MODERN FELSEFE II Dersi KANT'IN ETİK ESTETİK VE POLİTİK GÖRÜŞLERİ soru cevapları:
Toplam 72 Soru & Cevap#1
SORU: Kant ahlaka ilişkin görüşlerini hangi yapıtlarında geliştirmiştir?
CEVAP: Kant ahlaka ilişkin görüşlerini Pratik Aklın Eleştirisi, Ahlak Metafiziğinin Temellendirilmesi ve Salt Aklın sınırları içinde Din, Erdem Öğretisi ve Haklar Öğretisi, ahlak metafiziği gibi yapıtlarında geliştirmiştir.
#2
SORU: Kant’ın Ahlak Metafiziğinin Temellendirilmesi adlı kitabında gerçekleştirmek istediği amacı nedir?
CEVAP: Elinizdeki temellendirme, ahlaklılığın en yüksek ilkesinin aranıp bulunmasından ve belirlenmesinden öte bir şey değildir. bunu başarabilmek için ahlaka ilişkin sıradan akıl bilgisinden felsefi olana geçeceğini, sonra yaygın ahlak felsefesinden ahlak metafiziğine geçeceğini ve oradan da salt pratik aklın eleştirisine doğru son adımı atacağını belirtir.
#3
SORU: Kant’a göre gerçek ahlaklılık veya gerçek erdemle kast edilen nedir?
CEVAP: Kant’a göre, gerçek ahlaklılığın, gerçek erdemin yarar ve mutluluk gibi kavramlarla hiçbir ilgisi yoktur. Gerçek ahlaklılığın temeli salt pratik akıldır. Salt pratik akılda istemeyi yöneten eğilimler, duygu ve istekler değil, salt pratik aklın kendisidir.
#4
SORU: Kant’a göre iyi istem nasıl oluşmaktadır?
CEVAP: Kant’a göre bir isteme-istenç ancak herhangi bir istek, gereksinim, doğal bir eğilim tarafından değil, salt pratik akıl ve onun ilkeleri tarafından yönetiliyorsa bir iyi istem oluşmaktadır.
#5
SORU: Kant mutluluk ve yararcılık kuramlarının karşısına neyi koymaktadır?
CEVAP: Kant mutluluk ve yararcılık kuramlarının karşısına yaşam anlayışındaki ahlaklılığı koymaktadır.
#6
SORU: Kant etiğinin yeniliği nereden gelmektedir?
CEVAP: İyinin ve kötünün özünün eylemin niyetinde aranması gerektiği ilk kez Kant tarafından gündeme getirilmiştir. Bu yüzden Kant etiği salt bir iyi niyet etiğidir. İyiyi isteme uygulamada bir sonuca ulaşamasa da iyi olma üstünlüğünden hiçbir şey kaybetmez.
#7
SORU: Kant’a göre bir eylemin etik değeri nasıl belirlenir?
CEVAP: Kant’a göre bir eylemin etik değeri onunla ulaşılacak amaçta değil, onun yapılmasına karar vermeye yol açan güdüdedir.
#8
SORU: Kant’a göre insan eylemlerini belirleyen buyruk nasıl bir özelliğe sahiptir?
CEVAP: Kant’a göre insan eylemlerini belirleyen buyruklar koşulsuzdur ve bireyin bu buyruğa uyması insanlık görevidir. Bu durumun aksine koşullu buyruklarda ulaşılacak olan sonuç önemlidir. Oysa Kant’ın görüşünde eylemin sonucundan çok niyetin iyi olması gerekmektedir.
#9
SORU: Kant ahlakına aynı zamanda ödev ahlakı denilmesinin sebebi nedir?
CEVAP: Kant’a göre eylemlerimizi belirleyen buyruk koşulsuzdur ve buyruğa uymak insanlık ödevimizdir. Bu yüzden Kant ahlakına aynı zamanda ödev ahlakı denilmektedir.
#10
SORU: Kant ödeve dayanan eylemler kavramıyla neyi kast etmektedir?
CEVAP: Kant, doğal gereksinimlerden, isteklerden, eğilimlerden gelen eylemleri gerçek etik eylemlerin karşısına koyar, etik eylemlere salt pratik aklın yönettiği istemelerden gelen eylemelere ödeve dayanan eylemler denilmektedir. Etik değer taşıyan eylemler sadece ödeve uygun olmakla kalmayıp ödeve dayanan, ödevden gelen eylemlerdir ve salt pratik aklın yönettiği istemlerden doğarlar.
#11
SORU: Kant öyle eylemde bulun ki senin bu eylemdeki istemenin maksimi her zaman, aynı zamanda genel bir yasanın ilkesi olarak geçebilsin ifadesiyle koşulsuz ahlak yasasıyla ilgili neyi ileri sürmektedir?
CEVAP: Buna göre her insan kendi eylemlerinin güdüsünün (maksiminin) genel bir yasa olmasını göz önünde bulundurarak seçebilmelidir. Yasa bu biçimiyle insanların eylemlerini ahlak bakımından yargılamanın ölçütü durumundadır. Kant bu genel yasa ile yaşamdaki bütün eylemlerin ahlak uygun olup olmadıklarını kesin olarak açığa çıkaracak bir ölçüt vermek istemektedir.
#12
SORU: Kant’a göre ahlak yasasını istememizin nedeni yapan şey nedir?
CEVAP: Kant, ahlak yasasını istememizin nedeni yapan şeyin saygı duygusu olabileceğini savunmaktadır. Çünkü saygı duyma özel bir duygudur, temelini a priori olarak kendi insanlığımıza ilişkin bilgide sunar. Saygı birinci derecede ahlak yasasının uyandırdığı bir duygudur.
#13
SORU: Kant Özerklik (otonomi) ilkesine göre davran ifadesiyle koşulsuz ahlak yasasıyla ilgili neyi ileri sürmektedir?
CEVAP: Bu ilkeye göre, etik öznenin ussal istenci evrensel bir yasa koyucu olarak düşünülmektedir. Kant’a göre ussal bir varlık olarak düşünülen insanın istenci evrensel yasanın kaynağı olarak görülmelidir. Bu, istencin özerkliğinin ilkesidir. Kant istencin özerkliğinden en yüksek ahlak ilkesi ve tüm ahlaksal yasaların ve karşılık düşen ödevlerin biricik ilkesi olarak söz eder.
#14
SORU: Kant’a göre erekler ülkesinin özellikleri nelerdir?
CEVAP: Bu ülkede hem yasanın yapıcısı hem de bu yasanın yönettiği bir varlık olarak aynı düzlemde yer alır, aynı hakka sahiptir, birbirine eşittir. Ahlak yasası insana dışarıdan verilmemiştir, o insan aklının kendi doğasından gelmektedir. Ahlak buyruklarının temeli insanın insanlığıdır. Bu ülkede otonomi yasası geçerlidir. Birey koşulsuz gerekliliğin buyruğu altına girmektedir.
#15
SORU: Kant birinci yücelik kavramıyla neyi kast etmektedir?
CEVAP: Kant birinci yüceliği şöyle anlatmaktadır: Dış duyular dünyasında, benim olduğum yerden başlayarak içinde benim de bulunduğum sonuna varılmaz bir büyüklüğe ulaşıyorum, dünyalar dünyalara, sistemler sistemlere eklenerek sonsuz bir zaman içinde düzenli hareketler sonu gelmeden uzayıp gidiyor
#16
SORU: Kant ikinci yücelik kavramıyla neyi kast etmektedir?
CEVAP: Kant, ikinci yüceliğin kendi kişiliğinden, düşünülür bir varlık olarak kendi ben-varlığından başladığını belirtmektedir. Bu görünmeyen, ussal ben, gerçekten sonsuzluğa açılan bir dünyada, anlama yetisinin ancak fark edebileceği bir dünyada ortaya çıkar. İnsan varlığı ilk defa burada hiçbir koşula bağlı olmayanla karşılaşır, bu da ahlak yasasının sesini duymak ve ona uymaktır. İçimizdeki ahlak yasasına baktığımız an duyu dünyasından bütünüyle sıyrılıp ahlakın otonom dünyasına açılır, zaman ve uzay koşullarının üstüne yükseliriz. İçimizde buyruk olarak sesini duyduğumuz ahlak yasasının etik özneye sağladığı yücelik işte budur.
#17
SORU: Kant’ın özgürlükle ilgili görüşleri nelerdir?
CEVAP: Kant’a göre özgürlük tanıtlanamaz ama salt bir kurgu olarak da düşünülemez. Kendimizi evrensel yasalar yapan, ahlaksal düzlemde özerk varlıklar olarak görmemiz, özerk olabilmemize bağlıdır. O halde özgürlük ahlaksal eylemler için pratik bir zorunluluktur, pratik aklın alanında sorunlu olduğu kabul edilmelidir.
#18
SORU: Kant’a göre pratik aklın postülatları nelerdir?
CEVAP: Kant pratik aklın postülatlarını özgürlük, ölümsüzlük ve tanrı olarak belirlemiştir.
#19
SORU: Kant’a göre insan özgür olduğunu nereden bilmektedir?
CEVAP: Kant’a göre insan özgür olduğunu deneyimleri aracılığıyla bilemez. Ona göre eğer insan özgür olduğunu biliyorsa bu bilgi ona bambaşka bir yerden gelmektedir. Bu bilginin kaynağı insanın içinde duyduğu koşulsuz buyruktur.
#20
SORU: Kant’ın koşulsuz buyruk nasıl olanaklıdır ya da o nereden geliyordur, sorusuna verdiği cevap nedir?
CEVAP: Koşulsuz buyruk olanağını istemlerinde özgür olan ve yapmalısın buyruğuna göre eylemde bulunabilen bir varlıkta bulur. yapmalısın, çünkü yapabilirsin.
#21
SORU: Otonomi ne anlama gelmektedir?
CEVAP: Otonomi insanın istemesinin kendi kanununa uymasıdır. Pozitif anlamda özgürlük budur.
#22
SORU: Kant’a göre postülat ne anlama gelmektedir?
CEVAP: Kant pratik aklın gerçek saydığı şeylere postülat demektedir. Bunlar kuramsal bakımdan tanıtlanamayacak idelere, pratik akılda bir önkoşul olmaları bakımından kuşkuya yer bırakmayan bir kesinlik vermektedir.
#23
SORU: Kant’a göre dünyada sonsuz olarak iyi olduğu söylenebilecek biricik şey nedir?
CEVAP: Kant’a göre dünyada sonsuz olarak iyi olduğu söylenebilecek biricik şey iyiyi istemedir, insanın kişi olarak kendisini ahlaklı olma onuruna taşıyan bir varlık olarak görmesine dayanan bir isteme.
#24
SORU: Kant’ın tanrı postülahı ile ilgili görüşleri nelerdir?
CEVAP: Kant’a göre insan mutluluğa layık olmaya muhtaçtır, ondan pay almaya değil. Layık alma ve pay alma, bu ikisinin birleşmesi us sahibi bir insanın iyiyi istemesinin yanı sıra bu isteme aynı zamanda çok büyük bir güce sahip ise olanaklı olabilirdi. Oysa Kant’a göre bu olanaklı değildir, böyle bir varlık ancak düşünülebilir. Dünyada bu en yüksek iyinin var olması, ancak doğada ahlaka uygun bir gücün en yüksek neden olarak var olduğunun kabul edilmesiyle olanaklı olabilir. İşte böyle bir varlığa tanrı denilmektedir. Tanrı bir anlama yetisi ve isteme olarak evrenin bütününü yönetmesi, mutluluğa layık olma ve mutluluğu birleştirmesi bakımından vardır, yani salt pratik aklın bir postülatı olarak vardır.
#25
SORU: Kant’a göre yaşamın devamı, ölümsüzlük ne anlama gelmektedir?
CEVAP: Kant’a göre, yaşamın devamı, ölümsüzlük düşüncenin özü bakımından, kuramsal bir tahmin değil, ahlaklı istemenin, aklın vardığı bir sonuç olarak insanın en yüksek niyetleri ve çabalarının bir beklentisi bir inancıdır. Kendisini özerk bir kişi olarak bilen insanın ahlaka uygun iyi niyetlerinde, çabalarında, hiçbir koşula bağlı olmayan ahlaklı bir varlık olma ödevi bakımından varlığının sonsuza dek süreceğini postülat olarak kabul etmesi gerekir.
#26
SORU: Kant’a göre yargı gücü ne anlama gelmektedir?
CEVAP: Kant’a göre yargı gücü anlama yetisi ile salt akıl arasında bir aracı güçtür, anlama yetisiyle salt akıl arasında birleştirici halkayı oluşturmaktadır.
#27
SORU: Kant duyguyu nasıl tanımlamaktadır?
CEVAP: Kant’a göre duygu, bilgi ve istek arasında bir orta terimdir
#28
SORU: Yargı yetisinin belirleyici olması ve yargı yetisinin düşünsel olması ne anlama gelmektedir?
CEVAP: Eğer yargı tümel verilmişse (kural, ilke, yasa) o zaman ilgili tikeli onun altına koyan yargı yetisi belirleyicidir. Ama eğer sadece tikel verilmişse o zaman yargı yetisi onun tümelini bulmak zorundadır, bu durumda yargı yetisi düşünseldir.
#29
SORU: Doğanın erekselliği niçin transsendentaldır (aşkınsal)?
CEVAP: Çünkü empirik bilgi nesnelerini ilgilendirir ama kendisi empirik gözleme dayanmaz.
#30
SORU: Kant’a göre estetik yargı nasıl oluşmaktadır
CEVAP: Verili bir deneyim nesnesinin biçimi nesnenin tasarımından gelen bir hazzın zemini oluşturmaktadır. Bununla birlikte tasarıma zorunlu olarak bu hazzın eşlik ettiği ve bir sonuç olarak tasarımın herkes için haz verici olması gerektiği yargısında bulunduğumuz zaman bu yargı bir estetik yargı olmaktadır.
#31
SORU: Kant’a göre beğeni ne anlama gelmektedir?
CEVAP: Nesneye güzel denir ve tasarıma eşlik eden haz temelinde evrensel olarak yargıda bulunma yetisine beğeni denilmektedir.
#32
SORU: Kant’a göre erek-amaç ne anlama gelmektedir?
CEVAP: Bir canlının sahip olduğu organların, o canlının bütünlüğü içindeki işlevleri bakımından birbirlerine bağlılık içinde olmaları, eş deyişle aralarında bir dayanışmanın bulunmasıdır.
#33
SORU: Kant’a göre erek-amaç kavramlarına ihtiyaç duyulmasının sebebi nedir?
CEVAP: Kant’a göre mekanik açıklamalar organizmalar dünyasını anlamak için yeterli değildir. Bu alanda mutlaka erek-amaç kavramına başvurulmalıdır.
#34
SORU: Kant’a göre teleolojik yargı gücümüzün işlevi nedir?
CEVAP: Kant’a göre organik varlıklar alanının bilgisinde doğa ile özgürlük dünyası arasında bir köprü kurulur. Organizmalarda teolojik tasarımların ortaya çıktığı bir doğa varlığı ile karşı karşıya bulunduğumuz açıktır. Buna göre, teleolojik yargı gücümüz anlayış yetimizin ve pratik aklımızın birbirinden kesin bir biçimde ayrılan alanlarının duyulur üstü birliğini göstermektedir. Teleolojik kavramlara araştırmalarda heuristik (buldurucu) bir maksim olarak yani araştırmayı yöneten bir ilke olarak yer verilebilir.
#35
SORU: Kant’ın estetik üzerine birincil ilgisi nedir?
CEVAP: İnsanın güzellik ve yücelik duygusunun, güzel olanı ve yüce olanı yaşamasının düşünce bakımından olan yapısını aydınlatmaktır.
#36
SORU: Kant’a göre beğeni yargısının temeli nedir?
CEVAP: Bir şeyin güzel ya da çirkin olduğu biçimindeki yargımızın temeli duygu gücümüzün nesnenin tasarımı tarafından etkileniş biçimidir. Bu bağlamda Kant için beğeni yargısı duygusal bir önermedir ve temeli özneldir.
#37
SORU: Kant’a göre güzelliğin nitelik kategorisi açısından tanımı nedir?
CEVAP: Beğeni bir nesneyi hiçbir çıkar olmaksızın bir hoşlanma ya da hoşlanmama yoluyla yargılama yetisidir; böyle bir hoşlanmanın nesnesine güzel denir. Beğeni sadece bir seyretme edimidir.
#38
SORU: Kant’a göre güzelin nicelik kategorisi açısından tanımı nedir?
CEVAP: Nesneye ilişkin bir kavram olmaksızın evrensel olarak hoşa giden şey güzeldir. Kavramdan uzak olması demek güzel dediğimiz nesne ile hiçbir bilgi alışverişimizin ya da amacımızın olmaması demektir. Estetik yargımız duyguya dayalı bir yargı olduğu için evrensel geçerlilik istemimizi herhangi bir mantıksal uslamlama süreci ile tanıtlayamayız ama yargıda bulunduğumuz zaman bir bakıma evrensel bir sesle konuştuğumuza ve başkalarının onayını istediğimize inanırız ama onlar da bu onayı anacak kendi duyguları temelinde verecektir.
#39
SORU: Kant’a göre güzelin kategorisi açısından tanımı nedir?
CEVAP: Güzel, bir nesnede ereksiz bir erekliliğin formudur. Kant’a göre estetik yargıda kavramsal bir amaç bulunmamak zorundadır ve güzel dediğimiz nesne dışsal bir amaç taşımamalıdır.
#40
SORU: Kant’a göre güzelin kiplik kategorisi açısından tanımı nedir?
CEVAP: Güzel herhangi bir kavram olmaksızın zorunlu bir hoşlanmanın nesnesi olarak kabul edilen bir şeydir. Buradaki zorunluluk kuramsal, nesnel bir zorunluluk değildir. Bildirilmeyen bir evrensel kuralın bir örneği olarak görülen bir yargıya herkesin onay vermesinin zorunluluğu anlatılmak istenmektedir. Biri bir şey güzeldir dediğinde herkesin onu onaylaması gerektiğini öne sürmektedir. Bu öne sürüm ya da istem evrensel bir ilkeyi varsayar ve bu ilke mantıksal bir ilke olmayıp bir tür sağduyuyu yansıtır.
#41
SORU: Kant açısından güzel ve yüce kavramlarını benzer ve farklı yönleri bakımından karşılaştırınız?
CEVAP: Güzelin ve yücenin her ikisi de izleyene estetik haz verir ama güzel nitelikle yüce nicelikle ilişkilidir. Ayrıca güzel biçim ve sınırla yüce ise sınırsızlık ve belli bir biçim taşımama ile ön plana çıkmaktadır. Kant güzeli anlama yetisi ile yüceyi ise akıl ile ilişkilendirir. Ayrıca güzel tarafından yaratılan estetik haz bir sevinç hali olarak betimlenebilmesine karşın, yücenin olumlu sevinçten çok şaşkınlık ve korkuya neden olduğu söylenebilir.
#42
SORU: Kant’ın güzel sanat yapıtlarıyla ilgili görüşleri nelerdir?
CEVAP: Kant’a göre güzel sanat yapıtlarının üretimi dehanın işidir. Dahi sanatçılar dehaları vasıtasıyla kendi kurallarını kendisinde taşıyan sanat yapıtları ortaya koyarlar. Dehanın ürünü olan sanat yapıtı kendine özgü bir defalık kurallarını birlikte getirdiği için böyle bir sanat ürünü kesinlikle taklit edilemez. Bununla birlikte deha yani estetik yaratma yetisi belli bir öğrenme sürecinin ürünü değildir.
#43
SORU: Ereksiz bir ereklik ifadesiyle anlatılmak istenen nedir?
CEVAP: Sanat yapıtında bulunan düzen belli bir dış amaca yönelmemiştir, sanat yapıtı kendi iç uyumu bakımından yüksek bir ereklilik taşımaktadır. Bu durum ereksiz ereklilik olarak tanımlanabilir.
#44
SORU: Kant’ın estetik idelerle ilgili görüşleri nelerdir?
CEVAP: Kant’a göre estetik ideler salt aklın idelerinden bambaşka olan idelerdir. Bu idelerde bir tür zenginlik vardır. Kant estetik ide deyince duyulara dayalı imgelemin tasarımlarını anlatmaktadır. Bu nedenle bunlar dil ile kesin bir biçimde ifade edilemezler. Bu ideler algıya dayalı somut tasarımlardır.
#45
SORU: Kant’a göre dinin odan noktası nedir?
CEVAP: Kant’a göre dinin odak noktası, insan yaşamında ahlakın gerekliliğine duyulan inançtır. Din, ahlakın gösterdiği ödevlerin tanrısal bir buyruk olarak görülmesine ve etkisinin güçlendirilmesine yarar.
#46
SORU: Kant’ın kötü kavramıyla ilgili görüşleri nelerdir?
CEVAP: Kant’a göre kötü, yalnızca insandaki bir eksiklik değil, güdülerin tersine dönmesidir. Kötüde arzu edilen şeyler, bilerek aklın insandan beklediklerinden üstün tutulur. Böylece insanı eyleme yönelten itici güçler yer değiştirir. Kötülük kötüsü ağırlık kazanır.
#47
SORU: Kant’a göre bireyin kötüden kurtulması nasıl gerçekleşebilir?
CEVAP: Kötüden kurtulma insanın bireysel çabalarıyla gerçekleşmez. Bunun için insanın görüşünde tam bir devrim olmalıdır. İyinin insan varlığındaki temelleri yeniden güçlendirilmeli ve insan eylemlerinin değişmesi bakımından tam bir yeniden doğuş gerçekleşmelidir. Kant insanın kötüden kurtulması probleminde akılla kavranamayacak olan dinsel düşünce ve inançlara vurgu yapmaktadır.
#48
SORU: Kant tarih sorununu nasıl ele almaktadır?
CEVAP: Kant’a göre tarih sorunu iyi ve kötü güçlerin yeryüzündeki çatışması sorunudur.
#49
SORU: Kant’ın insanlığın başlangıcıyla ilgili görüşleri nelerdir?
CEVAP: Doğa durumunda insan bir ussal hayvan idi. Ama onda sahip olduğu akıl geliştirme yeteneği vardı. Aklı aracılığıyla kendi kendisini yönetme, kendi kendisine sınırla koyma yoluyla ilerlemeye başladı; özgür bir varlık olma doğaya etki etme yönüne doğru ilerleme sürdü. İnsanın doğal varlık durumundan çıkıp kendi kendisini yöneten özgür bir varlık olma düzeyine ulaşması bir defada insanlığın başlangıç dönemlerinde olup bitmiş bir olgu değildir ve halen sürüp gitmektedir.
#50
SORU: Kant’a göre insanların soy olarak gelişiminde zıtlaşma ve çatışmaların rolü nedir?
CEVAP: İnsan bir akıl varlığı olarak varlık yapısında ı- uyuklayan imkânları uyandıran, devinime getiren bir varlıktır. Bu uyandırma, devinime getirme ve yükseltme, gerginlikler, çıkarların, amaçların çatışmaları, tutkuların çarpışmaları içinde gerçekleşir. İnsanlar böyle bir çatışma ve gerginlik koşullarında yavaş yavaş birleşmeye doğru giderler, daha doğrusu buna zorlanırlar. Kant’a göre istekler, tutkular ve bunlardan doğan çatışmalar, çekilen acılar tarih felsefesi bakımından olumlu bir anlam taşımaktadır.
#51
SORU: Kant’ın hukuk felsefesi nedir?
CEVAP: Kant hukuksal yükümlülükleri ahlaksal yükümlülüğün bir alt türü olarak görür. Bu nedenle yasanın temeli ussal istençtir, ne güç göstergesidir ne de tanrının emirleridir. Hukuk felsefesindeki bakış açısı büyük ölçüde özgürlükçüdür. Fakat yine de Kant hukuku etik ilkeler üzerinde temellendirdiği için ceza yasası bakımından tutumu serttir, sempati duygusu ve affedici olmaktan genellikle uzaktır.
#52
SORU: Kant’a göre devletlerarası ilişkileri düzenlemek amacıyla uluslararası bir hukuk sisteminin sahip olması gereken ilkeler nelerdir?
CEVAP: ? Dünya barışını korumaya yönelik tüm antlaşmalar hiçbir gizli terim ya da sınırlama kapsamamalıdır. ? Hiçbir devlet başka herhangi bir devleti boyunduruk altına almayacak ya da denetlemeyecek, her devlet özgür ve bağımsız kalacaktır. ? Sürekli ordular kaldırılacaktır. ? Her ulus dış politikasının bir aracı olarak ödünç para kullanmaktan kaçınacaktır. ? Hiçbir devlet başka devletlerin kendi anayasa ve yasalarını uygulamalarını önlemeyecektir. ? Birbirleriyle savaşan devletlerin barış görüşmelerini olanaksızlaştıracak savaş yöntem ve araçlarını kullanmaları yasaklanacaktır.
#53
SORU:
Kant Ahlak Metafiziğinin Temellendirilmesi adlı kitabında gerçekleştirmek istediği amacı nasıl dile getirmiştir?
CEVAP:
Kant Ahlak Metafiziğinin Temellendirilmesi adlı kitabında gerçekleştirmek istediği amacı şöyle dile getirir: “Elinizdeki temellendirme, ahlaklılığın en yüksek ilkesinin aranıp bulunmasından ve belirlenmesinden öte bir şey değildir”. Bunu başarabilmek için ahlaka ilişkin sıradan akıl bilgisinden felsefi olana geçeceğini, sonra yaygın ahlak felsefesinden ahlak metafiziğine geçeceğini ve oradan da salt pratik aklın eleştirisine doğru son adımı atacağını belirtir.
#54
SORU:
Kant'a göre gerçek ahlaklılığın temeli nedir?
CEVAP:
Kant’a göre, gerçek ahlaklılığın, gerçek erdemin yarar ve mutluluk gibi kavramlarla hiçbir ilişkisi yoktur. Gerçek ahlaklılığın temeli salt pratik akıldır. Salt pratik akılda istemeyi yöneten eğilimler, duygu ve istekler değil, salt pratik aklın kendisidir.
#55
SORU:
Kant etiğinde etik eylemler neleri içeren eylemlerdir?
CEVAP:
Salt pratik akıl sadece iyi-istemeyi buyurur. Bir başka deyişle etik eylemler iyi istemeyi-iyi istenci içeren eylemlerdir. Kant etiğinin yeniliği de buradadır: İyinin ve kötünün özünün eylemin niyetinde (intention) aranması gerektiği ilk kez Kant tarafından gündeme getirilmiştir. Bu yüzden Kant etiği salt bir iyi niyet etiğidir. İyiyi isteme uygulamada bir sonuca ulaşamasa da iyi olma üstünlüğünden hiçbir şey kaybetmez.
#56
SORU:
Kant'a göre bir eylemin etik değeri nerededir?
CEVAP:
Kant’ın ifade ettiği şekliyle, bir eylemin etik değeri, onunla ulaşılacak amaçta değil, onun yapılmasına karar vermeye yol açan güdüdedir.
#57
SORU:
Kant ahlakına neden ödev ahlakı denilmiştir?
CEVAP:
Kant’a göre eylemlerimizi belirleyen buyruk koşulsuzdur ve bu buyruğa uymak insanlık ödevimizdir. Bu yüzden Kant ahlakına aynı zamanda ödev ahlakı denir.
#58
SORU:
Kant'a göre ahlak yasasını istememizin nedeni nedir?
CEVAP:
Kant, ahlak yasasını istememizin nedeni yapan şeyin ne olduğunu sorar ve bunun ancak saygı duygusu olabileceği sonucuna varır. Çünkü saygı duyma özel bir duygudur, temelini a priori olarak kendi insanlığımıza ilişkin bilgide bulur.
#59
SORU:
Kant istencin özerkliğinden nasıl bahsetmektedir?
CEVAP:
Kant istencin özerkliğinden “en yüksek ahlak ilkesi” ve “tüm ahlaksal yasaların ve karşılık düşen ödevlerin biricik ilkesi” olarak söz eder.
#60
SORU:
Kant özgürlük ve ahlaksal eylemler arasında nasıl bir ilişki kurmaktadır?
CEVAP:
Kant’a göre özgürlük tanıtlanamaz ama salt bir kurgu olarak da düşünülemez. Kendimizi evrensel yasalar yapan, ahlaksal düzlemde özerk varlıklar olarak görmemiz özgür olabilmemize bağlıdır. O halde özgürlük ahlaksal eylemler için pratik bir zorunluluktur, pratik aklın alanında zorunlu olduğu kabul edilmelidir.
#61
SORU:
Kant'a göre pratik aklın postülatları nelerdir?
CEVAP:
Kant pratik aklın postülatlarını, özgürlük, ölümsüzlük ve tanrı olarak belirlemiştir. Kant Pratik Aklın Eleştirisi’nde öncelikle özgürlük konusuna yönelir.
#62
SORU:
İnsanın özgür olması ne ile mümkündür?
CEVAP:
Salt pratik aklın buyruğu olan “Yapmalısın.” buyruğunu insanın bilmesi, insanı özgür yapar. Şu hâlde insanın özgür olması, onun ahlak yasasını bilmesi sayesinde olanaklıdır.
#63
SORU:
Kant’a göre bütün eylemlerinde ve niyetlerinde ahlak yasasını gerçekleştirebilmeyi kim başarabilir?
CEVAP:
Kant’a göre bütün eylemlerinde ve niyetlerinde ahlak yasasını gerçekleştirebilmeyi ancak kutsal bir varlık başarabilir.
#64
SORU:
Kant'a göre insan varlığının iki kutbu nelerdir?
CEVAP:
Doğa ve özgürlük insan varlığının iki kutbudur; iki ayrı dünya doğa ve özgürlük dünyası insan varlığında birleşmiş görünürler. Ancak bu iki dünya arasındaki bağlılığa daha nesnel bir aracı halka bulmak, Kant’ın gözünde önemli ve çözüm bekleyen bir sorundur.
#65
SORU:
Kant’a göre anlama yetisi ile salt akıl arasındaki aracı güç nedir?
CEVAP:
Yargı yetisi anlama yetisi ile salt akıl arasında birleştirici halkayı oluşturmaktadır.
#66
SORU:
Kant'a göre organik varlıklar-organizmalar ve onlara ilişkin bilginin temel ilkeleri nelerdir?
CEVAP:
Kant’a göre doğada devinimi oluşturan güçlerin mekanik düzeni ve bunlara uygun düşen anlama yetisinin ilkeleri ve bunların metafizik ön-temelleri organizmalar dünyasını anlamak için yeterli görünmemektedir. Burada yepyeni bir kavrama gereksinimimiz olduğu açıktır. Bu kavram erek-amaç kavramıdır. Bu kavramın buradaki anlamı; bir canlının sahip olduğu organların, o canlının bütünlüğü içindeki işlevleri bakımından birbirlerine bağlılık içinde olmaları, eş deyişle aralarında bir dayanışmanın bulunmasıdır. Şu hâlde organ ve organların kavramlarında teleolojik bir düşünme formuna uygunluk vardır. Ama bu durum, organizmaları bir amaç kavramı altında toplayabileceğimizi göstermez. Bir amaç kavramı altında toplamak, ancak bir amacın peşinen göz önünde tutulduğu ve yapının bu amaca göre yapıldığı teknik alanı için olanaklıdır. Organizmalar dünyasındaki amaç kavramı ise bizim doğanın bu şaşırtıcı yapıtını, onun parçalarının işlevlerini, bu işlevlerin karışıklığını ve birliğini anlamamıza bir yol hazırlar Yani buradaki yargılama düşünümlü (refleksiyonlu) yargı gücünün bir edimidir.
#67
SORU:
Organik varlıkların yaşam bütünü nelere bağlıdır?
CEVAP:
Organik varlıkların yaşam bütünü parçalarının yapısına ve işlevlerine bağlıdır. Ama parçalar da parçası oldukları organik bütünün yapı ve işlevlerine bağlıdırlar. Ne parçalar bütünsüz ne de bütün parçalar olmadan anlaşılabilir. Bu nedenle organik varlıklarda bulunan amaç tasarımı organik varlıkların dışında bulunan bir amaç tasarımı değildir. Her organik varlığın kendisinde onun kendi kendisini devam ettiren bütününde bulunan bir amaç olarak düşünülmelidir. Böylece biyoloji, organik varlıkları kendi bütününde hem amaç hem de araç olan bir bütün olarak görür.
#68
SORU:
Teleolojik kavramlara araştırmalarda neden araştırmayı yöneten bir ilke olarak yer verilebilir?
CEVAP:
Teleolojik kavramlara araştırmalarda heuristik (buldurucu) bir maksim olarak yani araştırmayı yöneten bir ilke olarak yer verilebilir. Çünkü organik doğa alanında fizikte olduğu gibi nedensellik ilkesine dayanarak tam bir açıklamaya ulaşılamaz.
#69
SORU:
Bir şeyin güzel ya da çirkin olduğu biçimindeki yargımızın temelinde ne vardır?
CEVAP:
Bir şeyin güzel ya da çirkin olduğu biçimindeki yargımızın temeli duygu gücümüzün nesnenin tasarımı tarafından etkileniş biçimidir. Şu hâlde Kant için beğeni yargısı duygusal bir önermedir. Kavramsal bilgiyle ilişkisi yoktur.
#70
SORU:
Kant hoş, güzel ve iyi arasında nasıl bir ayrım yapmaktadır?
CEVAP:
Kant hoş, güzel ve iyi arasında bir ayrım yapar. ‘Hoş’ ona göre, “Genel anlamda eğilimi ya da isteği doyurandır ve insanlar tarafından olduğu gibi hayvanlar tarafından da yaşanır. Bu noktayı biraz yukarıda zevkler tartışılmaz bağlamında zaten açıklamış bulunuyoruz. ‘İyi’ etik değerlendirme ölçütüdür. Şeylere, eylemlere, estetik değerle karşılaştırıldığında Kant’a göre nesnel bir değer yüklemiş olur, aslında burada ‘iyi’ teriminin bilgi taşıyıcılığı vurgulanmış oluyor ki bu nokta tartışmaya açıktır. ‘Güzel’ kavramına gelince katışıksız, çıkarsız salt bir hoşlanmayı ya da beğenmeyi, zevk almayı anlatır.
#71
SORU:
Kant güzeli ve yüceyi ne ile ilişkilendirir?
CEVAP:
Kant güzeli anlama yetisi ile yüceyi ise akıl ile ilişkilendirir. Güzelde anlama yetisi ile imgelem uyum içindedir. Yücede ise imgelem akıl tarafından baskı altına alınır.
#72
SORU:
Estetik yaratma yetisi, belli bir öğrenme sürecinin ürünü müdür?
CEVAP:
Deha yani estetik yaratma yetisi, belli bir öğrenme sürecinin ürünü değildir. “Tinin doğuştan gelen bir yeteneğidir.” Bu nedenle deha yapıtını nasıl yarattığını bilimsel olarak ortaya koyamaz. O yapıtını yaratmaya yarayan düşüncelerin kendisine nasıl oluştuğunu açıklayamaz ama kurallarını kendisinde bulunan doğanın kuralları olarak sunar. Güzel sanatlarda güzel dediğimiz tek bir biçim vardır ama bir tek yöntem yoktur. Bu nedenle sanat yapıtı bireyseldir hem de yüksek derecede.