TEMEL BAKIM VE REHABİLİTASYON-II Dersi Şiddetli Fiziksel Engeli Olan Bireylerin Bakım ve Rehabilitasyonu soru cevapları:

Toplam 20 Soru & Cevap
PAYLAŞ:

#1

SORU:

Fiziksel fonksiyon bozuklukları (fiziksel engel) nasıl tanımlanabilir?


CEVAP:

Fiziksel fonksiyon bozuklukları (fiziksel engel), vücut yapı ve fonksiyonlarında meydana gelen bozukluklarla karakterizedir. Yani, bireyin fiziksel yapısında meydana gelen problemlerdir. Fiziksel fonksiyon bozukluğu, sıklıkla, bireyin bir veya birkaç uzvunun tamamen kaybı veya fonksiyon görmemesiyle karakterizedir. Fiziksel engel, beyin yaralanmaları, omurilik yaralanmaları, ekstremite veya organ kayıpları gibi nedenlerle oluşabilmektedir. Kişi, meydana gelen sorunlar nedeniyle iş yaşantısına etkili katılım yapamaz, toplumsal katılımları istediği gibi gerçekleştiremez, dış görünüşü ile ilgili sorunlar ve kişilik problemleri yaşar. Dolayısıyla günlük aktivitelerde bağımsızlık, kendi kendine yeterlilik derecesi ve otonomi becerisi azalır, kısmi veya tam bir şekilde azalır veya tamamen kaybolur.


#2

SORU:

Şiddetli fiziksel engelli bireylerin en ciddi sorunları nelerdir?


CEVAP:

Şiddetli fiziksel engelli bireylerin en ciddi sorunları, hareket ve postür bozukluklarıdır. Bu durum, kas tonus bozukluklarına bağlı gelişebileceği gibi, kuvvet azlığı ve yanlış pozisyonlamalardan dolayı da görülebilmektedir. Şiddetli kasılmaları ve istemsiz hareketleri olan serebral palsili çocuklar, kol ve bacaklarda asimetrik güçsüzlük, kaslarda erime, kramplar, kaslarda seyirme, yorulma, konuşma ve yutma güçlüğü ile karakterize Amyotrofik Lateral Skleroz tanısı olan ve ciddi kas zayıflığı (kaslarda erime) ile karakterize kas hastaları örnek olarak verilebilir..


#3

SORU:

Şiddetli fiziksel engelli bireylerde görülen ikincil sorunlar nelerdir?


CEVAP:

İkincil problem, engelli bireyin asıl sorunu olan motor ve hareket bozukluğu dışında gelişen vücut yapı ve sistemlerindeki bozukluktur. Bu sorunlar, var olan problemlere bağlı olarak ilerleyen dönemlerde meydana gelir. Bu sorunlar, bireyin hareket edebilme becerisini ciddi derecede etkiler, postürünü devam ettirebilmesini veya değiştirebilmesini engeller ve yaşam kalitesini ciddi derecede düşürür. Fiziksel engelli bireylerde rehabilitasyonun en önemli amaçlarından birisi de meydana gelebilecek ikincil sorunları en aza indirgemek ve önlemektir.


#4

SORU:

Postür ve hareket bozukluğu olan engelli bireylerde sıklıkla karşılaşılacak problemler nelerdir?


CEVAP:

Postür ve hareket bozukluğu olan engelli bireylerde sıklıkla karşılaşılacak problemler aşağıda özetlenmiştir:

  • Kontraktür ve deformiteler (şekil bozuklukları, yumuşak doku problemleri)

  • Yumuşak doku hasarları

  • Osteoporoz

  • Üriner ve respiratuar (solunum) sistem enfeksiyonları

  • Ağrı ve rahatsızlık hissi

  • Heterotopik ossifikasyon (eklem çevresinde oluşan kemikleşmeler)


#5

SORU:

Şiddetli etkilenimli bireylerde deformite ve kontraktür nasıl gelişmektedir?


CEVAP:

Şiddetli etkilenimli engelli bireylerde, sürekli ve ısrarlı bir şekilde aynı postürde durmak bir süre sonra şekil bozukluklarına neden olabilmektedir. Aynı pozisyonun ısrarlı devam ettirilmesi yumuşak dokunun kısalmasına neden olmaktadır.

Yumuşak doku adaptasyonu, ısrarlı kötü postürün en erken gelişen sorunlarından birisidir ve bu durumda, hastanın eklem hareketi sırasında gerginlik hissedilir, fakat henüz eklem hareket kısıtlılığı gelişmemiştir.

Kontraktür gelişiminde ise yumuşak doku kısalığı vardır, fakat eklem pasif bir şekilde hareket ettirildiğinde eklem hareketi son noktasına kadar tamamlanamaz. Bu durum, hareketsizlik veya sabit bir postürde kalmaya bağlı gelişen bir durumdur. Uzun süre aynı pozisyonda kalmaya bağlı yumuşak doku adaptasyonları (uyumu) bir süre sonra yumuşak doku kontraktürü ile sonuçlanmaktadır. Bu dönem içerisinde önleyici ve düzeltici uygulamalar yapılmaz ve önlem alınmaz ise kalıcı şekil bozuklukları (deformite) meydana gelmektedir.


#6

SORU:

Omurga eğrilikleri, ileri safhalarda hastayı nasıl etkilemektedir?


CEVAP:

Omurga eğrilikleri, ileri safhalarda hastanın solunum aktivitelerini de ciddi derecede etkileyebilmektedir. Bu nedenle gelişme riski taşıyan hastaların erken dönemden itibaren bilgilendirilmeleri ve desteklenmeleri büyük önem taşımaktadır.


#7

SORU:

Kalça çıkığına neden olan faktörler nelerdir?


CEVAP:

Kalça çevresindeki kasların sürekli gergin veya spastik olması bir süre sonra kalça çıkığına neden olabilmektedir (tam çıkık veya yarı çıkık). Bu nedenledir ki pozisyonlama ve kas tonus düzenlemeleri, sürekli yatan veya sabit postürde duran hastalarda oldukça önemlidir. Benzer durum, bağımsız oturmayan hastalar veya bacaklarının asimetrik bir şekilde bir tarafa doğru yerleştirildiği ve “rüzgâr süpürdü (windsweeping)” denilen pozisyonda duran hastalar için de geçerlidir. Bu deformite, özellikle serebral palsi tanısı konmuş şiddetli etkilenimli çocuklarda görülmektedir. Alt ekstremiteler, sürekli tek tarafa dönük durur. Bu çocukların oturma, yatma ve ayakta durma pozisyonlarında ciddi sıkıntılar yaşanır. Uzun süre kalçanın tek tarafa doğru rotasyonu kalça çıkığına zemin hazırlayan önemli bir faktördür.


#8

SORU:

Postüral bozukluğu olan engelli bireylerde tercih edilen postüral uyumlar nelerdir?


CEVAP:

Postüral bozukluğu olan engelli bireylerde tercih edilen postüral uyumlar şu şekilde özetlenebilir:

  • Omurga, gövde segmentleri arasında rotasyona uğramıştır.

  • Gövde yana doğru bükülmüştür.

  • Alt ekstremitelerde deviasyon (sapma açıları) vardır.

  • Üst esktremitelerde adduksiyon ve fleksiyon vardır.


#9

SORU:

Hareketsizlik veya sürekli aynı pozisyonda durmak ne tür değişikliklere neden olmaktadır?


CEVAP:

Hareketsizlik veya sürekli aynı pozisyonda durmak, eklem yapılarında kötüleşme ve bozukluklara neden olarak biyomekanik ve biyokimyasal değişikliklere yol açmaktadır. Doku adezyonları (yapışıklıkları), kartilaj dejenerasyonları (bozuklukları), ligament sertlikleri ve zayıflıkları, eklem çevresi sıvı içeriğinde azalma en belirgin değişimlerdir. Meydana gelen bu değişimlere kas ve deri de bir süre sonra uyum göstermektedir.


#10

SORU:

Şiddetli fiziksel engeli olan hastalarda gelişebilecek şekil bozukluklarını (deformite) önlemek veya azaltabilmek amacıyla neler yapılmaktadır?


CEVAP:

Şiddetli fiziksel engeli olan hastalarda gelişebilecek sorunları bilmek ve önlem almak oluşabilecek deformasyonları en aza indirgemek açısından oldukça önemlidir. İlgili sağlık personelinin kötü postür gelişimini önleyebilecek uygulamalar hakkında bilgi sahibi olması, hastayla ilgilenen bakımvereni bilgilendirmesi ve eğitmesi gerekmektedir. Çok şiddetli etkilenimli hastalarda, sadece pozisyonlamak yeterli olmayabilir. Böyle durumlarda, doktor tarafından kasılmaları azaltabilecek içerikli ilaç önerileri olmaktadır. Baklofen ve botulinum toksin enjeksiyonları kasılması olan bireylerde sıklıkla yapılan medikal uygulamalardır.

Aynı şekilde, hastada gelişebilecek şekil bozukluklarını (deformite) önlemek veya azaltabilmek amacıyla, splintleme veya ortezlemeler yapılabilmektedir. Özellikle, ayak ve el gibi distal esktremitelerde gelişebilecek şekil bozukluklarını engellemek amacıyla splint veya ortez kullanılabilmektedir. Fizyoterapist veya doktoru tarafından kullanımı uygun görülen cihazların uygun kullanım ve bakımı konusunda hastaya yardımcı olunmalıdır. Yardımcı cihazlar ihtiyaç duyulması durumunda bütün alt ekstremite veya üst ekstremiteyi içeren özelliklerde hastaya özel tasarlanabilmektedir. Benzer şekilde, gövdede oluşabilecek omurga deformasyonları için solunum sıkıntısı veya başka problemlere neden olmayacak ise korse kullanımı uygun görülebilmektedir. Hasta bireyin ihtiyacı doğrultusunda ilgili sağlık personeli tarafından kullanımı uygun görülen yardımcı ekipman ve kullanımı konusunda bilgi sahibi olmak hastaya yardım edebilmek için önemlidir.


#11

SORU:

Doku yırtıkları hangi durumlarda ortaya çıkabilir?


CEVAP:

Şiddetli deformasyonu ve kasılmaları/spazmları olan hastalarda ilk defa kullanılacak splint ve ortezlerde, aşırı direnç göstermemeye ve spazmı/ kasılması olan kasları aşırı derecede zorlamamaya dikkat edilmelidir. Böyle durumlarda mümkün olduğunca, öncelikle, gevşetme teknikleri kullanılarak gevşeme sağlandıktan sonra cihaz takılmalıdır. Aksi taktirde, doku yırtıkları veya tendon kopmaları söz konusu olabilir. Doku yırtıkları ayrıca, rutin aktiviteler sırasında da gelişebilmektedir. Hastanın banyo, kaldırma/taşıma aktiviteleri, soyunma-giyinme ve pozisyon değiştirme aktiviteleri sırasında da aşırı zorlamaya bağlı gelişebilmektedir.


#12

SORU:

Kırıklara neden olan durumlar nelerdir?


CEVAP:

Kırık gelişimi, ciddi derecede hareket ve postür bozukluğu olan hastalarda yaygın olmamakla birlikte, agresif yürütülen tedavi programları ve zorlamalar nedeniyle gelişebilmektedir. Kırıklar, sıklıkla, denge ve stabilite problemi olan hastalarda düşmeye bağlı gelişebilmektedir. Kırık, vücudun herhangi bir bölgesinde gelişebilmekle birlikte, özellikle, kalça çevresi kemiklerde ve üst ekstremitede (özellikle, dirsek çevresi ve el-el bileği kırıkları) daha yaygındır.


#13

SORU:

Bası yarası oluşumuna zemin hazırlayan faktörler nelerdir?


CEVAP:

Bası yarası oluşumuna zemin hazırlayan faktörler aşağıda listelenmiştir:

  1. Hareket etme güçlükleri: Hasta pozisyonunu değiştiremeyeceğinden sürekli aynı bölgeye uygulanan bası nedeniyle yara oluşumu için zemin hazırlanmaktadır. Özellikle, omurilik yaralanması olan hastalar ve çok yaşlı hastalarda ciddi bir risktir.

  2. Kötü beslenme: Beslenme yetersizliği, derinin zayıf, parlak ve soluk görünmesine neden olur. Böyle durumlarda, deri lezyonları daha sık meydana gelebilmektedir.

  3. Dolaşım problemleri: Dolaşım problemleri, o bölgenin yetersiz beslenmesine yol açmakta, bu da zayıf ve soluk renkli bir doku görünümüne neden olmaktadır.

  4. Vücut sıvıları: Özellikle tekerlekli sandalye kullanıcılarında, vücut sıvıları ile basınç dağılımı arasında önemli bir ilişki vardır. Zayıf bireylerde, normal kilosu olan ve aşırı kilolu bireylere göre deri hasarı ve yara gelişim riski çok daha fazladır.

  5. Duyusal kayıplar: Duyu kaybı olan hastalarda, rahatsızlık hissi olmadığından hastada pozisyon değişim ihtiyacı olmamaktadır. Bu da doku hasarını kolaylaştıran önemli bir etkendir.

  6. Kabızlık: Ürin içeriğindeki kimyasallar ve dışkıya ait materyallerin yara oluşumunda önemli bir risk taşıdığı gözlenmiştir.

  7. Vücut sıcaklığı: Vücut içerisinde her 1 derecelik sıcaklık artışı için %13’lük metabolik oran artışı söz konusudur. Yüksek metabolik oran, dokunun daha fazla beslenme ihtiyacına neden olmaktadır. Fakat, basıya maruz kalan dokuya yeterli kan akımı olmadığından dokunun beslenme ihtiyacı sağlanamayacak ve dolayısıyla, yara oluşumu için zemin hazırlanacaktır.

  8. Kontraktür ve deformite: Vücutta meydana gelen şekil bozuklukları, hastanın pozisyonlanma ve pozisyonunu koruma güçlüklerine neden olacağından yara oluşum riskinde de artış görülmektedir.


#14

SORU:

Osteoporoz nasıl meydana gelmektedir?


CEVAP:

Osteoporoz, hareketsiz yaşam tarzının en önemli komplikasyonlarındandır. Ayağa kalkma ve yürüme problemi olan hastalarda (özellikle, felçli ve çok yaşlı hastalarda) kemik mineral yoğunluğunda ciddi bir azalma meydana gelmekte ve bu da kemiklerin kırılganlığını ciddi derecede arttırmaktadır. Bu durum, menapoz dönemine giren kadın bireylerde çok daha ciddi boyutlarda yaşanabilmektedir. Şiddetli etkilenimli spastik serebral palsili çocuklarda da risk oldukça yüksektir. Serebral palsili çocuklarda kemik mineral yoğunluğu azalmıştır ve bu azalma, alt ekstremite kemik kırıkları ile birlikte gizlenir. Bununla birlikte, menapoza giren omurilik yaralanmalı kadın hastalarda ve multiple skleroz (MS) hastalarında da osteoporoz riski oldukça yüksektir. Multiple sklerozlu hastalarda steroid kullanımı da riski ciddi derecede arttırmaktadır.


#15

SORU:

Şiddetli engeli olan hastalarda ne tür enfeksiyon gelişmektedir?


CEVAP:

Şiddetli engeli olan hastalarda enfeksiyon gelişme riski de oldukça yüksektir. Sıklıkla karşılaşılan enfeksiyonlar, solunum yolu enfeksiyonları ve üriner sistem enfeksiyonlarıdır. Solunum yolu enfeksiyonları, ağır ve şiddetli etkilenimli engelli hastalarda oldukça ciddi bir durumdur ve sıklıkla olmasa da pnömoni ve ölüm nedenleri arasındadır. Solunum yolu enfeksiyonuna zemin hazırlayan faktörler, azalmış akciğer fonksiyonları ve aspirasyondur. Azalmış akciğer fonksiyonları, özellikle, geçirdiği hastalık veya travmadan kaynaklı solunum kaslarında felç ya da kuvvet azlığı yaşayan hastalarda oldukça yaygındır. Hastalar, derin solunum yapamaz ve sekresyon atılımını gerçekleştiremezler. Engelli bireyler, sıklıkla, bu durumun farkına geç varırlar. Birey, yatar pozisyona geçtiğinde bronşiollerdeki sekresyon hareketliliğine bağlı olarak öksürük refleksi uyarıldığında hasta durumun farkına varır.

Üriner enfeksiyon, üriner sistem enfeksiyonları, engelli olmayan bireylerde yaygın görülen bir tablo değildir. Fakat, engelli bireylerde, mesane fonksiyon bozukluğu, idrarı tutamama ve idrar sorunlarını tespit etmek amacıyla kullanılan materyallerden kaynaklı enfeksiyon riski oldukça yüksektir. Engelli bireylerde görülen üriner sistem enfeksiyon nedenleri şu şekilde olabilmektedir: ürin retansiyonu (tutulumu), kateterizasyona bağlı enfeksiyonlar, yetersiz sıvı tüketimi. Ürin retansiyonu, sıklıkla, işeme fonksiyonunun gerçekleştirilmesinden sorumlu kas ve yapıların zayıflığından kaynaklı bir durumdur. Kaslardaki zayıflık, ürin birikimine neden olacaktır, bu da enfeksiyon riskini arttıran bir etmen haline gelecektir. Bu durum, özellikle, omurilik felçli hastalar, Multiple skleroz hastaları veya spina bifida hastalarında sıklıkla görülür.


#16

SORU:

Kabızlığı olan hastalarda sıklıkla karşılaşılan durumlar nelerdir?


CEVAP:

Kabızlığı olan hastalarda sıklıkla karşılaşılan durumlar:

• Nörolojik bulgularda artış. Örneğin, spazm veya tremor (titreme) hareketlerinde artış

• Baş ağrısı ve mide ağrısı
• Genel olarak, iyi hissetmeme durumunda artış

• Beslenme konusunda isteksizlik
• Bağırsak semptomlarında artış


#17

SORU:

Ağrı ve rahatsızlık hissi hangi durumlarda görülür?


CEVAP:

Ağrı ve rahatsızlık hissi, şiddetli ve kompleks etkilenimli engelli bireylerde oldukça yaygın bulgulardır ve sıklıkla birlikte görülür. Kas sertlikleri, eklem çıkıkları veya hafif şiddetteki doku hasarı, engelli bireylerde sıklıkla ağrıyla sonuçlanır. Hasta, pozisyon değiştirdiğinde, eklem gerginliği, doku yırtıkları veya hasarlanmaları nedeniyle ciddi sıkıntılar yaşar. Kas spazmları da ağrılı ve rahatsızlık vericidir ve bu durumlar, nörolojik etkilenimi olan hastalarda oldukça yaygındır. Uzun süre aynı pozisyonda kalmak, aktif pozisyon değişikliği yapamamak, yardımcı cihaz kullanmak (splint, atel, ortez, gibi) engelli bireyde rahatsızlık hissine neden olabilmektedir ve nadirende olsa ağrıyla birliktedir. Bu nedenle, yardımcı ekipman kullanan hastalarda sık sık kontrollerin yapılarak rahatsızlık oluşturan durumların ortadan giderilmesi hastanın rahatlığı bakımınan önemlidir. Ayrıca, sık sık hastanın pozisyonunu değiştirmek veya değiştirmesine yardımcı olmak da rahatsızlık hissinin giderilebilmesi için gereklidir.


#18

SORU:

Ağrı değerlendirmesinde sorgulanacak parametreler nelerdir?


CEVAP:

Ağrı değerlendirmesinde sorgulanacak parametreler şu şekildedir:

  • Ağrı ve/veya rahatsızlık hissiniz nerededir?

  • Şiddeti ne kadardır? (Mümkün olduğunca değerlendirme skalaları kullanılarak tespit edilmesi önerilmektedir.)

  • Yatakta veya tekerlekli sandalyede (veya her ikisinde) ağrınız oluyor mu?

  • Ağrınız ne kadar sürüyor?

  • Ağrınızı rahatlatan etmenler hangileridir?

  • Ağrınızı kötüleştiren (şiddetlenmesine neden olan) faktörler nelerdir?


#19

SORU:

Heterotopik ossifikasyon nedir?


CEVAP:

Heterotopik ossifikasyon, yumuşak dokudaki kemikleşmelerdir. Özellikle büyük eklemler, omuzlar, dirsekler, kalça ve diz çevrelerinde görülür. Şiddetli travma sonrasında beyin veya omurilik yaralanması geçiren hastalarda yaygın olarak görülmektedir. Sıklıkla, X-Ray görüntülemelerinde tespit edilirler.


#20

SORU:

Şiddetli fiziksel engeli olan hastalarda postural destekler neden önemlidir?


CEVAP:

Şiddetli fiziksel engeli olan hastalarda yatma, oturma ve ayakta durma pozisyonlarında sağlanan postural destekler, vücut segmentlerinin birbiri ile uyumunu sağlamak ve sürdürülmesine katkıda bulunmak, vücut üzerine binen yüklerin olumsuz etkilerinden korunmak, fonksiyonel postürü ve rahatlığı sağlamak için oldukça önemlidir.