SOSYAL HİZMET ETİĞİ Dersi Hizmet Alan Hakları soru cevapları:

Toplam 41 Soru & Cevap
PAYLAŞ:

#1

SORU:

Sosyal hizmetten yararlananların hakları konusu meslek etiği için hangi açıdan önem arz etmektedir?


CEVAP:

Sosyal hizmetten yararlananların hakları konusu meslek etiği için büyük önem arz etmektedir. Çünkü mesleki etiğin hizmet alanla ilgili ihlali ağır sonuçlar doğurabilmektedir. Bazı etik sorunların veya ihlallerin ceza hukukunda yeri varken (örneğin cinsel taciz) bazılarının ise yoktur (örneğin küçük düşürücü dil kullanma). Ceza hukukunda yeri olan etik kurallara hiç şüphesiz daha dikkatli biçimde uyulmaktadır. Dolayısıyla mesleki etiğin hizmet alanlarla ilgili olan hükümlerinin tümünün hukuk sisteminde de yerinin bir karşılığının olmasında yarar vardır.


#2

SORU:

Sosyal hizmetin yalnızca bir bilim ve sanat olmakla kalmayıp, kendine özgü bir ideoloji olduğunu nasıl anlarız?


CEVAP:

Ünlü İngiliz düşünür Charles Levy’nin ifade ettiği gibi; “sosyal hizmet farklılıklara hoşgörüsü olan bir meslektir fakat aynı zamanda kimin, hangi koşullarda ve nasıl bir yasam sürmesi gerektiğine ilişkin kesin kabulleri vardır”. Bu özelliği bize sosyal hizmetin yalnızca bir bilim ve sanat olmadığını aynı zamanda kendine has bir ideoloji olduğunu da gösteriyor. 


#3

SORU:

Etik ilkelerinden biri olan danışanın selfdeterminasyon hakkı ile ifade edilmek istenen nedir?


CEVAP:

Danışanın ‘self-determinasyon hakkı’ etik ilkesi mantıksal olarak kişinin saygınlığı inancından doğar. Bireyin saygınlığına inandığımızda geleceğini belirleme kapasitesine sahip olduğunu ve isteklerini kabul etmemiz gerektiğini de kabul ederiz . Bununla birlikte bu ilke, danışana uzman tarafından çeşitli alternatifler sunmayı da içerir. Zira alternatif seçimler danışanın önünde olmaz ise bunlar arasından bir seçim yapma özgürlüğü olur mu? Dolayısıyla uzmanların danışanları için uygun olan seçenekleri göstermeleri ve bunlar arasında kendilerinin en çok istediklerini veya benimsediklerini seçmeleri gerçekçi bir selfdeterminasyon uygulaması olarak düşünülebilir. 


#4

SORU:

Etik ilkelerinden biri olan danışanın selfdeterminasyon hakkının kullanımında nasıl bir sınırlama mevcuttur?


CEVAP:

Danışanın değerlerinin ve isteklerinin ancak başkalarının özgürlüğünü kısıtlamaması şartıyla kabul edilebileceğidir. Ayrıca bireyin alternatifiler arasından seçim yaparak kendi geleceği ile ilgili karar vermesi sürecinin belirli sınırları olduğu açıktır. Bu noktada self determinasyon ‘mutlak’ değil ‘göreli’ bir doğaya sahiptir. Bununla birlikte, self– determinasyon hakkını kullanacak olan danışanımıza çeşitlilik gösteren alternatifiler üretmeliyiz.


#5

SORU:

Danışanın self-determinasyon hakkı yerini hangi durumlarda kendisinin karşıtı olan ve kamu yararını gözeten yüksek karar etik ilkesine bırakır?


CEVAP:
  • Korunma gereksinimi (korunmaya muhtaçlık statüsü) saptanan vakalarda.
    1. Çocuklar (18 yas ve altı)
    2. Engelliler (özellikle zihinsel engelleri olanlar)
    3. Yaslılar (özellikle öz bakımını yapabilecek fiziksel yetilerinde veya bilişsel yeterliklerinde ağır kayıpları olanlar)
    4. Şiddet mağduru kadınlar
  • Toplumsal normları ve yasaları ihlal ettiği için zorunlu rehabilitasyon uygulanan vakalarda.
    1. Çocuk ve yetişkin hükümlüler
    2. Alkol veya madde bağımlıları
    3. Ruhsal engelliler (psikotik bozukluğu olanlar)

#6

SORU:

Sosyal hizmet uzmanlarının danışanlarına nasıl davranmaları gerektiğini gösteren ilk isim kimdir? Ortaya koyduğu ilkeler nelerdir?


CEVAP:

Hizmet alanlara yönelik planlı değişim sürecini uygulamaya koyduğumuzda, mesleki görüşme sürecinin etik bir çerçeve içinde gerçekleşebilmesi için hangi ilkeleri referans almalıyız? Beistek (1961), sosyal hizmet uzmanlarının danışanlarına nasıl davranmaları gerektiğini gösteren ilk kişiydi. İlkeleri aşağıda sıralanmıştır. 
1. Bireyselleştirme 
2. Duyguların amaçlı dışavurumu 
3. Kontrollü duygusal katılım
4. Kabul etme 
5. Yargılayıcı olmayan tutum 
6. Self-determinasyon 
7. Gizlilik 
8. Hesap verebilirlik 


#7

SORU:

Biestek’in sosyal hizmet uzmanlarına danışanlarına nasıl davranmaları gerektiği hususunda ortaya koyduğu ilkelerden olan bireyselleştirme ne anlam ifade etmektedir?


CEVAP:

Bireyselleştirme ilkesi danışanların ‘biricik’ –insan hakları çerçevesinde insanlığın özel bir parçası– olarak kabul edilmelerini ifade eder. Bireyselleştirme ilkesi, bireylerin genelleme ve standart değerlendirmelerden uzak kalarak, her durumun kendine özgülüğü çerçevesinde değerlendirilmesini ifade eder. Danışanların, kendisine has gelişimi, çevresel koşulları ve kişiliğinin farklılığı ölçüsünde ele alınmalı ve özgün bir müdahale plan uygulanmalıdır.


#8

SORU:

Biestek’in sosyal hizmet uzmanlarına danışanlarına nasıl davranmaları gerektiği hususunda ortaya koyduğu ilkelerden olan kabul etme ne anlam ifade etmektedir?


CEVAP:

Hizmet alanlar, güçsüz ve güçlü yanları, uygun ve uygun olmayan özellikleri ile birlikte, insan varlığına içkin olan saygınlıkları ve kişisel değerleri çerçevesinde bir bütün olarak kabul edilmelidir. Bu değer olumsuz davranışların onaylanması ya da benimsenmesi olarak düşünülmemeli, toplumsal olarak kabul edilmeyen düşünce, tutum ve davranışlara sahip olan ya da uzmanın kendi değerlerine ters düşen kişiler bağlamında ele alınmalıdır. Her insanın ne olursa olsun, insan olmasından dolayı onuruna saygı göstermenin yansıması olarak kabul etme davranışını göstermeliyiz. Bu ilkenin ayrıca en bilinen açıklamaları su şekildedir: “Yalnızca, aynı zamanda evrensel bir yasa haline gelmesini isteyebileceğin bir kurala göre davran.” “Her defasında insanlığa, kendinde ve başkalarında- sırf araç olarak değil aynı zamanda amaç olacak biçimde eylemde bulun.


#9

SORU:

Sosyal hizmet uzmanları danışanlarına karşı mahremiyet ve gizlilik ilkesini nasıl uygulamalıdır?


CEVAP:

Mahremiyet ve gizlilik esasında kendi kaderini belirleme ilkesi ile birlikte düşünülmesi gereken etik bir kuraldır. Bir danışan başka birini veya kendisini yaralamaktan söz ederse ve konuştuklarının mutlaka aralarında kalmasını isterse, sosyal hizmet uzmanı danışanı niyetlendiği eylemleri hayata geçirmekten alıkoymak üzere müdahale etme konusunda bir değerlendirme yapar. Durum polise veya zarar görmesi olası kişiye iletilebilir. Önceden söz ettiğimiz gibi, gerçekte, mutlak gizliliğe nadiren ulaşılabilir. Sosyal hizmet uzmanları bugün daha büyük bir kurulusun parçası olarak işlev görürler. Kuruluşlarda iletişimin büyük bir kısmı vaka kaydı altına alınır ve hizmet sağlanması sürecinin bir parçası olarak sözlü biçimde diğer personelle paylaşılır


#10

SORU:

Zastrow bir sosyal hizmet uzmanının gizliliği ihlal etmesi mümkün olan, beklenen ve gereken durumları nasıl sıralamıştır?


CEVAP:

Danışan, resmi olarak (genellikle yazılı) uzmana bilgiyi açığa çıkarmak için izin verdiğinde.
• Uzman adli bir durum için ifadeye çağrıldığında. 
• Danışan, uzmana karşı hukuk davası açtığında. Danışan, intihar tehdidinde bulunduğunda. Bu durumda uzman danışanın yaşamını kurtarmak için gizliliği ihlal etmek zorundadır. Bu tür koşullarda hizmeti veren uzmanın gizliliği ihlal etmesi teşvik edilmesine rağmen, böyle bir yasal zorunluluk yoktur. 
• Danışan, terapistini yaralama tehdidinde bulunduğunda. 
• Uzman reşit olmayan birinin suç işlediğini, yetişkinler tarafından suç unsuru olarak kullanıldığını ya da suçla ilgili eylemlerin kurbanı olduğunu fark ettiğinde. 
• Çocuk istismarı ya da ihmaliyle ilgili bir delil olduğunda. 
• Danışanın duygusal ve fiziksel koşulları işini kendisi veya diğer kişiler için açık bir tehlike hâline getiriyorsa. Bu örnekler, hizmet alanların yüksek yararı gözetilerek gizliliğin ve bağlantılı olarak self-determinasyonun göz ardı edilmesini meşrulaştıran durumlardır. 


#11

SORU:

Bilgilendirilmiş onay ne anlama gelmektedir?


CEVAP:

Sosyal hizmet uzmanları: 
a. Mesleki ilişki çerçevesinde hizmet sunarken, hizmetlerin amacı, süresi, olası riskleri ve sınırlılıkları, hizmet seçenekleri ve hizmetleri onaylama ya da onayını geri çekme hakkı konularında açık, anlaşılır bir dille müracaatçıları bilgilendirmeli ve müracaatçıya soru sorma fırsatı sağlamalıdır. 
b. Müracaatçıların okuma-yazma bilmemeleri ya da uygulama ortamında kullanılan dili anlamada güçlük çekmeleri durumunda, müracaatçıların konuyu kavramaları için gerekli adımları atmalıdır. Bunun için müracaatçılara ayrıntılı bir sözel açıklama yapmalı; gerekirse bir çevirmen bulma veya bu konuda açıklayıcı bilgi verebilecek kişilerden yararlanmalıdır. 
c. Müracaatçıların bilgilendirilmiş onay verme kapasitesinin olmaması durumunda, uygun üçüncü şahıslardan izin alarak ya da müracaatçıların kavrama düzeyine göre onları bilgilendirerek, müracaatçının haklarını korumalı ve üçüncü şahısların müracaatçının arzusuna ve gereksinimine göre hareket etmesini sağlamalıdır. 


#12

SORU:

Sosyal hizmet uzmanlarının kültürel duyarlılığı beraberinde hangi sorumlulukları getirir?


CEVAP:

Sosyal hizmet eğitiminin temel bir özelliği, öğrencileri kültürel duyarlılığı olan bir çalışma yapmaya hazırlamaktır. Özellikle din ve maneviyat tüm kültürlerde önemli bir rol oynar. Sosyal hizmet uzmanlarının dinin ve maneviyatın insanların yasamındaki etkisini kavraması önemlidir. Sosyal Hizmet Eğitim Konseyi’nin Eğitim Politikası ve Denklik Standardı artık onaylı lisans ve lisansüstü programlarının bu alanlarda içeriğe sahip olmasını ve böylece öğrencilerin farklı dinsel geçmişlerden gelen danışanlarla birlikte yaklaşımlar geliştirmesini ve çalışma becerisine sahip olmasını zorunlu tutmaktadır. Maneviyat ve din birbirinden ayrıdır, buna rağmen belli ölçülerde birbiriyle bağlantılıdır.
Maneviyat “anlam, amaç ve ahlak duygusu geliştirmeye yönelik genel insan deneyimi” olarak tanımlanabilir. Sosyal hizmet literatüründe tinsellik olarak da kullanılan maneviyatın anahtar bileşenleri yasamın anlamına dair kişisel arayış, kimlik ve değerler sistemidir. Tinsellik, bireyin kişisel bağlılığı, kişiler arası bağlılığı ve transandantal amaçlara ilişkin bağlılığı olarak tanımlanmakta ve bu tanımlama aynı zamanda tinselliğin boyutlarını içermektedir. Üç boyutlu bir içerikte vücut bulan tinsellik bireyin varoluşunun anlamını açıklar.


#13

SORU:

Sosyal hizmet uzmanları kendi kaderinin belirleme hususunda müracaatçılara karşı nasıl bir tutum sergilemelidir?


CEVAP:

Sosyal hizmet uzmanları: 
a) Müracaatçılarının kendi kaderini belirleme hakkına saygı duyar ve bunun geliştirilmesi için çalışır. 
b) Müracaatçılarına - başkalarının haklarını ihlal etmemek koşuluyla- kendisini gerçekleştirmese i ve potansiyelini en üst düzeye ulaştırması için yardımcı olur. 
c) Müracaatçılarına yaşamlarının diğer alanlarında karşılaştıkları sorunları çözmeleri için de yardımcı  olur. Bu nedenle, yalnızca çalışılan kurulusun hizmetlerinden değil, insan olarak hak ettiği diğer bütün hizmetlerden ve sosyal güvenlik sisteminden yararlanmasını sağlamak amacıyla onları yönlendirir. 


#14

SORU:

Danışana yardımcı olmada sosyal hizmet uzmanının rolü nedir?


CEVAP:

Danışana yardımcı olmada sosyal hizmet uzmanının rolü: 
• yardımcı olabileceği bir ilişkinin oluşturulması, 
• hizmet alanlarla ilgili problemlerin derinlemesine keşfedilmesi ve 
• hizmet alanların sonradan çözüm yolu olarak takip edebileceği alternatif çözümlerin keşfedilmesidir. Bu üçüncü asama selfdeterminasyon ilkesinin yürürlüğe konmasıdır. 
Sosyal hizmet uzmanlarının probleme sahip olanın ve dolayısıyla da çözüm için asıl sorumluluğu taşıyanın hizmet alan olduğunu kabul etmesi gerekir. Bu açıdan, sosyal hizmet diğer birçok uzmanlıktan önemli ölçüde ayrılır. Hekimler ve avukatlar gibi birçok profesyonel, hizmet alanlara ne yapması gerektigi konusunda tavsiyede bulunur. Hekimler, avukatlar ve dis hekimleri uzman olarak görülürler. Hizmet alanların karar alma süreçler i bu tür durumlarda genellikle çok sınırlıdır.


#15

SORU:

Self-determinasyon ilkesi ile meslekten olmayanın, sosyal hizmet uzmanının danışanını kendi seçtigi örüntüye göre “yeniden sekillendirmeye” çalıstıgı algısı arasında nasıl bir bağlantı vardır?


CEVAP:

Self-determinasyon olarak da adlandırdığımız kendi kaderini belirleme ilkesinin aynı zamanda mesleğimizin temel değerleri arasında yer aldığını biliyoruz. Bu ilke meslekten olmayanın, sosyal hizmet uzmanının danışanını kendi seçtiği örüntüye göre “yeniden şekillendirmeye” çalıştığı algısıyla keskin bir zıtlık içerisindedir. Bundan ziyade, sosyal hizmet uzmanlarının çabaları hizmet alanların kendilerine yardımcı olabilme yetilerinin arttırılmasına yöneliktir. Danışanın sahip olduğu selfdeterminasyon hakkı her insanın doğuştan itibarına olan inançtan mantıksal olarak türetilir. Eğer insanların itibarı olursa, ardından kendi yasam tarzını da belirlemesine izin verilmesi gelecektir. Hizmet alanların kararlarını onların yerine almak ve her şeyi onlar için yapmak kendi kendilerini engellemeler ine neden olur. Bu eylemler özgüven ve kendi kendine yeterlilikten ziyade giderek, bağımlılığın artmasına neden olur.


#16

SORU:

“Kendilerine yardım etmeleri için danışanlarınıza yardım edin,” ilkesi ne anlam ifade etmektedir?


CEVAP:

“Kendilerine yardım etmeleri için danışanlarınıza yardım edin,” ilkesine göre, eğer anlamlı ve kalıcı bir değişim olacaksa, değişime ihtiyaç duyan birey, grup, topluluk ya da diğer danışanlar, değişim sürecinin aktif katılımcıları olmalıdırlar. Tüm ilgili insanların sorunu tanımlama, bir eylem planı yapma ve bu planı uygulama süreçlerine katıldıklarından emin olmak, bu sürece rehberlik eden sosyal hizmet uzmanının sorumluluğundadır.


#17

SORU:

Ailelere, eslere ve gruplara danışma hizmeti verilmesi durumunda sosyal hizmet uzmanı gizlilik ilkesinin nasıl uygulamalıdır?


CEVAP:

Ailelere, eslere ve gruplara danışma hizmeti verilmesi durumunda, her bireyin gizlilik hakkı olduğu ve gizli bilginin başkalarıyla paylaşılmayacağı konusunda anlaşma sağlamalı; grup üyelerinin tümünün bu anlaşmaya uyacağını garanti etmediğini açıklamalıdır. Aile, es, evlilik ya da grup danışmanlığına katılan müracaatçıları, gizli bilginin hangi durumlarda ve nasıl açıklanabileceğine ilişkin işverenin ve kurumun politikası hakkında bilgilendirmelidir.


#18

SORU:

Sosyal hizmet uzmanları çıkar çatışmasının söz konusu olduğu durumlarda nasıl bir davranış sergilemedirler?


CEVAP:

Sosyal hizmet uzmanları: 
a) Çıkar çatışmalarına karşı duyarlı olmalı ve hizmetlerin mesleki anlayışla ve tarafsızca verilmese ine engel olabilecek durumların ortaya çıkmasını önlemelidir. Mevcut ya da olası çıkar çatışması durumunda müracaatçıları bilgilendirmeli ve ortaya çıkabilecek sorunları müracaatçının ihtiyaçlarını temel alarak çözmeye çalışmalıdır. 
b) Herhangi bir mesleki ilişkiden dolayı haksız kazanç sağlamamalı ve kişisel, dinsel, siyasal ya da iş konularındaki çıkarları doğrultusunda müracaatçılarını kullanmamalıdır. 
c) Su anki ve geçmişteki müracaatçılarıyla, onlara zarar verebilecek ikili ya da çoklu ilişkiye girmemelidir.  


#19

SORU:

Sosyal hizmet uzmanları danışanlarına karşı fiziksel mesafesini nasıl ayarlamalıdır?


CEVAP:

Sosyal hizmet uzmanları, müracaatçıya psikolojik açıdan zarar verme olasılığı varsa, müracaatçıyla fiziksel temas (kucaklaşmak gibi) kurmamalıdır. Müracaatçıyla fiziksel temas kurulması durumunda, bu fiziksel temasın açık, makul ve kültürel açıdan kabul edilebilir sınırlarını oluşturmaktan sorumludur. Örneğin, erkek bir sosyal hizmet uzmanının yaslı bir kadın danışanı rahatlatmaya çalışırken ona dokunması kabul edilebilir mi? Genel kültürel yapının yanı sıra, daha somut olarak cinsiyet, yas, statü gibi farklılıklar fiziksel temasın sınırlarını belirlemektedir. Danışanlarımıza duygusal destek verirken kabul edilebilir bir düzeyde dokunmanın (elini tutma, sırtını sıvazlama gibi) psikososyal iyilik hâline olumlu katkısı olduğu bilinmektedir. Hatta sistemik aile terapisinin öncülerinden ve yasatışla aile terapisinin temsilcisi sayılan Virginia Satir psikososyal müdahale sürecinde dokunmaya özel bir önem vermiştir. Vakalarıyla fiziksel temas kurmaya özen göstermiştir.


#20

SORU:

Sosyal hizmet uzmanları danışanlarına nasıl bir üslup ile yaklaşmalıdır?


CEVAP:

Sosyal hizmet uzmanları, müracaatçılarına yönelik ya da müracaatçıları hakkında yazılı ya da sözlü olarak küçük düşürücü dil kullanmamalı; müracaatçılarıyla ya da onlar hakkındaki her türlü iletişimlerinde özenli ve saygılı bir dil kullanmalıdır. Bireysel kültürün yerine grup kültürünün egemen olduğu ve geleneksel güç ilişkilerinin egemen olduğu toplumsal yapılarda uzman ve danışan arasındaki ilişki belirgin bir güç hiyerarşisine dayalıdır. Bu hiyerarşi uzmanın yargısal bir dil kullanmasını kolaylaştırabilir ve uzman danışanına hatalı veya uygunsuz davranışlarından dolayı incitici uyarılarda bulunabilir. Sürekli yüzleştirme tekniğinin kullanılması da bu noktada, uzman ve danışan arasında yargısal bir iletişim oluşmasına neden olabilir. 


#21

SORU:

Self-Determinasyon kavramını açıklayınız?


CEVAP:

Danışanın ‘self-determinasyon hakkı’ etik ilkesi mantıksal olarak kişinin saygınlığı inancından doğar. Bireyin saygınlığına inandığımızda geleceğini belirleme kapasitesine sahip olduğunu ve isteklerini kabul etmemiz gerektiğini de kabul ederiz. Bununla birlikte bu ilke, danışana uzman tarafından çeşitli alternatifler sunmayı da içerir. Zira alternatif seçimler danışanın önünde olmaz ise bunlar arasından bir seçim yapma özgürlüğü olur mu? Dolayısıyla uzmanların danışanları için uygun olan seçenekleri göstermeleri ve bunlar arasında kendilerinin en çok istediklerini veya benimsediklerini seçmeleri gerçekçi bir self-determinasyon uygulaması olarak düşünülebilir.

Self-determinasyonda danışanın bireysel karar verme eyleminde bulunabilmesi temel ölçüttür. Uzman, olanakları ve seçenekleri azami düzeye çıkartmaya çalışır, danışan bunlar arasından istediğini seçer. Zira bu özelliği sosyal hizmeti diğer mesleklerden ayırır: “Danışan için veya onun adına değil onunla birlikte çalışmak.” Ne var ki, pratikte kültürle ve toplumdaki güç ilişkileriyle bağlantılı zıt durumlar oluşabilir.


#22

SORU:

Bazı durumlarda ve vaka tiplerinde self-determinasyon yerine yüksek yarar etik ilkesini referans alınması gerekmektedir. Bu sınıflandırmalar nelerdir?


CEVAP:

1. Korunma gereksinimi (korunmaya muhtaçlık statüsü) saptanan vakalarda.
a. Çocuklar (18 yaş ve altı)
b. Engelliler (özellikle zihinsel engelleri olanlar)
c. Yaşlılar (özellikle özbakımını yapabilecek fiziksel yetilerinde veya bilişsel yeterliklerinde ağır kayıpları olanlar)
d. Şiddet mağduru kadınlar

2. Toplumsal normları ve yasaları ihlal ettiği için zorunlu rehabilitasyon uygulanan vakalarda.
a. Çocuk ve yetişkin hükümlüler
b. Alkol veya madde bağımlıları
c. Ruhsal engelliler (psikotik bozukluğu olanlar)


#23

SORU:

Sosyal hizmet uzmanı danışanları ile görüşürken mikro düzeyde dikkate alınması gereken ilkeler nelerdir? 


CEVAP:

1. Bireyselleştirme

2. Duyguların amaçlı dışavurumu

3. Kontrollü duygusal katılım

4. Kabul etme

5. Yargılayıcı olmayan tutum

6. Self-determinasyon

7. Gizlilik

8. Hesapverebilirlik


#24

SORU:

Bireyselleştirme ilkesini açıklayınız?


CEVAP:

Bireyselleştirme ilkesi danışanların ‘biricik’–insan hakları çerçevesinde insanlığın özel bir parçası– olarak kabul edilmelerini ifade eder.
Bireyselleştirme ilkesi, bireylerin genelleme ve standart değerlendirmelerden uzak kalarak, her durumun kendine özgülüğü çerçevesinde değerlendirilmesini ifade eder. Danışanımızı, kendisine has gelişimi, çevresel koşulları ve kişiliğinin farklılığı ölçüsünde ele almalı ve özgün bir müdahale planı uygulamalıyız.


#25

SORU:

Duyguların amaçlı dışavurumu ilkesini açıklayınız?


CEVAP:

Danışanımızın olumlu veya olumsuz duygularını özgürce dışavurmasını kolaylaştırmalıyız. Danışanı görüşme sürecinde ayıplamayan, tam aksine değişim için cesaretlendiren bir aktif dinleme tekniğini benimsemeliyiz.


#26

SORU:

Kontrollü duygusal katılım ilkesini açıklayınız?


CEVAP:

Danışanımızın duygularına karşı hassasiyet göstermeli, duygularının anlamını kavramaya çalışmalıyız. Kişinin duygusuna uygun bir iletişim tarzı geliştirmeliyiz. Ayrıca profesyonel olduğumuzu akılda tutarak kişinin hikayesinin bizde yarattığı duyguları yalnızca kendisine yararlı olduğunda aktarmalıyız. Zira bireyle çalışmada ve genelde psikoterapide sıklıkla sözü edilen ‘karşı-aktarım’ın bir sorun olduğunu ve profesyonel sürece –uzmanın nesnelliğini ortadan kaldırarak– zarar verdiğini bilmeliyiz.


#27

SORU:

Kabul etme ilkesini açıklayınız?


CEVAP:

Hizmet alanlar, güçsüz ve güçlü yanları, uygun ve uygun olmayan özellikleri ile birlikte, insan varlığına içkin olan saygınlıkları ve kişisel değerleri çerçevesinde bir bütün olarak kabul edilmelidir. Bu değer olumsuz davranışların onaylanması ya da benimsenmesi olarak düşünülmemeli, toplumsal olarak kabul edilmeyen düşünce, tutum ve davranışlara sahip olan ya da uzmanın kendi değerlerine ters düşen kişiler bağlamında ele alınmalıdır. Her insanın ne olursa olsun, insan olmasından dolayı onuruna saygı göstermenin yansıması olarak kabul etme davranışını göstermeliyiz.


#28

SORU:

Yargılayıcı olmayan tutum ilkesini açıklayınız?


CEVAP:

Yargılayıcı olmayan tutum ilkesine göre danışanların kişiliklerini değil, davranış ve tutumlarını değerlendirme esastır. Suçlayıcı ya da masumiyet yükleyici iletişim kalıplarından uzak durmaya özen göstermeliyiz. Zira, damgalama ve önyargılarla düşünme, insanların ‘özgün’ sosyal koşullar içinde şekillendiği gerçeğinin gözden kaçırılmasına yol açarak, etkili bir değerlendirme yapmayı ve danışanın psikososyal ve kültürel niteliklerine uygun uygulamayı gerçekleştirmeyi engellemektedir.


#29

SORU:

Self-determinasyon ilkesini açıklayınız?


CEVAP:

Önceden sıklıkla üzerinde durduğumuz ve aynı zamanda ‘kişinin kendi kaderini tayin etmesini’ mümkün kılan bir hak olan bu etik ilke, her koşuldaki ve tipteki hizmet alan için olabildiğince yoğun kullanılmalıdır. Bu ilke sayesinde insanların kendi hayatları ile ilgili en doğru kararı verebilecek bireyler olduğunu kabul etmiş oluruz. Hizmet alanların kendi kaderlerini belirlemeleri; sosyal hizmet uygulamasının herkes tarafından kabul edilen ilkesidir. Bu ilke, kişinin seçim yapma ve karar verme hakkı olduğunu ve herkes gibi kendi adına eylemde bulunma hak ve özgürlüğüne sahip olduğunu ifade etmektedir. 


#30

SORU:

Gizlilik ilkesini açıklayınız?


CEVAP:

Mesleki çalışma sürecinde danışanın paylaştığı özel bilgileri gizli tutmak gerektiği, hiç şüphesiz en çok bilinen ve dikkate alınan etik ilkelerden birisidir. Bununla birlikte gizlilik, self-determinasyonda da olduğu gibi, mutlak değildir. Gizlilik danışandan veya çevresinden alınan bilgilerin, diğer uzmanlarla birlikte değerlendirme yapma ve ilgili kuruluşlara bilgi aktarımı amacı dışında, danışanın izni alınmadan bilgilerinin paylaşılmamasını gerektirir. Bu etik sorumluluğun yerine getirilmesi, danışanın uzmana güvenmesini ve kendini açabilmesini sağlayacaktır. Kişinin değerli olduğu, kendine özgü bir yaşantısı olduğu değeri ile bütünlük hâlinde olan bu etik sorumluluk, danışanın mahremiyetini sağlayarak onu korumaktadır. Ancak bir başkasının veya kendisinin varlığına zarar verebileceği durumlarda elde edilen bilgilerin paylaşılması gerekmektedir.


#31

SORU:

Hesapverebilirlik ilkesini açıklayınız?


CEVAP:

Buraya kadar değindiğimiz uygulama etik ilkelerinden gizliliğin –karşıtı gibi görünse de– tamamlayıcısı hesapverebilirliktir. Esasında Biestek’in –yukarıda verilen- yedi ilkesi arasında yer almamaktadır. Listeye biz ekliyoruz. Hesapverebilirlik, birinin bir şey için bir başkasına sorumlu olması gerektiği koşulunu açıklar.


#32

SORU:

Hizmet alanlara ilişkin etik sorumluluklar nelerdir?


CEVAP:
  • Bağlılık
  • Kültürel Yetkinlik ve Sosyal Farklılık
  • Kendi Kaderini Belirleme
  • Mahremiyet ve Gizlilik
  • Bilgilendirilmiş Onay
  • Kayıtlara Ulaşma
  • Hizmetlerin Kesintiye Uğramaması
  • Hizmetin Sonlandırılması
  • Çıkar Çatışmaları
  • Hizmetler İçin Ödemeler
  • Duygusal/Cinsel İlişki
  • Fiziksel Temas
  • Cinsel Taciz
  • Küçük Düşürücü Dil Kullanma

#33

SORU:

Bağlılık ilkesini açıklayınız?


CEVAP:
  • Sosyal hizmet uzmanlarının temel sorumluluğu toplumsal sorumluluklarını da göz ardı etmeden, müracaatçılarının gereksinimlerini esas alarak, onların iyilik durumlarını geliştirmektir. Topluma ve müracaatçıya yönelik sorumlulukların çatışması durumunda müracaatçısına öneriler sunmalıdır.
  • Sosyal hizmet uzmanları, müracaatçıların bireysel amaçları, sorumlulukları ve farklılıkları olduğunu kabul eder. Hiçbir biçimde ayrımcılık yapmaksızın, müracaatçıların tümüne aynı isteklilikle yardımcı olur.

#34

SORU:

Kültürel Yetkinlik ve Sosyal Farklılık ilkesini açıklayınız?


CEVAP:

Sosyal hizmet uzmanları:

  • Kültürü, kültürün insan davranışı üzerindeki etkisini ve toplumdaki işlevini anlamalı; her kültürün güçlü yönleri olduğunu kabul etmelidir.
  • Müracaatçının kültürü hakkında bilgi sahibi olmalı; kültürel farklılıkları kabul etmeli ve duyarlı olmalı; hizmetleri sunarken müracaatçının kültürünü göz önünde bulundurarak davranmalıdır.
  • Sosyal farklılıkların doğasını ve ırk, renk, etnik ve ulusal köken, cinsiyet, yaş, medeni durum, siyasal görüş, dinsel inanç, cinsel tercih, zihinsel ya da fiziksel özür gibi farklılıklara yönelik baskıları anlamaya çalışmalı ve bu konuda eğitim programlarına katılmalı ve kendini geliştirmelidir.

#35

SORU:

Kendi Kaderini Belirleme ilkesini açıklayınız?


CEVAP:

Sosyal hizmet uzmanları:
a. Müracaatçılarının kendi kaderini belirleme hakkına saygı duyar ve bunun geliştirilmesi için çalışır.
b. Müracaatçılarına - başkalarının haklarını ihlal etmemek koşuluyla- kendisini gerçekleştirmesi ve potansiyelini en üst düzeye ulaştırması için yardımcı olur.
c. Müracaatçılarına yaşamlarının diğer alanlarında karşılaştıkları sorunları çözmeleri için de yardımcı olur. Bu nedenle, yalnızca çalışılan kuruluşun hizmetlerinden değil, insan olarak hak ettiği diğer bütün hizmetlerden ve sosyal güvenlik sisteminden yararlanmasını sağlamak amacıyla onları yönlendirir.


#36

SORU:

Bilgilendirilmiş Onay ilkesini açıklayınız?


CEVAP:

Sosyal hizmet uzmanları:
a. Mesleki ilişki çerçevesinde hizmet sunarken, hizmetlerin amacı, süresi, olası riskleri ve sınırlılıkları, hizmet seçenekleri ve hizmetleri onaylama ya da onayını geri çekme hakkı konularında açık, anlaşılır bir dille müracaatçıları bilgilendirmeli ve müracaatçıya soru sorma fırsatı sağlamalıdır.
b. Müracaatçıların okuma-yazma bilmemeleri ya da uygulama ortamında kullanılan dili anlamada güçlük çekmeleri durumunda, müracaatçıların konuyu kavramaları için gerekli adımları atmalıdır. Bunun için müracaatçılara ayrıntılı bir sözel açıklama yapmalı; gerekirse bir çevirmen bulma veya bu konuda açıklayıcı bilgi verebilecek kişilerden yararlanmalıdır.


#37

SORU:

Kayıtlara ulaşma ilkesini açıklayınız?


CEVAP:

Sosyal hizmet uzmanları:
a. Müracaatçıların kendileriyle ilgili kayıtlara makul ölçülerde ulaşmalarını sağlamalıdır. Müracaatçıların kendileriyle ilgili kayıtlara ulaşmaları yanlış anlamaya ya da zarara neden olabileceğinden kayıtların ne anlama geldiği konusunda müracaatçıya yardımcı olmalıdır. Kayıtlara ulaşmaları müracaatçılara zarar verebilecek ise kayıtları bölümlere ayırmalıdır. Müracaatçının istekleri, kayıtların tamamının ya da bir kısmının saklanmasının nedeni müracaatçının dosyasında yer almalıdır.
b. Müracaatçıların kayıtlara ulaşmasına yardımcı olurken, diğer insanlara ilişkin bilgilerin gizliliğini sağlamalıdır.


#38

SORU:

Hizmetlerin Kesintiye Uğramaması ilkesini açıklayınız?


CEVAP:

Sosyal hizmet uzmanları yer değiştirme, hastalık, sakatlık ya da ölüm gibi beklenmedik durumlar nedeniyle hizmetlerin kesintiye uğramaması için makul çabayı harcayarak önlemler almalıdır. 


#39

SORU:

Hizmetin Sonlandırılması ilkesini açıklayınız?


CEVAP:

Sosyal hizmet uzmanları:
a. Gereksinim duyulmaması ya da müracaatçının gereksinimlerine yanıt verilememesi durumunda, müracaatçıya verilen hizmetleri ve mesleki ilişkiyi sonlandırmalıdır.
b. Hizmetlerin sonlandırılması ya da kesilmesi olasılığı var ise, müracaatçıyı bilgilendirmeli, onun gereksinimlerine ve tercihlerine uygun olarak hizmetlerin devamını sağlamak için nakil ya da havale olanaklarını araştırmalıdır.
c. Çalıştıkları kurumdan ayrılmaları durumunda, müracaatçıyı bilgilendirmeli, hizmetlerin sürekliliği için uygun seçenekleri aktarmalı ve bunların olumlu ve olumsuz yönlerini anlatmalıdır.


#40

SORU:

Hizmetler İçin Ödemeler ilkesini açıklayınız?


CEVAP:

Sosyal hizmet uzmanları:
a. Kamu ya da özel sektörde ücretli, maaşlı çalışan sosyal hizmet uzmanlarının müracaatçılardan ayrıca bir ödeme kabul etmesi, hediye alması ya da müracaatçının ürettiği mal ve hizmetlerden ücretsiz yararlanması veya bunları kabul etmesi söz konusu olamaz.
b. Uzmanlık alanına giren özel hizmet sunması hâlinde ise ücretleri belirlerken, ücretlerin verilen hizmete uygun, makul ve eşit olmasına dikkat etmeli; müracaatçıların ödeme gücünü göz önünde bulundurmalıdır.


#41

SORU:

Küçük Düşürücü Dil Kullanma ilkesini açıklayınız?


CEVAP:

Sosyal hizmet uzmanları, müracaatçılarına yönelik ya da müracaatçıları hakkında yazılı ya da sözlü olarak küçük düşürücü dil kullanmamalı; müracaatçılarıyla ya da onlar hakkındaki her türlü iletişimlerinde özenli ve saygılı bir dil kullanmalıdır.