TURİZM SOSYOLOJİSİ Dersi Küreselleşme ve Turizm soru cevapları:

Toplam 20 Soru & Cevap
PAYLAŞ:

#1

SORU:

Küreselleşme nedir?


CEVAP:

Küreselleşme emek, sermaye ve bilginin dünya yüzeyinde hızlı ve sınırsız bir şekilde dolaşımını ifade etmektedir.


#2

SORU:

Tarihsel bağlamda küreselleşmenin nedenleri nelerdir?


CEVAP:

Küreselleşmenin nedenlerine baktığımızda, en temel neden tarihsel bağlamdır. 1945’te 2. Dünya Savaşı’nın bitmesiyle ortaya çıkan çift kutuplu uluslararası yapı Soğuk Savaş olarak adlandırılmaktadır. Soğuk Savaş dönemi güçlü ulus-devletlerin ve iç piyasaya dönük kapalı ekonomilerin hâkim olduğu ve uluslararası ilişkilerin Batı Bloğu ve Sovyet Bloğu içinde gerçekleştiği bir yapıydı. 1970’lerden itibaren uluslararası barışın yerleşmesi ve ulusal ekonomilerin yeniden inşa sürecini tamamlamasıyla birlikte Soğuk Savaş döneminde bir yumuşama meydana geldi. Bu yumuşama, ulusal ekonomilerin dışa açılmasını, ulus-devlet sınırlarının sermaye, mallar ve insanların hareketliliğine izin verecek biçimde zayıflamasını ve daha önce bloklar içinde gerçekleşen uluslararası ilişkilerin küresel düzlemde gerçekleşmesine yol açtı. 1980’lere gelindiğinde dünya artık politik ve ekonomik alanlarda yeni bir örgütsel yapıya doğru yönelmiş; bu durum sosyal yapılara ve ilişkilere de yansımıştı.


#3

SORU:

Tarihsel bağlam ne anlama gelmektedir?


CEVAP:

Belli bir dönemde tanımlayıcı olan politik, ekonomik, sosyal ve kültürel koşulların bütününe tarihsel bağlam denmektedir. Tarihsel bağlam belli bir olayın derinlemesine analizinde önem taşımaktadır.


#4

SORU:

İletişim teknolojilerinin küreselleşmeye etkileri nelerdir?


CEVAP:

Küreselleşmenin nedenlerini iletişim teknolojileri açısından değerlendirdiğimizde en dikkat çekici gelişme bilişim teknolojilerindeki gelişme ve bunun yaygınlaşmasıdır. Öncelikle daha fazla insan bilgisayar kullanmakta, dolayısıyla bilişimdeki gelişmelere hızlı bir biçimde ulaşabilmektedir. İkinci olarak internetin yaygınlaşması toplumları birbirine yakınlaştırmakta, aynı zamanda bir bilgi akışı yaratmaktadır. Castells, bu gelişmeleri bilgi çağı ve ağ toplumu kavramlarıyla açıklamaktadır.


#5

SORU:

Küreselleşmeyi toplumsal boyutu ile değerlendiriniz.


CEVAP:

Küreselleşmenin en önemli boyutu bireyleri doğrudan etkilediği için toplumsal hayatta ortaya çıkmıştır. Öncelikle ulusal sınırların zayıflamasına karşılık ekonomik ilişkilerin her düzeyde belirleyici olması köklü bir toplumsal dönüşüme yol açmıştır. Bilginin daha kolay ulaşılır olması kültürler ve toplumlar arası etkileşimi artırmıştır. Artan insan hareketliliği de bu etkileşimde rol oynamıştır. Bunun yanı sıra küresel piyasaların bütünleşmesi, malların ve hizmetlerin yerkürenin tüm piyasa alanlarına yayılmasına neden olmuş ve buna karşılık bir küresel tüketim toplumu ortaya çıkmıştır. Ancak bu unsurlar aynı zamanda toplumları, toplumsal ilişkileri ve sonuç olarak bireyleri de tektipleştirme eğilimi göstermektedir. Buna karşılık farklı kimlik unsurlarını vurgulayan kimlik politikaları yükselişe geçmiş, yerel unsurlar ve kültürler küreselleşmenin yayılımına ve tehditlerine karşı direniş göstermeye başlamışlardır.


#6

SORU:

Küreselleşmenin olumsuz etkileri nelerdir?


CEVAP:

Küreselleşmenin olumsuz etkilerine baktığımızda, ekonomik bütünleşme sonucu gelişmekte olan ülkelerde ortaya çıkan istihdam olanaklarının büyük oranda sömürüye dayandığını, bu iş alanlarında çalışanların düşük ücretler karşılığı, güvencesiz çalışarak aslında merkez ülkelerin çok uluslu şirketlerine kar sağladığı görülmektedir. Bu anlamda küreselleşme hem bireyler arası hem ülkeler arası eşitsizliği artıran bir süreçtir. Ortaya çıkan bilgi toplumu, yerel unsurları ve kültürel formları tehdit etmekte, küreselleşmenin tektipleştirme sürecine karşı otantik değerlerin yok olmasına neden olmaktadır. 


#7

SORU:

Küreselleşmenin turizm üzerinde politik etkileri nelerdir?


CEVAP:

Küreselleşmenin turizm üzerinde politik etkilerine bakıldığında, ulus-devletlerin sınırlarının önemini yitirmesi, insan hareketliliğine dayalı turizm etkinliklerinin de yaygınlaşmasına ve turizm piyasasının büyümesine yol açmıştır. Artık küçük ya da büyük, gelişmiş ya da gelişmekte olan pek çok ülke tarihi ve doğal kaynaklarını harekete geçirerek dünya turizm piyasasının bir parçası olmaya çalışmaktadır. Ülkelerin vize politikaları yumuşamakta; devletler turizm bakanlıkları veya bürokratik yapıları aracılığıyla turizmi teşvik etmektedirler. Aynı zamanda turizmin küçük ölçekli sermaye yatırımlarıyla geniş çaplı istihdam yaratması nedeniyle, özellikle gelişmekte olan ülkeler turizmi bacasız sanayi olarak değerlendirmektedirler.


#8

SORU:

Doğrudan yabancı sermaye yatırımları ne anlama gelmektedir?


CEVAP:

Doğrudan yabancı sermaye yatırımları; yabancı sermaye yatırımlarının bir türü olan doğrudan yabancı sermaye yatırımları, şirketlerin bulundukları ülkenin dışında üretim faaliyetlerine yönelik yatırımlar yapması anlamına gelmektedir. Özellikle çok uluslu şirketler tarafından farklı yöntemlerle uygulanmaktadır. Bu yatırımların birincil amacı emek maliyetlerinin en aza indirilmesidir.


#9

SORU:

Küresel ve yerel ikilemi antropolojik bir yaklaşım olan ev-sahibi konuk ilişkisi bakımından nasıl değerlendirilebilir?


CEVAP:

Turizm çalışmalarında küresel ve yerel ikilemi farklı yaklaşımlarla açıklanmaktadır. Bunlardan birincisi daha çok antropolojik bir yaklaşım olan ev-sahibi konuk ilişkisidir. Buna göre yerel halk veturistlerin turizm alanında karşılaşması her iki grup içinde belli sosyal ve kültürel değişimler anlamına gelmektedir. Yerel halk, turizme iş ve geçim kaynağı olarak bakarken turistler için bu tatil ve eğlence zamanıdır. Burada iş-eğlence ikilemi de sosyal algıda etkili olmaktadır. 


#10

SORU:

Yerel turizmde gelir kaçışı sorunu hangi nedenlerden kaynaklanmaktadır?


CEVAP:

Gelir kaçışı sorunu farklı nedenlerden kaynaklanmaktadır. Birinci neden, turizm yatırımlarının yerli sermaye yerine yabancı sermaye tarafından yapılmasıdır. İkinci olarak devletler, yabancı yatırımı artırmak için vergi indirimi, kaynak tahsisi gibi avantajlar sağlarlar. Bu sayede ekonomik büyüme ve istihdam sağlarken, kardan vazgeçerler. Bunun yanı sıra, küresel turizmin düzenlenmesinde büyük rol oynayan tur operatörleri ve havayolu şirketleri gelir kaçışı sorununun en önemli belirleyicileridir. Son olarak, turizm işletmelerinin kullandıkları veya pazarladıkları bir takım ürünleri ithal etmeleri de gelir kaybına yol açmaktadır. 


#11

SORU:

Alternatif turizm kavramından ne anlaşılmaktadır?


CEVAP:

Alternatif turizm, deniz-kum-güneş temelli kitle turizminin dışında kalan, kitlesel olmayan ve farklı talepler sonucu ortaya çıkan tüm turizm türlerini kapsamaktadır. Örneğin sağlık turizmi, hem kaplıca ve spa turizmi gibi doğal termal kaynakların sağlık için kullanımını içermekte hem de tedavi odaklı seyahatleri de kapsamaktadır.


#12

SORU:

Küresel kültür akışlarının farklı boyutlarını tanımlamak için kullanılan "etno-peyzaj (ethnoscape)" kavramı neyi ifade etmektedir?


CEVAP:

Urry küresel kültür akışlarının farklı boyutlarını tanımlamak için Appadurai’nin kavramsallaştırmasını kullanmaktadır: Bu durumda etno-peyzajlar (ethnoscape) turistlerin, göçmenlerin, sığınmacıların, sürgünlerin, yabancı işçiler ve benzerlerinin devinen peyzajı ifade etmektedir.


#13

SORU:

 Metalaşma, yerel olarak üretilen kültürel ürünlerde ne şekilde görülmektedir?


CEVAP:

Metalaşma yerel olarak üretilen kültürel ürünlerde de görülmektedir. Özellikle otantik özellik taşıyan hediyelik eşyalar artan turist talebini karşılamak için kitlesel olarak üretilmekte, bu nedenle hem kalitesini hem de özgünlüğünü kaybetmektedir. Bugün birçok hediyelik eşyanın aslında gelişmekte olan ülkelerde kitlesel olarak üretildiği ve kendi yerel özelliğinden koptuğu bilinmektedir.


#14

SORU:

Sürdürülebilirlikteki ana konular nelerdir?


CEVAP:

Sürdürülebilirlikteki ana konular ekolojik denge, sosyal refahın dağılımı ve demokratik karar alma süreçleridir. Ekolojik denge doğal kaynakların kullanımıyla ilgiliyken, sosyal refahın dağılımı turizmin getirilerinin yerel halka yansıtılmasını, demokratik karar alma süreçleri ise yine yerel halkın yaşam alanlarıyla ilgili kararlar alınırken siyasi ve ekonomik mekanizmalara dâhil edilmesini kapsamaktadır.


#15

SORU:

Citta slow (yavaş şehir) anlayışının öncelikli hedefi nedir?


CEVAP:

Yavaş şehrin öncelikli hedefi turizmin gelişmesini denetim altında tutmak ve turizmden kaynaklanan sosyal ve ekonomik gelişmenin yerel halka ulaşmasını garanti altına almaktır. Türkiye’nin ilk yavaş şehri olan İzmir’in Seferihisar ilçesi sürdürülebilir turizm için çok başarılı bir örnektir


#16

SORU:

Farklı aktörler arasındaki uzlaşma veya çatışma ilişkilerinin belirlenmesine dayalı olan güç ilişkilerini açıklayınız.


CEVAP:

Farklı aktörler arasındaki uzlaşma veya çatışma ilişkilerinin belirlenmesine dayalı olan güç ilişkilerini hegemonya, ideoloji ve söylem kavramlarıyla açıklamak mümkündür. Hegemonya, güçlü grupların güçsüz gruplar üzerinde hâkimiyet kurması anlamına gelmekte, ulusal politik yapılan kadar uluslararası sistem içinde de kullanılmaktadır. İdeoloji, güç ilişkileri çerçevesinde belli bir çıkar grubunun düşüncelerinin temsilidir. Söylem ise, belli bir ama yönelik olarak belli bir grubun düşüncelerinin temsilidir.


#17

SORU:

Güç ilişkileri turizm özelinde nasıl değerlendirilebilir?


CEVAP:

Güç ilişkilerini turizm özelinde değerlendirdiğimizde, merkez ülkeler ve bu ülkelerden kaynaklanan çok uluslu turizm şirketleri turizm sektöründe hegemonya konumundaki aktörlerdir. Çok uluslu şirketlerin yaptığı yatırımlar, tur operatörlerinin paket turları, hava yollarının uçuş noktaları küresel turist hareketlerinin yönünü belirlemektedir. Hegemonya yaklaşımına uygun olarak sürdürülebilirlik ilkesi de yine hegemonyanın çevre ülkelerdeki turizm gelişimine yön vermek amacıyla kullandığı bir ideoloji olmaktadır. Her ne kadar sürdürülebilirlik düşüncesi yerel halkların yararına olsa da bu düşüncenin altyapısı ve standartları merkez ülkeler tarafından geliştirilmekte ve çevre ülkelere dayatılmaktadır. Bu nedenle sürdürülebilirlik küresel eşitsizliğe bir çözüm olmaktan çok hegemonyanın bir aracı haline gelmektedir.


#18

SORU:

Küresel kültür akışlarının farklı boyutlarını tanımlamak için kullanılan "ideo-peyzaj (ideoscape)" kavramı neyi ifade etmektedir?

 


CEVAP:

Urry küresel kültür akışlarının farklı boyutlarını tanımlamak için Appadurai’nin kavramsallaştırmasını kullanmaktadır. Buna göre "ideo-peyzajlar (ideoscape)" çoğunlukla kısmen devlet ideolojileri veya muhalefet hareketlerinin ideolojileriyle bağlantılı imajların sıralanmasını ifade etmektedir.


#19

SORU:

Sivil toplum kuruluşu nedir?


CEVAP:

Bireylerin gönüllülük esasına dayalı olarak bir çıkar etrafında birleştikleri ve taleplerini politik ve ekonomik aktörlere karşı dile getirdikleri örgütlü yapıya sivil toplum kuruluşu denmektedir. Dernekler, vakıflar, düşünce örgütleri buna örnek olarak alınabilir.


#20

SORU:

Post-turizm kavramı neye dikkati çekmektedir?


CEVAP:

Lash ve Urry’nin ortaya koyduğu post-turizm kavramı artan bilişim teknolojileri sonucu turizmin biçim değiştirdiğine, bir yeri veya kültürü görmek için oraya gitmenin zorunlu olmadığına, çünkü turizm imajının turizmin kaynaklarının önüne geçtiğine, dolayısıyla görülecek her şeyin bilgisayar ekranından detaylı olarak sunulduğuna dikkat çeker.