ULUSLARARASI İLETİŞİM Dersi İLETİŞİM ÖZGÜRLÜĞÜ soru cevapları:

Toplam 63 Soru & Cevap
PAYLAŞ:

#1

SORU: Doğada bilgi enden önemlidir?


CEVAP: Doğada bilgi önemlidir çünkü doğada yaşam bilgi alışverişi üzerine kuruludur. Hücresel boyutta başlayan bu bilgi akışı bakterilerden bitkilere, balinalara kadar farklı yaşam formları arasında ve aynı yaşam alanını paylaşan farklı türler arasında kimi zaman ses, hareket veya kimyasal reaksiyonlar aracılığıyla gerçekleşir. Bilgi nesilden nesile aktarılır, bu sayede yaşamın çeşitliliği ve sürekliliği sağlanır.

#2

SORU: Canlılar arasındaki bilgi alışverişi olan iletişim, insanlık tarihinde nasıl bir seyir izlemiştir?


CEVAP: İletişim başlangıçta ses ve vücut diliyle gerçekleşirken tarih boyunca farklı teknolojilerin geliştirilmesiyle farklı formlar kazanmıştır. Her gelişme sözlü, yazılı, elektronik olarak kendi kültürünü yaratmıştır. Yazının bulunuşundan önce, kulak başat duyu organıydı. İnsanlar söze dayalı bir iletişim içindeydiler. Cenevreli dil ve gösterge bilimci Ferdinand de Saussure tarafından biçimsel, Langue (yapı/system) ve somut kullanılan dil yani Parole (söz) olarak iki ayrı yapıda incelenen dil, söylemleri yaymak amacıyla çeşitli kalıpların üretildiği en önemli iletişim aracıydı. Yazının icadından sonraki dönemlerde ise göz birincil duyu organı haline gelmiştir. Mağara duvarlarında başlayan görsel iletişimin serüveni elektronik devrim sonrası da önemini korumaktadır.

#3

SORU: İletişim nedir?


CEVAP: İletişim Latince kökenli bir kelimedir ve düşünce ve duyguların bireyler, toplumsal kümeler, toplumlar arasında söz, el-kol devimi, yazı, görüntü aracılığıyla değiş-tokuş edilmesini sağlayan toplumsal etkileşim süreci olarak tanımlanır. Kısaca bir toplumun üyesi olan bireylerin birbirleriyle olan etkileşimini tanımlar. Yaşam alanıyla, çevreyle ilgili bilgilerin, durumlar ve olaylarla ilgili duygu ve düşüncelerin paylaşılma süreci iletişim sürecini oluşturmaktadır. İletişim en basit haliyle mesajın bir verici tarafından, bir ortam aracılığıyla alıcıya iletilmesi olarak özetlenebilir.

#4

SORU: Medyalaştırma nedir?


CEVAP: Teknolojik gelişmelerle ortamın (medium) değişmesiyle birlikte vericinin ve alıcının özellikleri de değişir. Marshall McLuhan’a göre ortam mesajın kendisi haline gelir. Mesaj, dağıtıldığı ortamın özelliklerine göre şekillenir. Gazeteye basılan bir haber, gazete haberidir, aynı haberin televizyondan yayınlanması mesajı farklılaştırır, televizyon ortamına uygun hale getirir, internetten yayılması ise internet ortamına uygun olarak yeniden şekillenmesine neden olur. Bu durum medyalaştırmadır.

#5

SORU: Sözlü iletişim nedir?


CEVAP: Yazının icadından önce insanlar arasındaki iletişim sadece söze dayalı olarak kurulmuştur. Kulak en önemli duyu organıdır. Bu iletişim coğrafi olarak da sınırlanmış bir iletişim biçimi olmuştur.

#6

SORU: Şiirin sözlü kültürdeki yer nedir?


CEVAP: Sözlü kültürlerde anlatılmak, aktarılmak istenen bilgi şiir formatında müzik ve dansla birleştirilerek aktarılmıştır. Şiir formatı sayesinde toplumsal bir bellek oluşturulmuştur. Şiirleri hatırlanır kılan kendi içindeki yinelemelerdir. Şiirler olayları öyküleştirerek anlatmanın yanı sıra öğretici niteliklere de sahiplerdir. Sözlü kültürde şiir etkili uzun süre etkili tek iletişim aracı olmuştur. Toplum düzenini korumak, siyasal mekanizmayı savunmak, yönetim ve eğitim gibi konularda şiir kullanılmıştır. Toplumun belleği şiir üzerine kurulmuştur. Bu nedenle o dönemde şair ve filozofların toplumsal düzen üzerindeki etkileri çok büyük ve önemlidir.

#7

SORU: McLuhan görsel ve işitsel dünya arasında nasıl bir ayrım yapar.


CEVAP: McLuhan görsel dünyayı renksiz ve soğuk olarak nitelendirirken işitsel dünyayı sıcak ve uyumlu olarak tanımlar. Sıcak ve uyumlu bu dünya yenilik, değişim ve eleştiriye kapalı, gelenekselci toplumlar yaratır. Yüksek sesle, birçok kez yinelenmemiş düşünceler unutulmaya mahkumdur. Bilginin değeri nedeniyle onu korumaya ve nesillere aktarmaya çalışan yaşlı bilgelerin sözleri saygı ve itibar görür. Oysa yazılı kültürde bilgi akılda değil, yazı aracılığıyla dışarıda muhafaza edildiğinden yaşlılar eskiyi tekrar eden bireyler olarak görülür, genç ve yeni söylemler üstün tutulur.

#8

SORU: Yazının ilk dönem tarihçesi nedir?


CEVAP: Yazı ilk olarak Mezopotamya bölgesinde, birbiriyle ticaret yapan toplulukların ihtiyaçları nedeniyle icat edilmiştir. Tarihte ilk yazının Sümer’ler tarafından bulunduğu kabul edilir. Daha sonra Mısırlılar, Çinliler, Mayalar ve Aztekler kendi yazı dillerini yaratmışlardır. Sümerler yazıyı kil tabletler üzerine, grafik simgeler aracılığıyla aktarmışlardır. Başlangıçta muhasebe kayıtları, daha sonraları ise tarih ya da din konularındaki önemli olayları aktarmada kullandıkları bu yazıya çivi yazısı adı verilir. İlk kalıcı iletişim çabaları olarak adlandırabileceğimiz bu kil tabletler insanlık tarihi açısından yeni bir dönemin başlangıcı olarak kabul edilir.

#9

SORU: Yazı üretiminde kullanılan malzemelerin tarihsel süreç içerisindeki gelişimi nasıldır?


CEVAP: Yazı keşfinden itibaren farklı toplumlarda yaygınlaştıkça yazı üretiminde kullanılan malzemeler de farklılaşmış, yeni teknolojiler geliştirilmiştir. Kil tabletler üzerinde başlayan serüven, Babil’de taş, Mısır’da papirüs üzerinde devam etmiş, Çin’de üretimi ve taşınması en kolay malzeme olan kağıdın bulunmasıyla hayli önemli bir noktaya gelmiştir. Çinliler kağıdın keşfinden sonra baskıyı da bulmuşlardır. İnsanlar alfabe bulunup bugünkü halini alıncaya kadar çeşitli semboller aracılığıyla iletişim kurmuşlardır. Alfabe öncesi yazıyı okuyabilmek için bu sembol ve göstergelerin anlamını bilmek gerekir. Hiyeroglifler, çivi yazısı, Çin’de kullanılan Kanji bu tür resim-yazı içinde yer alır. Bugünkü Mısır’da ve çağdaş Mezopotamya’da Arap yazısı yüzyıllar önce hiyeroglif ve çivi yazısının yerini alırken, Çinliler hala aynı yazı sistemini kullanmaktadırlar. Bütün yazıların temel öğesi olan piktogram, Çin yazısında kullanılmaya devam etmektedir. Yaklaşık 3000 yıl önce Fenikeliler tarafından icat edilen alfabe ise belli sayıdaki sesin işaretlere dönüşmüş halidir. İşaret sistemine dayandırılmış olan alfabeyi öğrenmek Çin yazısındaki binlerce göstergeyi, Mısırdaki yüzlerce hiyeroglifi veya Mezopotamya’daki altı yüz göstergeli çivi yazısını öğrenmekten çok daha kolaydır. Fenike alfabesi yalnızca ünsüzlerden, yani konuşma dilinde ancak ünlülerle bir araya geldiklerinde duyulan seslerden oluştur. Sessiz harfler olarak bilinen bu işaretlere sesli harfler çok sonraları eklenmiştir. Akdeniz’in batı kıyılarına, Kuzey Afrika, Güney İspanya, Sicilya, Sardunya, Kıbrıs, Yunanistan ve İtalya’ya yayılmış bir uygarlık olan Fenikeliler, Doğu Akdeniz çevresindeki halklarla ticaret yaptıklarından alfabelerini bu bölgelere de yayma imkanı bulmuşlardır. Yazının tarihi adeta aile tarihi gibidir. Günümüzde hala kullanılan İbranice ve Arapça da kültürler arası etkileşim sayesinde Fenike yazısından türemiştir.

#10

SORU: Alfabenin bulunması ve demokratikleşme arasında nasıl bir ilişki vardır?


CEVAP: Alfabenin keşfiyle birlikte yazı çok daha fazla insan tarafından okunur hale gelmiştir. Bu nedenle alfabenin ortaya çıkışının, bilginin demokratikleşmesinin başlangıcı olduğu düşünülmektedir. İnsanlık tarihi açısından önemli bir dönem bu sayede başlamış, yazının iletişim işlevi ön plana çıkmıştır.

#11

SORU: Matbaanın keşfi neden önemlidir?


CEVAP: Matbaanın icadıyla birlikte politik, dini, felsefi düşünceler kitaplar aracılığıyla büyük bir hızda yayılmıştır. Bu anlamda yazının, ardından alfabenin keşfinden sonraki en önemli buluş olan matbaa seri üretime olanak sağlayan, hız kazandıran teknolojik bir gelişmeden öte bilginin daha çok insana ulaşmasını, düşünce ve fikirlerin daha çok insan tarafından edinilmesini sağlayan önemli bir araç olmuştur.

#12

SORU: Basının yaygınlaşması neden önemlidir?


CEVAP: Basının yaygınlaşması ve güçlenmesi sanayi devrimi ile birlikte hızlanan yüksek hızdaki otomatik makinaların geliştirilmesi sayesinde olmuştur. Yazılı mektuplardan basılı haberlere geçişe, matbaacılık alanındaki gelişmeler olanak sağlamıştır. Basılı malzemelerin artması köklü kültürel değişimlere de neden olmuştur. En önemli kitle iletişim araçlarından biri olan basın, kamuoyunun oluşmasında ve yansıtılmasında etkilidir. Demokratik rejimlerin güvencesi vatandaşların eleştirel katılımlarıdır. Matbaanın icadı ve gazeteciliğin doğuşuyla birlikte vatandaşın bu konudaki sözcüsü basın olmuştur. Bilgi, yeniden kullanılabilen ve yerinden çıkarılabilen hareketli harflerle donatılmış basımevleri, basılı malzemeler sayesinde daha önce olmadığı kadar hızla yayılırken diğer yandan bilgilerin kontrolü ve denetimi de yine basımevlerinde başlamıştır.

#13

SORU: Basın özgürlüğü çağrısı ilk olarak nerede ortaya çıkmıştır?


CEVAP: Basın özgürlüğü çağrısı, en güçlü biçimde Ortaçağ’ın baskıcı özelliklerinin yavaş yavaş terk edildiği batı Avrupa’da ortaya çıkmıştır. Daha sonra hükümetleri en baskıcı ve okuryazarlık oranı en düşük olan İspanya ve Rusya gibi ülkelere yayılmıştır.

#14

SORU: Bu süreç Osmanlı İmparatorluğunda nasıl yaşanmıştır?


CEVAP: Osmanlı İmparatorluğu gibi uygarlıklarda Türkçe ve Arapça yazı basmak 1727 yılına kadar tamamen yasaklanmıştır. 1727 yılında açılan tek basımevi siyasal nedenlerle kısa bir süre sonra kapatılmış, 1784 yılına kadar da kapalı kalmıştır.

#15

SORU: Basın, medya özgürlüğü kavramı İnsan Hakları Bildirgesinde nasıl tanımlanmıştır?


CEVAP: Basın, medya özgürlüğü kavramı 1789 yılında İnsan Hakları Bildirgesinde katılımcı demokrasinin bir biçimi olarak tanımlanmıştır. Prensipte bütün vatandaşlar fikirlerini açıklama hakkına sahiptirler.

#16

SORU: İngiltere’de basın özgürlüğü hakkında ortaya atılan savlar nelerdir?


CEVAP: Modern anlamda basın özgürlüğü fikrini doğduğu yer olan İngiltere’den dört farklı sav çıkmıştır: • İlki teolojik yaklaşımdır. Devlet sansürünü Tanrı’nın insanlara verdiği akıl adına eleştirir. • İkincisi basın davranışlarının bireyin haklarına uygun olması gerektiğini savunmaktadır. • Üçüncüsü faydacılık kuramıdır. Kamuoyu üzerindeki devlet sansürünü baskı yönetimine verilmiş açık bir kart olarak görmekte ve yönetilenlerin mutluluğunun en üst seviyeye çıkarılması ilkesine aykırı bulmaktadır. • Dördüncü sav, hakikate yurttaşlar arasındaki kısıtlamasız tartışma yoluyla ulaşılacağı düşüncesine dayanmaktadır.

#17

SORU: Basın özgürlüğü ve düşünce açıklama özgürlüğü kavramları arasında nasıl bir ilişki vardır?


CEVAP: Basın özgürlüğü ile düşünce açıklama özgürlüğü özdeş kavramlardır. Basın yoluyla düşünce açıklama özgürlüğü demokratik sistemin özünde var olan, bir siyasi yapının demokratik nitelik taşıyıp taşımadığının ölçütünü oluşturan bir kavramdır. Çağdaş ve gerçek, çoğulcu, siyasal, ideolojik sistem dönüşümlerinde açık demokrasilerde, kişi hak ve özgürlükleri siyasal iktidara karşı korunduğu halde; belli bir siyasi zihniyet etrafında toplanmanın demokrasi olarak algılandığı rejimlerde, izin verilmeyen düşünce alanlarının söz konusu rejimi demokrasi olmaktan çıkardığı söylenebilir. Sınırlı bir çoğunluktan söz konusuysa demokrasiden söz edilemez.

#18

SORU: Büyük Altılı metodolojisine göre bilgi toplumu olabilmek için gerekli asgari beceriler nelerdir?


CEVAP: Bu beceriler; • İşin tanımlanması, gereksinim duyulan bilginin belirlenmesi • Bilgi alma stratejileri • Tespit etme ve erişim • Bulunan bilginin kullanılması • Sentezleme • Değerlendirmedir. Bu beceri ve kriterlere ek olarak bilgi edinme, bilgiye ulaşma ve kullanma sürecinin verimliliği de değerlendirilmelidir. Bilgiye ulaşmak kadar verilerden anlamlı enformasyon ve bilgi üretmek ve bu bilgiyi gündelik hayata uyarlamak da yine bilgi toplumu üyelerinin sorumluluğundadır. Bu yeni çağda en önemli güç bilgidir, bilgiye ulaşmak ve bilgi üretip bu bilgiyi paylaşmak çağın en önemli dinamiklerini oluşturmaktadır.

#19

SORU: İnternet demokrasinin geleceğini nasıl şekillendirecektir?


CEVAP: İnternetin sayısal kültürü şekillendirirken ortaya çıkaracağı en önemli değişiklik temsili demokrasiyi ortadan kaldıracak olmasıdır. Halkı oluşturan her bir bireyin yönetim ve karar sürecine doğrudan katılması anlamına gelen doğrudan demokrasi süreci internet sayesinde gerçekleşecektir. Doğrudan demokrasiye geçiş süreci yine toplumu bilgi toplumu olmaya ve bu çağın gereklerini yerine getirecek beceri ve donanıma göre şekillendiren, eğitim veren sınırlı sayıdaki ülkede geçerli olacaktır.

#20

SORU: Yeni medyayı geleneksel medyadan ayıran temel özellikler nelerdir?


CEVAP: Bu özellikler: • Analog sistemleri geride bırakan hızı sağlayan sayısallık, • Okuyucuyu, izleyiciyi kullanıcı haline getiren etkileşimlilik, • Telefon veya televizyonun aksine kullanıcının istediği zamanda etkileşime girmesine olanak sağlayan eşzamansızlık özelliği, • Geleneksel medya araçlarının tersine taşınabilir olma hali, • Taşınabilirlik özelliğinin de katkısıyla kullanıcılarına diledikleri zamanda ve diledikleri yerde iletişim olanağı sağlayan; zaman ve mekandan bağımsız iletişim ortamı niteliği, • Geleneksel medyanın kitle haline getirdiği okuyucu/izleyicilerin, kişisel tercihlerine uygun iletişim imkanı veren kitlesizleştirme, • Kitlesizleşen iletişim ortamının ve mobil teknolojilerin sağladığı kişiselleştirme, web 2.0 teknolojileri sayesinde gelişen ağ erişimi özelliği, • Hayli eski bir kavram olan arayüz kavramının, örneğin bir gitarı çalmak için tellerinin notalara karşılık gelen aralıklarına basmayı sağlayan arayüz ifadesinin, sayısal ortama taşınmış hali olan arayüz tabanlı görsel iletişim özelliği, • Bilişim, telekomünikasyon, medya, bilgisayar teknoloji ve alt yapılarının bir araya gelmesi ve birlikte çalışması ile ortaya çıkan yakınsama özelliği, • Yeni medya teknolojilerinin olanakları ile tıpkı geçmişin bilim kurgu filmlerindeki karakterler gibi sanal bir dünya içinde var olma hali, öteki mevcudiyet özelliği

#21

SORU: Yeni medyanın işlevsel özellikleri nelerdir?


CEVAP: Yeni medyanın işlevsel özellikleri şunlardır: • Bireysel ya da paylaşımlı olarak kullanıcılarını eğlendirebilme, • Bireysel kullanımlar amacı ile üretilmiş farklı yazılımları ile kullanıcılarına ifade ve paylaşım olanakları sunabilme, • Geleneksel medyanın tüm içerik çeşitliliklerini (ses, görüntü, metin vb.) tek başına işleyebilme ve yeniden üretebilme, • Geleneksel medyanın oluşturamayacağı farklı temsiller, gerçeklikler üretebilme ve yaşatabilme, • Farklı sektörlere yönelik profesyonel hizmetler geliştirebilme becerileri.

#22

SORU: Sosyal medya nedir?


CEVAP: Sosyal medya, Web 2.0 teknolojilerinin gelişmesiyle ortaya çıkan; kişiler, organizasyonlar, topluluklar arasında etkileşimli iletişim kurulmasını sağlayan web veya mobil tabanlı yeni yeni iletişim ortamıdır.

#23

SORU: Web 1.0 ve Web 2.0 arasındaki fark nedir?


CEVAP: İnternetin ilk dönemlerini ifade eden Web 1.0 döneminde kullanıcılar interneti daha çok bilgi edinmek için kullanırken, Web 2.0 teknolojilerinin gelişmesiyle sosyal medya olanakları sayesinde insanlar ortamın sağladığı bilgiye kolayca ulaşmanın yanı sıra bilgiyi üretir ve paylaşır hale gelmişler, hem üretici hem de tüketici kimliği kazanmışlardır.

#24

SORU: Sosyal medya örnekleri nelerdir?


CEVAP: İnternet dergileri, forumlar, webloglar, sosyal paylaşım ağları, mikrobloging ortamları, wiki’ler, podcast yayınları, fotoğraf, görsel, video paylaşım siteleri gibi yeni medya uygulamaları sosyal medya kavramı içinde değerlendirilir. Sosyal medyayı wikipedia, ekşi sözlük gibi ortak işbirliği projeleri, Blogspot, Twitter gibi blog ve mikroblog projeleri, YouTube gibi özel içerik projeleri, Facebook gibi sosyal ağlar, World of Warcraft gibi sanal oyun projeleri ve Second Life gibi sanal sosyal dünya projeleri olarak altı başlık altında toplamak mümkündür.

#25

SORU: Yurttaş gazeteciliği ve sosyal medya arasında nasıl bir bağ vardır?


CEVAP: Yurttaş gazeteciliği, sosyal medya üzerinden geleneksel medya aracılığıyla yayınlanmış haberlerin paylaşımından ve yorumlanmasından çok farklı bir durumu anlatmak için kullanılmaktadır. Sosyal medya kullanıcılarının kendi hayatlarında, fiziksel ortamda gerçekleşen veya tanık oldukları olayları adeta bir gazeteci gibi sosyal medya üzerinden paylaşmaktadırlar. Bu durum her bir kullanıcıyı aynı zamanda birer yurttaş gazetecisi olarak tanımlar. Kullanıcılar haberleri olay anında, fotoğraf veya hareketli görüntü desteği ile sosyal ağlar üzerinde yayına sokabilmektedirler. Aynı ağ üzerindeki diğer kullanıcılar da bu haberi yorumlama ve farklı ağlar üzerinden paylaşma olanağına sahiptirler. Günümüzde insanlar, doğal felaketlerden, toplumsal olaylara kadar pek çok konudaki haberleri sosyal ağlardan, ilk ağızdan öğrenmeyi tercih etmektedirler. Bu da yurttaş gazeteciliğinin önemi bir kez daha göstermektedir. Yeni medya düzenini ses getiren ve hızlı yayılan bir yapıya sahiptir. Bu yeni ağlar topluluğu ve habercilik; önceki tüm kuralları delmeye ve örülmüş duvarları yıkmaya muktedir dinamik bir yapıdadır. İnsanların haberlerini yayınlarken kendinden başka bir editörün olmadığı ve haberine otosansür uygulanmayacağı bir alandır. Hızla benimsenen, kullanılmaya başlayan ve yaygınlaşan yeni medya ağı, günümüzde geleneksel medya araçlarının haber kaynağı haline gelmiştir. Yazarlarının yazılarının geri dönmediği, yazdığı yazıdan dolayı işine son verilmeyen bir platformdur. İletişim özgürlüğü bağlamında sosyal ağlar, sosyal medya insanlara bugüne kadar sahip olmadıkları bir ifade özgürlüğü alanı yaratmıştır.

#26

SORU: İfade özgürlüğü nedir?


CEVAP: İfade özgürlüğü anayasal demokrasilerin temel taşlarından biridir. En geniş anlamda ifade özgürlüğü bir düşünce, inanç, kanaat, tutum veya duygunun barışçı yoldan açığa vurulmasının veya dış dünyada ifade edilmesinin serbest olması demektir. Bu geniş anlamında ifade özgürlüğü sözlü ve yazılı anlatım, sanatsal gösterim, kişisel görünüm ve görüntü tercihi, gösteri, yürüyüş, toplantı yapma ve örgütlenme gibi özgürlüklerin tümünü kapsar.

#27

SORU: İnsan Hakları Evrensel Beyannamesinde ifade özgürlüğü nasıl yer almaktadır?


CEVAP: Ülkemizin İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi tercümesinin 19. maddesi şöyledir: Her ferdin fikir ve fikirlerini açıklamak hürriyetine hakkı vardır. Bu hak fikirlerinden ötürü rahatsız edilmemek, memleket sınırları mevzu bahis olmaksızın malumat ve fikirleri her vasıta ile aramak, elde etmek veya yaymak hakkını içerir.

#28

SORU: Medeni ve Siyasal Haklara İlişkin Uluslararası Sözleşme, İnsan Hakları Evrensel Beyannamesinin 19. Maddesini nasıl açıklar?


CEVAP: Medeni ve Siyasi Haklara İlişkin Uluslararası Sözleşme (International Covenant on Civil and Political Rights) 19. maddeyi aşağıdaki gibi açıklar: • Herkes engel olmaksızın fikirlere sahip olmalıdır • Herkesin ifade özgürlüğü hakkı olmalıdır; bu hak, her türlü bilgi ve fikirleri sınır olmaksızın, sözlü, yazılı, basılmış, sanat veya herhangi dilediği bir medya ortamıyla öğrenme, alma ve verme hakkıdır. • İkinci bölümdeki haklar özel haklar ve sorumluluklar getirir. Bu doğrultuda bazı limitler kanunlar tarafıyla uygulanabilir: • Başkalarının haklarına ve şöhretine saygı • Ulusal güvenlik, halk düzeni veyahut halk sağlığı ve huzuru

#29

SORU: İfade özgürlüğü Türkiye Cumhuriyeti anayasasında nasıl yer almaktadır?


CEVAP: Türkiye Cumhuriyeti Anayasasının 25inci maddesine göre ifade özgürlüğü şu ifadeyle garanti altına alınmıştır: Herkes, düşünce ve kanaat hürriyetine sahiptir. Her ne sebep ve amaçla olursa olsun kimse, düşünce ve kanaatlerini açıklamaya zorlanamaz; düşünce ve kanaatleri sebebiyle kınanamaz ve suçlanamaz.

#30

SORU: İfade özgürlüğünün bir sınırı var mıdır?


CEVAP: İfade özgürlüğünün sınırlarını nefret söylemi belirler. Sınırsız bir özgürlük gibi algılanan iletişim ve ifade özgürlüğünün ince sınırlarını nefret söylemi ve nefret suçları çizer.

#31

SORU: Nefret söylemi nasıl açığa çıkar?


CEVAP: Nefret söyleminin ortaya çıkmasında, kendinden/biz olarak kurulan aidiyetten farklı olana yönelik üretilen veya kurgulanan olumsuz etiketlemeler, stereotipler, önyargılar ve ayrımcılık uygulamaları rol oynar. Kültürel kimlikler ve grup özellikleri gibi unsurlar nefret söyleminin kullanılmasını etkiler, ancak yükselen milliyetçilik ve farklı olana tahammülsüzlük gibi koşullarda, nefret dili yükselir ve etkisini arttırır.

#32

SORU: Nefret söylemi nedir?


CEVAP: Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi sonuçlarında nefret söylemi için yapılan en temel vurgu hoşgörüsüzlüğe dayalı nefreti yayan, kışkırtan, teşvik eden veya meşrulaştıran her türlü ifade biçimi üzerinedir. Bu bakış açısı içinde ise genel anlamda ırkçılık, dinsel ayrımcılık ve milliyetçilik olmak üzere üç temel vurgu alanının benzer mahkemelerde en sık görülen konular olduğu belirtilmektedir.

#33

SORU: Nefret suçları nelerdir?


CEVAP: Bir kişi ya da gruba, ait olduğu kimliği, inancı, politik görüşü, cinsiyeti ya da cinsel yönelimi gibi nedenlerle, farklı biçimlerde zarar verme amacıyla saldırılması sonucunda oluşan suçlar genel olarak nefret suçları olarak adlandırılmaktadır. Nefret suçları, suçun kurbanlarının herhangi bir eylemi nedeniyle yani gerçekleştirilen bir edim sonucunda değil, gerçek ya da algılanan renkleri, milliyetleri, cinsel yönelimleri, görünümleri, etnik kökenleri, bir başka deyişle eylemleri değil var oluşları nedeniyle maruz kaldıkları saldırganlık içeren davranışlardır.

#34

SORU: Nefret söylemi kaç başlıkta incelenebilir?


CEVAP: Nefret söylemi 6 ana başlıkta incelenebilir: • Siyasal nefret söylemi • Kadınlara yönelik nefret söylemi • Yabancılara ve göçmenlere yönelik nefret söylemi • Cinsel kimlik temelli nefret söylemi • İnanç ve mezhep temelli nefret söylemi • Engellilere ve çeşitli hastalıklara yönelik nefret söylemi

#35

SORU: Siyasal nefret söylemi nedir?


CEVAP: Siyasal bir düşünceyi ve bu düşüncenin takipçilerini hedef alan nefret söylemidir. Bazen bir ideolojinin tamamını, bazen yalnızca bir veya birkaç siyasi partiyi, bazen ise çok daha küçük grupları hedef alabilmektedir.

#36

SORU: Kadınlara yönelik nefret söylemi nedir?


CEVAP: Temelde cinsiyetçi ifadelerin kullanılmasıdır. Aşağılama amaçlı bu ifadelerde kadının konumunun ikincilleştirildiği bir söylem oluşturulmaktadır.

#37

SORU: Yabancılara ve göçmenlere yönelik nefret söylemi nedir?


CEVAP: Yabancılara ve göçmenlere yönelik nefret söylemi, yabancıları, göçmenleri ve/veya etnik grupları hedef alabilmektedir. Türkiye’de ve dünyada ekonomik nedenlerle üretilmiş örnekleri sıklıkla görülmektedir. Ayrıca bu nefret söylemi ırkçılıktan da beslenmektedir. Farklı etnik grupları toplumda korku, kaygı kaynağı olarak konumlandırmakta ve düşman olarak işaretlemektedir.

#38

SORU: Cinsel kimlik temelli nefret söylemi nedir?


CEVAP: Heteroseksüel cinsel kimlik dışındaki cinsel kimliklere sahip kişileri hedef alan nefret söylemidir. Temel olarak geyleri, lezbiyenleri, biseksüelleri, travesti ve transseksüelleri hedef alarak, bu cinsel kimlikleri sapkın, iğrenç olarak etiketler.

#39

SORU: İnanç ve mezhep temelli nefret söylemi nedir?


CEVAP: İnanç ve mezhep temelli nefret söylemi, farklı dinlere ve mezhep aidiyetlerine yönelik üretilmektedir. Türkiye’de ve dünyada farklı örnekleri sıklıkla görülmektedir. Türkiye’de Müslümanlık dışındaki dinlerin yanı sıra, hakim konumlanan/konumlandırılmış Sünni mezhebi dışındaki tüm mezheplere yönelik üretilmektedir.

#40

SORU: Engellilere ve çeşitli hastalıklara yönelik nefret söylemi nedir?


CEVAP: Fiziksel veya zihinsel engellilere ya da bazı hastalıklara sahip kişilere yönelik üretilmektedir. Türkiye’de görülme sıklığı giderek artmaktadır. Kaynağı, sosyal ve/veya ekonomik olabildiği gibi bunlardan tamamen bağımsız da olabilmektedir.

#41

SORU: Yeni medya ve nefret söylemi arasında nasıl bir ilişki vardır?


CEVAP: Nefret söyleminde dilsel pratiklerin kullanımı ve bu pratiklerin yaygınlaştırılma ortamları önem taşmaktadır. Günümüzde nefret söyleminin yayılma biçimleri, İnternet ve sosyal medya ortamlarının gündelik yaşamda giderek artan yeri ile yakından ilişkilidir. Yeni medya etkileşimli kamusal alanlar yaratarak nefret söyleminin yaşam bulabildiği, kolaylıkla yeniden üretilip dolaşıma sokulabildiği ortamlardır.

#42

SORU: Nefret söylemi nasıl engellenebilir?


CEVAP: Nefret suçlarının engellenmesi ancak farkındalık kampanyaları, medya okuryazarlığının yaygın olarak öğretilmesi ve yasal yaptırımlarla mümkündür. Kimi deyişlerin, atasözlerinin dahi ayrımcı söylem ürettiğinin henüz farkına vardığımız günümüzde, nefret söyleminin üretilmesine ve yayılmasında etkin rol oynayan yeni medya aynı zamanda nefret söylemine karşı bilinç oluşturmak ve bu bilinci yaymak amacıyla kullanılmaya elverişli bir ortamdır.

#43

SORU:

Yazının icadından önce temel geçerliliği olan duyu oragnı hangisidir? Neden?


CEVAP:

Yazının bulunuşundan önce, kulak başat duyu organıydı. İnsanlar söze dayalı bir iletişim içindeydiler. Cenevreli dil ve gösterge bilimci Ferdinand de Saussure tarafından biçimsel, Langue (yapı/system) ve somut kullanılan dil yani Parole (söz) olarak iki ayrı yapıda incelenen dil, söylemleri yaymak amacıyla çeşitli kalıpların üretildiği en önemli iletişim aracıydı. Yazının icadından sonraki dönemlerde ise göz birincil duyu organı haline gelmiştir. Mağara duvarlarında başlayan görsel iletişimin serüveni elektronik devrim sonrası da önemini korumaktadır.


#44

SORU:

İletişim süreci nedir?


CEVAP:

İletişim kavramı kısaca bir toplumun üyesi olan bireylerin birbirleriyle olan etkileşimini tanımlar. Bu tanımdan da anlaşılacağı gibi yaşam alanıyla, çevreyle ilgili bilgilerin, durumlar ve olaylarla ilgili duygu ve düşüncelerin paylaşılma süreci iletişim sürecini oluşturmaktadır. İletişim süreci, iletişim kuramcıları tarafından güncellenerek tanımlanmaktadır. İletişim en basit haliyle mesajın bir verici tarafından, bir ortam aracılığıyla alıcıya iletilmesi olarak özetlenebilir.


#45

SORU:

Marshal McLuhan’a göre iletişimi nedir?


CEVAP:

Kanadalı iletişim kuramcısı Marshal McLuhan’a göre ortam mesajın kendisi haline gelir. Mesaj, dağıtıldığı ortamın özelliklerine göre şekillenir. Gazeteye basılan bir haber, gazete haberidir, aynı haberin televizyondan yayınlanması mesajı farklılaştırır, televizyon ortamına uygun hale getirir, internetten yayılması ise internet ortamına uygun olarak yekillenmesine neden olur. Bu duruma kısaca medyalaştırma diyebiliriz.


#46

SORU:

İletişimde kullanılan kod sistemi nedir?


CEVAP:

İletişim sürecinin gerçekleşebilmesi için insanlar arasında kullanılan ortak semboller sistemine ihtiyaç vardır. Bu semboller herhangi bir duyu organımız tarafından algılanabilecek sesleri, görüntüleri, kimi zaman koku, tat ve fiziksel temasları içerir. Temasların her biri ayrı bir kod sistemi sayesinde anlaşılır. Dil, konuşmak seslere dayalı bir kod sistemidir. Mimikler, el, kol ve vücut hareketleriyle iletişim kurulan, vücut dili denilen dil de yine ayrı bir kod sisteminden oluşur. Dil, yazı gibi kod sistemleri ancak bu sistemleri bilenler arasında iletişim kurulmasına olanak verir. İletişimin daha geniş kitleler arasında gerçekleşebilmesi kod sisteminin ve teknolojisinin yaygınlığıyla mümkündür.


#47

SORU:

Sözlü iletişim nedir?


CEVAP:

Sözlü kültür toplumları kabile tipi topluluklar olduklarından dışarıya kapalı, eleştiri ve değişimden hoşlanmayan, geleneklerini korumaya özen gösteren toplumlardır. Günümüz insanı sinema, tiyatro gibi toplu eğlence mekanlarında sessiz bir izleyici konumundadır. Oysa sözlü kültür toplumlarında insanlar bütün duygularıyla gösteriye katılırlar. Sözlü kültür insanı soyut ve çözümsel düşünmek yerine konumsal bir biçimde düşünür. Günümüz insanı “cinayet bir suçtur ve cezalandırılır” diye düşünürken, sözlü kültür insanı bunun yerine “bir adam bir başka adamı öldürürse, o da öldürülür” şeklinde kavramlardan arındırılmış haliyle ifade eder.


#48

SORU:

Yazının bulunuşundan önce hüküm süren sözlü kültürün temel özellikleri nelerdir? Maddeler halinde özetleyiniz.


CEVAP:

Sözlü kültür; a. Kulak en önemli organdır. b. Sözlü iletişimde cümle yapısı önemlidir. c. Sözlü iletişim abartılıdır, aşırıya kaçar. d. İletişim yarışma formatında şekillenir. e. Tutucu ve gelenekçidir. f. Taşkın ve katılımcıdır. g. Soyut ve çözümsel olmaktan çok, konumsal biçimde düşünür.


#49

SORU:

Yazının ve alfabenin keşfinin insanlar arasındaki iletişim üzerindeki en önemli etkisi ne olmuştur?


CEVAP:

Alfabenin keşfiyle birlikte yazı çok daha fazla insan tarafından okunur hale gelmiştir. Bu nedenle alfabenin ortaya çıkışının, bilginin demokratikleşmesinin başlangıcı olduğu düşünülmektedir.


#50

SORU:

Basın özgürlüğünü ifade eden dört görüş nedir?


CEVAP:

Basın özgürlüğünü destekleyen Euro-Amerikan devrimi, özellikle 18. yüzyıl boyunca, devlet sansürünün sınırları konusunda çeşitli yeni ve iyi işlenmiş fikirlerin geliştirilmesine neden olmuştur. İfade özgürlüğünü, yayımcılığı ve okurluğu savunan bu felsefi açıklamalar günümüzde etkisini yitirmiş görünmektedir. Modern anlamda basın özgürlüğü fikrini doğduğu yer olan İngiltere’den dört farklı sav çıkmıştır. İlki teolojik yaklaşım, devlet sansürünü Tanrı’nın insanlara verdiği akıl adına eleştirirken, ikincisi basın davranışlarının bireyin haklarına uygun olması gerektiğini savunmaktadır. Üçüncü sav olan faydacılık kuramı ise kamuoyu üzerindeki devlet sansürünü baskı yönetimine verilmiş açık bir kart olarak görmekte ve yönetilenlerin mutluluğunun en üst seviyeye çıkarılması ilkesine aykırı bulmaktadır. Basın özgürlüğünün dördüncü savunması, hakikate yurttaşlar arasındaki kısıtlamasız tartışma yoluyla ulaşılacağı düşüncesine dayanmaktadır.


#51

SORU:

Düşünce açıklama özgürlüğü nedir?


CEVAP:

Basın özgürlüğü ile düşünce açıklama özgürlüğü özdeş kavramlardır. Basın yoluyla düşünce açıklama özgürlüğü demokratik sistemin özünde var olan, bir siyasi yapının demokratik nitelik taşıyıp taşımadığının ölçütünü oluşturan bir kavramdır. Çağdaş ve gerçek, çoğulcu, siyasal, ideolojik sistem dönüşümlerinde açık demokrasilerde, kişi hak ve özgürlükleri siyasal iktidara karşı korunduğu halde; belli bir siyasi zihniyet etrafında toplanmanın demokrasi olarak algılandığı rejimlerde, izin verilmeyen düşünce alanlarının söz konusu rejimi demokrasi olmaktan çıkardığı söylenebilir. Sınırlı bir çoğunluktan söz konusuysa demokrasiden söz edilemez.


#52

SORU:

Sayısal iletişimde metodolojiye göre bilgi toplumu olabilmek için gerekli asgari beceriler nelerdir? 


CEVAP:

Metodolojiye göre bilgi toplumu olabilmek için gerekli asgari becerileri tanımlayan altı başlık şöyledir; 1. İşin Tanımlanması, Gereksinim Duyulan Bilginin Belirlenmesi 2. Bilgi Arama Stratejileri 3. Tesbit etme ve Erişim 4. Bulunan Bilginin Kullanılması 5. Sentezleme 6. Değerlendirme


#53

SORU:

Bilginin gücü nedir? Açıklayınız.


CEVAP:

Bilgi edinme, bilgiye ulaşma ve kullanma sürecinin verimliliği de değerlendirilmelidir. Bilgiye ulaşmak kadar verilerden anlamlı enformasyon ve bilgi üretmek ve bu bilgiyi gündelik hayata uyarlamak da yine bilgi toplumu üyelerinin sorumluluğundadır. Bu yeni çağda en önemli güç bilgidir, bilgiye ulaşmak ve bilgi üretip bu bilgiyi paylaşmak çağın en önemli dinamiklerini oluşturmaktadır.


#54

SORU:

Yeni medya kullanıcılarının ulaşabilir oldukları alanlar nelerdir?


CEVAP:

Yeni medya kullanıcıları, evlerinden dünyanın bir ucundaki bir kütüphaneye veya müzeye, hiç görmedikleri şehirlere, bölgelere ulaşma, çeşitli araç ve platformlar sayesinde fikirlerini paylaşma özgürlüğüne kavuşmuşlardır. Tüm bu gelişmeler toplumsal hayatı da kökten hızlı bir değişim sürecinin içine sokmuştur. 


#55

SORU:

Yeni Medya’nın işlevsel özellikleri nelerdir?


CEVAP:

Yeni Medya’nın işlevsel özelliklerini ise şu şekilde sıralayabiliriz: • Bireysel ya da paylaşımlı olarak kullanıcılarını eğlendirebilme, • Bireysel kullanımlar amacı ile üretilmiş farklı yazılımları ile kullanıcılarına ifade ve paylaşım olanakları sunabilme, • Geleneksel medyanın tüm içerik çeşitliliklerini (ses, görüntü, metin vb) tek başına işleyebilme ve yeniden üretebilme, • Geleneksel medyanın oluşturamayacağı farklı temsiller, gerçeklikler üretebilme ve yaşatabilme, • Farklı sektörlere yönelik profesyonel hizmetler geliştirebilme becerileridir.


#56

SORU:

Yeni medya düzeni içerisinde internetin önemi nedir?


CEVAP:

Yeni iletişim teknolojileri içinde en yaygın kullanıma sahip olan ve etkileri açısından en çok önem taşıyan araç internettir. İcat edilmesi yaklaşık otuz yıl, halk tarafından serbest kullanımı ise on yıllık bir geçmişe sahip olsa da internetin kullanımı baş döndürücü bir hızla artmakta, toplumsal ve kültürel yapıda önemli bir yer edinmektedir. İnternet, toplumsal, kültürel, ticari, eğitsel ve eğlendirici küresel bir iletişim sistemidir. Bu sistemin meşru amacı, yaratıcılığın engellerini çevrimiçi kullanıcıların yararına ve onları güçlendirecek biçimde azaltarak, duygu ve düşüncelerin bütün dünyaya yayılımını sağlamaktır. İnternet, toplumsal, kültürel, ticari, eğitsel ve eğlendirici küresel bir iletişim sistemidir. Bu sistemin meşru amacı, yaratıcılığın engellerini çevrimiçi kullanıcıların yararına ve onları güçlendirecek biçimde azaltarak, duygu ve düşüncelerin bütün dünyaya yayılımını sağlamaktır.


#57

SORU:

Yeni medyayı geleneksel medyadan ayıran temel özellikler nelerdir? 


CEVAP:

Yeni medyayı geleneksel medyadan ayıran temel özellikler; • Sayısallık özelliği, • Etkileşimlilik özelliği, • Eşzamansızlık özelliği, • Taşınabilir olma hali, • Zaman ve mekandan bağımsız iletişim ortamı • Kitlesizleştirme özelliği, • Ağ erişimi özelliği, • Görsel iletişim özelliği, • Yakınsama özelliği, • Öteki mevcudiyet özelliği olarak sıralanabilir.


#58

SORU:

Ağ kültürü nedir?


CEVAP:

Ağ kültürü, yeni medya üzerinden insanların iletişim kurmasını sağlayan sosyal medya platformları sayesinde ortaya çıkmıştır. Günümüzde yeni gelişen medya türevleri bilginin yayılmasında, paylaşılmasında önemli bir yere sahiptir. Sosyal medya ismi verilen bu yeni alan, insanları bir araya getirmiş, sosyal hareketleri birbirine bağlayan bir ortam oluşturmuştur. İnsanların kendi ürettikleri içerikleri yayabilecekleri bir yayın mecrası haline gelmiştir.


#59

SORU:

Yeni medya ve sosyal medya arasındaki fark nedir?


CEVAP:

Yeni medya ve sosyal medya kavramları sıklıkla karıştırılan kavramlardır. Yeni medya cep telefonları aracılığıyla gönderilen kısa mesajlardan, bilgisayar ağlarına, bloglara, sözlüklere ve sosyal medyaya kadar geniş bir perspektife sahipken sosyal medya, yeni medyanın kapsama alanı içindedir ve sosyal paylaşım ağlarını içerir.


#60

SORU:

Mobil tabanlı yeni iletişim ortamı nedir?


CEVAP:

Web 2.0 teknolojilerinin gelişmesiyle ortaya çıkan sosyal medya kavramını kişiler, organizasyonlar, topluluklar arasında etkileşimli iletişim kurulmasını sağlayan web veya mobil tabanlı yeni iletişim ortamı olarak tanımlamak mümkündür. İnternetin ilk dönemlerini ifade eden Web 1.0 döneminde kullanıcılar interneti daha çok bilgi edinmek için kullanırken, Web 2.0 teknolojilerinin gelişmesiyle sosyal medya olanakları sayesinde insanlar ortamın sağladığı bilgiye kolayca ulaşmanın yanısıra bilgiyi üretir ve   31 paylaşır hale gelmişler, hem üretici hem de tüketici kimliği kazanmışlardır. Internet dergileri, forumlar, webloglar, sosyal paylaşım ağları, mikrobloging ortamları, wiki’ler, podcast yayınları, fotoğraf, görsel, video paylaşım siteleri gibi yeni medya uygulamaları sosyal medya kavramı içinde değerlendirilir. Sosyal medyayı wikipedia, ekşi sözlük gibi ortak işbirliği projeleri, blogspot, twitter gibi blog ve mikroblog projeleri, youtube gibi özel içerik projeleri, facebook gibi sosyal ağlar, World of Warcraft gibi sanal oyun projeleri ve Second Life gibi sanal sosyal dünya projeleri olarak altı başlık altında toplamak mümkündür.


#61

SORU:

İfade özgürlüğü nedir?


CEVAP:

İfade özgürlüğü anayasal demokrasilerin temel taşlarından biridir. En geniş anlamda ifade özgürlüğü bir düşünce, inanç, kanaat, tutum veya duygunun barışçı yoldan açığa vurulmasının veya dış dünyada ifade edilmesinin serbest olması demektir. Bu geniş anlamında ifade özgürlüğü sözlü ve yazılı anlatım, sanatsal gösterim, kişisel görünüm ve görüntü tercihi, gösteri, yürüyüş, toplantı yapma ve örgütlenme gibi özgürlüklerin tümünü kapsar.


#62

SORU:

Sosyal medya nedir? 


CEVAP:

Sosyal medya, içeriğini kullanıcılarının oluşturduğu ve yeni medyanın olanakları ile yayınlandığı, paylaştığı her tür platformun genel adıdır.


#63

SORU:

Yeni medya içerisinde nefret söyleminin yaşam bulabildiği, yeniden üretilip dolaşıma sokulabildiği ortamlar nelerdir?


CEVAP:

Genel olarak bakıldığında nefret söylemi, altı ana başlık ve ortamda kullanılmaktadır. Bunlar;

Siyasal Nefret Söylemi

Kadınlara Yönelik Nefret Söylemi

Yabancılara ve Göçmenlere Yönelik Nefret Söylemi 

Cinsel Kimlik Temelli Nefret Söylemi

İnanç ve Mezhep Temelli Nefret Söylemi

Engellilere ve çeşitli Hastalıklara yönelik Nefret Söylemi