TÜRK İSLAM EDEBİYATI Dersi TÜRK-İSLÂM EDEBİYATINDA BELÂGAT BAŞLICA EDEBÎ SANATLAR soru cevapları:

Toplam 22 Soru & Cevap
PAYLAŞ:

#1

SORU:

Belâgat, kaç kısma ayrılır?


CEVAP:

Belâgat üç kısma ayrılır: Meânî, Beyan ve Bedî’.


#2

SORU:

Belâgat'in sözlük anlamı nedir?


CEVAP:

Arapça “be-le-ga” kökünden gelen belâgat, sözlükte, sözün “fasih ve açık seçik olması” demektir.


#3

SORU:

Belâgat bir edebiyat terimi olarak neyi ifade eder?


CEVAP:

Belâgatin bir edebiyat terimi olarak iki manada kullanıldığı görülmektedir.

  • Birincisi meleke ve kabiliyet manasını taşır. Batı dillerinde “eloquence/elokuans” kelimesiyle karşılanan belâgatin bu yönü “bir fikrin yazılı ve sözlü olarak yerinde, yeterince ve zamanında ifadesi” manasına gelir. Bu tanım klasik belâgat kitaplarında “Sözün fasih olmak şartıyla muktezâ-yı hâle mutabık olması” şeklindedir.
  • Kelimenin, batı dillerinde “rhetorique/retorik” terimiyle karşılanan ve belâgat ilmini ifade eden ikinci anlamı ise “en açık, akıcı, zamanında ve yerli yerinde söz söyleme/yazma kâidelerini inceleyen” bir ilmî disiplinin adı şeklinde tanımlanabilir. Bu tanım klasik belâgat kitaplarında yine “Kelâmın fasih olmak şartıyla muktezâ-yı hâle mutabık olmasının usûl ve kaidelerini bildiren” ilim şeklinde yer almıştır.

#4

SORU:

"Beyan" bölümünün konuları nelerdir?


CEVAP:

Beyân konuları ise şöylece sıralanabilir: Lafzın manaya delâleti, hakikat, mecaz, kinâye, teşbih, istiâre, mecâz-ı mürsel, ta’riz vb.


#5

SORU:

Sekkâkî'nin Miftahu’l-Ulûm adlı eserinin önemi nedir?


CEVAP:

Bu eserin üçüncü kısmını belâgat konularına ayrılmıştır.


#6

SORU:

Telhisü’l-Miftâh ve El-İzah eserleri kime aittir?


CEVAP:

Şam camii hatibi, Türkçe, Farsça ve Arapça bilen ünlü dil bilgini Hatip el-Kazvini (ö.1338) ise, es-Sekkâkî’nin Miftâhu’l-Ulûm’unun bu bölümünü tercüme, kısaltma ve değerlendirme suretiyle Telhisü’l-Miftâh’ı, daha sonra da bunu açıklayan el-İzah’ı kaleme almıştır. Çok rağbet gören bu eserler sondaki asırlarda
bütün İslâm dünyasında defalarca şerhedilmiş ve devrin çeşitli ilim müesseselerinde okutulmuştur.


#7

SORU:

Türk belâgat literatüründe klasik özellikteki ilk Türkçe eser hangisidir?


CEVAP:

Türk belâgat literatüründe klasik özellikteki ilk Türkçe eser, örnekleri bakımından
zayıf olsa da Ahmed Hamdi’nin Belâgat-ı Lisân-ı Osmânî adlı kitabıdır (İstanbul 1293).


#8

SORU:

Recaizade Ekrem’in Talîm-i Edebiyat’ı neden önemlidir?


CEVAP:

Recaizade Ekrem’in Talîm-i Edebiyat’ı bu alanda atılmış önemli bir adımdır. Bu eserin diğer mühim tarafı ise batı retoriğinden de faydalanarak konuları çeşitlendirmesi ve klasik belâgat bahislerine bile farklı izahlar kazandırmasıdır. 


#9

SORU:

İnşâ ne demektir?


CEVAP:

İnşâ, Türk, Arap ve Fars edebiyatlarında “Resmî yazışmalarda kullanılan nesir dilini ifade eden edebî tür ve dil bilimi” için kullanılmış, zamanla genel olarak her türlü nesir ve düz yazı karşılığını da kazanmıştır. Bu çerçevede inşâ “yazıların münşî adıyla anılan usta yazarların beğenecekleri özelliklere sahip olması için bilinmesi gerekenleri öğreten fen” olarak tarif edilmiştir (Taşköprüzâde, I, 250).


#10

SORU:

Secî ne demektir?


CEVAP:

Klasik anlayışta secî mensur bir sözün son kelimesinin, şiirde ise mısraın son kelimeleri olan ve kafiyesini meydana getiren iki fâsılanın tek bir harfte birleşmesidir.


#11

SORU:

Klasik anlayışta secî, kaç sınıfa ayrılmıştır?


CEVAP:

Klasik anlayışta secîyi oluşturan kelimeler arasındaki ses benzerliğinin azlığı veya çokluğu esasına dayalı olmak üzere üç çeşit secî vardır: Yalnız fâsılalar sonundaki harflerin aynı olduğu mutarraf secî, fâsılaların vezin bakımından birbirine uygun olduğu mütevazi secî ve cümlenin iki tarafının sonunda yer alan kelimelerin revî harfinin vezin ve harf sayısı bakımından birbirine uygun olmasıyla gerçekleşen murassa‘ veya müvâzî seci.


#12

SORU:

Recâizâde Ekrem’e göre kaç çeşit secî bulunur?


CEVAP:

Yerlerini esas alarak secileri yeniden tasnif eden Recâizâde Ekrem’e göre ise iki çeşit secî vardır. Birincisi cümle ve fıkraların arasında olup bir kelime ile birbirine bağlanmayan mutlak secîdir.  Mukayyed veya rabtî secî denilen ikincisi cümle ve fıkraların sonunda bulunup aralarında bir kelime ile bağ kurulan şekillerdir. 


#13

SORU:

“Bir düşüncenin gereğinden fazla sözle ifade edilmesi” anlamına gelen belâgat terimi hangisidir?


CEVAP:

“Bir düşüncenin gereğinden fazla sözle ifade edilmesi”ne ıtnâb denir.


#14

SORU:

"İktibas" ne demektir?


CEVAP:

“Kur’an ve hadisten alınmış bir ibareyi beyte/mısraa/cümleye yerleştirmek” demektir.


#15

SORU:

Teşbihin iki ana unsurunun yani benzeyen ve benzetilenin kullanıldığı teşbihe ne ad verilir?


CEVAP:

Beliğ teşbih denir.


#16

SORU:

Yalnızca benzeyenle yapılan, benzetilen öğeni zikredilmeyip okuyucunun onu belirlemesini sağlayacak bir ipucunun mevcut olduğu istiare türü hangisidir?


CEVAP:

Kapalı İstiaredir. 


#17

SORU:

Bir kelimenin gerçek anlamı dışında kullanılması ne demektir?


CEVAP:

Mecaz, bir kelimenin gerçek anlamı dışında kullanılmasıdır.


#18

SORU:

İrsâl-i Mesel ya da Îrâd-ı Mesel ne demektir?


CEVAP:

İrsâl-i Mesel ya da Îrâd-ı Mesel, bu sanat manzum yahut mensur bir ifadede söze destek sağlamak, onu daha kolay benimsetmek için herkesçe kabul edilmiş bir başka sözü, özellikle “atasözünü kullanma” olarak tanımlanabilir.


#19

SORU:

“Başka bir şaire ait olan mısranın bir şiirde kullanılması” ne demektir?


CEVAP:

“Başka bir şaire ait olan mısranın bir şiirde kullanılması” tazmin terimiyle karşılanır.


#20

SORU:

Şeyhî’nin: “Melek misin yâ perîsin yâ rûh-ı kudsî aceb/Bu hüsn ile bu melâhat beşerde buluna mı?” beyti hangi sanata örnek olabilir?


CEVAP:

Şeyhî’nin: “Melek misin yâ perîsin yâ rûh-ı kudsî aceb/Bu hüsn ile bu melâhat beşerde buluna mı?” beytinde başvurduğu tecâhül güzel bir örnektir. Şair, sevgilisinin güzelliğini övmek için onun insan üstü bir varlık olmadığını bildiği halde bilmez görünmekte onu melek, peri hatta Cebrâil’e benzeterek güzelliğini abartmaktadır.


#21

SORU:

Ta‘lîm-i Edebiyyât’tan önceki edebiyat nazariyesine dair eserlerde ve klasik belâgat kitaplarında hangi terim görülmez?


CEVAP:

Ta‘lîm-i Edebiyyât’tan önceki edebiyat nazariyesine dair eserlerde ve klasik belâgat kitaplarında teşhis terimi yer almadığı gibi başka bir adlandırma ile de geçmez. Teşhis ve intakı “mecazın en etkili türleri” diye tanımlayan Recâizâde Mahmud Ekrem bunların gerçek sanatkârlar tarafından kullanıldığında söze bir değer katabileceğini, aksi takdirde anlatımda basitliğe düşüleceğini ileri sürer.


#22

SORU:

Fuzûlî ''Su Kasidesi''ndeki: ''Hâki pâyine yetem der ömrlerdir muttasıl/Başını taştan taşa vurup gezer âvâre su'' beytinde suyun gürül gürül akışını, Hz. Peygamber’in ayağının toprağına ulaşabilmek için hasretle başını taştan taşa vurarak akması şeklinde göstermek, hangi sanatı örnekler?


CEVAP:

Fuzûlî ''Su Kasidesi''ndeki: ''Hâki pâyine yetem der ömrlerdir muttasıl/Başını taştan taşa vurup gezer âvâre su'' beytinde suyun gürül gürül akışını, Hz. Peygamber’in ayağının toprağına ulaşabilmek için hasretle başını taştan taşa vurarak akması şeklinde göstermek Hüsn-i ta‘lîl sanatını örnekler.