TOPLUMSAL TABAKALAŞMA VE EŞİTSİZLİK Dersi TOPLUMSAL EŞİTSİZLİKLER, SINIF VE YOKSULLUK soru cevapları:
Toplam 91 Soru & Cevap#1
SORU:
Toplumsal sınıf kavramı nasıl tanımlanmaktadır?
CEVAP:
Daha çok kapitalist sistemin ve piyasa ekonomisinin neden olduğu sınıfsal eşitsizlikler olarak tanımlanmaktadır.
#2
SORU:
Kapitalist üretim, emek gücünü piyasaya bırakarak emek gücüne liberal özgürlükçü modelin verdiği sözleri tutmakta mıdır?
CEVAP:
Hayır. Toplumsal eşitliği temel alan toplumsal bir sözleşme sağlayamamakta, modern kölelik diye adlandırılan geçici, güvencesiz ve insan onuruna yakışmayan emek kullanım süreçlerine mahkum etmektedir.
#3
SORU:
Son yıllarda yoksulluk-toplumsal eşitsizlik ve toplumsal sınıf arasındaki ilişki nasıl tanımlanmaktadır?
CEVAP:
Yoksulluğun nedenleri arasındaki yapısal unsurlar göz ardı edilerek bu nedenler kültürel ve konjonktürel unsurlara bağlanmaktadır. Bu nedenle aralarındaki bağ kopmaktadır.
#4
SORU:
Yoksulluğun ürerim ilişkilerinden tüketim ilişkilerine kaymasıyla hangi kavram toplumsal sınıf perspektifinin yerine geçmiştir?
CEVAP:
Yoksulluğun üretim ilişkilerinden tüketim ilişkilerine kaymasıyla toplumsal dışlanma, toplumsal sınıf perspektifinin yerine geçmiştir.
#5
SORU:
Sanayi toplumunun sosyolojik analizinde yoksulluk ve toplumsal sınıf arasındaki ilişki sonucunda yoksulluk hangi isimlerle tanımlanmıştır?
CEVAP:
Alttaki sınıf; alt gelir grubu gibi ait olunan toplumsal sınıfa göre veya sınıf dışı bir duruma işaret eden alt sınıf veya suça eğilimi işaret eden tehlikeli sınıflar olarak tanımlanmıştır.
#6
SORU:
Sanayi toplumu, öncekinden farklı olarak nasıl bir yapılanmadır?
CEVAP:
Sanayi toplumu geleneksel dayanışma mekanizmalarını, geleneksel üretim ilişkilerini çözmüş bunun karşılığında ücretli iş ile toplumsal olanı tanıştırmıştır. İş evden ayrı bir mekanda örgütlenmeye başlayarak ev dışında çalışma ücret ile ilişkilendirilmiştir.
#7
SORU:
Temel geçimin ücretli iş katılımı ile biçimlenmesi bu sürece giremeyen grupları nasıl gruplar olarak belirlemiştir?
CEVAP:
Temel geçimin ücretli iş katılımı ile biçimlenmesi bu sürece giremeyen gruplar, korkulan ve suçlanan gruplar olmuşlar; tembellik, asalaklık ve çalışanlar üzerinde kamburlukla suçlanmışlardır.
#8
SORU:
Yoksulluğu toplumsal eşitsizlikler içinden anlaşılmasını sağlayan yaklaşımlar nelerdir?
CEVAP:
İlgili yaklaşımlar şöyle sıralanabilir:
- Ölçmeye çalışan yaklaşım,
- Görece yoksulluk kavramına uygun olarak yoksulluk ve toplumsal sınıf ilişkisini ele alan yaklaşım,
- Yoksulluğun toplumsal sistemin ve yapının doğasının sonucu olması yaklaşımı (Marksist).
#9
SORU:
Ölçme yaklaşımına göre yoksulluk nasıl açıklanır?
CEVAP:
Mutlak yoksulluk kavramına uygun bir biçimde yoksulluk ve eşitsizlik ilişkisini iş ve iş süreçlerindeki konum, işsizlik, gelir yetersizliği, gelir dağılımı içindeki konumu, barınma, alt yapı ve beslenme olanaklarına insanca yaşam koşullarında erişememe kriterleriyle açıklar.
#10
SORU:
Görece yoksulluk kavramına uygun olarak ele alınan yaklaşım yoksulluğu nasıl ele alır?
CEVAP:
Bu yaklaşım daha çok yoksulluğun kişilerin benliğinde yarattığı olumsuz etkileri kişilerin benliğinin tüketim süreçlerindeki dışlanmışlıktan nasıl etkilendiğini; kültürel olarak yoksulluğa verilen anlamları; yoksullukla baş etme stratejilerini, yoksulluk kültürünü geliştirdikleri ve bu kültürel varoluşun yoksulluğu yeniden ürettiği düşüncesini ele alır.
#11
SORU:
Marksist yaklaşıma göre yoksulluk nasıl açıklanır?
CEVAP:
Yoksulluk, sistemi ve yapının doğasının bir sonucudur. Sermayenin emeğin üretkenliğini sürekli arttırma eğilimi ve isteği yoksulluğa neden olmaktadır.
#12
SORU:
Sermayenin emek piyasası dışında oluşturduğu yedek işgücü ordusunun boyutları nelerdir?
CEVAP:
Sermayenin emek piyasası dışında oluşturduğu yedek işgücü ordusunun iki boyutu vardır:
- Mutlak artık nüfus,
- Görece artık nüfus.
#13
SORU:
Mutlak artık nüfus hangi ekonomilerde ortaya çıkar?
CEVAP:
Geleneksel üretim tarzlarının daha etkili ve makineye dayalı teknolojilerle yer değiştirdiği ve dönüştürüldüğü ekonomilerde ortaya çıkar.
#14
SORU:
Görece artık nüfus hangi ekonomilerde ortaya çıkar?
CEVAP:
Olgunlaşmış ve gelişmiş kapitalist yapılarda, makinenin ve yüksek teknolojinin giderek daha çok üretim sürecini belirlediği ve emeğin işbirliğini bozduğu ekonomilerde ortaya çıkar.
#15
SORU:
Yoksulluğu bireysel nedenlerle açıklamaya çalışan yaklaşım nasıl özetlenebilir?
CEVAP:
Bu görüşler, kişilerin yetenekleri, sorumluluk ve disiplin anlayışı, tutumluluk derecesi ve gösterdikleri çaba gibi kendi kişisel özellikleri ile ilişkilendiren ve yoksulları hem kurban hem de neden olarak gören yaklaşım olarak özetlenebilir.
#16
SORU:
Yoksulluk yapısal olarak nasıl açıklanmaktadır?
CEVAP:
Bireyin dışında, başta ekonomi politikaları olmak üzere, düşük ücret, yetersiz eğitim ve istihdam olanakları ve ayrımcılık gibi yoksulların kendi denetimleri dışındaki unsurların belirlediği sosyo-ekonomik sistemle ele almaktadır.
#17
SORU:
İnsani Gelişme Endeksi hangi ölçütleri ele almaktadır?
CEVAP:
Bu ölçüm, çocuklarda beslenme oranları, çocuklarda ölüm oranları, toplumsal cinsiyet bazında gelişmeler, kaliteli suya erişim oranları ve benzeri insani gelişmeye ilişkin ölçütleri ele almaktadır.
#18
SORU:
Gelir dağılımına göre yapılan yoksulluk ölçümü nasıl yapılır?
CEVAP:
Toplumdaki nüfus, toplumda üretilen toplam gelirden aldığı paya göre yukarıdan aşağı doğru sıralanır. Eşitlikçi toplumda dilimler arasındaki fark çok büyük değildir.
#19
SORU:
Rowntree tarafından yoksulluk sınırı nasıl hesaplanmıştır?
CEVAP:
İki yetişkin ve üç çocuktan oluşan bir aile için standart diyeti sağlayacak minimum haftalık geliri hesaplamıştır. Daha sonra minimum barınma ve giyim gereksinimleri de eklemiştir.
#20
SORU:
Rowntree’ye göre yoksulluk sınırının bir ileriki aşaması nedir?
CEVAP:
Yoksulluk sınırının bir ileriki aşaması açlık sınırıdır.
#21
SORU:
Açlık sınırı ne demektir?
CEVAP:
Açlık sınırı, ailenin standart diyeti bile karşılayacak durumda olmamasıdır.
#22
SORU:
Rowntree’den sonra standart diyetin yanına hangi gereksinimler eklenmiştir
CEVAP:
Standart diyetin yanına;
- Minimum barınma ve
- Giyim gereksinimleri de eklenmiştir.
#23
SORU:
Kalori miktarından ziyade yiyeceklerin besin değerini hesaplayan yoksulluk literatürde ne olarak tanımlanmaktadır?
CEVAP:
Kalori miktarından ziyade yiyeceklerin besin değerini hesaplayan yoksulluk literatürde mutlak yoksulluk olarak tanımlanmaktadır.
#24
SORU:
Mutlak yoksulluk nasıl doğmuştur?
CEVAP:
Kişilerin gereksinimleri kültüre ve yere göre farklılık gösterebilmektedir. Bu yüzden yiyeceklerin besin değeri ile hesaplama yapılarak mutlak yoksulluk tanımlanmıştır.
#25
SORU:
Townsend, yoksulluk tanımında hangi eksikliği kabul edilemez bulmuştur?
CEVAP:
Townsend, yoksulluk tanımında, kültürel ögelerin dışarıda bırakılmasını eksik ve kabul edilemez bulmuştur.
#26
SORU:
Göreceli yoksulluk nedir?
CEVAP:
Bir toplumda geçerli ve geleneksel olarak o toplumda belli bir zamanda toplum üyeleri tarafından kabul edilmiş yaşam standardına göreceli olarak belirlenir.
#27
SORU:
Yoksulluk sınırı ölçümlerinde en çok kullanılan ölçüt nedir?
CEVAP:
Yoksulluk sınırı ölçümlerinde en çok kullanılan ölçüt, günlük 1 dolar ve altında geçinen kişilerdir.
#28
SORU:
Yoksulluk sınırı ve oranı Türkiye’de ilk kez ne zaman resmi olarak açıklanmıştır?
CEVAP:
Yoksulluk sınırı ve oranı Türkiye’de ilk kez 2002 Hanehalkı Bütçe Anketi ile açıklanmıştır.
#29
SORU:
TÜİK’in Yoksulluk Çalışmaları sonuçlarına göre Türkiye’ye ilişkin hangi çarpıcı tespitler yapılmıştır?
CEVAP:
Türkiye’ye ilişkin çarpıcı tespitler şunlardır:
- Kırsal yerlerde yaşayanların yoksulluk riski, kentlerde yaşayanlardan fazladır.
- Hanehalkı büyüklüğü arttıkça yoksulluk riski artmaktadır.
- Eğitim durumu yükseldikçe yoksul olma riski azalmaktadır.
#30
SORU:
Yoksulluğun mutlak olarak kalori gereksinimine bağlı olarak açıklamak hangi boyutların göz ardı edilmesine neden olur?
CEVAP:
Yoksulluğun mutlak olarak kalori gereksinimine bağlı olarak açıklamak, sorunun sosyal ve ahlaki boyutlarının göz ardı edilmesine neden olur. Sosyo ekonomik olarak da diğer insanlardan yalıtılmışlıkla karşı karşıya kalacaktır.
#31
SORU:
Yoksulluğun fiziksel yaşamı zorlamasının yanında başka hangi etkenler yoksulluğun ayırt edici özelliklerindendir?
CEVAP:
Yoksulluğun fiziksel yaşamı zorlamasının yanında;
- Yoksunluk ve
- Yalıtılmışlık da yoksulluğun ayırt edici özelliklerindendir.
#32
SORU:
Yoksulluğun yarattığı güçsüzlük duygusu ve toplumsal yalıtılmışlık hangi sonuçları ortaya çıkarmaktadır?
CEVAP:
Güçsüzlük duygusu ve toplumsal yalıtılmışlığın ortaya çıkardığı sonuçlar şöyle sıralanabilir:
- Yoksul kişilerin gelirlerinde büyük değişmelerle karşı karşıya kalma riski toplumun diğer kesimlerine göre daha yüksektir.
- Güçsüzlük ve marjinalleşme yüzünden seslerini duyurabilecek siyasi güce de sahip değildirler. Bu toplumdaki eşitsizliği ve kimi grupların dışlanmasını yaygınlaştırmıştır.
#33
SORU:
Yoksulluğun tanımlanmasında önemli referans noktası nedir ve kim tarafından şekillendirilmiştir?
CEVAP:
Yoksulluğun tanımlanmasında önemli referans noktası yurttaşlık haklarıdır ve bu haklar Marshall tarafından şekillendirilmiştir.
#34
SORU:
Marshall’a göre yurttaşlık haklarının kazanılması nasıl bir eşitlik olarak ele alınır?
CEVAP:
Marshall’a göre yurttaşlık haklarının kazanılması, toplumda sınıfsal eşitsizliği kaldırdığını ileri sürmesi liberal demokratik sistemlerdeki yurttaşlık anlayışı ve sosyal, sivil ve siyasi hakların kazanılması ile sağlanan bir eşitlik olarak ele alınır.
#35
SORU:
Yurttaşlık hakları nasıl kategorize edilir?
CEVAP:
Yurttaşlık hakları;
- Sivil,
- Siyasi ve
- Sosyal haklar şeklinde kategorize edilebilir.
#36
SORU:
Sivil haklar nasıl tanımlanır?
CEVAP:
Sivil haklar; kişilerin konuşma, düşünme ve inanç, hukuktan yararlanma, mülkiyet haklarına sahip olma ve antlaşmalar yapabilme özgürlüklerini tanımlar.
#37
SORU:
Siyasi haklar nedir?
CEVAP:
Siyasi haklar; siyasi erk’e katılma, seçme-seçilme haklarını ifade eder.
#38
SORU:
Siyasal haklardaki kazanımlar ne zaman gerçekleşmiştir?
CEVAP:
Siyasal haklardaki kazanımlar 19. yüzyılda herkese eşit oy hakkı ilkesinin yasal olarak kabul edilmesiyle gerçekleşmiştir.
#39
SORU:
Sosyal haklar nedir?
CEVAP:
Sosyal haklar; refah devletiyle gündeme gelen, ulusal düzeyde zorunlu eğitim, sağlık ve sosyal hizmetlerin herkese eşit olarak ulaştırılması yanında toplumda geçerli olan standartlara uygun medeni ve kaliteli bir yaşam hakkının kuşaklarca aktarılmasını ifade ede
#40
SORU:
Marshall yurttaşlığı nasıl bir statü olarak görür?
CEVAP:
Marshall yurttaşlığı, bir toplumun tam üyesi olan herkese tanınan bir statü olarak görür.
#41
SORU:
Marshall yurttaşlığı tarihsel gelişime paralel olarak nasıl tanımlamaktadır?
CEVAP:
Bir toplumun tam üyesi olan herkese tanınan bir statü olan yurttaş, hak ve görevlere göre eşittir ve yurttaşlık fikri bir ideale doğru hareket eder. Motive edici güç ise daha fazla eşitliktir.
#42
SORU:
Devlet-yurttaşlık ilişkisi zaman içinde nasıl şekillenmiştir?
CEVAP:
Devlet-yurttaşlık ilişkisi; mülkiyet, cinsiyet ve çalışma durumuna göre şekillenmiştir. Herkese toplumsal fırsat eşitliğinin sağlanması mümkün olmamıştır.
#43
SORU:
Bir toplum üyelerinin o toplumdaki eşitsizlikler içindeki konumları nasıl belirlenir?
CEVAP:
Bir toplum üyelerinin o toplumdaki eşitsizlikler içindeki konumları;
- Toplumsal işbölümü, üretim süreçleri ve üretim ilişkileri içindeki konumları;
- Siyaset içindeki konumları;
- Toplumsal yapı ve kültürel oluşumlar içindeki aile ilişkileri, komşuluk, arkadaşlık, dayanışma biçimleri, inanç sistemleri deneyimleri ile
- O toplumdaki haklar ve sorumluluklar sistemi içinde belirlenir.
#44
SORU:
Modern toplumda yurttaşlık haklarının odağını ne oluşturur?
CEVAP:
Modern toplumda sosyal haklar (sağlık, eğitim, refah ve bireylerin o toplumdaki ortalama kabul edilen geçimini sağlayacağı bir gelir düzeyine sahip olması) yurttaşlık haklarının odağını oluşturur.
#45
SORU:
Sosyal haklar bağlamında yoksulluk ve toplumsal eşitlik arasında kurulabilecek nasıl bir bağlantıdan söz edilebilir?
CEVAP:
Bu anlamdaki yurttaşlık haklarından dışlanmış olmak ve fırsat eşitliğinden yararlanamamak yoksulluk ve eşitlik arasındaki en önemli ilişkilerdendir.
#46
SORU:
Tarihsel olarak refah devleti anlayışı nasıldır?
CEVAP:
Daha çok II. Dünya Savaşının ardından 1980’lere kadar bütün dünyada yaygın olan, yoksullukla doğrudan mücadele amacını güden ve esas olarak bir sosyal güvenlik ağını öngören sosyal politikalar niteliğindedir.
#47
SORU:
Refah devleti nedir?
CEVAP:
Refah devleti; II. Dünya Savaşı’nın ardından 1970’lerin sonuna kadar benimsenen daha çok sosyal güvenlik mekanizmalarına dayanan politikalar demetidir.
#48
SORU:
1980 sonrası refah devletine öncelikli olarak nasıl karşı çıkılmıştır?
CEVAP:
1980 sonrası refah devletine öncelikle yoksullukla mücadele için ağırlık verilen sosyal güvenlik harcamalarının devletin maddi krizine yol açtığını savunmuşlardır.
#49
SORU:
Refah devleti politikaları sosyal güvenlik açısından nasıl eleştirilmiştir?
CEVAP:
Refah devleti politikaları sosyal güvenlik açısından, yardıma bağımlılık ya da giderek bir yoksulluk kültürü yaratma riskine sahip olması nedeniyle eleştirilmiştir.
#50
SORU:
Yoksulluğu önlemek için yapılan sosyal harcamalar 1970’lerde başlayan mali krizle birlikte nasıl bir korkuya sebep olmuştur?
CEVAP:
1970’lerde başlayan mali krizle birlikte sosyal harcamaların, kendinden beklenenin tersine, yoksulluğu arttırabileceği korkusu piyasa yanlısı tartışmalarda yer bulmuştur.
#51
SORU:
Esas olarak 1990’larla birlikte neoliberal ve piyasa yanlısı yeni stratejiler nasıl politikaların benimsenmesine yol açmıştır?
CEVAP:
1990’larla birlikte neoliberal ve piyasa yanlısı yeni stratejiler, ekonomik büyümeye dayalı kalkınma sürecine ağırlık vererek piyasanın daha etkin işleyişini gözeten ve böylece artan gelirlerin yoksulluğu azaltacağını öngören politikaların benimsenmesine yol açmıştır.
#52
SORU:
Devlet bu yeni düzende piyasalara ilişkin nasıl bir görev üstlenmektedir?
CEVAP:
Devlet, piyasanın yeni kurumsal düzenlemesinde etkin bir işleyiş için gerekli yasal ve kurumsal düzenlemeleri yapacak ancak piyasanın işleyişine karışmayacaktır.
#53
SORU:
Yönetişim kavramı ile devlete nasıl bir görev öngörmüştür?
CEVAP:
Devlet, piyasa ve sivil toplum kuruluşları arasında bir tür koordinasyon görevi üstlenecektir.
#54
SORU:
Yoksulluk açısından yönetişim kavramı nasıl yorumlanacaktır?
CEVAP:
Devlet, yoksullukla mücadele için kullanılacak yeniden dağıtım politikalarının tasarlanması ve yürütülmesi yerine artık sadece piyasa alanı içerisindeki ekonomik düzenlemeleri yapmak buna uygun sosyal, ahlaki ve kültürel düzenlemeleri de gerçekleştirmekten sorumlu olacaktır.
#55
SORU:
Son yıllarda alt sınıf tanımları yeni sağ görüşün elinde nasıl şekillenmiştir?
CEVAP:
Kalıtımsal olarak aşağı olan, refah devletini sömüren, sorumsuz ve tembel olan gibi bazı toplumsal kesimleri suçlayıcı bir boyuttadır.
#56
SORU:
Muhafazakar bakış açısına sahip Lewis, yoksulluğu nasıl anlatmaktadır?
CEVAP:
Bu ailelerin yoksulluğu bir kader olarak gördüklerini, bunu kabullendiklerini, geleceğe yönelik bir planlama yapmadıklarını öngörmekte ve bu ailenin çocuklarının da yoksulluk kültürünü yeniden ürettiğine dair düşüncelerini anlatmaktadır.
#57
SORU:
Çalışan yoksul kavramı nedir?
CEVAP:
Ücretli işe katılmış olmak ancak yoksulluktan kurtulamamış olmaktır.
#58
SORU:
Yoksulluk çalışmalarında “yapabilirlik” kavramı ne demektir?
CEVAP:
Yoksulluğun gelir düzeyiyle sınırlı tanımı reddedilerek yapabilirlik, açlık, sağlıksızlık, cahillik, kötü barınma koşulları gibi her insanın mutlaka kaçınmak isteyeceği durumlardan kaçınabileceği anlamındadır.
#59
SORU:
Bauman’a göre tüketim ve yoksulluk arasındaki ilişki nasıldır?
CEVAP:
Bauman’a göre tüketim ve yoksulluk arasındaki ilişki şöyle özetlenebilir:
- Toplumsal yapıda daha esnek ve değişken bir moderniteye geçilmiştir.
- Birey daha özgürdür.
- Özgürlük daha çok tercih yapabilme, satın alabilme, tüketim, yaşamdan haz alabilme özgürlüğüdür.
- Toplumlar üreticilikten tüketiciliğe evrilmiştir.
- Birey yaşamları daha esnek bir hal almaktadır.
- Bireylerin hızla değişen süreçlere uyum yeteneği yaşamdaki başarısı belirlemektedir.
- Bireyin refahında ve başarısında toplumun sorumluluğu azalmış, birey tüm yaşamın sorumluluğunu üstlenmiştir.
#60
SORU:
Bauman’ın yoksulluğun tam istihdam koşullarında da ortaya çıkabileceği görüşü yoksulluk anlamında nasıl bir durumu gözler önüne sermiştir?
CEVAP:
Toplumda tam istihdam olsa bile çalışan yoksulların olabileceği, tüm sosyal hastalıkların ilacı olarak düşünülen iş ve istihdamın aslında yoksulluk problemini çözemediği konusunu gözler önüne sermiştir.
#61
SORU:
Bauman’a göre yoksulluk hangi durumlarda tanımlanır?
CEVAP:
Sadece yokluk ve bedensel tehlike anlamında değildir aynı zamanda sosyal ve psikolojik bir durumdur.
#62
SORU:
Tüketim toplumu toplumsallığı nasıl tanımlar?
CEVAP:
Tüketim toplumu, zevk ve haz üzerinden toplumsallığı tanımlar.
#63
SORU:
Tüketim toplumunun yoksullara bakışı nasıldır?
CEVAP:
Yoksulları sakat, arızalı, kusurlu ve noksan, yetersiz olarak tanımlar ve dışlar.
#64
SORU:
Bauman’ın vurguladığı yeni yoksulluk anlayışı nasıl tanımlanmaktadır?
CEVAP:
Yeni yoksulluk, tüketim toplumunda toplumda yaygın kabul gören ve gösterisel biçimde tüketemeyenin yoksulluğu olarak tanımlanmaktadır.
#65
SORU:
Küresel ekonominin etkileri yoksulluk ve eşitsizlik anlamında nasıl sonuçlara sebep olmuştur?
CEVAP:
Özellikle az gelişmiş ekonomilere sahip ülkelerde, yoksulluğa ve büyük toplumsal eşitsizliklere ve varsıllar ve yoksullar arasındaki makasın açılarak polarizasyona neden oldu.
#66
SORU:
Yeni toplumsal düzenle birlikte yurttaşlık kavramı nasıl değişmiştir?
CEVAP:
Toplumsal ve siyasal düzeyde devletin himayesinde olan yurttaş kavramı yerine batının gelişmiş ekonomilerinde liberal demokrasi ilkelerine en uygun olduğu düşünülen başarılı, kendi ayağı üzerinde durabilen, girişimci ruha sahip, kendi sorumluluğunu alabilen ve himayeci bir otoriteye gerek duymayan sosyal sermayesi yüksek olan yurttaş tanımı tercih edilmiştir.
#67
SORU:
Yoksulluğa atfedilen çalışan yoksul, tehlikeli sınıflar gibi kavramlarla ile örtüştürülen yeni yurttaş anlayışı ile yoksulluk ve varsıllık nasıl şekillendi?
CEVAP:
Bireyler sosyal sermaye ve/veya kültürel sermaye birikimine göre yoksul veya varsıl sayıldı.
#68
SORU:
Sosyal sermaye, yeni yoksulluk anlayışı anlamında korunma amacına hizmet etmekte midir?
CEVAP:
Hayır. Sosyal sermaye, yoksul bireyin sığınacağı bir mekanizma değil, piyasaya katılımı kolaylaştıran bir unsur haline gelmiştir.
#69
SORU:
Yoksulluk, 1990’da Dünya Bankası raporunda nasıl tanımlanmıştır?
CEVAP:
Yoksulluğun tamamen kaldırılamayacağı, hafifletilebileceği ve hafifletebilmenin yollarının aranacağı bir tanımlama yapılmaya başlanmıştır.
#70
SORU:
Türkiye’de uzunca bir süre yoksulluk hangi ağlarla gizlenmeye çalışılmıştır?
CEVAP:
Aile ve hemşehri dayanışmasına dayalı sosyal ağlarla gizlenmeye çalışılmıştır.
#71
SORU:
Yoksulluk sonucu ortaya çıkan yoksunluk ve sosyal dışlanma hangi sonuçları da beraberinde getirmiştir?
CEVAP:
Sadece gelir dağılımı bakımından değil yoksullara açık olan ekonomik, toplumsal ve siyasal fırsatlar bakımından da eşitsizliklerin ortaya çıkması ve bu eşitsizliklerin yaygınlaşmasını da beraberinde getirmiştir.
#72
SORU:
Toplumda eşitsizlik yaratan kaynaklar nelerdir?
CEVAP:
Toplumlarda kaynakların dağılımı toplumsal eşitsizlik yapısını yaratır. Bu yapıda
bir uçta yoksulluk öbür uçta varsıllık/zenginlik ortaya çıkar. Bu noktada eşitsizlik
yaratan kaynaklara bakarsak, bunların toplumsal, ekonomik, siyasi ve kültürel
kaynaklar olduğu görülür.
#73
SORU:
Yoksulluğun toplumsal eşitsizlikler içinde anlaşılmasını sağlayan liberal bakış açısını açıklayınız.
CEVAP:
Liberal bir bakış açısından, yoksulluğu “ölçmeye” çalışan yaklaşımdır. Bu yaklaşım, daha çok “mutlak yoksulluk” kavramına uygun biçimde yoksulluk ve eşitsizlik ilişkisini iş ve iş süreçlerindeki konum, işsizlik, gelir yetersizliği, gelir dağılımı içindeki konumu, barınma, alt yapı ve beslenme olanaklarına insanca yaşam koşullarında erişememe kriterleri ile açıklayan yaklaşımlardır
#74
SORU:
Yoksulluğun toplumsal eşitsizlikler içinde anlaşılmasını sağlayan marksist bakış açısını açıklayınız.
CEVAP:
Bu yaklaşıma göre, yoksulluk toplumsal sistemin ve yapının doğasının bir sonucudur (Wright, 1994). Yana çıkma: Marksist yaklaşıma göre, yoksulluk sistemin ve yapının doğasının bir sonucudur. Wright’a göre, bu paradigmanın metodolojisi tarihsel materyalizm olmalı ve yoksulluğu tarihsel konumunda anlamaya çalışmalıdır. Özellikle modern dönemdeki yoksulluğu, kapitalist üretim biçimine bağlı olarak, bu üretim biçiminin çıktısı olarak ele almak gerekir.
Modern toplumda yoksulluğun yapısal nedenleri Kapitalist Üretim Tarzının çelişkilerinden kaynaklandığı için - Marksist terminolojide yoksulluk problemi olarak tanımlanmayan fakat toplumsal sınışar arası işbölümü, üretim ilişkileri ve sınıfa dayalı sömürü olarak tanımlanan- yoksulluk kapitalist üretim tarzı sürdüğü sürece çözülemez.
#75
SORU:
1990 yılından bu yana kullanılan İnsani Gelişme Endeksi nedir?
CEVAP:
Bu ölçümde yaşam kalitesi göstergelerine yer verilmektedir. Bu göstergeler çocuklarda beslenme oranları, çocuklarda ölüm oranları, toplumsal cinsiyet bazında gelişmeler, kaliteli suya erişim oranları ve benzeri insani gelişmeye ilişkin ölçütleri ele almaktadır. Bu endeksten çıkarılabilecek en önemli sonuç ise, yoksulluk konusunun ekonomik etkilerinin ötesinde, sosyal ve siyasal ortamla yakından ilgili olduğu ve bu nitelikleri ile de zor ve karmaşık bir konu olduğudur.
#76
SORU:
Yoksulluk sınırı nedir?
CEVAP:
Rowntree daha sonra farklı büyüklüklerdeki hane halkları için bu standart diyete, tek bir mali bedel belirlenmesinin olanaksızlığını da düşünüp, iki yetişkin ve üç çocuktan oluşan bir aile için standart diyeti sağlayacak minimum haftalık geliri hesaplamış ve buna yoksulluk sınırı demiştir
#77
SORU:
Türkiye' de 2008 yılında yapılan yoksulluk çalışmalarında ne gibi tespitler sunulmuştur?
CEVAP: - Kırsal yerlerde yaşayanların yoksulluk riski, kentsel yerlerde yaşayanlardan fazladır.
- Hanehalkı büyüklüğü arttıkça yoksulluk riski artmaktadır.
- Eğitim durumu yükseldikçe yoksul olma riski azalmaktadır.
#78
SORU:
Yoksulluk sonucunda ortaya çıkan toplumsal yalıtılmışlık ne tür sorunlara yol açabilmektedir?
CEVAP:
İlk olarak, yoksul kişilerin gelirlerinde büyük değişmelerle karşı karşıya kalma riski, toplumun diğer kesimlerine göre çok daha yüksektir; bu insanlar bu tür değişmelere karşı çok duyarlıdırlar. Bu yüzden yoksullar, ya tüketimleri bakımından yıkıcı sonuçlar verebilecek olan riskleri kabullenme eğilimindedirler ya da riskten kaçınarak yoksulluklarının sürmesini kabullenme gibi bir seçimle karşı karşıyadırlar. ‹kinci olarak ise yoksul insanlar yaşadıkları güçsüzlük ve marjinalleşme yüzünden seslerini duyurabilecek siyasi güce sahip değillerdir. Bunun doğal bir sonucu, toplumdaki eşitsizliğin ve kimi grupların dışlanmasının giderek yaygınlaşmasıdır.
#79
SORU:
Sivil haklar ve siyasi hakların tanımını yapınız.
CEVAP:
Sivil haklar, kişilerin “konuşma, düşünme ve inanç, hukuktan yararlanma, mülkiyet haklarına sahip olma ve antlaşmalar yapabilme” özgürlüklerini tanımlar. Siyasi haklar ise “siyasi erk’e katılma, seçmeseçilme haklarını” ifade eder. Sosyal haklar, “ulusal düzeyde zorunlu eğitim, sağlık ve sosyal hizmetlerin herkese eşit olarak ulaştırılması yanında, toplumda geçerli olan standartlara uygun medeni ve kaliteli bir yaşam hakkının sosyal bir miras olarak gelecek kuşaklara aktarılmasını” içerir.
#80
SORU:
Yurttaşlık ve vatandaşlık kavramlarını açıklayınız.
CEVAP:
Marshall yurttaşlığı, “bir toplumun tam üyesi olan herkese tanınan bir statü” olarak görür. “Bu statüye sahip olan herkes, hak ve görevlere göre eşittir. Hak ve görevlerin tam olarak neler olduğunu belirleyecek evrensel bir prensip yoktur. Diğer yandan yurttaşlığın geliştiği toplumlar ideal bir yurttaşlık fikri yaratır ve bu ideale doğru hareket eder, gelişim ve başarılarını ölçmek için bu ideali bir ölçüt olarak kabul ederler. Bu yoldaki motive edici güç ise daha fazla eşitliktir”
vatandaşlık ulus-devlet pratiğinin ürettiği kavramsal bir araç olup tarih içinde gelişmiştir. Diğer yandan yaş, mülkiyet, cinsiyet ve çalışma durumuna göre devlet-yurttaşlık ilişkisi şekillenmiştir. Dolayısıyla, herkese toplumsal fırsat eşitliğinin sağlanması mümkün olamamıştır. Yurttaşlık hakları kapsamına en önce girebilenler sermaye ve mülk sahipleri olmuştur. Daha sonra ücretli emek, arkasından kadınlar ve en son çocuk ve gençler yurttaşlık haklarına çeşitli düzeylerde kavuşabilmişlerdir.
#81
SORU:
Refah devleti ile kast edilen nedir?
CEVAP:
Tarihsel olarak refah devleti anlayışı, daha çok II. Dünya Savaşının ardından 1980’lere kadar bütün dünyada yaygın olan, yoksullukla doğrudan mücadele amacını güden ve esas olarak bir sosyal güvenlik ağını öngören sosyal politikalar niteliğindedir
#82
SORU:
Refah devleti politikaları hangi noklarda eleştirilmektedir?
CEVAP:
Yardıma bağımlılık ya da giderek bir yoksulluk kültürü yaratma riskine sahip olması nedeni ile de eleştirilmiştir. Refah devleti politikalarının sosyal yardımlarla geçimini sürdüren insanların sayısının artması; yardım alan bireylerin piyasada çalışmaları için sistemin doğasından gelen rekabetçilik ve “çalışarak ekmeğini kazanma” anlayışının aşınması (aç kalmamak için çalışmak ya da yoksulluk korkusu) gibi sonuçlara neden olduğu iddia edilmektedir. Başka bir deyişle, yoksulluğu önlemek için yapılan sosyal harcamaların, kendilerinden beklenenin tam tersi bir sonuç vererek yoksulluğun artmasına da yol açabileceği korkusu, özellikle piyasa yanlısı tartışmalarda yer bulmuştur.
#83
SORU:
Malthus'un yoksulluk anlayışını açıklayınız.
CEVAP:
Malthus’a (1798) göre nüfusta eğitimsiz, kötü niyetli, çalışmak istemeyen ve bağımlı kişilerin artması ile yoksulluk da artar. Bu kişiler yaşam mücadelesinde yok olmaya mahkûmdurlar. Bu kişiler Malthus’a göre “hak etmeyen” yoksullardır. İngiltere’de özellikle Viktorya döneminde egemen olan bu görüşe göre yoksullar “kendileri için bir şey yapan”, yoksulluğu geçici bir durum olan ve dolayısıyla yardımı hakeden, bu anlamda saygın olan ve korunanlar ile düşkün bir hayat yaşayan, suça karışan ile saygın olmayan ve korunmayı hak etmeyenler olarak iki grupta ele alınıyordu.
#84
SORU:
Marx yoksulluğu nasıl ele almaktadır?
CEVAP:
Marx ekonomik durgunluk dönemlerinde işten çıkarılanların, uzun dönemli işsizlik çekenlerin, düzensiz ve geçici ve düşük gelirli işler yapanların, bir süre sonra işgücü piyasasında tüm şanslarını kaybedip lümpen proleterlere dönüştüğünü ve yaşamak için suç dünyasına girdiklerini iddia eder. Bu anlamda Marx da çalışan ama yoksul olan proleterlik ile çalışma fırsatı bulamayan yoksul proleterler arasında bir ayrım yapar. Marx’a göre çalışma fırsatı bulamamak bireyin sorumsuzluğu değil, yukarıda açıklandığı gibi kapitalizmin işgücünün belli bir kesimini yedek işgücü ordusu olarak tutma eğiliminin bir sonucudur.
#85
SORU:
Oscar Lewis 1961 yaptığı çalışma ile neyi hedeflemektedir?
CEVAP:
Lewis aslında bu çalışmayı en alta düşen yoksulun yoksulluktan kendi başına çıkamayacağını ancak yoksulluğun daha da nesiller boyu kronikleşerek devam edeceğini vurgulamak için yapmıştır. Bu anlamda, mutlak yoksula yardım politikalarının, bu yoksulluk kültürünü de dikkate alarak yapılandırılmasının gerekli olduğu vurgulanmıştır.
#86
SORU:
Zymaunt Bauman'ın tüketim ve yoksulluk arasında kurduğu ilişkiyi açıklayınız.
CEVAP:
Bauman’a göre, içinde yaşadığımız toplumsal yapıda katı modernlikten daha esnek ve değişken bir moderniteye geçilmiştir. Bu yeni modernitede birey daha özgürdür. Bu özgürlük ise daha çok tercih yapabilme özgürlüğü, satın alabilme özgürlüğü, tüketim özgürlüğü ve yaşamdan haz alma özgürlüğü olarak tanımlanmaktadır. Toplum, üreticiler ağırlıklı bir toplumdan tüketici ağırlıklı bir topluma evrilmiştir. Bireylerin yaşamları da tüketim toplumu içinde parçalı, esnek bir hâl almaktadır. Bireylerin hızla değişen süreçlere uyum yeteneği onların yaşamdaki başarısı- nı belirlenmektedir. Birey yeni koşullara uygun olarak sürekli değişen stratejiler yapabilmeli, belirsizlikler içinde sürekli kayıplarını ve kazançlarını hesap ederek yaşamalıdır. Birey yaşamının yegâne sorumlusu olmuştur. Bireyin refahında ve başarısında toplumun sorumluluğu son derece azalmış, birey ise tüm yaşamının sorumluluğunu üstlenmiştir.
#87
SORU:
Yoksulluğu kapitalizm sistemi içerisinde tartışınız.
CEVAP:
Yoksulluk kapitalizm içinde yeni bir olgu değildir. Yoksulluk devamlı yaşandığı halde, kapitalizm içinde hiçbir zaman ortadan kaldırılmak istenmemiştir. Küresel ekonomi dengeleri, bir yandan uluslararası finans piyasalarında mal ve hizmetlerin dolaşımında etkili olurken, öte yandan ulusal ölçekte üretimin yeniden örgütlenmesinde etkili olmaktadır. Küresel ekonominin etkileri özellikle az gelişmiş ekonomilere sahip ülkelerde, yoksulluğa ve büyük toplumsal eşitsizliklere ve varsıllar ve yoksullar arasındaki makasın açılarak polarizasyona neden oldu.
#88
SORU:
Yoksulluğun sonuçları nelerdir?
CEVAP:
Yoksulluğun sonucu olan yoksunluk ve sosyal dışlanma, toplumda yalnızca sonuçlar bakımından, yani gelir dağılımı bakımından değil, daha önemlisi, yoksullara açık olan ekonomik, toplumsal ve siyasal fırsatlar bakımından da eşitsizliklerin ortaya çıkması ve bu eşitsizliklerin kendi kendini sürdürecek biçimde yaygınlaşmasını da beraberinde getirmektedir. Özellikle gelişmekte olan ülkelerdeki gibi piyasaların işleyişinde ortaya çıkan sorunların ve piyasa başarısızlıklarının varlığında, gelir, servet ve güç dağılımındaki eşitsizlikler, yatırım olanaklarını da etkilemektedir. Gelişmekte olan ülkelerde daha çok rastlanan, kredi, sigorta, toprak ve beşeri sermaye alanlarındaki piyasa başarısızlıkları, yoksullara açık olan yatırım fırsatlarının önünü ciddi biçimde tıkamaktadır
#89
SORU:
Bir toplumun üyelerinin o toplumdaki eşitsizlikleri nasıl belirlenmektedir?
CEVAP:
Toplumsal işbölümü, üretim süreçleri ve üretim ilişkileri içindeki konumları; siyaset içindeki konumları; toplumsal yapı ve kültürel oluşumlar içindeki aile ilişkileri, komşuluk, arkadaşlık, dayanışma biçimleri, inanç sistemleri deneyimleri ve o toplumdaki haklar ve sorumluluklar sistemi içinde belirlenir.
#90
SORU:
Göreceli yoksulluktan kast edilen nedir?
CEVAP:
Görece Yoksulluk, bir toplumda geçerli ve geleneksel olarak o toplumda belli bir zamanda toplumun üyeleri tarafından kabul edilmiş yaşam standardına göreceli olarak belirlenir.
#91
SORU:
Gelir dağılımı/bölüşümüne dayanan yoksulluk ölçümü nedir?
CEVAP:
Bir hane halkının ekonomik kaynakları, o hane halkının üyelerinin tüketim ve harcamalarının düzeyini, barınma ve ulaşım olanaklarını, eğitim düzeyini ve üyelerinin gelecekteki refahını belirler. Ekonomik kaynaklar gelir ve tasarruflar ile belirlenir. Toplumdaki nüfus, toplumda üretilen toplam gelirden (Gayrisafi Millî Hasıla) aldıkları paya göre, yukarıdan aşağıya doğru gelirin en üst dilimini alanlardan, en alt dilimini alan gruplara kadar sıralanır. Bu sıralama sonunda gelirin en üst dilimi ve en alt dilim arasındaki farklılıkları görmek mümkün olur