SENDİKACILIK Dersi MODERN İDEOLOJİLER AÇISINDAN SENDİKACILIK soru cevapları:
Toplam 21 Soru & Cevap#1
SORU:
İdeoloji nedir?
CEVAP:
İdeoloji dünya görüşü olarak tanımlanabilir. İdeoloji inançlar, değerler ve normlar bütünüdür.
#2
SORU:
İdeoloji ile bilim arasındaki fark nedir?
CEVAP:
İdeoloji de bilim gibi, toplumsal gerçekliğin karmaşıklığını açıklamayı hedefler. Bilim gözlem, deney, bilginin toplanması ve tasnif edilmesi gibi yolları kullanırken, ideolojiler tercih yolunu kullanır.
#3
SORU:
Burjuvazi nedir?
CEVAP:
Modern sınıflar olan sermayedar sınıfa burjuvazi denir.
#4
SORU:
İdeolojiler çağının özellikleri nelerdir?
CEVAP:
19. ve 20. yüzyıllar, önceki yüzyıllardan farklı olarak âdeta “ideolojiler çağı” oldular. Bu dönemlerde geniş kitleleri harekete geçiren, büyük toplumsal dönüşümlere yol açan birçok siyasal rejimi yıkan ve yeni siyasal rejimler kuran ideolojiler ortaya çıktı.
#5
SORU:
Liberalizmin temel sloganı nedir?
CEVAP:
Liberalizmin temel sloganı “bırakınız yapsınlar, bırakınız geçsinler” olarak bilinir.
#6
SORU:
Klasik iktisadi yaklaşım hangi düşünürler ile şekillenmiştir?
CEVAP:
Klasik iktisadi yaklaşım Adam Smith , David Ricardo, Thomas Robert Malthus, John Stuart Mill gibi düşünürlerin yaklaşımları üzerine şekillenmiştir.
#7
SORU:
Homo economicus nedir?
CEVAP:
Homo economicus kendi çıkarı için en akılcı seçimleri yapan birey anlamına gelmektedir.
#8
SORU:
Klasik iktisatçılardan Ricardo'nun ortaya koyduğu kanunun adı nedir? Açıklayınız.
CEVAP: Ricardo, ücret seviyesinin, emeğin doğal fiyatı ile piyasa fiyatı arasındaki dalgalanmayla; açık ve serbest bir ortamda asla yasal bir engelle karşılaşmaksızın piyasada oluşmasını savunur ve bu nedenle yoksullara yardım eden bütün yasalara karşı çıkar. Ricardo, emekten, ücret ve fiyatlardan söz ederken işçilerin örgütlenme hareketle rini değerlendirmeyi düşünmemiştir. Tersine her şeyin kişisel düzeyde oluşacağını ve ücretlerin zaman zaman düşeceğini söyleyerek ünlü Tunç Kanunu’nu ortaya koymuştur.
Ricardo, ücret seviyesinin, emeğin doğal fiyatı ile piyasa fiyatı arasındaki dalgalanmayla; açık ve serbest bir ortamda asla yasal bir engelle karşılaşmaksızın piyasada oluşmasını savunur ve bu nedenle yoksullara yardım eden bütün yasalara karşı çıkar. Ricardo, emekten, ücret ve fiyatlardan söz ederken işçilerin örgütlenme hareketle rini değerlendirmeyi düşünmemiştir. Tersine her şeyin kişisel düzeyde oluşacağını ve ücretlerin zaman zaman düşeceğini söyleyerek ünlü Tunç Kanunu’nu ortaya koymuştur.
#9
SORU: J. Stuart Mill'in sendikacılığa ilişkin görüşü nedir?
J. Stuart Mill'in sendikacılığa ilişkin görüşü nedir?
CEVAP: Klasik liberal iktisadi düşüncenin diğer ismi J. Stuart Mill ise sendikaların ücret fonunun hacmini etkileyebileceklerini, işçilerin örgütlenerek işverenlerle pazarlıklarında güçlerini artırabileceklerini kabul etmiştir. Mill, sendikaların varlığını savunmakla birlikte, onların yeniden dağıtıcı etkilerinin oldukça sınırlı olduğu görüşündedir. Mill klasiklerin geleneklerini yıkarak sendikalara sempati ile baktıysa da geleceğin toplumunda sendikalar için gerçek bir yer görmemiştir. Mill’in yaşamının sonraki yıllarında ücret fonu teorisini terk etmesi ve sendikalara sempatiyle bakmasına rağmen, Mill’in düşüncesinde kapitalist sisteme karşı herhangi bir dayanışmacı iz görmek mümkün değildir.
Klasik liberal iktisadi düşüncenin diğer ismi J. Stuart Mill ise sendikaların ücret fonunun hacmini etkileyebileceklerini, işçilerin örgütlenerek işverenlerle pazarlıklarında güçlerini artırabileceklerini kabul etmiştir. Mill, sendikaların varlığını savunmakla birlikte, onların yeniden dağıtıcı etkilerinin oldukça sınırlı olduğu görüşündedir. Mill klasiklerin geleneklerini yıkarak sendikalara sempati ile baktıysa da geleceğin toplumunda sendikalar için gerçek bir yer görmemiştir. Mill’in yaşamının sonraki yıllarında ücret fonu teorisini terk etmesi ve sendikalara sempatiyle bakmasına rağmen, Mill’in düşüncesinde kapitalist sisteme karşı herhangi bir dayanışmacı iz görmek mümkün değildir.
#10
SORU:
Herbert Spencer'in ileri sürdüğü Sosyal Darwinizm düşüncesini açıklayınız.
CEVAP: Bireyler ve toplumsal sınıflar arasındaki ilişkilere devletin müdahale etmemesi ve bu ilişkilerin doğal seyrinde gelişmesi yönündeki liberal yaklaşım, Herbert Spencer ile tepe noktasına, Sosyal Darwinizme ulaşır. Spencer, ekonomik laissez faire düşüncesi ile Darwinizm arasındaki paralelliğin önde gelen savunucusudur. Spencer, “en güçlü olanın varlığını sürdürmesi” (the survival of the fittest) tezi ile Darwin’in “doğal ayıklanma” fikrini toplumsal yaşam için önerir. Spencer sosyal ve ekonomik gelişmenin, zayıf olanların ayıklanmasına bağlı olduğunu iddia eder. Spencer’a göre devletin acıları önleme ve yoksullara yardım etme gibi faaliyetleri insanlarda devletin nasılsa kendilerine bakacağı düşüncesini yaratır. Böylece insanlar girişim ruhunu kaybederler. Spencer’a göre evrim yoluyla ayıklanma sert acımasız ancak iyinin ortaya çıkması için hayırlı bir süreçtir.
Bireyler ve toplumsal sınıflar arasındaki ilişkilere devletin müdahale etmemesi ve bu ilişkilerin doğal seyrinde gelişmesi yönündeki liberal yaklaşım, Herbert Spencer ile tepe noktasına, Sosyal Darwinizme ulaşır. Spencer, ekonomik laissez faire düşüncesi ile Darwinizm arasındaki paralelliğin önde gelen savunucusudur. Spencer, “en güçlü olanın varlığını sürdürmesi” (the survival of the fittest) tezi ile Darwin’in “doğal ayıklanma” fikrini toplumsal yaşam için önerir. Spencer sosyal ve ekonomik gelişmenin, zayıf olanların ayıklanmasına bağlı olduğunu iddia eder. Spencer’a göre devletin acıları önleme ve yoksullara yardım etme gibi faaliyetleri insanlarda devletin nasılsa kendilerine bakacağı düşüncesini yaratır. Böylece insanlar girişim ruhunu kaybederler. Spencer’a göre evrim yoluyla ayıklanma sert acımasız ancak iyinin ortaya çıkması için hayırlı bir süreçtir.
#11
SORU:
Herbert Spencer'in sendikacılığa ilişkin görüşleri nelerdir?
CEVAP: Spencer sendikaları bireysel özgürlüğe aykırı yapılar olarak görmektedir. Spencer’a göre bir sendikanın üyesi olan işçi, çoğunluk o yönde karar verirse, greve katıl maya zorlanmaktadır. Sendika tarafından dikte edilen koşullar nedeniyle çalışmayı kabul etmesi yasaklanmıştır. Spencer’a göre bu yasak yüzünden kişinin yeteneği veya enerjisiyle elinden gelenin en iyisini yapması önlenmektedir. İtaatsizlik ederse yararlanmak için örgüte katıldığı maddi çıkarlardan vazgeçmek zorunda kalır ve arkadaşlarının kötülüğünü ve şiddetini de üzerine çeker. Spencer böylece sendikanın işçiyi zorladığı ve bireysel çalışma özgürlüğünü ortadan kaldırdığı düşüncesine varır. Spencer’a göre sendikalar, kendi kurallarını bunlara uymak zorunda kalanların haklarına saygı göstermeksizin dayatmaktadırlar. Spencer, sendikaların yaygınlaşmasıyla çalışma özgürlüğünün sınırlandığını iddia etmektedir. Çalışanlar sendikalara saptanmış bir para (aidat) ödemek veya sendikasız kalma seçenekleri ile yüz yüzedir. İşçi sendikasız kaldığında ise çalışması zorla engellenmektedir. Spencer böylece sendikaların çalışma hakkını sattığını, işçilerin ise satın aldığını iddia etmektedir.
Spencer sendikaları bireysel özgürlüğe aykırı yapılar olarak görmektedir. Spencer’a göre bir sendikanın üyesi olan işçi, çoğunluk o yönde karar verirse, greve katıl maya zorlanmaktadır. Sendika tarafından dikte edilen koşullar nedeniyle çalışmayı kabul etmesi yasaklanmıştır. Spencer’a göre bu yasak yüzünden kişinin yeteneği veya enerjisiyle elinden gelenin en iyisini yapması önlenmektedir. İtaatsizlik ederse yararlanmak için örgüte katıldığı maddi çıkarlardan vazgeçmek zorunda kalır ve arkadaşlarının kötülüğünü ve şiddetini de üzerine çeker. Spencer böylece sendikanın işçiyi zorladığı ve bireysel çalışma özgürlüğünü ortadan kaldırdığı düşüncesine varır. Spencer’a göre sendikalar, kendi kurallarını bunlara uymak zorunda kalanların haklarına saygı göstermeksizin dayatmaktadırlar. Spencer, sendikaların yaygınlaşmasıyla çalışma özgürlüğünün sınırlandığını iddia etmektedir. Çalışanlar sendikalara saptanmış bir para (aidat) ödemek veya sendikasız kalma seçenekleri ile yüz yüzedir. İşçi sendikasız kaldığında ise çalışması zorla engellenmektedir. Spencer böylece sendikaların çalışma hakkını sattığını, işçilerin ise satın aldığını iddia etmektedir.
#12
SORU:
18. ve 19. yüzyılda Liberalizm'in sendikacılık üzerinde ne gibi etkileri olmuştur?
CEVAP: Liberalizm, piyasanın herhangi bir müdahale olmaksızın kendi işleyişi içinde dengeye varacağına inandığı için, buradan hareketle piyasaya müdahale edilme sine ve düzenleme fikrine karşı çıkmıştır. Bu nedenle, aynı koşullara ve çıkarlara sahip sosyal kesimlerden bireylerin bir araya gelerek haklarını ortaklaşa aramaları piyasaya ve bireysel özgürlüklere bir müdahale olarak görülmüş ve kolektif hak arama yolları kapatılmıştır. Devrimden sonra Fransa’da artan grevler nedeniyle, işçilerin bireysel değil lonca esasına göre hareket ettiği ve bunun devrimin ilke lerine aykırı olduğu fikriyle konu yasama organın gündemine gelmiştir. Bu çer çevede Fransa’da 1791 yılında (öneren milletvekili IsaacRene´Guy Le Chapelier adıyla anılan) Le Chapelier Yasası kabul edilmiş, işçi sendikaları, toplu sözleşmeler ve grevler yasaklanmıştır. Ancak yasa işveren örgütlenmelerine karşı ılımlıdır ve işverenlerin fiyat tespiti dışında örgütlenmelerine olanak tanımaktadır.
İngiltere’de de 18. yüzyıl boyunca bir dizi yasa işçilerin örgütlenmelerini ve işverenler ile toplu pazarlık yapmalarını yasaklanmıştır. 1799 ve 1800 yıllarında işçi hareketinin radikalleşmesi korkusuyla Combination Acts (Birleşme Yasaları) olarak bilinen ve sendikaları yasaklayan yasalar kabul edilmiş ve bu yasakları çiğ neyenlere karşı hapis cezası ve zorla çalıştırma öngörülmüştür. Sendikalaşmayı yasaklayan 1800 tarihli yasa 1824 yılında yürürlükten kaldırılmış ve sendika yasa ğı kısmen gevşetilmiştir. Benzer bir yasağa daha geç sanayileşen Almanya’da da rastlan maktadır. Almanya’da 1845 yılında çıkarılan Meslek Nizamnamesi (Allgemenie Gewerbeornung) ile işçilere sendikal örgütlenme yasaklanmıştır.
Liberalizm, piyasanın herhangi bir müdahale olmaksızın kendi işleyişi içinde dengeye varacağına inandığı için, buradan hareketle piyasaya müdahale edilme sine ve düzenleme fikrine karşı çıkmıştır. Bu nedenle, aynı koşullara ve çıkarlara sahip sosyal kesimlerden bireylerin bir araya gelerek haklarını ortaklaşa aramaları piyasaya ve bireysel özgürlüklere bir müdahale olarak görülmüş ve kolektif hak arama yolları kapatılmıştır. Devrimden sonra Fransa’da artan grevler nedeniyle, işçilerin bireysel değil lonca esasına göre hareket ettiği ve bunun devrimin ilke lerine aykırı olduğu fikriyle konu yasama organın gündemine gelmiştir. Bu çer çevede Fransa’da 1791 yılında (öneren milletvekili IsaacRene´Guy Le Chapelier adıyla anılan) Le Chapelier Yasası kabul edilmiş, işçi sendikaları, toplu sözleşmeler ve grevler yasaklanmıştır. Ancak yasa işveren örgütlenmelerine karşı ılımlıdır ve işverenlerin fiyat tespiti dışında örgütlenmelerine olanak tanımaktadır.
İngiltere’de de 18. yüzyıl boyunca bir dizi yasa işçilerin örgütlenmelerini ve işverenler ile toplu pazarlık yapmalarını yasaklanmıştır. 1799 ve 1800 yıllarında işçi hareketinin radikalleşmesi korkusuyla Combination Acts (Birleşme Yasaları) olarak bilinen ve sendikaları yasaklayan yasalar kabul edilmiş ve bu yasakları çiğ neyenlere karşı hapis cezası ve zorla çalıştırma öngörülmüştür. Sendikalaşmayı yasaklayan 1800 tarihli yasa 1824 yılında yürürlükten kaldırılmış ve sendika yasa ğı kısmen gevşetilmiştir. Benzer bir yasağa daha geç sanayileşen Almanya’da da rastlan maktadır. Almanya’da 1845 yılında çıkarılan Meslek Nizamnamesi (Allgemenie Gewerbeornung) ile işçilere sendikal örgütlenme yasaklanmıştır.
#13
SORU:
Sendikacılık açısından liberalizm ve sosyalizm arasında ne tür fark görülmektedir?
CEVAP: Liberalizm sendikacılığı yararsız, gereksiz ve hatta zararlı görürken, sosyalizm açısından ise sendikacılık ve işçi hareketleri merkezi bir role ve öneme sahiptir. Liberalizm ile sosyalizm arasında pek çok alanda olduğu gibi bu alanda da önemli bir karşıtlık vardır.
Liberalizm sendikacılığı yararsız, gereksiz ve hatta zararlı görürken, sosyalizm açısından ise sendikacılık ve işçi hareketleri merkezi bir role ve öneme sahiptir. Liberalizm ile sosyalizm arasında pek çok alanda olduğu gibi bu alanda da önemli bir karşıtlık vardır.
#14
SORU:
Sosyalizmin vurguladığı genel noktalar nelerdir?
CEVAP: Çok farklı alt akımları (versiyonları) olan sosyalizmin ortak noktaları şöyle vurgulanabilir: Toplumsal ortaklığın ve bütün toplumun refahının vurgulanması, kapitalist bireyciliğe karşı eşitlik ve dayanışma ilkesinin öne çıkarılması, gelecekte sınıfsız bir toplum kurulacağına dair fikirler ve 18 ve 19. yüzyılların Avrupa’daki demokratik hareketlerin devamcısı olmak bunlar arasında sayılabilir.
Çok farklı alt akımları (versiyonları) olan sosyalizmin ortak noktaları şöyle vurgulanabilir: Toplumsal ortaklığın ve bütün toplumun refahının vurgulanması, kapitalist bireyciliğe karşı eşitlik ve dayanışma ilkesinin öne çıkarılması, gelecekte sınıfsız bir toplum kurulacağına dair fikirler ve 18 ve 19. yüzyılların Avrupa’daki demokratik hareketlerin devamcısı olmak bunlar arasında sayılabilir.
#15
SORU:
Ütopik sosyalizm düşüncesinin öncü düşünürleri kimlerdir?
CEVAP: Ütopik sosyalizm denince akla üç düşünür gelir: Comte de Saint Simon (17601825), François Charles Fourier (1772-1837) ve Robert Owen (1771-1859). Sosyalizm kavramı ilk kez 18101820 yılları arasın da Owen tarafından kullanılmıştır. Engels’e göre üç büyük ütopyacı sadece belirli bir sınıfı değil, tersine bütün insanlığı hemen kurtarmak istemiştir.
Ütopik sosyalizm denince akla üç düşünür gelir: Comte de Saint Simon (17601825), François Charles Fourier (1772-1837) ve Robert Owen (1771-1859). Sosyalizm kavramı ilk kez 18101820 yılları arasın da Owen tarafından kullanılmıştır. Engels’e göre üç büyük ütopyacı sadece belirli bir sınıfı değil, tersine bütün insanlığı hemen kurtarmak istemiştir.
#16
SORU:
Saint-Simon'un sanayileşmeye ilişkin görüşleri nelerdir?
CEVAP: Saint Simon gelecek toplumun sanayi esasına göre kurulacağına inanmıştır. SaintSimon sanayileşmeyi dinamik bir güç olarak tanımlamış, sistemde parazit sınıfların ortadan kaldırılmasını ve planlı bir üretime geçilmesini savunmuştur. Özel mülkiyete de karşı çıkarak zenginliğin miras yoluyla aktarılması yerine devlete bırakılmasını savunmuştur. Gelecek yeni düzen sanayiciliktir. Bu yeni düzende her türlü sınıf ayrıcalıklarının kaldırılması gerekir. Soylu, burjuva ve din adamlarına gerek yoktur. Yeni sanayi toplumunda herkes topluma verdiği ölçüde toplumdan bir şey alabilecekti. Toplumun bir fabrika, bir çalışma atölyesi gibi örgütlenerek ulusun bir üretici birlik olarak belirmesini istemektedir.
Saint Simon gelecek toplumun sanayi esasına göre kurulacağına inanmıştır. SaintSimon sanayileşmeyi dinamik bir güç olarak tanımlamış, sistemde parazit sınıfların ortadan kaldırılmasını ve planlı bir üretime geçilmesini savunmuştur. Özel mülkiyete de karşı çıkarak zenginliğin miras yoluyla aktarılması yerine devlete bırakılmasını savunmuştur. Gelecek yeni düzen sanayiciliktir. Bu yeni düzende her türlü sınıf ayrıcalıklarının kaldırılması gerekir. Soylu, burjuva ve din adamlarına gerek yoktur. Yeni sanayi toplumunda herkes topluma verdiği ölçüde toplumdan bir şey alabilecekti. Toplumun bir fabrika, bir çalışma atölyesi gibi örgütlenerek ulusun bir üretici birlik olarak belirmesini istemektedir.
#17
SORU:
Saint Simon'un teknokratik ütopyasını açıklayınız.
CEVAP: Saint Simon korporatizmin veya en azından teknokrasinin kurucusu sayılabilir. Saint Simon’un sanayi ütopyası üretkenlik/ verimlilik üzerine kuruludur. Ona göre siyaset üretimin yönetilmesinin bilimidir ve bundan başka siyaset yoktur. Geleceğin toplumu günlük yaşamın gereksiz ve lüzumsuz işlerinden kurtulmuş teknokratik bir ütopya olmalıydı. Ona göre zengin ve yoksul parazitler hükümetle birlikte yok olurken burjuvazi ve proletarya ebediyen kucaklaşacaktı. Yeni toplumda sadece eller, kafa ve yürek olacaktı. Parazitler/üretken olmayanlar bütünleşmiş beden tarafından dışarıya atılacaktı.
Saint Simon korporatizmin veya en azından teknokrasinin kurucusu sayılabilir. Saint Simon’un sanayi ütopyası üretkenlik/ verimlilik üzerine kuruludur. Ona göre siyaset üretimin yönetilmesinin bilimidir ve bundan başka siyaset yoktur. Geleceğin toplumu günlük yaşamın gereksiz ve lüzumsuz işlerinden kurtulmuş teknokratik bir ütopya olmalıydı. Ona göre zengin ve yoksul parazitler hükümetle birlikte yok olurken burjuvazi ve proletarya ebediyen kucaklaşacaktı. Yeni toplumda sadece eller, kafa ve yürek olacaktı. Parazitler/üretken olmayanlar bütünleşmiş beden tarafından dışarıya atılacaktı.
#18
SORU: Babeuf'un Eşitler Bildirgesinin özelliklerini ve yarattığı sonucu açıklayınız.
Babeuf'un Eşitler Bildirgesinin özelliklerini ve yarattığı sonucu açıklayınız.
CEVAP: 1789 Fransız devriminin İnsan Hakları Bildirgesini yeterli bulmayan Babeuf, kendi düşünce ve amaçlarını Eşitler Bildirgesi adı altında oluşturdu. Babeuf bu bildirgede daha sonra sosyalist düşünce içinde sıkça vurgulanacak olan önemli bir ayırım yapıyordu: Şekli eşitlik (yasalar önünde eşitlik) ile gerçek eşitlik (üretimden eşit pay almak). Babeuf’ün arkasında beklediği amaçlar için hareket edebilecek bir işçi sınıfı yoktu. Amaçlarını gerçekleştirmek için 1796’da silahlı bir grup arkadaşı ile gizlice örgütlenerek eşitler komplosu olarak bilinen bir ayaklanma başlattılar. Ancak başarılı olamadılar ve idam edildiler.
1789 Fransız devriminin İnsan Hakları Bildirgesini yeterli bulmayan Babeuf, kendi düşünce ve amaçlarını Eşitler Bildirgesi adı altında oluşturdu. Babeuf bu bildirgede daha sonra sosyalist düşünce içinde sıkça vurgulanacak olan önemli bir ayırım yapıyordu: Şekli eşitlik (yasalar önünde eşitlik) ile gerçek eşitlik (üretimden eşit pay almak). Babeuf’ün arkasında beklediği amaçlar için hareket edebilecek bir işçi sınıfı yoktu. Amaçlarını gerçekleştirmek için 1796’da silahlı bir grup arkadaşı ile gizlice örgütlenerek eşitler komplosu olarak bilinen bir ayaklanma başlattılar. Ancak başarılı olamadılar ve idam edildiler.
#19
SORU:
Marx'ın sendikalara yönelik görüşleri nelerdir?
CEVAP: Marx, sendikaları örgütlenme merkezleri, işçilerin güçlerini bir araya getiren ve onlara ilk sınıf eğitimini veren merkezler olarak gördü. Sendikalar açısından Marx için en önemli nokta parçalanmış ve birbirleriyle rekabet eden işçilerin güç lerini bir araya getirmeleri ve ortaklaşa hareket etmeleriydi. Marx, burada işçi sınıfının bağımsız bir güce dönüşmesinin güvencesini görmekteydi. Marx’a göre sendikalar dayanışma ve sosyalizm okullarıydı.
Marx, sendikaları örgütlenme merkezleri, işçilerin güçlerini bir araya getiren ve onlara ilk sınıf eğitimini veren merkezler olarak gördü. Sendikalar açısından Marx için en önemli nokta parçalanmış ve birbirleriyle rekabet eden işçilerin güç lerini bir araya getirmeleri ve ortaklaşa hareket etmeleriydi. Marx, burada işçi sınıfının bağımsız bir güce dönüşmesinin güvencesini görmekteydi. Marx’a göre sendikalar dayanışma ve sosyalizm okullarıydı.
#20
SORU: Anarko-sendikalizm nedir? Açıklayınız.
Anarko-sendikalizm nedir? Açıklayınız.
CEVAP: Anarşist sendikacılık anlamına gelen Anarko-sendikalizm anarşizmin sendikal alandaki yaklaşımlarını ifade etmek için kullanılır. Anarko-sendikalistlere göre geleceğin her türlü otoriteden soyutlanmış ve Proudhon’un “işletme hükümetin yerini alacaktır” sözü ile özetlenen toplumda sendikalar temel olacaktır. Anarkosendikalizm için sendika hem toplumsal devrimin hem de gelecek toplumun temel taşıdır.
Anarşist sendikacılık anlamına gelen Anarko-sendikalizm anarşizmin sendikal alandaki yaklaşımlarını ifade etmek için kullanılır. Anarko-sendikalistlere göre geleceğin her türlü otoriteden soyutlanmış ve Proudhon’un “işletme hükümetin yerini alacaktır” sözü ile özetlenen toplumda sendikalar temel olacaktır. Anarkosendikalizm için sendika hem toplumsal devrimin hem de gelecek toplumun temel taşıdır.
#21
SORU:
Neoliberalizm'e göre devlet müdahelesi nasıl algılanmaktadır?
CEVAP: Neoliberalizme göre devlet müdahalesi, hem bireysel özgürlüğe karşı gayrimeşru bir müdahaledir hem de yaratıcılığın gelişmesini önler.
Neoliberalizme göre devlet müdahalesi, hem bireysel özgürlüğe karşı gayrimeşru bir müdahaledir hem de yaratıcılığın gelişmesini önler.