VERGİ TEORİSİ Dersi Tüketim Vergileri soru cevapları:

Toplam 65 Soru & Cevap
PAYLAŞ:

#1

SORU:

Tüketim nedir?


CEVAP:

Bireylerin ödeme gücünün gelir ve servet
dışındaki üçüncü bir göstergesi tüketimdir.


#2

SORU:

Tüketimin neden bir vergi tabanı olarak alınması
gerekir?


CEVAP:

Teknik olarak bireylerin gelirinde bir değişme
yokken ve dönem başı ve dönem sonu serveti de sabitken
yıl içerisinde varlıklarının (servetinin) değerindeki artışı
tüketime yönlendirerek tüketim yapması ve refahını
artırması mümkündür. Bu nedenle bireylerin gerçek
ödeme gücüne ulaşmak için tüketimin de bir vergi tabanı
olarak alınması uygun olacaktır.


#3

SORU:

Gelişmiş ülkelerde toplam kamu finansmanının
yaklaşık % kaçı tüketim üzerinden alınan vergilerden
oluşur?


CEVAP:

Gelişmiş ülkelerde toplam kamu finansmanının
yaklaşık % 30-40’ ı tüketim üzerinden alınan vergilerden
oluşur.


#4

SORU:

Türkiye’ de toplam kamu finansmanının yaklaşık %
kaçı tüketim üzerinden alınan vergilerden oluşur?


CEVAP:

Türkiye’ de toplam kamu finansmanının yaklaşık
% 70’i tüketim üzerinden alınan vergilerden oluşur.


#5

SORU:

İktisat ve maliye yazınında uygun vergi tabanının ne
olduğu veya vergilemenin neye dayandırılması gerektiği
konusunda önemli iki farklı akım vardır. Bu akımlar
nelerdir, açıklayınız?


CEVAP:

Ana akımlardan bir tanesi; geniş bir ekonomik
tabanı oluşturduğu için ve gelir dağılımını düzeltmeye
dönük hedefler açısından daha uygun olduğu için gelirin
vergi tabanı olarak alınmasını ve vergi sisteminin ağırlıklı
olarak gelir üzerinden alınan vergilerden oluşması
gerektiğini savunurken, diğer bir ana akım ise gelir
vergilerinin bireylerin üretim, çalışma ve yatırım kararları
üzerinde yaratacağı düşünülen olumsuz etkileri nedeniyle
uygun vergilendirilebilir tabanın gelir değil tüketim
olduğunu savunmaktadır.


#6

SORU:

Tüketimin vergi tabanı olarak kullanılmasına ilişkin
görüş bildiren iktisatçıların gerekçeleri nelerdir?


CEVAP:

Tüketimin vergi tabanı olarak kullanılmasına
ilişkin görüş bildiren iktisatçıların gerekçeleri, verginin
çalışarak, üreterek, tasarruf ederek topluma katkı
sağlayanlardan değil, toplumun ürettiği değerleri
tüketerek, yok eden bireylerden alınmasının hem etkinlik
açısından hem de ahlaki açıdan daha doğru olduğudur. Bu
bakış açısına göre vergi sisteminin iktisaden toplumun
sahip olduğu ekonomik refahı bir daha ki dönemlere
büyüterek taşımaya yönelik iktisadi davranışları
cezalandırmaması gereklidir. Bu nedenle devletin zorunlu
olarak ihtiyaç duyduğu finansmanın gelir üzerinden değil,
tüketim üzerinden alınması doğrudur.


#7

SORU:

Kaldor tüketimin, ödeme gücünün en iyi göstergesi
olduğunu neden savunur?


CEVAP:

Tüketimin ödeme gücünün en iyi göstergesi
olduğunu savunan Kaldor’a göre; bir bireyin kişisel
tatmini ancak bir mal ya da hizmeti tükettiğinde
gerçekleşmektedir. Tasarruf yapmak bireyin kendisini mal
ya da hizmetlerin tüketiminden alı koymasıdır. Bir ülkenin
sermaye stoku ancak yatırıma dönüştürülebilir tasarruflar
sayesinde artar ve ülke gelecek dönemlerde daha yüksek
bir üretim ve refah düzeyine yükselir. Dolayısıyla
bireylerin ürettiği gelirden tasarruf ettikleri tutarların
vergilendirilmemesi başka bir ifade ile sadece tüketimin
vergilendirilmesi iktisaden doğrudur.


#8

SORU:

Gelirin vergi tabanı olarak alınmasını eleştirenler
neden gelir vergisinin bir çifte vergilendirme olduğunu
savunurlar?


CEVAP:

Gelirin vergi tabanı olarak alınmasını
eleştirenlerin bir başka düşüncesi gelir vergisinin bir çifte
vergilendirme olduğu esasına dayanır. Buna göre tasarruf
sahipleri gelirlerinin üzerinden tasarruf yaptıkları yıl bir
gelir vergisi öder ardından tekrar tasarrufları üzerinden
ikinci kez vergi öder. Bu şartlar altında tasarruf eden
bireyler gelirlerinin tümünü tüketen bireylere göre daha
fazla vergi ödemiş olur. Bu sonucu doğuran, faizin
vergilendirilmesidir. Tasarruflar üzerindeki bu farklı
uygulama, enflasyonun yüksek seyrettiği ve herhangi bir
ayarlamanın (enflasyon düzeltmesinin) yapılmadığı
ülkelerde çok daha ağır gerçekleşmektedir.


#9

SORU:

Uygulamada tüketimin vergi tabanı olarak alınmasının
vergilemenin kolaylığı açısından bazı üstünlükleri
nelerdir?


CEVAP:

Uygulamada tüketimin vergi tabanı olarak
alınmasının vergilemenin kolaylığı açısından bazı
üstünlükleri; tüketimin izlenmesinin kolay olması, bazı
tüketim mallarının sınırlı sayıda üreticisinin olması ve bazı
tüketim mallarının sadece ithalat yoluyla teminin söz
konusu olması gibi özellikler tüketim vergilerinin vergi
idareleri açısından uygulanmasında büyük kolaylıklar
sağlamaktadır.


#10

SORU:

Bir verginin otokontrol özelliğine sahip olması ne
demektir?


CEVAP:

Bir verginin otokontrol özelliğine sahip olması;
vergi mükellefinin dışında verginin ödenmesini
sağlayacak şekilde üçüncü kişilerin kayıt, bildirim, vergiyi
keserek mükellef adına idareye ödeme gibi verginin
takibini ve tahsilini kolaylaştıran mekanizmalara sahip
olmasıdır.


#11

SORU:

Vergi rekabeti nedir, kısaca açıklayınız?


CEVAP:

Vergi rekabeti, rekabet gücünü artırmak isteyen
idarelerin vergilendirme yetkisine sahip olduğu alanlarda
rakip idarelere kıyasla mükelleflerin vergi yüklerini düşük
tutmak suretiyle hareketliliği yüksek olan üretim
faktörlerini kendi bölgesine çekmeye yönelik çabalardır.


#12

SORU:

Yatırımları ve tasarrufları kendi ülkelerine çekmek
isteyen ülkeler, diğer ülkelerle vergi rekabetine
girmektedir. Bunun sebebini kısaca açıklayınız?


CEVAP:

Küreselleşme olgusu üretim, tüketim ve yatırım
kararları açısından pazarın genişlemesine yol açmaktadır.
Artık üreticiler üretim yeri seçiminde tasarruf sahipleri
tasarruflarını yönlendireceği yeri seçerken global ölçekte
düşünmektedir. Dolayısıyla alınan bu kararları etkileyen
en önemli değişkenlerden biri vergisel düzenlemelerdir.


#13

SORU:

Ülkeler arasındaki vergi rekabetinde avantajlı hâle
gelmenin en temel yöntemi nedir?


CEVAP:

Ülkeler arasındaki vergi rekabetinde avantajlı
hâle gelmenin en temel yöntemi; gelirin değil tüketimin
vergi tabanı olarak alınması ve hareketli üretim faktörü
olan sermaye faktöründen vergi almamak ya da diğer
ülkelerden daha düşük vergi almaktır. Bu bakış açısının
bir sonucu olarak günümüz global dünya ekonomisinde
ülkeler ihtiyaç duydukları kamu finansmanını daha çok
tüketimin vergilendirilmesi ve hareketliliği daha düşük
olan ücret gelirlerinin vergilendirilmesi üzerine inşa
etmektedir.


#14

SORU:

Tüketim vergilerinin genel kabul gören ve eleştirilen
taraflarını kısaca açıklayınız?


CEVAP:

Tüketim vergileri; toplumun üretmiş olduğu
ekonomik değerleri tüketerek, yok edenlerin
vergilendirilmesi anlamına geldiği için hem etkin hem de
ahlaki bulunurken, gelir dağılımı sonuçları açısından
eleştiriye tabi tutulmaktadır. Çünkü tüketim vergileri,
bireylerin öznel niteliklerini dikkate almayan ve bu
nedenle de vergilemede azalan oranlı bir yapının
doğmasına yol açan vergilerdir.


#15

SORU:

Tüketim vergileri iktisadi açıdan kaç gruba ayrılır ve
bunlar nelerdir?


CEVAP:

Tüketim vergilerini, iktisadi açıdan genel
anlamda dolaysız tüketim vergileri ve dolaylı tüketim
vergileri olarak iki başlık altında toplamak mümkündür.


#16

SORU:

Dolaysız tüketim vergisi nedir kısaca açıklayınız?


CEVAP:

Dolaysız tüketim vergisi, gelir vergisi uygulama
mantığının vergi tabanı olarak sadece bireyin tüketiminin
esas alınarak uygulanması temeline dayanır. Bu çerçevede
dolaysız tüketim vergisi uygulamasında, bireyin bir dönem
(yıl) boyunca yapmış olduğu tüm tüketimin hesaplanarak
bu miktarın üzerinden sabit ya da artan oranlı bir tarife ile
vergilendirilmesidir.


#17

SORU:

Dolaysız tüketim vergisini tüketimin gelirle ilişkisini
ele alarak açıklayınız?


CEVAP:

C, tüketimi; Y, geliri; S de tasarrufu temsil etmek
üzere iktisaden tüketim gelirin tasarruf edilmeyen kısmıdır
[C=Y-S]. Buna göre tüketim bir artık değer olarak
tanımlanmakta ve tasarrufların gelirden çıkarılması ile
elde edilmektedir. Dolayısıyla gelir vergisi ile dolaysız
tüketim vergisi arasındaki temel fark, tasarrufların vergi
konusu yapılmamasıdır.


#18

SORU:

Dolaysız tüketim vergisine ilişkin uygulama prensipte
nasıl yapılmaktadır, kısaca açıklayınız?


CEVAP:

Dolaysız tüketim vergisine ilişkin uygulama
önerilerinin bir kısmı vergi mükellefiyetinin
hesaplanmasında farklı prosedürler önermekle birlikte
prensipte mükellefler gelirlerini ve tasarruflarını gösteren
bir beyanname doldurmakta ve aradaki fark üzerinden
vergi ödemektedirler. Gelirler; ücret, maaş, faiz, kira,
sermaye değer artış kazançları gibi her türlü kişisel gelirin
toplamından, tasarruflar da tüm menkul ve gayrimenkul
varlıkların, alacakların, banka hesaplarının toplamından
oluşmaktadır.


#19

SORU:

Dolaysız tüketim vergisini gelir vergisinden ayıran en
önemli unsur nedir, kısaca açıklayınız?


CEVAP:

Dolaysız tüketim vergisini gelir vergisinden
ayıran en önemli unsur vergilendirmeye esas matrahın
hesaplanmasıdır. Buna göre gelir vergisi uygulamasından
farklı olarak dolaysız tüketim vergisinde vergiye esas
matrah tasarruflar düşüldükten sonra elde edilmektedir. Bu
nedenle, dolaysız tüketim vergisinin, bireylerin tasarruf
kararlarını teşvik etmek gibi önemli bir işlevi olduğu
kabul edilmektedir.


#20

SORU:

Dolaylı tüketim vergisi nedir, kısaca açıklayınız?


CEVAP:

Dolaylı tüketim vergileri herhangi bir dönem
esasına bağlı olmaksızın, tüketimin gerçekleştiği aşamada
verginin doğduğu ve vergilemenin gerçekleştiği tüketim
vergisi türüdür.


#21

SORU:

Dolaylı tüketim vergileri kaç gruba ayrılır ve bunlar
nelerdir?


CEVAP:

Dolaylı tüketim vergileri üçe ayrılır. Bunlar;
genel tüketim vergileri, özel tüketim vergileri ve gümrük
vergisidir.


#22

SORU:

Genel tüketim vergileri kaç gruba ayrılır ve bunlar
nelerdir?


CEVAP:

Genel tüketim vergileri ikiye ayrılır. Bunlar;
toplu tüketim vergisi ve yayılı tüketim vergisidir.


#23

SORU:

Toplu tüketim vergileri nelerdir, kısaca açıklayınız?


CEVAP:

Toplu tüketim vergileri; imalat, toptan satış ya da
perakende satış aşamasında olmak üzere tek bir aşamada
uygulanan tüketim vergileridir.
• İmalat (Üretim/İstihsal): Üretici firmanın ürettiği
malı satış esnasında tahsil ettiği vergidir. İmalat
vergisinin yönetimi kolay, yükümlü sayısı azdır.
İmalat vergisinin tüketiciye yansıtılması kolaydır.
• Toptan satış: Yalnızca toptan satış aşamasından
alınan vergidir.
• Perakende satış: Malın tüketiciye satılması
aşamasında alınan vergidir.


#24

SORU:

Toplu tüketim vergilerinin olumsuz yönleri nelerdir
kısaca açıklayınız?


CEVAP:

Toplu tüketim vergileri tek aşamadan alınan genel
harcama vergileri yalnızca bir aşamadan alındığı için bu
aşamada vergi kaçırılırsa vergilendirilecek başka bir aşama
olmadığı için vergi kaybı yüksek olur. Toplu tüketim vergilerinin diğer bir olumsuz yönü, bir aşamada gerçekleştiği
için verginin yansıtılmadığı varsayımı altında vergi yükü
imalat vergisinde üreticinin, toptan satış vergisinde toptancının,
perakende satış vergisinde perakendecinin üzerinde kalır. Vergi
yükü imalattan tüketime kadar olan süreç içinde yer alan
satıcılar tarafından paylaşılmak yerine bu süreçteki bir aktör
tarafından üstlenilmektedir. Bu sonuç vergi eşitliği açısından
olumsuz bir sonuçtur.


#25

SORU:

Yayılı tüketim vergileri nelerdir kısaca açıklayınız?


CEVAP:

Yayılı tüketim vergileri üretimden nihai tüketim
aşamasına kadar her aşamada alınan vergilerdir. Yayılı
tüketim vergilerinde, verginin malın her aşamasındaki
satış fiyatı üzerinden hesaplanan tipine ciro vergisi, her
aşamada ilave edilen katma değer üzerinden belirlenen
tipine katma değer vergisi denilmektedir.


#26

SORU:

Ciro vergisinin en büyük olumsuzluğu nedir?


CEVAP:

Ciro vergisi vergi piramidine yol açmaktadır.
Özellikle ciro vergisi, nihai tüketime kadar malın geçtiği
aşama sayısının arttığı durumda çok daha büyük
olumsuzluk yaratmaktadır.


#27

SORU:

Vergi piramidi nedir, kısaca açıklayınız?


CEVAP:

Bir yayılı tüketim vergisi olan ciro vergisinin
önceki aşamalarda ödenen vergiyi mahsup etmeye imkân
vermemesi nedeniyle, önceki aşamalarda ödenen
vergilerin de vergi matrahına dâhil olmasının yarattığı
sonuca vergi piramidi denir. Daha basit bir ifade ile vergi
piramidi; ciro vergisinin yarattığı önceki aşamalarda
ödenen vergi üzerinden de vergi hesaplanması durumudur.


#28

SORU:

Katma değer vergisi (KDV) ilk olarak kaç yılında
hangi ülkede uygulanmaya başlamıştır?


CEVAP:

Katma değer vergisi (KDV) ilk olarak 1954
yılında Fransa’ da uygulanmaya başlamıştır.


#29

SORU:

Katma değer vergisi (KDV) nedir, kısaca açıklayınız?


CEVAP:

KDV, vergi konusu ürünlerin üretiminden
tüketimine kadar geçirmiş oldukları her bir aşamada
kazandıkları katma değer üzerinden alınmaktadır. Katma
değer, bir malın satış değeri ile bu mal için yapılması
gerekli olan giderler ya da malın üretim maliyeti
arasındaki farktan oluşmaktadır.


#30

SORU:

Katma değer vergisi (KDV)’nin temel özellikleri
nelerdir?


CEVAP:

• KDV, millî gelirin tamamını kapsayan genel bir
vergidir
• KDV perakende satışlar dâhil mal ve hizmetlerin
üretim ve teslimlerinin her aşamasında uygulanır.
• KDV, tek (düz) oranlı bir vergi olup artan
oranlılığın uygulanması mümkün değildir.
• KDV bireylerin öznel durumlarını dikkate
almayan objektif, tarafsız bir vergidir.
• KDV kayıt ve belgelere göre alındığı ve otokontrol
mekanizmasına sahip olduğu için belge düzeninin
yerleşmesine katkı sağlamaktadır.


#31

SORU:

KDV’nin gelir dağılımını düzeltebilecek işlevi nedir,
kısaca açıklayınız?


CEVAP:

KDV oranlarının mal grupları itibarıyla farklı
belirlenmesi mümkündür. Bu çerçevede düşük ve orta
gelir gruplarının tüketiminde önemli yer tutan temel
tüketim maddeleri ve gıda ürünlerinde oranlar düşük, lüks
tüketim mallarında ise yüksek belirlenebilmektedir.


#32

SORU:

KDV’nin gayrisafi millî hasıla içerisinde vergiye tabi
tuttuğu kapsama göre farklı uygulama türleri vardır.
Bunlar nelerdir kısaca açıklayınız?


CEVAP:

• Gayrisafi Hasıla Tipi KDV: Bu tip KDV’de
diğer firmalardan satın alınan sermaye mallarının
bedelleri, amortismanlar ve yıl içerisindeki stok
artışları matrahtan düşülememektedir. Bu
uygulama altında KDV matrahı; [(Satışlar + Stok
Artışları) Alışlar] şeklinde hesaplanmaktadır. Bu
tip bir KDV uygulamasının sermaye oluşumunu
ve yatırımları olumsuz etkileyeceği açıktır.
• Gelir Tipi KDV: Gayrisafi hasıla tipi KDV’den
farklı olarak gelir tipi KDV’de sermaye
mallarının amortismanları vergi matrahından
indirilebilmektedir. Böylece, kapalı bir
ekonomide gelir türü KDV’nin toplam matrahı
millî gelire eşit olmaktadır. Gelir tipi KDV
uygulaması altında matrah [(Satışlar + Stok
Artışları) - (Alışlar + Amortismanlar)] şeklinde
hesaplanmaktadır.
• Tüketim Tipi KDV: Tüketim tipi KDV’de diğer
firmalardan satın alınan mal ve hizmet bedelleri ve
sermaye mallarının bedelleri firmanın satış
hasılatından düşülmektedir. Bu nedenle
amortismanların ayrıca vergi matrahından
düşülmesi söz konusu değildir. Tüketim tipi KDV
uygulaması altında matrah [Satışlar - Alışlar]
şeklinde hesaplanmaktadır. Özellikle yatırımları
teşvik etmek isteyen ülkeler tarafından tercih edilen
tüketim tipi KDV uygulamasının tasarrufları
vergiden muaf tutan bir gelir vergisi uygulamasına
eş değer olduğunu söylemek mümkündür.
• Ücret Tipi KDV: Bu tip KDV uygulamasında
sadece ücretler üzerinden bir vergilendirme
gerçekleşmektedir. Verginin matrahı yapılan
ücret ödemeleridir. Bu tip bir KDV
uygulamasının üretim sürecinde emek faktörü
kullanımını olumsuz etkileyeceğini ve üreticileri
sermaye malı kullanımına yönelteceğini
söyleyebiliriz.


#33

SORU:

Özel Tüketim Vergisi (ÖTV) nedir, kısaca açıklayınız?


CEVAP:

Özel Tüketim Vergisi (ÖTV), sadece bazı mal ve
hizmetlerin vergi konusu yapıldığı tüketim vergisi türüdür.
Özellikle iktisadi ve sosyal amaçların yerine
getirilebilmesi açısından ÖTV oldukça uygun bir vergi
tipidir. Piyasaların çalışması sonucunda ortaya çıkan
dışsallıklar ya da kaynakların etkin kullanılamaması sonucunu yaratan diğer piyasa başarısızlıklarıyla ilgili
olarak ÖTV, bir düzeltici vergi olarak işlev görmektedir.


#34

SORU:

ÖTV’nin gelir dağılımı çarpıklıkları, bölgesel gelişme
farklılıkları ve çevresel sorunlar gibi toplumsal ve
kalkınma temelli sorunların aşılması için yüklendiği
fonksiyonlar nelerdir, kısaca açıklayınız?


CEVAP:

Özellikle az gelişmiş bölgelerin üretim ve/veya
tüketim özellikleri açısından önemli özellik taşıyan
ürünlere vergisel avantajlar sağlanabilmektedir. Tam tersi
gelişmiş bölgelerin üretim ve/veya tüketim özellikleri
açısından özelliği olan ürünlere ise yüksek ÖTV
uygulanabilmektedir. Bu şekilde hem gelişme farklarını
hem de gelir dağılımı sonuçlarını düzeltmek mümkün
olabilmektedir. Ayrıca yüksek gelirli ve düşük gelirli
grupların tüketim kalıbı içinde önemli olan mallar için
farklı ÖTV politikaları benimsenerek gelir dağılımını
düzeltici sonuçlar elde edebilmek mümkündür.


#35

SORU:

Gümrük vergisi nedir kısaca açıklayınız?


CEVAP:

Gümrük vergileri bir ülkenin uluslararası mal ve
hizmet ticareti üzerinden aldığı bir tüketim vergi türüdür.
Günümüzde genellikle ithal edilen mallar üzerinden
gümrük vergisi alınmaktadır. Ancak hem tarihî olarak hem
de günümüzde ihraç edilen mallar üzerinden gümrük
vergisi alındığı durumlar da bulunmaktadır.


#36

SORU:

İthalat üzerinden alınan gümrük tarifelerinin faydaları
nelerdir, kısaca açıklayınız?


CEVAP:

İthalat üzerinden alınan gümrük tarifeleri, bir
yandan kamu finansmanı sağlama amacına yönelirken bir
yandan da ülke içerisinde benzer malları üreten yerli
üreticilerin korunmasını amaçlamaktadır. Gümrük
vergileri döviz darboğazına giren ve/veya ödemeler
dengesi açıklarını kontrol altına almaya çalışan ülkeler
tarafından da sıkça başvurulan bir araçtır.


#37

SORU:

Farklılaştırılmış tüketim vergilemesini örnekler
vererek açıklayınız?


CEVAP:

Ülkeler farklı amaçlarla sadece bazı mal ve
hizmetler üzerine ayrı (farklılaştırılmış) vergiler
uygulamayı tercih etmektedirler. Bu vergilerden havaalanı
vergisi ve köprü geçiş ücretleri gibi bazıları “fayda
prensibi” çerçevesinde uygulanmaktadır. Petrol ürünleri,
tütün mamulleri ve alkollü içecekler gibi bazı mal ve
hizmetler üzerine konulan vergiler ise “düzeltici vergiler”
(ya da Pigocu vergiler) olarak kullanılmaktadır. Diğer bir
grup vergi ise sosyal adalete de katkı sağlamaya uygun
olarak parfüm, kozmetik, mücevher gibi lüks tüketim
konusu mal ve hizmetlerin vergilendirilmesini hedefleyen
“lüks mal ve hizmet vergileri”dir.


#38

SORU:

Frank Ramsey’in oluşturduğu ters talep esnekliği
kuralı nedir, kısaca açıklayınız?


CEVAP:

Ters talep esnekliği kuralı; mallar üzerine
konulacak vergiler için belirlenecek vergi oranlarının,
malların talep esneklikleri ile ters orantılı olarak tespit
edilmesidir. Yani bir malın talep esnekliği ne kadar
yüksekse o malın vergi oranı o kadar düşük olmalıdır.
Tersi durumda ise bir malın talep esnekliği ne kadar düşük
ise o malın vergi oranı o kadar yüksek olmalıdır.


#39

SORU:

Tüketim vergilerinin gelir dağılımı üzerinde yatay ve
dikey eşitlik bakımından beraberinde getirdiği sorunlar
nelerdir, açıklayınız?


CEVAP:

Her şeyden önce dolaylı tüketim vergilerinde
bireylerin kişisel özelliklerini dikkate alarak artan oranlı
bir vergi yapısı uygulama olanağı yoktur ya da oldukça
sınırlıdır. Tüketimde düz oranlı bir vergi yapısının, yatay
ve dikey eşitlik açısından bazı sorunlara yol açtığı kabul
edilmektedir. Örneğin aynı gelire sahip olan ancak yaş,
alışkanlıklar ve diğer faktörler nedeniyle tasarruf ve
tüketim seviyeleri farklı iki aile farklı vergi ödeyecekleri
için yatay eşitlik söz konusu olmayacaktır. Dikey eşitlik
açısından da düz oranlı tüketim vergilerinin
uygulanmasında eşitlik ilkesi bakımından problem
mevcuttur. Her ne kadar ödenen vergi miktarı tüketim
miktarı ile birlikte mutlak olarak artsa bile, yüksek gelir
grubunun marjinal tüketim eğilimi düşük olduğu için
ödenen verginin gelire oranı düşük kalacaktır. Dolayısıyla
düz oranlı bir tüketim vergisi gelir düzeyine göre azalan
oranlı bir nitelik gösterecektir.


#40

SORU:

Bir verginin yansıma sonuçlarını belirleyen
değişkenler nelerdir?


CEVAP:

Bir verginin yansıma sonuçlarını belirleyen
değişkenler zaman boyutu, piyasa yapısı, arz ve talebin
esnekliği ve uygulanan verginin tipidir.


#41

SORU:

Bir mal üzerine getirilen verginin kim ya da kimler
tarafından yükleneceği nasıl belirlenir?


CEVAP:

Bir mal üzerine getirilen verginin kim ya da
kimler tarafından yükleneceği arz ve talep esnekliğine
bağlıdır.


#42

SORU:

Tüketim vergisinin tamamının alıcı tarafından
yüklenilmesi durumunda arz ve talep eğrilerinin esnekliği
nasıl olmalıdır?


CEVAP:

Arz eğrisinin esnekliği sonsuz ya da talep
eğrisinin sıfır esnek olduğu durumlarda verginin tümü
alıcılar tarafından yüklenilir.


#43

SORU:

Tüketim vergisinin tamamının satıcı tarafından
yüklenilmesi durumunda arz ve talep eğrilerinin esnekliği
nasıl olmalıdır?


CEVAP:

Arz eğrisinin sıfır esnek veya talep eğrisinin
sonsuz esnek olduğu durumda ise verginin tamamı satıcı
tarafından yüklenilir.


#44

SORU:

Tüketim vergisinin alıcı ve satıcı tarafından birlikte
yüklenilmesi durumunda verginin kimin tarafından ne
kadar yüklenileceği nasıl belirlenir?


CEVAP:

Verginin kısmi olarak yüklenildiği durumda
verginin kimin tarafından, ne kadar yüklenileceğini belirleyen arz ve talep eğrisinin esnekliklerinin nispi
büyüklüğüdür. Arz eğrisi talep eğrisinden daha esnekse
verginin daha büyük kısmı alıcılar tarafından yüklenilir.
Tam tersi durumda ise verginin daha büyük kısmı satıcılar
tarafından yüklenilir.


#45

SORU:

Bir malın tüketimi üzerine konulan verginin yaratacağı
etkinlik kaybının büyüklüğü hangi değişkenlere bağlı
olarak nasıl değişkenlik gösterir?


CEVAP:

Etkinlik kaybı üzerinde etkili olan değişkenler;
vergi miktarı, talep eğrisinin esneklik değeri ve söz
konusu malın tüketici bütçesi içerisindeki nispi payıdır.
Vergi miktarı arttıkça tüketim miktarı çok daha fazla
azalacak ve bu nedenle etkinlik kaybı alanı büyüyecektir.
Benzer şekilde talep eğrisinin esneklik değeri büyüdükçe,
talep eğrisi daha yatay hâle gelecek ve etkinlik kaybı
büyüyecektir. Esneklik değerinin artması, tüketicilerin
fiyata duyarlılığının yükselmesi ve ikame etkilerinin
artması anlamına gelir. Etkinlik kaybını etkileyen son
değişken; vergi getirilen malın tüketici bütçesi içerisindeki
nispi önemidir. Eğer vergi getirilen malın fiyatı çok
düşükse ve/veya çok az tüketimi olan bir mal ise bu mal
üzerine getirilen verginin ikame etkileri yaratması söz
konusu olmayacak ve çok fazla etkinlik kaybı ortaya
çıkmayacaktır. Tersine eğer mal yüksek fiyatlı ve çokça
tüketilen bir mal ise bu durumda ikame etkileri ve etkinlik
kaybı büyük olacaktır.


#46

SORU:

Devletin ihtiyaç duyduğu finansmanın gelir üzerinden değil, tüketim üzerinden alınması gerektiğini  savuna görüşün gerekçesi nedir?


CEVAP:

Uygulamada nispeten daha zayıf destek bulan diğer bir ana akım ise gelir vergilerinin bireylerin üretim, çalışma ve yatırım kararları üzerinde yaratacağı düşünülen olumsuz etkileri nedeniyle uygun vergilendirilebilir tabanın gelir değil tüketim olduğunu savunmaktadır. Bu bakış açısına sahip olan iktisatçıların tüketimin vergi tabanı olarak kullanılmasına ilişkin en güçlü gerekçeleri; verginin çalışarak, üreterek, tasarruf ederek topluma katkı sağlayanlardan değil, toplumun ürettiği değerleri tüketerek, yok eden bireylerden alınmasının hem etkinlik açısından hem de ahlaki açıdan daha doğru olduğudur.


#47

SORU:

Uygulamada tüketimin vergi tabanı olarak alınmasının vergilemenin kolaylığı açısından  üstünlükleri nelerdir?


CEVAP:

Uygulamada tüketimin vergi tabanı olarak alınmasının vergilemenin kolaylığı açısından bazı üstünlükleri bulunmaktadır. Tüketimin izlenmesinin kolay olması, bazı tüketim mallarının sınırlı sayıda üreticisinin olması ve bazı tüketim mallarının sadece ithalat yoluyla teminin söz konusu olması gibi özellikler tüketim vergilerinin vergi idareleri açısından uygulanmasında büyük kolaylıklar sağlamaktadır.


#48

SORU:

Bir verginin otokontrol özelliğine sahip olması ne anlama gelir?


CEVAP:

Bir verginin otokontrol özelliğine sahip olması; vergi mükellefinin dışında verginin ödenmesini sağlayacak şekilde üçüncü kişilerin kayıt, bildirim, vergiyi keserek mükellef adına idareye ödeme gibi verginin takibini ve tahsilini kolaylaştıran mekanizmalara sahip olmasıdır.


#49

SORU:

Vergi rekabeti nedir?


CEVAP:

Vergi rekabeti, rekabet gücünü artırmak isteyen idarelerin vergilendirme yetkisine sahip olduğu alanlarda rakip idarelere kıyasla mükelleflerin vergi yüklerini düşük tutmak suretiyle hareketliliği yüksek olan üretim faktörlerini kendi bölgesine çekmeye yönelik çabalardır.


#50

SORU:

Dolaysız tüketim vergisinde vergiye esas matrah nasıl elde edilmektedir?


CEVAP:

Bu çerçevede gelir ve tasarruflar arasındaki fark vergilendirmeye esas matrahı oluşturmaktadır. Dolaysız tüketim vergisini gelir vergisinden ayıran en önemli unsur da söz konusu matrahın hesaplanmasında ortaya çıkmaktadır. Buna göre gelir vergisi uygulamasından farklı olarak dolaysız tüketim vergisinde vergiye esas matrah tasarruflar düşüldükten sonra elde edilmektedir.


#51

SORU:

Dolaylı tüketim vergileri nasıl bir vergi türüdür?


CEVAP:

Dolaylı tüketim vergileri ise herhangi bir dönem esasına bağlı olmaksızın, tüketimin gerçekleştiği aşamada verginin doğduğu ve vergilemenin gerçekleştiği tüketim vergisi türüdür. Bu tür tüketim vergileri mal ve hizmetlerin tüketiminden doğan ya da piyasa işlemleri üzerinden alınan ve yükü genellikle yansıtılabilen vergilerdir.


#52

SORU:

Dolaylı tüketim vergilerin gerçek mükellefi kimdir?


CEVAP:

Bu tür tüketim vergileri mal ve hizmetlerin tüketiminden doğan ya da piyasa işlemleri üzerinden alınan ve yükü genellikle yansıtılabilen vergilerdir. Kanuni mükellefi üretici gibi gözükse de verginin gerçek mükellefi ya da ekonomik yüklenicisi genellikle tüketicidir.


#53

SORU:

Vergi piramidi nedir?


CEVAP:

Bir yayılı tüketim vergisi olan ciro vergisinin önceki aşamalarda ödenen vergiyi mahsup etmeye imkân vermemesi nedeniyle, önceki aşamalarda ödenen vergilerin de vergi matrahına dahil olmasının yarattığı sonuca vergi piramidi denir. Daha basit bir ifade ile vergi piramidi; ciro vergisinin yarattığı önceki aşamalarda ödenen vergi üzerinden de vergi hesaplanması durumudur.


#54

SORU:

Yayılı tüketim vergileri nasıl vergilerdir?


CEVAP:

Yayılı tüketim vergileri ise üretimden nihai tüketim aşamasına kadar her aşamada alınan vergilerdir.


#55

SORU:

Katma Değer Vergisi hangi değer üzerinden alınmaktadır?


CEVAP:

Katma Değer Vergisi, vergi konusu ürünlerin üretiminden tüketimine kadar geçirmiş oldukları her bir aşamada kazandıkları katma değer üzerinden alınmaktadır.


#56

SORU:

Katma Değer Vergisi neden eleştirilmektedir?


CEVAP:

KDV bireylerin subjektif durumlarını (engelli olmak, vb.) ve gelirlerini dikkate almaması nedeni ile eleştirilebilmektedir. KDV’de bireylerin zengin ya da fakir olup olmadığı dikkate alınmaz. Bu nedenle ödenen vergi ile bireylerin gelirleri arasında azalan oranlı bir ilişki söz konusu olmaktadır.


#57

SORU:

Düzeltici vergiler hangi amaçla konulan vergilerdir?


CEVAP:

Düzeltici vergiler, negatif dışsallıklar yaratan bazı mal ve hizmetlerin tüketimini
düşürerek negatif dışsallıkların azaltılmasını amaçlayan vergilerdir.


#58

SORU:

Ters talep esnekliği kuralı nedir?


CEVAP:

Ters talep esnekliği kuralı olarak bilinen bu kurala göre bir malın talep esnekliği ne kadar yüksekse o malın vergi oranı o kadar düşük olmalıdır. Tersi durumda ise bir malın talep esnekliği ne kadar düşük ise o malın vergi oranı o kadar yüksek olmalıdır.


#59

SORU:

Vergilemede yatay eşitlik neyi ifadede etmektedir?


CEVAP:

Yatay eşitlik, iktisadi açıdan aynı konumda olan bireylerin vergi açısından da aynı muameleye tabi olmalarını ifade etmektedir. Bunun bir sonucu olarak iki birey vergiden önce aynı fayda seviyesinde ise vergiden sonra da aynı fayda seviyesinde olmalıdır. Bir başka deyişle vergiler bu iki bireyin refah seviyesinde nispi değişikliğe yol açmamalıdır.


#60

SORU:

Vergilemede dikey eşitlik neyi ifade etmektedir?


CEVAP:

Dikey eşitlik ise ödeme gücü farklı olan kişiler arasında yüksek gelirliden daha fazla, düşük gelirliden daha az vergi alarak vergi yükünün adil dağıtılmasını ifade etmektedir.


#61

SORU:

Az gelişmiş ve gelişmekte olan ülkelerde genel olarak kamu finansmanı dolaylı vergiler üzerine inşa edilmesinin nedeni nedir?


CEVAP:

Az gelişmiş ve gelişmekte olan ülkelerde genel olarak kamu finansmanı dolaylı vergilerin üzerine inşa edilmiştir. Bunun en temel nedeni bu ülkelerde vergi bilincinin gelişmemiş olması ve vergi idareleri açısından dolaylı vergilerin işletilmesinin daha kolay olmasıdır.


#62

SORU:

Dikey eşitlik açısından düz oranlı tüketim vergilerinin uygulanmasında eşitlik ilkesi bakımından nasıl bir probleme neden olmaktadır?


CEVAP:

Dikey eşitlik açısından da düz oranlı tüketim vergilerinin uygulanmasında eşitlik ilkesi bakımından problem mevcuttur. Her ne kadar ödenen vergi miktarı tüketim miktarı ile birlikte mutlak olarak artsa bile, yüksek gelir grubunun marjinal tüketim eğilimi düşük olduğu için ödenen verginin gelire oranı düşük kalacaktır. Dolayısıyla düz oranlı bir tüketim vergisi gelir düzeyine göre azalan oranlı bir nitelik gösterecektir.


#63

SORU:

Dolaylı tüketim vergilerinin yansıtılması neden kolaydır?


CEVAP:

Dolaylı tüketim vergileri, satış aşamasında mal ve hizmetlerin fiyatları ile birlikte tahsil edildiği için tüketicilere yansıtılması kolay olan vergilerdir.


#64

SORU:

Bir mal üzerine getirilen verginin kim ya da kimler tarafından yükleneceği neye bağlıdır?


CEVAP:

Bir mal üzerine getirilen verginin kim ya da kimler tarafından yükleneceği arz ve talep esnekliğine bağlıdır. Verginin tamamının alıcı ya da satıcı tarafından yüklenilmesi sonucunu yaratan durumlar vardır. Arz eğrisinin esnekliği sonsuz ya da talep eğrisinin sıfır esnek olduğu durumlarda verginin tümü alıcılar tarafından yüklenilir.


#65

SORU:

Talebin fiyat esnekliğinin sonsuz olması durumunda malın üzerine getirilen t miktarı kadar bir vergini kim tarafından yüklenilir?


CEVAP:

Talebin fiyat esnekliğinin sonsuz olması; alıcıların P fiyat düzeyinden satıcılar tarafından arz edilen bütün malları satın almaya hazır oldukları anlamına gelir. Ancak fiyatın P fiyat düzeyinin üstüne çıktığı durumda ise talep edilen mal miktarı sıfıra düşmektedir. Dolayısıyla alıcıların fiyattaki yükselişe duyarlılıkları çok yüksektir ve fiyat artışlarına çok güçlü tepki vermektedirler. Bu şartlar altında, söz konusu malın üzerine getirilen t miktarı kadar bir verginin tamamı satıcılar tarafından yüklenilecektir. Aksi takdirde satıcılar piyasada mal satamayacaklardır.