TÜRK BASIN TARİHİ Dersi CUMHURİYET DÖNEMİ (1980 ÖNCESİ) soru cevapları:
Toplam 72 Soru & Cevap#1
SORU:
Cumhuriyet dönemi basını konusunda araştırmada
ayrıntılı bir inceleme yapmak neden mümkün değildir?
CEVAP:
Bu döneme ilişkin basın konusunda araştırma
yapma hem yer darlığı hem de bazı engeller yüzünden
mümkün değildir. Her şeyden önce, bu dönem basınının
sistematik bir envanterinin bulunmaması en önemli
engeldir. Hangi yıllarda, kaç süreli yayın çıktığı, bunların
çıkış yeri ve çıkaranlar, yayın politikaları, yayın türleri,
içerik özellikleri vs. gibi bilgiler henüz tam anlamıyla
mevcut değildir. Bu nedenle, dönemin basını üzerine
nicelik yönünden bir değerlendirme yapmak şu an için
mümkün görülmemektedir. Ayrıca Cumhuriyet Dönemi
basınının niteliği konusunda da yeterli çalışma
bulunmaması da bu durumu etkilemektedir.
#2
SORU:
Cumhuriyetin ilanının ardından Türkiye’nin hızlı bir
kalkınma sürecine girmesine yol açan etmen nedir?
CEVAP:
Cumhuriyetin ilanının ardından girişilen
inkılaplardır.
#3
SORU:
Harf Devriminin, ardından açılan Millet Mektepleri’nin
yaygınlaşmasıyla birlikte resmî yazışmalarda yeni harflerin
kullanılması ne zaman zorunlu hale getirilmiştir?
CEVAP:
1 Haziran 1929.
#4
SORU:
Harf Devrimi Anadolu basınında ne kadar süre etkisini
sürdürmüştür?
CEVAP:
Harf Devrimi Anadolu basınında beş-altı yıl
kadar etkisinin sürdürür.
#5
SORU:
Devrimden sonra yayımlanan ilk ürünler nelerdir?
CEVAP:
Devrimden sonra yayımlanan ilk ürünler de
valilikler, Halk Partisi ve Öğretmenler Birliği tarafından
çıkarılan gazete ve dergilerdir.
#6
SORU:
Bu dönemde çıkarılan süreli yayınlar konusunda neden
yeterli bilgiye sahip değiliz?
CEVAP:
Bu dönemde çıkarılan süreli yayınlar konusunda,
elde örnek yayınlar olmadığı için yeterli bilgiye sahip
değiliz.
#7
SORU:
Türk basını kuruluşunun 100. yıl dönümünü hangi
tarihte kutlanır?
CEVAP:
1 Kasım 1930.
#8
SORU:
Basın-yayın sektörü en fazla hangi sosyal
durumlardan etkilenmiştir?
CEVAP:
Aradan geçen bir yüzyılda hayli mesafe alan
basın, buna rağmen her sosyal hadiseden etkilenen bir
yapıya sahiptir. İsyanlardan, politik çekişmelerden,
ekonomik sıkıntılardan en fazla etkilenen basın yayın
sektörüdür.
#9
SORU:
1932-35 yılları arasında yayımlanan ve inkılapların
teorisyenliğini yapan kişiler tarafından çıkarılan derginin
ismi nedir?
CEVAP:
Kadro Dergisi.
#10
SORU:
Kadro dergisinin önemli yazarları arasında kimler
vardır?
CEVAP:
İsmet İnönü’nün de yazılarının yayımlandığı
dergide Ş. Süreyya Aydemir, V. Nedim Tör, İ. Hüsrev
Tökin, B. Asaf Belge, M. Şevki Yazman, Y. Kadri
Karaosmanoğlu gibi eski solcu yeni Kemalist yazarlar yer
almaktadır.
#11
SORU:
Kadro Dergisi neden kapatılmıştır?
CEVAP:
Parti içinden ve basından gelen sert eleştiriler
üzerine Kadro Dergisi kısa zaman sonra kapatılmıştır.
#12
SORU:
Mecliste bulunan ve üçü de gazeteci kökenli olan
kişiler kimlerdir?
CEVAP:
İlgili kişiler; F. Ahmet Aykaç, A. İhsan Tokgöz
ve A. Süreyya Ağaoğlu’dur.
#13
SORU:
Mecliste bulunan ve üçü de gazeteci kökenli olan F.
Ahmet Aykaç, A. İhsan Tokgöz ve A. Süreyya Ağaoğlu bir
gensoru verirler. Bu gensorunun konusu nedir?
CEVAP:
Gensorunun konusu basındaki suiistimallerdir.
Bu gensoruya göre bazı gazeteler tehlikeli bir yol
izlemekte ve vatandaşı zehirlemektedir. Bir an önce bu
zararlı yayınlara dur denmelidir.
#14
SORU:
Gensorunun ardından kabul edilen kanunun adı nedir
ve kaç yılında kabul edilmiştir?
CEVAP:
Nitekim birkaç gün içinde bu gensoru görüşülür
ve meclis 25 Temmuz 1931 tarihinde yeni Matbuat
Kanunu’nu kabul eder.
#15
SORU:
25 Temmuz 1931 tarihinde kabul edilen Matbuat
Kanununun 50. maddesi nasıl açıklanabilir?
CEVAP:
Memleketin genel siyasetine dokunacak yayınlar
bakanlar kurulu kararı ile kapatılacak ve sahipleri
kapatılma süresince başka bir isim altında gazete
çıkaramayacaktır. Oldukça katı sınırlamalar getiren bu
kanun, uzun yıllar gazetecilerin korkulu rüyası haline
gelir. Basın bu kanunla iktidarın güdümü altına girer.
Yönetim, yalnız kanunlarla değil, kağıt, ilan, her türlü
matbuat araç gerecinin temini yönünde de birtakım
kısıtlamalara gider.
#16
SORU:
1930’lu yıllarda ulusal basında yayımlanan
gazetelerin yarıdan fazlası; magazinlerin ve kitapların ise
% 70’i nerede üretilmektedir?
CEVAP:
Bu dönemi içeren bir araştırmaya göre, 1930’lu
yıllarda ulusal basında yayımlanan gazetelerin yarıdan
fazlası; magazinlerin eve kitapların ise % 70’i İstanbul’da
üretilmektedir.
#17
SORU:
Bölgeler arasındaki okur-yazar oranının dengesizliği
basını nasıl etkilemiştir?
CEVAP:
Bölgeler arasındaki okur-yazar oranının
dengesizliği basının gelişimini doğrudan engellemektedir.
Samsun ve Diyarbakır gibi uzak şehirlerde İstanbul
gazetelerinin satış oranı, yerel gazetelerin üçte biri kadardır.
Eskişehir gibi İstanbul’a daha yakın illerde basın olumlu bir
gelişim içine girer. Yetmiş bini aşan nüfusuyla Bursa’da
haftalık olarak yayımlanan beş gazete vardır. Günlük gazete
yayımlanmamaktadır. Bu olumlu duruma karşın basın
sektöründe çalışanlar sosyal güvenceden yoksun ve oldukça
düşük gelirle çalışmak durumundadırlar.
#18
SORU:
1930’lu yıllarda yeni başlayan bir muhabirin aylık
ücreti ne kadardır?
CEVAP:
Yeni başlayan muhabirin aylık ücreti 15 liradır.
#19
SORU:
1930’lu yıllarda deneyimli bir muhabirin aylık ücreti
ne kadardır?
CEVAP:
Deneyimli muhabirin aylık ücreti 50-75 lira
arasındadır.
#20
SORU:
Bu döneme yazı başına ödenen ücret ne kadardır?
CEVAP:
Yazı başına ödenen para 50-250 kuruştur.
#21
SORU:
Bu dönemde ünlü yazarlara yazı başına ne kadar ücret
ödenmekteydi?
CEVAP:
Ünlü yazarların yazılarına 5 lira verilmekteydi.
#22
SORU:
1938 yıllarda Yeni Sabah gazetesinin yazı başına 5
lira ödeyerek başyazılar yazdırdığı yazar kimdir?
CEVAP:
Hüseyin Cahit’dir. 1938 yılında, Yeni Sabah
gazetesinin, Hüseyin Cahit’e yazı başına 10 lira ödeyerek
başyazılar yazdırması, basında konuşulan önemli
olaylardan biridir.
#23
SORU:
Bu yıllarda basın sektöründe iyi ve kaliteli yaşantıya
sahip kişiler kimlerdir?
CEVAP:
Bu yıllarda basın sektöründe iyi ve kaliteli
yaşantıya sahip olanlar yalnızca gazete patronları ve
başyazarlarla sınırlıdır. Bu durumun yıllar geçmesine
rağmen aynı şekilde devam etmesi ise maalesef ülkemize
has gerçekler arasında yer almaktadır.
#24
SORU:
Basının içinde bulunduğu sorunları görüşmek üzere
gerçekleştirilen “Basın Kurultayı” hangi tarihte
yapılmıştır?
CEVAP:
26-29 Mayıs 1935 tarihlerinde, basının içinde
bulunduğu sorunları görüşmek üzere büyük bir “Basın
Kurultayı” gerçekleştirilmiştir.
#25
SORU:
Hükümetin ve CHP yöneticilerinin yoğun ilgisiyle
yapılan “Basın Kurultayı” toplantısında konuşma
yapanlar kimlerdir?
CEVAP:
Hükümetin ve CHP yöneticilerinin yoğun
ilgisiyle yapılan toplantıda, Başbakan İsmet İnönü, İçişleri
Bakanı Şükrü Kaya ve Basın-Yayın Genel Müdürü Vedat
Nedim Tör birer konuşma yaparlar.
#26
SORU:
Basın Kurultayında ele alınan konular nelerdir?
CEVAP:
Kurultayda basın ve yönetim arasındaki
işbirliğinin artırılması konusu ele alınır. Ayrıca,
gazetecilik mesleğinin sorunları, gazetecilerin eğitimi ve
ilerlemesi üzerinde görüşler tartışılır. Basın Birliği
oluşturmak ve faaliyetleri artırmak için çeşitli komisyonlar
kurulur. Üç gün süren kurultayda, sorunlar enine boyuna
tartışılır.
#27
SORU:
Basın kurultayının yapıldığı dönemde, Türk basınında
gündelik gazete sayısı kaçtır?
CEVAP:
Bu dönemde Türk basınındaki gündelik gazete
sayısı 38’dir.
#28
SORU:
Basın kurultayının yapıldığı dönemde, Türk basınında
gündelik olmayan gazete sayısı kaçtır?
CEVAP:
Bu dönemde Türk basınındaki gündelik olmayan
gazete sayısı 78’dir.
#29
SORU:
Basın kurultayının yapıldığı dönemde, Türk
basınındaki dergi sayısı kaçtır?
CEVAP:
Bu dönemde, Türk basınındaki dergi sayısı
127’dir.
#30
SORU:
Basın kurultayında hangi temsilciler çağırılmaktadır?
CEVAP:
Yalnızca özel gazete ve dergilerin temsilcileri
çağrılır. Resmi kırıma ait olan yayınların temsilcileri bu
kurultaya çağırılmaz. Bunlar arasında önce bir delege
grubu seçimi yapılır.
#31
SORU:
İl Basın Kurultayı kaç delegenin katılımıyla
gerçekleştirilir?
CEVAP:
İl Basın Kurultayı 117 delegenin katılımıyla
gerçekleştirilir.
#32
SORU:
Basın-Yayın Genel Müdürlüğü tarafından sunulan bir
anket, bu yıllardaki basına ilişkin hangi önemli bilgileri
vermektedir?
CEVAP:
Okurların istekleri şeklinde sıralanan ve
delegelere dağıtılan anketin basına ilişkin verdiği önemli
bilgiler şöyle sıralanabilir:
• Gazeteler pahalı satılmaktadır. Gazetelerin
ebatları büyüktür.
• Gazetelerin sayfa sayıları çoktur.
• Günlük gazeteler, halkın konuştuğu dili
kullanmalıdır.
• Gazetelerde faydalı yazılar yer almalı,
• Romanlar ve tefrikalar haddinden fazla uzun
olmamalıdır.
• Basın halkın sorunlarıyla ilgilenmelidir.
• Gazeteler kazanç kapısı olarak görülmemeli ve
çıkarlara hizmet etmemelidir.
• Okumayı özendirecek yayınlar yapılmalı, dergi
kapaklarına kadın resimleri yerine millî abide ve
görkemli binaların resimleri konulmalıdır.
• Cinayet ve aile faciaları manşetten verilmemeli,
açık-saçık resimler yayımlanmamalıdır.
• Taşrada gazeteler kaymakamlar ve öğretmenler
tarafından halka okutulmalıdır.
#33
SORU:
Basın Birliği Kuruluş Kanunu ne zaman ve kaç sayılı
kanunla kabul edilmiştir?
CEVAP:
27 Haziran 1938 tarihinde 3511 sayılı kanunla
kabul edilmiştir.
#34
SORU:
1938 yılındaki Basın Birliği toplantısında kim başkan
seçilmiştir?
CEVAP:
İçişleri Bakanlığı Konferans Salonu’nda bir
toplantı yapılarak merkez yönetim kurulu ve bölge
yönetim kurulları belirlenir. Falih Rıfkı Atay’ın başkan
seçildiği Basın Birliği toplantısında Ankara, İstanbul,
İzmir, Adana ve Trabzon bölge temsilcileri de belirlenir.
#35
SORU:
1920-1938 yılları arasında, farklı dönemlerde
TBMM’ye vekil olarak giren gazetecilerin sayısı kaçtır?
CEVAP:
1920-1938 yılları arasında, farklı dönemlerde
TBMM’ye vekil olarak giren gazetecilerin sayısı 40’tır.
#36
SORU:
Bugün var olan basın (medya)-siyaset arasındaki
ilişkinin kökleri ne zaman atılmaya başlanmıştır?
CEVAP:
1920-1938 yılları arasında, farklı dönemlerde
TBMM’ye vekil olarak giren gazetecilerin sayısı 40’a
ulaşır. Doğal olarak bunlar iktidar yanlısı yayın yapan
gazetecilerden oluşmaktadır. Bu aynı zamanda basın
(medya)-siyaset arasındaki bugün de var olan ilişkinin
köklerini göstermesi bakımından önemlidir. İktidar kendi
tarafını tutan basını yüceltirken, muhalif tarafı fişleyerek
potansiyel bir suçlu gibi değerlendirmektedir.
#37
SORU:
1928-1938 yılları arasında Türkiye’de kaç adet kitap
basılmıştır?
CEVAP:
7928-7938 yılları arasında Türkiye’de basılan
kitap sayısı 16.048 adete ulaşmıştır.
#38
SORU:
1928-1938 yılları arasında Türkiye’de basılan
kitapların yüzde kaçı çeviri kitaplardan oluşmaktadır?
CEVAP:
1928-1938 yılları arasında Türkiye’de basılan bu
kitapların %11.3’ü çeviri kitaplarından oluşmaktadır. Geri
kalan kitaplar ise yerli yayınlardır.
#39
SORU:
1930’lu yıllarda basın ürünleri en fazla hangi
şehirlerde üretilmiş ve Anadolu’ya nasıl dağıtılmıştır?
CEVAP:
1930’lu yıllarda ulusal basında yayımlanan
gazetelerin yarıdan fazlası; magazinlerin ve kitapların ise %
70’i İstanbul’da üretilmektedir. Bölgeler arasındaki okuryazar
oranının dengesizliği basının gelişimini doğrudan
engellemektedir. Samsun ve Diyarbakır gibi uzak şehirlerde
İstanbul gazetelerinin satış oranı, yerel gazetelerin üçte biri
kadardır. Eskişehir gibi İstanbul’a daha yakın illerde basın
olumlu bir gelişim içine girer. Yetmiş bini aşan nüfusuyla
Bursa’da haftalık olarak yayımlanan beş gazete vardır.
Günlük gazete yayımlanmamaktadır.
İstanbul’da çıkan sabah gazeteleri;
• Akşama yakın saatlerde Bursa’ya,
• Akşam Eskişehir’e,
• Gece yarısı veya ertesi sabah Ankara’ya,
• Üçüncü günün akşamı Samsun’a,
• Üçüncü günün gece yarısı Diyarbakır’a
ulaştırılmaktadır.
Süreli yayınlar Ankara dışındaki abonelere posta yolu ile
gönderilir.
#40
SORU:
II. Dünya Savaşı yıllarında hangi gazeteye sayfa
sınırlaması getirilmemiştir?
CEVAP:
CHP’nin sözcüsü konumundaki Ulus gazetesi
hariç, diğer gazetelerin sayfa sayısı altı olarak dondurulur.
#41
SORU:
II. Dünya Savaşı yıllarında gazetelerin sayfa sayısı kaç
olarak dondurulmuştur?
CEVAP:
Gazetelerin sayfa sayısı altı olarak
dondurulmuştur.
#42
SORU:
30 Temmuz 1940 yılında Avrupa’daki Alman
realitesinin kabul edilmesini Cumhuriyet sütunlarında
yayımlayan kişi kimdir?
CEVAP:
Nadir Nadi, bir takım ticari bağlantıları
nedeniyle, Avrupa’daki Alman realitesinin kabul
edilmesini Cumhuriyet sütunlarında yayımlar. Böylece,
Türkiye’nin bir an önce safını belirleyip Almanların
yanında savaşta yer almasını imâ eder.
#43
SORU:
II. Dünya Savaşı yıllarında Türkiye’de yayın hayatına
başlayan radikal milliyetçi dergiler hangileridir?
CEVAP:
Bozkurt, Gök-Börü, Çınaraltı, Ergenekon, Orhun
gibi radikal milliyetçi dergiler yanında Millet, Türk
Yurdu, Çığır gibi milliyetçi yayınları saymak mümkündür.
#44
SORU:
II. Dünya Savaşı yıllarında radikal milliyetçi dergiler
karşısında yer alan sol görüşlü dergiler hangileridir?
CEVAP:
Bunların karşısında ise Yurt ve Dünya, Adımlar,
Yürüyüş, Yeni Edebiyat gibi sol görüşlü dergiler yer
almaktadır.
#45
SORU:
II. Dünya Savaşı yıllarında CHP’de yer alan Adnan
Menderes, Fuat Köprülü ve Refik Koraltan partiden neden
ihraç edilmiştir?
CEVAP:
II. Dünya Savaşı yıllarında CHP milletvekili
olarak mecliste bulunan gazete sahibi, başyazar ve
yazarların sayısı bir hayli fazladır. Falih Rıfkı Atay, Asım
Us, A. Şükrü Esmer, H. Cahit Yalçın, Sadri Ertem, Cavit
Oral, Yunus Nadi, Abidin Daver, E. İzzet Benice, F. Celal
Güven, F. Ahmet Aykaç, N. Atıf Kansu, A. İhsan Tokgöz
gibi isimlerin yer aldığı grup, gazetelerinde iktidar yanlısı
bir tutum sergilemektedir. Falih Rıfkı, bütün karışıklıklara
rağmen, Türkiye’de basının özgür olduğunu iddia
etmektedir. Hatta, bir diğer gazeteci olan Asım Us’un
ikinci parti kurulması ile ilgili görüşlerini şiddetle
eleştirip, bunun Türk milletini ve CHP’yi parçalamaya
yönelik olduğunu savunmaktadır. Ancak siyasi ortam yeni
oluşumlara gebedir. Kısa zaman sonra Celal Bayar, Adnan
Menderes, Fuat Köprülü ve Refik Koraltan, İsmet
İnönü’ye bir takrir verirler. “Dörtlü Takrir” olarak bilinen
bu isteklerde, meclis denetiminin anayasanın ruhuna
uygun yapılması ön görülmektedir. Ayrıca, vatandaşların
siyasal hak ve özgürlüklerinin genişletilmesi üzerinde
durulmaktadır. Bu hususları içeren takrir İnönü tarafından
reddedilir. Hatta Menderes ve Köprülü, partiye
yönelttikleri eleştiriler yüzünden CHP’den çıkarılırlar.
Bunu eleştiren Refik Koraltan da ihraç edilir.
#46
SORU:
Tan Olayı nedir? Nasıl gelişmiştir?
CEVAP:
Tan gazetesini yayımlayan Serteller, bugünlerde
demokratik hakları savunacak bir dergi çıkarmaya karar
verirler. Görüşler adıyla çıkarılacak bu derginin ilk sayısı
1 Aralık 1945’te yayımlanır. Kapağında, Celal Bayar, T.
Rüştü Aras, Fuat Köprülü, Adnan Menderes, Cami
Baykurt ve Sabiha Sertel’in fotoğrafları vardır. Bunlar
“mecmuamıza yazı yardımlarını vaat edenler” başlığı
altında okurlara duyurulur. Tan gazetesinden daha sert bir
muhalefet çizgisi izleyen dergi kısa zamanda geniş bir
okur kitlesi bulur.
İkinci sayıda Zekeriya Sertel’in yayımladığı “Zincirli
Hürriyet” başlıklı yazıda basın özgürlüğü
eleştirilmektedir. Bu sayı da kısa zamanda tükenir. Bu
yazılar, Ankara’da büyük yankı uyandırır. Halk Partisi
yönetimi özel bir toplantı yaparak, basın yolu ile karşı
atağa geçme kararı verir. Hatta, gazete bayilerinden Tan,
Yeni Dünya gazeteleri ile Görüşler dergisinin
dağıtılmaması, devlet memurları ve öğrencilerin bunları
okumaması istenir. Tan’a yazı yazan CHP’li
milletvekilleri partiden çıkarılır. Celal Bayar ve
arkadaşları Görüşler’e yazı vermeyeceklerini açıklasalar
da olanlar olur. Hüseyin Cahit, Tanin’de Rusya ve
Bolşevikler aleyhinde yazdığı yazıların dozunu iyice
artırır. Tan gazetesini ve Sabiha Sertel’i Bolşeviklikle
suçlayan yazarın, 3 Aralık 1945 günkü yazısında: “Kalkın
ey ehli vatan, bir vatan cephesine lüzum vardır!” demesi,
gençleri galeyana getirmeye yeter. Büyük puntolarla,
bütün sayfayı kaplayan bu yazının ertesi günü, 4 Aralık’ta
üniversite gençleri bir araya gelerek Tan gazetesinin
Cağaloğlu’ndaki binasına doğru ilerlerler. Bu arada yol
üstünde bulunan ve sol yayınlar satan A.B.C. Kitabevi’ne
saldırırlar. Ardından, Tan gazetesinin altını üstüne
getirirler. Bütün baskı makinelerini kırıp, kâğıt
deposundaki bobinleri çıkararak Sirkeci’ye doğru
yuvarlarlar. Tan gazetesiyle birlikte Berrak Kitabevi, La
Turquie ve Yeni Dünya gazeteleri de saldırılara uğrar.
Böylece, CHP gençlik kollarının desteği ve basının
teşvikleri ile yapılan “Komünizmi Tel’in” mitingiyle, sol
muhalefet önemli ölçüde susturulur.
#47
SORU:
Celal Bayar’ın seçimlere fırsat karıştırıldığını ve
seçime halkın iradesinin yansıtılmadığını dair demecini
hangi gazeteler yayınlamışlardır?
CEVAP:
Seçimlerin ertesi günü basına demeç veren Celal
Bayar, seçim işlerine fesat karıştırıldığını ve seçime halkın
iradesinin yansıtılmadığını söyler. Bu demeci yayınlayan
Yeni Sabah ve Gerçek gazeteleri kapatılır. Söz konusu
demeci yayımlayan Tanin gazetesine ise hiç dokunulmaz.
#48
SORU:
İzmir’de seçim sonuçlarını eleştiren İzmir ve ileri
Demokrasi adlı gazeteler hangi suçlamayla mahkemeye
verilmiştir?
CEVAP:
İzmir’de seçim sonuçlarını eleştiren İzmir ve İleri
Demokrasi adlı gazeteler seçim ihlâli ve halkı isyana
teşvik suçlarından mahkemeye verilir.
#49
SORU:
1954 yılı başlarında mecliste “Neşir yoluyla
veya radyoyla işlenecek cürümler” konusunda bir yasa
tasarısı görüşülmeye başlanmıştır. Tasarıda hangi
hususların cezaya tabi olması istenmiştir?
CEVAP:
Tasarıda özellikle kişisel hak ve özgürlükler
üzerine durulur ve aşağıdaki hususların cezaya tabi olması
istenir:
• Kişilerin namusuna, şeref ve haysiyetine tecavüz
edilmesi veya hakarette bulunulması.
• Kişinin itibarına ve şöhretine zarar verecek
yayınlar yapılması.
• Kendi rızası olmaksızın özel hayatının ve aile
ahvalinin teşhir edilmesi.
• Bu hususlar ileri sürülerek kişilere tehdit
yapılması.
#50
SORU:
6-7 Eylül olaylarından sonra sıkıyönetim komutanı
Korgeneral Nurettin Aknoz’un uygulamaya başladığı
basın yasakları nelerdir?
CEVAP:
Sıkıyönetim komutanı Korgeneral Nurettin
Aknoz, 10 Eylül’de yaptığı bir basın toplantısında, o güne
kadar benzeri görülmemiş basın yasaklarını uygulamaya
sokar:
• Halkı heyecanlandıracak, hükûmeti eleştirecek,
çalışmalarını engelleyecek haberler
verilmeyecektir.
• NATO devletlerini ilgilendirecek, darlık, kıtlık,
yoksullukla ilgili haberler yayımlanmayacaktır.
• 6 Eylül olaylarından kimse bahsetmeyecek, ikinci
baskı yapılmayacak, heyecan verici cinayet
haberleri basılmayacaktır.
• Magazin dergilerinde çıplak kadın fotoğrafları
basılmayacaktır.
• Sıkıyönetim mahkemeleriyle ilgili haberlere yer
verilmeyecektir.
• Görüldüğü gibi bu yasaklarla dönemin basını
sıkıyönetim komutanının iki dudağı arasına
sıkışıp kalmaya mahkûm edilir.
#51
SORU:
Cumhuriyetin ilk darbesi hangisidir? Ve ne zaman
gerçekleştirilmiştir?
CEVAP:
Cumhuriyet tarihinin ilk darbesi askerlerin 27
Mayıs 1960 sabahı yönetime el koymasıyla gerçekleşir.
#52
SORU:
İstanbul Gazeteciler Sendikası 30 Eylül 1963’te yaptığı
toplantıda adını ne olarak değiştiriyor?
CEVAP:
İstanbul Gazeteciler Sendikası 30 Eylül 1963’te
yaptığı toplantıda adını Türkiye Gazeteciler Sendikası
(TGS) olarak değiştirmiştir. Bu değişimle birlikte diğer
illerde kurulan sendikalar da TGS’nin bir şubesi olarak
faaliyetlerini sürdürmüşlerdir.
#53
SORU:
Cumhuriyetin kurucularının, tek patiye dayanan yönetme anlayışından vazgeçerek, çoğulcu demokrasiye geçmeye çalışmalarının nedeni nedir?
CEVAP:
Cumhuriyetin ilanının ardından girişilen inkılaplar sayesinde Türkiye hızlı bir kalkınma sürecine girer. Cumhuriyetin kurucuları cephelerde kazandıkları başarıyı cephe gerisinde yaptıkları kalkınma hamleleriyle de kazanmayı hedeflerler. Bu hedefe ulaşmak için tek partiye dayanan yönetme anlayışından vazgeçip çoğulcu demokrasiye geçmenin yollarını aramışlardır.
#54
SORU:
Harf devriminin ardından, hangi kurumların yaygınlaşmasıyla birlikte, resmi yazışmalarda yeni harflerin kullanımı zorunlu hale getirilmiştir?
CEVAP:
Harf Devriminin, ardından açılan Millet Mektepleri’nin yaygınlaşmasıyla birlikte, resmî yazışmalarda yeni harfler kullanılması zorunlu hale getirilmiştir (1 Haziran 1929).
#55
SORU:
Cumhuriyetin ilk kuruluş yıllarında, Türk basını, ülkenin tamamında gelişimini ve yaygınlaşmasını neden aynı seviyede ve hızda tamamlayamamıştır?
CEVAP:
Cumhuriyetin ilk kuruluş yıllarındaki, bölgeler arasındaki okur-yazar oranının dengesizliği, Türk basının ülke genelinde yayılmasını ve gelişimini doğrudan engellemiştir.
#56
SORU:
Türk basını, tek partili dönemde , neden yeterince gelişme sağlayamamıştır?
CEVAP:
Türk basını tek parti döneminde yeterince gelişme sağlayamaz. Bunun bir nedeni Harf Devrimi ise diğeri de -en az onun kadar önemli olan- tek parti iktidarının baskıcı yönetim anlayışıdır.
#57
SORU:
Türk basınında, gerçek uyanış ve canlanma hangi dönemde gerçekleşmiştir?
CEVAP:
Türk basınında gerçek uyanış ve canlanma, çok partili demokratik hayata geçilmesiyle, çok partili dönemde gerçekleşmiştir.
#58
SORU:
İstanbul Gazeteciler Cemiyeti ne zaman kurulmuştur?
CEVAP:
İstanbul Gazeteciler Cemiyeti 12 Haziran 1946' da kurulmuştur.
#59
SORU:
Türk tarihine kara bir leke olarak geçen idamlarıyla, siyaset dünyasında etkisi halen süren ve Türkiye siyasetine onulmaz bir yara bırakan, Cumhuriyet tarihinin ilk darbesi ne zaman ve nasıl olmuştur?
CEVAP:
Cumhuriyet tarihinin ilk darbesi askerlerin 27 Mayıs 1960 sabahı yönetime el koymasıyla gerçekleşmiştir. Anayasa feshedilmiş, TBMM kapatılıp siyasi faaliyetleri askıya alınmıştır. 16-17 Eylül 1961’de gerçekleşen
ve Türk tarihine kara bir leke olarak geçen Fatin Rüştü Zorlu, Hasan Polatkan ve Adnan Menderes’in idamlarıyla da, siyaset dünyasına etkisi halen
süren onulmaz bir yara bırakmıştır.
#60
SORU:
27 Mayıs darbesi sonrası çok partili dönemde yapılan hangi düzenlemeyle, gazetelerin ilân ve reklam pastasından daha geniş ölçüde yararlanması ve özgürleşmesi sağlanmıştır?
CEVAP:
Basın İlân Kurumu'nun bağımsız bir statüye kavuşturulmasıyla gazetelerin ilân ve reklam pastasından daha geniş ölçüde yararlanması ve özgürleşmesi sağlanmıştır.
#61
SORU:
Türk basın tarihinde, lotarya furyasını başlatan ve bu furyadan sonra gazete satış rakamlarında ilk defa 1 milyon tirajını yakalayan gazete hangisidir?
CEVAP:
Türk basın tarihinde lotarya furyasını ilk başlatan ve 1 milyon tiraja ulaşan ilk gazete Hürriyet gazetesidir.
#62
SORU:
Cumhuriyet döneminde basın sektörüne nitelikli eleman yetiştirmek amacıyla, yüksek eğitim sisteminde yapılan ilk düzenleme hangisidir?
CEVAP:
Basın sektörüne nitelikli eleman yetiştirmek amacıyla, Siyasal Bilgiler Fakültesi’nde Basın-Yayın Yüksek okulu açılmıştır (8 Kasım 1965 ).
#63
SORU:
İstanbul ve Ankara basını, hangi yıllarda Doğu’ya ulaşma yollarını arttırmış ve Doğu pazarında da hizmet vermeye başlamıştır?
CEVAP:
İstanbul ve Ankara basını,1970’li yıllarda Doğu’ya ulaşma yollarını arttırmış ve Doğu pazarında da hizmet vermeye başlamıştır.
#64
SORU:
1970' li yıllarla birlikte İstanbul ve Ankara basınının Doğuda hizmet vermesine rağmen, Doğudaki yerel basının önemini koruma ve bu olumsuz durumdan çok etkilenmeme nedeni nedir?
CEVAP:
İstanbul ve Ankara basınının yerel haberlere pek yer vermemesi, Anadolu basının hayatta kalmasına ve önemini korumasına neden olmuştur.
#65
SORU:
1970'li yıllarla birlikte hangi kitle iletişim aracı, Anadolu insanın hayatına girmeye ve yer edinmeye başlar?
CEVAP:
1970'li yıllarda Anadolu’nun farklı yerlerinde paket televizyon yayınları faaliyete geçer. Bu sayede Televizyon, Anadolu insanının hayatına girer ve yer edinmeye başlar. Büyük kahvehaneler kısa zamanda birer televizyon edinerek bu imkandan halkı yararlandırma yoluna giderler.
#66
SORU:
2. Dünya Savaşı ortamının yarattığı kargaşa ortamı içinde, Devlet yaptığı hangi düzenlemeyle, gazeteleri her an kapatma ve susturma yetkisine sahip olur?
CEVAP:
2. Dünya Savaşının yarattığı kargaşa ortamı içinde gazeteler arasında yaşanan tartışmaların kamuoyuna zarar vereceğini düşünen hükmet, Matbuat Umum Müdürlüğü’nü Başbakanlık bünyesine alarak, basın üzerindeki etkinliğini iyice artırır. Böylece, söz konusu müdürlük maarifetiyle gazeteleri her an kapatma ve susturma yetkisine sahip olur
#67
SORU:
12 Mart 1971 Muhtırasının sıkı yönetim komutanları, bu dönemde çıkarılan hangi kanununla birlikte , dernek, sendika kapatma, mektup ve haberleşmeyi sansür etme, basın ve yayını denetleme yetkilerini elde ederler ?
CEVAP:
1971 muhtırasından sonra yürürlüğe giren 1402 sayılı sıkıyönetim kanunu sıkıyönetim komutanlarına oldukça geniş yetkiler verir. Bu kanunla devleti yönetenlere; dernek, sendika kapatma, mektup ve haberleşmeyi sansür etme, basın ve yayını denetleme yetkileri tanınır.
#68
SORU:
Türkiye’de radyo ve televizyon yayıncılığının en önemli kurumu olan TRT kuruluş kanunu ne zaman kabul edilmiştir?
CEVAP:
Türkiye’de radyo ve televizyon yayıncılığının en önemli kurumu olan TRT kuruluş kanunu 24 Aralık 1963 tarihinde kabul edilmiştir.
#69
SORU:
Türk Basın tarihinde "Tan Olayı" olarak bilinen saldırıların ve olayların nedeni nedir?
CEVAP:
Tan Olayı'nın sebebi: Zekeriya Sertel’in Görüşler dergisinde yayımladığı “Zincirli Hürriyet” başlıklı yazıda basın özgürlüğü eleştirilmesi, buna karşılık olarak da CHP hükümetinin karşı harekete geçmesi ve Hüseyin Cahit'in, Tanin’de yazdığı 3 Aralık 1945 günkü yazısında:“Kalkın ey ehli vatan, bir vatan cephesine lüzum vardır!” demesidir.
#70
SORU:
Cumhuriyet Dönemi basını konusunda, ayrıntılı bir inceleme yapmanın nedeni nedir?
CEVAP:
Cumhuriyet Dönemi basınının sistematik bir envanterinin bulunmaması, bu dönem hakkında yapılacak araştırmaların önündeki engeldir.
#71
SORU:
Halkı olumsuz yönlendiren zararlı yayınlara dur demek ve basını kontrol etmek amacıyla 25 Temmuz 1931 tarihinde hangi kanun çıkarılmıştır?
CEVAP:
Mecliste verilen gensoruya göre bazı gazeteler tehlikeli bir yol izlemekte ve vatandaşı zehirlemektedir.Bu nedenle, bu zararlı yayınlara dur demek ve basını kontrol etmek için 25 Temmuz 1931 tarihinde yeni Matbuat Kanunu’nu kabul etmiştir.
#72
SORU:
25 Temmuz 1931 tarihinde kabul edilen yeni Matbuat Kanunu’nun hangi maddesi nedeniyle Türk Basını iktidarın güdümü altına girmiştir?
CEVAP:
Oldukça katı sınırlamalar getiren Yeni Matbuat Kanununun 50. maddesi nedeniyle basın iktidarın güdümü altına girmiş ve güdümlü basın olarak adlandırılmıştır.