VERGİ TEORİSİ Dersi Vergileme ve Ekonomik Etkinlik soru cevapları:

Toplam 45 Soru & Cevap
PAYLAŞ:

#1

SORU:

Vergileme sisteminde taraflar nelerdir ve tarafların
maliyet yükleri var mıdır?


CEVAP:

Vergilemede iki taraf vardır: Devlet (vergi
idaresi) ve mükellefler. Her iki taraf da vergisel işlemlerde
maliyet yüklenirler. Dolayısıyla mükellef ve vergi idaresi,
vergi uyumu için maliyete katlanırlar.


#2

SORU:

Devletin vergi tahsilatının tüketici ve üretici rantındaki
toplam azalmadan daha az olmasının nedeni nedir?


CEVAP:

Devletin vergi tahsilatı, tüketici ve üretici
rantındaki toplam azalmadan daha azdır. Bunun nedeni
piyasa aktörlerinin davranışında vergi nedeniyle ortaya
çıkan değişikliktir. Bir diğer ifadeyle vergi öncesi alınıp
satılan miktarın vergiden sonra azalması, birey refahında
ödenen verginin üzerinde ve ötesinde bir düşüşe neden
olmaktadır.


#3

SORU:

Vergi yükü ne demektir?


CEVAP:

Birey, sektör, toplum, bölge gibi ekonomik
birimlerin ödedikleri verginin gelirlerine oranına vergi
yükü denir. Brüt vergi yükü de denilen bu oranın
hesaplamasında, vergi yansıması ve devlet
harcamalarından sağlanan fayda dikkate alınmaz. Sadece
ölçülebilir nitelikteki büyüklükler (ödenen vergi ile gelir)
dikkate alındığından bu vergi yüküne aynı zamanda
objektif vergi yükü de denir. Eğer kişinin vergiye tabi
geliri dışında başka geliri yoksa ortalama vergi oranı
objektif vergi yükünü gösterir.


#4

SORU:

Bireysel vergi yükü nedir ve nasıl hesaplanmaktadır?


CEVAP:

Vergi, bireyin gelirinde azalmaya yol açar.
Ancak ödenen verginin büyüklüğü vergi yükünü
belirlemek için yeterli değildir. Bireysel vergi yükü,
bireyin ödediği toplam verginin bireyin gelirine oranıdır.
Bu oran genellikle yüzde ifade şeklinde kullanılır.


#5

SORU:

Toplam vergi yükü ne demektir?


CEVAP:

Ekonomide devlete vergi biçiminde aktarılan
kaynakların büyüklüğünü görmek amacıyla toplam vergi
yükü hesaplanır. Toplam vergi gelirlerini, gayrisafi yurtiçi
hasıla (GSYH) gibi toplam gelir büyüklüklerine
oranladığımızda vergilerin ekonomideki ağırlığı
görülebilir. Ayrıca sık sık vergi türlerinden (dolaylıdolaysız,
KDV, ÖTV vb.) elde edilen vergi gelirleri
GSYH’ye oranlanarak gelire oranla vergi türlerinin
ağırlığı hesaplanmaktadır.


#6

SORU:

Net vergi yükü ne demektir?


CEVAP:

Vergiler ekonomide yaratılan kaynakların bir
kısmının devlete aktarılmasına neden olduğundan
ekonomik birimler üzerinde bir yük oluşturmaktadır.
Ancak devlet, özel sektörün üretemediği veya yeterince
üretemediği mal ve hizmetlerle toplumun sosyal ve
ekonomik sebeplerle kendisine yüklediği diğer hizmetleri
yerine getirmektedir. Bir diğer ifadeyle vergiler kamu
hizmetlerini finanse etmektedir. İşte devlet hizmetlerinden
sağlanan faydanın dikkate alınması sonucu ortaya çıkan
vergi yüküne net vergi yükü adı verilir.


#7

SORU:

Subjektif vergi yükü ne demektir?


CEVAP:

Aynı gelire sahip iki birey aynı vergiyi ödese bile
kamu hizmetlerinden yeterince faydalanmadığını düşünen
bireyin vergiye bakışı daha olumsuz olacaktır. Bu olumsuz
bakış, vergiye karşı bireysel negatif tepkinin
geliştirilmesine zemin hazırlayan subjektif bir algıdır ve
bu algılanan vergi yüküne subjektif vergi yükü de denir.


#8

SORU:

Gerçek vergi yükü olarak adlandırılan vergi yükü
nedir?


CEVAP:

Vergi ödeyen bireyler imkân bulduklarında vergi
yükünü başkalarına aktarmak isteyebilir. Bireyin
başkalarına yansıttığı vergi, bireysel vergi yükünde azalma
oluşturur. Öte yandan birey farkına vararak veya
varmadan yansıyan vergileri de öder. Bu da vergi yükünü
arttırır. İşte kamu hizmetlerinden sağlanan fayda yanında
vergi yansımasının net sonucunun da dikkate alınması
sonucu ulaşılan vergi yükü gerçek vergi yüküdür.


#9

SORU:

Vergi idaresi ve mükellefler arasındaki işlemlerin
maliyetler nasıl adlandirilır?


CEVAP:

Vergilemenin tarafları vergi idaresi ile
mükelleflerdir. Vergi idaresi ve mükellefler vergisel
işlemleri yürütürken katlandıkları maliyetlerin tamamına
vergi uyum maliyeti ad› verilir.


#10

SORU:

Vergilemenin açık maliyetleri nelerdir?


CEVAP:

Vergi idaresinin görevini yürütmesi için
yüklendiği tüm maliyetler vergilemenin açık maliyetidir.
Vergi idaresinin bina ihtiyacı (yapım, kiralama vs.) için
yaptığı harcamalar, başta personel giderleri olmak üzere
cari giderler, uyuşmazlık hâlinde yargısal süreçte
katlandığı giderler gibi yasaların yüklediği işlerin
tamamını yürütürken katlandığı harcamalar açık maliyeti
oluşturur.


#11

SORU:

Vergilemenin saklı maliyetleri nelerdir?


CEVAP:

Mükellefler vergilemenin diğer tarafı olarak
birçok maliyete katlanırlar. Mükelleflerin, vergisel
yükümlülüklerini yasalara uygun olarak yerine getirmek
için katlandıkları tüm maliyetler vergilemenin saklı
maliyetini oluşturur. Muhasebeci ve müşavirlere yaptıkları
ödemeler, vergisel işlemleri yürütmek için yüklendiği
personel giderleri, yargısal süreç söz konusu ise yargı
masrafları gibi tüm maliyetler yanında vergisel işlemleri
yürütmek için firmanın kullandığı ofis alanının alternatif
kullanımı, mükelleflerin vergisel uyumu sağlamak için
harcadığı zamanın alternatif kullanımı gibi kalemler
vergilemenin saklı maliyetini oluşturur.


#12

SORU:

Ülkemizde 2002-2010 yılları arasında vergilemenin
açık maliyeti ne kadar olarak hesaplanmıştır?


CEVAP:

Gelir idaresi başkanlığı vergilemenin açık
maliyetini hesaplayarak yayınlamaktadır. Buna göre, gelir
idaresi her 100 lira vergi tahsilatı için 2002-2010
döneminde ortalama 75 kuruş harcamıştır.


#13

SORU:

Vergilendirme ile tüketicinin davranışları arasındaki
ilişki nasıl gerçekleşmektedir?


CEVAP:

Bireyler tüketim kararını verirken mallara
harcadıkları son liraların sağladıkları marjinal faydayı
dikkate alırlar. Mallardan birinin diğerine göre pahal›
(ucuz) hâle gelmesi, bireyleri bu maldan daha az (fazla)
almaya sevk eder. Verginin aşırı vergi yüküne yol
açmasının nedeni, bireylerin davranışlarını değiştirmesi,
bireylerin davranışlarını değiştirmesinin nedeni ise
verginin malların nispi (oransal/göreli) fiyatlarını
değiştirmesidir.


#14

SORU:

Aşırı vergi yükünün oluşmasını engellemek için ne
yapılmalıdır?


CEVAP:

Aşırı vergi yükü analizi bize ne anlatmaktadır?
Devlet vergi saldığında üretici ve tüketici refahında bir
azalma olmaktadır. Dikkat edilirse aşırı vergi yükünün
kaynağı, verginin miktarda neden olduğu azalmadır. Vergi
ekonomik birimlerin kararını değiştirerek denge
miktarında değişmeye yol açmazsa aşırı vergi yükü
oluşmaz. Talebin (veya arzın) tam katı olması, vergiden
sonra denge miktarının değişmesine engel olur. Bu yüzden
de aşırı vergi yükü oluşmaz. Ancak, yine de katı olan taraf
vergi yansıması yoluyla vergiyi fiilen öder.


#15

SORU:

Aşırı vergi yükünde esneklik kavramı ne demektir?


CEVAP:

Esneklik aynı zamanda aşırı vergi yükünün
büyüklüğünü de belirler. Esneklik küçüldükçe aşırı vergi
yükü alanı küçülmektedir. Esneklik arttıkça vergi, denge
miktarının daha çok düşmesine yol açar. Bu durumda aşırı
vergi yükü ağırlaşır. Tüketici, fiyat vergi kadar artmasına
rağmen tüketim miktarını azaltamamışsa, denge miktarı
vergi öncesi denge miktar› ile aynıdır. Bu durumda aşırı
vergi yükü de ortaya çıkmamış olur.


#16

SORU:

Aşırı vergi yükünün belirleyicileri nelerdir?


CEVAP:

Aşırı vergi yükünün belirleyicileri; esneklik ve
vergi miktarıdır.


#17

SORU:

Aşırı vergi yükünün azaltılmasında Ramsey kuralı
nedir ve nasıl ortaya çıkmıştır?


CEVAP:

Vergi salınması sosyal refahta azalmaya neden
olabilmektedir. Bunun nedeni, üretimin vergi öncesi
miktarının (etkinlik miktarı) altına inmesidir. Vergi
sistemleri, aşırı vergi yükü adı verilen bu etkinlik kaybının
azaltılmasını da dikkate alır. F. Ramsey, devlet bütçesinin
gelir hedefini gerçekleştirmesi ve bunu yaparken mal ve
hizmetlerin farklı miktar ve oranlarda vergilendirilmesinin
mümkün olması hâlinde aşırı vergi yükünün nasıl
azaltılabileceğini araştırmıştır. Ramsey aynı vergi gelirini
sağlayacak ama daha küçük vergi yüküne neden
olabilecek tüketim vergisi sistemi için gerekli kuralı
geliştirmiştir.


#18

SORU:

Ters esneklik kuralı nasıl oluşmaktadır?


CEVAP:

Aşırı vergi yükü, vergi nedeniyle bireylerin
davranışlarını değiştirmeleri ve vergili malı daha az
tüketmeleri nedeniyle denge miktarında ortaya çıkan
azalmadan kaynaklanır. Malın miktarındaki azalma ise
talep esnekliğine bağlıdır. Ramsey kuralına göre, esnekliği
yüksek olan mal üzerine salınan vergi oranı; esnekliği
düşük mala salınan vergi oranından düşük olmalıdır.
Ramsey Kuralının bir sonucu olarak, esneklikle vergi
oranı arasındaki bu ters orantılılığa ters esneklik kuralı
denir. Böylece, malların denge miktarındaki azalma en aza
indirilmiş olur.


#19

SORU:

Ramsey kuralına göre zorunlu tüketim malları ile lüks
tüketim malları vergilendirilmesi nasıl olmalıdır?


CEVAP:

Bilindiği gibi talep esnekliği düşük olan malların
bir kısmı zorunlu tüketim mallarıdır. Lüks tüketim
mallarının talep esnekliği ise göreli yüksektir. Ramsey
kuralı zorunlu tüketim mallarının lüks tüketim mallarından
daha yüksek oranlarda veya miktarlarda
vergilendirilmesini önermektedir. Bu öneri
uygulandığında ise göreli olarak gelirinin çoğunluğunu
zorunlu tüketim mallarına tahsis eden dar gelirlilerin
yüksek vergi yükü ile karşı karşıya kalmaları söz konusu
olur. Bu nedenle verginin etkinlik maliyetinin azaltılması
ile verginin adil olması hedefleri arasında çatışma ortaya
çıkar.


#20

SORU:

Ramsey kuralında adalet ilkesi nasıl
gerçekleşmektedir?


CEVAP:

Ramsey Kuralı, etkinlik hedefi gözetilmek
istendiğinde yapılması gerekeni ortaya koyar. Adalet
hedefi bu kuralın ilgi alanına girmez. Zaten en uygun
vergileme, gelir hedefi tutturulurken etkinliğin ve adaletin
sağlanması hedefleri arasında uyumun sağlanması
anlamına gelir. Bir diğer ifadeyle ideal bir vergi sistemi bu
iki ana hedef arasında toplumun kabul edeceği bir uyumu
sağlamaya çalışır.


#21

SORU:

Vergilerin milli gelir üzerindeki etkileri nasıl
olmaktadır?


CEVAP:

Kaynakların özel sektörden kamu sektörüne
aktarılmasında kullanılan araçlardan biri olan vergiler
harcanabilir geliri azalttığından toplam talep üzerinde
daraltıcı etki yapar. Vergilerin, millî gelir üzerindeki etkisi
çarpan mekanizması aracılığıyla irdelenir. Ancak
vergilerin daraltıcı etkisini irdelerken iki durumu
birbirinden ayırmak gerekir. Kamu harcamalarının
finansmanı için (fiskal/mali amaç) vergiler arttırıldığında
toplam talep düşer ve ekonomi üzerinde daraltıcı bir etki
ortaya çıkar. Öte yandan vergi, maliye politikası aracı
olarak büyüme ve ekonomik istikrarı temin etmek (ekstra
fiskal/ mali olmayan amaçlar) için de kullanılabilir. Bir
diğer ifadeyle, enflasyonu düşürmek için vergiler
arttırılarak talebin azalması hedefleniyor olabilir.


#22

SORU:

Vergi ile ekonomik istikrarın gerçekleştirilebilmesi
nasıl mümkün olabilmektedir?


CEVAP:

Ekonomik istikrar, tam istihdam ve fiyat istikrarı
bileşenlerinden oluşur. Fiyat istikrarı ise fiyatlar genel
düzeyinde sürekli azalma (buna deflasyon denir) ve
yükselişin (buna enflasyon denir) olmamasıdır. İşte devlet
durgunluk içindeki ekonomiye can vermek (genişletici
maliye politikası) veya enflasyonist baskıları gidermek
(daraltıcı maliye politikası) amacıyla vergiden de
faydalanabilir. Belli şartlar altında böyle bir müdahalenin
olumlu sonuçlar vermesi beklenir. İşte vergi çarpanı,
verginin bu daraltıcı ve genişletici işlevini nasıl yerine
getireceğini gösteren bir mekanizmadır. Öte yandan vergi
sistemi içinde barındırdığı unsurlar sayesinde
kendiliğinden genişletici veya daraltıcı etki de yaratabilir.
Bu etkiler de otomatik stabilizatör ve mali engel
(sürüklenme) kavramları ile izah edilir.


#23

SORU:

Marjinal tüketim eğilimi ne demektir?


CEVAP:

Marjinal tüketim eğilimi, gelirdeki 1 liralık
artışın (azalışın) tüketimde yol açacağı artışı (azalışı)
gösteren bir katsayıdır. Örneğin, marjinal tüketim eğilimi
(c) 0,80 ise birey, ekstra 1 liralık gelirinin 80 kuruşunu
tüketirken 20 kuruşunu tasarruf eder veya 100 liralık ek
gelirin 80 lirasını harcar, 20 lirasını tasarruf eder. Öyleyse
devlete 100 lira ek vergi ödeyen birey, bu vergiyi
ödemeseydi 80 lirasını harcayacaktı. Bu birey, vergi
nedeniyle harcayamadığı 80 lirayı harcasaydı bir
başkasının geliri 80 lira artacaktı ve o da bu marjinal
gelirinin yüzde 80’ini (64 lira) harcayacaktı. Kısaca
başlangıçta alınan 100 lira ilave vergi, birçok bireyin ilave
gelir elde edememesine ve dolayısıyla harcama
yapamamasına neden olmaktadır. Böylece 100 liralık ek
vergi, toplam talepte 100 liradan daha büyük bir daralma
yaratmaktadır.


#24

SORU:

Vergi çarpanı ne demektir?


CEVAP:

Vergiler arttırıldığında harcanabilir gelirde bir
azalma olur. Bu azalma toplam talepte daha büyük bir
azalmaya neden olur. Vergideki bir artışın (azalmanın)
toplam talebi kaç kat azaltacağını (artıracağını) gösteren
katsayıya vergi çarpanı denir.


#25

SORU:

Maktu vergi ne demektir?


CEVAP:

Maktu vergi gelire bağlı olmayan vergidir.
Marjinal tüketim eğiliminin (c), 1 den çıkarılmasına
bölümünün – ile çarpılmasıyla elde edilir.


#26

SORU:

Karma vergi çarpanı ne demektir?


CEVAP:

Hiçbir vergi sistemi tamamen maktu vergilerden
oluşmaz. Dahası modern vergilemede, vergi gelirin bir
fonksiyonudur: Gelire bağlı olarak vergi azalır veya artar.
Böyle düşünüldüğünde devletin aldığı ilave verginin her
bir aşamada neden olacağı tüketim azalması daha küçük
olur. Örneğin; Devlet 100 lira ilave vergi aldığında vergi
ödeyen 80 lira harcayamayacak bu nedenle başka birileri
80 lira gelir elde edemeyecektir. Ancak bu 80 lirayı elde
etseydi, bu ek geliri üzerinden (örneğin, t=%10) gelir
vergisi ödeyecek, geriye kalan 72 liranın yüzde 80’ini
(57,6 lira) harcayacaktı. İşte maktu ve gelire bağlı
vergilerin bulunduğu varsayımı altında vergi çarpanı
karma vergi çarpanı adını alır. Karma vergi çarpanının
değeri, maktu vergi çarpanından küçük olur.


#27

SORU:

Enflasyonla veya piyasalardaki durgunlukla
mücadelede vergilendirme hangi etkileri yol açmaktadır?


CEVAP:

Kısaca vergilerin arttırılması millî gelirde
kendinden daha büyük bir daralmaya yol açar. Vergilerin
bu daraltıcı etkisine dikkat çekerken bir noktaya tekrar
vurgu yapmakta yarar vardır. O da devletin enflasyonla
mücadele etmek amacıyla talebi daraltmak isteyebileceği
veya durgunlukla mücadele etmek amacıyla talebi
genişletmek isteyebileceğidir. Böyle bir durumda iradi
vergi politikasından bahsedilir. Enflasyonla mücadelede
daraltıcı etki yaratması için vergiler arttırılır. Ekonomideki
daralma, vergi artışından çarpan katsayısı kadar büyük
olur. Durgunlukla mücadele etmek istenildiğinde ve vergi
araç olarak seçildiğinde ise vergiler azaltılır. Böylece
harcanabilir gelir yükseldiğinden toplam talep büyür ve
ekonomi canlanır.


#28

SORU:

Kamu harcamalarının vergi ve toplam talep ile
arasında nasıl bir ilişki vardır?


CEVAP:

Kamu harcaması çarpanının değeri pozitif
olduğundan kamu harcaması artışı toplam talepte
kendinden daha büyük bir artışa neden olmaktadır. Ancak
kamu harcamalarının genişletici etkisi vergi nedeniyle
küçülmektedir. Bir diğer ifadeyle vergi ile toplam talep
arasında ters yönde; kamu harcamalar› ile toplam talep
arasında aynı yönde bir ilişki vardır.


#29

SORU:

Vergilerin otomatik stabilizatörlüğü ne anlama
gelmektedir?


CEVAP:

Vergiler ve kamu harcamaları, içlerinde
barındırdıkları unsurlar sayesinde ekonomik
dalgalanmaları kendiliklerinden fark edip hiçbir iradi
değişikliğe gerek kalmadan bu dalgaların tersine hareket
ederler. Böylece dalgalanmaların boyutu küçülür, ekonomi
daha büyük bir enflasyon sorunuyla karşılaşmaktan veya
daha derin bir durgunluğa girmekten kurtulur. İşte
vergilerin ve kamu harcamalarının bu özelliğine otomatik
stabilizatörlük (veya düzenleyicilik/dengeleyicilik) denir.


#30

SORU:

Bir A ülkesinin yıllık milli gelirinin 100 lira olduğunu
varsayalım. Vergi gelirlerinin de 10 lira olduğu bu ülkede
otomatik stabilizatörlük nasıl gerçekleşebilir?


CEVAP:

A ülkesinin 2011 yılı millî geliri 100 lira olsun.
Vergi gelirleri 10 lira ise vergi sonrası toplam gelir
(harcanabilir gelir) 90 liradır. Senaryo 1’e göre millî gelir
azalmış ve 90 liraya düşmüştür. Gelirdeki değişme
%10’dur. Bir diğer ifadeyle gelir yüzde 10 azalmıştır.
Gelirdeki bu azalış trendi vergi tahsilatına yansır. Bu
durumda hem dolaylı hem de dolaysız vergi tahsilatının
azalması beklenir. Eğer vergi geliri 5 liraya düşerse, millî
gelirdeki yüzde 10’luk azalmaya karşılık vergi yüzde
50’lik azalarak daralmaya güçlü bir tepki vermiştir.
Böylece harcanabilir gelir 85 lira olmuştur. Demek ki
verginin gelir esnekliği (gelirdeki yüzde 1’lik değişmeye verginin yüzdesel tepkisi) birden büyüktür. Bu durumda
vergi sisteminin esnek olduğu sonucuna varırız. Vergi
sistemindeki bu esneklik sayesinde harcanabilir gelir
kısmen korunmuştur. Bir diğer ifadeyle vergi de yüzde 10
azalsaydı, vergi gelirleri 9 lira olurdu ve harcanabilir gelir
81 liraya düşerdi. Şüphesiz ki harcanabilir gelir 85 lira
olduğunda talep daha canlı olur. Böylece daralan
ekonomide bireyler daha az vergi ödemişler, alım
güçlerini kısmen korumuşlardır.


#31

SORU:

Mali sürüklenme ya da mali engel ne demektir?


CEVAP:

Vergi sisteminin esnek olmasının sakıncalı bir
yan›, yukarıda bahsedilen otomatik mekanizmanın
durgunluktan çıkmaya çalışan bir ekonomide de devreye
girmesidir. Hâlbuki ekonomi durgunluktan çıkmaya ve
tam istihdam düzeyini yakalamaya çalışılırken de aynı
otomatik mekanizma göreli genişlemeyi fark edip devreye
girer. Böylece ekonominin durgunluktan kurtulması
engellenmiş veya geciktirilmiş olur. Buna mali
sürüklenme veya mali engel ad› verilir. Mali sürüklenme,
verginin gelir esnekliğinin yüksek olmasının yarattığı
olumsuz bir sonuçtur.


#32

SORU:

Vergilendirmede istisna ve muafiyetler otomatik
istikrarlandırıcılığı nasıl etkilemektedir?


CEVAP:

Verginin gelir esnekliğini vergi tabanı, tahakkuk
ve tahsilat arasındaki zaman farkı, istisna ve muafiyetlerin
kapsamı ve tarife yapısı etkiler. Geniş tabanlı vergilerin
gelir esnekliği, dar tabanlı vergilere göre yüksektir.
Tahakkuk ile tahsilat arasındaki zaman farkı uzadıkça
verginin gelir esnekliği, bir diğer ifadeyle otomatik
istikrarlandırıcılığı zayıflar. Tahsilat türü de zaten bu fark›
kısaltıcı faktörlerin başında gelir. Bu yüzden kaynakta
kesinti (stopaj) verginin otomatik istikrarlandırıcılığını
güçlendirir. Öte yandan vergi sisteminde istisna ve
muafiyetlerin kapsam› genişledikçe ekonomik
dalgalanmaların vergiye yansıması zayıflar. Bu yüzden
istisna ve muafiyetler otomatik istikrarlandırıcılığı
zayıflatan faktörlerdir.


#33

SORU:

Vergi yükü nasıl bulunur?


CEVAP:

Vergi yükü, ödenen vergi gelire oranlanarak bulunur.


#34

SORU:

Net vergi yükü nedir?


CEVAP:

Vergiler ekonomide yaratılan kaynakların bir kısmının devlete aktarılmasına neden olduğundan ekonomik birimler üzerinde bir yük oluşturmaktadır. Ancak devlet, özel sektörün üretemediği veya yeterince üretemediği mal ve hizmetlerle toplumun sosyal ve ekonomik sebeplerle kendisine yüklediği diğer hizmetleri yerine getirmektedir. Bir diğer ifadeyle vergiler kamu hizmetlerini finanse etmektedir. İşte devlet hizmetlerinden sağlanan faydanın dikkate alınması sonucu ortaya çıkan vergi yüküne net vergi yükü adı verilir.


#35

SORU:

Gerçek vergi yükü nedir?


CEVAP:

Gerçek vergi yükü, devlet hizmetlerinin faydası yanında vergi yansımasının net sonucunun da dikkate alınması ile hesaplanan vergi yüküdür.


#36

SORU:

Ramsey kuralına göre, malların üzerine vergi salınırken neye dikkat edilmelidir?


CEVAP:

Aşırı vergi yükü, vergi nedeniyle bireylerin davranışlarını değiştirmeleri ve vergili malı daha az tüketmeleri nedeniyle denge miktarında ortaya çıkan azalmadan kaynaklanır. Malın miktarındaki azalma ise talep esnekliğine bağlıdır. Ramsey kuralına göre,esnekliği yüksek olan mal üzerine salınan vergi oranı; esnekliği düşük mala salınan vergi oranından düşük olmalıdır. Ramsey Kuralının bir sonucu olarak, esneklikle vergi oranı arasındaki bu ters orantılılığa ters esneklik kuralı denir. Böylece, malların denge miktarındaki azalma en aza indirilmiş olur.


#37

SORU:

Marjinal tüketim eğilimi neyi ifade eder?


CEVAP:

Marjinal tüketim eğilimi, gelirdeki ?1’lik artışın(azalışın) tüketimde yol açacağı artışı (azalışı) gösteren bir katsayıdır. Örneğin, marjinal tüketim eğilimi (c) 0,80 ise birey, ekstra 1 liralık gelirinin 80 kuruşunu tüketirken 20 kuruşunu tasarruf eder veya 100 liralık ek gelirin 80 lirasını harcar, 20 lirasını tasarruf eder.


#38

SORU:

Vergi çarpanı nedir?


CEVAP:

Vergi çarpanı vergideki bir değişikliğin toplam talebi (millî geliri) kaç kat değiştireceğini gösteren katsayıdır.


#39

SORU:

Otomatik stabilizatörlük nedir?


CEVAP:

Vergiler ve kamu harcamaları, içlerinde barındırdıkları unsurlar sayesinde ekonomik dalgalanmaları kendiliklerinden fark edip hiçbir iradi değişikliğe gerek kalmadan bu dalgaların tersine hareket ederler. Böylece dalgalanmaların boyutu küçülür, ekonomi daha büyük bir enf­lasyon sorunuyla karşılaşmaktan veya daha derin bir durgunluğa girmekten kurtulur. İşte vergilerin ve kamu harcamalarının bu özelliğine otomatik stabilizatörlük (veya düzenleyicilik/ dengeleyicilik) denir.


#40

SORU:

Mali Sürüklenme nedir?


CEVAP:

Vergi sisteminin esnek olmasının sakıncalı bir yanı, otomatik mekanizmanın durgunluktan çıkmaya çalışan bir ekonomide de devreye girmesidir. Hâlbuki ekonomi durgunluktan çıkmaya ve tam istihdam düzeyini yakalamaya çalışırken de aynı otomatik mekanizma göreli genişlemeyi fark edip devreye girer. Böylece ekonominin durgunluktan kurtulması engellenmiş veya geciktirilmiş olur. Buna mali sürüklenme veya mali engel adı verilir. Mali sürüklenme, verginin gelir esnekliğinin yüksek olmasının yarattığı olumsuz bir sonuçtur.


#41

SORU:

Verginin gelir esnekliğini hangi faktörler etkiler?


CEVAP:

Verginin gelir esnekliğini vergi tabanı, tahakkuk ve tahsilat arasındaki zaman farkı, istisna ve muafiyetlerin kapsamı ve tarife yapısı etkiler.


#42

SORU:

Optimal vergileme ne anlamına gelir?


CEVAP:

Optimal vergileme, vergilemede etkinlik ve adalet hedefleri arasında uyumun sağlanması anlamına gelir.


#43

SORU:

Ramsey Kuralına göre vergi salınırsa nasıl bir sorun ortaya çıkar?


CEVAP:

Lüks tüketim mallarının talep esnekliği ise göreli yüksektir. Ramsey kuralı zorunlu tüketim mallarının lüks tüketim mallarından daha yüksek oranlarda veya miktarlarda vergilendirilmesini önermektedir. Bu öneri uygulandığında ise göreli olarak gelirinin çoğunluğunu zorunlu tüketim mallarına tahsis eden dar gelirlilerin yüksek vergi yükü ile karşı karşıya kalmaları söz konusu olur. Bu nedenle verginin etkinlik maliyetinin azaltılması ile verginin adil olması hedefleri arasında çatışma ortaya çıkar.


#44

SORU:

Talep veya arz esnekliğinin tam katı olması durumunda vergiden sonra denge miktarı nasıl değişir?


CEVAP:

Talep veya arz esnekliğinin tam katı olması, vergiden sonra denge miktarının değişmesine engel olur. Bu yüzden de aşırı vergi yükü oluşmaz. Ancak, yine de katı olan taraf vergi yansıması yoluyla vergiyi fiilen öder.


#45

SORU:

Hangi durumda aşırı vergi yükü oluşmaz?


CEVAP:

Vergi, denge miktarında değişmeye yol açmazsa aşırı vergi yükü oluşmaz.