İLETİŞİM ORTAMLARI TASARIMI Dersi TELEVİZYON PROGRAM TASARIMI soru cevapları:
Toplam 58 Soru & Cevap#1
SORU: Öyküleme aşamasının özellikleri nelerdir?
CEVAP: Öykülemede kişileştirme yapılırken, onların gerçek yaşamdaki kişilere benzemeleri ama oyunun ya da yazarın amacı doğrultusunda biçimlenmeleri gerekir. Başka bir ifadeyle yazar ve yönetmen, yaratma sürecinde estetik ölçütleri ve sanatın vazgeçilmez kurallarını da göz önüne almak zorundadır. Yazar ve yönetmen bildikleri, var olduğuna inandıkları bir varlığı yeni bir biçimle izleyici karşısına çıkartırlar.
#2
SORU: Karakterleri açısından diziler kaç gruba ayrılmaktadır?
CEVAP: İki gruba ayrılmaktadır; öyküye dayalı anlatılar ve kişiye dayalı anlatılar.
#3
SORU: Belgesel türünün temel özellikleri nelerdir?
CEVAP: Dramatik yapımların bir düş evreni yaratmasının yanı sıra özgün yaklaşımlarla ele aldığı kimi konular, onun ticari alanda bile yalın bir eğlence aracı olmanın ötesine geçmesini, toplumsal bir olgu olarak eğlendirici niteliğinin ötesinde değerler kazanmasını sağlamıştır. Toplumsallık açısından ele alındığında, dramatik yapımlardan daha da etkin bir yaklaşım biçimi olarak belgesel sinemayla karşılaşılır. Belgesel sözcüğü alışılagelen bağlamı içinde düş gücüne dayanan anlatılara karşıt olarak, dış dünyada fiilen olup biten bir şeylere tanık olma anlamına gelir. Televizyon dramalarında ise güçlü bir doğalcılık eğilimi vardır. Bu eğilim televizyon yapımcılarını atmosfer yaratırken gerçeğe benzemek için uğraşmalarından kaynaklanmaktadır.
#4
SORU: Radyo programlarında içerik oluşturmanın önemi nedir?
CEVAP: Radyo programının içeriğini oluşturmak dinleyiciler üzerinde istenilen etkiyi elde etmek açısından önemlidir. Programda yer alacak konuların, müziklerin, efektlerin, röportajların, program metninin ve zamanlamanın tam olması gerekir. Program ister canlı olsun isterse banttan yayınlansın içeriğe dikkat edilmeli, konular arasındaki bağlantılar zekice hazırlanmalı, istenilen etkiyi elde etmek için de ustaca sunulmalıdır.
#5
SORU: Senaryo yazımının öne çıkan aşamaları nelerdir?
CEVAP: Geliştirim’de (treatment) dramatik yapı belirlenir. Olgular sıralanır. İşlenen öykünün özetteki gibi yalnızca ana hatları değil ikincil derecedeki gelişmeleri de belli olur. İkincil olayların yardımıyla olayların bağlantıları sağlanır, konunun gelişme ve çatışma noktaları belli olur. Olayları oluşturan kişiler özellikleriyle tanıtılır, kişiler ve onların ortaya koyduğu olaylar irdelenir. Konuşma örgüsünün (diyalog) en önemlileri yazılır. Ayrımlama, senaryo yazarının, yönetmen ile çalışmaya başlamadan önceki son bireysel çalışmasını yaptığı senaryo evresidir. Ayrımlama ile senaryo yazım evresi tamamlanır. Bu evrede içerik açısından belli bir sonuca giden olaylar dizisinin en küçük ayrıntıları ortaya konulmuş, kişilerin kişilik özellikleri en küçük ayrıntısına dek belirlenmiştir. Böylece artık dizi yazarları önceden belirlenmiş kurallara uygun biçimde ellerindeki malzemeyi düzenleyerek senaryoyu tamamlamış olurlar.
#6
SORU: Öyküye dayalı anlatıların özellikleri nelerdir?
CEVAP: Öyküye dayalı anlatılarda karakterler, öykünün temel vurgusunu belirlemeye yarayan bir işlev içinde yaratılır. Burada amaç bir figürün karakterize edilmesi değil, daha çok bir insani durumun, duygunun, düşüncenin yansıtılmasıdır. Bir dünya görüşünün, bir duyuş, bir bilinç aktarma hedefinin aracı konumundadır. Burada karakter ana temanın, olay örgüsünün bir failidir. Bu anlatılarda kişinin/karakterin kendisi değil, altı çizilmek istenen duygunun, durumun öne çıkarılması esastır. Başka bir ifadeyle burada kişiler önemli değildir, öyküyü ilerletmeye yararlar; bir ya da iki özellikleriyle tanıtılırlar, dolayısıyla bu özelliklere göre davranmak zorundadırlar, fazla seçme özgürlükleri yoktur. Olaylar onların nasıl davranacağını belirler.
#7
SORU: Hangi nedenlerden dolayı pembe dizilerin senaryoları üretim hattında yazılmaktadır?
CEVAP: Pembe dizilerin senaryoları üretim hattı düzeninde yazılmaktadır. Bu durum bir haftada beş bölümlük yeni malzeme üretme zorunluluğundan kaynaklanır. Programın baş yazarı uzun erimli öykü gelişimini belirler ve her bölümdeki aksiyonun özetini yazar. Bu özet yardımcı yazarlara verilir, onlar da boşlukları diyaloglarla doldururlar. Pembe diziler aksiyondan çok konuşmaya dayandığı için aksiyon sahnelerinin pahalıya çıkabilecek çekimlerinden de kurtulmuş olurlar. Diyaloglarda sanat kaygısının aranmaması, tanınmış ve yetenekli yazarlara verilecek paradan da tasarruf sağlar. Ayrıca programın diyaloglara dayalı olarak gerçekleştirilmesi, hedef kitlesi olan ev kadınlarının başka ev işlerini yaparken programı izlemesini de kolaylaştırır. Pembe diziler kadınları kendilerine bağımlı yapmaya çalıştıkları gibi, anlatılarının merkezinde de kadınlar bulunur. Üstelik kadınlar bu dünyada gerçek yaşamdakinden farklı olarak çoğunlukla erkeklerden üstün bir konumdadırlar.
#8
SORU: Yapım sonrası aşamasında neler yapılmalıdır?
CEVAP: Programın dramatik yapısını ve anlatım tarzını oluşturan, en son aşaması yapım sonrası aşama, başka bir ifadeyle kurgu aşamasıdır. Özellikle dramatik yapımlarda çekimlerin senaryodaki sıraya göre art arda eklenmesi, yeni anlamlar oluşturması ve dramatik etki yaratması yapım sonrası aşamada yapılan kurgu işlemleri ile oluşturulur. Bu aşamada sadece çekimler art arda eklenmez, ses, müzik, efekt, grafik ve animasyon gibi yapımın etkisini arttıracak tamamlayıcı unsurlar da kurgu işlemlerinin içine girer. Kurgu yoluyla heyecanı körüklemek, izleyicide belirli düşünceler uyandırmak, görsel anlatımda ritm elde etmek mümkündür. Oyuncuların durağan olduğu konuşma sahnelerinde kamera hareketi de yoksa, görüntülerdeki çeşitlilik ve değişkenlik kurguyla elde edilir. Dramatik, kederli, duygulu, ağır sahnelerde ve gerilim amacıyla kurguda uzun planlar kullanılır. Canlı, neşeli, heyecanlı sahnelerde kısa kısa planlar tercih edilir. Kurgu yoluyla çekimlerin art arda sıralanması bir hareket oluşturur ve izleyicinin iki çekim arasında mantıksal bir bağ kurmasını sağlar. Televizyon dizi filmleri, üretim süreçleri düşünüldüğünde, belli kurallar çerçevesinde, zamansal ve maddi kısıtlamalar içinde, geniş bir iş bölümü ve uzmanlaşmayı gerektirir. Sonuçta, belirli bir nitelik düzeyinin tutturulması da dizinin geleceği açısından bir zorunluluktur. Diğer programlarla benzer bir üretim süreci olmakla birlikte, televizyonun kurmaca dünyasının en yaygın türlerini içinde toplayan bu formattaki yapımlar tematik olarak ve ele aldıkları konular açısından farklı alttürler oluşturur. Televizyon dizisi formatının en yaygın alt-türleri, her bir yapımın ana karakterlerinin içinde bulunduğu mesleklere göre tanımlanan türlerden oluşur.
#9
SORU: Eğitim programlarının genel özellikleri nelerdir ?
CEVAP: İzleyicide davranış değişikliğine yol açması için yapıldığı daha somut biçimde göze çarpan ve çoğunluğu “metne dayanan anlatımlar” olarak bilinen televizyon eğitim programlarının amacı; estetik kaygı ve eğlendirmekten çok, hedef kitlesini bilgilendirmek, onların davranış, tutum ve düşüncelerinde değişiklik yapmaktır. Televizyon eğitim programlarının öğretici olması için; bütünlük taşıması, içinde merak, aksiyon, bilgi, kişisellik, gerçeklik ve yenilik ögeleri taşıması gerekir. Televizyon eğitim programı türleri; doğrudan öğretici (instructional), bilgi aktarıcı (informational) ve güdüleyici (motivational) programlar olarak sınıflandırılır. Doğrudan öğretici (instructional) programlar, herhangi bir konuyu ya da nesneyi tanımlayıcı, bilgi verici, öğretici programlardır. Aktarılacak konuyla ilgili bir uzmanın hazırlayıp sunduğu bir program formatında hazırlanırlar. Bu programlar, konunun daha iyi anlaşılabilmesi ve görsel zenginlik kazandırmak için görüntülerle desteklenebilir. Yapılış nedenleri daha çok, izleyicilerin karşısına çıkarılma olanağı bulunmayan, alanlarında yetkin ve otorite uzmanların izleyiciyle buluşturulmasıdır. Bu uzmanların, sahip oldukları nitelikler sebebiyle, izleyici üzerinde ikna edici etkisinin yüksek olduğu düşünülür. Ayrıca, izleyiciye verilecek bilginin soyut nitelik taşıması ve görselleştirme olanaklarının zayıf olması durumunda da yine çoğunlukla bu format kullanılır. Aktarılacak bilginin öne çıkması gerektiği düşünülen programlarda, içerik yine uzmanlarca hazırlanmakla birlikte, sunucu kullanımı yoluna da gidilebilmektedir. Doğrudan öğretici programlarda sunucunun kişiliği diğer programlara nazaran çok daha önemli olduğu için sunucunun izleyici ile hemen diyaloga girebilecek bir yapıda olması gerekmektedir. Bilgi aktarıcı (informational) programlar, öğretme amacına biraz daha dolaylı biçimde yaklaşan, daha çok bilgi edindirme yoluyla davranış değişikliği kazandırma amacı taşıyan programlardır. Güdüleyici (motivational) programlar ise, doğrudan öğretici ya da bilgi aktarıcı program özelliklerini de içerebilen ve eğlence ögesinin kullanımıyla izleyicinin kendisinin bile farkında olmadan eğitildiği programlardır.
#10
SORU: Radyo haber programları hangi aşamalardan geçmiştir?
CEVAP: Televizyon, ortaya çıkışından önce var olan pek çok anlatım ve iletişim ortamlarından yararlanmış ve bu biçimleri kendi tekniğine uygulayarak belirli ölçülerde değiştirmiş bir iletişim aracıdır. Haber programları konusunda da kuşkusuz aynı durum geçerlidir. Radyoculuğun ilk günlerinde haber toplama işi tümüyle gazete haber ajanslarına bağlı durumdaydı. Haber programlarının sunuluşu da ajanslardan sağlanan bu bültenlerin yayınlanmasından başka bir şey değildi. Bu haberlerin gerçek ve tarafsız olduğu kabul edilirdi. Yayıncılıkta, özel olarak muhabirler ve haber kaynakları kullanma işi özellikle II. Dünya Savaşı yıllarında başladı. Savaş sonrası yıllarda hem televizyon yayıncılığı hızla gelişmeye hem de haberlerin toplanması ve sunuluşu konusunda teknolojiye uygun yeni olanaklar gelişmeye başladı. Tüm bu gelişmelerin yanısıra haber ajanslarından faydalanma yöntemi de sürmekteydi.
#11
SORU: Dramanın genel özellikleri nelerdir?
CEVAP: Geniş ve farklı özellikteki izleyici kitlesine ulaşmak zorunda olan televizyon, içinde bulunduğu toplumun bir ürünüdür ve varolan toplumsal yapının korunmasını, bu yapının izin verdiği ölçüdeki değişiklikleri de ekleyerek yapmaktadır. Televizyonun kendine özgü anlatım biçimlerini sergileyebildiği değişik program türleri vardır. Bu program türlerinden biri de dizi filmlerdir. Dizilerin formatları televizyonun yapısal özelliklerine çok uygun olmasından dolayı izleyici algılama, bağlantı kurma gibi durumları diğerlerine göre daha kolay yapmaktadır. Bu dizilerdeki karakterler de izleyici üstünde belli bir etkiye sahiptir. Bu karakterler ve yaşanan olaylarla birey, değişik insan ilişkileri, sorunlar, tanımlamalarla karşılaşarak, kendi içinde bulunduğu dünya hakkında bilgi sahibi olmaktadır. Gündelik yaşamın ayrılmaz bir parçası ve kültürel aracı olan televizyonda yayınlanan dizilerin toplumsal ve kültürel yapıyı yansıtması, pekiştirmesi ve zaman zaman da biçimlendirmesi kaçınılmazdır.
#12
SORU: Durum komedilerinde teatral köklerin etkisi neden önemlidir?
CEVAP: Teatral köklerin etkisi durum komedilerinde oldukça belirgindir. Tiyatro yanılsaması esas olarak uygun yerde gülen ve alkışlayan bir izleyici kitlesinin -ki bu kitle gösterilmez ama kahkahası ve alkışı duyulduğu için- üstü örtük biçimde bu oyunlara katıldığı izleniminin yaratılmasıyla elde edilir. Böylelikle televizyon izleyicisi durum komedilerinin gerçek mekanlarda değil, tıpkı bir tiyatro sahnesinin önünde -ne kadar gerçeğe benzerse benzesin- dekorlar içinde oynandığını sürekli olarak hisseder.
#13
SORU: Durum komedilerinin özellikleri nelerdir?
CEVAP: Durum komedisi önceden düşünülmüş belirlenmiş bir zaman dilimi içinde incelik ve ustalıkla çözüme bağlanan bir çatışma ya da sorun üzerinde odaklanır. Bu çatışma-çözüm modeli tüm sorunların varolan düzen içinde çözülebileceğini gösterir. Bu bakımdan durum komedileri, halkın etkin bir öğretmeni ve eğitimcisi olmaya özen gösterir. Yüklendiği işlev insanları gündelik yaşam sorunlarından, kendi varlıklarının temellerini araştırmaktan, neden ve niçin sorularını kendilerine ve başkalarına sormaktan uzaklaştırmak değil, bu araştırma ve sorular için bir bakış açısı sağlamaktır. Bu bakış açısının, her bakış açısı gibi yanlı olduğu kuşkusuzdur.
#14
SORU: Yapım aşamada hangi konulara dikkat edilmelidir?
CEVAP: Dizi filmlerin yapım sürecinde tema’dan sonraki aşama senaryonun yazılmasıdır. Senaryoyu oluşturacak metin, birkaç sayfalık özetten, bir film öyküsüne, ayrıntılı çekim senaryosuna dek değişir. Senaryo çalışmasının evreleri şöyle bir sıra izler: Özet (synopsis/sinematografik konu), geliştirim (treatment/taslak, iskelet, şema), ayrımlama (sinematografik öykü), çekim senaryosu (shoting */çevirim senaryosu).
#15
SORU: Çekimin gerçekleştirilmesi aşamasında neler yapılmaktadır?
CEVAP: Bu aşamada yönetmen çekim senaryosuna ve önceden planlanan çalışma çizelgelerine göre senaryodaki sıraya bağlı kalmadan çekimleri gerçekleştirir. Çekim süresi her bir dizi için hatta bir dizinin her bölümü için farklılık gösterse de bir bölüm için ortalama yedi iş günü ayrılır. İşin bu süreden daha kısa sürede tamamlanması yönetmen için yapım şirketi ve televizyon kanalı yöneticileri gözünde çok olumlu bir puandır. Ancak çekim için ayrılan sürenin aşılması, ilave bir mali yük getireceği ve bölümün zamanında televizyon kanalına teslim edilemeyeceği için bir takım sorunlar yaratır. Yönetmenler herhangi bir dizi filmde görevlendirilirken, o işi kolayca ve zamanında yapıp yapamayacaklarını anlamak için daha önceki çalışmalarına bakılarak değerlendirilirler.
#16
SORU: Kişiye dayalı anlatıların özellikleri nelerdir?
CEVAP: Kişiye dayanan anlatılarda ise öyküde yer alan kişilerin varlıkları ve varlıklarının anlamı öyküyü oluşturur, başka bir ifadeyle öykü onların yaşamıdır. Kişiliklerine ait yönler daha derin betimlenir, güdü yapıları, tutumları, dünya görüşleri daha net çizilir. Bu anlatı karakterleri önlerindeki seçeneklerden birini seçip ona göre davranarak olayları geliştirirler.
#17
SORU: Senaryo yazımının son aşamasında neler yapılır?
CEVAP: Senaryonun yazılmasından sonraki aşama oyuncuların ve yönetmenin belirlenmesidir. Daha sonra yapımcı, yönetmen, televizyon kanalı yetkilileri ve yapım ekibinden bazı görevlilerin katıldığı bir yapım toplantısı yapılır. Bu toplantıda senaryo yeniden gözden geçirilir ve tüm teknik unsurlar tartışılır. Bu toplantının ve senaryoyu son bir kez ele almanın nedeni çekim aşamasında ortaya çıkabilecek sorunları önceden görebilmek ve çekimi en ekonomik şekilde tamamlamaktır. Dizi film maliyetlerinin oldukça yüksek olması nedeniyle yapım giderlerini olabildiğince aza indirebilmek için yoğun çaba harcanır. Çekim günü sayısının azaltılması, dış çekimlerden çok iç mekanların tercih edilmesi, gece yerine gündüz çekim yapılması maliyetleri düşürecektir. Dış çekim stüdyo çekimlerine göre, daha fazla zaman aldığı, ayrıca mekan kirası, oyuncu ve ekibin ulaşım ve konaklama giderleri nedeniyle, çok daha masraflıdır. Gece çekim yapmak özel aydınlatma işlemleri gerektireceği için gündüz çekimlerinden daha pahalıya mal olur. Senaryonun son halini alması ve her türlü planlamanın ve hazırlığın tamamlanmasıyla yapım öncesi işlemler sona erer.
#18
SORU: Televizyon dizilerinin yapım aşamalarını açıklayınız.
CEVAP: Bir televizyon dizisinin yapımı farklı televizyon sistemlerinde farklı yaklaşımlar göstermekle birlikte, yapım aşamaları genellikle aynıdır. Televizyon programı yapım süreci; yapım öncesi aşama, yapım aşaması ve yapım sonrası aşamalarından oluşur.
#19
SORU: Dizi filmlerin karakteristik özellikleri nelerdir?
CEVAP: Bazı dizi filmler daha bilinçli ve akılcı biçimde izleyici ile diyalogu daha sağlam temeller üzerine oturtarak popülerliklerini uzun süre koruyabilmektir. Bu açıdan bakılınca televizyonda yayınlanan dizi filmler neredeyse bitimsizdir; aylarca, yıllarca devam edebilir. Diziyi oluşturan her bölümde kesintisiz bir öykü anlatılır ve her bölüm bu öykünün en heyecanlı yerinde kesilir. Herhangi bir dizi filmin öyküsü her bölüm için en heyecanlı, en merak uyandırıcı bir noktaya , başka bir ifadeyle doruk noktaya sahip olmak durumundadır. Bu nedenle dizi film öyküleri bir ana olay örgüsünün yanı sıra, içiçe geçen çok sayıda yan olay örgülerinden oluşur. Televizyon dizilerinin popüler bir drama formülü olması, onların bağımlılık yaratıcı özelliklerini arttırır. Ne kadar uzun sürerse o denli bir izleme alışkanlığı yaratır ve o denli de başarılı olarak nitelenir. İzleyiciyi bir dizi filme bağlamanın yolu, insanların meraklarını uyandıracak bir sorunun çözümünü bir bölümden bir sonraki bölüme aktarmada yatmaktadır. İzleyicilerin bir sonraki bölüme katılmasını sağlama alma tekniği olan, izleyiciye “kanca atma” ilkesi dizi filmlerin anlatı yapılarının özüdür.
#20
SORU: Yapım öncesi aşamada hangi konulara dikkat edilmelidir?
CEVAP: Televizyon yapımlarının her türünde olduğu gibi dramatik dizi filmlerin gerçekleştirilmesindeki ilk aşama fikir ya da tema’nın geliştirilmesidir. Tema bir televizyon dizisinin en önemli unsurudur. Çünkü atmosfer, karakterler, görsel özellikler, gerçeğe benzerlik, konunun birden çok bölümü kaldırabilecek dişiliğe sahip olup olmadığı, tüm bu sorular dizinin tema’sıyla ortaya konur. Bir program tema’sı geliştirilip bir dizi haline getirilirken, bu tema’nın başarılı olup olmayacağının bir anlamda sınanması gerekir. Bunun için “Pilot” film olarak adlandırılan bir bölüm gerçekleştirilir.
#21
SORU: Durum komedilerinde karakterler oluşturulurken nelere dikkat edilmelidir?
CEVAP: Durum komedilerinde izler kitleye benzediği ve onları temsil ettiği varsayılan karakterlerin yaratılması gerekir. Sonra durum komedisi bir olaylar dizisini harekete geçiren olayları ya da koşulları dramatize eder. Televizyonda programların izleyiciyle bağ kurabilmesi için toplumsal konularla beslenmeleri gerekir. Durum komedilerinin olay örgüleri de ister istemez güncel olaylar çevresinde döner dolaşırlar. Böylelikle izleyiciyi tartışmaların içine çekerler; tartışmalarda ise zorunlu olarak kazanan ve kaybeden taraflar vardır. Durum komedileri belli bir olay sonucu patlak veren ama çözümleri gayet kolay olan bir küçük bunalımdan bir başkasına sevkedecek şekilde kurgulanan bir anlatı yapısına sahiptir; karakterleri de çoğunlukla küçük sorunları olan mutlu insanlardır ve bu karakterler mutlaka bir ailenin üyesidirler.
#22
SORU: En genel anlamı ile televizyonun özellikleri nelerdir?
CEVAP: Televizyon, kendinden önceki iletişim araçlarından ve sanat dallarından birçok özelliği, örneğin tiyatrodan diyalog, aksiyon ve oyunculuğu, sinemadan ekranı ve anlatım araçlarını, radyodan geniş kitlelere ulaşabilme yetisini miras olarak almıştır. Televizyon, radyo, sinema ve tiyatronun birçok teknik ve anlatı özelliklerini içermekle birlikte, aynı zamanda kendine özgü üslup, teknik olanak ve sınırlılıkları olan apayrı bir araçtır. Televizyon, ekranla izleyici arasındaki ilişkiyi salt söze değil, görüntüye de dayanarak kurabilmesi nedeniyle sinemaya yaklaşır. Televizyonda izleyicinin dikkatini, ilgisini çekmek ve bu dikkati, ilgiyi sürekli elde tutmak için belli anlatım teknik ve yöntemleri geliştirilmiştir. Televizyondaki tek tek programlar sürekli ve genel bir televizyon yayını içinde yer alır. Dolayısıyla her program ya da program türü bağımsız bir yapıya sahiptir. Televizyon yayınının bütününü belirleyen program stratejileri tek tek program türlerinin yapılarını da belirler. Televizyon program yapımında kullanılan kaynaklar (özellikle zaman ve para) ne kadar bol olursa, programların nitelikleri ve dolayısıyla ilginçlikleri de o kadar yüksek olur.
#23
SORU: Pembe dizilerin karşılığı olan Soap Opera deyimi nereden kaynaklanmaktadır?
CEVAP: Soap opera deyimi Türkçe’de “sabun köpüğü” deyimiyle karşılanıyor. Bu karşılık özgün deyime oranla bu türe karşı daha olumsuz bir ön-tavrı yansıtıyor. Pembe dizi (soap opera) türü tümüyle bir Amerikan ürünü olarak önce radyo, sonra da televizyon yayıncılığına girmiştir. Değişik ülkelerdeki pembe dizilerin (soap operaların) yayın dönem ve süreleriyle ele aldıkları konular bakımından farklılıklar görülmekle birlikte, popülaritelerinde pek fark yoktur. Çeşitli sabun ve temizlik maddesi üreticilerinin reklamlarını yayınladıkları ya da sponsorluğunu yaptıkları özellikle gündüz saatlerinde yayınlanan bu diziler bu nedenle “soap” yani “sabun” opera olarak adlandırılmıştır. Bu programların gündüz saatlerinde yayınlanması ve sponsorluğunun kadınlara yönelik tüketim malları üreten firmalarca yapılması, hedef izleyici kitlenin kadınlar, özellikle de ev kadınları olduğunu ortaya koyuyor. Ev kadınları bir yandan ev işlerini yaparken, bir yandan da bu dizileri takip edebilirler. Ayrıca ailede temizlik gereçleri, kozmetik ve yiyecek ürünlerinde hangi markaların satın alınacağına da onlar karar verir.
#24
SORU: Müzik-eğlence programlarında hangi konular öne çıkmaktadır?
CEVAP: Müzik programlarında kullanılacak görsel malzeme ilginç olmalı ve aynı zamanda müziği ritm, karakter ve yorum yönleriyle tamamlayıcı olmalıdır. Ses ve görüntü birlikteliği oluşturulmalı ve izleyiciye kameraların varlığı hissettirilmemelidir. Her zaman ilginç geçişler araştırılması, uygun görsel malzeme arayışı içinde olunması gerekir. Bunun için stüdyo çalışmalarında konunun çapraz ve derinlik verecek çekimleri tercih edilmelidir. Yönetmen program akışını, yapacağı işleri bilmek ve kameramanlarla birlikte çekim ekibini belli bir plana göre yönetmek durumundadır. Çekim için yeterli ön hazırlık yapmayan yönetmenin işi garantiye alma eğilimi vardır. Bunun için de kameraları çoğu kez genel çekimde tutar ve görüntüde genellikle ikili, üçlü çekimler yer alır. Programa katılan şarkıcıların, müzisyenlerin ve müzik aletlerinin yakın çekimleri çok seyrek kullanılır. Televizyonda genel çekimde kişilerle mekan ilişkisi kurulduktan, başka bir ifadeyle konum bir kez belirlendikten sonra izleyici her zaman konuya daha yakından bakmak ve daha çok şey görmek ister. İzleyicinin görmek istediği düşünülen bu görüntüler şarkıcının yüzü, müzisyenlerin yüzleri ve müzik aletleri yakın çekimlerle verilebilir. Bu yakın çekimleri kullanmak hem izleyicinin taleplerini karşılar hem de programa ritm ve dinamizm katar.
#25
SORU: Gerçeklik ve belgesel arasında nasıl bir bağ bulunmaktadır?
CEVAP: Gerçeği bir öykünün yörüngesinde değil, gerçekliğin kendi dramatik gerilimi içinde aktararak izleyicinin gerçek dünyaya yeni bir gözle bakmasını sağlamaya çalı şan belgeselin en önemli niteliği, izleyiciden olaylar ve kişilerle kendini özdeşleştirmek yerine, bunları tartıp yorumlamasını beklemesidir. Belgesellerin her zaman için yerine getirmeleri gereken bir amacı bulunur. Bu amacın, izleyicilerin ilgisini çekici olması tercih edilen bir durumdur. Toplumu, ele aldığı sorunlar üstünde bilinçlendirmeyi amaçlayan böylesi bir yaklaşımın eğitsel önemi de açıkça ortadadır.
#26
SORU: Çocuk programlarının temel ilkeleri nelerdir?
CEVAP: Çocuk programlarının başlıca amacının, çocuğun büyümesine olumlu yönde katkıda bulunmak olduğu söylenebilir. Çocuk programları mutlaka çocuk psikolojisi ve eğitimi konularında uzmanlaşmış yapımcılar tarafından hazırlanmalı ya da bu kişilerden destek alınarak yapılmalıdır. Çocuk programları hazırlanırken göz önüne alınması gereken temel ilkeler ve yaklaşımlar şöyle sıralanabilir: Çocukların günlük yaşantılarında başka başka kaynaklardan edindikleri bilgi ve deneylere yenilerini katabilmek amacıyla sürekli yeni, ilginç konular ve sunuş yolları bulmak için çaba gösterilmelidir. Bunu yaparken de çocukların zeka ve hayal güçlerini geliştirmeye yardımcı olacak şekilde hareket etmeye özen göstermek gerekir. Programın yapımcısı, çocuktaki yersiz korku, çekingenlik gibi duyguları ortadan kaldırmayı ve çocukta kendine güven duygusunu yaratmayı amaç edinmelidir. Bu nedenle hayatın gerçeklerine yer veren programlar yapılabilir. Çocuk programlarında dikkat edilmesi gereken bir konu da nelerin bu programların dışında bırakılması gerektiği sorunudur. Çocuk programları ne hayatı toz pembe gösterici ne de çocuklarda korku ve dehşet duygularının doğup gelişmesine yol açacak nitelikte olmalıdır.
#27
SORU: Televizyon ve çocuk arasında nasıl bir ilişki söz konusudur?
CEVAP: Televizyonun çocuklara içerik olarak neler sunduğu ve bunu nasıl sunduğu sorusunun yanıtını verebilmek için önce televizyonun karşısındaki çocukların yayıncılar tarafından nasıl görüldüklerine bakmak gerekir. Daha sonra yayıncıların çocuklara hangi tür programlarla ulaştıkları incelenmelidir. Çocukların televizyon izler kitlesinin büyük bir bölümünü oluşturmasına karşın genellikle gereksinimleri ve beklentileri açısından en çok göz ardı edilen kesim olduğu bir gerçektir. Özellikle televizyon alanında rekabetin artması, beraberinde yayıncıların çocuk izleyicilere yönelik tavırlarını da olumsuz etkilemiştir.
#28
SORU: Çizgi filmler hangi işlevlere sahiptir?
CEVAP: Çizgi film varolduğundan beri izleyicisine farklı bir dünya sunan bir sanat dalı olmuştur. Tasarlanan karakterler, hayal gücü ve yoğun bir çalışmayla oluşan bu kendine özgü dünya, izleyicisini başka alemlere götürür. Gözlemler televizyonda izlenen çizgi filmlerin nitelikleri, içerikleri ve algılanması yaş gruplarına göre değiştiğini göstermesine karşın genelde çizgi filmler her yaşta izlenmektedir. Okul öncesi dönemde çocuk, yalın anlatımlı kısa metrajlı çizgi filmlere ilgi gösterirken, ilköğretimde diziler şeklindeki konulu ve televizyon için uzun metrajlı filmlere yönelmektedir. Televizyon yayınlarında çocukların izlediği programların başında çizgi filmler gelmektedir. İster serüven isterse eğitsel yapıda olsun, çizgi filmlerde hep bir varolma savaşı vardır. Çizgi filmlerde otorite ilişkileri; iyi-kötü ve kuvvetli-zayıf biçiminde düzenlenir. Olaylar çoğunlukla gerçekçi bir şekilde sunulmaz. Eylemde, karakterlerde, zaman ve mekanda simgesel bir anlatım söz konusudur. Çizgi filmlerin türü ne olursa olsun (eğlendirici ya da eğitsel), evren hep düşseldir.
#29
SORU:
Televizyon neye dikkat ederek izleyici kitlesine ulaşmaktadır?
CEVAP:
Geniş ve farklı özellikteki izleyici kitlesine ulaşmak zorunda olan televizyon, içinde bulunduğu toplumun bir ürünüdür ve varolan toplumsal yapının korunmasını, bu yapının izin verdiği ölçüdeki değişiklikleri de ekleyerek yapmaktadır
#30
SORU:
Televizyon izleyicisi dizilerde algılama, bağlantı kurma gibi durumları diğerlerine göre niçin daha kolay yapmaktadır?
CEVAP:
Dizilerin formatları televizyonun yapısal özelliklerine çok uygun olmasından dolayı izleyici algılama, bağlantı kurma gibi durumları diğerlerine göre daha kolay yapmaktadır.
#31
SORU:
Televizyonda yayınlanan dizilerin topluma hangi açıdan faydaları vardır?
CEVAP:
Gündelik yaşamın ayrılmaz bir parçası ve kültürel aracı olan televizyonda yayınlanan dizilerin toplumsal ve kültürel yapıyı yansıtması, pekiştirmesi ve zaman zaman da biçimlendirmesi kaçınılmazdır.
#32
SORU:
Bazı dizi filmler popülerliklerini nasıl uzun süre koruyabilmektir?
CEVAP:
Bazı dizi filmler daha bilinçli ve akılcı biçimde izleyici ile diyalogu daha sağlam temeller üzerine oturtarak popülerliklerini uzun süre koruyabilmektir.
#33
SORU:
İzleyiciyi bir dizi filme bağlamanın yolu nedir?
CEVAP:
İzleyiciyi bir dizi filme bağlamanın yolu, insanların meraklarını uyandıracak bir sorunun çözümünü bir bölümden bir sonraki bölüme aktarmada yatmaktadır. İzleyicilerin bir sonraki bölüme katılmasını sağlama alma tekniği olan, izleyiciye “kanca atma” ilkesi dizi filmlerin anlatı yapılarının özüdür.
#34
SORU:
Televizyon programı yapım süreci hangi aşamalardan oluşur?
CEVAP:
Televizyon programı yapım süreci; yapım öncesi aşama, yapım aşaması ve yapım sonrası aşamalarından oluşur.
#35
SORU:
Tema niçin bir televizyon dizisinin en önemli unsurudur?
CEVAP:
Tema bir televizyon dizisinin en önemli unsurudur. Çünkü atmosfer, karakterler, görsel özellikler, gerçeğe benzerlik, konunun birden çok bölümü kaldırabilecek dişiliğe sahip olup olmadığı, tüm bu sorular dizinin tema’sıyla ortaya konur.
#36
SORU:
Dizi film yapımında temadan sonra gelen senaryo çalışmasının evreleri nelerdir?
CEVAP:
Senaryo çalışmasının evreleri şöyle bir sıra izler: Özet (synopsis/sinematografik konu), geliştirim (treatment/taslak, iskelet, şema), ayrımlama (sinematografik öykü), çekim senaryosu (shoting script/çevirim senaryosu).
#37
SORU:
Senaryo çalışmalarında geliştirim’de (treatment) dramatik yapı nasıl belirlenir?
CEVAP:
Geliştirim’de (treatment) dramatik yapı belirlenir. Olgular sıralanır. İşlenen öykünün özetteki gibi yalnızca ana hatları değil ikincil derecedeki gelişmeleri de belli olur. İkincil olayların yardımıyla olayların bağlantıları sağlanır, konunun gelişme ve çatışma noktaları belli olur. Olayları oluşturan kişiler özellikleriyle tanıtılır, kişiler ve onların ortaya koyduğu olaylar irdelenir. Konuşma örgüsünün (diyalog) en önemlileri yazılır.
#38
SORU:
Çekim senaryosu nasıl tanımlanabilir?
CEVAP:
Çekim senaryosu şöyle tanımlanabilir: Henüz çekilmemiş bir filmin ya da televizyon programının bittiği zaman nasıl olacağının, önceden en küçük ayrıntısına kadar kağıt üzerinde görülebildiği bir metindir.
#39
SORU:
Öykülemede kişileştirme yapılırken nelere dikkat edilir?
CEVAP:
Öykülemede kişileştirme yapılırken, onların gerçek yaşamdaki kişilere benzemeleri ama oyunun ya da yazarın amacı doğrultusunda biçimlenmeleri gerekir.
#40
SORU:
Dizi film maliyetlerinin oldukça yüksek olması nedeniyle yapım giderlerini olabildiğince aza indirebilmek için neler yapılmaktadır?
CEVAP:
Dizi film maliyetlerinin oldukça yüksek olması nedeniyle yapım giderlerini olabildiğince aza indirebilmek için yoğun çaba harcanır. Çekim günü sayısının azaltılması, dış çekimlerden çok iç mekanların tercih edilmesi, gece yerine gündüz çekim yapılması maliyetleri düşürecektir.
#41
SORU:
Dramatik yapımlarda çekimlerin senaryodaki sıraya göre art arda eklenmesi, yeni anlamlar oluşturması ve dramatik etki yaratması hangi işlemler ile oluşturulur?
CEVAP:
Dramatik yapımlarda çekimlerin senaryodaki sıraya göre art arda eklenmesi, yeni anlamlar oluşturması ve dramatik etki yaratması yapım sonrası aşamada yapılan kurgu işlemleri ile oluşturulur.
#42
SORU:
Durum komedisi ne üzerinde odaklanır?
CEVAP:
Durum komedisi önceden düşünülmüş belirlenmiş bir zaman dilimi içinde incelik ve ustalıkla çözüme bağlanan bir çatışma ya da sorun üzerinde odaklanır.
#43
SORU:
Durum komedilerinde nasıl karakterlerin yaratılması gerekir?
CEVAP:
Durum komedilerinde izler kitleye benzediği ve onları temsil ettiği varsayılan karakterlerin yaratılması gerekir.
#44
SORU:
Durum komedisi nasıl bir anlatı yapısına sahiptir?
CEVAP:
Durum komedisinde, karakterlerden birinin (genellikle ana karakterin) yaptığı iyiniyetli bir hatanın varolan düzeni (durumu) sarsması; karakterin durumu düzeltmeye çalışırken işleri daha da arap saçına çevirmesi, sonuçta ya şansın yardımıyla ya da diğer karakterlerin yardımıyla hatanın giderilmesi ve durumun yeniden normale dönüşü biçiminde bir anlatı yapısına sahiptir
#45
SORU:
Durum komedilerinde aksiyon nasıl başlar?
CEVAP:
Durum komedilerinde aksiyon varolan durumun bozulmasıyla başlar.
#46
SORU:
Çeşitli sabun ve temizlik maddesi üreticilerinin reklamlarını yayınladıkları ya da sponsorluğunu yaptıkları özellikle gündüz saatlerinde yayınlanan pembe diziler neden “soap” yani “sabun” opera olarak adlandırılmıştır?
CEVAP:
Çeşitli sabun ve temizlik maddesi üreticilerinin reklamlarını yayınladıkları ya da sponsorluğunu yaptıkları özellikle gündüz saatlerinde yayınlanan bu diziler bu nedenle “soap” yani “sabun” opera olarak adlandırılmıştır. Bu programların gündüz saatlerinde yayınlanması ve sponsorluğunun kadınlara yönelik tüketim malları üreten firmalarca yapılması, hedef izleyici kitlenin kadınlar, özellikle de ev kadınları olduğunu ortaya koyuyor. Çünkü ev kadınları bir yandan ev işlerini yaparken, bir yandan da bu dizileri takip edebilirler. Ayrıca ailede temizlik gereçleri, kozmetik ve yiyecek ürünlerinde hangi markaların satın alınacağına da onlar karar verir.
#47
SORU:
Pembe dizilerin dramatik bir anlatı türü olarak kültürel ve estetik değerine ilişkin genellikle kabul edilen görüş nedir?
CEVAP:
Pembe dizilerin dramatik bir anlatı türü olarak kültürel ve estetik değerine ilişkin genellikle kabul edilen görüş; bunların izleyenlere gerçek yaşamın sıkıntılarından bir kaçış yolu sağlayan, gerçek sorunlardan uzaklaşma olanağı veren; yeni, özgün hiçbir unsur içermeyen kitlesel kültür üretiminin bir parçası olduğu şeklindedir
#48
SORU:
Yayın kuruluşları çocuklara yönelik eğitici programlar yapmak yerine hedef kitleyi daha da genişleterek ailelere yönelik programlar da yapmayı niçin daha uygun bulmaktadırlar?
CEVAP:
Yayıncılık alanında yaşanan yoğun rekabet ve maddi baskılar, çizgi filmler dışında çocuk izleyicilere yönelik programlara bütçe ayrılmamasına neden olmaktadır. İşte bu yüzden, yayın kuruluşları hedef kitleyi daha da genişleterek ailelere yönelik programlar yapmayı daha uygun bulmaktadırlar.
#49
SORU:
Yapılan araştırmalar genel olarak televizyonun çocuk için hangi açılardan zararlı bir iletişim aracı olduğunu ortaya koymuştur?
CEVAP:
Yapılan araştırmalar genel olarak televizyonun çocuk için pek çok açıdan zararlı bir iletişim aracı olduğunu ortaya koymuştur. Araştırmalara göre çocuklar, televizyona bağımlı hale geldikçe girişimsizlik, düş kurma yeteneğinden yoksunluk, oyun zamanlarının kısalması, daha geç yatma, boş zamanlarını televizyonla geçirme, televizyonu eğlence amacıyla kullanma, tüketiciliklerinin artması, hobisizlik, şiddetten etkilenerek saldırgan tavırlar gösterme, kaba kuvvet kullanmaya eğilim, okuma oranının düşmesi sonucunda yazı kültürünün gerilemesi gibi etkilerle karşı karşıya kalmaktadırlar?
#50
SORU:
Çocuk programları hazırlanırken göz önüne alınması gereken temel ilkeler ve yaklaşımlar nelerdir?
CEVAP:
Çocuk programları hazırlanırken göz önüne alınması gereken temel ilkeler ve yaklaşımlar şöyle sıralanabilir: Çocukların günlük yaşantılarında başka başka kaynaklardan edindikleri bilgi ve deneylere yenilerini katabilmek amacıyla sürekli yeni, ilginç konular ve sunuş yolları bulmak için çaba gösterilmelidir. Programın yapımcısı, çocuktaki yersiz korku, çekingenlik gibi duyguları ortadan kaldırmayı ve çocukta kendine güven duygusunu yaratmayı amaç edinmelidir. Çocuk programlarında dikkat edilmesi gereken bir konu da nelerin bu programların dışında bırakılması gerektiği sorunudur.
Çocukların izleyecekleri televizyon programlarının, konu ve işleniş yönünden onların rahatlıkla anlayabileceği türden olması gereklidir. Hazırlanan programlarda yer alan karakterlerin olumlu özelliklerinin çoğunlukta olması büyük önem taşımaktadır. . Bu programlarla, simgesel tasarımlar (harfler, sayılar vb.), bilimsel süreçler (sınıflama, sıralama vb.), akıl yürütme, problem çözme, çevreyi ve dünyayı tanıma gibi alternatif pek çok konu işlenebilir. Çocuk programlarında çocuklara, diğer programlarda büyüklere davranıldığı gibi davranılmalıdır. Program hazırlanırken metinler dikkatle, mantığa uygun ve birbiriyle bağlantılı olarak yazılmalı; düşünce ve akıl yürütmeye önem
#51
SORU:
Çizgi filmin eğitim alanında kullanılması ve başarılı sonuçlar alınması, çizgi filmin hangi özelliklerinden kaynaklanmaktadır?
CEVAP:
Çizgi filmin eğitim alanında kullanılması ve başarılı sonuçlar alınması, onun yapısında varolan görsel düzenlemeler ile hareket ilişkisinden kaynaklanır.
#52
SORU:
Televizyon haberciliğinin üstünlüğü hangi durumdan kaynaklanmaktadır?
CEVAP:
Televizyon haberciliğinin en önemli özelliği canlı yayın yapabilme imkanıdır. Canlı yayınla herhangi bir yerde olup biteni, aynı zaman diliminde dünyaya duyurmak mümkün. Bu durum televizyon haberciliğinin üstünlüğüdür.
#53
SORU:
Stüdyoda seslendirilen haberler nasıl gerçekleştirilmektedir?
CEVAP:
Stüdyodan yayınlanan haberler iki biçimde olabilir: Birincisi DSF (Doğal Ses Fonda), ikinci durum ise sesli haber şeklindedir. DSF biçimindeki haberlerde, haber sunucusunun stüdyodan canlı yayın sırasında haber metninin tamamını kendisinin seslendirmesi durumudur.
#54
SORU:
Haber programları nelerdir?
CEVAP:
Haber programları; haber bültenleri, stüdyoda yayınlanan haberler, haber tartışma söyleşi programları, açık oturum programlarıdır.
#55
SORU:
Eğitim aracı olarak televizyon hangi amaçları gerçekleştirmek için kullanılmaktadır?
CEVAP:
Eğitim aracı olarak televizyon öğretimi destekleme, zenginleştirme, bilgi verme, yönlendirme, rehberlik, uyarı, açıklama, özetleme, pekiştirme, güdüleme, ilgi uyandırma, boşlukları doldurma, çalışma hızı empoze etme, bir kaynağı geniş kitlelere götürme, tutum değiştirme, ulaşılması güç olgu ve olayları sunma gibi amaçları gerçekleştirmek için kullanılmaktadır.
#56
SORU:
Televizyon eğitim programlarının öğretici olması için hangi özellikleri taşıması gerekir?
CEVAP:
Televizyon eğitim programlarının öğretici olması için; bütünlük taşıması, içinde merak, aksiyon, bilgi, kişisellik, gerçeklik ve yenilik ögeleri taşıması gerekir.
#57
SORU:
Eğitim programlarında senaryolar hazırlanırken nelere dikkat edilmelidir?
CEVAP:
Eğitim programlarında senaryolar hazırlanırken cümleler oldukça kısa, yalın ve konuşma diliyle yazılmış olması gerekir. Eğitim programlarının giriş bölümleri, kısa ama yoğun bilgilerin olduğu, izleyicinin ilgisini çekebilecek biçimde hazırlanmalıdır. Program içinde tekrarlamalara, özetlemelere ve duraklamalara belirli aralıklarla yer verilmelidir. Sonuç bölümleri de anlatılanları bağlayıcı, toparlayıcı ve özetleyici özellikte olmalıdır.
#58
SORU:
Müzik programlarında kullanılacak görsel malzeme nasıl olmalıdır?
CEVAP:
Müzik programlarında kullanılacak görsel malzeme ilginç olmalı ve aynı zamanda müziği ritm, karakter ve yorum yönleriyle tamamlayıcı olmalıdır. Ses ve görüntü birlikteliği oluşturulmalı ve izleyiciye kameraların varlığı hissettirilmemelidir. Her zaman ilginç geçişler araştırılması, uygun görsel malzeme arayışı içinde olunması gerekir.