PARA POLİTİKASI Dersi PARA POLİTİKASININ ETKİLİLİĞİ soru cevapları:

Toplam 78 Soru & Cevap
PAYLAŞ:

#1

SORU: Enflasyon hedeflemesi rejiminin temel politika aracı nedir?


CEVAP: Enflasyon hedeflemesi rejiminin temel politika aracı, kısa vadeli faiz oranlarıdır.

#2

SORU: Reel ekonomi üzerinde hangi tür faiz oranları etkilidir?


CEVAP: Reel ekonomi üzerinde orta ve uzun vadeli faiz oranları etkilidir

#3

SORU: Reel ekonomi üzerinde faiz oranlarının yanında diğer hangi değişkenler etkilidir?


CEVAP: Reel ekonomi üzerinde orta ve uzun vadeli faiz oranları ile hisse senedi fiyatları ve döviz kuru bileşenleri gibi finansal sistemin bileşenleri etkilidir.

#4

SORU: Para politikasının politika faizi kararları ekonominin geneline nasıl aktarılır?


CEVAP: Para politikasının politika faizi kararlarının ekonominin geneline aktarımında, ilk aşamanın finansal piyasalara aktarım olduğu kabul edilir. Bu süreçte kısa vadeli faizlerdeki değişim öncelikle diğer uzun vadeli faiz oranlarını değiştirir ve devamında başka mali varlıkların fiyatlarının (örneğin döviz kuru) değişmesine yol açar. Tüm bu değişiklikler ise belirli bir gecikme ile çıktı ve enflasyon düzeyleri üzerinde etkili olur.

#5

SORU: Tüketim ve yatırım harcama kararları hangi tür faiz oranlarından etkilenir?


CEVAP: Tüketim ve yatırım harcama kararları orta ve uzun vadeli faiz oranlarından etkilenir.

#6

SORU: Merkez bankasının orta ve uzun vadeli faiz oranlarını doğrudan etkileme gücü var mıdır?


CEVAP: Hayır. Merkez bankasının orta ve uzun vadeli faiz oranlarını doğrudan etkileme gücü yoktur. Merkez bankası yalnızca kısa vadeli faiz oranlarını doğrudan etkileyebilir.

#7

SORU: Tüketim ve yatırım harcama kararlarının orta ve uzun vadeli faiz oranlarından etkilenmesi ile merkez bankasının orta ve uzun vadeli faiz oranlarını doğrudan etkileme gücüne sahip olmaması verilerine dayanarak nasıl bir çıkarı


CEVAP: Yukarıda verilen iki veriye dayanarak, merkez bankasının ülkenin reel ekonomik faaliyetlerini doğrudan etkilemesinin mümkün olmadığını söyleyebiliriz. Ancak, merkez bankasının para politikası referans faiz oranı olarak kullandığı kısa vadeli faiz oranı aracılığıyla, orta ve uzun vadeli faiz oranlarını etkileme gücü bulunmaktadır.

#8

SORU: TCMB, para politikası referans faiz oranı olarak Mayıs 2010’a kadar hangi faiz oranını kullanmıştır?


CEVAP: TCMB, para politikası referans faiz oranı olarak Mayıs 2010’a kadar gecelik borçlanma faiz oranını kullanmıştır.

#9

SORU: TCMB, Mayıs 2010’dan itibaren para politikası referans faiz oranı olarak hangi faiz oranını kullanmaktadır?


CEVAP: TCMB, Mayıs 2010’dan itibaren para politikası referans faiz oranı olarak bir hafta vadeli repo faiz oranını kullanmaktadır.

#10

SORU: Faiz oranlarının vade yapısı ne demektir ve ne işe yarar?


CEVAP: Aynı risk, likidite ve vergi ayrıcalıklarına sahip tahvillerin vadelerinin farklı olması nedeniyle faiz oranlarının farklılaşmasına faiz oranlarının vade yapısı adı verilir. Kısa ve uzun vadeli faiz oranları arasındaki ilişkiyi faiz oranlarının vade yapısını kullanarak açıklarız.

#11

SORU: Bekleyişler teorisi para politikası konusunda neyi açıklar?


CEVAP: Bekleyişler teorisi, merkez bankasının uyguladığı kısa dönemli politika faiz oranının uzun vadeli faiz oranlarını nasıl etkilediğini açıklar.

#12

SORU: Bekleyişler teorisine göre, uzun vadeli tahvil faiz oranları ile kısa vadeli tahvil faiz oranları arasında nasıl bir ilişki vardır?


CEVAP: Bekleyişler teorisine göre, uzun vadeli tahvil faiz oranları bugünkü ve gelecekte beklenen kısa vadeli tahvil faiz oranlarının ağırlıklı ortalamasıdır.

#13

SORU: Bekleyişler teorisine göre, farklı vadelerdeki tahvillerin faiz oranlarının farklı olmasının nedeni nedir?


CEVAP: Bekleyişler teorisine göre, farklı vadelerdeki tahvillerin faiz oranlarının farklı olmasının tek sebebi vardır. Bu sebep de, uzun vadeli tahvil faiz oranlarının gelecekteki kısa vadeli faiz oranlarına ilişkin bekleyişler tarafından belirlenmesidir. Buna göre, yatırımcılar için getiri açısından uzun vadeli tahviller ile kısa vadeli tahviller arasında tercih farkı yoktur.

#14

SORU: Para politikası referans faiz oranı olarak kullanılan kısa vadeli faiz oranı, uzun vadeli faiz oranlarını nasıl etkiler?


CEVAP: Bekleyişler teorisine göre, uzun vadeli tahvil faiz oranları bugünkü ve gelecekte beklenen kısa vadeli tahvil faiz oranlarının ağırlıklı ortalamasıdır. Dolayısıyla, kısa vadeli faiz oranlarında yapılan artışların uzun vadeli faizler üzerindeki etkisi teknik olarak gerçekten çok küçüktür. Ancak gerçek hayatta bu etkinin çok daha büyük olduğu bilinmektedir. Gerçekleşen etkinin çok daha büyük olmasının altında yatan temel faktör, para politikası referans faiz oranı olarak kullanılan kısa vadeli faiz oranında gerçekleştirilecek bir artışın, gelecek döneme ait faiz beklentilerinin de artmasına sebep olmasıdır. Kısaca, politika faiz oranının gelecek dönemlerde beklenen faiz oranları üzerinde bekleyişler aracılığıyla yarattığı dolaylı etki, uzun dönemli faiz oranlarını hissedilir ölçüde değiştirmektedir.

#15

SORU: Getiri eğrisinin işlevi nedir?


CEVAP: Getiri eğrisi, farklı vadelerdeki menkul kıymetlerin faiz oranlarının genel yapısını gösterir ve faiz oranlarının genel seyrinin görülmesine yardımcı olur.

#16

SORU: Para politikası kuralları kaç kategoriye ayrılır?


CEVAP: Para politikası kuralları, araç kuralları ve hedefleme kuralları olmak üzere iki kategoride incelenebilir.

#17

SORU: Hedefleme kurallarının amacı nedir?


CEVAP: Hedefleme kurallarının amacı, para politikası kapsamında hedef olarak belirlenen değişkenlerde yaşanan hedeften sapmaları en aza indirgemektir.

#18

SORU: Araç kurallarının savunduğu nedir?


CEVAP: Araç kuralları, para politikasının kullandığı araç değişkenin ölçülebilen değişkenlerin bir fonksiyonu olarak belirlenmesi gerektiğini savunur.

#19

SORU: Yaygın olarak kullanılan bir araç kuralına örnek veriniz ve neyi savunduğunu açıklayınız.


CEVAP: Yaygın olarak kullanılan araç kurallarından biri, Taylor kuralıdır. Taylor kuralı merkez bankasının politika faiz oranının, enflasyon açığı ve çıktı açığının aldığı değerlere göre belirlenmesi gerektiğini savunur.

#20

SORU: Enflasyon açığı nedir?


CEVAP: Enflasyon açığı, hedeflenen ve gerçekleşen enflasyon oranları arasındaki farktır.

#21

SORU: Bir ekonominin potansiyel reel üretim düzeyi ile gerçekleşen reel üretim düzeyi arasındaki farka ne ad verilir?


CEVAP: Bir ekonominin potansiyel reel üretim düzeyi ile gerçekleşen reel üretim düzeyi arasındaki farka üretim açığı denir

#22

SORU: Taylor kuralına göre, para politikası faiz oranı değişiklikleri hangi faktörlere bağlıdır?


CEVAP: Taylor kuralına göre, para politikası faiz oranı dört faktöre bağlı olarak değişir. İlk faktör gerçekleşen enflasyon oranıdır. İkinci faktör, denge reel faiz oranıdır. Üçüncü faktör, gerçekleşen enflasyonun hedeflenen enflasyondan sapması sonucu ortaya çıkan enflasyon açığının ayarlanması faktörüdür. Bu faktör, gerçekleşen enflasyon oranının hedeflenen enflasyon oranının üstünde olması durumunda, para politikası referans faiz oranının yükseltilmesi ve tersi durumda ise düşürülmesi gerektiğini belirtir. Dördüncü faktör ise, üretim açığının ayarlanması faktörüdür. Üretim açığı, potansiyel reel üretim ile gerçekleşen reel üretim arasındaki farktır. Bu faktör, üretim açığı pozitif olduğunda nominal faiz oranının yükseltilmesini önerir; üretim açığı negatif olduğunda da düşürülmesi gerektiğini belirtir.

#23

SORU: Bir ekonomide finansal sistemin bileşenleri ve temel işlevi nedir?


CEVAP: Bir ekonomide finansal sistemin bileşenleri piyasalar, kurumlar, aracılar ve yasal altyapıdan oluşur. Finansal sistemin temel işlevi ise, fon fazlası olan tasarruf sahipleri ile fon açığı olan yatırımcıları karşı karşıya getirmektir

#24

SORU: Finansal sistemin hangi temel bileşenlerinin ekonomideki toplam harcamalar üzerinde önemli bir etkisi bulunmaktadır?


CEVAP: Finansal sistemin temel bileşenlerinden finansal piyasalar ve bankacılık sektörünün ekonomideki toplam harcamalar üzerinde önemli bir etkisi bulunmaktadır.

#25

SORU: Finansal sistemin ekonomi üzerindeki etkileri neden önemlidir?


CEVAP: Finansal sistemin ekonomi üzerindeki etkileri iki açıdan önemlidir: 1. Finansal sistemde yaşanan gelişmeler ekonomik dalgalanmaların tetikleyicisi olabilir. 2. Finansal sistem para politikası kararlarının ekonomiye aktarımında önemli bir rol oynar.

#26

SORU: Finansal piyasalarda işlem gören varlık fiyatlarındaki değişmeler ile bir ekonomideki toplam harcama miktarı arasında nasıl bir ilişki vardır?


CEVAP: Finansal piyasalarda işlem gören varlık fiyatlarındaki değişmeler tüketim ve yatırım kararları üzerinde etkili olur. Tüketim ve yatırım kararları üzerindeki değişmeler ise, bir ekonomideki toplam harcama miktarını değiştirir. Genel olarak, varlık fiyatlarındaki artışlar toplam harcamaları arttırır; varlık fiyatlarındaki azalışlar ise toplam harcamaları azaltır.

#27

SORU: Finansal piyasalarda işlem gören varlık fiyatlarındaki değişmeler hangi yollar aracılığıyla bir ekonomideki toplam harcama miktarını etkiler?


CEVAP: Finansal piyasalarda işlem gören varlık fiyatlarındaki değişmeler belli başlı üç yol aracılığıyla bir ekonomideki toplam harcama miktarını etkiler: • Servetin tüketim üzerindeki etkisi aracılığıyla, • Hisse senedi fiyatlarının yatırımlar üzerindeki etkisi aracılığıyla, • Net değer ve teminatlar üzerindeki etkisi aracılığıyla.

#28

SORU: Finansal piyasalarda işlem gören varlık fiyatlarındaki değişmeler ile servetin tüketim üzerindeki etkisi arasında nasıl bir ilişki vardır?


CEVAP: Varlık fiyatlarındaki değişmeler ile servetin tüketim üzerindeki etkisi arasında aynı yönde doğrudan bir ilişki vardır. Örneğin, hisse senetlerinin %30 değer kazanması durumunda, tasarruflarını bu piyasada değerlendiren ekonomik birimlerin servetleri de aynı ölçüde artar. Servette gerçekleşen bu artış bireyleri daha fazla mal ve hizmet satın almaya yönlendirir. Sonuç olarak hem tüketim hem de toplam harcamalar artar.

#29

SORU: Finansal piyasalarda işlem gören varlık fiyatlarındaki değişmeler ile hisse senedi fiyatlarının yatırımlar üzerindeki etkisi arasında nasıl bir ilişki vardır?


CEVAP: Varlık fiyatlarındaki değişmeler aynı zamanda yatırımlar üzerinde de etkili olabilmektedir. Örneğin firmalar yeni yatırımlarını finanse etmek için hisse senedi ihraç edebilir. Hisse senedi fiyatlarının yükselmesi durumunda, firmaların her bir hisseden elde edecekleri fon miktarı artacaktır. Dolayısıyla ellerindeki artan fon miktarı, yapacakları yatırım harcamalarını da artıracaktır.

#30

SORU: Finansal piyasalarda işlem gören varlık fiyatlarındaki değişmelerin, net değer ve teminatlar üzerindeki etkisi nasıldır?


CEVAP: Varlık fiyatlarındaki değişmeler banka kredilerine ulaşımı kolaylaştırır. Bu kolaylık da toplam harcamaları etkiler. Yüksek hisse senedi fiyatları ise firmaların net değerlerini yükseltir. Net değerde gerçekleşen artış firmaları, daha az riskli yatırımlara yöneltir. Az riskli yatırımlar, finansal piyasalarda gözlenen ahlaki tehlike ve ters seçim sorunlarını azaltır. Eksik bilgiye bağlı olarak ortaya çıkan bu sorunların azalması, bankaların verdiği kredileri arttırmalarına neden olur. Bu durumda yatırımlar artacak, toplam talep ve üretim düzeyi yükselecektir.

#31

SORU: Bir ekonomide banka kredilerinin önemi nedir?


CEVAP: Bankacılık sistemi tasarrufların toplanmasına ve bu fonların verimli yatırımlara aktarılmasına aracılık eder. Bu açıdan, bankacılık sisteminin faydası sadece bankadan kredi kullanan veya mevduatlarını bankada biriktiren banka müşterileri ile sınırlı değildir; bütün ekonomiyi etkiler. Bir ekonomide fon arz edenler ve fon talep edenler arasında sağlıklı bir ilişkinin olması oldukça önemlidir. Bu durum, banka kredilerini ekonomide yadsınamaz derecede önemli kılar. Kredilerdeki daralmaya bağlı olarak ekonomideki toplam harcama düzeyi ciddi biçimde daralabilir; harcama düzeyinin daralması ise, ekonominin genelinin daralmasına yol açar.

#32

SORU: Genel olarak kredi arzının birden daralması veya herhangi bir faiz oranından verilen kredinin azalmasına ne ad verilmektedir?


CEVAP: Genel olarak kredi arzının birden daralması veya herhangi bir faiz oranından verilen kredinin azalmasına kredi daralması denir.

#33

SORU: Kredi daralmasının başlıca nedenleri nelerdir? Kredi daralmasının doğal sonucu nedir?


CEVAP: Kredi daralmasının başlıca nedenleri, banka sermayesinde yaşanan kötüleşmeler, başarısız mevduat kurumlarının faaliyetlerine devam edememesi, banka denetimini üstlenen kurulun katı uygulamaları, bankacılık sektörünün kredi standartlarında yaşanan değişmeler olarak sıralanabilir. Kredi daralmasının doğal sonucu ise, borçlanma kıstaslarının ve borçlanma maliyetinin artmasıdır.

#34

SORU: Banka sermayesi nasıl daralır?


CEVAP: Yasal olarak bankaların öz kaynaklarının belirli bir sermaye yeterlilik oranının altına inmesine izin verilmez. Burada amaç bankaları iflas etme riskine karşı koruyacak belirli bir sermaye yeterliliğini sağlamaktır. Kredilerin geri ödenmemesi, banka varlıklarının değerini düşürür. Bu gibi sebepler bankaların sermayelerinde azalmaya yol açar. Bankalar da, sermaye yeterlilik oranı koşulunu tutturabilmek için krediler kalemi de dâhil olmak üzere varlıklarını azaltmak zorunda kalır. Bankaların kredi kullandırma miktarlarını azaltmalarına sebep olacak şekilde sermayelerinin azalmasına sermaye daralması adı verilir.

#35

SORU: Bankacılık sisteminde istikrar nasıl sağlanır?


CEVAP: Bankacılık sistemindeki istikrarı sağlamak ve sürekli kılmak amacıyla bankacılık sistemi sürekli olarak denetlemelere ve düzenlemelere tabi tutulmaktadır. Üst kurul, banka bilançolarının riske açık yapısına karşı banka denetimini üstlenmiştir ve gerektiğinde sistemin genelinde sermaye yeterlilik oranını arttırabilir. Bu durumda bankaların varlıkları ile sermayeleri arasındaki oranı yeniden düzenlemeleri gerekir; sermaye arttıramamaları durumunda ise kredilerini azaltmaları gerekir.

#36

SORU: Parasal aktarım mekanizması nedir?


CEVAP: Merkez bankalarının para politikası uygulamaları sonucunda bir dizi etki ortaya çıkmaktadır. Bu etki dizisi, finansal piyasalar üzerinde bir etkiyle başlar. Daha sonra aynı dizi harcamalar, üretim ve istihdamda değişiklikler yoluyla çalışır ve fiyat düzeyi ve daha özellikli olarak enflasyon üzerinde bir etkiyle sonlanır. İktisatçılar bu gelişmeler zincirine parasal aktarım mekanizması adını vermektedir.

#37

SORU: Parasal aktarım mekanizmasının ilk aşaması nedir?


CEVAP: Merkez bankası kısa vadeli nominal faiz oranlarında değişiklik yapar. Bu değişikliğin, faizler genel düzeyi, kredi piyasası, varlık fiyatları ve bekleyişler üzerinde yarattığı etki aktarım mekanizmasının ilk aşamasıdır. Bu aşamada, faizlerdeki değişiklikler varlık fiyatlarına, döviz kuruna ve kredi koşullarına yansımak suretiyle öncelikle finansal piyasaları etkilemektedir.

#38

SORU: Parasal aktarım mekanizmasının ikinci aşaması nedir?


CEVAP: Parasal aktarım mekanizmasının ikinci aşamasında, finansal piyasalardaki değişiklikler ekonomik birimlerin harcamalarını etkileyecek ve ekonomide toplam talep düzeyi değişecektir.

#39

SORU: Parasal aktarım mekanizmasının üçüncü aşaması nedir?


CEVAP: Parasal aktarım mekanizmasının üçüncü aşamasında ise, toplam harcamalardaki bu değişmeler yurt içi enflasyon beklentisini, üretimi ve fiyatlar genel düzeyini etkilemektedir.

#40

SORU: Merkez bankasının para politikasını gevşetmesi ya da sıkılaştırması durumunda, bu kararın ekonomiyi etkilemesi ne kadar zaman alacaktır?


CEVAP: Para politikası uygulamalarının ekonomiye aktarımı belirli bir süre içinde gerçekleşebilir. Faiz oranlarının toplam harcamaları etkilemesi ve bu etkiye bağlı olarak enflasyon oranının kontrol altında tutulması, zaman gerektiren bir süreçtir.

#41

SORU: Gecikme sorununu bir örnekle açıklayınız.


CEVAP: Merkez bankasının, genel ekonomik aktivitedeki bir daralma sonucunda faiz oranlarını aşağıya çekip yatırımları arttırmayı planladığını varsayalım. İlk aşamada, merkez bankası politika faiz oranı aracılığıyla piyasa faiz oranlarını nispeten hızlı bir şekilde aşağıya çekebilecektir. Faiz oranlarındaki düşüş firmaların fonlara ulaşımını kolaylaştıracak ve yeni yatırım kararlarının alınmasına yol açacaktır. Ancak firmaların yeni yatırımlara veya üretimde kullanmak üzere yeni alımlara başlaması hemen ertesi gün gerçekleşmeyecektir. Bu süreçte, firmalar öncelikle gelecek dönemde hangi yatırımlara yöneleceklerine ilişkin projelerini biçimlendireceklerdir. Bu projelerin onaylanması ve ardından hayata geçirilmesi zaman alacaktır. İşte bu süreçte geçen zaman, politika uygulamasında yaşanan gecikme sorununa güzel bir örnektir.

#42

SORU: Para politikası uygulamaları sürecinde ortaya çıkan gecikme sorunu genel olarak kaç türdür? Bu türleri tanımlayınız.


CEVAP: Politika uygulamaları sürecinde ortaya çıkan gecikme sorunu, iki ana türe ayrılabilir. Bu türler, iç gecikme ve dış gecikmedir. İç gecikme, ekonomide yaşanan gelişmelere bağlı olarak izlenen para politikasında bir değişikliğe ihtiyaç duyulduğu an ile merkez bankasının para politikasındaki değişikliği uygulamaya başladığı an arasında geçen zamandır. Dış gecikme ise belli bir politikayı uygulamaya koyduktan sonra, bu politika kapsamında değişmesi beklenen hedef değişkenin etkilendiği zamana kadar geçen süredir.

#43

SORU: İç gecikme ile dış gecikme arasında ne fark vardır?


CEVAP: Para politikasının uygulanmaya başladığı zamandan sonraki bütün gecikmeler dış gecikme olarak kabul edilir. Gecikme sorunu ile temel olarak kastedilen, dış gecikmenin varlığı ve bu sürenin uzunluğudur. Çünkü para otoriteleri genellikle para politikasında bir değişiklik ihtiyacını hızlı bir şekilde teşhis ederler ve harekete geçme hızlarını kendileri belirlerler. Başka bir ifadeyle, iç gecikme süresi oldukça kısadır ve kontrol edilebilir

#44

SORU: Para politikası uygulamaları sürecinde ortaya çıkan gecikme sorunu ile ilgili olarak daha ayrıntılı bir gecikme türleri sınıflamasını nasıl yapabiliriz?


CEVAP: Gecikme türleri ile ilgili olarak daha ayrıntılı bir sınıflamayı aşağıdaki gibi yapabiliriz: • Veri gecikmesi, • Tanı (teşhis) gecikmesi, • Düzenleme gecikmesi, • Yürütme gecikmesi, • Etkinlik gecikmesi.

#45

SORU: Veri gecikmesi ile tanı (teşhis) gecikmesi arasındaki fark nedir?


CEVAP: Veri gecikmesi, para politikası uygulayıcılarının ekonomide yaşanan gelişmeleri takip etmek amacıyla kullandıkları verilerin elde edilmesi sürecinde ortaya çıkan gecikmedir. Örneğin, ekonomik faaliyetlerin düzeyini ölçen GSYİH verisine ancak ilgili çeyrekten üç ay sonra ulaşılabilmektedir. Tanı (teşhis) gecikmesi ise, elde edilen verilerin ekonominin gelecekte izleyeceği seyre ilişkin ne tür sinyaller verdiğinin para politikası uygulayıcıları tarafından tam olarak anlaşılması sürecinde geçen zamana bağlı olarak ortaya çıkan gecikmedir.

#46

SORU: Faiz oranlarının düşürülmesi gibi para politikası uygulamalarında düzenleme gecikmesi sorunu yaşanır mı? Neden?


CEVAP: Hayır. Düzenleme gecikmesi, yapılması gereken yasal düzenlemeler için geçen süreye bağlı olarak ortaya çıkan gecikmeye denilmektedir. Çünkü bazı para politikası uygulamalarını gerçekleştirebilmek için yeni yasaların yapılması gerekir. Faiz oranlarının düşürülmesi gibi para politikası uygulamalarında, düzenleme gecikmesi sorunu pek fazla yaşanmamaktadır. Zira, merkez bankasının uyguladığı para politikası rejimi için başlangıçta yapılan yasal düzenlemeler, bu tür yetkileri daha önceden para politikası uygulayıcılarına büyük olasılıkla vermiştir.

#47

SORU: Yürütme gecikmesi açısından, para politikasıyla maliye politikası arasında ne fark vardır?


CEVAP: Yürütme gecikmesi, politika uygulayıcılarının yeni bir politika izlemeye karar vermeleri ile bu politika ile ilgili aracı uygulamaları arasında geçen zamandır. Düzenleme gecikmesinde olduğu gibi, yürütme gecikmesi de para politikası açısından daha az önemlidir. Merkez bankalarının bir karar almaları ile bu kararı uygulamaları arasında oldukça kısa bir zaman geçer. Buna karşılık maliye politikası kararlarının uygulaması zaman alabilir. Örneğin, kamu harcamalarının kısıtlanabilmesi için, öncelikle kamu birimlerinin harcama alışkanlıklarının değişmesi gerekir.

#48

SORU: Para politikasının yürütülmesi konusunda aktivist politika görüşü neyi savunur?


CEVAP: Aktivist politika görüşü, para politikasının duruma göre yürütülmesini savunur. Bu görüşü savunanlara göre, ücret ve fiyat uyarlamasına bağlı olarak ekonominin kendi kendini düzelten mekanizması yavaş çalışır. Bu sebeple ekonominin genelinde talep şoku gibi bir sorun yaşandığında, politika yürütücülerinin aktif ve duruma göre politika izlemeleri gerekir. Ayrıca bu görüş, devletin ekonomiye müdahalesinin de gerekli olduğunu ileri sürer.

#49

SORU: Para politikasının yürütülmesi konusunda aktivist olmayan politika görüşü neyi savunur?


CEVAP: Aktivist olmayan politika görüşünün taraftarları, ücretlerin ve fiyatların esnek olduğunu ve ekonominin kendiliğinden hızlı bir şekilde dengeye gelebileceğini savunurlar. Bu görüşe göre devletin ekonomide yaşanan şoklara müdahale etmesi, sorunu çözmek yerine daha da kötüleştirebilir. Buna ek olarak, politika uygulamalarının kesinlikle önceden belirlenmiş bir kural kapsamında yürütülmesi ve bu politika kuralının ekonomide yaşanan şoklar karşısında değiştirilmemesi gerektiği ileri sürülür.

#50

SORU: Keynesyen iktisatçılar para politikasının yürütülmesi konusunda hangi görüşü savunur?


CEVAP: Keynesyen iktisatçılar para politikasının yürütülmesi konusunda aktivist politika görüşünü savunur.

#51

SORU:

Para politikasının nihai amacı nedir?


CEVAP:

Para politikasının nihai amacı millî gelir, istihdam ve fiyatlar genel düzeyi için belirlenen hedeflere ulaşmaktır.


#52

SORU:

Bir ekonomide toplam harcama kararları üzerinde etkili olan faiz oranları hangileridir?


CEVAP:

Ekonomik birimlerin tüketim ve yatırım kararlarını almalarında ve dolayısıyla ülkenin reel ekonomik faaliyetlerinin etkilenmesi bakımından etkili olan faiz orta ve uzun vadeli faiz oranlardır. Yani, bir ekonomide toplam harcama kararları üzerinde etkili olan faiz oranları orta ve uzun vadeli faiz oranlarıdır. Örneğin, taşıt kredileri genellikle 3 -5 yıl gibi vadelere sahipken konut kredilerinde vade 15 yıla kadar çıkabilmektedir. Benzer bir şekilde firmalarda yatırımlarını finanse etmek için uzun vadeli kredilere başvurmaktadır.


#53

SORU:

Merkez bankalarının kullandıkları faiz oranlarının vadesi nasıldır?


CEVAP:

Merkez bankalarının kullandıkları politika faiz oranı çok kısa vadelidir. Örneğin, TCMB para politikası referans faiz oranı olarak Mayıs 2010’a kadar gecelik borçlanma faiz oranını kullanmakta iken bu tarihten sonra bir hafta vadeli repo faizini politika faizi olarak kullanmaktadır


#54

SORU:

Vade yapısı nedir?


CEVAP:

Aynı risk, likidite ve vergi ayrıcalıklarına sahip tahvillerin vadelerinin farklı olması nedeniyle faiz oranlarının farklılaşması faiz oranlarının vade yapısı olarak adlandırılmaktadır.


#55

SORU:

Bekleyişler teorisi neyi açıklar?


CEVAP:

Bekleyişler teorisine göre; uzun vadeli tahvillerin faiz oranları, bugünkü ve gelecekte beklenen kısa vadeli tahvil faiz oranlarının ağırlıklı ortalamasıdır.


#56

SORU:

Getiri eğrisi nedir?


CEVAP:

Getiri eğrisi: Farklı vadelerdeki menkul kıymetlerin faiz oranlarının, genel yapısını gösterir ve faiz oranlarının genel seyrinin görülmesine yardımcı olur. Aynı düzeyde risk, likidite ve vergi ayrıcalıklarına sahip tahvillerin getirileri arasında zamanın belirli noktasındaki ilişkiyi gösteren eğri getiri eğrisi olarak adlandırılmaktadır.


#57

SORU:

Para politikasının belirli bir kurala göre yürütülmesini savunanların önerdiği para politikası kuralları kaça ayrılır? Açıklayınız.


CEVAP:

Para politikasının belirli bir kurala göre yürütülmesini savunanların önerdiği para politikası kuralları araç kuralları ve hedef(leme) kuralları olarak iki başlık altında incelenebilir. Hedef(leme) kuralları temel olarak para politikası kapsamında hedef olarak belirlenen değişkenlerde yaşanan ve hedeften sapmaları en aza indirgemeyi amaçlayan kuralları kapsamaktadır. Araç kuralları ise para politikasının kullandığı araç değişkenin, ölçülebilen değişkenlerin bir fonksiyonu olarak belirlenmesi gerektiğini savunan kuralları kapsamaktadır.


#58

SORU:

Taylor kuralı nedir? 


CEVAP:

Taylor Kuralı, merkez bankalarının enflasyon ve üretim hedeflerine ulaşabilmek amacıyla para politikası aracı olarak kullandıkları kısa vadeli faiz oranlarının belirlenmesine yönelik bir araç kuralıdır. Bu kuralın temelinde enflasyonda veya ekonomik konjonktürde oluşabilecek hedeflerden sapmalar karşısında para politikasının kurala bağlı olarak değiştirilmesi ve böylece para otoritesinin davranışlarının daha tahmin edilebilir olmasını sağlamak amacı yer almaktadır.


#59

SORU:

Taylor Kuralı’nda para politikası referans faiz oranı kaç faktöre bağlı olarak değiştirilir? Bunları açıklayınız.


CEVAP:

Taylor Kuralı’nda para politikası referans faiz oranı dört faktöre bağlı olarak değiştirilir. İlk faktör gerçekleşen enflasyon oranıdır. İkinci faktör ise denge reel faiz oranıdır. Gerçekleşen enflasyon oranı ve reel faiz oranı toplamı nominal faiz oranını vermektedir. Üçüncü faktör, gerçekleşen enflasyonun hedeflenenden sapmasına dayalı olarak enflasyon açığının ayarlanmasıdır. Faiz oranının enflasyon açığına göre ayarlanması faktörü, gerçekleşen enflasyon oranının hedeflenen enflasyon oranının üstünde olması durumunda para politikası referans faiz oranının yükseltilmesi ve tersi durumda ise düşürülmesi gerektiğini belirtir. Dördüncü faktör, potansiyel reel üretim ve gerçekleşen reel üretim arasındaki farka bağlı olarak üretim açığının ayarlanmasıdır. Bu faktör üretim açığı pozitif olduğunda yani gerçekleşen reel üretimin potansiyel reel üretiminin üzerinde olması durumunda, nominal faiz oranının yükseltilmesi ve tersi durumda ise düşürülmesi gerektiğini ortaya koyar. Taylor Kuralı’nda yer alan üçüncü ve dördüncü faktörler para politikasının iki temel amacı olan istikrarlı yüksek bir büyüme ile bunu teşvik eden düşük ve istikrarlı bir enflasyon oranının bir arada gerçekleşmesi amacına hizmet etmektedir.


#60

SORU:

Enflasyon açığı nedir?


CEVAP:

Enflasyon açığı hedeflenen ve gerçekleşen enflasyon
oranları arasındaki farka eşittir.


#61

SORU:

Üretim açığı nedir?


CEVAP:

Üretim açığı: Bir ekonominin potansiyel reel üretim düzeyi ile gerçekleşen reel üretim düzeyi arasındaki farka eşittir.


#62

SORU:

Finansal sistem nedir? Açıklayınız.


CEVAP:

Bir ekonomide finansal sistem, piyasalar, kurumlar, aracılar ile yasal altyapıdan oluşmaktadır. Finansal sistemin temel işlevi fon fazlası olan tasarruf sahipleri ile fon açığı içerisinde olan yatırımcıları karşı karşıya getirmektir. Finansal sistem bu işlevini yerine getirirken tasarrufları yatırımlara kanalize etmekte ve böylelikle ekonomik büyümenin öncelikli şartı olan sermaye stokunu büyütmektedir.


#63

SORU:

Servetin Tüketim Üzerindeki Etkisini açıklayınız.


CEVAP:

Servetin Tüketim Üzerindeki Etkisi: Varlık fiyatlarındaki değişmeler ekonomik birimlerin servetlerini doğrudan etkilerler. Örneğin, hisse senetlerinin %30 değer kazanması durumunda, tasarruflarını bu piyasada değerlendiren ekonomik birimlerin servetleri de aynı ölçüde artacaktır. Servette yaşanan bu artış bireyleri daha fazla mal ve hizmet satın almaya yönlendirecektir. Dolayısıyla tüketim artacak ve toplam harcamalar artacaktır.


#64

SORU:

Hisse senedi fiyatlarının yatırımlar üzerindeki etkisini açıklayınız.


CEVAP:

Hisse Senedi Fiyatlarının Yatırımlar Üzerindeki Etkisi: Varlık fiyatlarındaki değişmeler aynı zamanda toplam harcamaların dört bileşeninden biri olan yatırımlar üzerinde de etkili olabilmektedir. Örneğin firmalar yeni yatırımlarını finanse etmek için hisse senedi ihraç etmek yöntemini tercih edebilmektedir. Hisse senedi fiyatlarının yükselmesi durumunda, firmaların her bir hisseden elde edecekleri fon miktarı artacaktır. Dolayısıyla da yatırım harcamaları artacaktır.


#65

SORU:

Varlık fiyatlarındaki değişimin net değer ve teminatlar üzerindeki etkisini açıklayınız.


CEVAP:

Net Değer ve Teminatlar Üzerindeki Etkisi: Varlık fiyatlarındaki değişmeler banka kredilerine ulaşımı kolaylaştırarak da toplam harcamaları etkilemektedir. Yüksek hisse senedi fiyatları ise firmaların net değerlerini yükseltecektir. Net değerde yaşanan artış firmaların daha az riskli yatırımlara yönelmelerine sebep olacak ve finansal piyasalarda gözlenen ahlaki tehlike ve ters seçim sorunlarını azaltacaktır. Eksik bilgiye bağlı olarak ortaya çıkan bu sorunların azalması bankaların verdiği kredileri arttırmalarına neden olacaktır. Yatırımlar artacak, toplam talep ve üretim düzeyi yükselecektir.


#66

SORU:

Kredi daralması nedir? Açıklayınız.


CEVAP:

Kredi daralması genel olarak kredi arzının birden daralması veya herhangi bir faiz oranından verilen kredinin azalması şeklinde tanımlanmaktadır. Kredi daralmasının doğal bir sonucu, borçlanma kıstaslarının ve borçlanma maliyetinin artmasıdır. Kredi daralmasının başlıca nedenleri; banka sermayesinde yaşanan kötüleşmeler, başarısız mevduat kurumlarının faaliyetlerine devam edememesi, banka denetimini üstlenen kurulun katı uygulamaları, bankacılık sektörünün kredi standartlarında yaşanan değişmeler olarak sıralanabilir.


#67

SORU:

Banka sermayesinde yaşanan daralmalar nasıl oluşur? Açıklayınız.


CEVAP:

Banka Sermayesinde Yaşanan Daralmalar: Yasal olarak bankaların öz kaynaklarının belirli bir sermaye yeterlilik oranının altına inmesine izin verilmez. Burada amaç bankaları iflas etme riskine karşı koruyacak belirli bir sermaye yeterliliğini sağlamaktır. Örneğin, Uluslararası Basel II uzlaşısına göre sermaye yeterlilik oranının alt limiti %8 olmak zorundadır. Yani genel bir ifadeyle bankaların sermayesinin varlıklarına oranının %8’den aşağıda olmaması gerekmektedir. Kredilerin geri ödenmemesi gibi varlıkların değerini düşüren sebeplerden dolayı bankaların sermayelerinde azalmaya yol açan gelişmelerin ardından bankalar, sermaye yeterlilik oranı koşulunu tutturabilmek için krediler kalemi de dâhil olmak üzere varlıklarını azaltma yoluna gitmek zorunda kalırlar. Bankaların kredi kullandırma miktarlarını azaltmalarına sebep olacak şekilde sermayelerinin azalmasına sermaye daralması adı verilir.


#68

SORU:

Başarısız mevduat kurumlarını nasıl bir son beklemektedir? Açıklayınız.


CEVAP:

Başarısız Mevduat Kurumlarının Faaliyetlerine Devam Edememesi: Geri ödenmeyen krediler gibi faktörler bankaların sermayelerini azaltırken, bazı durumlarda bankaların toplam yükümlülükleri toplam varlıklarının üstüne çıkabilir. Bu durumda banka borçlarını ödeyemeyecek duruma düşmüştür yani iflas etmiştir. Finansal piyasaların sağlıklı olması için iflas eden bankaların ve yönetimin iyileştirilmesi gerekir. Ülkemizde bu sorumluluk Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonu’na (TMSF) aittir. Faaliyetlerini sürdürmeye yetecek bir bilançoya sahip olmayan bankalar bankacılık siteminden ayıklanarak TMSF tarafından devralınır. TMSF yönetimi altına giren bankaların, geri dönmeyen varlık portföyünü sağlıklı bir yapıya kavuşturduktan sonra bankayı satmak suretiyle tekrar piyasaya kazandırır.


#69

SORU:

Bankacılık sisteminde istikrarı açıklayınız.


CEVAP:

Bankacılık sisteminde istikrar; bankaların mevduat toplamak için güvenli bir yer olması, mevduat sahiplerinin ihtiyaç duymaları hâlinde mevduatlarına istikrarlı bir şekilde ulaşabilmeleri ve mevduatların geri çekilmesine bankaların hazırlıklı olması koşullarını gerektirir.


#70

SORU:

Parasal aktarım mekanizması nedir?


CEVAP:

Merkez bankalarının para politikası uygulamaları sonucunda finansal piyasalar üzerinde bir etkiyle başlayan ve daha sonra harcamalar, üretim ve istihdamda değişiklikler yoluyla çalışan, fiyat düzeyi ve daha özellikli olarak enflasyon üzerinde bir etkiyle sonlanan, bir dizi etki ortaya çıkmaktadır. İktisatçılar bu gelişmeler zincirine parasal aktarım mekanizması adını vermektedir.


#71

SORU:

Para politikası uygulamalarının reel ekonomi üzerinde etkili oluş sürecinde temel olarak kaç aşamadan bahsedebiliriz? Açıklayınız.


CEVAP:

Para politikası uygulamalarının reel ekonomi üzerinde etkili oluş sürecinde temel olarak üç aşamadan bahsedebiliriz. Merkez bankası kısa vadeli nominal faiz oranlarında yaptığı değişikliklerin faizler genel düzeyi, kredi piyasası, varlık fiyatları ve bekleyişler üzerinde yarattığı etki aktarım mekanizmasının ilk adımıdır. Bu aşamada, faizlerdeki değişiklikler varlık fiyatlarına, döviz kuruna ve kredi koşullarına yansımak suretiyle öncelikle finansal piyasaları etkilemektedir. İkinci aşamada finansal piyasalardaki değişiklikler ekonomik birimlerin harcamalarını etkileyecek ve ekonomide toplam talep düzeyi değişecektir. Üçüncü aşamada ise toplam harcamalardaki bu değişmeler yurt içi enflasyon beklentisini, üretimi ve fiyatlar genel düzeyini etkilemektedir.


#72

SORU:

Para politikasının faizler üzerindeki etkisini kısaca açıklayınız.


CEVAP:

Para Politikasının Faizler Üzerindeki Etkisi: Merkez bankasının para politikası kararları sonucunda faiz oranlarını düşürmesi durumunda piyasa faiz oranları da düşecek ve sermaye kullanımının maliyeti de düşecektir. Sermaye maliyetlerindeki bu azalış işletmelerin yeni yatırımlara yönelmelerine ve bireylerin kredi kullanarak araba veya gayrimenkul gibi ürünleri daha fazla satın almalarına neden olacaktır. Dolayısıyla tüketim ve yatırımlar artacak ve toplam harcamalar artacaktır.


#73

SORU:

Para politikasının varlık fiyatları üzerindeki etkileri nelerdir?


CEVAP:

Para Politikasının Varlık Fiyatları Üzerindeki Etkileri: Para politikasının varlık fiyatları üzerindeki etkileri ile temel olarak kastedilen, para politikası kararlarının hisse senedi fiyatları üzerinden yatırımları etkilemesidir. Hisse senedinin temel değeri, gelecek dönem elde edilecek temettü ödemelerinin bugünkü değerine eşittir. Faiz oranları düştükçe, bugünkü değerimiz artacak ve hisse senedinin fiyatı artacaktır. Buna ek olarak, para politikasındaki bir gevşeme tüketicilerin ve firmaların gelecek dönemdeki ekonomik büyümeye ilişkin beklentilerini arttıracaktır. Ekonominin daha fazla büyümesi daha yüksek getiri ve kâr olanaklarının ortaya çıkması demektir. Beklentilerdeki bu olumlu gelişme de hisse senedi fiyatlarını yukarıya çekecektir.


#74

SORU:

Para politikasının banka kredileri üzerindeki etkilerini açıklayınız.


CEVAP:

Para Politikasının Banka Kredileri Üzerindeki Etkileri: Merkez bankasının politika faiz oranını değiştirmesi piyasa faizlerini etkileyecektir. Merkez bankasının politika faizinde indirime gitmesi ve piyasa faizlerinin de düşmesi durumunda bankacılık sistemine bağımlı küçük firmaların elde edebileceği fonlara ulaşım kolaylaşacaktır. Bu da yatırımlarda bir artışa yol açacaktır. Buna ek olarak genişlemeci bir para politikası, firmaların net değerlerini arttırarak bilançolarını iyileştirecektir. Yüksek bir net değer, firmaların kullandıkları krediyi geri ödeyememe durumunda katlanacakları maliyeti artıracaktır. Yani, yüksek net değer firmaların kullandıkları kredilerle riskli ve maceralı işlere girişme eğilimlerini azaltacaktır.


#75

SORU:

Para politikasının beklentiler üzerindeki etkilerini açıklayınız.


CEVAP:

Para Politikasının Beklentiler Üzerindeki Etkileri: Para politikası kararları firmaların ve hane halklarının beklentilerini doğrudan ve dolaylı yoldan etkilemektedir. Hane halklarının tasarruf ve tüketim kararları ile firmaların yatırım kararları sadece bugünkü faiz oranına değil aynı zamanda gelecekte beklenen faiz oranına da dayanır. Döviz kurları da önümüzdeki dönemlerde beklenen kur ve faiz beklentilerine göre şekillenir. Gerçekleşen enflasyonun önemli belirleyicilerinden biri gelecekteki enflasyon beklentileridir. Merkez bankası para politikası kararları firmaların ve hane halklarının gelecek beklentilerinin şekillenmesinde önemlidir. Kısaca merkez bankasının para politikası kararları beklentileri, beklentiler de ileriye yönelik yatırım, tüketim ve fiyatlama kararlarını etkiler.


#76

SORU:

İç gecikme ve dış gecikmeyi tanımlayınız.


CEVAP:

İktisatçılar arasında para politikası uygulamalarının ekonomiye aktarımında etkili olan kanallar üzerinde genel olarak görüş birliği sağlanmasına rağmen politika uygulamalarının zamanlaması konusunda fikir birliği nispeten zayıftır. Politika uygulamaları sürecinde ortaya çıkan gecikme sorununu, genel olarak iç gecikme ve dış gecikme olmak üzere iki tür altında özetleyebiliriz. İç gecikme, ekonomide yaşanan gelişmelere bağlı olarak izlenen para politikasında bir değişikliğe ihtiyaç duyulduğu an ile merkez bankasının para politikasındaki değişikliği uygulamaya başladığı an arasında geçen zamandır. Dış gecikme ise belli bir politikayı uygulamaya koyduktan sonra, bu politika kapsamında değişmesi beklenen hedef değişkenin etkilendiği zamana kadar geçen süredir.


#77

SORU:

Gecikme türleri nasıl sınıflandırılır? Açıklayınız.


CEVAP:

Veri Gecikmesi: Para politikası uygulayıcılarının ekonomide yaşanan gelişmeleri takip etmek amacıyla kullandıkları verilerin elde edilmesi sürecinde ortaya çıkan gecikmedir. Örneğin, ekonomik faaliyetlerin düzeyini ölçen GSYİH verisine ancak ilgili çeyrekten üç ay sonra ulaşılabilmektedir.


Tanı (Teşhis) Gecikmesi: Elde edilen verilerin ekonominin gelecekte izleyeceği seyre ilişkin ne tür sinyaller verdiğinin para politikası uygulayıcıları tarafından tam olarak anlaşılması sürecinde geçen zamana bağlı olarak ortaya çıkan gecikmedir.


Düzenleme Gecikmesi: Belirli bir politikayı uygulamaya sokabilmek için bazı durumlarda yasal düzenlemelerin yapılması gerekmektedir. Bu süreçte geçen süreye bağlı olarak ortaya çıkan gecikmeye düzenleme gecikmesi denilmektedir. Faiz oranlarının düşürülmesi gibi para politikası uygulamalarında düzenleme gecikmesi sorunu pek fazla yaşanmamaktadır. Ancak maliye politikası uygulamaları açısından, yasal düzenlemelerin devreye sokulması sürecinde karşılaşılan bu gecikme oldukça önemlidir. Örneğin, vergilerin arttırılmasına yönelik bir maliye politikasını uygulamaya sokmak için yasal düzenlemeler yapılması gerekecektir. Bu düzenlemelerin hayata geçirilebilmesi için kimi zaman bir yıla kadar varan sürelere ihtiyaç duyulabilmektedir.

Yürütme Gecikmesi: Politika uygulayıcılarının yeni bir politika izlemeye karar vermeleri ile bu politika ile ilgili aracı uygulamaya sokmaları arasında geçen zamandır. Düzenleme gecikmesinde olduğu gibi yürütme gecikmesi de para politikası açısından daha az önemlidir. Merkez bankalarının bir karar almaları ile bu kararı uygulamaya koymaları arasında oldukça kısa bir zaman geçmektedir. Buna karşılık maliye politikası kararlarının uygulamaya konulması zaman alabilmektedir. Örneğin, kamu harcamalarının kısıtlanabilmesi için öncelikle kamu birimlerinin harcama alışkanlıklarının değişmesi gerekmektedir.

Etkinlik Gecikmesi: Bir politikanın uygulamaya konulmasıyla, ekonomi üzerinde etkilerinin ortaya çıkması arasında geçen zamanı ifade etmektedir.


#78

SORU:

Gecikme sorununun varlığı ile politika uygulamaları arasındaki ilişkiyi kısaca açıklayınız.


CEVAP:

Gecikme sorunun varlığı para politikasının etkinliğini kısıtlarken aynı zamanda aktivist olmayan politikayı savunanların görüşlerini destekler. Bu görüşü savunanlar ekonominin kendiliğinden hızlı bir şekilde dengeye geldiğini savunurlar. Buna ek olarak, politika uygulamalarının doğasında var olan gecikme sorunu sebebiyle aktivist politikalar, yaşanan şoklara son derece yavaş tepki verebilecektir. Bu sebeple politika uygulamalarının kesinlikle önceden belirlenmiş bir kural kapsamında yürütülmesi ve bu politika kuralının ekonomide yaşanan şoklar karşısında değiştirilmemesi gerektiği savunulmaktadır.