TİCARET HUKUKU Dersi Genel Kurul ve Anonim Ortaklığın Sona Ermesi soru cevapları:

Toplam 20 Soru & Cevap
PAYLAŞ:

#1

SORU:

Anonim ortaklıklarda genel kurulun devredilemez yetkileri nelerdir?


CEVAP:

1. Anasözleşmenin değiştirilmesi;
2. Yönetim kurulu üyelerinin seçimi, görev süreleri, ücretleri ile huzur hakkı,
ikramiye ve prim gibi haklarının belirlenmesi, ibraları hakkında karar verilmesi, görevden alınmaları,
3. Kanunda öngörülen istisnalar dışında denetçinin seçimi ile görevden alınmaları (Krş. m. 399),
4. Finansal tablolara, yönetim kurulunun yıllık raporuna, yıllık kâr üzerinde
tasarrufa, kâr paylarının belirlenmesine, yedek akçenin sermayeye veya dağıtılacak kâra katılması dâhil kullanılmasına dair kararların alınması,
5. Kanunda öngörülen istisnalar dışında ortaklığın feshi,
6. Önemli miktarda şirket varlığının toptan satışı (önemli miktarın ne olduğu, uygulamada soruna yolaçabilir), genel kurulun devredilemez yetkisine giren konulardandır.

Bunlar dışında da çeşitli hükümlerde devredilemez olduğu belirtilen yetkiler düzenlenmiş olabilir.


#2

SORU:

Tek paylı anonim ortaklıklarda genel kurul nasıl gerçekleşir?


CEVAP:

Tek pay sahipli anonim ortaklıklarda bu pay sahibi, genel kurulun tüm yetkilerine sahiptir. Tek pay sahibinin genel kurul sıfatıyla alacağı kararların geçerliliği, bu kararların yazılı olması şartına bağlıdır.


#3

SORU:

İmtiyazlı pay nedir?


CEVAP:

TTK m.478 uyarınca, ilk anasözleşme ile veya anasözleşme değişikliği yoluyla, bazı paylar lehine, diğer paylara oranla ek ve üstün haklar sağlayan imtiyazlı paylar yaratılabilir. İmtiyazlar, kâr dağıtımında, tasfiye payı dağıtımında, rüçhan hakkında, oy hakkı (m. 479) gibi haklarda paya tanınan üstün bir hak veya kanunda öngörülmemiş yeni bir pay sahipliği hakkıdır. Ayrıca, m. 360 uyarınca, yönetimde temsil edilme hakkı imtiyaz konusu olabilir. Örneğin; imtiyazlı paylara birden fazla oy hakkı tanınmış ya da yönetici seçiminde grup imtiyazı denilen bir hak sağlanmış olabilir. İmtiyazlı paylar, genel kurula özgü olan yetkiye sınırlar getirir. Şöyle ki m. 454’e göre, anasözleşme değişikliğine, sermayenin artırılması konusunda yönetim kuruluna yetki verilmesine dair genel kurul kararları, imtiyazlı pay sahiplerinin haklarına zarar verici nitelikte ise, bu genel kurul kararlarının uygulanabilmesi için, hakları zarara uğrayacak olan imtiyazlı pay sahiplerinin kendi aralarında toplanıp genel kurulun karara bağladığı bu değişiklik teklifini onaylamaları gerekir. Böyle bir onay gerçekleşmedikçe genel kurul kararı uygulanamaz.


#4

SORU:

Azınlık hakları nedir?


CEVAP:

TTK, sermayenin belirli bir kısmını (kural olarak onda birini, halka açık şirketlerde yirmide birini) temsil eden pay sahiplerine birtakım haklar tanımış olup azınlık hakları öngörülen hususlarda genel kurulun yetkileri sınırlıdır. Örneğin, azınlık genel kurulun toplantıya çağrılmasını isteyebilir (m. 411-412) veya finansal tabloların müzakeresinin bir ay sonraya bırakılmasını isteyebilir.


#5

SORU:

Anonim ortaklıklarda genel kurul toplantıları kaça ayrılır?


CEVAP:

Genel kurul toplantıları, yapılış zamanı açısından olağan ve olağanüstü (m. 409),
çağrı yapılıp yapılmaması açısından çağrılı ve çağrısız (m. 410-416), fiziken bir
araya gelinip gelinmemesi açısından ise, fiziken yapılan (m. 415 vd.) ve elektronik
ortamda yapılan (m. 1527-1528) toplantılar biçiminde ayrımlara tabi tutulmalıdır.


#6

SORU:

Yapılış zamanı açısından kaç tür genel kurul toplantısı vardır?


CEVAP:

Yapılış zamanı açısından, olağan ve olağanüstü olmak üzere iki tür genel kurul
toplantısı vardır (TTK m.409/1). Olağan toplantı her faaliyet dönemi sonundan
itibaren üç ay içinde yapılır.


#7

SORU:

Anonim ortaklıkta genel kurulda gündeme bağlılık kuralını açıklayınız.


CEVAP:

İster olağan ister olağanüstü olsun, kanundaki istisnalar saklı kalmak kaydıyla,
gündemde bulunmayan konular müzakere edilemez ve karara bağlanamaz (m.
413/2). Bu kural gereğince, genel kurul toplantısının gündemi önceden bellidir;
gündem ilân ve davet mektuplarında mutlaka gösterilmelidir; gündemde belirtilmeyen konularda kural olarak görüşme yapılamaz ve karar alınamaz.


#8

SORU:

Azınlık pay sahiplerinin genel kurulu toplantıya çağırmasını anlatınız.


CEVAP:

TTK m.411’e göre, sermayenin en az onda birini, halka açık anonim şirketlerde yirmide birini oluşturan pay sahipleri, yönetim kurulundan, yazılı olarak gerektirici sebepleri ve gündemi belirterek, genel kurulu toplantıya çağırmasını veya genel
kurul zaten toplanacak ise, karara bağlanmasını istedikleri konuları gündeme koymasını isteyebilirler. Anasözleşme ile çağrı hakkı daha az sayıda (doğrusu daha az oranda olmalı) paya sahip pay sahiplerine tanınabilir. Çağrı istemi noter aracılığı
ile yapılır. Yönetim kurulu çağrıyı kabul ettiği takdirde, genel kurul en geç kırk beş gün içinde yapılacak şekilde toplantıya çağrılır; aksi hâlde çağrı istem sahiplerince yapılır. Kıkbeş günlük sürenin başlangıcı yönetim kurulunun karar tarihidir.


#9

SORU:

Genel kurulda oy hakkı ne zaman doğar?


CEVAP:

Oy hakkı, payın bedelinin (nakit sermaye borcunun), kanunen veya anasözleşme
ile belirlenmiş bulunan en az miktarının (m. 344, 459/3, 460/3) ödenmesi ile doğar.


#10

SORU:

Genel kurulda tevdi eden temsilcisi nedir?


CEVAP:

Tevdi eden teriminden, payını kayden veya pay senedini fiziken bir kişiye bırakan ve kendisini genel kurulda temsil ettirmek isteyen kişinin anlaşılması gerekir. TTK m.429’a göre; kendisine pay senedi tevdi edilen kişi, aynı zamanda pay sahibini genel kurulda temsil etme hakkı ile donatılmışsa tevdi eden temsilcisi olarak nitelendirilecektir. Tevdi eden temsilcisi, oy haklarını tevdi eden adına kullanma yetkisine sahipse, nasıl hareket etmesi gerektiği konusunda talimat almak için, her genel kurul toplantısından önce, tevdi edene başvurmak zorundadır. Zamanında istenmiş olup da talimat alınamamışsa, tevdi edilen kişi, katılma ve oy haklarını, tevdi edenin genel talimatı uyarınca kullanır; böyle bir talimatın yokluğu hâlinde oy, yönetim kurulunun yaptığı öneriler yönünde verilir.


#11

SORU:

Genel kurulda olağan yetersayı nedir?


CEVAP:

Kanunda veya anasözleşmede aksine daha ağır bir yetersayı öngörülmüş olmadıkça, genel kurul, sermayenin en az dörtte birini karşılayan payların sahiplerinin veya temsilcilerinin varlığıyla toplanır. Bu oranın toplantı süresince korunması
şarttır. İlk toplantıda bu oran sağlanamadığı takdirde, ikinci toplantının yapılabilmesi için nisap aranmaz. Kararlar toplantıda hazır bulunan oyların çoğunluğu ile verilir.


#12

SORU:

İşletme Konusunun Tamamen Değiştirilmesi için genel kurulda nasıl bir oy oranı aranır?


CEVAP:

TTK’de, ortaklık işletme konusunun tamamen değiştirilmesi; imtiyazlı pay oluşturulması, nama yazılı payların devrinin sınırlandırılmasına yönelik anasözleşme değişikliklerinde ise sermayenin en az yüzde yetmiş beşini oluşturan payların
sahiplerinin veya temsilcilerinin olumlu oyları aranmaktadır. Esas sermayenin azaltılması kararının payların sahiplerinin veya temsilcilerinin olumlu oylarıyla alınması gerekmektedir. Yukarıda belirtilen orana ilk toplantıda ulaşılamadığı takdirde izleyen toplantılarda da aynı yetersayının aranacağı düzenlenmiştir.


#13

SORU:

Genel kurul kararlarının hükümsüzlük halleri kaç tanedir?


CEVAP:

Genel kurul kararlarının varlık ve geçerlilik kazanabilmesi için gerekli şartlar, kanunun çeşitli hükümleri ile saptanmıştır. Bir karar, oluşması ve içeriği açısından bu hükümlere ve bunlar çerçevesinde düzenlenmiş anasözleşme hükümlerine aykırılık taşıdığı takdirde hukuken sakatlanır. Hukuki sakatlık, ihlal edilen hukuk kuralının niteliğine göre dört şekilde ortaya çıkar: Yokluk, butlan, iptal edilebilirlik (iptal davası) ve askıda hükümsüzlük.


#14

SORU:

Pay sahibinin, genel kurula katılma, asgari oy, dava ve kanundan kaynaklanan vazgeçilemez nitelikteki haklarını sınırlandıran veya ortadan kaldıran kararların hükmü nedir?


CEVAP:

Böyle genel kurul kararları butlanla maluldür. Butlanda kesin geçersizlik söz konusudur; hakim bunu resen göz önünde bulundurur ve herkes bu geçersizliği bir süreye bağlı olmaksızın ileri sürebilir ve tespit ettirebilir. Fakat davacının dilerse tespit yerine iptal davası açabileceği de kabul edilmektedir. Butlanı öne sürmek bakımından azami bir süre konulmasına gerek olup olmadığı tartışmaya açıktır; fakat herhâlde, aradan uzun bir süre geçtikten sonra butlan iddiasında bulunmak,
somut olayın özelliklerine gore TMK m.2’ye aykırı sayılarak dava reddedilebilir.


#15

SORU:

Anasözleşmeye aykırılık taşıyan kararların hükmü nedir?


CEVAP:

Ortaklığın kuruluşu açıklanırken belirtildiği üzere, anasözleşmede, mutlak zorunlu ve öngörülmesi şartıyla bulunması zorunlu hususlar ile yine kanunun izin verdiği ihtiyari hususlar bulunur. Bu kapsamda, yedek hükümlerden ayrılan veya emredici hükümleri daha da ağırlaştıran hükümlere de yer verilebilir. Emredici bir kanun hükmü anasözleşmeye de yazılmış
ise, anasözleşmeye değil kanuna aykırılık doğar. Anasözleşmeye aykırılık taşıyan kararlara karşı iptal davası açılabilir. Örneğin,
anasözleşmede yönetim kurulu üye sayısı üç gösterilmesine ve gündeminde sayı değişikliği bulunmamasına rağmen genel kurul beş üye seçmiş ise bu karar anasözleşmeye aykırıdır.


#16

SORU:

Genel kurul kararlarına karşı açılacak iptal davasının davalısı kimdir ve davada onu kim temsil eder?


CEVAP:

Davalı ortaklık olup, onu yönetim kurulu temsil eder. Fakat yönetim kurulu dava açmışsa ortaklığı temsil etmek üzere kayyım atanmalıdır. Şirketin iflâsı hâlinde iflâs idaresi, iflâs dışında bir nedenle tasfiye durumunda tasfiye memuru, tasfiye
amacına yönelik işlemlerle ilgili olarak alınan kararların iptali davasında şirketi temsil edebilir; diğer işlerde yine yönetim kurulu temsil etmelidir. Yönetim kurulu üyelerinin çoğunluğu bireysel olarak dava açmışsa, şirkete yine kayyım atanması gerekir.


#17

SORU:

Genel kurul kararlarına karşı iptal davası hangi süre için açılmalıdır?


CEVAP:

Kararın alındığı tarihten itibaren 3 aylık süre içinde dava açılmalıdır. Süre hak düşürücüdür, hâkim resen dikkate alır.
Yetkili ve görevli mahkeme, şirket merkezinin bulunduğu yerin asliye ticaret mahkemesidir (m. 445/1). Davada basit yargılama usulü uygulanır.


#18

SORU:

Anonim ortaklık iflas ederse hangi sona erme nedeni ile sona ermiş sayılır?


CEVAP:

Mahkemece ortaklığın iflâsına karar verilmesi üzerine ortaklık infisah eder. İflâs kararı ortaklık alacaklılarının ortaklığın iflâs yoluyla takibi sonucu verilebileceği gibi, ortaklığın aktiflerinin ortaklık borçlarını yetmeyeceğinin anlaşılması üzerine ortaklığın (yönetim kurulunun) talebi ile de söz konusu olabilir (TTK 376/3).


#19

SORU:

Anonim ortaklıkta uzun süredir şirketin kanunen zorunlu organlarından birisinin mevcut olmaması veya genel kurulun toplanamaması hâlinde ne olur?


CEVAP:

Uzun süredir şirketin kanunen zorunlu organlarından birisinin mevcut olmaması
veya genel kurulun toplanamaması hâlinde pay sahipleri, şirket alacaklıları yahut
Bakanlığın talebiyle mahkemece durumun uygun hâle getirilmesi için öncelikle
süre tayin edilmek şartıyla ortaklığın feshine karar verilebilir.


#20

SORU:

Anonim ortaklığın haklı sebeple feshini açıklayınız.


CEVAP:

Haklı sebeple feshi bir sona erme sebebi olarak düzenleyen TTK m.531’e göre;
haklı sebeplerin varlığı hâlinde, sermayenin en az onda birini ve halka açık şirketlerde yirmide birini temsil eden pay sahipleri, mahkemeden, ortaklığın feshini
talep edebilirler. Haklı sebep kavramının tanımına maddede yer verilmemiştir.
Öğretide genel olarak tanımlandığı şekliyle, azınlığın hakkaniyete uygun ve objektif olarak ortaklığın devam etmesinden umduğu faydaları ortadan kaldıran ve
ortaklığın devamını çekilmez hâle getiren olgular haklıdır.
Esasen haklı sebep kavramı somut olaya göre belirlenmesi gereken bir kavram
olup haklı sebebe sonuç bağlanan hâller TMK m.4 uyarınca hâkime takdir yetkisi tanınan hâllerdendir. Anonim ortaklıklarda haklı sebep örnekleri genellikle
çoğunluk gücünün kötüye kullanılmasından ileri gelmekle birlikte istisnaen az
sayıda ortaktan meydana gelen anonim ortaklıklarda kişisel sebepler de ortaklığın feshi için haklı sebep oluşturabilir. Ortaklığın kâr elde etmesine rağmen pay
sahiplerine uzun süre kâr payı dağıtılmaması yahut çok düşük miktarda kâr payı
verilmesi, buna karşılık yöneticilere yüksek miktarda ödemeler yapılması, ortaklık kaynaklarının yalnız çoğunluk amaçlarına hizmet edecek şekilde kullanılması,
sürekli şekilde eşit işlem ilkesine aykırı davranılması başlıca haklı sebep örnekleri
olarak sayılabilir.
Haklı sebeplerin varlığı hâlinde mahkemece ortaklığın feshine karar verebileceği gibi, davacı pay sahiplerinin paylarının gerçek değerinin ödenerek ortaklıktan çıkmalarına yahut duruma uygun düşen ve kabul edilebilir bir çözüme de
hükmedilebilir (m. 531, c. 2). Çıkma dışında mahkemenin öngörebileceği çözümler için İsviçre ve Türk öğretisinde dile getirilen başlıca öneriler; mahkemece ortaklığın bölünmesi, anasözleşmenin değiştirilmesi, bu kapsamda kâr dağıtılmasına, oy hakkına, bilgi alma hakkına ilişkin düzenlemeler yapılması, genel
kurul yerine karar alınması, bu kapsamda mevcut yöneticilerin değiştirilmesi, kâr
dağıtımı kararı verilmesi, ayrıca müdür atanması vb. hususlarda yönetim kurulu
kararları alınması, değiştirilmesi ve icrasına hükmedilmesi olarak sayılabilir.
Haklı sebeple fesih davası ortaklık için son çare olarak başvurulması gereken
bir çözüm tarzıdır.