OSMANLI DEVLETİ YENİLEŞME HAREKETLERİ (1876-1918) Dersi ASKERİ DÜZENLEMELER (1876-1918) soru cevapları:
Toplam 71 Soru & Cevap#1
SORU: Havacılık alanında hangi çalışmalar yapıldı?
CEVAP: Enver Paşa’nın harbiye nazırlığı döneminde, Yeşilköy Tayyare Mektebi yeniden canlandırıldı. Osmanlı Hava Kuvvetleri o tarihlerde, Tayyare Mektebi, tayyare istasyonları, tayyare bölükleri, sabit balon bölükleri, uçaksavar topçu birlikleri ve meteoroloji istasyonlarından oluşan bir teşkilât yapısına sahipti. Osmanlı Devleti, Birinci Dünya Savaşı’na girdikten sonra, ordu ve donanmada olduğu gibi hava kuvvetlerinde de personel ve teçhizat açısından Almanya’ya bağımlı hale geldi. Savaş sırasında 18 düşman uçağı, ikisi Türk, gerisi Almanların kullandığı Osmanlı uçaklarınca saf dışı bırakıldı.
#2
SORU: II. Abdülhamid’in tahttan indirilmesinin ardından ne gibi değişiklikler oldu?
CEVAP: Yıldız Sarayı’nda görev yapan alternatif genelkurmay görünümündeki Maiyet-i Seniyye Erkân-ı Harbiyyesi, başta Teftiş-i Askerî Komisyonu olmak üzere bu dönemde oluşturulmuş olan özel komisyonlarla Yıldız Sarayı’ndaki Yâver Daireleri kaldırıldı. Hareket Ordusu adı verilen askerî kuvvetle Selânik’ten İstanbul’a gelip isyanı bastıran Mahmud Şevket Paşa Harbiye Nazırı oldu.
#3
SORU: Liman von Sanders’e tanınan yetkiler nelerdir?
CEVAP: • Osmanlı hizmetindeki bütün Alman subaylarının doğrudan âmiri olduğu gibi, • Ülkenin her yerinde teftiş yapmaya yetkiliydi. • Osmanlı askerî eğitim ve öğretim kurumlarının tamamı emrindeydi • Osmanlı Yüksek Askerî Şûrası üyesi olarak subayların generalliğe terfilerinde söz sahibiydi • Liman Paşa da 1. Kolordu komutanlığına atandıysa da, diğer Avrupa devletlerinin tepkisi üzerine kolordu komutanlığından alındı ve mareşal rütbesiyle Osmanlı ordusu umumî müfettişliğine getirildi.
#4
SORU: Almanya’dan önce Osmanlı Devleti hangi ülkelerle ittifak arayışına girmiştir?
CEVAP: İngiltere ve Fransa ile de görüşmeler yapıldı; ancak, Osmanlı Devleti’nin dağılması ve topraklarının aralarında paylaşılması hususunda anlaşmış olan söz konusu devletler buna sıcak bakmadı.
#5
SORU: Alman askeri heyet içinde Osmanlı ordusuna en çok katkıyı hangisi yapmıştır.
CEVAP: Osmanlıların “Goltz (Golç) Paşa” olarak adlandıracağı bu kişi, 1885’de Albay Kaehler’in İstanbul’da hayatını kaybetmesi üzerine askerî misyonun başına geçti ve 1896’ya kadar hizmet verdiği Osmanlı ordusunda sonradan etkileri görülecek olan kalıcı değişikliklere imza attı.
#6
SORU: Goltz Paşa’nın ikinci danışmanlık dönemi ne zamandır?
CEVAP: Goltz Paşa, Ekim 1909-Ocak 1910 arasında geçici olarak Osmanlı hizmetine geri döndü.
#7
SORU: İttihat ve Terakki Fırkası bu olayı nasıl değerlendirdi?
CEVAP: İttihat ve Terakki Fırkası, Balkan Savaşı felâketinin sebep olduğu krizi iktidara el koyma fırsatı olarak değerlendirir. Enver Bey ve Talat Bey’in başını çektiği İttihatçılar 23 Ocak 1913’te Bâbıâli’deki hükümet toplantısını basar. İktidar, Birinci Dünya Savaşı’nın sonuna kadar İttihat ve Terakki Fırkasının eline geçer.
#8
SORU: Hamidiye Alayları ile ilgili çalışma nedir?
CEVAP: Hamidiye Süvari Alaylarının ismi 1910’da değiştirilerek Aşiret Hafif Süvari Alaylarına dönüştürüldü.
#9
SORU: I. Abdülhamit’in diğer askeri çalışmaları nelerdir?
CEVAP: II. Abdülhamid, Yıldız Sarayı’nda alternatif bir genelkurmay oluşturdu; böylece, 1890’dan itibaren Seraskerliğe bağlı Erkân-ı Harbiyye-i Umumiyye Dairesi’nin yanında, Yıldız Sarayı’ndaki Maiyet-i Seniyye Erkân-ı Harbiyyesi de iş görmeye başladı. Ülkede olan bitenden bizzat haberdar olmaya çalışan padişah, askeriyeyle ilgili bütün önemli işlerde son sözü başta Müşir Gazi Osman Paşa olmak üzere kendisine sadakatle bağlı olan saraydaki bu ekibe bıraktı; ayrıca, Teftiş-i Umumi-i Askerî Komisyonu adıyla oluşturduğu birimle, ordudaki yeniden yapılanmanın karar mekanizmasına bir halka daha ekledi. Mali imkânsızlıklar yüzünden zaten ağır yürüyen askerî düzenlemeler, padişahın ve yakınındaki ekibin tereddütleri de devreye girince iyice yavaşladı.
#10
SORU: Devleti içine düştüğü bu durumdan kurtarmak isteyen II. Abdülhamid’in ilk el attığı alan neden askeriye oldu?
CEVAP: Rus ordusuna kıyasla daha gelişmiş silahlara sahip olmasına rağmen Osmanlı Devleti’nin savaşı kaybetmesi, askerî kuvvetin sadece teçhizat üstünlüğüyle sağlanamayacağını gözler önüne sermişti. Teşkilâtında ve doktrininde yeniden yapılanmaya gidilmesi gereken ordunun komuta kademesinde ciddi zaaflar olduğu gibi, kuvvet yapısıyla birliklerin konuşlanışında hatalar ve askerlerin cepheye sevkiyle orada gerekli malzemelerle desteklenmesi konularını içine alan seferberlik ve lojistik sistemlerinde büyük eksiklikler vardı. Ordunun bir savaş planı ve doktrini olmadığı bu savaşla birlikte ortaya çıkmıştı.
#11
SORU: Hava kuvvetleriyle ilgili çalışmalar nelerdir?
CEVAP: • Meşrutiyet’in ilânı sonrasında askerî ataşe olarak Fransa’ya gönderilen Fethi (Okyar) Bey, bu ülkede gözlemlediği askerî uçuşları İstanbul’a rapor etti ve bu kabiliyetin Osmanlı ordusuna da kazandırılmasını önerdi. • Osmanlı devlet adamları, sivil ve askerî havacılığın balonlarla başlayan ilk aşamasını daha önce tecrübe etmişlerdi. • Süvari Yüzbaşı Fesa Bey’le İstihkâm Yüzbaşı Yusuf Kenan Bey pilotaj eğitimi almak üzere Fransa’daki Bleriot Fabrikasının uçuş okuluna gönderildi; • Aynı yıl, Kurmay Yarbay Süreyya Bey (Paşa) Osmanlı havacılık teşkilâtını kurmakla görevlendirildi ve Havacılık Komisyonu, Harbiye Nezareti’ne bağlı Kıtaat-ı Mevaki-i Müstahkeme Müfettişliği (Müstahkem Mevki Kıtaları Müfettişliği) 2. Şubesi’nde faaliyete geçti. • Fransa, İngiltere ve Almanya’dan keşif (Reconnaissance) uçakları satın alındı. • Fesa Bey ile Yusuf Kenan Bey de ülkeye dönmüştü. Onların ardından sekiz Osmanlı subayı daha Avrupa’daki çeşitli uçuş okullarına gönderildi. • 3 Temmuz 1912’de Ayastefanos (Yeşilköy)’da bir Tayyare Mektebi ve sonrasında da ordu içindeki ilk hava bölükleri kuruldu.
#12
SORU: Orduya silah alımında ibrenin Almanya’ya kaymasının nedenleri nelerdir?
CEVAP: • Goltz Paşa başkanlığındaki danışman heyetinin İstanbul’daki varlığı, silah alımları üzerindeki Alman nüfuzunu arttırdı. • Bunda Almanya ile savunma alanında kurulan örtülü ittifak kadar, Alman askerî heyetinin başı olan Goltz Paşa’nın Osmanlı devlet adamlarıyla iyi ilişkilerinin de rolü oldu. • Alman ordusunun savaş meydanlarında sergilediği performans, • Alman yapımı silahların rekabet gücü de ihmal edilemeyecek bir faktördü.
#13
SORU: II. Abdülhamit Döneminde Deniz Kuvvetleri ile ilgili çalışmalar nelerdir?
CEVAP: Deniz kuvvetleri için de Almanya’dan torpidobotlar getirtildi; ancak, Abdülaziz döneminde olduğu gibi, İngiliz ve Fransız firmalarına da siparişler verildi. II. Abdülhamid de denizcilik alanında yeni savaş araç ve gereçlerine ilgi göstermiş; iki denizaltıyı donanmaya katmış; 1890’ların sonunda yine İngiltere’den üç zırhlı ve 11 torpidobot satın almıştı.
#14
SORU: 1879’da ordunun birlik yapısında da yeni bir kuruluş şemasına geçildi. Bu şema nedir?
CEVAP: Osmanlı ordusunda barış zamanı en büyük taktik birlikler artık tümen (fırka) olacak; zamanın diğer büyük ordularında olduğu gibi, kare şeklinde teşkilâtlandırılan her tümende iki tugay (liva), her tugayda iki alay, her alayda dört tabur ve her taburda da dört bölük bulunacaktı. Ordu kuruluşundaki bir diğer yenilik de kolorduydu. Osmanlı ordusundaki kolordu karargâhları barış zamanı değil, sadece savaş zamanında fiiliyata geçeceklerdi. Seferberlik zamanında iki tümen bir araya gelerek kolorduyu ve iki kolordu da orduyu oluşturacak; dolayısıyla barış zamanlarında tümenler doğrudan ordulara bağlı olacaklardı. Osmanlı ordusunun muvazzaf (nizamiye) kuvvetlerinde olduğu gibi, yedek ordu olan redif ve onun yedeği olan mustahfız birliklerinde de tümen ve kolordu yapılanmasına geçilmesi kararlaştırıldı.
#15
SORU: Bu Alman askeri heyeti kimlerden oluşuyordu?
CEVAP: Almanya’dan gönderilen Albay Kaehler başkanlığındaki bu askerî danışma heyetinde topçu yüzbaşı Kamphövener, istihkâm ve süvari yüzbaşı von Hobe ve topçu yüzbaşı Ristow yer almaktaydı. Bunlara Ağustos 1883’de Kurmay Yarbay Collmar Freiherr von der Goltz de katıldı.
#16
SORU: Bir Avrupalı güçle ittifaka girmenin yerinde olacağı kanaatinde olan II. Abdülhamid’in Prusya’ya yakınlık duymasının nedenleri nelerdir?
CEVAP: O dönemde Avrupa’nın öne çıkmış kara gücü, 1870’de Fransa’yı yenmiş olan Prusya (Almanya) idi. Diğer Avrupalı devletlerle karşılaştırıldığında Almanya’nın Osmanlı Devleti’nin içişlerine karışma gibi bir eğilimi yoktu. Almanya İmparatoru I. Wilhelm ile güçlü şansölyesi (başbakanı) Bismarck’ın izledikleri “dünya politikası” (Weltpolitik) çerçevesinde İngiltere’ye rakip global bir güç olma arzuları vardı. Osmanlı topraklarının jeopolitik ve ekonomik değerini bildikleri için, bu potansiyelin Rusya’nın ya da İngiltere’nin eline geçmesine tahammülleri yoktu. Kendini toparlamış bir Osmanlı Devleti’nin Kafkaslar ve Balkanlar’da Rusya’yı ve Mısır ile İran üzerinden Hindistan’da İngiltere’yi durdurup meşgul edebileceğini düşünüyorlardı. Öte yandan, Osmanlı ülkesi, kendine dış pazarlar arayan Alman finans sektörü ve silah endüstrisi için de iyi bir pazardı.
#17
SORU: Meşrutiyet’in ilânından sonra askere alma kanununda nasıl değişiklik yapıldı?
CEVAP: Anayasanın tekrar yürürlüğe girmesiyle birlikte, yeni rejim Müslim-gayrimüslim herkese eşitlik vaadi ile gelmişti. Bunun zorunlu askerlik hizmeti üzerindeki etkisi, artık gayrimüslimlerin de eşit birer vatandaş olarak silah altına alınması kararı oldu; ancak, bu, bütün gayrimüslimlerin hemen asker yazıldığı anlamına gelmiyordu. Bir kısım Hıristiyan ve Yahudi Osmanlı vatandaşı Balkan Savaşlarında Osmanlı ordusundaki yerini aldıysa da, bazıları askerlik yapmamak için ülke dışına çıktı; ülkede kalanların büyük çoğunluğu ise çeşitli şekillerde direnmeyi sürdürdü. O güne kadar askerlikten muaf tutulan İstanbul sakinleri de 1909’dan itibaren bu ayrıcalıklarını kaybetti; saray ve bürokraside hizmet edenlerle din adamlarının muafiyetlerine dokunulmadı.
#18
SORU: II. Abdülhamid döneminde askere alma alanında yapılan bir diğer önemli düzenleme nedir?
CEVAP: II. Abdülhamid döneminde askere alma alanında yapılan bir diğer önemli düzenleme de, Hamidiye Süvari Alayları adı altında Doğu ve Güneydoğu Anadolu ile Kuzey Irak’ta yaşayan göçer Kürt aşiretlerin Osmanlı ordusuna yarı düzenli atlı birlikler olarak katılmasının sağlanmasıydı.
#19
SORU: Hangi olay Osmanlı ordusunda yeniden yapılanma ihtiyacını gündeme getirmiştir?
CEVAP: “93 Harbi” olarak da bilinen 1877-78 Osmanlı- Rus Savaşı’nın mağlubiyetle neticelenmesi, Osmanlı ordusunda yeniden yapılanma ihtiyacını gündeme getirdi.
#20
SORU: Goltz (Golç) Paşa’nın önemli çalışmaları nelerdir?
CEVAP: • Goltz Paşa’ya Osmanlı ordusunda biri Askerî Mektepler Umumî Müfettişliği ve diğeri de Erkân-ı Harbiyye İkinci Reisliği olmak üzere iki resmi görev verildi. • İlk el attığı alan subay ve kurmay subay eğitimi oldu. Orduya subay yetiştiren Mekteb-i Harbiyye ve Mühendishane-i Berrî-i Hümayun (Topçu ve İstihkam Mektebi) ile kurmay subaylık eğitimi veren Erkân-ı Harbiyye Sınıflarının (sonradan Harp Akademileri) programlarında değişiklik yaptı. • Fen ve mühendislik bilimlerine ağırlık verilmesi yüzünden ihmal edilmiş olan askerî tarih, coğrafya, silah bilgisi, haritacılık vs. gibi derslere daha fazla yer verilmesi için uğraştı. • Kurmay subay adaylarının teorik derslerin yanı sıra sahaya inip pratik yapmalarının da yolunu açtı. Kurmay gezileri, askerî birliklerde staj, atış talimleri gibi öğretim araçları, Sultan Abdülhamid’in izin verdiği ölçüde yürürlüğe sokuldu. • Bazı askerî öğrenciler, subaylık ve kurmaylık eğitimi için Almanya’ya gönderildi. • Goltz Paşa, askerî mekteplerin ders programlarına Fransızcanın yanı sıra Almanca ve Rusçayı da koydurduğu gibi, Alman talimnamelerinin Türkçeye çevrilmesine de ön ayak oldu. • Edhem Paşa’nın da desteğini alarak Osmanlı Genelkurmay Başkanlığı’nın savaş durumuna uygun seferberlik, yığınak ve harekât planlarının hazırlanmasını teşvik etti. • Goltz Paşa’nın etkisiyle 1886 yılında yeni bir askere alma (ahzı asker) kanunu çıkartıldı; askerlik yaşı 20-40 arası olarak belirlenirken, muvazzaflık ve yedeklik süreleri de yeniden düzenlendi. • 1886’da çıkarılan kanunla beraber bedel-i şahsî olarak bilinen askere gitmek istemeyen kişilerin yerine başka birini göndermesi uygulaması da kaldırılarak nakdî bedel ödenmesi kuralı getirildi; Bedel ödeyenler kendilerine en yakın askerî birlikte beş ay eğitim göreceklerdi. • 17 Eylül 1889’da yine Goltz Paşa’nın çalışmaları neticesinde ilk Seferberlik Nizamnamesi çıkartıldı.
#21
SORU: Seferberliğin ilânıyla birlikte, silahlı kuvvetlerin yapısında hangi değişikliklere gidildi?
CEVAP: Müfettişlikler kaldırılarak tekrar çok ordulu sisteme geçildi. Karadeniz, Çanakkale, Edirne ve Çatalca’da ise ordulardan bağımsız müstahkem mevki kumandanlıkları oluşturuldu.
#22
SORU: Osmanlı Devleti ne zaman ve kimin safında Birinci Dünya Savaşına katılmıştır?
CEVAP: 2 Kasım 1914’de de Almanya’nın safında Birinci Dünya Savaşı’na dâhil oldu.
#23
SORU: Osmanlı coğrafyasının farklı bölgelerinde konuşlandırılmış olan yedi ordunun da geçmişte olduğuna benzer şekilde varlıklarını sürdürmesi kararlaştırıldı. Bu bölgeler nereleridir?
CEVAP: İstanbul merkezli 1. Ordu; Edirne merkezli 2. Ordu; Manastır (sonradan Selânik) merkezli 3. Ordu; Erzincan (sonradan Erzurum) merkezli 4. Ordu; Şam merkezli 5. Ordu; Bağdat merkezli 6. Ordu ve San’a (Yemen) merkezli 7. Ordu. Bu ordulara bağlı olmayan ve Trablusgarp, Hicaz ve Girit’te bulunan üç de bağımsız tümen vardı.
#24
SORU: Berlin Kongresi’nin imzalanmasından hemen sonra ilk planda ordunun idaresinde bazı teşkilât değişikliklerine gidildi. Bunlar nelerdir?
CEVAP: Her orduda birer Erkân-ı Harbiyye Dairesi, yani kurmay başkanlığı ve Levazım Dairesi oluşturuldu. Yine aynı yıl çıkartılan Erkân-ı Harbiyye Reisinin ve Erkân-ı Harbiyye Dairesinin Vezaif-i Dahiliyyesi Nizamnamesi, yani genelkurmayın görevlerine dair yönetmelikle Osmanlı Genelkurmayı bünyesinde başkan ve ikinci başkana bağlı seferberlik ve teşkilât, istihbarat, harekât, demiryolları, fen ve harita, kanunlar ve personel olmak üzere yedi şube kuruldu.
#25
SORU: 1878 tarihli Berlin Antlaşmasının Osmanlı Devlet açısından önemi nedir?
CEVAP: 1878 tarihli Berlin Antlaşması, Osmanlı Devleti’nin toprak bütünlüğünü korurken yabancıların ülke idaresine müdahalesine kapı açmıştı.
#26
SORU: Goltz Paşanın bu dönemdeki çalışmaları nelerdir?
CEVAP: • Edirne’de düzenlediği büyük tümen manevrası ile Osmanlı ordusunun Balkan kaynaklı bir tehdide karşı seferberlik ve harekât hazırlıklarını sahada icra ettirdi; • İki sene sonra Balkan Savaşı’nda Osmanlı ordusunun esas alacağı sefer ve seferberlik planlarının hazırlanmasında rol aldı; • Rumeli’deki Selânik, Manastır, Serez ve Üsküp gibi önemli askerî merkezlerde ga
#27
SORU: Hamidiye Alayları günümüzde hangi sisteme benzer? Sonuçları neler olmuştur?
CEVAP: Günümüzdeki “koruculuk” sistemine benzeyen Hamidiye Süvari Alayları bölgedeki aşiret-devlet ilişkilerinin güçlendirilmesine katkı sağladı; ancak elindeki gücü kendi rakiplerine karşı kullanan gruplar yüzünden sıkıntılara sebep oldu.
#28
SORU: Berlin Antlaşması’nın bir gereği olarak 1879 yılında iç güvenlik teşkilâtında da bir düzenlemeye gidildi. Bunlar nelerdir?
CEVAP: Berlin Antlaşması’nın bir gereği olarak 1879 yılında iç güvenlik teşkilâtında da bir düzenlemeye gidildi ve başta Makedonya ve Doğu Anadolu bölgeleri olmak üzere kırsal kesimdeki asayiş hizmetlerini görmek üzere zaptiye askerlerinin yerine Jandarma teşkilâtı kuruldu. Fransa model alınarak yapılandırılacak olan Jandarma teşkilâtı, zamanın Savunma Bakanlığı olan Seraskerliğe bağlı olacaktı.
#29
SORU: Berlin antlaşmasında yer alan Avrupa devletlerinin amaçları nelerdir?
CEVAP: İngiltere, Rusya, Fransa ve Avusturya’nın başını çektiği Avrupa devletleri, Doğu Anadolu ve Rumeli’de bir dizi reformun hayata geçirilmesini talep etmekteydi. Bu bölgelerde yaşayan gayrimüslim Osmanlı tebaasının haklarını koruduklarını iddia eden bu devletler, Osmanlı Devleti’nin idari yapısıyla birlikte borç batağına düşmüş maliyesi üzerinde de kontrol kurma gayreti içerisindeydiler.
#30
SORU: II. Abdülhamid’in talebi, Osmanlı ordusunun yeniden yapılandırılma sürecinde görev almak üzere bir miktar Alman subayının Osmanlı hizmetine verilmesiydi. Almanya’nın bu talebe yaklaşımı nasıl oldu?
CEVAP: İstanbul’dan gelen bu teklife hemen cevap vermeyen Bismarck, önce müttefiki Avusturya’ya danışarak böylesi bir teşebbüsün kendilerini rahatsız edip etmeyeceğini sordu. Avusturya hükümetinden olumlu karşılık gelmesi üzerine 1882’de dört Alman subayının üç sene için sözleşmeli olarak Osmanlı ordusunda çalışmasına izin verildi.
#31
SORU: Deniz Kuvvetleri için de nereden yabancı bir danışman heyeti getirtildi?
CEVAP: Donanmada 19. yüzyılın ortalarından beri olduğu gibi, yine İngiliz danışmanlar kullanıldı. Birinci Dünya Savaşı’nda Osmanlı Devleti ile İngiltere’nin düşman kamplara ayrılmasına kadar vazifesini sürdürdü.
#32
SORU: Birinci Alman Askeri Misyonu nasıl sona erdi?
CEVAP: Von der Goltz 1896 yılının başında ülkesine döndü. Geri kalan birkaç Alman subay Osmanlı ordusundaki görevlerini sürdürdüyse Goltz Paşa’nın ayrılışıyla birlikte birinci Alman askerî misyonunun üst düzey danışmanlık rolü de sona ermiş oldu. 1882-1908 arasında Osmanlı ordusunda 25 Alman subay görev yaptı.
#33
SORU: İkinci Alman Askerî Misyonu ne zaman Osmanlı Devletine geldi?
CEVAP: Hükümet, 27 Ekim 1913 tarihli kararıyla Almanya’dan gelecek bir askerî misyonun orduyu yeniden yapılandırmasına onay verdi. İstanbul’a 14 Aralık’ta ulaşan ve 42 subaydan oluşan Alman Askerî Heyeti’nin başında, o tarihlerde Alman ordusunun en yaşlı tümen komutanı olan 58 yaşındaki Liman von Sanders bulunuyordu.
#34
SORU: Ordunun kuruluş ve komutasında hangi düzenleme ile önemli değişikliklere gidildi.
CEVAP: 1909 yılında hazırlanıp 9 Temmuz 1910’da uygulanmaya başlayan ve 1913’e kadar yürürlükte kalan Devlet-i Aliyye-i Osmaniyye Ordusu Teşkilât-ı Esasî Nizamnamesi (Osmanlı Ordusunun Temel Teşkilât Yönetmeliği) ile ordunun kuruluş ve komutasında önemli değişikliklere gidildi.
#35
SORU: II. Meşrutiyet döneminde kurulan yeni askerî eğitim kurumları da vardı. Bunlar hangileridir?
CEVAP: Piyade ve topçu atış okulları, yedek subay okulu, astsubay okulu, sağlık ve veteriner sınıflarına mahsus okullarla demiryolu, ulaştırma ve telsiz telgraf sınıf okulları bunlardan bazılarıdır
#36
SORU: Seraskerlik (Bâb-ı Seraskerî) olarak adlandırılmış olan ordunun bağlı olduğu en üst idare birimi hangi adı aldı?
CEVAP: Seraskerlik (Bâb-ı Seraskerî) olarak adlandırılmış olan ordunun bağlı olduğu en üst idare birimi Harbiye Nezareti adını aldı.
#37
SORU: II. Meşrutiyet Dönemi nedir? Askeri düzenlemeler kimin etkisinde gerçekleşti?
CEVAP: “II. Meşrutiyet Dönemi” olarak bilinen 1908- 1918 arası sürecin ilk aşamasını oluşturan 1909-1913 yılları arası, İttihat ve Terakki’nin askerî kanadının başını çeken Enver Bey (Paşa)’in sahne gerisinden yönettiği köklü askerî düzenlemelere tanıklık etti.
#38
SORU: Bu dönemde yapılan askeri düzenlemelerin amacı nedir?
CEVAP: • Bu düzenlemelerin görünürdeki amacı, II. Abdülhamid’in ihmal ettiği ve iyi yönetmediği iddia edilen orduyu daha etkin hale getirmekti. Bunun için öncelikle yapmak istedikleri Abdülhamid’e yakın üst komuta heyetini tasfiye ederek yerlerine Harbiye mezunu (mektepli) genç subayları atamaktı. • Bu tasfiye hareketi sadece askerî-teknik bir düzenleme değil; aynı zamanda ülke yönetimine hâkim olmak isteyen İttihat ve Terakki Komitesi’nin askerî kanadının, ordunun komuta kademelerine kendilerine yakın kişileri getirerek yerlerini sağlama alma gayretiydi. • İttihat ve Terakki’nin bir siyasi parti olarak resmen iktidarda bulunmadığı 1909-1913 arası dönemde hükümetlerde ve orduda kamuoyunda tanınan paşalar ön plana çıkartıldı.
#39
SORU: Bu dönemde yapılan önemli değişiklikler nelerdir?
CEVAP: • 15 Ağustos 1908’de Erkân-ı Harbiyye-i Umumiyye Reisliğine getirilen Ahmed İzzet Paşa, ilk iş olarak Erkân-ı Harbiyye Riyasetinin yapısında değişikliğe gitti ve idareyi başkan, ikinci başkan ve tahrirat kalemi (yazı işleri) dışında dört şubeye ayırdı. • 1909 senesi başında ilk kez Bahriye Nezareti’ne bağlı olarak bir deniz genelkurmayı (Erkân-ı Harbiyye-i Bahriyye) oluşturuldu; • Mekteb-i Harbiyye’de ilâve sınıflar şeklinde işleyen kurmaylık eğitimi Meşrutiyet’le birlikte Erkân-ı Harbiyye Mektebi adı altında bağımsız bir kuruma dönüştürüldü • Kurmaylığa geçiş şartları da değiştirildi.
#40
SORU: Askerlik süreleri ile ilgili hangi çalışmalar yapıldı?
CEVAP: 1909’da askerlik süresi altı seneden üç seneye indirildi. Ancak farklı aşamalarda toplam askerlik süresi 20 yıldan 25 yıla çıkartıldı.
#41
SORU: İktidarın İttihat ve Terakki Fırkasının eline geçmesiyle hangi gelişmeler olmuştur?
CEVAP: Enver Paşa, 3 Ocak 1914’te hem harbiye nazırlığına hem de Erkân-ı Harbiyye Reisliğine getirilerek başkumandan vekili; ardından Sultan Abdülmecid’in torunu Naciye Sultan’la evlenerek Osmanlı hanedanına damat olur. İttihatçı Cemal Paşa ise artık bahriye nazırıdır.
#42
SORU: Bu değişiklikler nelerdir?
CEVAP: • Bu yönetmelikle bölgesel ordu komutanlıkları kaldırılıp yerlerine ordu müfettişlikleri kuruldu. • Ordu merkezlerindeki geniş karargâhlar yerine küçük ama etkin karargâhlar oluşturulmaya çalışıldı. • Osmanlı ordusunun barış zamanı teşkilâtında ilk kez kolordu kuruluşuna yer verildi.
#43
SORU: Mektepli ve alaylı ne demektir?
CEVAP: Mektepli ve Alaylı: Dönemin Kara Harp Okulu olan Mekteb-i Harbiyye’den mezun olmaksızın komuta kademesine getirilmiş olanlara “alaylı”, Harbiye mezunu eğitimli subaylara ise “mektepli” denirdi.
#44
SORU: Enver Paşa’nın yaptığı en önemli olay nedir?
CEVAP: Osmanlı ordusunun hem siyasi hem de askerî lideri haline gelen Enver Paşa, Osmanlı Devleti’nin Almanya ile müttefik olarak Birinci Dünya Savaşı’na girmesinin bir numaralı sorumlusu olarak kabul edilir.
#45
SORU: Almanların Osmanlı Devletiyle ittifaka yanaşmasının nedenleri nelerdir?
CEVAP: • Çünkü Balkan Savaşı’nda alınan mağlubiyet, Avrupa basınında sadece Osmanlıların değil, onlara danışmanlık yapan Alman Genelkurmayı’nın da başarısızlığı olarak takdim edilir. • Ayrıca Osmanlı Devleti ile bir ittifak kurulması halinde, Almanya’nın diğer Avrupalı devletlerin işgal ettiği topraklarda yaşayan Müslümanları ayaklandırma ve kendi tarafına çekme imkânı da olabilecekti. Çünkü padişah aynı zamanda bütün dünya Müslümanlarının da halifesiydi. • Son olarak Osmanlı ordusunun İngilizlerle Rusları doğudaki cephelerde meşgul etmesinin Almanya’nın Avrupa’daki harekâtını rahatlatabileceği düşüncesi de bu tercihte etkili oldu.
#46
SORU: Hamidiye Süvari Alaylarının özellikleri ve kuruluş amacı nedir?
CEVAP: 17-40 yaş arası aşiret süvarilerinden oluşacak olan Hamidiye Alaylarında hizmet süresi 23 sene olarak belirlendi. Bunun ilk üç yılı hazırlık, sonraki üç yılı nizamiye ve son 17 senesi de redif hizmetiydi. Askerler atlarını kendileri temin edecek; silah ve cephaneleri ise devletçe verilecekti. Alayların başında düzenli ordu subaylarına da yer verilmekle birlikte, aşiret reislerinin kendi adamlarından oluşan birliklere komuta etmesi esastı. Bu alaylar Rusya’ya karşı girilecek bir savaşta Rusların Kazak süvari birliklerine benzer bir hizmet verebileceği gibi, başta 1890’lardaki Ermeni hadiseleri olmak üzere iç güvenliğin sağlanmasında da kullanılmak amacıyla oluşturuldu.
#47
SORU: Ordunun etkinliğini arttırmak ve askeriyeye hâkim olmak isteyen Enver Bey’in başını çektiği bir grup orduda nasıl bir tasfiye hareketi yapmıştır?
CEVAP: • 7 Ağustos 1909’da yürürlüğe giren Tasfiye-i Rüteb-i Askeriyye Lâyiha-i Kanuniyyesi (Askerî Rütbelerin Tasfiyesi Kanunu) ve bunu takiben çıkarılan tamamlayıcı ikinci bir kanunla, tasfiye hareketi yaptılar. • Binbaşı ve üzerindeki rütbelerde bulunan kara ve deniz subaylarıyla generallerden pek çoğu emekliye sevk edildi veya askerlikten uzaklaş- tırıldı. • Daha önce askerî terfi sisteminde yer almayan rütbe bekleme süreleri ile yaş sınırı getirildi; • Yeni kriterlere göre erken terfi ettiği belirlenen alaylıların bir kısmının rütbeleri düşürüldü; bir kısmı ise istifa ve emekliliğe zorlandı. • Eski dönemde II. Abdülhamid’e hafiyelik (ajanlık) yaptığı iddia edilenler, ahlâkî sebeplerle askerlik mesleğine lâyık görülmeyenler ve mektepli ve alaylı olmadığı halde iltimasla kendilerine yer bulduğuna kanaat getirilenler ordudan uzaklaştırıldı. • Bazıları ise sadece İttihat ve Terakki muhalifi oldukları için Enver Bey’in hazırladığı söylenen “tasfiye listesi”ne girmişlerdi. • Tasfiye Kanunu’nun hayata geçmesinden sonra çıkartılan Askerî Tekaüd ve İstifa Kanunnamesi ile bu süreçte askerlik mesleğinden ayrılmak zorunda kalanların bir kısmının sosyal güvenlik hakları teminat altına alındı ve kurulan Askerî Tekaüd (Emekli) Sandığı ile hem bu kişilere hem de asker dul ve yetimlerine maaş bağlanmasının önü açıldı.
#48
SORU: Alman yardımı ne şekilde olmuştur?
CEVAP: İttifak ilişkisi çerçevesinde Osmanlı Devleti’ne yapılan askerî yardım personelle sınırlı değildi; Bulgaristan’ın 1916’da Osmanlı saflarında Birinci Dünya Savaşı’na girmesiyle birlikte Almanya ile Osmanlı Devleti arasında irtibat sağlanarak pek çok araç ve mühimmat Almanya’dan getirtilebildi. Almanya, Osmanlı Devleti’ne savaşta harcaması için nakit kredi de sağlamıştı.
#49
SORU: Liman von Sanders başkanlığındaki heyet, Birinci Alman Askerî Misyonundan farklı olarak ne yapmıştır?
CEVAP: 1913 yılı sonunda gelen Liman von Sanders başkanlığındaki heyet, Sultan Abdülhamid döneminde gelen Birinci Alman Askerî Misyonundan farklı olarak sadece danışmanlık değil, Osmanlı birliklerine bizzat komutanlık da yaptı.
#50
SORU: Meşrutiyet döneminin dönüm noktası olan olay nedir?
CEVAP: Balkan Savaşı ve bu savaşta Osmanlı ordusunun uğradığı ağır mağlubiyet bir dönüm noktasıdır.
#51
SORU: Osmanlı Devleti, 2 Ağustos 1914’te kiminle bir ittifak anlaşması imzaladı?
CEVAP: Osmanlı Devleti, Alman Askerî Misyonunun İstanbul’a gelmesinden dokuz ay sonra, 2 Ağustos 1914’te Almanya ile bir ittifak anlaşması imzaladı.
#52
SORU:
1877-78 yıllarında gerçekleşen Osmanlı-Rus Savaşı neden başka isimle de anılır?
CEVAP:
93 Harbi: Osmanlı-Rus Savaşı’nın bu isimle de anılmasının nedeni, 1877-78 yıllarının Rumî takvimde 1293 tarihine denk düşmesidir.
#53
SORU:
II. Abdülhamid’in kabul etmek zorunda kaldığı 1878 tarihli Berlin Antlaşmasının olumsuz yanları neleridir?
CEVAP:
Sultan II. Abdülhamid’in kabul etmek zorunda kaldığı 1878 tarihli Berlin Antlaşması, Osmanlı Devleti’nin toprak bütünlüğünü korurken yabancıların ülke idaresine müdahalesine kapı açmıştır. İngiltere, Rusya, Fransa ve Avusturya’nın başını çektiği Avrupa devletleri, Doğu Anadolu ve Rumeli’de bir dizi reformun hayata geçirilmesini talep etmekteydi. Bu bölgelerde yaşayan gayrimüslim Osmanlı tebaasının haklarını koruduklarını iddia eden bu devletler, Osmanlı Devleti’nin idari yapısıyla birlikte borç batağına düşmüş maliyesi üzerinde de kontrol kurma gayreti içerisindeydiler.
#54
SORU:
93 Harbi’nde yaşanan sevk ve idare problemleri göz önünde bulundurularak yapılan değişiklikler nelerdir?
CEVAP:
21 Aralık 1879 tarihli raporu doğrultusunda, 93 Harbi’nde yaşanan sevk ve idare problemleri de göz önünde bulundurularak Dâr-ı Şûra-yı Askerî ile Seraskerlik ve ordu merkezlerinde yer alan ordu meclisleri ve ordu muhasebecilikleri kaldırıldı. Bunun yerine her orduda birer Erkân-ı Harbiyye Dairesi, yani kurmay başkanlığı ve Levazım Dairesi oluşturuldu.
#55
SORU:
İlk Erkân-ı Harbiyye reisi kimdir?
CEVAP:
İlk Erkân-ı Harbiyye reisi, 1905’deki vefatına kadar bu makamda kalacak olan Ethem Paşa oldu.
#56
SORU:
1877-78 Osmanlı-Rus Harbi’ndeki mağlubiyetin ardından Osmanlı kolordusuna nasıl bir düzenleme getirilmiştir?
CEVAP:
Yapılan düzenlemeler sonrasında Osmanlı ordusunun sefer kuvvetinin yedi nizamiye, 12 redif ve altı mustahfız olmak üzere ikişer tümenli 25 kolordudan meydana gelmesi planlanmıştır.
#57
SORU:
Osmanlı ordusunda 1885'den 1896’ya kadar hizmet veren Goltz Paşa'ya verilen resmi görevler nelerdir?
CEVAP:
Goltz Paşa’ya Osmanlı ordusunda biri Askerî Mektepler Umumî Müfettişliği ve diğeri de Erkân-› Harbiyye İkinci Reisliği olmak üzere iki resmi görev verildi.
#58
SORU:
II. Abdülhamid'in denizcilik alanında gerçekleştirdiği yenilikler nelerdir?
CEVAP:
II. Abdülhamid denizcilik alanında yeni savaş araç ve gereçlerine ilgi göstermiş; denizaltının dünya savaş sahnesine çıkmasından kısa bir süre sonra, İngiliz Nordenfelt şirketi’ne verdiği siparişle iki denizaltıyı donanmaya katmış; 1890’ların sonunda yine İngiltere’den üç zırhlı ve 11 torpidobot satın almıştı.
#59
SORU:
Tarihte "31 Mart Vakası" olarak bilinen olay nedir?
CEVAP:
13 Nisan 1909’da çıkan ve Rumî takvimdeki karşılığıyla “31 Mart Vakası” olarak bilinen II. Abdülhamid taraftarı askerî ayaklanma, padişahın tahtan indirilmesi olayıdır.
#60
SORU:
15 Ağustos 1908'de Harbiyye-i Umumiyye reisliğine getirilen Ahmed İzzet Paşanın gerçekleştirdiği ilk iş nedir?
CEVAP:
Meşrutiyet’in ilânının ardından, 15 Ağustos 1908’de Erkân-ı Harbiyye-i Umumiyye reisliğine getirilen Ahmed İzzet Paşa, ilk iş olarak Erkânı Harbiyye Riyasetinin yapısında değişikliğe gitti ve idareyi başkan, ikinci başkan ve tahrirat kalemi (yazı işleri) dışında dört şubeye ayırdı.
#61
SORU:
Meşrutiyet’le birlikte kurmaylık eğitiminde nasıl değişiklikler gerçekleştirilmiştir?
CEVAP:
Mekteb-i Harbiyye’de ilâve sınıflar şeklinde işleyen kurmaylık eğitimi Meşrutiyet’le birlikte Erkân-ı Harbiyye Mektebi adı altında bağımsız bir kuruma dönüştürüldü ve 1909’da Yıldız’daki binasına taşındı; ayrıca, kurmaylığa geçiş şartları da değiştirildi. Daha önce Mekteb-i Harbiyye’yi dereceyle bitirenler hiç ara vermeksizin okullarında Erkân-ı Harbiyye Namzetleri Sınıflarına devam ederdi; yeni düzenlemeyle, kendi sınıf birliklerinde en az iki yıl kıta hizmeti yapmış ve uygun sicil almış karacı teğmen, üsteğmen ve 35 yaşından gün almamış yüzbaşılardan istekli olanların giriş imtihanı sonrası okula kabul edilmesi kararlaştırıldı. Erkân-ı Harbiyye Mektebi’nden mezun olanlar üç sene Genelkurmay’da staj yaptıktan sonra kıta hizmetine geçip kurmay subay olacaklardı.
#62
SORU:
II. Meşrutiyet döneminde kurulan yeni askerî eğitim kurumları nelerdir?
CEVAP:
II. Meşrutiyet döneminde kurulan yeni askerî eğitim kurumları da vardı. Piyade ve topçu atış okulları, yedek subay okulu, astsubay okulu, sağlık ve veteriner sınıflarına mahsus okullarla demiryolu, ulaştırma ve telsiz telgraf sınıf okulları bunlardan bazılarıdır.
#63
SORU:
Ekim 1909-Ocak 1910 arasında geçici olarak Osmanlı hizmetine geri dönen Goltz Paşa bu dönemde neler yapmıştır?
CEVAP:
Goltz Paşa, Ekim 1909-Ocak 1910 arasında geçici olarak Osmanlı hizmetine geri döndü. Edirne’de düzenlediği büyük tümen manevrası ile Osmanlı ordusunun Balkan kaynaklı bir tehdide karşı seferberlik ve harekât hazırlıklarını sahada icra ettirdi; iki sene sonra Balkan Savaşı’nda Osmanlı ordusunun esas alacağı sefer ve seferberlik planlarının hazırlanmasında rol aldı; Rumeli’deki Selânik, Manastır, Serez ve Üsküp gibi önemli askerî merkezlerde garnizon tatbikatlarıyla küçük manevralar yaptırdı. Almanya’ya dönmeden önce Ocak 1910’da İstanbul’da gerçekleştirilen kapanış manevrası ile gayet yoğun geçen bu ikinci danışmanlık dönemini tamamladı.
#64
SORU:
1900'lerin başlangıcından Birinci Dünya Savaşına kadar Osmanlı donanmasında yer alan İngiliz danışmanlar kimlerdir?
CEVAP:
Osmanlı donanmasında İngiliz danışmanlarda kullanıldı. Nitekim önce 1909 başlarında Amiral Gambel’in başkanlığını yaptığı bir heyet; ardından Mayıs 1910-Şubat 1911 arasında Amiral Williams ve son olarak da Amiral Limpus Nisan 1912’de Osmanlı hizmetine girdi ve Birinci Dünya Savaşı’nda Osmanlı Devleti ile İngiltere’nin düşman kamplara ayrılmasına kadar vazifesini sürdürdü.
#65
SORU:
Devlet-i Aliyye-i Osmaniyye Ordusu Te?kilât-ı Esasî Nizamnamesi (Osmanlı Ordusunun Temel Te?kilât Yönetmeliği) ne göre kurulan ordu müfettişliklerini nelerdir?
CEVAP:
Bu yönetmelikle bölgesel ordu komutanlıkları kaldırılıp yerlerine ordu müfettişlikleri kuruldu. 1. Ordu Müfettişliği, İstanbul; 2. Ordu Müfettişliği, Şam; 3. Ordu Müfettişliği, Erzincan ve 4. Ordu Müfettişliği de Bağdat merkezli olacak; müfettişlikler eğitim ve seferberlik işleriyle uğraşacaktı.
#66
SORU:
Tarihte Osmanlı Devleti’nin Almanya ile müttefik olarak Birinci Dünya Savaşı’na girmesinde sorumlu olan ismin kim olduğu düşünülür?
CEVAP:
Henüz 33 yaşında iken Osmanlı ordusunun hem siyasi hem de askerî lideri haline gelen Enver Paşa, Osmanlı Devleti’nin Almanya ile müttefik olarak Birinci Dünya Savaşı’na girmesinin bir numaralı sorumlusu olarak kabul edilir.
#67
SORU:
Osmanlıların “Liman Paşa” olarak adlandıracağı von Sanders’e verilen yetkiler nelerdir?
CEVAP:
İstanbul’a 14 Aralık’ta ulaşan ve 42 subaydan oluşan Alman Askerî Heyeti’nin başında, o tarihlerde Alman ordusunun en yaşlı tümen komutanı olan 58 yaşındaki Liman von Sanders bulunuyordu. Osmanlıların “Liman Paşa” olarak adlandıracağı von Sanders’e geniş yetkiler verildi. Osmanlı hizmetindeki bütün Alman subaylarının doğrudan âmiri olduğu gibi, ülkenin her yerinde teftiş yapmaya yetkiliydi. Osmanlı askerî eğitim ve öğretim kurumlarının tamamı emrindeydi ve Osmanlı Yüksek Askerî Şürası üyesi olarak subayların generalliğe terfilerinde söz sahibiydi.
#68
SORU:
12 Mayıs 1914 tarihinde yürürlüğe giren yeni askerlik kanunu ile birlikte yapılan değişiklikler nelerdir?
CEVAP:
12 Mayıs 1914 tarihinde yürürlüğe giren yeni askerlik kanunu bu birliklerin içinin doldurulmasını sağlamak üzere önceden var olan pek çok muafiyeti ortadan kaldırdı. Annesine ya da karısına bakacak kimsesi olmadığı için “muinsiz” (yardım edeni olmayan) olarak adlandırılan ve daha önce askere alınmayan gençler, geride bıraktıkları yakınlarına devletin maaş bağlaması kaydıyla, zorunlu askerlikle yükümlü tutuldu. Askerlik çağını 18 yaşından itibaren başlatan Mükellefiyet-i Askeriyye Kanun-ı Muvakkati (Askerî Yükümlülüklere Dair Geçici Kanun) ile silâhaltında bulunulacak süre iki; teknik sınıflarda üç ve denizcilerde ise beş sene olarak belirlendi. Balkan Savaşı’nda verimli çalışmadığı bir kez daha görülen rediflik sistemi kaldırıldı; her asker adayının toplam 25 sene olan yükümlülük süresinin ilk yirmi yılını nizamiye ve son beş yılını da mustahfız olarak geçirmesi kararlaştırıldı.
#69
SORU:
Osmanlı Devleti Birinci Dünya Savaşı’na ne zaman dâhil oldu?
CEVAP:
Osmanlı Devleti, Alman Askerî Misyonunun İstanbul’a gelmesinden dokuz ay sonra, 2 Ağustos 1914’te Almanya ile bir ittifak anlaşması imzaladı; 2 Kasım 1914’de de Almanya’nın safında Birinci Dünya Savaşı’na dâhil oldu.
#70
SORU:
1918 itibarıyla Osmanlı Hava Kuvvetlerinde yer alan; uçak, pilot ve râsıd sayısı nedir?
CEVAP:
1918 itibarıyla Osmanlı Hava Kuvvetlerinde 90 uçak, 81 pilot ve 58 râsıd bulunuyordu.
#71
SORU:
Birinci Dünya Savaşında kullanılan uçakların özellikleri nelerdir ve nerede kullanılmışlardır?
CEVAP:
Birinci Dünya Savaşı’nda kullanılan uçaklar, gücü 80-130 beygir arasında değişen, hızı saatte 100 km’yi geçmeyen ve en fazla 3000 m’ye çıkabilen keşif, av ve deniz uçaklarıydı. Henüz bir savaş uçağı şekline girmemiş olan bu araçlar, başta Çanakkale Cephesi olmak üzere savaşın çeşitli harekâtlarında düşmanın kara ve deniz gücü hakkında bilgi toplamak amacıyla kullanıldı.