KAMU YÖNETİMİNDE ÇAĞDAŞ YAKLAŞIMLAR Dersi YENİ KAMU YÖNETİMİ soru cevapları:
Toplam 65 Soru & Cevap#1
SORU: Kamu yönetiminde paradigma değişimi nasıl bir süreç izlemiştir?
CEVAP: 20. yüzyılın ikinci yarısında itibaren liberal tezin etkisini hissetmeye başlayan kamu yönetimi, zamanla oldukça kapsamlı sayılabilecek bir değişim sürecine girmiştir. Bazı dönemlerde bu değişim oldukça sert olmuş, gelişmiş ülkelerde kamuoyundan destek görmüş ve teoriden uygulamaya aktarılmıştır. Bazı dönemlerde ise geçici heves niteliğinden kurtulamamış ve etkisi çok zayıf kalmıştır. Yeni kamu yönetimi (YKY) düşüncesi, kamu yönetiminde görülen bu değişim sürecinden en fazla pay alan akım olmuştur. Bu yönüyle birçok ülkede etkisi hâlâ devam etmektedir. 1980’lerin ortasından itibaren kamu sektörünün geliştiği ülkelerde yönetim sisteminde önemli bir değişim sürecine girilmiştir. Zamanla 20. yüzyıla hakim olan kamu yönetiminin katı hiyerarşik ve bürokratik yapısı, esnek ve piyasa tabanlı kamu yönetimine dönüşmüştür. Bu durum basit bir reform değil, toplumda hükümetlerin rolü ile ilgili önemli bir değişim olarak nitelendirilmiştir
#2
SORU: Yeni kamu yönetimi (YKY) anlayışının oluşmasında neler etkili olmuştur?
CEVAP: Küresel rekabetin hızlandığı bugünkü ortamda, her alanda yeni teknolojilerin hızla eskilerini bertaraf etmesi, zor da olsa yönetim düşünce sistemine hız katacak ve değişikliğe uyabilecek yeni bir paradigmaya gerek duymaktadır. Bu süreçte YKY, önemli bir paradigma değişimi olarak karşımıza çıkmaktadır.
#3
SORU: Devletin geleneksel fonksiyonları olan kamu hizmetlerinde yetersiz kalınmasına neler sebep olmuştur?
CEVAP: Son dönemde bilginin ve teknolojinin ateşlediği değişim ortamı, örgütsel yapılar ve işleyiş üzerindeki baskısını artırınca, devamlılıklarını sürdürebilmek için çevresel değişmelere daha duyarlı olma gereği duyan örgütler, bürokrasi dışında yeni yapısal arayışlara yönelmişlerdir. Bu süreçte devletin geleneksel fonksiyonları arasında gösterilen bazı kamu hizmetleri, gerek nicelik gerekse nitelik açısından değişen ve gelişen sosyal talepleri karşılamada yetersiz kalmışlardır.
#4
SORU: Yeni kamu yönetimi (YKY) anlayışı neleri sağlamayı öngörmektedir?
CEVAP: Bu yeni yönetim paradigması, devletin toplumdaki rolünü, hükümet, bürokrasi ve vatandaşlar arasındaki ilişkileri, yeniden tanımlamak ve biçimlendirmek amacını taşımıştır. Bunu da devleti büyütmekle ya da küçültmekle değil, onu asli klasik fonksiyonlarına çekerek daha etkin hâle getirmekle, vatandaşların devlet ve kamu yönetimi karşısındaki konumunu ve yönetime katılma olanaklarını geliştirmekle sağlamayı öngörmüştür
#5
SORU: Yeni kamu yönetimi (YKY) anlayışının odağını hangi konular oluşturmaktadır?
CEVAP: Yeni anlayış; örgüt ve yönetiminde yönetici ve yönetilen arasında insancıl davranışların varlığı, yönetim ile halk arasında iyi ilişkilerin kurulması, hem örgüt içinden hem dışından yönetime katılmaların olması, hedef kitlelerin istekleri ve beklentileri doğrultusunda mal ve hizmet üretilmesi, hizmet alanların ve sunanların maddi ve manevi açıdan memnun edilmesi gibi özellikler üzerinde odaklaşmaktadır.
#6
SORU: Kamu yönetiminde paradigma değişimi hangi değişimleri gerektirmektedir?
CEVAP: Kamu yönetiminde, çabuk hareket etme, hızlı karar alma, yönetime dinamik ve daha esnek bir yapı kazandırma, değişen ve gelişen koşulların ortaya çıkardığı toplumsal taleplerin karşılanması amacına yönelik bir yapı oluşturma gibi süreçleri gündeme getirmiştir. Yaşanan bu değişimin temel nedenleri olarak; rekabet avantajı sağlamaya dönük istek ve ihtiyaçlar, uzun dönemli gelir veya bütçe kısıntıları ve hukuksal düzenlemelerin gerekleri gösterilmektedir.
#7
SORU: Kamu yönetimindeki değişimin temel öğesi nedir?
CEVAP: Değişimin temel ögesi ise ekonomik kalkınma stratejisinin serbest piyasa ekonomisi koşullarına dayandırılarak, kalkınma dinamizminin özel sektöre kaydırılması olarak belirtilebilir. Bu ise uzun yıllardır yürürlükte olduğu kabul edilen, devletin ekonomideki rolünün ve müdahalesinin kurumsallaştırıldığı politikaların sona erdirilmesi anlamına gelmektedir. Yaşanan gelişmelere bakıldığında bu değişimin bir ihtiyaç değil bir zorunluluk, bir tercih değil bir kaçınılmazlık olduğu sonucuna rahatlıkla varılabilir.
#8
SORU: 21. yüzyıl ile beraber gelen değişim toplumları nasıl etkilemiştir?
CEVAP: 21. yüzyılın beraberinde getirdiği değişim rüzgârı gerek özel gerekse kamu sektörü olmak üzere toplumun tüm kesimlerini etkilemiştir. Bu süreçte modern toplumdan postmodern topluma geçiş yönünde yeni ilkeler benimsenmiş ve yeni yükselen değerler, toplumları geleneksel değerlerden kopmaya ve değişime zorlamıştır. Bu durumun gündeme getirdiği yenilikler, toplumun yaşam tarzını da çeşitlendirmiştir. Bireycilik ve buna paralel olarak artan farklılaşma toplumu şekillendirmiştir. Böyle bir ortamda belirsizlik ve karmaşıklık ön plana çıkmış, yeni sosyal sorunlarla beklenmedik bir şekilde karşılaşılmış ve kamusal faaliyetler için beklenmeyen talepler gündeme gelmiştir. Bu durumda kamu yönetimitoplum ilişkisi de değişmiş, toplumun merkezden uzaklaşma ve kopma eğilimleri karşısında, buna entegre politikalarla karşılık verme gerekliliği gündeme gelmiştir.
#9
SORU: Değişimi yönetme süreci nedir?
CEVAP: Hassas dengeler üzerine kurulu değişim yönetimi; değişim çabasını yöneten insanlarla yeni stratejileri uygulamaları beklenen insanlar arasındaki iletişimi yönetmek, değişimin gerçekleşebileceği bir örgüt ortamı oluşturmak ve örgütlerde geleneksel olarak yasaklanmış bulunan, oysa başarılı bir dönüşüm için gerekli olan duygusal bağları yönetmek anlamına gelmektedir. Bu şekilde yönetilme ihtiyacı duyan değişim süreci, yeni toplumsal kurumlar üzerinde de derin etkiler yapmaktadır.
#10
SORU: Değişim süreci toplumsal kurumlar üzerinde nasıl bir etki yaratmaktadır?
CEVAP: Yönetilme ihtiyacı duyan değişim süreci, yeni toplumsal kurumlar üzerinde de derin etkiler yapmaktadır. Örgütler, bilim ve teknolojinin yanında insan niteliğine ilişkin değer ve kavramlardan oluşan değişimleri yaşamaktadırlar. Bu değişimlere uygun cevap veremeyen örgütler, sürekli biçimde, bilinmeyen, beklenmeyen ve denetlenemeyen güçlerle tehdit edilmektedir.
#11
SORU: Değişim sürecinde kurumlar ve toplum üzerinde ne tür baskılar ortaya çıkmaktadır?
CEVAP: Değişim sürecinde değişimi gerekli kılan en önemli neden olarak, baskılar dikkat çekmektedir. Bunlar; daha iyi, daha ucuz, daha ekonomik yönetim istekleri biçiminde ortaya çıkan pragmatik baskılar, Devletin büyümesini tehlikeli bulan ve daha az yönetim isteklerini ön plana çıkaran eğilimleri içeren ideolojik baskılar, Devletin ekonomik etkinliklerde bulunmaması gerektiği şeklinde kendini gösteren ticari baskılar ve kamu sektörünün aşırı biçimde kurumsallaştığmdan, bürokratikleştiğinden ve profesyonelleştiğinden yakınma ve halka daha geniş bir seçme alanı bırakma tezini öne süren popülist baskılardan oluşmaktadır. Bunlara ek olarak değişimin hızlanmış ritmine bağlı olan değişen ve geleneksel dengeyi rahatlıkla altüst edebilen çevresel baskılar da belirtilebilir.
#12
SORU: Değişim sürecinde görülen baskıların sonucunda neler olabilmektedir?
CEVAP: Bu baskılar bir yandan özellikle kamu kesimi seçkinlerinden bir bölümünün sistemin erdemlilikleri içinde güvenlerini yitirmelerine, diğer yandan geleneksel dengenin sağladığı ruhsal ve fiziksel güvenlik konusunda halk yığınlarının ilgisinin kaybolduğunu gösteren personel bunalımına neden olabilmektedir.
#13
SORU: İlgili literatüre göre değişimin türleri nelerden oluşmaktadır?
CEVAP: Genel olarak ilgili literatürde değişimin türleri dört şekilde ele alınmaktadır. Bunlar; • Kültürel değişim • Misyon değişimi • Yapısal değişim • Süreç değişimi
#14
SORU: Değişim türlerini kısaca açıklayınız?
CEVAP: Kültürel değişimde, örgüt üyelerince paylaşılan umutlar, davranışlar, değerler ve öngörüler değişmektedir. Misyon değişiminde sistematik tanımlamaya ihtiyaç duyulmaktadır. Bu süreçte örgütsel fark edilmeyi sağlayan temel faaliyet ve sorumluluklar planlanmaktadır. Yapısal değişimde ise örgütsel otorite ve iş sorumluluklarının en etkin düzeyde sağlanması söz konusu olmaktadır. Süreç değişiminde de ürün ve hizmetler nasıl üretilecek ve dağıtılacak? sorusuna cevap aranmaktadır.
#15
SORU: Kamu yönetiminde kimlik bunalımına neden olan etmenler nelerdir?
CEVAP: Grafik kullanıcı arayüzüne sahip işletim sistemlerinde menülerin yanı sıra menü komutlarının birer düğmesinin bulunması gelenek hâline gelmiştir. Birbiriyle ilişkili komut düğmeleri Araç Çubukları halinde biraraya getirilmektedir. Kullanıcılar kendi kullanım amacına yönelik olarak araç çubuklarının görünürlüklerini ve ekrandaki konumlarını düzenleyebilmektedir.
#16
SORU: Weber tarafından ortaya atılan bürokratik yönetim ilkesi kamu yönetiminde kimlik bunalımını nasıl çözmeye çalışmıştır?
CEVAP: En başta Weber tarafından ortaya atılan ve yönetimlerin hiyerarşik ve bürokratik ilkelere göre örgütlenmesini öngören bürokratik yönetim ilkesinin, artık mevcut sorunların çözümünde yetersiz kaldığını belirtmişlerdir. Yönetimin kendisini siyaset içinde bulmaktan kurtarması gerektiği, mal ve hizmetlerin bürokrasi aracılığı ile doğrudan sağlayıcısı olmaktan vazgeçilmesi, yönetimin liderliği korumaya yönelik politika ve stratejileri yürütmeye yönelik bir araç olmaktan çıkması ve profesyonel bürokrasinin oluşturulması gibi yöntemleri öngörerek, klasik kamu yönetiminin yaşadığı kimlik bunalımını çözmeye çalışmışlardır.
#17
SORU: Kamu yönetiminde paradigma değişimi sürecinde kamu sektörünün özel sektör karşısında başarılı olamamasında neler etkili olmuştur?
CEVAP: Klasik kamu yönetiminin çok daha resmî ve bilimsel tabanı olan ekonomik ve verimlilik değerlerine bağlı kalması da söz konusu bu bunalıma düşmesine engel olamamıştır. Özellikle İkinci Dünya Savaşı ile birlikte birçok ülkede güçlü matematikçilerin ve bilim adamlarının bakanlık görevlerine gelmeleri sonucunda, daha çok silah dizaynı ve savunma taktikleri için işlemsel- operasyonel araştırmalar başlatmalarıyla ortaya çıkmıştır. Bu durum kamu yönetimini doğrudan etkilemiş, aynı zamanda 1960’larda kritik yol analizi ve karar ağaçları gibi akılcıl karar verme tekniklerine dönük çalışmaların da başlatılması, kamu kuruluşlarında bunlarla ilgili somut sonuçların görülmesine yol açmıştır. Bu tür etkinlik ve verimlilik arayışlarının yanında refah devleti anlayışının gelişmesi ile birlikte devletin yapması gereken işlerin çoğalması, kamu yönetiminin büyümesine ve bundan kaynaklanan sorunların artmasına neden olmuştur. Batı’da refah devleti, devletin ne yapmaması değil, ne yapması gerektiği anlayışına dayanmıştır. Devletin aşırı şekilde büyümesi onu sevimli kılmamış, aksine verimsizlik ve hantallık gibi suçlamaların hedefi hâline getirmiştir. Bunun sonucunda kamu yönetimi ciddi eleştirilerle ve bunların sonucu olan darboğazlarla karşı karşıya kalmıştır.
#18
SORU: Kamu sektörü için yeni yönetimin anlayışının amacı mal ve hizmet dağılımında ve sunumunda etkinliği artırmaktır bunun gerçekleştirilmesinde gerekenler nelerdir?
CEVAP: Bunun için özelleştirme, ortaklık kurma, iç pazarlar oluşturma, satın alanla tedarikçiyi bir araya getiren borsalar oluşturma, sözleşmecilik, kıyaslama yöntemlerini uygulama, yeniden yapılanma, düzenleyici kurullardan yararlanma, kullanıcı faydalarını artırma gibi yöntemlerin kullanılması gerekmektedir.
#19
SORU: Yeni kamu yönetimi anlayışının özellikleri nelerdir?
CEVAP: • Örgüt yapısının esnek olması • Yumuşak hiyerarşiye dayanması • Yetki devrini öngörmesi • Ademimerkeziyetçi olması
#20
SORU: Yeni kamu yönetimi anlayışının sağlanmasını için hangi düzenlemelere gidilmelidir?
CEVAP: Devletin faaliyet alanı da mutlaka küçültülmelidir. Devlet mal ve hizmet üreten firmalar arasında rekabeti geliştirmelidir. Bürokrasinin yaptığı denetimi topluma aktararak vatandaşları yetkilendirmelidir. Kurumların performansı girdi-çıktı ilişkisi doğrultusunda ölçülmelidir. Kamu kurumlarını, kuralları ve düzenlemeleri değil, misyonları ve hedefleri yönlendirmelidir. Kurumlar, çevrelerini müşteri olarak yeniden tanımlamalı ve onlara se-çenekler sunmalıdır. Kurumlar sorunlarını ortaya çıkmadan önce belirleyebilmelidirler. Enerjilerini sadece harcamak için değil, kazanmak için de kullanmalıdırlar. Otoritelerini yaymaları ve piyasa mekanizmasını örnek almaları gerekmektedir. Devlet toplumsal sorunları çözmek için tüm sektörler arasında katalizör görevi yapmalı ve kaynak üreten girişimci ruha sahip insanlar özendirilmelidir.
#21
SORU: Yeni kamu yönetimine geçiş sürecinde batı ülkelerinde tartışılan konular nelerdir?
CEVAP: 1970’lerin ekonomik krizi; hükümetlerin sosyal ve ekonomik yaşamdaki farklı ideolojik algılanışı, Keynesyen ekonomi yönetimi ve evrensel refah devleti düşüncesi üzerindeki savaş sonrası konsensüse dayalı görüşlerin yıkılması, refah devletinden sosyal hizmetlere yönelik taleplerin artması ve bunun sonucunda sık sık mali krizlerin görülmesi, ekonomiyi geliştirmek için en uygun kurum ve tekniklerin araştırılması, hantal, bürokratik, zorlayıcı idari yapılar içinde etkinlik ve verimliliğin artırılması çabaları, bu dönemde üzerinde yoğun olarak tartışılan konuların başında gelmiştir.
#22
SORU: Kamu sektöründe yaşanan gelişmeler hangi gelişmeler ile ortaya çıkmaktadır?
CEVAP: Fiyat tabanlı, bürokratik olmayan, piyasa orijinli ve müşteri tercihli kamu hizmetlerinden oluşan yapı, kurulması gereken en ideal sistem olarak görülmekte, kamu hizmetleri koşullarının, müşterilerin umduğu verimlilik kriterine uygun olarak etkin yapılarla ve becerikli yöneticilerce sunulması, kamu yönetimine yaklaşımlarda, yeni bir tema olarak ortaya çıkmaktadır.
#23
SORU: Kamu yönetimi genel anlamıyla nasıl tanımlanmaktadır?
CEVAP: Genel olarak kamu yönetimi kamuya hizmet etme; kamu görevlilerini, kamusal faaliyetleri, siyasaları yürütme süreci olarak tanımlanmaktadır.
#24
SORU: İşletme yönetimi genel anlamıyla nasıl tanımlanmaktadır?
CEVAP: İşletme yönetimi, birimin faaliyetine göre ilişkileri yönetme ve yönlendirme olarak tanımlamaktadır. Bundan dolayı işletme yönetimi kamu yönetimi kavramından daha geniş kapsamlıdır.
#25
SORU: Klasik yönetim kavramı, hangi fonksiyonları içermektedir?
CEVAP: Klasik yönetim kavramı; süreçlere, yöntemlere ve kurallara göre işlerin sevk ve idare edilmesini ifade ederken işletme yönetimi, sadece talimat ve yönergelere göre iş yapmak yerine hedeflerin ve önceliklerin belirlenmesi, bunların gerçekleştirilmesi için uygulama planlarının yapılması, insan kaynaklarının etkin kullanılması, performans değerlendirme ve yapılan işlerden sorumluluk alma gibi birçok fonksiyonu içermektedir.
#26
SORU: YKY genel anlamıyla nasıl değerlendirilebilir ve nasıl çalışmaktadır?
CEVAP: YKY kamu sektörüne olan yaklaşımların uygun kısaltılmış hâli olarak değerlendirilebilir. Değerleri, normları, teknikleri ve kamu sektörü yönetimine dönük yönetim pratiklerini içermektedir. YKY ile insanların yönetimine öncelik verilmekte, kaynaklar ve programlar, yönetim faaliyeti, süreci ve düzenlemelerine göre belirlenmektedir.
#27
SORU: YKY’nin ortaya çıkışında hangi süreçlerden bahsedilmektedir?
CEVAP: Genel olarak YKY’nin ortaya çıkışında iki süreçten bahsedilmektedir. Birincisi rekabete ve kullanıcı tercihlerine, açıklığa, şeffaflığa ve motivasyona vurgu yapan kurumsal ekonomi düşüncesidir. İkinci Dünya Savaşı sonrası geliştirilen kamu tercihi, sorumluluk ve işlem maliyeti teorileri bu düşünceyi oluşturmuştur. Yeni kurumsal ekonomi yönetsel reform doktrinlerini; tartışılabilirlik, kullanıcı tercihi, açıklık-şeffaflık ve uyarıcı yapılar üzerinde durarak incelemiştir. İkinci süreç olarak ise kamu sektöründe özel sektör modelli ekonomik yönetim modelinin uygulanması kabul edilmektedir. Bu hareket; profesyonel yönetime, teknik uzmanlığa, başarılı sonuç elde etmek için yetki devrine, uygun örgütsel kültürleri geliştirme aracılığı ile daha iyi örgütsel performans sağlanmasına ve örgütsel çıktıların aktif ölçümü ve uyarlanmasına vurgu yapmaktadır.
#28
SORU: Yeni Kamu Yönetimi düşüncesini oluşturan teorileri sıralayınız?
CEVAP: 1. Kamu tercihi teorisi 2. Sorumuluk teorisi 3. İşlem maliyeti teorisi 4. Yönetim ideolojisi teorisi
#29
SORU: Kamu tercihi teorisini kısaca açıklayınız?
CEVAP: Esasında bu teorinin kökeni, Neoklasik Italyanlsveç ve Avusturya kamu ekonomisi disiplinine dayanmaktadır. Teorinin mimarı kabul edilen James Buchanan, 1957 yılında arkadaşları ile birlikte kurduğu Virginia Üniversitesi Politik İktisat Araştırma Merkezinde teori ile ilgili ilk kuramsal çalışmaları yapmıştır. Bu merkez kamu tercihi teorisinin temellerinin oluşmasında ve olgunlaşmasında önemli rol oynamıştır. Kamu tercihi teorisi genel olarak farklı yapılarda, farklı kurumsal oluşumlarda aktörlerin nasıl hareket ettiğini inceleyen bir teori olarak görülmektedir. Tüm insan davranışları kendi çıkarları etrafında şekillenmektedir. Teorisyenleri kamu ruhu, kamu hizmeti gibi kavramları reddetmişler, Yeni Zelanda ve İngiltere’deki reformlardan etkilenerek, tavsiyelerle politika belirlenmesi sürecini kabul etmemiş- ler ve yönetim-siyaset ayrımını yeniden tanımlamışlardır. Danışıcı, düzenleyici ve dağıtıcı fonksiyonları farklı kuruluşlara vererek, bunları birbirinden ayırmışlardır.
#30
SORU: Kamu tercihi teorisinin ayrı bir alan olarak gelişmesine yol açan nedenler nelerdir?
CEVAP: Kamu tercihi teorisinin ayrı bir alan olarak gelişmesine yol açan iki temel nedenden bahsedilmektedir. Bunlar, İkinci Dünya Savaşı sonrası Keynezyen ekonomi politikalarının uygulanması sonucu ortaya çıkan, kamu harcamalarının artışı ve buna bağlı olarak büyüme hızının düşmesi, kamu kesimini genişlemesi, devamlı bütçe açıkları ve enflasyon gibi sorunlar ile bu sorunlar karşısında başta sosyal refah teorisi ve kamusal mallar teorisi olmak üzere ekonomik yaklaşımların açıklama ve çözüm getirmekte zorlanmalarıdır.
#31
SORU: Sorumluluk teorisini kısaca açıklayınız?
CEVAP: İnsanın akılcıl bir yaratık olduğu ve kendi çıkarları doğrultusunda hareket ettiği öngörüsü ile ortaya çıkmıştır. Sorumluluk teorisi belli bir zaman diliminde en az iki kişi arasında (bunlardan birisi temsilci) yapılan anlaşmayı belirtmektedir. Teorinin özel sektörde yaygınlığı kadar kamu sektöründe de ağırlığı bulunmaktadır. Teori genel olarak sorumluluğu üstlenen, yani işi yapmaya talip olanla sorumluluğu veren yani işi bir bedel karşılığında yaptıran kişi arasındaki ilişkiyi tanımlamaktadır. Her iki taraf da kendi çıkarının peşinde koşmaktadır. Teori sözleşme temelli sorumluluk ilişkisine dayalı örgütlerin nasıl çalıştığını, bireylerin kendi çıkarlarına dönük olarak nasıl hareket ettiğini araştırmakta ve örgütsel patolojileri açığa çıkartmayı kendisine amaç edinmektedir.
#32
SORU: İşlem maliyeti teorisini kısaca açıklayınız?
CEVAP: Teori, sözleşmeciliği ve diğer örgütsel teorileri bir araya getirmeyi amaçlayan disiplinler arası bir yaklaşım olan örgütsel ekonomi esaslarına dayanmaktadır. Temel odak noktası, işlemler ve bunlardan doğan maliyetlerdir. İşlem, alıcı ile satıcı arasındaki değişimi ifade etmektedir. İşlem maliyetleri ise değişim sürecinde doğan maliyetleri tanımlamaktadır.
#33
SORU: Yönetim ideolojisi teorisini kısaca açıklayınız?
CEVAP: Yönetim ideolojisi teorisi (managerialism) işletme yönetimi tekniklerinin kamu kesimi yönetimine ithali olarak tanımlanmaktadır. Günümüzde kamu kesimi yönetiminin özel kesim yönetiminden hangi oranlarda farklı olduğu, bu farklılıkların yüzeysel mi, yoksa aşılamayacak kadar derin mi olduğu? sorusu tartışılmaktadır. Konunun teorik yönü, yönetim biliminin kamu yönetimi ve işletmecilik olarak ayrışmasının uygun olup olmadığı biçimindeki yöntem sorununu içermektedir. Uygulama düzeyinde ise yine bir yöntem sorunu söz konusudur. Buna göre yönetsel ilkeler, usuller ve teknikler her iki örgütlenme modeli için ortak olarak uygulanabilir mi? sorusu gündeme gelmektedir.
#34
SORU: YKY düşüncesinin temeli hangi teorilere dayanmaktadır? Açıklayınız?
CEVAP: YKY düşüncesinin temeli iki teorinin evliliğine dayanmaktadır. Birincisi bir önceki bölümde ayrıntılı bir şekilde ele alman kamu tercihi, işlem maliyeti ve sorumluluk teorilerine dayanan kurumsal ekonomi teorisi, evliliğin diğer ortağı ise kamu sektörünü klasik bilimsel yönetim yerine ekonomi tabanlı anlayışın etkisinde bırakan yönetim ideolojisi teorisidir.
#35
SORU: YKY düşüncesi ile birlikte ülkelerin kamu sektöründe hangi konular tartışılır ve konuşulur hale gelmiştir?
CEVAP: Son yıllarda bu teorilerin etkilediği özellikle OECD ülkelerinin ulusal kamu sektörlerinde radikal bir şekilde dönüşüm yaşanmaya başlanmıştır. Bu süreçte söz konusu ülkeler rekabet, yenilikçilik, parasal değer, müşteri sorumluluğu, sağduyu, sözleşmecilik, yerelleşmiş süreçler, kamu hizmeti birimlerinin yeniden düzenlenmesi, insan kaynakları yönetimi, yerelleştirme ve yeniden düzenleme, yeni yönetim bilgi ve performans ölçüm sistemleri gibi oldukça yeni sayılabilecek kavramlarla ve anlayışlarla tanışmışlardır.
#36
SORU: YKY’nin özelliklerini sıralayınız?
CEVAP: Profesyonel yönetimi oluşturmak, Standartlan belirginleştirmek ve performansı ölçmek, Çıktı kontrolüne önem vermek, Ayrışmaya vurgu yapmak, Müşteri odaklılık, Rekabete vurgu yapmak, Özel sektör yöntemlerine vurgu yapmak, Merkezileşme, Ademimerkezileşme.
#37
SORU: YKY düşüncesinin ortaya çıkışı ve yaygınlaşması nasıl gerçekleşmiştir?
CEVAP: YKY düşüncesi, kamu sektörünün nasıl yönetildiği ile ilgili yeni bir paradigma değişikliğini kapsamaktadır. Hareket öncelikle İngiltere’de başlamış, daha sonra ABD’de yaygınlık kazanmış, oradan da Avustralya ve Yeni Zelanda’ya taşınmıştır. Ardından İskandinavya ülkelerinde ve Kıta Avrupa’sında yaygınlaşmıştır.
#38
SORU: Avustralya’da YKY düşüncesinin kabul edilmesi sürecinde hangi konulara öncelik verilmiştir?
CEVAP: Bu süreçte; daha iyi kamu hizmeti sunmak, performansı ön plana çıkarmak, liderliği geliştirmek, sürekli gelişmeye dönük bir kültür oluşturmak, performans kalitesini artırmak, insan kaynakları yönetimini destekleyerek bu alandaki stratejik kapsamı geliştirmek, kamu hizmetlerinin network ortamında daha iyi sunulabilmesi için İnternet olanaklarını geliştirmek gibi stratejiler, öncelikli hedefler olarak belirlenmiştir.
#39
SORU: Avustralya’da kamu yönetiminin yeniden yapılanmasında uygulanacak reformlar için hangi temel ilkeler belirlenmiştir?
CEVAP: a) Toplum ve yönetim taleplerine uygun yönetim standartları geliştirmek ve açık ve belirgin amaçları olan personel ile çalışmak, b) Bu amaçlarla bireylerin ve çalışma gruplarının performansları arasında ilişki kurmak ve performanslarını değerlendirmek, c) İşlerini etkin görebilmeleri için personele uygun araçları sağlamak, d) Geçerli ve dönemin koşullarına uygun eğitim imkânı sunarak çalışanlara kendilerini geliştirme fırsatları sağlamak, e) Bireysel performansı düzenli izlemek, f) İyi performansa ödül vermek ve düşük performansla özel ilgilenerek artması için çaba harcamak.
#40
SORU: YKY uygulamaları açısından sıklıkla sorunlar yaşayan ve başarısız örnek olarak görülen ülke hangisidir?
CEVAP: Fransa, YKY uygulamaları açısından ihtiyatlı ve kısmen de başarısız örnek olarak nitelendirilmektedir. Çünkü 1995-1997 yılları arasında yönetimde değişiklik yapma kararlığı ile iktidara gelen hükümet, bu konuda başarılı olamamıştır.
#41
SORU: Fransa’nın YKY uygulamaları konusunda başarısız görülmesinde neler etkili olmuştur?
CEVAP: YKY’yi belirleyen unsurların daha çok Anglosakson geleneğinden kaynaklanması, toplum üzerinde baskı gruplarının etkisinin fazla olması ve toplumun önerilen değişiklikleri benimseme oranının düşük olması, ayrıca devletin başarısızlığının kanıtlarının bulunmaması yeniden yapılanma girişimlerini sekteye uğratmıştır. Bu durumuyla Fransa klasik sistemi sürdürme ve yeniden yapılanma arasında bir ikilem arasında bulunmaktadır.
#42
SORU: İngiltere’nin demokrasinin beşiği olarak görülmesinde hangi düşünceler etkili olmuştur?
CEVAP: İngiltere her zaman, birçok alanda Anglosakson kültürünün temsilcisi olarak oynadığı öncü rollerle çok önemli bir ülke olmuştur. 1215 yılında Magna Carta’nın, 1679 yılında ise Hobeas Corpus’un imzalanması ve 17. yüzyılda Hobbes ve Locke’un düşünceleriyle temel hak ve hürriyetlerin ve bunu destekleyen bireyselliği kapsayan, buna vurgu yapan siyasal kültürün oldukça erken bir şekilde bu ülkede oluşması, İngiltere’nin bugünkü demokrasinin beşiği nitelendirmesine tabi olmasına neden olmuştur.
#43
SORU: İngiltere’de YKY düşüncesinin uygulamaya aktarılması hangi adım ile gerçekleşmiştir?
CEVAP: İngiltere’de YKY düşüncesinin uygulamaya aktarıldığı en önemli adım 1988 yılında atılmıştır. Hareket, dönemin Başbakan danışmanı Sir Robin Ibbs tarafından hazırlanan Kamu Yönetiminin Geliştirilmesi: Gelecek Adımlar isimli raporun yayımlanmasıyla başlamıştır. Raporda yeniden yapılanmanın en önemli özelliğinin, politika geliştirme dışında kalan yürütme görevlerinin ayrı ve küçük birimler aracılığıyla görülmesinin sağlanması olduğu belirtilmektedir. Raporda ayrıca hizmet sunumu üzerinde yoğunlaşılmakta ve hizmetten yararlananların ihtiyaçları öne çıkarılmaktadır. Hizmet sunumunda etkililiğin artırılması için yapısal değişikliğin yetmeyeceği, gerçek gelişmenin kişilerin sorumlu tutulması ile sağlanabileceği belirtilmiştir.
#44
SORU: ABD ‘de yönetim zihniyetinin arkasındaki yer alan ve kesinlikle ödün veremeyeceğimiz denilen temel düşünceler nelerdir?
CEVAP: Roosevelt, 1934’te bir konferansta, reformlarımızda kesinlikle ödün veremeyeceğimiz iki temel amacımız olmalı: Manevi değerlerimiz ve verimlilik diyerek hem kararlılığını hem de verimliliğe verdiği önemi göstermiştir. Ülkede yerleşen bu zihniyet hâlâ etkisini sürdürmektedir.
#45
SORU: ABD’de toplumsal dönüşümün gerçekleşmesinde hangi olaylar etkili olmuştur?
CEVAP: 1960’lı ve 1970’li yıllarda ABD’de hükümetler büyük başarı elde etmişler, nükleer caydırıcı gücü kullanmışlar, aya ilk ayak basan insanı uzaya göndermişler ve iktidara gelen başkanlar, büyük toplumsal programlarla devletin her türlü hedefe tek başına ulaşabileceği inancını güçlendirmişlerdir. Ancak Vietnam Savaşı’nm kaybedilmesi, enerji bunalımı, Watergate skandali ve benzeri diğer olumsuzluklar, zamanla devletin toplumsal sorunların çözüm sürecinde acze düşebileceğini göstermiştir. Bu ortam değişim için gerekli dönüşüme zemin hazırlamıştır.
#46
SORU:
20. yüzyılda kamu yönetiminin değişim sürecine girmesindeki etkenler nelerdir?
CEVAP:
20. yüzyılın ikinci yarısında itibaren liberal tezin etkisini hissetmeye başlayan kamu yönetimi, zamanla oldukça kapsamlı sayılabilecek bir değişim sürecine girmiştir. Bazı dönemlerde bu değişim oldukça sert olmuş, gelişmiş ülkelerde kamuoyundan destek görmüş ve teoriden uygulamaya aktarılmıştır. Bazı dönemlerde ise geçici heves niteliğinden kurtulamamış ve etkisi çok zayıf kalmıştır. Yeni kamu yönetimi (YKY) düşüncesi, kamu yönetiminde görülen bu değişim sürecinden en fazla pay alan akım olmuştur. Bu yönüyle birçok ülkede etkisi hâlâ devam etmektedir.
#47
SORU:
Paradigma kavramı nasıl tanımlanabilir?
CEVAP:
Paradigma, en kısa şekli ile dünyayı algılamak ve anlamak için gerekli olan zihinsel düşünce tarzı olarak tanımlanmakta, örnek, model, kalıp anlamlarında ve toplulukça paylaşılan inanç, değer ve tekniklerin tümü şeklinde değerlendirilmektedir. Kavram ilk olarak bilim felsefecisi Thomas Kuhn tarafından kullanılmıştır. Üzerindeki konsensüs azalınca yeni değerler ve varsayımlar gündeme gelmiş, yeni paradigma dolayısıyla yeni değerler, yeni gündemleri ve yeni kişileri belirlemiştir.
#48
SORU:
Kamu yönetiminde gözlenen değişimler literatürde kaç grupta ele alınmaktadır?
CEVAP:
Literatürde değişimin türleri dört şekilde ele alınmaktadır. Bunlardan kültürel değişimde, örgüt üyelerince paylaşılan umutlar, davranışlar, değerler ve öngörüler değişmektedir. Misyon değişiminde sistematik tanımlamaya ihtiyaç duyulmaktadır. Bu süreçte örgütsel fark edilmeyi sağlayan temel faaliyet ve sorumluluklar planlanmaktadır. Yapısal değişimde ise örgütsel otorite ve iş sorumluluklarının en etkin düzeyde sağlanması söz konusu olmaktadır. Süreç değişiminde de “ürün ve hizmetler nasıl üretilecek ve dağıtılacak?” sorusuna cevap aranmaktadır. Kamu yönetimi yaşadığı kimlik bunalımı karşısında değişimin bütün bu türlerinden etkilenmiş ve bu süreçte kendisine en uygun yapıyı bulabilmek için yoğun çaba harcamıştır.
#49
SORU:
Yeni paradigmalar, kamu yönetiminin temel vurgularını nasıl etkilemiştir?
CEVAP:
Gündeme gelen yeni kamu yönetimi araçlarının mevcut yapıya uyumu, kamu sektöründe yeni paradigmaların ortaya çıkmasına neden olmuştur. Bu yeni paradigmalar, kamu yönetiminin temel vurgularını doğrudan etkilemiştir. Bunlara göre klasik kamu yönetimi;
a) Bürokrasi modeline göre örgütlenmiştir. Biçimsellik, ayrıntılı kurallar gibi ilkelerin kamu yönetiminde etkinliği sağlayacağı düşünülmüştür.
b) Kamusal mal ve hizmetlerin üretiminde ve dağıtımında bürokrasi vasıtasıyla doğrudan görev almalıdır. Bunun sonucunda devlet büyümüş, hantallaşmış, toplum ve bireylere hizmet etmek yerine, kuralları ve normları amaçlara bakılmaksızın katı şekilde uygulamayı yöntem hâline getirmiştir.
c) Siyasi ve idari konuları birbirinden ayırabilmelidir. Kamu yönetiminin görevi, talimatları ve kuralları uygulamaktır. Siyasiler ise kamusal alanda yapılacak olanları belirlemekte ve bunları kamu yöneticileri uygulamaktadır. Bu durum klasik siyaset-yönetim ayrımının zorunlu olması gerekliliğinin bir sonucudur.
d) Yönetimin özel biçimidir. Özel sektörden farklıdır. Bundan dolayı, profesyonel bir bürokrasi ve çalışanların hayat boyu istihdamına göre düzenlenmesi gerekmektedir.
#50
SORU:
Yeni yönetim anlayışında hangi yöntemler kullanılmaya başlanmıştır?
CEVAP:
Yeni yönetim anlayışının kamu sektörü için en önemli amacı; mal ve hizmet dağılımında ve sunumunda etkinliği artırmak olmuştur. Bunun için özelleştirme, ortaklık kurma, iç pazarlar oluşturma, satın alanla tedarikçiyi bir araya getiren borsalar oluşturma, sözleşmecilik, kıyaslama yöntemlerini uygulama, yeniden yapılanma, düzenleyici kurullardan yararlanma, kullanıcı faydalarını artırma gibi yöntemlerin kullanılması gerekmektedir.
#51
SORU:
Kamu sektörünün görevleri genel olarak nelerdir?
CEVAP:
Kamu sektörü; yeni kaynakların dağıtımı, varolan mevcut kaynakların yeniden dağıtımı, düzenleyici faaliyetlerin denetimi ve anayasal kurumların yeniden düzenlenmesi gibi fonksiyonları yerine getirmekle görevli kılınmıştır.
#52
SORU:
Kamu sektöründe yaşanan değişimin nasıl etkileri olmuştur?
CEVAP:
Genel olarak bu süreçte değişimin iki etkisi olduğu ifade edilmektedir. Birincisi tüm aktörlerin geleneksel rollerinin masaya yatırılması olmuştur. Uzun yıllar özelleştirme ve yönetimi küçültme gibi konular tartışılmış, bu süreçte alınan kararlar, yönetimleri hizmet sunumunda kâr amacı gütmeyen gönüllü kuruluşlarla özel sektöre yönlendirmiştir. Elbette ki yaşanan bu değişimde amaç, özellikle yerel yönetimleri daha yaşanabilir hâle getirmek olmuştur. Bu doğrultuda geleneksel kurumlara ve süreçlere meydan okunmuştur. İkinci olarak bu meydan okumalar yönetimlerin kapasitelerini süzgeçten geçirmelerine ve yüksek kalitede hizmetler sunmalarına neden olmuştur. Bu sırada fonksiyonel uzmanlaşma ve süreç kontrolü gündeme gelmiş, sonuçta yönetimin fonksiyonlarının tek yerden nasıl kontrol edileceği, hiyerarşik bürokrasilerin artan oranda hizmet dağıtımını nasıl sağlayacağı, bütçe kontrol süreçlerinde yönetim dışı kuruluşların verilerinin nasıl alınacağı gibi sorulara cevap aranmıştır.
#53
SORU:
Kamu sektöründe yaşanan değişim süreci ile hukuk devleti ilkesi arasında nasıl bir bağ vardır?
CEVAP:
Kamu sektöründe yaşanan değişim sürecinin dinamiklerini etkileyen diğer bir unsur da hukuk devleti ilkesi ile ilgili olarak karşımıza çıkmaktadır. Hukuk devleti, kamu kuruluşlarının her türlü eylemlerinin ve işlemlerinin hukuk kurallarına uygun olmasını ve hukuk tarafından denetlenmesini öngörmektedir. Bugün kamu yöneticileri herhangi bir hizmet üretirken ya da toplumla ilgili bir düzenleme yaparken piyasa yaklaşımı içinde, maliyet-fayda, tüketici tercihi ya da müşteri tatmini türünden ölçütlere göre davranacaklardır. Ancak bu ölçütlere göre davranmanın gerekli kıldığı rasyonellik ile hukuk devleti ilkesinin katı kurallarını bağdaştırmak hiç de kolay olmamaktadır. Değişim süreci ayrıca, yolsuzluk sözcüğü ile tanımlanan tutum ve davranışların dünya ölçeğinde yaygınlık göstermesine de neden olmuştur.
#54
SORU:
Genel olarak kamu yönetimi ile işletme yönetimi arasında ne gibi farklar bulunmaktadır?
CEVAP:
Genel olarak kamu yönetimi ile işletme yönetimi arasında önemli farklar bulunmaktadır. İşletme yöneticisi kamu yöneticisinden birçok açıdan farklılaşmaktadır. Oxford sözlüğü kamu yönetimini “yönetim faaliyeti, ilişkileri başarma ve yönetme çabası” olarak görürken işletme yönetimini, “birimin faaliyetine göre ilişkileri yönetme ve yönlendirme” olarak tanımlamaktadır. Bundan dolayı işletme yönetimi kamu yönetimi kavramından daha geniş kapsamlıdır. Klasik yönetim kavramı; süreçlere, yöntemlere ve kurallara göre işlerin sevk ve idare edilmesini ifade ederken işletme yönetimi, sadece talimat ve yönergelere göre iş yapmak yerine hedeflerin ve önceliklerin belirlenmesi, bunların gerçekleştirilmesi için uygulama planlarının yapılması, insan kaynaklarının etkin kullanılması, performans değerlendirme ve yapılan işlerden sorumluluk alma gibi birçok fonksiyonu içermektedir.
#55
SORU:
YKY’nin ortaya çıkışında hangi süreçlerden bahsedilebilir?
CEVAP:
Genel olarak YKY’nin ortaya çıkışında iki süreçten bahsedilmektedir. Birincisi rekabete ve kullanıcı tercihlerine, açıklığa, şeffaflığa ve motivasyona vurgu yapan kurumsal ekonomi düşüncesidir. İkinci Dünya Savaşı sonrası geliştirilen kamu tercihi, sorumluluk ve işlem maliyeti teorileri bu düşünceyi oluşturmuştur. Yeni kurumsal ekonomi yönetsel reform doktrinlerini; tartışılabilirlik, kullanıcı tercihi, açıklık-şeffaflık ve uyarıcı yapılar üzerinde durarak incelemiştir. İkinci süreç olarak ise kamu sektöründe özel sektör modelli ekonomik yönetim modelinin uygulanması kabul edilmektedir. Bu hareket; profesyonel yönetime, teknik uzmanlığa, başarılı sonuç elde etmek için yetki devrine, uygun örgütsel kültürleri geliştirme aracılığı ile daha iyi örgütsel performans sağlanmasına ve örgütsel çıktıların aktif ölçümü ve uyarlanmasına vurgu yapmaktadır.
#56
SORU:
James Buchanan, hangi teorinin mimarı olarak kabul edilmektedir?
CEVAP:
Kamu Tercihi Teorisinin mimarı kabul edilen James Buchanan, 1957 yılında arkadaşları ile birlikte kurduğu Virginia Üniversitesi Politik İktisat Araştırma Merkezinde teori ile ilgili ilk kuramsal çalışmaları yapmıştır. Bu merkez kamu tercihi teorisinin temellerinin oluşmasında ve olgunlaşmasında önemli rol oynamıştır. Daha sonra kurulan Kamu Tercihi Araştırma Merkezi ise bu gelişmeleri hayli hızlandırmıştır. Buchanan, teoriyi kuramlaştırırken Simon’un 1940’larda geliştirmeye başladığı rasyonel karar verme yöntemlerinden oldukça fazla etkilenmiştir.
#57
SORU:
Sorumluluk teorisi hangi konuları açıklamayı amaçlamaktadır?
CEVAP:
Teori genel olarak sorumluluğu üstlenen, yani işi yapmaya talip olanla sorumluluğu veren yani işi bir bedel karşılığında yaptıran kişi arasındaki ilişkiyi tanımlamaktadır. Her iki taraf da kendi çıkarının peşinde koşmaktadır. Teori sözleşme temelli sorumluluk ilişkisine dayalı örgütlerin nasıl çalıştığını, bireylerin kendi çıkarlarına dönük olarak nasıl hareket ettiğini araştırmakta ve örgütsel patolojileri açığa çıkartmayı kendisine amaç edinmektedir.
#58
SORU:
YKY düşüncesinin temeli hangi teorilere dayanmaktadır?
CEVAP:
YKY düşüncesinin temeli iki teorinin evliliğine dayanmaktadır. Birincisi kamu tercihi, işlem maliyeti ve sorumluluk teorilerine dayanan kurumsal ekonomi teorisi, evliliğin diğer ortağı ise kamu sektörünü klasik bilimsel yönetim yerine ekonomi tabanlı anlayışın etkisinde bırakan yönetim ideolojisi teorisidir. Bu anlayış da profesyonel yönetime dayanan idari reform doktrinlerinin genel bir şekilde bir araya gelmesinden oluşmaktadır. Anlayış; mümkün olduğunca uzmanlaşmaya, teknik uzmanlığa, başarılı olmada yüksek oranda yetki devrine gidilmesine, daha iyi örgüt performansına, aktif ölçüm tekniklerine ve örgütsel çıktıların uyarlanmalarına ve bu gelişmeler sağlanırken uygun kültürlerin gelişimine önem verilmektedir.
#59
SORU:
YKY’nin özellikleri nelerdir?
CEVAP:
YKY’nin özellikleri şunlardır:
a) Profesyonel yönetimi oluşturmak
b) Standartları belirginleştirmek ve performansı ölçmek
c) Çıktı kontrolüne önem vermek
d) Ayrışmaya vurgu yapmak
e) Müşteri odaklılık
f) Rekabete vurgu yapmak
g) Özel sektör yöntemlerine vurgu yapmak
h) Merkezileşme
i) Ademimerkezileşme
#60
SORU:
YKY’nin ilkeleri nelerdir?
CEVAP:
YKY’nin ilkeleri şunlardır:
a) Küçülmek
b) Yönetim ideolojisi teorisini kamu yönetimine uyarlamak
c) Girişimci yönetimler mantığını kamu yönetimine aktarmak
d) Yerelleşmek
e) Bürokrasiyi azaltmak
f) Özelleştirmek
#61
SORU:
Avustralya’da kamu yönetiminin yeniden yapılanmasında uygulanacak reformlar için hangi temel ilkeler belirlenmiştir?
CEVAP:
Avustralya’da kamu yönetiminin yeniden yapılanmasında uygulanacak reformlar için şu temel ilkeler belirlenmiştir:
a) Toplum ve yönetim taleplerine uygun yönetim standartları geliştirmek ve açık ve belirgin amaçları olan personel ile çalışmak,
b) Bu amaçlarla bireylerin ve çalışma gruplarının performansları arasında ilişki kurmak ve performanslarını değerlendirmek,
c) İşlerini etkin görebilmeleri için personele uygun araçları sağlamak,
d) Geçerli ve dönemin koşullarına uygun eğitim imkânı sunarak çalışanlara kendilerini geliştirme fırsatları sağlamak,
e) Bireysel performansı düzenli izlemek,
f) İyi performansa ödül vermek ve düşük performansla özel ilgilenerek artması için çaba harcamak.
#62
SORU:
Fransa, YKY uygulamaları açısından başarılı olabilmiş midir?
CEVAP:
Ülke, YKY uygulamaları açısından ihtiyatlı ve kısmen de başarısız örnek olarak nitelendirilmektedir. Çünkü 1995-1997 yılları arasında yönetimde değişiklik yapma kararlığı ile iktidara gelen hükûmet, bu konuda başarılı olamamıştır. Son dönemde ülkede, güçlü bir yönetim geleneği olmasına rağmen, tepeden karar alma yerine alt düzeylerde tartışmalara açık ortamlarda kararların alınabilmesi ve uzlaşmanın sağlanabilmesi ortamının oluştuğu gözlemlenmektedir. Bu süreçte devlet-vatandaş ilişkileri yeniden belirlenmekte, özerk kurumların değerlendirilmesine dayalı hesap verme mekanizmaları geliştirilmektedir. Ülkede ayrıca bu süreçte yapılan yeni düzenlemelerle “Kamu Hizmetleri ve İdari Reform Bakanlığı”nın aktif bir rol üstlenmesi sağlanmıştır. Maliye Bakanlığı bünyesinde oluşturulan bir birim ve fon aracılığıyla kamu kuruluşlarının yeniden yapılanmaları teşvik edilmiş, zorlama değişim yerine tabandan gelen taleplerin desteklenmeleri daha çok tercih edilmeye başlanmıştır. Ancak tüm bu çabalara rağmen diğer gelişmiş ülkelerde yaşanan gelişmelerin aksine Fransa’da bürokrasinin gücü kırılamamış, aşırı merkeziyetçilik ve yetki fazlalığından kaynaklanan olumsuzluklar devam etmiştir.
#63
SORU:
İngiltere’de YKY düşüncesinin uygulamaya aktarıldığı en önemli adım ne zaman atılmıştır?
CEVAP:
İngiltere’de YKY düşüncesinin uygulamaya aktarıldığı en önemli adım 1988 yılında atılmıştır. Hareket, dönemin Başbakan danışmanı Sir Robin Ibbs tarafından hazırlanan “Kamu Yönetiminin Geliştirilmesi: Gelecek Adımlar” isimli raporun yayımlanmasıyla başlamıştır. Raporda yeniden yapılanmanın en önemli özelliğinin, politika geliştirme dışında kalan yürütme görevlerinin ayrı ve küçük birimler aracılığıyla görülmesinin sağlanması olduğu belirtilmektedir. Raporda ayrıca hizmet
sunumu üzerinde yoğunlaşılmakta ve hizmetten yararlananların ihtiyaçları öne çıkarılmaktadır. Hizmet sunumunda etkililiğin artırılması için yapısal değişikliğin yetmeyeceği, gerçek gelişmenin kişilerin sorumlu tutulması ile sağlanabileceği belirtilmiştir. Bu amaçla oluşturulan birimlerin yönetiminden tek bir yönetici sorumlu tutulmuş, bu kişi bakana karşı doğrudan sorumlu olmuştur. Söz konusu bu birimler yapılacak görevlere göre örgütlenmiş, gerekli kaynakların ve yıllık performans hedeflerinin belirlenmesi ve yönetsel sorumluluk yöneticilere bırakılmıştır. Dönemin koşullarına göre İngiliz kamuoyu değişim için üst düzeyde önderlik ve dinamizm, yani iyi bir ekip ve tabanda güven, gerektiğini kanıksamıştır. Gelecek adımlar girişiminde sıra dışı bir proje yöneticisi belirlenmiş, bu yönetici zamanla bakanlıklarda sayıları otuzu bulan Gelecek Adımlar Birimlerinin oluşturulmasını sağlamıştır. Bu birimlerde çalışanlar hem iyi unvan hem de maddi imkân kazanmışlar ve bu durum da onların dinamizmini oldukça artırmıştır. Yanlarında çalıştırdıkları memurlara da güven verilmiş, kimse işini kaybedebileceğinden dolayı korkmamıştır. Birçokları yeni pozisyonların, yapıların ortaya çıkacağını hissetmiş ancak yatay yönetim yapıları, alt düzey yönetim personeline, hiyerarşiden ve eski geleneklerden kurtulmak için birçok olanak sağlamıştır. İngiltere’de gelecek adımlar reformu sonrasında yönetim, mevcut hükûmetin miras almaktan ve geliştirmekten memnun olacağı bir biçimde kesin olarak dönüşüme uğramıştır.
#64
SORU:
Amerikan Ulusal Performans Değerlendirme Projesi'nin temel hedefleri nelerdir?
CEVAP:
Müşterilere öncelik vermek, piyasa dinamiklerini oluşturmak, örgütleri rekabet edebilir hâle getirmek gibi stratejiler, Amerikan Ulusal Performans Değerlendirme Projesi'nin ana temasını oluşturmuştur. Ancak raporda belirtilen bu girişimler çeşitli tartışmaları da yanında getirmiştir. Bu gelişmelerin geleneksel sorumluluk normlarını tehdit ettiği belirtilmiş, hatta bunun da ötesinde piyasa orijinli girişimci paradigmanın kamu yönetiminde hukukun rolünün yanlış anlaşılmasına neden olabileceği belirtilmiştir.
#65
SORU:
YKY düşüncesi hangi ülkelerde uygulamaya konulmuştur?
CEVAP:
YKY düşüncesi, kamu sektörünün nasıl yönetildiği ile ilgili yeni bir paradigma değişikliğini kapsamaktadır. Hareket öncelikle İngiltere’de başlamış, daha sonra ABD’de yaygınlık kazanmış, oradan da Avustralya ve Yeni Zelanda’ya taşınmıştır. Ardından İskandinavya ülkelerinde ve Kıta Avrupa’sında yaygınlaşmıştır.