SANAT TARİHİ Dersi İslam Sanatı soru cevapları:

Toplam 20 Soru & Cevap
PAYLAŞ:

#1

SORU:

İslam öğretisindeki ev (beyt) kavramına dayandırılarak İslamiyet’in ilk yapısı olarak da kabul edilen kutsal yapı hangisidir ve biçimsel özellikleri nelerdir? 


CEVAP:

Mekke’deki Kâbe, Müslümanların bütün ibadetlerinde yöneldikleri kutsal bir yapıdır. İslamiyet’ten önce inşa edilmiş olmasına rağmen İslam öğretisindeki ev (beyt)
kavramına dayandırılarak İslamiyet’in ilk yapısı olarak da kabul edilmektedir.
Hz. Muhammed, köklü değişikliklere giderek, Arapların İslamiyet öncesinde de kutsal saydıkları Kâbe’de bulunan putları, Mekke’nin fethinden sonra kırdırtıp attırmıştır. Granit taştan, inşa edilen 13 m yüksekliğindeki dikdörtgen prizma biçimli Kâbe’nin, kenar ölçüleri birbirinden farklıdır. Sade ve süslemesiz yapının, ana yönleri gösteren köşelerinin ayrı isimleri vardır. Doğu köşesine Hacerü’l Esved, kuzey köşesine Irakî, batı köşesine Şâmî, güney köşesine Yemânî denilmektedir. Kâbe, tarih boyunca kısmen ya da bütünüyle yeniden inşa edilmiş ve günümüze gelinceye kadar yedi kez yenilenmiştir. Kâbe’nin içinde bulunduğu alana, Kur’an-ı Kerim’de geçen ifade ile el-Mescidü’l Haram denilmektedir.


#2

SORU:

İslam dininin sanata getirdiği en büyük yenilik ve mimari unsurları nelerdir? 


CEVAP:

İslam dininin sanata getirdiği en büyük yenilik cami mimarisidir. İslamiyet’te her kesimden halk ayrım gözetilmeden, ön saf­larda namaz kılabilmektedir. İbadetteki bu durum, namaz saf­larının geniş tutulması gereğini doğurmuş, bu da kiliselerin aksine, camilerde mihrap duvarı ile karşısındaki duvarın diğerlerine göre daha uzun tutulduğu enine genişleyen bir mekânın tercih edilmesine neden olmuştur. Cami planları toplu olarak kılınan namazın gereklerinden doğmuş, ihtiyaca bağlı olarak mihrap, minber, minare gibi mimari unsurlar da simgesel ve estetik anlamlarıyla cami mimarisine katılmışlardır.

Mihrap, cami mimarisinin değişmez bir ögesidir. Genellikle yoğun dekorasyonu olan ve caminin kıble duvarında yer alan içbükey bir niştir. Hz. Muhammed’in, evinde kıldırdığı namazlar sırasında durduğu yerin onurlandırılması amacıyla Emeviler zamanında cami
mimarisine girmiştir.

Minber, üzerinde hutbe okunan, basamaklarla çıkılan litürjik ögedir. Mihrabın sağında
yer alır. İmamın kullanımına ayrılmış olan minberin, iki basamaklı ilk şekli ile peygamberin zamanından beri varlığı bilinmektedir.


Minare, inananları namaza çağırmak için ezanın okunma işlevinin yapıldığı, ya camiyle
bağlantılı ya da yakınında yer alan, camiden daha yüksekçe inşa edilmiş mimari yapıdır.
Minarenin ilk kullanımı, Şam Emeviye Camii’ndedir. Mimari açıdan minare, değişik
toplum ve coğrafyalarda farklı malzeme, form ve üsluplara bürünür.


#3

SORU:

İslamiyet’in ilk camisi sayılan ve sonraki bütün camilere örnek teşkil eden yer hangisidir? 


CEVAP:

Hz. Muhammed’in, Medine’deki evinde cemaatle birlikte namaz kılmasından dolayı burası Mescid-i Nebi (Mescid-i Nebevi) adıyla İslamiyet’in ilk camisi sayılmış, sonraki bütün camilere örnek teşkil etmiştir. 


#4

SORU:

Dört halife döneminin mimari eserleri nelerdir? 


CEVAP:

Otuz yıl kadar süren bu süreçte inşa edilmiş hiç bir yapı, orijinal plan ve özellikleri ile günümüze gelememiştir. Bunlar arasında çok destekli Basra Camii (632) ve Kûfe Camii (639) sayılabilir. Bunlardan Kûfe Camii’nin üzeri kapatılmış üçte birlik sütunlu harim bölümü ile üzeri açık sütunsuz bölümü arasında duvar veya kapı bulunmamaktaydı. Kûfe Camii, daha sonraki camilerin kapalı harim bölümü ile açık avlu bölümlerini şekillendirmiş ve çok sütun ya da payeli camileri ifade eden bir cami tipine (Kûfe tipi) adını vermiştir. Amr el-As tarafından Kahire’de inşa ettirilen Fustat Amr Camii (643), bu tipin bir diğer uygulamasıdır. 


#5

SORU:

Emevi dönemi sanatının genel özellikleri nelerdir? 


CEVAP:

Emevi Dönemi, İslamiyet’in genişleyip yayıldığı, İslam dininin öğreti ve ihtiyaçlarına göre biçimlenen bir sanatın oluşmaya başladığı dönemdir. Emeviler Suriye, İran, Irak ve Mısır’ın ele geçirilmesiyle kendilerinden önce bu bölgelerde var olan uygarlıkların kültür birikiminden özellikle, Yunan, Helenistik, Roma, Hristiyan ve Sasani sanatlarından beslenmişlerdir. Emevi Dönemi sanatında bu nedenle yaratıcılıktan çok, derleyicilik ön plandadır. Mimari ve diğer sanatlarda kuralların oluşturulması, ana formların ortaya çıkması, Emevi Dönemi ile başlar. Dinî mimarinin ilk kalıcı plan şeması bu dönemde ortaya çıkmıştır. Daha önce, yalnız günlük hayatın sürdürülmesine ve dinî görevlerin yerine getirilmesine uygun, tabiat şartlarına karşı oldukça dayanıksız, son derece sade binalar inşa edilirken, bu dönemde ihtişamlı görünmelerine önem verilen, dinî ve sivil binaların yapılması ile yeni bir sanat anlayışı ortaya çıkmıştır.


#6

SORU:

Suriye Emevi dönemi sanatının önemli mimari eserleri hangileridir? 


CEVAP:

Kubbetü’s Sakhra (691), Halife Abdülmelik tarafından Kudüs’te, kutsal alan içinde yaptırılmıştır. Cami veya türbe değil, bir tavaf yapısı, bir ziyaretgâhtır. Kitab-ı Mukaddes’te adı geçen Hacerü-l Muallak adıyla anılan kutsal kayayı içerisine alacak biçimde inşa edilmiştir. Merkezî planlı, ilk İslam yapısıdır. Yine Halife Abdülmelik tarafından Kudüs’teki kutsal alana yaptırılan Mescidü’l Aksa (702), İslam dünyasının en kutsal yapılarındandır. 670’de Ukbe b. Nafi’nin yapımını başlattığı, Kayravan (Sidi Ukbe) Camii, Halife Hişam tarafından 726’da bitirilmiştir. Şam Emeviye (Ümeyye) Camii (705-15), Halife I. Velid tarafından yaptırılmıştır. Maksure kubbesi haricinde, orijinal planı değişmeden, günümüze kadar gelebilmiş, en erken camidir. Caminin, mihraplarının köşelerine kule tipli minareler inşa edilmiştir. Güneydoğu köşesindeki Hz. İsa
Minaresi (9. yy), güneybatı köşesindeki Kayıtbay Minaresi (1488) olarak adlandırılmaktadır. Caminin yapıldığı zamandan günümüze ulaşan kuzey avlu duvarının ortasında yer alan el-Arus Minaresi ise kübik ve dar biçimiyle hem doğu hem
de batıdaki minarelere örnek olmuştur.

Bu önemli eserlerin yanısıra; Halife I.Velid’in yaptırdığı düşünülen Lut Gölü’nün kuzeydoğusunda bulunan Kusayr-ı Amra (711-15). Kasrü’l Hayri el-Garbi (728) Şam’dan Palmira’ya giden eski ticaret yolu ile Humus’tan Djof ’a giden yolun kavşak noktasındadır. Halife Hişam tarafından yaptırılmıştır. Yapının tam karşısında, konukların ağırlandığı, Kasrü’l Hayri el-Şarki yer alır. Amman’ın güneydoğusunda bulunan Kasrü’t Tuba’nın (743/44), II. Velid tarafından yaptırıldığı sanılmaktadır. Kenar ölçüsü 35 m olan kare biçimli bir alana oturan Kasrü’l Haran ise iki katlı, küçük bir kasırdır. 


#7

SORU:

Endülüs Emevi Dönemi Sanatının önemli mimari eserleri nelerdir? 


CEVAP:

Endülüs Emevi Dönemi’nin önemli yapılarının başında 784’te, I. Abdurrahman tarafından yapımı başlatılan, Kurtuba Camii gelir. İslam dünyasının en büyük camilerinden biridir. Endülüs Emevi Dönemi mimarisinin günümüze ulaşan sınırlı örnekleri içerisinde yer alan bir diğer cami, 11. yy başında yapılmış olan Tuleytula’daki (Toledo) Babü Merdüm Camii’dir. Endülüs Emevilerinin ilk sarayı olan, Kurtuba’nın 3 km kuzeybatısındaki, I. Abdurrahman’ın yaptırttığı Rusafa (Arruzafa) Sarayı ise günümüze ulaşamamıştır. III. Abdurrahman tarafından bir kır sarayı olarak inşa edilen Medinetü’z Zehra Sarayı, ismini, halifenin gözde hanımı Zehra’dan alır. Devasa büyüklüğü ve kulelerle takviye edilmiş yüksek olmayan bir surla kuşatılmış olması nedeniyle “şehir-saray” olarak nitelendirilir. Endülüs Emevi Dönemi askerî yapılarının başında kaleler gelmektedir. r. Önemli örneklerden biri, 835 yılında, II. Abdurrahman tarafından tamamlanan, Maride Kalesi’dir. 


#8

SORU:

Abbasi dönemi sanatının özellikleri nelerdir? 


CEVAP:

Hz. Muhammed’in amcasının soyundan gelen Ebu’l Abbas’ın, Emevi hâkimiyetine 750’de son vermesiyle yönetim Abbasilere geçmiştir. Yönetim merkezinin Şam’dan Bağdat’a geçmesi, siyasi, sanat ve kültür bakımından Doğululaşma olgusunu hızlandırmıştır. Şam’da İslam sanatına etki eden Geç Helenistik-Bizans sanatının yerini, Bağdat’ta Sasani sanatı almıştır. Abbasilerin iktidarı elde etmelerine yardımcı olan Horasan Türklerinin de bu dönemle birlikte İslam sanatında etkileri görülmeye başlamıştır. Abbasi sanatı çeşitli unsurların birleşmesi ile şekil bulmuş, yeni malzeme ve tekniklerin uygulanması ile de İslam sanatında yeni bir üslup ortaya çıkmıştır.
9. yüzyılın ikinci yarısına kadar görülmeyen mezar anıtları, ilk kez 862’de, Halife Muntasır’ın annesinin ölen oğluna mezar yaptırmak istemesiyle bu tarihten sonra İslam Dünyası’na girmiştir. Samarra yakınında Kasr’el Aşık’m güneyindeki Kubbetü’s Süleybiye olarak adlandırılan bu mezar yapısının Muntasır’a ait olduğu sanılmaktadır. Kare planlı kubbe örtülü merkezî birimi Kubbetü’s Sakhra’da olduğu gibi sekizgen bir galeri ile çevrilidir. Mezar anıtı yapımı Türklerin İslam dünyasına girmeleriyle l0. yüzyıldan sonra artmıştır. 


#9

SORU:

İslam şehirciliği konusundaki bilinen ilk örnek hangisidir? 


CEVAP:

İslam şehirciliği konusundaki bilinen ilk örnek, 762-765 yılları arasında, Abbasi halifesi Mansur’un kurdurduğu Bağdat Şehri’dir. Şehri daire planlı iç içe iki sur ve bu surların dışındaki bir hendek çevrelemekteydi. Şehrin dört kapısına, baktıkları yönlerde yer alan şehirlerin adı verilmişti. Resmî yapılar, saray ve cami şehrin merkezinde yer alıyordu. 766’da yapılan, Bağdat Ulu Camii kerpiç duvarlı, ahşap sütunlu ve düz çatılı, sade bir yapıydı.


#10

SORU:

Abbasi Dönemi Sanatının mimari eserleri nelerdir? 


CEVAP:

Halife Mütevekkil’in yaptırdığı, Mütevekkiliye (Samarra) Camii (848-852) çok destekli Kûfe tipli bir yapıdır. Bunun yanısıra bu dönemde Samarra Ebu Dulef Camii, Tolunoğullarının Fustat Ulu Camii, Ukhaydır ve Balkuvara Sarayları, Samarra Cevsakü’l-Hakani Sarayı gibi örnekler bulunmaktadır. 


#11

SORU:

Kahire’deki ilk Fatımi yapısı ve özellikleri nelerdir? 


CEVAP:

Kahire’deki ilk Fatımi yapısı, 970-72 yılında tamamlanan, el-Ezher Camii’dir.
Yapının harimi mihrap duvarına paralel beş sahından oluşmaktadır. Mihrap ekseni, paralel sahınları dikine kesen bir sahınla vurgulanmış ve mihrap önü bir kubbe ile örtülmüştür. Orta sahının iki ucunda, Kayravan Camii’nde olduğu gibi iki kubbe yükselmektedir. İslam dünyasının eğitim merkezî durumuna gelen elEzher Camii zamanla medreseleri de bünyesine katarak devamlı değişikliğe uğrayarak genişlemiştir. 990 yılında Halife Aziz tarafından yapımı başlatılan el-Hâkim Camii’ni Aziz’in oğlu Halife Hâkim 1003’te tamamlatmıştır. Yapının kuşatma duvarının taştan örülmesi Kahire için bir yeniliktir. 


#12

SORU:

Eyyubilerin mimari eserlere katkıları neler olmuştur? 


CEVAP:

Eyyubiler tıp eğitimine büyük önem vererek Şam, Halep ve Kahire’de tıp medreseleri ve hastahaneler kurdular ve büyük kütüphaneler oluşturdular. Sürekli olarak Şiilerle mücadele ettiklerinden ağırlıklı olarak medrese yapıları inşa etmişlerdir. Selahaddin Eyyubi tarafından İmam Şafii için yaptırılan türbenin yanında günümüze gelemeyen bir Şafii medresesi (1179/80) inşa edilmiştir. Maaret’ün-Nu’man’da yapılan Ebü’l-Fevaris Medresesi (1198/99), Halep Zahiriye Medresesi (1219/20), Şam Rükniye Medresesi (1227) Eyyubilerin önemli medreseleridir. Birçok camiyi de onartan Eyyubilerin bu camilere yaptıkları bazı ilaveler arasında minareler yer alır. Eyyubi sanatında Fatımi, Selçuklu ve Zengi sanatının etkileri görülür. Dönemin önemli özellikleri arasında Zengilere bağlanan renkli mermer kakma mihrap uygulaması dikkat çeker. Kahire, Şam, Basra ve Halep Kaleleri Eyyubilerin yaptırdıkları önde gelen askerî mimari örnekleridir. Bunlardan Halep Kale kapısının sivri kemer alınlığında birbirlerine dolanmış, kuyruk ve baş kısımları geriye kıvrılarak gövdelerini ısıran birer ejder başıyla biten figürlü kabartma bulunur. 


#13

SORU:

1090 ve 1147 yılları arasında Kuzeybatı Afrika’da halklar arasında bir siyasi güç oluşturabilen ilk devlet hangisidir ve mimari eserleri nelerdir? 


CEVAP:

Murabıtlar Devleti, Kuzeybatı Afrika’da halklar arasında bir siyasi güç oluşturabilen
ilk devlettir. Bugünkü Fas Bölgesi’ne egemen olmuşlardır. 1062 yılında başkent Marrakesh kurulmuştur. Tlemsen Camii (1135) çok destekli bir yapıdır. Plan şemasında Kayravan Camii’nin etkisi görülebilmektedir. At nalı kemerler, damarlı kubbe, dekorasyonda mukarnas kullanımı açısından bu bölge için ilk örnek olan camiye Kurtuba Ulu Camii öncülük etmiştir. Muvahhidlerin Tinmel Camii (1153/54) de Kayravan Camii’ni tekrarlamıştır. Ancak, mihrap duvarına paralel uzanan sahının doğu ve batı uçlarına yerleştirilen kubbeler bir yeniliktir. Kutubiye Camii’nde (1137) ise bu bölümde aralıklarla yerleştirilmiş, mukarnaslarla bezenmiş beş kubbe yer alır. Rabat Hasan Camii (1196-99), yaklaşık 140 x 184 m ölçülerinde oldukça geniş bir alanı kaplamaktadır.


#14

SORU:

Muvahhidler Dönemi’nden günümüze gelen eserler nelerdir? 


CEVAP:

Muvahhidler Dönemi’nden günümüze gelen eserler arasında, bugün Sevilla Katedrali’nin
(Santa Maria Katedrali) 104,5 m yüksekliğindeki çan kulesi olan La Giralda adındaki İşbiliye Camii’nin (1171) minaresi bulunmaktadır. Yapımına, 1184 yılında mimar
Ahmed Ben Baso tarafından başlanan 1198’de tamamlanan bu kulenin alttaki üçte ikilik bölümü Muhavvidler Dönemi’ne aittir. Üst bölüm, 1568 tarihinden sonra mimar Hernan Ruiz tarafından eklenmiştir. Minarenin tasarımıyla Kuzey Afrika’da Kutubiye, Rabat Hasan Camii minarelerine öncülük etmiş ve Sevilla’daki kilise çan kulelerine ilham kaynağı olmuştur. Yapımına 1181’de başlanan Sevilla Alcazar Sarayı (Mübarek el-Kasr) Hristiyan yönetimi altında 1364’te tamamlanabilmiştir. 16. yüzyılda V. Charles Dönemi’nde yapılan değişiklikler dışında birçok Endülüs İslam sarayı özelliklerini aynen korumaktadır. Bu özellikler; havuzlu ve revaklı avlular, bahçeler, renkli çiniler, taşkın
süslemeye sahip yüzeyler, dilimli kemerlerdir.


#15

SORU:

Merini dönemi sanatının mimari eserleri nelerdir? 


CEVAP:

Merinilerin, Tlemsen Mansura Camii (1336) ise birçok yönden Kayravan Camii’ne dayanan Murabıt ve Muvahhid camilerinin özelliklerini taşır. Kurucusunun adı (asıl adı Mütevekkiliye olan Ebu İnan Faris) ile anılan Meknes Ebu İnaniye Medresesi (1350-55),
Merini sultanlarının yaptırdıkları medreselerin en sonuncusudur. 


#16

SORU:

Tıp alanında kullanılan İslam seramik kap türü hangisidir? 


CEVAP:

Tıp alanında kullanılan, bir İslam seramik kap türü olan albarellolar, Endülüs ve Kuzey Afrikalı tüccarlar aracılığıyla İtalya’ya tanıtılmış, daha sonra 15. yüzyılın ilk yarısından 18. yüzyılın sonlarında kadar bu kapların Güney İtalya’da yerel üretimleri yapılmıştır. Albarello: Eczacıların, merhem ve kuru ilaçlar için kullandıkları bir kavanoz
türüdür. İspanyolca barril fıçı, varil demektir. 


#17

SORU:

Araplar kağıt yapmayı nasıl öğrenmiştir ve ilk kağıt fabrikaları kaç yılında nerelerde kurulmuştur? 


CEVAP:

Talas Savaşı’nda (751) esir aldıkları Çinli ve Uygurlu kâğıt ustalarından kâğıt yapmayı öğrenen Araplar, 752 yılında Semerkant’ta bir atölye kurarak kâğıt yapmaya başlamışlardır. Halife Harun Reşit zamanında 794 yılında ilkin Bağdat’ta bir kâğıt fabrikası kurulmuş ardından 900’de Şam, 1100 yılında Kahire ve de Fes’te, 1151’de Endülüs’te, 1100’de Bizans İstanbul’unda, 1276’da İtalya’da, 14. yüzyılın yarısından sonra Fransa ve Osmanlılarda kâğıt fabrikaları kurulmuştur.


#18

SORU:

Kûfi yazı nedir? 


CEVAP:

İlk kez kitap yazısı olarak Kûfe şehrinde kullanıldığı için kamış kalemle sağdan sola yazılan dik hatlara sahip ilk Arap yazısı, Kûfi yazı olarak adlandırılmış ve mimaride de kullanılmıştır. Sessiz harf­lerin üstüne veya altına konulan üstün, esre, ötrü gibi işaretlerle sesli harf oluşturulması, Arap yazısına sıkışık istif özelliği vermekte bu da küçük yüzeylere yazılmış yazılara daha fazla anlatma olanağı kazandırmaktadır. Yazının mimaride ilk kullanılışı, 692 tarihli Kubbet’ül Sahra’dadır. Dekoratif özellikleriyle mimaride kullanılan, kûfi yazının harf­leri arasında oluşan boşlukları önlemek için sonradan bezemeci yollara başvurulmuş, çiçekli kûfi ve satrançlı kûfi adı verilen iki çeşidi doğmuştur. Çiçekli kûfi yazı alçı ve stuko yüzeylerde, satrançlı kûfi yazı tuğla mimaride gelişmiştir. 


#19

SORU:

Minai tekniği nedir? 


CEVAP:

13. yüzyıl sonları ile 14. yüzyılın başlarında başta Rey olmak üzere Kaşan’da hem sır altı hem de sır üstü tekniği olan Minai tekniği geliştirilmiştir. Minai: Farsça şişe, cam
anlamına gelen mina kelimesinden gelmektedir. Bu teknikte astarlanmış kap önce
yeşil, mavi ve mor gibi yüksek ısıya dayanaklı boyalarla bezenmekte ve sırlanarak
fırınlanmaktadır. Sonra sır üstüne siyahla desenin dış çizgileri çekilmekte ve
ardından beyaz, altın yaldız ve kırmızı boyalar sürülerek bir kez daha fırınlanmaktadır.
Böylelikle boyaların akması ve birbirine karışmasının engellendiği bu teknikte
yapılan seramiklerde genellikle minyatürleri anımsatacak taht, av, saray sahneleri ile mitolojik konular betimlenmiştir.


#20

SORU:

Seramik sanatında sır kavramı neyi ifade etmektedir? 


CEVAP:

İslam seramik sanatının en parlak dönemi 9.-13. yüzyıllar arasında yaşamıştır.
Özellikle, Güney İtalya Seramik sanatının gelişimi üzerinde büyük etkisi olan bu
dönemde üretilen seramikler sırsız ve sırlı olmak üzere iki grupta toplanmaktadır.
Sırsız seramikler kahverengimsi-sarı ya da beyazımsı hamurludur. Sırlı seramikler ise tek renk sır ile bezemeyi oluşturacak renklerin sır altına ya da sır üstüne uygulanmasıyla oluşturulmuştur. Sır: Seramik hamurunun ince bir tabaka şeklinde,
çeşitli oranlarda hazırlanan eriyik ile kaplanması ve kabın fırınlanmasıyla elde edilir.
Eriyik, artan ısı ile kabın üstünde erir ve camsı bir yüzey oluşturur. Sırı oluşturan
hammaddeler, saf kuvars, kalsit, feldspat, çeşitli maden oksitler ve sudur. Eriyiğin içine
kurşun katılmasıyla saydam sır, çinko katılmasıyla mat sır, çeşitli maden oksitlerinin
katılmasıyla da renkli sır elde edilir.