sosyalizm akımı ne anlam ifade etmektedir?
CEVAP:
Sanayileşmemiş bir toplumda işçi sınıfı bulunmayacağı için Sosyalizm, II. Meşrutiyet’in başlarında zayıf biçimde sosyal adaleti savunmakla kalmıştır. Rusya’da 1917 Bolşevik İhtilali sonrasında ise her gruptan aydın bu ideolojiye ilgi duymuştur. Çünkü I. Dünya Savaşı’nda Osmanlı Devleti’yle savaşan Çarlık Rusya’sının yerini Sosyalist rejimi benimseyen bir Rusya almış ve yeni rejim savaştan çekilmiş hatta Batum, Kars ve Ardahan’ı Osmanlı Devletine iade etmiştir. Batı emperyalizmini temsil eden İtilaf Devletleri karşısında yeni bir güç doğmuştur.
#20
SORU:
II. Meşrutiyet döneminde Meslek-i İçtimai ne anlam ifade etmektedir?
CEVAP:
Meslek-i İçtimaî taraftarlığı, Prens Sabahattin’in “teşebbüs-i şahsî ve adem-i merkeziyet” şeklinde formülleştirdiği görüştür. İktisadî alanda özel teşebbüsü, yönetimde ise merkezin yetkilerini eyalet yönetimlerine devretmeyi öngören bu görüş federatif bir yapı önermiştir.
#21
SORU:
Bütün aydınlar II. Meşrutiyet’i, Osmanlı toplumu için bir kaynaştırma, birleştirme projesi olarak görmüşlerdir. Ancak II. Meşrutiyet yılları, Osmanlı toplumu için tam bir ayrışma getirmiştir.Bu durumun nedeni nedir?
CEVAP:
Bütün aydınlar II. Meşrutiyet’i, Osmanlı toplumu için bir kaynaştırma, birleştirme projesi olarak görmüşlerdir. Ancak II. Meşrutiyet yılları, Osmanlı toplumu için tam bir ayrışma getirmiştir. Esasen “Düvel-i Muazzama” olarak anılan Batılı güçlü devletlerin “Şark Meselesi” dediği şey, Osmanlı’nın ayrışmasıdır. Bu tip hareketler, II. Meşrutiyet öncesinde de vardır. Mesela Yunan asıllıların Osmanlı Devletinden ayrışması için ta 1814’te gizli bir cemiyet olarak Etniki Eteriya kurulmuştur. II. Meşrutiyet yıllarında ise Kanun-i Esasî Kulüpleri, Meşrutiyet Kulüpleri (veya Cemiyetleri) adı altında Bulgar, Yunan, Sırp, Makedon, Ermeni, Rum, Arnavut, Musevi, Arap ve Kürt ayrılıkçı örgütleri yasallaşmıştır. Gizli veya yasal olarak yürütülen ırkçı faaliyetler, I. Dünya Savaşı sonunda Osmanlı Devletinin fiilen ve hukuken ayrışmasıyla neticelenmiştir
#22
SORU:
II. Meşrutiyet döneminde adında Türk kelimesi bulunan ilk kuruluş hangisidir?
CEVAP:
Adında “Türk” kelimesi bulunan ilk kuruluş II. Meşrutiyet’in ilanından kısa bir müddet sonra İngiliz idaresi altındaki Kıbrıs’ta Lefkoşa’da kurulan “Türk Teâvün Cemiyeti”dir
#23
SORU:
II. Meşrutiyet yıllarının en geniş, en nüfuzlu siyasi teşkilatı hangisidir?
CEVAP:
II. Meşrutiyet yıllarının en geniş, en nüfuzlu siyasi teşkilatı, İttihat ve Terakkî Cemiyeti/Fırkasıdır.
#24
SORU:
II. Meşrutiyet döneminde kurulan Halâskâr Zabitan (kurtarıcı subaylar) nedir?
CEVAP:
Halâskâr Zabitan (kurtarıcı subaylar): İttihat ve Terakki iktidarına karşı Haziran 1912’de kurulmuş muhalif subay grubudur. Gazi Ahmet Muhtar Paşa başkanlığında Büyük Kabine denen hükümeti kurdurup, hükümet vasıtasıyla Meclis’i dağıtmışlardır. Prens Sabahattin bu gruba destek vermiştir.
#25
SORU:
II. Meşrutiyet döneminde “devr-i sabık”, “devr-i istibdat” edebiyatı nasıl uygulanmaktadır?
CEVAP:
31 Mart Olayı’ndan I. Dünya Savaşı’na kadar yazılan edebî, mizahi veya öğretici eserlerin tamamında Sultan II. Abdülhamit aleyhtarlığı vardır. Hatta birçok edebî eserde, muhtelif bir zaman diliminde yaşanabilecek olumsuzluklar, Sultan II. Abdülhamit zamanında yaşanmış olarak gösterilir. Herhangi bir olumsuzluğun sebebi olan kahramanın dolaylı da olsa Sultan II. Abdülhamit’le bağlantısı kurulur (Şahabettin Süleyman’ın Fırtına ve Çıkmaz Sokak piyeslerinde olduğu gibi). Pek çok piyesin olay örgüsü, Sultan II. Abdülhamit tarafından sürgün edilmiş kahramanın hürriyet ilan edilince İstanbul’a dönüşü ile ilgilidir (Fehime Nüzhet: Adalet Yerini Buldu; Hüseyin Nazmi: Genç Zabit Yahut İstibdadın Zulümleri). Bu, tür eserlerin yapıları bile birbirine çok benzer. Verilen mesaj ise tek ve nettir: Her türlü kötülüğün kaynağı istibdat idaresidir. Bu, tam bir “devr-i sabık”. “devr-i istibdat” edebiyatıdır.
#26
SORU:
Feminizm ne anlama gelmektedir?
CEVAP:
Toplumsal konularda kadın hakları savunuculuğu. 1789 Fransız İhtilali bildirisine paralel olarak 1791’de “Kadın ve Kadın Yurttaşın Bildirisi” yayımlanmıştır. Batı’da daha çok erkek karşıtlığı olarak yorumlanan Feminizm, bizde kadınların toplumsal hayattaki rolünü arttırma çabaları anlamındadır.
#27
SORU:
Basın alanında, kadın dergilerinin II. Meşrutiyet’in ilanıyla birdenbire çoğaldığı görülmektedir. Bu durum neyin göstergesidir?
CEVAP:
Basın alanında, kadın dergilerinin II. Meşrutiyet’in ilanıyla birdenbire çoğaldığı görülmektedir. Aslında bu durum, rejim değişikliklerinin gündeme getirdiği bütün zaman dilimleri için geçerlidir. Çünkü kadınlar gelecek nesillerin eğiticisi, dolayısıyla rejimlerin de teminatıdır.
#28
SORU:
Osmanlı Devletinde 1901 yılından itibaren dış borçlanmanın arttığı görülmektedir. Bunun nedeni nedir?
CEVAP:
1901’den itibaren dış borçlanmanın yoğunlaştığı görülmektedir. Bu eğilimin ardında, bir yandan devletin yirmi yıllık bir aradan sonra tekrar büyümeye başlaması, öte yandan da dünya borsalarındaki şartların değişmesi ve yeni borçlanmaların (istikraz) Avrupa devletleri tarafından bir nüfuz aracı olarak kullanılması yatmaktadır. Daha sonraki yıllarda, II. Meşrutiyet döneminde esas olarak merkezî devletin etkinliğinin artması sonucu, vergi gelirleri de hızla artmıştır. Ancak gelirler giderlerin ardında kalmaya devam etmiş, mali buhran derinleşmiştir. Dış borçlanmayla orantılı olarak dış ticaret açıkları 1903’ten sonra hızla genişlemiş, 1910’lu yıllarda çok büyük miktarlara varmıştır.
#29
SORU:
II. Meşrutiyet döneminde Fecr-i Âtî’nin siyasete bakış açısı nedir?
CEVAP:
II. Meşrutiyet’in ilanı ile 31 Mart Olayı arasındaki heyecanlı ortamda kurulan Fecr-i Atî, edebiyatı siyasi propaganda malzemesi olmaktan korumaya çalışır. Bu kanaat sahiplerinin siyasetten, sanatı sosyal faydaya dayandıran dernek faaliyetlerinden çok uzak durdukları sanılabilir. Halbuki Fecr-i Âtî mensuplarının bir-ikisi dışında hepsinin siyasi partilerde doğrudan görev aldığını bilinmektedir. Bu zümrenin mensupları, II. Meşrutiyet’in ilanını takip eden günlerde hep İttihatçı idiler. Zaman içinde devletin yapısında gerçekleşen gruplaşmalar ve ayrışmalar ile birçoğu muhalefete katılmıştır.
#30
SORU:
II. Meşrutiyet Devri Edebiyatı, sanat anlayışı açısından nasıl bir yönelim sergilemiştir. bu yönelimin temsilcileri kimlerdir?
CEVAP:
II. Meşrutiyet Devri Edebiyatı, sanat anlayışı açısından ferdiyetçi ve toplumcu bir yönelim sergilemiştir. Buna göre temsilcileri şu şekildedir;
1. Ferdiyetçi sanat anlayışını temsil eden Fecr-i Âtî,
2. Toplumcu sanat anlayışına yönelen Millî Edebiyat Hareketi,
3. Fecr-i Âtî’nin artık eskisi kadar ilgi görmediği ve bazı üyelerinin Millî Edebiyat Hareketine destek verdiği sıralarda, tıpkı Fecr-i Âtî gibi ferdiyetçi sanat anlayışına bağlı olmakla birlikte “millîlik” vasfına da önem veren Nesl-i Âtî (Nâyîler),
4. “Millî Edebiyat” anlayışını birtakım kurallara bağlamak niyetiyle kurulan Şairler Derneği.
#31
SORU:
II. Meşrutiyet döneminde 'Milli Edebiyat' görüşünün ortaya çıkmasına neden olan durum nedir?
CEVAP:
Trablusgarp Savaşı’nı Balkan Savaşlarının takip etmesi ve her ikisinin de hezimetle sonuçlanması, ruhlarda tam bir toplumsal sarsıntı yaratmıştır. Böylesi bir ortamda, sanatın kendi kendisi için konuşması, artık bir fantezi hükmünü almıştır. “Sanat şahsî ve muhteremdir” görüşünü ısrarla sloganlaştıran Yakup Kadri gibi Fecr-i Âtîciler, “Çatalca önüne dayanan düşman toplarının sesini İstanbul’dan duyunca” artık “Sanat evvelâ bir cemiyetin, bir milletin malıdır, sonra da bir devrin ifadesidir. Bunlardan tecrit edilmiş bir sanatın ne manası ne kıymeti vardır. Müstakil sanat, müstakil vatanda olabilir” (Karaosmanoğlu, 1933, 26) görüşüne varmıştır. Mazisi Tanzimat yıllarına uzanan Türkçenin sadeleştirilmesi davasına 1911’de yeni bir şekil veren Genç Kalemler (Selanik) dergisinde başlatılan dilde sadeleşme ve edebiyatta “millîleşme” sürecinin yoğunluk kazanması, işte bu ruh hâliyle ilgilidir. Millî Edebiyat Hareketi adıyla andığımız bu olgu, bir edebî zümre değil, bir süreçtir. “Millî edebiyat” görüşünü doğuran, “millî edebiyat” ihtiyacını hissettiren, “millet” hâlinde yaşama istek ve iradesidir.
#32
SORU:
II. Meşrutiyet döneminde en çok ilgi gören edebi tür hangisidir?
CEVAP:
II. Meşrutiyet devrinde en çok ilgi gören edebî tür, tiyatrodur.
#33
SORU:
II. Meşrutiyet Döneminde mensure yazmamış edip, yok denecek kadar azdır. Bunun nedeni nedir?
CEVAP:
Mensureleri bir tür olarak kabul ettiren ilk özellik, konu ve tema ne olursa olsun, metnin duygusal tarafının ağır basmasıdır. Dolayısıyla bu tür, ferdiyetçi edebiyat anlayışına daha uygun düşer.
#34
SORU:
II. Meşrutiyet yıllarında hangi edebi akım hakimdir?
CEVAP:
II. Meşrutiyet yıllarının hâkim edebî akımı Natüralizm ve Sembolizm’dir.
#35
SORU:
Naturalizm nedir?
CEVAP:
Naturalizm: (Deneysel Gerçekçilik, Doğalcılık) Pozitivist felsefeye dayalı olarak Emile Zola’nın Le Roman Expérimental (Tecrübî Roman) adlı eseriyle ortaya koyduğu edebî anlayış. Özellikle hikâye ve romanda uygulanan bu akıma göre edebî eserdeki kurgu, biyoloji, genetik, tıp vb. alanların bilimsel verileriyle desteklenmelidir.
#36
SORU:
19. Yüzyıl Pozitivizm’inin edebiyattaki yansıması olan Natüralizm’in II. Meşrutiyet dönemindeki en önemli iki temsilci teorisyeni kimdir?
CEVAP:
19. Yüzyıl Pozitivizm’inin edebiyattaki yansıması olan Natüralizm’in bu yıllardaki en önemli iki temsilci teorisyeni Baha Tevfik ve Bekir Fahri İdiz’dir.
#37
SORU:
Pozitivizm nedir?
CEVAP:
Pozitivizm: Aguste Comte’un felsefî öğretisi. Buna göre beş duyu ile algılanamayan, deneyle ispatlanamayan bilgi kabul edilemez.
#38
SORU:
1908-1920 arasındaki 12 yıl boyunca 19 adet çocuk dergisi yayımlanmıştır. Bu yayınlardaki artışın nedeni nedir?
CEVAP:
Bu tür yayınlar II. Meşrutiyet’in ilanından bir müddet sonra başlamakta, Balkan Savaşlarının peşi sıra yoğunlaşmakta, I. Dünya Savaşı’na girişle kesintiye uğramaktadır. Başlangıcı, yeni rejimin kendine bağlı nesiller yetiştirmek arzusuyla açıklamak gerekir. 1913-1914 yıllarında çocuklara yönelik yayınların çoğalması da benzeri bir sebebe dayanır. Balkan Harplerinde millî gururu kırılan, millî vicdanı yaralanan Türk aydını, artık millî kimliğe sarılma ihtiyacı duymuştur. Bu edebî yöneliş, Millî Edebiyat Hareketidir. Toplumculuğun, yani sosyal faydanın ön plana alındığı bu sanat anlayışında çocuklara yönelik eğitici-öğretici yayınların çoğalması doğaldır. Fecr-i Âtî topluluğu için çocuk, başlı başına bir tema olmamıştır. Yine de çocuğa insani bir duygusallıkla yaklaşıldığı belirtilmelidir.
#39
SORU:
II. Meşrutiyet döneminde basılı yayınların baskı kalitesi açısından niteliği nasıldır?
CEVAP:
Bu dönem basınına baskı kalitesi açısından da bakmak gerekir. Türkiye’de 1890’lı yıllardan itibaren yayın-basım kalitesinde önemli bir gelişme görülmektedir. Baskı ve dizgideki bu güzelleşme, II. Meşrutiyet yıllarında, I. Dünya Savaşı etkilerinin iyice hissedildiği 1915 yılı sonlarına kadar artarak devam etmiştir. (II. Meşrutiyet yıllarındaki baskı kalitesi hakkında bk. Duran vd. 1998:133-150). II. Meşrutiyet’in 9. ayında yayın hayatına girip I. Dünya Savaşı’nın başlamasına kadar devam eden Şehbal, bu yılların baskı nefasetini en güzel biçimde anlatacak dergilerdendir ve bu özelliğinden dolayı, 1911’de, harp halinde bulunduğumuz İtalya’nın Torino şehrindeki bir yarışmada, dünya birinciliği madalyası almıştır.
#40
SORU:
II. Meşrutiyet döneminde süreli yayınların nicelik açısından durumu nasıldır?
CEVAP:
II. Meşrutiyetin ilk yıllarındaki süreli yayın fazlalığı, I. Dünya Savaşı sonlarında artık kıtlığa dönüşmüştür. Devletin resmî yayın organı Takvim-i Vekayi’nin 12 Kânun-ı sâni 1324 (25 Ocak 1909) tarihli 102. nüshasında yayımlanan listeye göre, o günlerde çıkmakta olan süreli yayın adedi 689’dur. Bunların 361’i İstanbul’da neşredilmektedir. I. Dünya Savaşı sonlarındaki süreli yayınlar hakkında (mevcut kütüphane katalogları dahil) elimizde bu kadar sağlam bir belge yoktur. Fakat 19 Şubat 1919’da kapatılan gazetelerin yerine yenilerinin çıkarılması yasaklanırken İstanbul’da neşredilebilecek süreli yayınların listesine bakıldığında yalnızca 30 tane isim görebilmektedir.