İSLAM İBADET ESASLARI Dersi NAMAZ: ÖZEL HÜKÜMLER soru cevapları:

Toplam 53 Soru & Cevap
PAYLAŞ:

#1

SORU: Cenaze namazının başlıca anlamı nedir?


CEVAP: Cenaze namazı, ölü için dua ve istiğfardan ibaret farz-ı kifâye bir namazdır; ölünün günah ve kusurlarının affolunmasını Allah’tan istemektir.

#2

SORU: Müslüman olmayan bir yakını ölen kişi, nasıl bir defin işlemi yapabilir?


CEVAP: Müslüman olmayan bir yakını ölüp, bu ölünün yıkama, kefenleme ve defin işlerini yapacak kendisinden başka birisi bulunmayan bir Müslüman, onu yıkar, kefenler ve kabre defneder. Ancak bu hususta İslâmî usûlleri uygulamaz.

#3

SORU: Bayram namazına yetişilemediği zaman ne yapılır?


CEVAP: Bayram namazına hiç yetişemeyen kişi, kendi başına bayram namazını kılamaz, dilerse dört rek’at nâfile namazı kılar, bu bir kuşluk namazı yerine geçer. Şâfiîler’e göre, bayram namazlarını cemaatle kılmak daha faziletlidir. Ancak bu namaz, onlara göre tek başına hutbesiz de kılınabilir. Bu sebeple, kadınlar ve yolcular da bu namazı kılabilirler. Hanbelî mezhebine göre de, imam ile kılmayan bir kişinin bu namazı tek başına kazâ etmesi sünnettir.

#4

SORU: “Mu‘tezile” kelimesi, lugâvî anlamı itibariyle ne demektir?


CEVAP: İslâmiyet’te bugün bilinen şekliyle beş vakit namaz hicretten bir buçuk yıl önce “Mi‘râc” gecesinde farz kılınmıştır. Cebrâil, beş vakit namazın farz kılındığının ertesi günü Hz. Peygamber’e gelerek O’na Mescid-i Haram’da imamlık yapmış ve namazın vakitlerini öğretmiştir. Hz. Peygamber de bundan böyle her gün farz olan beş vakit namazı devamlı olarak kılmış, bu namazları imam olarak cemaate kıldırmış ve ayrıca “Yüce Allah mümin kullarına bir gündüz ve bir gecede beş vakit namazı farz kılmıştır. Allah, bu beş vakit namazı küçümsemeden hakkını vererek kılan kimseyi Cennet’e sokmaya söz vermiştir. Fakat bu namazları kılmayan kimseler için böyle bir sözü yoktur. Dilerse azab eder, dilerse bağışlar” (Ebû Dâvûd, “Vitr”, 2; Nesâî, “Salât”, 6) anlamındaki hadisi ve buna benzer diğer hadisleriyle de (bk. Buhârî, “İman”, 34; “Zekât”, 41, 63) günde beş vakit namazın farz kılınmış bulunduğunu açıklamıştır.

#5

SORU: İkindi namazının vakti ne zaman başlar ve son bulur?


CEVAP: İkindi namazının vakti, öğle vaktinin çıktığı andan itibaren başlar ve güneşin batması ile son bulur.

#6

SORU: Cuma namazının hükmü nedir ve kaç rekattır?


CEVAP: Şartlarını taşıyan kimseler için cuma namazıfarz-ı ayındır ve iki rek‘attır. Bu namazın farz olduğu Kitap, Sünnet ve icma ile sabittir.

#7

SORU: Yatsı namazının vakti ne zaman başlar ve sona erer?


CEVAP: Yatsı namazının vakti, yukarıda belirtilen batı ufkunda beliren şafağın kaybolmasından itibaren başlar, ikinci fecrin oluşumuna kadar devam eder.

#8

SORU: Namazın meşruiyeti neye dayanır?


CEVAP: Beş vakit namazın meşruiyeti ve farz oluşu Kur’ân-ı Kerim, Sünnet ve icma ile sabit olmuştur. Kur’ân-ı Kerim’de bir taraftan “Namaz kılın” ifadesiyle namaz farz kılınmış ve diğer taraftan “Namaz, müminler üzerine vakitleri belli farzdır” (en-Nisâ 4/103) buyrularak namazın belli vakitlerde kılınacağı beyan edilmiş ve bazı ayetlerde beş vakit namaza işaret edilmiştir (el-Bakara 2/238; Hûd 11/114; el-İsrâ 17/78; Tâhâ 20/130; er-Rûm 30/17-18).

#9

SORU: Mu‘tezilî fikirlerin ve temel ilkelerin teşekkülünde etkili olan ana faktörler nelerdir?


CEVAP: Fakihlerden bir kısmı, yılın bir mevsiminde batı ufkundaki akşamın şafağı kaybolup karanlık durumu meydana gelmeden tanyerinin ağardığı yerdeki bir kişiye, yatsı namazının farz olmadığına fetva vermişlerdir. Bu fetvalarını, abdest organlarından bir veya ikisini kaybeden kimsenin bu organları yıkama yükümlülüğünün düşmesine kıyas ederek ortaya koymuşlardır. Fıkıh bilginlerinin çoğunluğu ise, bu bölgelerde yaşayan Müslümanların da beş vakit namazı kılmakla yükümlü olduklarını ifade etmişlerdir. Bu âlimlere göre, bu bölgelerde yaşayan kişiler, bulundukları yerde bu namazlardan herhangi birinin vakti gerçekleşmezse ya o namazı kazâ olarak kılarlar veyahut o beldeye en yakın olup, beş vakit namazın vakitleri tam olarak gerçekleşen beldenin vakitlerine göre, vakitleri takdir ederek namazları edâya çalışırlar.

#10

SORU: Bayram namazlarının birlikte kılınması ve kıraati ile ilgili hüküm nedir?


CEVAP: Cemaatle kılınır ve kıraat açıktan yapılır. Ezan ve kâmet okunmaz.

#11

SORU: Hz. Peygamber’in, kişinin namazında şüpheye düştüğü durumda ne yapması gerektiği hakkındaki beyanı nedir?


CEVAP: Hz. Peygamber: “Sizden biri namazında şüpheye düşerse, doğrusunu içinden araştırsın ve namazını kanaatine göre tamamlasın, sonra selam versin ve sehiv secdesi (yani yanıldığı için iki secde) yapsın” (Buhârî, “Salât”, 31) buyurmuştur.

#12

SORU: Bayram namazlarında niyet nasıl yapılır?


CEVAP: İmam, “Niyet ettim Allah rızası için iki rek’at Ramazan veya Kurban bayramı namazını kılmaya” diye niyet eder. Cemaat de, “Niyet ettim Allah rızası için iki rek’at Ramazan veya Kurban bayramı namazını kılmaya, uydum hazır olan imama” şeklinde niyet eder.

#13

SORU: Sünnet namazların başlıca özellikleri nelerdir?


CEVAP: Sünnet namazların her rek‘atında kıraat farzdır. Dört rek‘atlık gayri müekked sünnet namazlarda (ikindi namazının sünneti ile yatsı namazının ilk sünneti), müekked sünnetlerden farklı olarak ilk oturuşda tahiyyattan sonra salli-bârik duaları okunur ve üçüncü rek’ata sübhâneke ile başlanır. Farz namazların öncesinde veya sonrasında kılınan sünnet namazlar farz namazlara hazırlayıcı, onları koruyucu ve eksiklerini telâfi edici ibadetlerdir. Ayrıca bu namazlar Hz. Peygamber’e bağlılığın bir göstergesi olup terk edilmesi hoş karşılanmaz.

#14

SORU: Vitir namazı kaç rekâttır ve vakti ne zamandır?


CEVAP: Vitir namazı vacip olup üç rek’attır. Vitir namazının vakti yatsı vaktidir.

#15

SORU: Sünnet namazların kaza ile ilgili hükmü nedir?


CEVAP: Hanefîler’e göre başlanılmış bir sünnetin bozulması halinde kazâsı vaciptir. Hanefîler’e göre farza tâbi sünnet namazlar vakit çıktıktan sonra kazâ edilmez. Sadece sabah namazının sünneti farzı ile birlikte kerâhet vakti çıktıktan sonra o günün öğle vaktine kadar bir zaman diliminde kazâ edilebilir.

#16

SORU: Günlük namazların kaçar rekâtı farzdır?


CEVAP: Günlük farz namazların rek‘at sayıları; sabah iki, öğle dört, ikindi dört, akşam üç ve yatsı dört olmak üzere toplam on yedi rek‘at olarak Peygamberimiz’in uygulamalarıyla sabit olmuştur.

#17

SORU: Mu‘tezile, Ehl-i Sünnet’in Allah’a izafe ettiği subutî sıfatlar hakkında nasıl bir tasnif yapmaktadır?


CEVAP: Terâvih namazı Ramazan ayına mahsus bir namaz olup yatsı namazının vaktinde vitirden önce yirmi rek’at olarak kılınır. Terâvih Arapça tervîha kelimesinin çoğulu olup sözlükte nefsi dinlendirmek, rahatlatmak gibi anlamlara gelir. Terâvih namazının her dört rek‘atı sonunda bir süre oturularak istirahat edildiği için bu dört rek‘ata bir tervîha adı verilmiştir.

#18

SORU: Hangi namazlar farz namazlardır?


CEVAP: Günlük beş vakit namaz ve cuma namazları farz-ı ayındır. Cenaze namazı ise farz-ı kifâyedir.

#19

SORU: Öğle namazının vakti ne zaman başlar?


CEVAP: Öğle namazının vakti, güneşin gökyüzünde çıktığı en yüksek noktadan (istivâ) batıya doğru meyletmesiyle (zevâl) başlar. Bu vaktin sonu ile ilgili iki görüş vardır.

#20

SORU: Bayram namazının ilk rekâtının diğer namazlara öre farkı nedir?


CEVAP: Tekbir getirerek eller bağlanır ve gizlice “Sübhaneke” okunur. İmam açıktan, cemaat de gizlice “Allahu ekber” diye üç defa tekbir alır. Her defasında eller yukarıya kaldırılıp daha sonra yanlara salıverilir ve her tekbir arasında üç tekbir miktarı durulur. Üçüncü tekbirin ardından yine eller bağlanır, imam gizlice “Eûzü- Besmele”yi okur ve daha sonra Fâtiha ile bir miktar da Kur’ân’dan okur, açıktan “Allahu ekber” diyerek - bilindiği şekilde- rükû ve secdelere gider.

#21

SORU: Sabah namazının vaktinin başlangıç ve bitişi ne zamanlardır?


CEVAP: Sabah namazının vakti, ikinci fecrin meydana gelmesinden, yani tan yerinin ağarmasıyla başlar, güneşin doğmasıyla son bulur.

#22

SORU: Sehiv secdesi nedir?


CEVAP: Sehiv secdesi, yanılarak (sehven) farzın te’hîr’inden (geciktirilmesinden) veya vacibin terk ve te’hîr edilmesinden dolayı namazda meydana gelen eksiklikleri telâfi etmek ve namazı tamamlamak için namazın sonunda yapılan secdeleri ifade eder.

#23

SORU: Bayram namazları, kaçar rek‘attır?


CEVAP: Bayram namazları, ikişer rek‘attır.

#24

SORU: Mekke döneminde namaz nerelerde kılınmıştı?


CEVAP: Mekke döneminde gerek Peygamberimiz ve gerekse ilk Müslümanlar, müşriklerin baskı ve hakaretlerine rağmen öğle tenhalığında Mescid-i Haram’da, evlerinde, vadilerde, bahçelerde ve benzeri yerlerde namaz kılıyorlardı. Müşriklerin baskıları artınca Erkam adlı sahâbînin evini mescit haline getirmişlerdi.

#25

SORU: Akşam namazının vakti ne zaman başlar ve sona erer?


CEVAP: Akşam namazının vakti, güneşin batmasıyla başlar, batı ufkunda meydana gelen “şafak”ın kaybolmasıyla sona erer.

#26

SORU: Bayram namazlarının vakti ne zamandır?


CEVAP: Bayram namazlarının ilk vakti, güneşin yaklaşık beş, altı derece yükseldiği zamandır. Bu vakit, güneşin doğuşundan yaklaşık 40-50 dakika sonradır. İşte bayram namazı bu vakitten itibaren başlamak üzere öğle namazına kadar kılınabilir.

#27

SORU: Teşrik tekbirleri nedir?


CEVAP: Arefe gününün sabah namazından itibaren kurban bayramın dördüncü gününün ikindi namazına (bunlar dâhil) kadar yirmi üç vakit farz namazını müteakip bir defa: “Allahu ekber, Allahu ekber, Lâ ilâhe illallahu vallahu ekber, Allahu ekber ve lillahilhamd” diye tekbir getirilir. Bu tekbirlere “teşrîk tekbirleri” denir.

#28

SORU: Basra Mu‘tezile ekolünün daha çok üzerinde durduğu mesele nedir?


CEVAP: “Tilâvet” sözlükte okuma anlamına gelir. Fıkıhta, secde ayetlerinin okunmasından dolayı yapılan secdeye “tilâvet secdesi” denir. Kur’ân-ı Kerim’de ondört secde ayeti vardır ve şunlardır: el-A’râf 7/206; er-Ra’d 13/15; en-Nahl 16/50; el-İsrâ 17/109; Meryem 19/25; el-Hâc 22/18; el-Furkân 25/60; en-Neml 27/25; es-Secde 32/15; Sâd 38/24; el-Fussilet 41/37; en-Necm 53/62; el-İnşikâk 84/20; el-‘Alak 96/19.

#29

SORU: Namaz, beş vakit olarak farz kılınmadan önce kaçar vakit kılınıyordu?


CEVAP: Kaynaklarda, Mekke döneminde beş vakit namaz farz kılınmadan önce sabah ve akşam olmak üzere ikişer rek‘at halinde iki vakit namaz kılındığı belirtilmektedir. Bu iki vakit namazın dışında el-Müzzemmil sûresinin ilk ayetleriyle gece namazına kalkılması ve bunların belli bir vakit içinde edâ edilmesi emredilmişken aynı sûrenin 20. ayetinde, Yüce Allah’ın bu hususta yaşanan zorluklardan dolayı müminleri bu namazdan bağışladığı bildirilmiştir.

#30

SORU: Sünnet namazlar cemaatle mi tek başına mı kılınır?


CEVAP: Farz namazlara tâbi sünnet namazlar terâvih namazı dışanda tek başına yani cemaatsiz kılınır.

#31

SORU: Ölünün cenaze namazının kılınabilmesi için vücut bütünlüğü nasıl olabilir?


CEVAP: Vücudunun tamamı veya yarısından fazlası olan yahut başı ile vücudunun yarısı olan bir Müslüman ölünün namazı kılınır. Hanefî ve Mâlikîlere göre, cenaze namazının kılınabilmesi için, ölünün cemaatin önünde hazır ve mevut olması gerekir, gıyabî cenaze namazı kılınamaz.

#32

SORU: Bayram namazı hakkındaki hüküm nedir?


CEVAP: Kendilerine cuma namazı farz olan kişilere, bayram namazları vaciptir. Ancak bayram namazlarında hutbe namazdan sonra okunur ve sünnettir. Hanbelî mezhebinde bir görüşe göre, bayram namazları farz-ı kifâye, Şâfiî ve Mâlikî mezheplerine göre ise müekked sünnettir.

#33

SORU: Bayram namazının ikinci rekâtının diğer namazlara öre farkı nedir?


CEVAP: İmam gizlice “Besmele”yi okuduktan sonra açıktan Fâtiha ile bir miktar da Kur’ân’dan okur, tekrar üç defa eller kaldırılarak, birinci rek’atta olduğu gibi tekbir alınır, bu üç tekbirden sonra yine imam açıktan cemaat de gizlice “Allahu ekber” diye tekbir alarak rükû ve secdelere varılır.

#34

SORU: Hanefî mezhebine göre, yolculuklarda kılınan farz namazın hükmü nedir?


CEVAP: Hanefî mezhebine göre, yolculuklarda dört rek’atlı farz namazların kısaltılıp ikişer rek’at olarak kılınması vaciptir; yolcunun namazlarını bilerek iki rek’attan fazla kılması mekruhtur.

#35

SORU: Sünnet namazlar nedir?


CEVAP: Beş vakit farz namaz ile cuma namazının farzının önünde ve sonunda kılınan namazlar sünnet namazlar olarak isimlendirilir. Farzlara tâbi olarak kılanan bu namazların bir kısmı müekked sünnet (Hz. Peygamber’in devamlıkıldığı) ve gayri müekked sünnet (Hz. Peygamber’in ara sıra terk ettiği) şeklinde iki kısma ayrılır. Gayri müekked sünnetler müstehab veya mendup olarak da adlandırılır.

#36

SORU: Kaynaklarda salâtü’l-havf olarak geçen namaz nedir?


CEVAP: Kaynaklarda salâtü’l-havf olarak geçen korku namazı; korku ve tehlike halinde Müslüman askerlerin, nöbet ve savaş halinin gereği olan önlemleri almayı ihmal etmeksizin iki gruba ayrılarak askerî birliği sevk ve idare eden başkomutanın veya ona vekâlet eden imamın arkasında sırayla saf tutarak farz namazın bir kısmını imamın arkasında, diğer kısmını da kendi başlarına kılmalarını ifade eder.

#37

SORU: Namaz secdesi nedir?


CEVAP: Cenaze namazının dışındaki bütün namazların her bir rek‘atında iki defa yapılan secdelere “namaz secdesi” denir.

#38

SORU: Mu‘tezile’nin tevhid anlayışına bakış açısı ne yöndedir?


CEVAP: Onlara göre Allah birdir, eşi ve benzeri yoktur. Allah’ın bir ve kadîm olması, O’nun en özel sıfatlarıdır. Eğer Allah’ın kadîm oluşu dışında O’na çeşitli sıfatlar isnad edilirse Allah’tan başka birçok kadîm varlığın mevcudiyeti kabul edilmiş olur. Böylece teaddüd-i kudemâ yani kadîm varlıkların çokluğu ortaya çıkar ki bu durum, Allah’ın birliği gerçeğine aykırıdır.

#39

SORU: Ebû Hanîfe’ye göre, ölü doğan çocuğun yıkanmasıyla ilgili hüküm nedir?


CEVAP: Ebû Hanîfe’ye göre, ölü doğan çocuk organları belirgin ise yıkanır, bir beze sarılır, ancak namazı kılınmaz, organları belirgin değilse yıkanması da gerekmez, bir beze sarılarak defnedilir. Kural olarak erkeği erkek, kadını da kadın yıkar (ğasleder).

#40

SORU: İskât-ı salât nedir?


CEVAP: Beş vakit farz namazlar ile vitir namazlarını îmâ ile bile olsa edâ veya kazâ etmeye gücü yettiği halde kılmadan ölen bir kişinin uhdesinde bulunan namazlarının uhrevî (âhiretle ilgili) sorumluluğundan kurtulabilmesi ümidiyle, onun adına fakirlere tasadduk ve bağışta bulunmak suretiyle o kişinin kazâya kalmış namaz borçlarının düşürülmesi işlemine “iskât-ı salât” adı verilmektedir. Namaz bedenî bir ibadet olup onun herhangi bir malî bedeli yoktur. Bazı fakihler oruçtaki fidye uygulamasına (bk. el-Bakara 2/184) kıyas ederek namazda da aynı uygulamanın olabileceğine işaret etmişleridir.

#41

SORU: Cenaze namazının rükünleri nelerdir?


CEVAP: Cenaze namazının rükünleri (farzları) dört tekbir ve kıyam (ayakta durmak)’dır.

#42

SORU: Şükür secdesi nedir ve nasıl yapılır?


CEVAP: Allah’a şükürden dolayı yapılan secdeye “şükür secdesi” denir. Şükür secdesinin şartları ile yapılış biçimi, tilâvet secdesi gibidir.

#43

SORU: Mu‘tezile’ye göre eğer Allah’ın zatından başka ilim, kudret gibi müstakil bir mana tasavvur edilecek olması durumunda “tevhid” kavramı neden bozulur?


CEVAP: Tahiyyyetü’l-mescid, kuşluk (duhâ) namazı, teheccüd namazı, istihâre namazı, teşbih namazı, hâcet namazı, yağmur duası ve namazı, küsûf ve husûf (güneş ve ay tutulması) namazı, kandil geceleri namazı.

#44

SORU: Hz. Peygamber’in hastaların namaz kılma şekilleriyle ilgili beyanı nedir?


CEVAP: Hz. Peygamber de bedensel hastalığı bulunan bir kişiye: “Ayakta kıl, eğer buna gücün yetmezse oturarak, ona da gücün yetmezse yan yatarak kıl. Buna da gücün yetmezse sırt üstü yatarak kıl. Zira Allah kimseye gücünün üstünde bir şeyi yüklememiştir” (bk. Buhârî, “Taksîr”, 19; Ebû Dâvûd, Salât,175) buyurarak hastaların güçlerinin yeteceği şekilde namaz kılabileceklerini açıklamıştır.

#45

SORU: Sehiv secdesi nasıl yapılır?


CEVAP: Sehiv secdesi namazın son oturuşunda (ka‘de-i ahîre) yapılır. Tek başına kılan kişi tahiyyat, salli-bârik dualarını okuyup sağ ve sol taraflara selam verdikten sonra namazın son oturuşunda (ka‘de-i ahîre) selam verilir, daha sonra “Allahu ekber” denilerek secdeye varılıp üç defa “Sübhâna Rabbiye’l-a’lâ” okunur, sonra “Allahu ekber” denilerek secdeden doğrulup oturulur, bir tesbih miktarı oturuşdan (celse) sonra yeniden “Allahu ekber” diye ikinci secdeye varılır, yine üç defa “Sübhâne Rabbiye’l-a’lâ” okunduktan sonra “Allahu ekber” denilerek doğrulup oturulur. Tahiyyât, salli-bârik ve rabbenâ âtinâ duaları okunduktan sonra önce sağ tarafa, sonra da sol tarafa selam verilir.

#46

SORU: İbadetlerin hastalık vb. durumlardaki ifa şekli üzerine Kur’an’da geçen hüküm nedir?


CEVAP: Kur’ân-ı Kerim’de, Allah’ın her şahsa, ancak gücünün yettiği kadar sorumluluk yüklediği (el-Bakara 2/286), dinde güçlük bulunmadığı (el-Hâc 22/78), hastalara her konuda kolaylıkların getirildiği (en-Nûr 24/61) ve ibadetin ayakta, oturarak ve yan üzere yatarak yapılabileceği (Âl-i İmrân 3/191) beyan edilmiştir.

#47

SORU: Mu‘tezile ekolü “va‘d” ve “va‘îd” kavramlarını nasıl görür?


CEVAP: Hanefî fıkıh bilginlerinden bir kısmı, bir yolcunun orta yürüyüşle üç günde (ortalama on sekiz saatte) kat edebileceği mesafe’yi -yolun düz veya engebeli olma durumuna göre- on beş, on sekiz ve yirmi bir fersah olarak takdir etmişler ve bir kimsenin bu kadar fersahlık bir mesafeyi pek kısa bir zamanda katetmiş olsa bile, o kimsenin dinen yolcu sayılıp seferilik hükümlerinden yararlanabileceğini ileri sürmüşlerdir. Günümüzde ise, sabahtan öğlene kadar geçen altı saatlik yolculuk süresinde orta yürüyüşle katedilebilecek mesafenin kilometre olarak karşılığı şöyle tesbit edilmiştir: Bir saatte ortalama beş kilometrelik bir mesafe katedilebildiği dikkate alınacak olursa, on sekiz saatte 90 kilometrelik yol katedilmiş olur.

#48

SORU: Hanefilere göre yolculuk hükümlerine göre seferilik ne zaman zuhur eder?


CEVAP: Hanefilere göre yolculuk hükümleri, en az orta yürüyüşle üç günlük bir mesafeye gidecek yolcular için sabit ve cari olur. “Orta yürüyüş”, karada, yaya yürüyüşü ve kafile arasındaki deve yürüyüşüdür. Çok yavaş giden kağnı arabası ile çok hızlı giden at’ın yürüyüşüne itibar edilmez. Denizlerde ise, bu mesafe yelkenli gemilerin mutedil bir havada üç günde katettiği mesafedir.

#49

SORU: “Sefer” ne anlama gelir?


CEVAP: Arapça’da “sefer” ve “müsâferet”, bir yerden başka bir yere gitmek, yolculuk etmek, yolculuk gibi anlamlara gelir. Bir yerden başka bir yere giden kimseye de “müsâfir” (yolcu) adı verilir. Fıkıh terimi olarak ise, sefer: “Oturulan yerden kalkıp belli bir mesafeye gitmek veya özellikle ibadetler bakımından bazı hükümlerin değişmesine sebep olacak kadar uzak bir yere gitmek” şeklinde tanımlanır.

#50

SORU: Ölülerin yıkanmasıyla ilgili temel hükümler nelerdir?


CEVAP: Yıkayıcı (ğâsil) yoksa erkeği karısı yıkayabilir, ancak Hanefîlere göre koca karısını yıkayamaz. Bu takdirde kocası teyemmüm ettirir. Yine, yolculuk esnasında erkekler arasında bulanan bir kadın ölünce, kadın yıkayıcı bulunmaz ve kocası da bulunmazsa bir başka erkek eline bez sararak veya eldiven takarak gözlerini kapatarak kadına teyemmüm ettirir. Yine kadınlar arasında vefat eden bir erkeği yıkayacak erkek bir kimse bulunmazsa, bir kadın eline bir bez sararak veya eldiven ile erkeğe teyemmüm ettirir. Su bulunmadığı takdirde de teyemmüm ile yetinilir. Henüz temyiz çağına ulaşmamış kız çocuğu bir erkek, erkek çocuğu da bir kadın yıkayabilir.

#51

SORU: Mu‘tezile neden “İslam rasyonalistleri” olarak adlandırılmıştır?


CEVAP: Kefen ölünün bir çeşit elbisesi demektir. Ölünün elbisesi, üç parça bezden ibarettir. Birinci parça bez (kamîs: gömlek)’in uzunluğu, boyundan ayaklara kadar olur. İkinci parça bez (izâr: don ve etek)’in uzunluğu ise, baştan ayağa kadar olur. Üçüncü parça bez (lifâfe: sargı), baş ve ayak taraflarından düğümleneceğinden ikinci parçadan biraz daha uzun olur. Kadınların kefeni, bu üç parçaya ilave olarak ayrı bir başörtüsü ve bir de göğüs örtüsü olmak üzere beş parça bezdir. Burada işaret edilmelidir ki, kefenlik bez bulmakta güçlük çekiliyorsa, iki parça bezle (izâr ve lifâfe) yetinilir. Bu durumda kadınlara bu iki parça beze ayrı bir başörtüsü ilave edilir. Çok zarurî yokluk durumlarında ise, erkek olsun kadın olsun cenaze bir parça kefen bezi ile sarılır.

#52

SORU: Ölünün defninden sonra mezarın başında beklenmesi meselesi nedir?


CEVAP: Defin işi tamamlandıktan sonra, mezarın başında ve etrafında oturularak Kur’ân’dan bölümler okunması konusu tartışmalıdır. Okunabileceği yönünde Hz. Peygamber’den sağlıklı bir bilgi gelmiş değildir. Onun defin sonrasıyla ilgili bilinen sünneti şudur: Bir cenaze gömüldükten sonra hemen ayrılmaz; cenazenin başında bir süre kalır ve etraftakilere şöyle derdi: “Kardeşiniz için Yüce Allah’tan bağışlanma ve sükûnet dileyin. Çünkü o şimdi sorguya çekilmektedir.” (Ebû Dâvûd, “Cenâiz”, 67- 69).

#53

SORU: Şehid ve şehitlik hakkındaki hüküm nedir?


CEVAP: Allah yolunda öldürülenlere “şehîd” denir. Şehitlik, yüce bir mertebedir. Kur’ân-ı Kerim’de: “Allah yolunda öldürülenlere ölüler demeyin. Bilakis onlar diridirler, lâkin siz anlayamazsınız” (el-Bakara 2/154), “Allah yolunda öldürülenleri sakın ölü sanmayın. Bilakis onlar diridirler; Allah’ın lütuf ve kereminden kendilerine verdikleri ile sevinçli bir halde Rableri yanında rızıklara mazhar olmaktadırlar...” (Âl-i İmrân 3/169-170) buyrulmuştur.