TÜRKÇE SES BİLGİSİ Dersi SES BİLGİSİ II : PARÇALARÜSTÜ SESBİRİMLER soru cevapları:
Toplam 34 Soru & Cevap#1
SORU: Durak nedir?
CEVAP: Bir metni oluşturan sözcükler arasında kısa aralıklar bulunur. Bu aralıklar sözcük sınırlarını, öbek sınırlarını, ögeleri veya cümleleri birbirinden ayırmak için kullanılır. Bunlar, anlam ayırıcıdır ve metnin doğru anlaşılması için önemlidir.
#2
SORU: Tarihte “Türkçede vurgu” üzerine hangi çalışmalar yapılmıştır?
CEVAP: Türkçede, vurgu hakkında yabancı araştırmacıların katıldığı tartışmalar, 20. yüzyılın başlarında, özellikle Macar bilim adamı İgnacz Kunos’un konuyla ilgili görüşünü açıklamasından sonra başlamış ve günümüze kadar gelmiştir. Vurgunun yeri, türü ve işlevsel olup olmadığı üzerinde yoğunlaşan tartışmaların en hararetli dönemi B. Collinder, K. Grönbech, H. Duda, J. Benzing, J. Krámsky gibi bir kısmı ses bilgisinin bir kısmı da Türkolojinin önemli uzmanları olan bilim adamlarının katıldığı 1940’lı yıllar olmuştur.
#3
SORU: Uzunluğun Türkçe ve alıntı sözcükler için ne anlama geldiğini tartışınız.
CEVAP: Uzunluk, Türkçe ve alıntı sözcükler için farklı anlamlara gelir. Bazı sözcüklerde uzunluk-kısalık anlam ayırıcı olabilir: hala “henüz” ya da hala “babanın kız kardeşi” gibi. Türkçe sözcüklerde ise uzunluğun anlam farkı yaratması ikincil bir durumdur. Türkçenin eski dönemlerinde Türkçe sözcüklerde de uzun ünlüler vardı. Türkçe kökenli sözcüklerde sonradan ortaya çıkmış çok sayıda uzun ünlü bulunabilir. Örneğin yumuşak ğ adı verilen sesin aslında çevresindeki ünlünün uzunluğunu gösterdiğini ortaya çıkarmıştır: doğru, yağ, ağabey, dağa, bağlı, yapacağım gibi sözcükler, söyleyişte doru, ya, abi, da, balı, yapıcam~yapıcam biçiminde söylenir. Türkçe sözcüklerdeki uzun ünlülerden kaçınma Arapça ve Farsçadan alınmış sözcüklerde de görülür. Aslında uzun olan birçok sözcük, Türkçe söyleyişte ya tam kısalmıştır ya da ünlüyle başlayan bir ek almadığı sürece kısa söylenmektedir. Örneğin, aslında mektub olan sözcük Türkçede her durumda kısa söylenirken, yar, hayat, hesap gibi sözcüklerin son hecelerindeki ünlüler, ünlüyle başlayan bir ek almaları durumunda birincil biçimlerine uygun olarak uzar.
#4
SORU: Eklenmede vurgu nasıl gerçekleşir?
CEVAP: Eklerden bir kısmı vurguludur. Sözcüğe ek gelmesi durumunda, vurgulanamayan bir ek yoksa vurgu sona kayar: kaPI, kapıLAR, kapılaRIM, kapılarımDA, kapılarımdaKİ, kapılarımdakiLER, kapılarımdakilerDEN, kapılarımdakilerDEN mi gibi. Vurgusu söz sonunda olmayan sözcükler vurgulanabilen bir ek aldıklarında vurgu sona kaymaz: MAsada, ANkaralı, eFENdilik, KıRIKkaleli gibi.
#5
SORU: Vurgu Türkçe kökenli sözcüklerde nerede bulunur?
CEVAP: Vurgu, Türkçe kökenli sözcüklerde son hecede bulunur. • Adlar, sıfatlar, zamirler ve çok heceli, birleşik olmayan eylem gövdelerinde vurgu son hece üzerindedir. • Aynı durumda olan yabancı kökenli bazı sözcüklerde vurgu sonda değildir. • Bazı Türkçe sözcüklerde veya Türkçeleşmiş sözcüklerde vurgu baştadır. • Birleşik sözcüklerde ve birleşik sözcük olduğu unutulmuş eski birleşik sözcüklerde vurgu son hecede değil, ilk sözcüğün son hecesindedir. • Bazı birleşik sözcüklerde ise vurgu birleşiğin son hecesinde olabilir. • Abartma sıfatları ile zararın vurgusu ilk hecededir. • Türkçe kökenli, iki heceli yer adlarında vurgu ilk hecededir. • Üç heceli Türkçe yer adlarında vurgu ilk ya da orta hece üzerinde olabilir. • Dört heceli Türkçe yer adlarında vurgu ikinci hece üzerindedir. • Arapça, Farsça ve Türkçe kökenli birleşik yer adlarında öbek vurgusu yerini korur yani vurgu ilk sözcüğün son hecesi üzerindedir. • Arapça -iye eki ile biten yer adlarında vurgu bu ekten önceki hece üzerindedir. • Seslenmelerde vurgu genelde ilk hecededir. • Tek heceli sözcükler genelde vurguludur ancak bunlarda doğası gereği heceler arası karşılaştırmalar yapma yoluyla vurgunun belirlenmesi mümkün değildir. • Her iki unsuru da eylem olan birleşik eylemler, ünlü zarf-fiillerle kurulmuş ise öbek vurgusunda olduğu gibi vurgu ilk sözcüğün son hecesinde yani zarffiil eki üzerindedir.
#6
SORU: Türkoloji çalışmalarında yapılan çalışmaları yazı dili ve sözel dil üzerinde tartışınız.
CEVAP: Türkoloji çalışmalarında dikkat, yazılı dil üzerinde yoğunlaşmış, yazı dili doğru ve araştırılmaya layık biçim olarak görülmüş, konuşma dili ise ihmal edilmiştir. Ll. B. Swift’in (1963) grameri, malzeme olarak eğitimli Türklerin konuşmasını da değerlendirmeye tabi tutması ve söz dizimi incelemesini konuşma dilinin bürün özelliklerine dayandırmasıyla diğerlerinden ayrılır. Türk Dil Kurumunun Türkçe Sözlük’ü temelinde hazırlanan ve internette www.tdk.gov.tr adresinde ulaşılır durumda olan Sesli Sözlük standart söyleyiş hakkında önemli bir başvuru kaynağıdır.
#7
SORU: Türkçede vurgu yazı dilinde hangi şartlarda belirtilir?
CEVAP: Doğrudan konuşma diline özgü olan bürünsel özellikler yazıda gösterilmez. Ancak kimi durumlarda “tırnak” işareti, eğik yazım, koyu harf, BÜYÜK harf kullanımı, birden çok harfin kullanılması gibi görsel ögeler bürünsel ögelerin yazı dilinde işaretlendiği araçlardır. Noktalama işaretleri de büyük oranda konuşma diline özgü bürünsel özellikleri yazıda işaretlemeye yarar. Herhangi bir ögenin vurgulanmadığı Türkçe bir cümlede öge dizilişi özne-nesne-yüklem biçimindedir. Konuşma dilinde başka pozisyondaki bir ögeyi de vurgulu söylemek mümkünken yazı dilinde yüklemin önü, yeni veya önemli bilgiye ayrılmış pozisyondur; vurgulanmak istenen öge bu pozisyona kaydırılır.
#8
SORU: Vurgulanamayan ekler ve enklitikler hakkında bilgi veriniz.
CEVAP: Eklerin bir kısmı eklenme sırasında vurguyu üzerlerine çekerken bir kısmı vurgulanamaz. Bu durumda vurgu onlardan önceki hece üzerinde bulunur. İki heceli eklerden bir kısmında ise vurgu ek üzerindedir, ancak son hecede değildir: geLİyor, başLIyor gibi.
#9
SORU: Konuşma dilinde ezginin anlam bütünlüğüne ne gibi bir etkisi vardır?
CEVAP: Bir konuşma zincirinde hece, sözcük kökleri ve eklerle sözcükleri kapsayan ton ve değişmelerin tümü ezgiyi oluşturur. Ezgi kişi, bağlam, konuşurun sosyal sınıfı, eğitimi gibi nedenlere bağlı olarak değişebilir. Türkçede ezginin yine de belirlenebilen bir yönü vardır ve iletişim açısından önemlidir. Biçim bilgisel ve söz dizimsel açıdan bitmiş görünen cümlelerin gerçekten bağımsız cümleler mi yoksa bağımlı cümleler mi olduklarını ezgi sayesinde anlamak mümkündür.
#10
SORU: Parçalar üstü sesbirim ne demektir?
CEVAP: Dil incelemelerinde, parçalanabilen ögelerden ayrı düşünülemeyen vurgu, ezgi, durak, ulama, ton, uzunluk gibi konuşma dilinin vazgeçilmez ögelerini göstermek için prosodi, parçalar üstü sesbirimler gibi terimler kullanılmaktadır. Parçalanabilen sesbirimleri bürümüş durumda olan, onlardan ayrı düşünülemeyen ses özelliklerinin tamamını göstermek için bürün terimi de kullanılmaktadır. Bürün, konuşma dilinin sinyal sisteminin ayrılmaz bir parçasıdır. Yabancı dil öğretiminde dilin en zor öğrenilen alanlarından biridir.
#11
SORU: Vurgu nedir?
CEVAP: Vurgu sözcükte bir hecenin diğerlerine göre daha belirgin söylenmesidir. Ayrıca sözcük gruplarında ve cümlede bir ögenin, metinde ise bir cümlenin diğerlerine oranla öne çıkarılması anlamında da kullanılır. Öne çıkarmada diller vurgu, ton, süre gibi özellikleri kullanırlar.
#12
SORU: Türkçede sözcük vurgusu nasıl olmaktadır?
CEVAP: Türkçe sözcüklerde iki tür vurgudan söz edilebilir: İlk defa Benzing (1941) tarafından dile getirilen ve en tatminkâr olan görüşe göre sözcüklerin birinci hecelerinde sabit olan bir vurgu vardır. Buna karşılık yeri değişebilen bir de ton vardır. Bunlar zaman zaman aynı hece üzerinde bulunabilmektedir. Anlam ayırıcı olan ve Türkçede vurgu olarak anlaşılan parçalarüstü öge yeri değişebilen tondur. Tonla baskının aynı hece üzerinde bulunması durumunda ilk hece daha belirgin biçimde vurgulanmış olur. Vurgu, çekim eki alınca çekimsiz bir sözcükle eşyazılışlı hâle gelen, ama vurgulanamayan bir ek alan sözcükler arasında da anlam ayrımı yapar: geLİNGElin ya da kaLIN-Kalın gibi.
#13
SORU: Parçalar üstü ögelerin iletişime olan katkıları nelerdir?
CEVAP: Parçalar üstü ögelerin iletişime farklı katkıları vardır. Aynı sözcüğü farklı biçimlerde söylemek suretiyle anlam nüansları elde edilebilmektedir.
#14
SORU: Ton nedir?
CEVAP: Ton bir hecede titreşim sayısının yüksekliği veya düşüklüğü, bir hecenin tiz ya da pes söylenmesi olarak tanımlanır ve belli bir zamanda ses titreşimlerinin sayısını gösterir. Tonun düz ton, alçalan ton, yükselen ton gibi farklı biçimleri vardır. Türkçede anlam ayırıcı bir ögedir. Örnek olarak efendim sözcüğü “Anlamadım, tekrar eder misiniz?” anlamında kullanılacaksa yükselen tonla, çağrıya karşılık olacaksa düz tonla, bir söze başlanacaksa alçalan tonla söylenir.
#15
SORU:
Uzunluk’un tanımını yaparak kullanımında nelere dikkat edilmesi gerektiğini kısaca açıklayınız?
CEVAP:
Uzunluk, Türkçe ve alıntı sözcükler için farklı anlamlara gelir. Bazı sözcüklerde uzunluk-kısalık anlam ayırıcı olabilir. Uzunlukların yazıya yansıtılıp yansıtılmaması yazımla ilgili ayrı bir konudur. Günümüzde geçerli Yazım Kılavuzu’na göre uzunluk ancak karışma olacağı düşünülen örneklerde gösterilmektedir.
#16
SORU:
Uzunluk işareti içeren “katil” ve “hala” kelimeleri ile içermeyen “katil” ve “hala” kelimesi arasındaki anlam farkını açıklayınız?
CEVAP:
katil “öldüren”, katil “öldürme eylemi”; hala “henüz”, hala “babanın kız kardeşi” anlamına gelir.
#17
SORU:
Türkçede Türkçe, Arapça ve Farsça kökenli sözcüklerde uzun ünlülerden kaçınma olayı hakkında kısaca bilgi veriniz?
CEVAP:
Türkçe sözcüklerdeki uzun ünlülerden kaçınma Arapça ve Farsçadan alınmış sözcüklerde de görülür. Aslında uzun olan birçok sözcük, Türkçe söyleyişte ya tam kısalmıştır ya da ünlüyle başlayan bir ek almadığı sürece kısa söylenmektedir. Örneğin, aslında mektub olan sözcük Türkçede her durumda kısa söylenirken, yar, hayat, hesap gibi sözcüklerin son hecelerindeki ünlüler, ünlüyle başlayan bir ek almaları durumunda birincil biçimlerine uygun olarak uzar.
#18
SORU:
Vurgu nedir, kısaca açıklayınız?
CEVAP:
Vurguyu kısaca “sözcükte bir hecenin diğerlerine göre daha belirgin söylenmesidir” biçiminde tanımlayabiliriz. Vurgu ayrıca, sözcük gruplarında ve cümlede bir ögenin, metinde ise bir cümlenin diğerlerine oranla öne çıkarılması anlamında da kullanılır.
#19
SORU:
Konuşma veya yazı esnasında diller öne çıkarmada ne gibi dil özelliklerini kullanırlar?
CEVAP:
Öne çıkarmada diller vurgu, ton, süre gibi özellikleri kullanırlar. Ama bu özellikler dillerde bir arada kullanılırken farklı yığılmalar, farklı vurgulama biçimleri ortaya çıkar.
#20
SORU:
Türkçede vurgu konusuyla ilgili tartışmalara katılan yabancı araştırmacılar ve tartışmanın yoğunlaştığı dönem hakkında kısaca bilgi veriniz?
CEVAP:
Türkçede vurgu konusuyla ilgili, bir bölümü önemli gözlemler içeren yayınlardaki bilgiler bütün çalışmalara rağmen oldukça karmaşıktır. Öyle ki tartışmalarda son hecenin vurgulandığı bilgisi yanında, vurgunun yerinin değişken olduğu, hecelerde serbestçe dolaşabildiği, vurgu değişkenliğinin işlevsel olduğu veya önemli bir rol oynamadığı gibi uç noktalardaki görüşler de dile getirilmiştir. Ancak Konrot’un araştırmasının gösterdiği gibi nesnel çalışmalar konuyla ilgili tartışmalara yeni açılımlar getirebilmektedir.
#21
SORU:
Vurgu konusuyla ilgili olarak Türkçe sözlüklerde standart söyleyiş bakımından önem arz eden eser var mıdır, kısaca açıklayınız?
CEVAP:
Standart dilin sözlüklerinde sözcük vurgusunun yer alması beklenir. Son yıllarda bu yöndeki açığı gidermek için yine de önemli çalışmalar yapılmıştır. Bunlar arasında, Türk Dil Kurumunun Türkçe Sözlük’ü temelinde hazırlanan ve internette www.tdk.gov.tr adresinde ulaşılır durumda olan Sesli Sözlük standart söyleyiş hakkında önemli bir başvuru kaynağıdır. Türk Dil Kurumu uzmanlarının denetiminde ve konuşulan Türkçenin en iyi temsilcileri arasında sayılan TRT spikerlerinin okuduğu sesli sözlükte, vurgu işaretlenmese bile, en azından sözcük vurgusunun nerede olduğunu işitmek mümkün olmaktadır. Bundan başka Ergenç 2002’de Türkçe sözlükte yer alan sözcüklerin, uluslararası fonetik alfabeyle verilmiş, vurgu özelliklerinin de gösterildiği listesini bulmak mümkündür. Ne var ki her iki çalışma için de aynı sorun söz konusudur: Sözcükler kullanılırken sözlükteki vurgulama özelliklerini her durumda korumaz, büyük oranda eklenme, söz dizimsel işlev gibi nedenlerle vurguları değişebilir. Yine de sözü edilen çalışmalar başta olmak üzere parçalarüstü ögelere yer veren ses bilgisi çalışmalarının sayısı ve konuyla ilgili bilgilerimiz önemli oranda genişlemiştir.
#22
SORU:
Türkçede sözcük vurgusu nedir, kısaca açıklayınız?
CEVAP:
Türkçe sözcüklerde iki tür vurgudan söz edilebilir: İlk defa Benzing (1941) tarafından dile getirilen ve en tatminkâr olan görüşe göre sözcüklerin birinci hecelerinde sabit olan bir vurgu vardır. Buna karşılık yeri değişebilen bir de ton vardır. Bunlar zaman zaman aynı hece üzerinde bulunabilmektedir. Anlam ayırıcı olan ve Türkçede vurgu olarak anlaşılan parçalarüstü öge yeri değişebilen tondur.
#23
SORU:
Vurgu ve tonlama dolayısıyla farklı anlamlara gelen birkaç kelime örneği veriniz?
CEVAP:
A.Rtık “bundan sonra” | a.rTIK “fazla” |
HA.yır “olmaz, değil” | ha.YIR “iyilik” |
YA.Lnız “ama, ancak” | ya.lNIZ “tek başına” |
BE.bek “yer adı” | be.BEK |
A.Ğrı “yer adı” | a.ğRI |
#24
SORU:
Türkçe kökenli kelimelerde vurgu genellikle nerede bulunur?
CEVAP:
Genel geçer görüşe göre vurgu, birtakım istisnaları olmakla birlikte, Türkçe kökenli sözcüklerde son hecede bulunur.
#25
SORU:
Vurgunun başta olduğu kelimelere örnek veriniz?
CEVAP:
Bazı Türkçe sözcüklerde veya Türkçeleşmiş sözcüklerde vurgu baştadır:
ANne, YENge, HAla, Amca örneklerinde olduğu gibi.
#26
SORU:
Birleşik sözcüklerde vurgu hangi hecede olur?
CEVAP:
Birleşik sözcüklerde ve birleşik sözcük olduğu unutulmuş eski birleşik sözcüklerde vurgu son hecede değil, ilk sözcüğün son hecesindedir:
deVEtabanı, Nİçin <ne için, kaRAtahta
aLIkoy-, giDEdur-, baKAkal.
#27
SORU:
Eklenme durumunda vurgu olayı nasıl oluyor, birkaç örnekle açıklayınız?
CEVAP:
Eklerden bir kısmı vurguludur. Sözcüğe ek gelmesi durumunda, vurgulanamayan bir ek yoksa vurgu sona kayar.
kaPI | güZEL | bekLE! |
kapıLAR | güzeLİ | bekleDİ |
Vurgusu söz sonunda olmayan sözcükler vurgulanabilen bir ek aldıklarında vurgu sona kaymaz:
MAsada
ANkaralı
eFENdilik
KıRIKkaleli
#28
SORU:
Yazı dilinde vurgu nasıl gösterilir, örnekleriyle açıklayınız?
CEVAP:
Doğrudan konuşma diline özgü olan bürünsel özellikler yazıda gösterilmez. Ancak kimi durumlarda “tırnak” işareti, eğik yazım, koyu harf, BÜYÜK harf kullanımı, birden çok harfin kullanılması gibi görsel ögeler bürünsel ögelerin yazı dilinde işaretlendiği araçlardır:
Pınar kitap okumayı çok seviyor.
Pınar kitap okumayı çok seviyor.
Pınar kitap okumayı çooook seviyor.
Pınar kitap okumayı “çok” seviyor.
Noktalama işaretleri de büyük oranda konuşma diline özgü bürünsel özellikleri yazıda işaretlemeye yarar.
#29
SORU:
Türkçede sözdiziminde vurgu nasıl olur, örneklerle açıklayınız?
CEVAP:
Yazı dilindeki bu işaretlemeler yanında sözdiziminde de vurgulu pozisyonlar vardır. Herhangi bir ögenin vurgulanmadığı Türkçe bir cümlede öge dizilişi özne-nesne-yüklem biçimindedir. Konuşma dilinde başka pozisyondaki bir ögeyi de vurgulu söylemek mümkünken yazı dilinde yüklemin önü, yeni veya önemli bilgiye ayrılmış pozisyondur; vurgulanmak istenen öge bu pozisyona kaydırılır:
Pınar, kitap okumayı seviyor.
Kitap okumayı Pınar seviyor.
Ayrıca devrik yapılarda bir ögenin başa çekilmesi de vurgu amacıyla kullanılabilir:
Pınar seviyor kitap okumayı.
Yüklem sonu pozisyon, vurgusuz ögelere ayrılmıştır:
Kitap okumayı seviyor Pınar.
Pınar seviyor kitap okumayı.
#30
SORU:
Durak nedir, kısaca açıklayınız?
CEVAP:
Bir metni oluşturan sözcükler arasında kısa aralıklar bulunur. Bu aralıklar sözcük sınırlarını, öbek sınırlarını, ögeleri veya cümleleri birbirinden ayırmak için kullanılır. Bunlar, anlam ayırıcıdır ve metnin doğru anlaşılması için önemlidir.
Hırsız kadına saldırdı-Hırsız / kadına saldırdı.
Karadeniz-Kara / deniz
Oku / baban gibi / eşek olma-Oku baban gibi / eşek olma.
Örneklerde görüldüğü gibi durağın hangi sözcükler arasında ve ne kadar uzunlukta olacağı anlamı doğrudan etkilemektedir. Bu da durağın Türkçede anlam ayırıcı olduğunu göstermektedir.
#31
SORU:
Ton nedir, kısaca açıklayınız?
CEVAP:
Ton bir hecede titreşim sayısının yüksekliği veya düşüklüğü, bir hecenin tiz ya da pes söylenmesi olarak tanımlanır ve belli bir zamanda ses titreşimlerinin sayısını gösterir.
#32
SORU:
Tonun türlerinden kısaca bahseder misiniz?
CEVAP:
Tonun düz ton, alçalan ton, yükselen ton gibi farklı biçimleri vardır. Çince ve bazı Afrika dilleri başta olmak üzere bazı dillerde önemli olan ton, Türkçede anlam ayırıcı bir ögedir. Ancak kaynaklarda daha çok bir sözcüğün farklı biçimlerde söylenmesi olarak anlaşılır.
Örnek olarak efendim sözcüğü “Anlamadım, tekrar eder misiniz?” anlamında kullanılacaksa yükselen tonla, çağrıya karşılık olacaksa düz tonla, bir söze başlanacaksa alçalan tonla söylenir.
Yine ya ünlemi yükselen tonla “Öyle mi”, düşen tonla “Bak şu yaptığına, gördün mü?” gibi anlamlarla söylenebilir.
#33
SORU:
Ezgi nedir, kısaca açıklayınız?
CEVAP:
Bir konuşma zincirinde hece, sözcük kökleri ve eklerle sözcükleri kapsayan ton ve değişmelerin tümü ezgiyi oluşturur. Ezgi kişi, bağlam, konuşurun sosyal sınıfı, eğitimi gibi nedenlere bağlı olarak değişebilir.
#34
SORU:
Ezginin iletişimdeki önemi nedir, kısaca açıklayınız?
CEVAP:
Türkçede ezginin yine de belirlenebilen bir yönü vardır ve iletişim açısından önemlidir. Örnek olarak biçim bilgisel ve söz dizimsel açıdan bitmiş görünen cümlelerin ger çekten bağımsız cümleler mi yoksa bağımlı cümleler mi olduklarını ezgi sayesinde anlamak mümkündür.
Geldi.
Geldi mi?
Geldi mi gideriz.
Örneklerimizi incelediğimizde Geldi örneğinde sonda düşen bir ezgi vardır. Bu ezgi cümlenin bittiğini gösterir. Geldi mi örneğinin sonunda ise önce yükselip sonra düşen bir ezgi vardır ve bu ezgi, soru cümlesine işaret eder. Buna karşılık aynı sözcük üçüncü cümlede ana cümleyi bitirmez. Yükselen ton cümlenin bitmediğine işaret eder.