KÜLTÜR TARİHİ Dersi İLK ÇAĞLAR, İLK KÜLTÜRLER soru cevapları:

Toplam 20 Soru & Cevap
PAYLAŞ:

#1

SORU:

İlkel insanın en başarılı ilk keşfinin ne olduğu söylenebilir?


CEVAP:

İlk insanlar paleolitik (eski taş) dönemde avcı ve toplayıcı olarak yaşamışlardır. Bu dönemdeki önemli keşiflerden birisi ateşi bulmaları olarak değerlendirilmektedir. Aslında, ateş, bildikleri ve korktukları bir olaydır. Yıldırım düşmesi, şimşek çakması ve farklı birçok doğa olayı sonunda ateş oluşmakta ve küçük veya büyük yangınlara tanık olmaktaydılar. Bu nedenle insanlar sadece ateşi bulmamışlar, onu kontrol altına almayı da başarmışlardır. Böylece yiyeceklerini pişirmeyi, ateşle kendilerini savunmayı öğrenmişler, ışık olarak aydınlatmada yararlanmaya başlamışlardır. İlkel insanın en başarılı ilk keşfi de bu olsa gerek.


#2

SORU:

İnsanların ikinci önemli adımı nedir?


CEVAP:

İnsanların ikinci önemli adımı Neolitik Devrim (Yeni Taş Devri) diye adlandırılan hareketidir. Bu dönemde insanlar artık doğada asalak olarak yaşamaya son verirler ve tarıma başlarlar. Tarıma bağlı olarak da yerleşik hayata geçmek zorunda kalırlar. Böylece ilk köylerini kurarlar.


#3

SORU:

Prehistoryacılar ilk savaşların hangi toplumlar arasında yapılmış olduğuna inanmaktadırlar?


CEVAP:

Prehistoryacılar ilk savaşların da bu göçebe ve yerleşik hayata geçmiş olan toplumlar arasında yapılmış olduğuna inanmaktadırlar. Bu savaşlar sonucunda eğer yerleşik tarımcı köylüler kazanırsa, göçebe toplum köyden uzaklaşmakta ve köy halkı yaşamına devam etmekteydi. Göçebe halk savaşı kazanırsa, göçebelikten vazgeçip yerleşik hayatı benimsemekte, tarımcı toplum olmaktaydılar; yerleşik halk ise onlara bağımlı hale geliyordu.


#4

SORU:

Yazının keşfinin önemi nedir?


CEVAP:

Tunç çağlarında yazı keşfedilmiştir. Yazı büyük bir olasılıkla resimden geliştirilmiş olmalıdır. İlkyazılar halen okunamasalar da, Mezopotamya çivi yazısı ve Mısır Hiyeroglif yazısı günümüzde bu kültürleri anlamak için kullandığımız en iyi anahtardır. Yazının keşfi insanlık kültür tarihi için çok ileri bir adımdır. Yazı aracılığıyla erken kültürler hakkında birçok bilgiye sahip olmamız yanında, toplumlar arasında iletişim artmış, ticaret gelişmiş ve kültürel anlamda daha büyük adımlar atılmaya başlanmıştır.


#5

SORU:

Sümerler'in özellikleri nelerdir?


CEVAP:

Mezopotamya’ya kuzeyden gelmiş olmaları mümkündür. Sümerlerde şehrin merkezini tapınak oluşturmaktaydı. Her şeyin sahibi tanrı ve onun adına kenti yöneten rahipti. Şehirlerini geliştirmek için su kanalları inşa etmişlerdir. Sümerler çivi yazısını kullanmışlardır. Dillerinin paralellerini bulmak mümkün değildir. Yazılı belgeler genelde ekonomik konuları içermektedir. Aynı zamanda dini bilgier de edinilebilmektedir. Yazılı belgeler içerisinde mitolojik anlatımlar, bilgelik içeren metinler ve özellikle Gılgamış Destanı Sümerlerin bize bıraktıkları kültürel eserlerdir. Bunun yanında kent planlaması, büyük kent surları, tapınak kompleksleri, sulama kanalları yine bize miras bıraktıkları izlerdir.


#6

SORU:

Akadlar'ın özellikleri nelerdir?


CEVAP:

Arap bölgesinden gelen yeni bir halk olan Akadlar, Sümerlerin egemenliğine son vermişler, ama Sümerlerden pek farklı bir kültür yaratmamışlardır. Kent planlamaları Sümerlerden biraz farklıdır. Tanrı ile kral kavramı birbirinden ayrılmıştır. Dini işler tümüyle ruhani gruba bırakılmıştır. Kral kanun yapıcıdır. Devlet sisteminin kurucusu ve denetleyicisidir.


#7

SORU:

Babiller'in özellikleri nedir?


CEVAP:

Babiller küçük krallıkları yeniden bir araya getirerek Mezopotamya’da yeni bir birlik oluşturmuşlardır. Kral Hammurabi Kanunları yazılı olarak kayda alınmış ilk devlet yasalarıdır. Hammurabi, fatih, diplomat ve yasa koyucudur. Kanunlar, 2 m. yüksekliğindeki diorit taşı üzerine yazılmış olup Elam başkenti Susa’da 1902’de ele geçmiştir.


#8

SORU:

Asurlar'ın özellikleri nelerdir?


CEVAP:

M.Ö. 2000-M.Ö. 1800 yılları arasında, Asurlular, Eski Asur krallığı döneminde Anadolu’da ticaret kolonileri kurmuşlardır. Doğal kaynakları Anadolu’da satın almışlar ve işleyerek tekrar ticari meta olarak Anadolu halklarına satmışlardır. Yeni Asur döneminde, Mezopotamya ve Anadolu’nun doğu yarısında egemen olmuşlardır. Savaşçı bir millet olan Asurların bu dönemde dünya kültürüne en büyük katkıları savaşlarda kullanılan silahların geliştirilmesi ve ordu kurma düzenidir.


#9

SORU:

Mısırlılar'ın özellikleri nelerdir?


CEVAP:

Mısır Firavunları, hem kral, hem de güneşin oğludur. Aşağı ve Yukarı Mısır’a hâkim olanları, her iki ülkenin tacını üst üste takarlardı. Eski İmparatorluk (M.Ö. 3000-M.Ö. 2000) piramitler dönemidir. Orta Mısır İmparatorluğu (M.Ö. 2000-M.Ö. 1550) döneminde Theben kenti, tüm Mısır İmparatorluğunun merkezi yönetim kentidir. Helen kentleriyle ticaret bağlantıları sağlanmış; Önasya’dan savaş arabası tekniği bu dönemde Mısır’a getirilmiştir. Yeni Krallık (M.Ö. 1550-M.Ö. 1000) Mısır Firavunlarının en güçlü olduğu ve III. Tutmosis (M.Ö. 1500) ile İmparatorluğun en geniş sınırlara ulaştığı dönemdir. M.Ö. 13. yüzyılda II. Ramses döneminde Mısır yeni bir gelişim içindedir. II. Ramses, Önasya’daki bir diğer güç olan Hitit İmparatoru Muvattali’ye karşı Kadeş’te savaşır ve Kadeş antlaşmasını yapar. Anlaşma metni Karnak Tapınağında duvara kazınmış, Hitit metni ise Hattuşa’da pişmiş toprak levhalar üzerinde ele geçmiştir. Her iki kral da birbirini kardeş olarak tanıyacak, saldırı anlarında birbirlerine yardımcı olacak ve ülkelerinde barış egemen olacaktır. Taht varisleri de bunu kabul edeceklerdir. M.Ö. 1200’de deniz kavimleri göçünde Ramses güçlükle ülkesini istiladan kurtarır. Fakat daha sonra Mısır Firavunları güçlerini kaybeder ve farklı ulusların egemenliği altına girer. Mısırlılar, mimari ve heykeltıraşlık konularında Batı sanatını etkilemişlerdir. Mısır Dini dünya kültürü açısından çok önemlidir. Firavunlar hayatta oldukları sürece tanrının oğlu, öldükten sonra tanrı olarak tapınılıyordu. Tanrı Kral ve Roma’daki İmparatorluk kültünün kökeninde bu inanç anlayışı vardır.


#10

SORU:

Suriye - Filistin bölgelerindeki kültürel özellikler nelerdir?


CEVAP:

Suriye bölgesinde M.Ö. 2000-M.Ö. 1700’de Kenan ve Semitik halkın gelmesiyle hareketlenmeler görülmeye başlanmıştır. Mısır, Anadolu ve birçok değişik yerden getirilen metal Suriye’de işlenmiştir. İbranice ve Fenike dilinin çözülmesiyle 22 işaretten oluşan Fenike yazısı keşfedilmiştir. Fenike Alfabesini Yunanlılar alıp geliştirecektir. Fenikeliler Akdeniz ticaretine hâkim olmayı başarmışlar ve koloniler kurarak yayılım politikası izlemişlerdir. Hatta Kuzey Afrika’daki Kartaca kolonisi çok kısa bir sürede Batı Akdeniz ticaretini ele geçirmiştir. İsrail Oğullarının (Yakup ve 12 oğlu) tanrı savaşçıları olarak ortaya çıkmalarıyla Eski Ahit (Tevrat) önem kazanmaya başlamıştır. Bölge, rahiplerin yönetim bölgesi olarak tanınır. Kudüs merkezli yönetim, sürekli dış güçler tarafından birçok kez fethedilmiş, İbrani halkı Kudüs’ten sürülmüş ve tekrar geri gelmişlerdir. Hıristiyanlık da bu topraklarda başlamıştır. Eski dine karşı yeni bir din oluşumu olarak kabul edilse de Eski Ahit (Tevrat) ve Yeni Ahit (İncil) kutsal kitap olarak kabul edilmektedir.


#11

SORU:

İran - Elam kültürlerinin özellikleri nelerdir?


CEVAP:

M.Ö. 3000’den itibaren Güneybatı İran’da yeni bir halk topluğu bölgede egemen olmaya başlamıştır. Elam, Sümer kültürünün devamıdır, çivi yazısı kullanmışlardır. Erken dönem gelişmiş kültürlerdendir. M.Ö. 2000’de kuzeyden gelen Medler, İran’ın kuzeyine egemen olurken, güneyde Elamlar egemenliklerini sürdürmüşlerdir. M.Ö. 6. yüzyıldan itibaren de Persler, İran’ın egemen ulusu olmuşlardır. Kyros (M.Ö. 559-M.Ö. 530), Pers İmparatorluğunun kurucusu olmuş ve İran ulusunun Güneybatı Asya, Mezopotamya, Mısır ve Anadolu topraklarında söz sahibi olmasını sağlamıştır. Pers krallığı daima doğudan batıya açılım yapmak istemiştir. Özellikle Doğu ve Batı Kültürlerinin kaynaştığı alan olan Anadolu karasını ele geçirmek istemişlerdir. Helen Dünyası ile Persliler arasında çok yakın ilişkiler yaşanmıştır. 


#12

SORU:

Hititler'in özellikleri nelerdir?


CEVAP:

Orta Anadolu’da M.Ö. 2000 yıllarında Hint-Avrupa dil grubundan gelen Hitit halkı varlığını göstermeye başlar. Mezopotamya’dan çivi yazısını almışlar, fakat hiyeroglif yazıyı da benimsemişlerdir. Kendileri Hitit (Hatti) ismini kullanmışlardır. Hititler Asur ticaret kolonilerine son vermişler; Mittani Krallığı ile birleşmişler; M.Ö. 1400-M.Ö.1200 yıllarında Yeni Hitit İmparatorluğunu kurmuşlardır. Daha sonra Suriye’yi egemenlik altına almışlar ve Mısırlılara karşı savaşmışlardır. M.Ö. 1274 Kadeş Antlaşması yukarıda andığımız gibi, tarihte belgelenmiş ilk yazılı anlaşmadır. M.Ö.1200 yıllarında deniz kavimlerinin göçleri sonunda İmparatorluk son bulmuştur. Hititler döneminde demir kullanımı artmış ve haliyle demir ticareti gelişmiştir. Kraliyet Aristokrasisi önem kazanmış ve kral tek güç olmasına rağmen, oldukça ılımlı bir politika izlemiştir. Hititlerde Mezopotamya ve Mittani ortak kültürü egemendir. Mittanilerden edindikleri alt kültürlerin etkisi önemlidir. Başkent yakınında “Yazılıkaya” isminde bir açıkhava tapınağı bulunmaktadır. Hititler tanrılarına çok bağlıydılar. Yazılıkaya’da kayalar üzerine tanrıların betimleri kazılmıştır. Tanrı ve tanrıçalar hayvan figürlerinin üzerinde betimlenmiştir. Özellikle Teşhup (baş tanrı - gök tanrı) Anadolu’daki tapınmanın başlangıcını oluşturur ve uzun yıllar egemen olmuştur. Bu tapınma, Roma Döneminde Dolikhe’deki ‘Jupiter Dolikhenus’ olarak devam etmiştir.


#13

SORU:

Mittaniler'in özellikleri nelerdir?


CEVAP:

Mittaniler Kuzeyden gelerek Kuzey Mezopotamya’ya hâkim olurlar. Dilleri HintAvrupa dil gurubuna girmektedir. Hitit ve Asurluların egemenliğinde yaşamışlardır. Savaş sanatında süvari (atlı) ve at arabası kullanımını ilk kez dünya kültürüne kazandırmışlardır.


#14

SORU:

Urartular'ın özellikleri nelerdir?


CEVAP:

Urartular, M.Ö. 13. yüzyılla M.Ö. 9. yüzyıl arasında Doğu Anadolu’da beylik ve aşiretler halinde yaşamaktaydılar. Demir çağlarında demir metalini kullanmaya başlayarak silahların yapımında ve askerî alanda hızla başarı gösterirler. M.Ö. 9. yüzyılda başkenti Tuşba (Van) olan bir devlet kurmuşlar ve Asurlularla sık sık savaşmışlardır. M.Ö. 7. yüzyıldan itibaren Medlerin egemenliğine girerek bağımsız devlet olma özelliklerini kaybetmişlerdir. Urartu dilinin Hint-Avrupa ve Sami dilleri ile bir benzerliği yoktur. Çivi yazısını kullanmışlardır. Savaşçı bir kavim olan halkı, metal işçiliğinde oldukça ileri gitmiştir. Bir başka özellikleri su setleri oluşturarak suyu depolamayı ve kullanmayı planlamalarıdır. Bu şekilde kentlerin büyük ihtiyacı olan su sorununu teknik açıdan çözmeleri önemli bir adımdır.


#15

SORU:

Frigler'in özellikleri nelerdir?


CEVAP:

M.Ö. 1200’lerde deniz kavimleri göçü sonunda Makedonya ve Trakya’dan Kuzey İçbatı Anadolu’ ya geldikleri düşünülen topluluktur. M.Ö. 9. yüzyıldan itibaren siyasi bir güç olarak ortaya çıkarlar. Frigler, kısa sürede Batı Anadolu’ya egemen olmuşlar; Asurlularla ittifak kurarak siyasi olarak güçlenmişler; özellikle Batı Anadolu Helen kolonileriyle kurduğu ilişkiler sonucu Yunanistan’la ticareti geliştirmişlerdir.  Kimmerlerin M.Ö. 7. yüzyıldaki akınları sonucunda siyaset sahnesinden çekilen Frigler, Anadolu halkı olarak  yaşamlarına devam etmişlerdir. En önemli merkezleri Gordion (başkent), Yazılıkaya Midas kenti ve Hattuşaş’taki Frige kentidir. Metal işçiliğinde oldukça ileri gitmişlerdir. Başta ziynet eşyaları olmak üzere, metal kaplar da dikkati çeker. Ayrıca, tunç, demir ve gümüş madenlerini de kullanarak başarılı eserler oluşturmuşlardır. Marangozlukta, seramikte ve dokumacılıkta da ileri gitmişlerdir. Friglerin kültür tarihi içerisinde en öne çıkan tanrıçaları Matar Kubileya’dır. Helenlerde Kybele, Romalılarda Manga Mater olarak isimlendirilecek olan Tanrıça, doğanın ve hayvanların hâkimesi olarak bolluğun, bereketin ve doğurganlığın simgesi olmuştur. Anadolu’da ilkel çağlardan beri var olan ana tanrıça kültüne yeni bir anlam katmıştır. Midas kenti Frig Yazılıkayası bu konuda en ilginç örnektir. 


#16

SORU:

Lidyalılar'ın özellikleri nasıldır?


CEVAP:

M.Ö. 7. yüzyıldan itibaren kısa sürede Batı Anadolu’daki Helen kolonilerini egemenliği altına alan Lidyalıların adı duyulmaya başlamıştır. Batıda Ege Denizi, Doğuda Halys (Kızılırmak) arasında kalan Anadolu topraklarında güçlü bir devlet kurmuşlar, Mermnadlar adı verilen kraliyet sülalesi tarafından yönetilmişlerdir. Helen kolonilerinin deniz gücünü ve ticari filolarını kullanarak Karadeniz’de de etkili olmuşlar; ticaretin bu kadar gelişmesi sonucunda alışverişi kolaylaştırmak için elektron sikkeyi üretmişlerdir. Başkentleri Sardes (bugünkü Salihli) yakınında bulunan Paktalos Çayı’ndan (Sart Çayı) çıkarılan elektronu (gümüş-altın alaşımı) kullanarak kraliyet tarafından ağırlığı ve değeri garanti altına alınmış ilk parayı kullanmaya başlamışlardır. Lidya Kralı Kroisos (Karun) tarihte en çok hazineleriyle tanınan güçlü krallardan biridir. 


#17

SORU:

Minos Uygarlığı'nın özellikleri nelerdir?


CEVAP:

Girit Adası kültürü diyebileceğimiz Minos Uygarlığı M.Ö. 2000-M.Ö. 1400 yıllarında Ege Denizinde önemli bir rol oynamıştır. Minos aynı zamanda krallara verilen genel addır. Merkezi bir avlu etrafında gelişen saray yapıları bir anlamda kent gibi yerleşimlerdir. Etrafları surlarla çevrilmediği için Minos halkının barışçı ve ticaretle uğraşan bir halk olduğu kolayca tahmin edilebilmektedir. Minos Sanatı oldukça yüksek kültür özellikleri göstermektedir. Saray mimarisi, ticaret, seramik ve duvar resimleri etkileyici özelliklere sahiptir. Sanattaki natüralist üslup, yüzen balıklar, uçan kuşlar, doğa peyzajları ve insan resimleri dönemin özelliklerini aşan niteliktedir. Duvar resimlerinde dini törenlerin anlatıldığı sahnelerde boğanın üzerinden atlayan gençler resmedilmiştir. Boğa oyunlarının Girit dininde büyük önem taşıdığı şüphe götürmez. Çünkü Minantauros (Boğa İnsan) Helen Mitolojisinde Minos’un oğlu olarak anılmaktadır. Yılanlı tanrıça da baş tanrıdır. Linear A, Linear B denilen iki yazı şekli vardır. “A” çözülmemiş, “B” çözümlenmiştir.


#18

SORU:

Mikenler'in özellikleri nelerdir?


CEVAP:

Yunanistan’a M.Ö. 1600-M.Ö. 1100 yılları arasında Mikenler (Akha) egemen olmaya başlar. Yazılı kaynağımız olmasa da, yer isimlerindeki “-ssos”, “-nthos” gibi sözcük
son ekleri bize kentlerin Helen tarzı kuruluşa sahip olmadığını kanıtlamaktadır.
Savaşçı bir millet olan Mikenler, şahin tepesi gibi çok sarp tepelerde kral kaleleri inşa etmişlerdir. Mykene, Tyrins, Atina, Theben en önemli Miken kentleridir. Birbirleriyle her daim savaş içinde olan kentler, bölgeleri dışına taşmadan tarımcı ve hayvancı toplumlar olarak yaşamaktaydı. Mikenlerin öncü Helen kültürü olduklarını düşünebiliriz. Minos seramiğini geliştirmiş olup kubbeli mezarlar, savaş arabası, metal sanatı ve savaş kıyafetleriyle dikkat çekerler. Bundan dolayı, savaşçı bir kavim olduğu düşünülebilir. Ayrıca, Mikenler, M.Ö. 1600’de Minos’a son vermişlerdir. Truva Savaşı da bu dönemde yapılmıştır. 


#19

SORU:

Helenler'in özellikleri nelerdir?


CEVAP:

Helen halkları Kuzeyden Yunanistan’a üç farklı boy olarak göç etmişlerdir. Aioller, İyonyalar ve Dorlar. Yunanistan’ın güneyi ile güneybatı Ege kıyılarında Karya Bölgesinde Dorlar, Atina ve çevresi ile Ege Anadolu’sunda İyonyalılar, Atina’nın Kuzeyi ve Euboia Adası ile Anadolu’da Mysia Bölgesine de Aioller yerleşmiştir. Hepsi Grekçe konuşsalar da, aralarında diyalekt farkı bulunmaktadır. M.Ö. 8. yüzyıl ve M.Ö. 7. yüzyılda köy yerleşmelerinden kente doğru bir gelişme görülmektedir. Helenler, koloni kurmak ve ticareti geliştirmek için denizlere hâkim olmak istemişlerdir. Bu amaçla Fenikelilerle olan ilişkileri aynı zamanda kültürel bir alışveriş olmuştur. Konsonantlardan oluşan Fenike alfabesine altı vokal ekleyerek Grek alfabesi oluşturulmuştur. M.Ö. 750’de Yunan Kolonizasyonu başlamış ve Akdeniz, Ege Denizi ve Karadeniz’de sayısız yeni kent kurulmuştur. M.Ö. 7. yüzyılın ortalarında ağır askerler sistemi olan Phalanx sistemi geliştirilerek, askerler zırh, kalkan, kılıç, dizlik ve iki metre uzunluğunda mızraklarla donanır; Bronz Çağından itibaren de süvariler orduda görev alır. Yasalar M.Ö. 7. yüzyıldan itibaren yazılı hale getirilmeye başlar. Helenler, Lidyalılardan para sistemini öğrenerek ticarette para kullanmaya başlamışlardır. M.Ö. 7-M.Ö. 6. yüzyıllarda yazma sanatında önce lirik daha sonra epik form geliştirilmiştir. Arkhesialos ve Sappho dönemin en tanınmış şairlerdir. Bir rivayete göre kör olan ve İzmir’de de yaşamış olan Homeros’un yazdığı ya da derlediği “Ilyada ve Odisseia” destanları Batı edebiyat kültürünün başlangıç eseri kabul edilir ve kurgusu, anlatı dili, söz sanatları açısından birçok dünya yazarını etkilemiştir. Klasik dönemde (M.Ö. 500-M.Ö. 323) tarih yazıcılığı başlamıştır. Halikarnaslı Herodot, tarihin babası kabul edilir ve onu politik ve askeri konuda verdiği bilgilerle Thykildites izler, Mimarlık alanında Atina’daki Akropolis doruğa ulaşmış bir eserdir. Heykel sanatında Phidias, Polykleitos, Myron, Praksitales, Helen klasik örneklerini oluşturmuşlardır. Tiyatro’da tragedya ve komedya oyunlar sergilenir.
Platon, Aristoteles bu dönem filozoflarıdır. Halikarnas kralı Mausolos’un kendisi için yaptırmış olduğu mezar, bugünkü adıyla Halikarnas Mozolesi dünyanın yedi harikasından biridir. (Yine Dünyanın yedi harikasından Efes Artemis Tapınağı, İskenderiye Deniz Feneri ve Rodos Heykeli Helenistik dönemin başyapıtlarıdır).


#20

SORU:

Romalılar'ın özellikleri nelerdir?


CEVAP:

İtalya’nın batı kıyılarının orta kesiminde yer alan bir kent çok kısa sürede dünya
hâkimi olacaktır. Bu kent Roma’dır. Kentin kuruluşu Roma Anallarına göre M.Ö. 754
olarak kabul edilmektedir. Roma kentinin bulunduğu bölgeye Latium denir. Kuzeyde yer alan Etruria Bölgesine egemen olan Etrüskler, başlangıçta kentin hâkimi ve kralları Etrüsk soylularıdır.Roma Krallığı başlangıçta adlarına ‘patrici’ denilen Romalı aristokratların oluşturduğu ‘senatus’ (meclis) ve krallar tarafından yönetilirdi. Aristokrat olamayan sıradan yurttaşlara ‘plebs’, Roma halkına da ‘Populus Romanus’ denirdi. M.Ö. 509 yılında Romalı aristokratlar eşitlik istemiyle krallığa karşı ayaklanırlar ve “Cumhuriyet” yönetimine geçerler. Antik dönemin en geniş imparatorluğu olan Roma İmparatorluğu, Kavimler Göçünün etkisiyle (Vizigotlar, Vandallar Roma’yı birkaç kez yağmalarlar) M.S. 395 yılında, Doğu ve Batı Roma olmak üzere ikiye ayrılır. Batı Roma İmparatorluğu 476’da yıkılır. Roma İmparatoru I. Konstantin (Büyük Konstantin) Roma’nın yaşadığı kargaşayı (kavimler saldırısı, vb.) göz önüne alarak, 330 yılında yeniden imar ederek kendi adını verdiği Konstantinopolis’i (İstanbul) başkent yaparak Doğu Roma İmparatorluğunu (Bizans) kurar ve Roma çok tanrılıolduğu halde politik stratejilerden dolayı kendisi Hıristiyanlığı benimser. Roma’nın en çok ilerleme kaydettiği alanlardan biri de hukuktur. Konsüller döneminden İmparatorlar dönemine dek etkileyici çeşitli yasalar çıkartmışlar ve uygulamaya koymuşlar, ayrıca avukatlık mesleğini yaratmışlardır. Roma Hukuku bugün Türkiye de dahil olmak üzere birçok ülkede yeni düzenlemelerle uygulanmakta ve hukuk fakültelerinde ders olarak okutulmaktadır. Roma ordusu başlı başına düzenli ve disiplinli bir eğitim ocağı olarak bilinmektedir. Mimarlık alanında uzman olan Romalı mühendisler, kireç harçlı Roma betonu kullanarak çok katlı evler, büyük köprü ve su kemerleri, hamamlar, forumlar, tiyatrolar, anfitiyatrolar, odeonlar, çeşmeler, gymnasiumlar inşa etmişlerdir. Kentler zenginleşmiş, alt yapı tesisleriyle modern kentleri imrendirecek kadar başarılı yapılar ortaya çıkmıştır. Roma harcı ve çelik konstrüksiyon kullanımı mimarlık alanında büyük bir yeniliktir. Romalılar kara yolu yapımına da oldukça önem vermişlerdir. Via Flaminia (Adriyatik Yolu) ve Via Appia (taş asfaltlı Brundisium yolu) başta olmak üzere tüm İmparatorluğu yol ağıyla donatmışlardır. Günümüzde ‘Her yol Roma’ya çıkar’ cümlesi bunu anlatmaktadır. Latince resmi dil olarak, edebiyatta ve özellikle hitap sanatında özenle kullanılmıştır. (Cicero önemli bir hatiptir). Ayrıca, Batı Avrupa’da, Katolik kilisesinin resmi dili ve Üniversitelerde de bilim dili olarak uzun yıllar kullanılmıştır. Roma kültürü Akdeniz dünyasında da yüzyıllar boyunca etkili olmuştur. Özellikle ortaçağın karanlık dünyasından çıkıp, aydınlanma döneminde bilim ve sanatta Rönesans, dinde reform hareketleriyle yönetimin sivilleşmesinde rol oynamıştır.