TURİZM SOSYOLOJİSİ Dersi Turizm Gelişiminin Çevresel Etkileri soru cevapları:
Toplam 22 Soru & Cevap#1
SORU:
Ekolojik turizm kavramı neyi ifade etmektedir?
CEVAP:
Ekolojik turizm kavramı genel olarak, turizm planlanması ve gelişimi sürecinde, ekolojik faktörlerin dikkate alınmasını ve turizm faaliyetlerinin ekolojik ilkeler doğrultusunda yürütülmesini ifade etmektedir.
#2
SORU:
Endüstrileşmenin çevreye ne gibi etkileri olmuştur?
CEVAP:
Modern endüstri çağında, insan refahını arttırmak için endüstrileşmenin ve bunun için de doğanın ve doğal kaynakların sınırsızca kullanılması, zorunlu hale gelmiş ve sonuçta insan ürünü olan (ikincil) doğa ile kendiliğinden var olan doğa arasında yaşamsal bir rekabet ortaya çıkmıştır. Doğanın aşırı kullanım ve sömürüsü sonucu hava, su kirlenmesi ve buna bağlı olarak birçok sağlık sorunları, ölümler ortaya çıkmaya başlamıştır. Ayrıca, küresel iklim değişikliği ve bunun sonucu, dünyanın bazı bölgelerinde oluşan kuraklıklar ve diğer bölgelerinde oluşan sel baskınları, aşırı soğuk ve aşırı sıcak hava dalgalanmaları gibi çevresel etkilerden de söz edilebilir.
#3
SORU:
Turizmin temel kaynağını oluşturan çevrenin boyutları nelerdir?
CEVAP:
Turizmin temel kaynağını oluşturan çevrenin, doğal çevre, sosyo-kültürel çevre ve kentsel (yapay) çevre olmak üzere üç boyutu vardır. Turizm, çevrenin bu üç boyutundan, en çok doğal çevreyi ya da doğal kaynakları kullanır.
#4
SORU:
Doğaya geri dönüş eğilimini nasıl ortaya çıkmıştır?
CEVAP:
Endüstriyel toplum içerisinde çevresel sorunları ortadan kaldırmaya ve doğa ile yeniden barışmaya yönelik olarak kısaca “doğaya geri dönüş” eğilimini içinde barındıran düşünsel yaklaşımlar ortaya çıkmıştır. Eko-turizm ve doğanın turizm yoluyla yeniden keşfini ve doğa ile bozulan ilişkilerin yeniden kurulmaya çalışılmasını “doğaya dönüş” eğilimlerinin somut göstergeleri olarak kabul etmek mümkündür.
#5
SORU:
Turizmin yol açtığı hızlı ve kitlesel gelişim, çevre kalitesini nasıl etkilemektedir?
CEVAP:
Turizmin yol açtığı hızlı ve kitlesel gelişim, çevre kalitesini olumsuz yönde etkilemekte, mevcut arazi kullanımının değişmesi ve bazı bölgelerde özellikle tarımsal nitelikli toprakların kaybı, bitki örtüsü ve tüm doğal çevrenin tahribi, doğal çevreye uyumsuz yapıların ortaya çımasına yol açmaktadır. Ayrıca turizmin gelişimi sonucunda, kıyı şeridinin estetik yönden çirkinleşmesi ve işlevini yitirmesi, mevcut altyapının kaldıramayacağı kanalizasyon, çöp sorunu, atıkların denize boşaltılmasıyla ortaya çıkan kirlilik, tarihsel sit alanlarının tahribi, sosyal yaşam, adetler ve alışkanlıklarda değişiklikler ve bozulmalar gibi pek çok çevresel ve toplumsal sorun ortaya çıkmaktadır.
#6
SORU:
Turizm açısından özel dikkat gerektiren çevresel kaynaklar nelerdir?
CEVAP:
OECD’nin 1980’de hazırladığı bir rapora göre, turizm açısından, özel bir dikkat gerektiren çevresel kaynaklar şu şekilde sıralanmıştır. Sulak alanlar (nehirler, dereler, denizler, kıyılar ve su kaynakları), doğal alanlar (toprak, ormanlar, hava), mimari alanlar, (sahip oldukları özellikler bakımından turistlerin ilgisini çeken mimari yapılar) ve insani alanlardır (insan etkinlikleri).
#7
SORU:
Turizm yaşam döngüsü modeli nedir?
CEVAP:
Turistik yerlerin turistik gelişmişlik açısından konumlarının belirlenmesinde zaman faktörü göz önünde bulundurularak, yaşam döngüsü içerisinde olgunluk, azalma veya yeniden canlanma şeklinde bir bakış açısı geliştirilmiştir. Turizm yaşam döngüsü modeli, bir yörede turizmin gelişim aşamalarını tanımlar. Gelişim aşamaları şu şekilde ifade edilir; doğuş (ortaya çıkış) gelişim, olgunluk ve azalma (gerileme) ya da yeniden canlanma.
#8
SORU:
Turizmin yaşam döngüsünün aşamaları nasıl yorumlanabilir?
CEVAP:
Turizmin yaşam döngüsünün aşamalarını, özetle şu şekilde yorumlamak mümkündür. Bir yörede, turizm bir sosyo-ekonomik faaliyet alanı olarak ortaya çıktığında, doğal kaynakları kullanarak gelişim gösterir ve belirli bir olgunluk düzeyine ulaşır. Ancak bu olgunluk düzeyinden sonra, ulaştığı tepe noktasında, üzerine kurulu olduğu doğal kaynakların sürekli tüketilip, yeniden üretilememesi sonucu turizm, bir sosyo-ekonomik faaliyet alanı olarak, verimliliğini kaybetmeye başlar. Ormanlar yok olmaya, nehirler, akarsular ve denizler kirlenmeye ve doğal niteliğini kaybetmeye ve giderek yok olma eğilimine girmeye başlar. Olgunluk noktasında, doğal kaynakların sürdürülebilir bir şekilde yeniden üretimi sağlanarak turizmin yeniden canlandırılması ya da var olan doğal kaynakların da tamamen tüketilerek turizmin bozulma eğilimine girmesi gibi, bir ikilemle karşı karşıya kalınır.
#9
SORU:
Çevresel kaynaklar nelerdir?
CEVAP:
Çevresel kaynaklar üç ayrı kategoriye ayrılır:
- Doğal Çevre: Kara (toprak), hava, su ve flora.
- Sosyal ve Kültürel Çevre: Gelenekler, görenekler, tarih, sanat, konukseverlik ve bütün bir sosyal yapı.
- Kentsel Çevre: Turistler kadar yerli halka da hizmet veren yapay çevrenin ulaşım ve iletişim gibi üst yapılarıdır.
#10
SORU:
Turizmin doğal çevre üzerindeki olumsuz etkileri nelerdir?
CEVAP:
Turizm faaliyetlerinin yoğunlaşması sonucu, doğal çevre üzerinde birçok olumsuz değişiklik görülmektedir. Bu olumsuz değişiklikler şu şekilde ifade edilebilir:
- Kırsal ekosistemdeki ciddi değişimler (fauna, flora, morfoloji).
- Yoğun kentleşme, kırsal kesimlerin ayrışması.
- Tarımsal alanların yapılaşmaya açılması.
- Deniz kirlenmesi ve bunun sonucunda anormal deniz yosunlarının ortaya çıkması.
- Kırsal kesimdeki erozyon.
- Hava kirliliği.
- Aşırı su tüketimi.
- Yeraltı sularının kirlenmesi.
#11
SORU:
Turizmin çevre üzerindeki olumlu etkileri nelerdir?
CEVAP:
Turizm alanındaki gelişme, çevrenin korunması amacını güden faaliyetlerin de artmasını sağlar. Bu eğilim, bir bölgenin çevresel değerlerinin temel bir çekicilik niteliği kazanmaya başlayınca belirir. Çevrenin düzenlemesine ilişkin çabalar ve müdahaleler park alanlarının yapılması şeklinde görülse de, asıl mesele var olan ve turistleri çeken çevresel alanların korunması yönünde önlemlerin alınmasıyla, doğal kaynakların korunması şeklinde olmalıdır.
#12
SORU:
Sürdürülebilirliğin temel ilkeleri nelerdir?
CEVAP:
Sürdürülebilirliğin temel ilkeleri şunlardır:
- Gelecek kaygısı,
- Kuşaklar arası eşitlik,
- Katılım,
- Ekonomik ve çevresel faktörlerin dengesi,
- Çevresel kapasiteler,
- Niteliksel unsurlar,
- Yerel ekosistemlere önem verilmesi.
#13
SORU:
Turizm açısından sürdürülebilirlik kavramı neyi ifade etmektedir?
CEVAP:
Turizm açısından sürdürülebilirlik; turizmin kaynağını oluşturan doğal, tarihi, kültürel, sosyal ve estetik değerlerin korunup geliştirilerek, çekiciliklerinin devamının sağlanmasını ifade eder. Sürdürülebilir turizm; sektörü besleyen doğal ve yapay çevrenin, insan kaynaklarının, olumsuz etkilenmeksizin, turizm kapasitesini arttırmayı ve turistik ürünlerin kalitesini yükseltmeyi amaçlar.
#14
SORU:
Turizm açısından taşıma kapasitesi nedir?
CEVAP:
Turizm açısından taşıma kapasitesi, turizm faaliyetlerinin, yörenin doğal, sosyokültürel ve kentsel çevresi üzerinde olumsuz etki yapmadan gerçekleştirilmesini ifade eder.
#15
SORU:
Ekoloji nedir?
CEVAP:
Belirli bir alanda yer alan tüm organik ve inorganik (yaşayan ve yaşamayan) varlıklar ve bu varlıklar arasındaki ilişkilere eko-sistem denir. Ekoloji ise eko-sistemi ve eko-sistemin unsurlarını inceleyen bilimdir.
#16
SORU:
Çevre yönetimi sistemlerinin ortaya çıkma nedenleri nelerdir?
CEVAP:
Çevre konusundaki duyarlılık, çevrenin kirletilmesine yol açan endüstrilerle doğrudan ilgilidir. 1980’li ve 1990’lı yıllar boyunca, çevresel baskılar birçok endüstrileri etkilemeye ve bu endüstrileri önlemler almaya yöneltmiştir. Çevresel duyarlılığın artması, sadece üretim sürecinde bir kirletici faktör olarak ortaya çıkan ürün ile ilgili değil, bizatihi üretim sürecinin kendisi ve üretim sürecinin girdileri ile de ilgilidir. Bu bağlamda, çevresel etkiler açısından, üretim sürecinin tümünü denetleyecek ve kontrol edecek süreçlerin oluşturulması gerekmektedir.
Çevre yönetimi sistemleri işte böyle bir gereklilikten ortaya çıkmıştır.
#17
SORU:
Çevre yönetimi kavramı ile sürdürülebilirlik kavramı arasındaki nasıl bir ilişki vardır?
CEVAP:
Çevre yönetimi kavramı ile sürdürülebilirlik kavramı yakından ilgilidir. Çevre yönetimi, geniş kapsamlı olarak, fiziksel kaynakların sürdürülebilirliği, biyolojik koruma sistemleri, bitki ve hayvan türleri ve doğal habitatlar ile toplumların ve kültürlerin korunmasını kapsayan “sürdürülebilir kalkınmayı” içerir.
#18
SORU:
Ham suyun bilinen en iyi ıslah yöntemleri nelerdir?
CEVAP:
Ham suyun bilinen en iyi ıslah yöntemleri şunlardır:
- Koku, tat ve katı maddelerden arındırılması için süzülmesi (filtrasyon)
- Bakteri içeren organik maddelerden arındırılması için biyolojik (oksidasyon)
- Tat, koku, asitler, magnezyum ve demirin atılmasıdır.
#19
SORU:
Enerji hangi ölçümler aracılığıyla korunabilir?
CEVAP:
Enerji bir takım ölçümler aracılığıyla korunabilir:
- Kullanılan enerji kaynağının karışımının yeniden incelenmesi,
- Enerji temin eden şirketler ile tarifelerin veya anlaşmaların incelenmesi,
- Enerji tüketimini azaltabilen pratik uygulamaların çalışanlara öğretilmesi,
- Enerji tüketimini azaltmak için ekipman, bölge ve binaya yapılan yatırımların programlanması
#20
SORU:
Atık yönetim programının göz önünde bulundurması gereken ilkeler nelerdir?
CEVAP:
Atık yönetim programı şunları göz önünde bulundurmalıdır:
- Aşırı, bozuk satın-alım, düşük stok yönetimi ve yanlış üretimi engelleyerek atıkların miktarını azaltmak,
- Eşyaların gereğinden fazla paketlenmesi sonucunda oluşan atıkları azaltmak ve üreticilere yeniden kullanımı daha az olan ürünlerin kullanılmaması yönünde teşviklerde bulunmak,
- Aynı veya farklı amaçlar için eşyaların orijinal biçimleriyle tekrar kullanılması,
- Birçok materyalin, pazarın taleplerini karşılayacak biçimde dönüştürülmesinin sağlanması.
#21
SORU:
Çevresel etki değerlendirme nedir?
CEVAP:
Çevresel Etki Değerlendirme (ÇED) doğal olarak pro-aktif ve engelleyici olmalıdır. Çevresel etki değerlendirme, normal olarak bir üretim faaliyetinden önce gerçekleştirilen bir süreçtir. Değerlendirme, herhangi bir çevresel etkiye ilişkin bilginin toplanması ve analizini kapsar.
#22
SORU:
Ekolojik turizm kavramı ilk kez ne zaman kullanılmıştır?
CEVAP:
Ekolojik turizm kavramı ilk kez 1980’lerin başlarında kullanılmış ve batı kökenli bir kavram olmasına rağmen, ülkemizde kavramsal düzeyde tanınması ve uygulama alanına girmesi gecikmemiştir.