TURKISH LANGUAGE I Dersi Dil ve Kültür soru cevapları:
Toplam 21 Soru & Cevap#1
SORU:
Araştırmacıların dil tanımlarından birini açıklayınız?
CEVAP:
Dil, insanlar arasında karşılıklı haberleşme aracı olarak kullanılan; duygu, düşünce ve isteklerin ses, şekil ve anlam bakımından her toplumun kendi değer yargılarına göre şekillenmiş ortak kurallarının yardımı ile başkalarına aktarılmasını sağlayan, seslerden örülü çok yönlü ve gelişmiş bir sistemdir (Z. Korkmaz).
#2
SORU:
Dil ve ses ilişkisini kısaca açıklayınız?
CEVAP:
Dilin temeli sestir, doğal olarak öncelikle sözlü anlatım aracıdır: Konuşma seslerinin tek baslarına bir anlamı yoktur ancak dilin temeli seslerin belirli dizilişlerde oluşturduğu yapılara dayalıdır. Tarihî gelişim bakımından söz, yazıdan çok daha eskidir. Sözlü dili kayıt ve kontrol altına almak; duygu, düşünce ve mesajları zamandan ve çevreden bağımsız biçimde aktarmak üzere yazı keşfedilmiştir. Dil öncelikle söz, konuşma olmakla birlikte, dilin sözlü ve yazılı biçimleri arasında üstünlük hiyerarşisi yoktur; sözlü dil yazılı dilden veya yazılı dil sözlü dilden üstün değildir.
#3
SORU:
Chomsyky’ye göre, dil edinim aygıtı nedir, kısaca açıklayınız?
CEVAP:
Henüz gelişme sürecinde olan, fizyolojik bakımdan normal, bir yasını doldurmamış bebeğin dille ilgili ilk tepkileri vermesi, dört beş yasında bir çocuğun eğitim almaksızın günlük dile ilişkin cümleleri anlayabilmesi ve üretebilmesi ancak insana özgü, bilinçaltındaki bir dil edinim aygıtı ile mümkündür. Dil bilimci Chomsky’ye göre çocuklar doğuştan gelen dil edinim aygıtı ile dilin kurallarını işiterek edinirler. Bu bakımdan bütün diller, kuralları teker teker öğrenilen değil, farkında olunmadan çocuk yasta edinilen, insan türüne özgü evrensel sistemlerdir. Bu dil edinim aygıtının işlevi tamamen ortadan kalkmamakla birlikte, yaşın ilerlemesiyle zayıflamaya baslar.
#4
SORU:
Diller arasındaki benzerlikler ve ortaklıklar hakkında kısaca bilgi veriniz?
CEVAP:
Diller arasındaki benzerlik ve ortaklıklar aynı genetik kaynaktan gelişmenin, temas sonucu yapılan kopyaların ürünü veya rastlantısal olabilir. Örneğin Türkçedeki ‘erkek kardeş’ anlamındaki birader sözcüğünün Boşnakça brati, Farsça berader ve İngilizce brother sözcükleriyle sesçe yakın ve anlamca aynı olmasının nedeni de Türkçenin bu sözcüğü Boşnakça ve İngilizce ile birlikte Hint- Avrupa dilleri ailesinde yer alan Farsçadan kopyalamasıdır.
#5
SORU:
Eflatun ve Aristo’ya göre, dil mi düşünceyi belirler, yoksa düşünce mi dili belirler, kısaca açıklayınız?
CEVAP:
Eski Yunan döneminde Eflatun ve Aristo, düşüncenin dili belirlediği ve dilin yalnızca düşüncenin aktarım aracı olduğu görüşündeydiler
#6
SORU:
Dillerin doğuşu ile ilgili kuramları birer cümleyle açıklayınız?
CEVAP:
Dillerin doğuşu ile ilgili, yeryüzündeki bütün dillerin tek ana dilden geliştiğini ileri süren tek köken kuramı ve bunun tam tersine, dillerin tek bir dilden ya da tek bir kaynaktan değil, farklı dillerden ya da kaynaklardan geliştiğini ileri süren çok köken kuramı olmak üzere iki kuramdan söz etmek mümkün.
#7
SORU:
Ana dil ile ana dili kavramlarını tanımlayınız ve aralarındaki farkı kısaca açıklayınız?
CEVAP:
Ana dil, ata dil olarak da bilinen ve bir dilin veya dil ailesinin tarihî gelişim sürecinde kuramsal olarak var olduğu düşünülen en eski seklidir. Ana dili, insanın genellikle bebeklik döneminden beri annesi ile birlikte olduğu dil topluluğunun üyeleriyle etkileşim aracılığıyla edindiği dildir. Birinci dil, asıl dil olarak da nitelendirilir. Ana dili, insanların doğuştan itibaren yakın çevresinden öğrendiği ve geliştirdiği dildir. Ana dil ise bir dile kaynaklık eden dildir.
#8
SORU:
Yazı dili ve sözlü dil kavramlarını kısaca açıklayınız?
CEVAP:
Dil değişkelerinden yalnızca biri olan yazı dili, halk arasında ve öğretim süreçlerinde ‘en iyi’, ‘en doğru’ ve ‘en güzel’ olarak nitelenen dildir. Bölgesel ve sözlü dilin bir tür karşıtı olan yazı dili, genellikle aynı zamanda ölçünlü dildir. Sözlü ve karşılıklı iletişimde ses tonu, jestler ve mimikler, yüz ifadesi, vücut durusu vb. dil dışı ögelerin de önemli rolü vardır. Konuşurlar, vücut dili gibi ‘dil dışı’ ögelerden de yararlanarak birbirlerinin içtenlik derecelerini, söylenenlerin arkasındaki gerçek niyet ve maksatları daha iyi algılayabilirler, anlamı daha açık biçimde aktarabilirler. Yazı dili ile ya-zar, ana dili becerisini üst düzeyde kullanarak iyi seçilmiş sözcükler, kısa veya uzun, ancak iyi düzenlenmiş cümleler ve anlatım stratejileri ile kısa ve çoğu zaman düzensiz cümleler ve öbek yapılardan oluşan sözlü dile oranla düşünce ve duygularını daha iyi aktarabilir.
#9
SORU:
Resmi dil nedir, açıklayınız?
CEVAP:
Resmî dil, bir ülkenin tamamında veya bir bölgesinde yönetim dili olarak kullanılan ve yasal statüsü bulunan dildir. Örneğin devlet dili İspanyolca bütün İspanya’da geçerli resmî dildir. Baskça ve Katalanca ise konuşuldukları özerk bölgelerde İspanyolcanın ardından ikinci resmî dillerdir. Kimi ülkelerin anayasalarında ülkenin resmî dili/dilleri bildirilmişken ABD, İsveç, Almanya vb. kimi ülkelerde ise böyle bir kayıt yoktur. ABD’de İngilizce, İsveç’te İsveççe ve Almanya’da Almanca fiilen resmî dillerdir.
#10
SORU:
Bölgesel dil nedir, kısaca açıklayınız?
CEVAP:
Bölgesel dil, bir ülkede, genellikle belirli bir bölgede farklı bir etnik grup veya gruplar tarafından kullanılan dil veya dillerdir.
#11
SORU:
Köken bakımından dili tanımlayarak dil ailelerinin isimlerini sayınız?
CEVAP:
Köken bakımından sınıflandırma çeşitli dillerin ortak bir ana/ata dilden türediği esasına dayanır. Köken bakımdan akraba olan diller rastlantısal benzerliklerin dışında, temel sözcüklerin, sayı sistemlerinin aynı kökten gelişmiş olması, ses denklikleri vb. kanıtlanabilir ortak dil bilimsel özellikler gösterirler. Tarihin tam olarak bilinmeyen dönemlerinde ortak bir ana/ata dilden gelişen yani genetik olarak akraba dillerin oluşturduğu belli baslı dil aileleri şunlardır:
1. Afroasya (Hami-Sami dilleri), 2. Altay dilleri, 3. Avustronezya (Malay-Polinezya) dilleri, 4. Çin-Tibet dilleri, 5. Hint-Avrupa dilleri, 6. Ural dilleri ve 7. Kafkas dilleri
#12
SORU:
Altay dilleri hakkında kısaca bilgi veriniz?
CEVAP:
Adını Altay dağlarından alan Altay dilleri aralarındaki genetik akrabalık kesin olarak ortaya konulamayan Türk dilleri, Moğol dilleri ve Mançu-Tunguz dillerinden oluşur. Türkçe, Altay dillerinin yazı dili sayısı bakımından en kalabalık dilidir. Moğol dilleri esas olarak Moğolistan’da, Rusya Federasyonu ve Çin Halk Cumhuriyeti’nin Moğolistan’a sınırdaş coğrafyalarında konuşulur. Tunguz dilleri Sahalin adaları da bilel olmak üzere, orta ve doğu Sibirya’ya, Çin ve Moğolistan’ın kuzeydoğusundaki bölgelere dağılmıştır. Mançuca, grubun en tanınan dilidir. Al-tay dillerinin ‘muhtemel’ üyeleri, Korece ve Japonca akrabası bulunmayan ‘yalnız’ dillerdir.
#13
SORU:
Bitişken (eklemeli) dil nedir, kısaca açıklayınız?
CEVAP:
Bitişken (eklemeli) dillerde üretim ve çekim, sözcük kök veya gövdelerinin sonuna yeni sözcükler yapan eklerin; çatı, zaman, kip, kişi ekleri gibi belirli dil bilgisel işlevleri bulunan üretim ve çekim eklerinin getirilmesi, yani eklenme yoluyla gerçekleştirilir. Bitişken dillerde sözcüğün kökünde bir değişiklik olmaz. Sözcük köküne ek adı verilen ve belli işlevleri olan ögeler eklenerek yeni sözcükler yapılır ya da sözcükler arasındaki dil bilgisel ilişkiler ifade edilir.
#14
SORU:
Söz dizimi bakımından Türkçe hangi söz sırası grubunda yer almaktadır?
CEVAP:
Türkçe, söz dizimi bakımından ÖNY (Özne-Nesne-Yüklem) söz sırası grubunda yer almaktadır.
#15
SORU:
Türkçenin dünya dilleri arasındaki yerini kısaca açıklayınız?
CEVAP:
Türkçenin, binlerce yıl önce Moğolca ile tek bir dil olduğu varsayılan döneme ‘Ana Altayca Dönemi’ adı verilir. Türkçe ilk Türkçe adı verilen süreçte, yani Büyük Hun İmparatorluğu döneminde bağımsız bir dil haline gelmiş, Avrupa Hun İmparatorluğu döneminde ise Ana Türkçe adı verilen süreç başlamıştır. Yazılı ilk olgunlaşmış Türkçe belgelerin bulunduğu Göktürk ve Uygur dönemlerine de ‘Eski Türkçe Dönemi’ adı verilir.
#16
SORU:
Johanson ve Csató, Türk dillerini kaç gruba ayırır, isimlerini belirtiniz?
CEVAP:
Johanson ve Csató; coğrafi, genetik ve tipolojik ölçütleri esas alarak yaptığı sınıflandırmada Türk dillerini altı gruba ayırır. 1. Güneybatı (GB), Oğuz Türkçesi, 2. Kuzeybatı (KB), Kıpçak Türkçesi, 3. Güneydoğu (GD), Uygur Türkçesi, 4. Kuzeydoğu (KD), Sibirya Türkçesi, 5. Çuvaşça, Ogur/Bulgar grubu, 6. Halaçça, Argu Türkçesi.
#17
SORU:
Türk dilleri arasında Türkiye Türkçesinin durumunu ve konumunu açıklayınız?
CEVAP:
Türk yazı dilleri ailesinin konuşur sayısı bakımından en büyük dili Türkiye Türkçesidir. Türkiye Türkçesi Türkiye’nin yanı sıra, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nde resmî dildir. Kosova’da Türklerin yoğun olduğu bazı yerel yönetimlerde belediye sınırları içinde Arnavutça ve diğer dillerle birlikte resmî dildir. Her ne kadar Türkiye Türkçesi terimi kullanılsa da Türkçe, ana dili olarak Balkanlarda Bulgaristan, Yunanistan, Makedonya, Romanya’da; göçmen azınlık olarak basta Almanya olmak üzere, Avusturya, Belçika, Danimarka, Fransa, İsveç, Norveç vd. Avrupa ülkelerinde, Amerika Birleşik Devletleri ve Avustralya’da; Arap ülkelerinden Suriye ve Irak’ta konuşulur. Rusya Federasyonu vd. Türk cumhuriyetle-rinde az nüfuslu küçük azınlıklar hâlinde yasayan Ahıska Türkleri de Türkiye Türkçesi konuşuru kabul edilir. Ahıska Türkleri, Sovyetler Birliği döneminde pasaportlarında ‘Türk’ yazan tek Türk topluluğuydu. Türkiye Türkçesinin coğrafi bakımdan Anadolu Türkçesi ve Rumeli Türkçesi olarak ikiye ayrılması gelenekselleşmiştir. Anadolu Türkçesi yine coğrafi ölçütlere göre, Batı Ana-dolu, Orta Anadolu, Ege, Karadeniz ve Doğu Anadolu ağızları olmak üzere dörde ayrılır. Türkçe devlet dili olarak Balkan dillerinin tamamını, basta söz varlığı olmak üzere, derinden etkilemiştir. Türkiye Türkçesinin temel söz varlığının büyük bir bölümünün bazen eylemler de dâhil olmak üzere Boşnakça ve Sırpçada yaşadığı söylenebilir.
#18
SORU:
Kültürün en temel anlamı nedir, kısaca açıklayınız?
CEVAP:
Kültür kavramı Türk Dil Kurumunun yayımladığı Türkçe Sözlük’te altı ayrı anlamla tanımlanmıştır. Bunlardan ilki ve en kapsamlı olanı “Tarihsel, toplumsal gelişme süreci içinde yaratılan bütün maddi ve manevi değerler ile bunları yaratmada, sonraki nesillere iletmede kullanılan, insanın doğal ve toplumsal çevresine egemenliğinin ölçüsünü gösteren araçların bütünü, hars, ekin” biçimindedir.
#19
SORU:
Kültürü oluşturan ögeleri kısaca açıklayınız?
CEVAP:
Kültürü oluşturan ögeler, genel anlamda maddi ve manevi veya somut ve somut olmayan biçiminde sınıflandırılabilir. Maddi kültür unsurları mimarî, el sanatları, geleneksel kıyafetler, araç-gereçler gibi elle tutulur, gözle görülür, somut olan unsurlardır. Manevi kültür unsurları ise inançlar, dünya görüşleri, ahlak anlayışı, davranış kalıpları, ilişki örüntüleri vb. toplumsal hayatı çevreleyen öğreti ve değerlerdir.
#20
SORU:
Kültürel etkileşim ile dil arasındaki ilişkiyi kısaca açıklayınız?
CEVAP:
Farklı kültürlerin karşılaşmasıyla ya da kültürlerarası etkileşimle ortaya çıkan kültürel değişmeler, en önce kendini dilin söz varlığında hissettirir. Toplumların kültürel etkileşimleri sonucu, dilin ilk ve en hızlı etkilenen, en kolay değişen unsuru, söz varlığıdır. Türk kültür tarihinde yaşanan değişmeler söz varlığımızı da etkilemiş, karşılaşılan kültürlere ait çeşitli sözcükler dilimize girmiştir.
#21
SORU:
Dil ve kültür arasındaki ilişkiyi kısaca açıklayınız?
CEVAP:
Dil ve kültür arasındaki ilişki, bu iki unsurun iç dinamiklerle birbirine bağlı olmasından kaynaklanan çok yönlü bir ilişkidir. Dil ve kültür arasında, birbirini yaratma, birbirinin varlığına ve devingenliğine kaynak ve ortam oluşturma yönünde organik bir ilişki bulunur. Bir toplumun kültürü, bireylerin o topluma kendini kabul ettirebilmek için bilmesi ve inanması gereken her türlü bilgi, değer ve uygulamadır. Bir bakıma kültür, bir kişinin günlük yasamın ödevlerini yerine getirebilmek için sahip olması gereken “neyin-nasıl” olacağına dair bilgidir. Bu durumda dil, kültüre ait binlerce unsurdan yalnızca biri sayılır ancak üstlenmiş olduğu, ‘kültürün varlığını ve devamlılığını sağlamak’, ‘sözlü ve yazılı kültür ögelerini bizzat yaratmak’, ‘kültürel ögeleri sonraki nesillere taşımak’ vb. işlevlerle en temel olanıdır denilebilir. Somut olmayan pek çok kültür mirası, yüzyıllar boyunca yalnız dil aracılığıyla sonraki nesillere aktarılabilmiştir.