VİDEONUN KULLANIM ALANLARI Dersi ANILARIN BELGELEYİCİSİ KAMERA soru cevapları:

Toplam 55 Soru & Cevap
PAYLAŞ:

#1

SORU: Erik Erikson’un geliştirdiği Sosyal Gelişim Kuramı’nda insanların doğumundan ölümüne dek geçtiğini savunduğu evreler nelerdir?


CEVAP: Erik Erikson bir bireyin doğumundan ölümüne kadar geçirdiği sekiz evreyi şu aşamalarla tanımlamıştır. ? Umut - Güven ya da Güvensizlik (0-1 yaş) ? Özerklik ya da Utanç ve Kararsızlık (2-3 yaş) ? Girişim ya da Suçluluk (3-5 yaş) ? Beceri ya da Aşağılık Duygusu (6-11 yaş) ? Ego kimliği ya da Rol Karmaşası (11-20 yaş) ? Yakın ilişkiler ya da Soyutlanma (Genç yetişkinlik dönemi) ? Üretkenlik ya da Kısırlık (Yetişkinlik dönemi) ? Ego Bütünleşimi ya da Umutsuzluk (Yaşlılık dönemi)

#2

SORU: Erik Erikson’un geliştirdiği Sosyal Gelişim Kuramı’nda bahsettiği doğumdan yaşlılığa karşılaşabileceğimiz olasılıklar dizisinden bahsediniz?


CEVAP: Erik Erikson Sosyal Gelişim Kuramı’nda karşılaşabileceğimiz 11 adet olasalıktan bahsetmektedir. ? Doğum: Doğum yaşamın başlangıcı için bir zorunluluk da olsa nerede, ne zaman ve hangi ailede ya da ortamda doğduğumuz geleceğimiz için şimdiden ipuçları vermektedir. ? Bebeklik: Erikson’un güven-güvensizlik, özerklik-utanç, kararsızlık kavramlarıyla tanımladığı bu birkaç yıl, ilk seslerin çıkartıldığı, ilk adımların atıldığı yıllardır. ? Çocukluk: Bedenin fark edildiği, taklit yeteneğinin geliştiği girişim ya da suçluluk dönemlerinde artık daha farklı ve kişilikli davranmaktayız. Eğer okul öncesi eğitime başlamışsak biçimsel eğitim de denilebilecek ve bazen ömür boyu sürecek bir sürecin başlangıcındayız demektir. ? İlköğretim: Gerçek okul, sınıf, öğretmen ortamlarıyla tanışırız. Arkadaşlığı, işbirliğini, paylaşmayı, hakkını yedirmemeyi, payımızı almayı, araç-gereç kullanmayı öğrenmeye başlarız. ? İlköğretimin ikinci yarısı: Erikson’un benlik kimliğinin oluşumu ve toplumsal rollerin oluşmaya başladığı evre olarak nitelediği bu dönemde yeteneklerimizi keşfetme, geliştirme, kendimizi kanıtlama duygularımız gelişmektedir. ? Genç yetişkinlik dönemi: Artık öğrenim olarak lise yıllarındayızdır. Bu yıllarda hobilerimiz gelişir. Biçimsel eğitim kurumları dışında daha isteyerek faaliyet göstereceğimiz grup ya da oluşumlara katılırız. Karşı cinse yönelir veya tam tersi şekilde uzak kalarak savunma mekanizmaları geliştiririz. ? Üniversite ya da yetişkin-gençlik yılları: Bu dönem büyük ölçüde mesleğimizi belirleyeceğimiz bir aşamadır. Belki ilerde eğitimini aldığımız alanda iş bulma şansımız olmayacak ama üniversite eğitimi boyunca her gün yeni bir şey öğrenerek mesleğimizin gerektirdiği bilgilerle donanırız. Eğitim dışında da aktif bir yaşantımız vardır. Kutlamalar, geziler hatta ailemizden ayrı uzun tatillere çıkarız. Bu evrelerde belki de yaşantımızı birleştireceğimiz birisiyle tanışırız. Hobilerimiz çeşitlenir ve derinleşir. Okulun bitmesi, mezun olmamız önemli bir aşamadır. Yeteneklerimiz ve isteklerimiz doğrultusunda bir yandan az veya çok da olsa para kazanmaya başlarız. Daha büyük ideallerle iş görüşmelerine başlarız. Artık yaşantımız geri dönülmesi zor kararların alınabildiği bir sürece evrilmektedir. ? Meslek yılları: Nüfusu hızla artan toplumlarda giderek iş bulmanın zorlaştığı günümüzde bazen isteğimiz doğrultusunda bazen de zorunluluktan bir iş sahibi olabiliriz. Ya da uzun bir süre bu konuda sıkıntılarımız ve yardıma gereksinmemiz olur. Genellikle evlenmenin zamanlaması iş bulma süreciyle bağlantılıdır. Toplumumuzda geleneksel anlayışla büyükler bu konuda her zaman yardımcı olmaya çalışsalar da asıl olan kişinin kendine yeter duruma gelmesidir. Yaşantımızı bir başkasıyla birleştirdiysek eğer, koşullar da yeterliyse bu evrenin en önemli aşamasını; dünyaya bir canlı getirme şans ve deneyimini yaşarız. ? Olgunluk yılları: Mesleğimizde ilerlemişizdir. Toplumda ve aile içindeki yerimiz büyük ölçüde pekişmiştir. Birlikte çıkılan tatiller, açılışlar, konferanslar, iş gezileri, kendi otomobilimiz veya çeşitli ulaşım araçlarıyla yapacağımız seyahatler, ilk kez görülen yöreler, kentler ülkeler... Bir yandan çocuğumuzu gözlemleriz. Bizim yaşadığımız evreleri daha iyi koşullarda yaşamaktadır. ? Geç olgunluk dönemi: Belki çocuğumuz ya da çocuklarımız evden ayrılmışlardır. Emekliliği de düşünebileceğimiz bu yıllarda eşimize ve kendimize daha çok zaman ayırırız. Edineceğimiz yeni bir hobi belki yıllarca yapmak isteyip yapamadığımız türden bir şeydir. Bu yaşlarda daha derin, daha profesyonelce daha sakin uğraşlara yöneliriz. Belki yeni arkadaş grupları oluşturabiliriz. Bahçe işleri, maket-takı yapımı gibi ortaya ürün çıkardığımız hobilerle beğenilmeyi de bekleriz. Belki batılıların çokça yaptığı gibi ömür boyu görmek istediğimiz ülkeleri gezeriz, ayrıntılarla uğraşmak artık zor geleceği için turları tercih ederiz. ? Yaşlılık dönemi: Bu dönem biraz daha köşemize çekildiğimiz bir dönem olabilir. Hafif veya kendini fazlaca gösteren sağlık sorunları yaşantımıza eşlik etmeye başlar. Aranmayı, ziyaret edilmeyi isteriz. Belki de büyükanne veya büyükbaba olmuşuzdur.

#3

SORU: Yaşamın belli anlarına tanıklık edecek kayıtların oluşturulması konusunu sınıflandırınız?


CEVAP: Yaşamın belli anlarına tanıklık edecek kayıtların oluşturulması konusunu üç şekilde sınıflandırabiliriz. ? Ev video ve amatör kameramanlık: Kamerayı kendimiz kullanırız. Yakın uzak çevremizde yaşanan her an bizim için bir kayıt malzemesi olabilir. Aile ilişkileri, çocuğumuzun doğumu ve yaşam evreleri, gidip gezilen yerler hatta kısakurmaca film denemeleri arşivimizi oluşturabilir. ? Kameranın nesnesi olmak: Doğumumuzdan başlayarak farklı mekan ve zamanlarda kamera ile kayda alınırız. Bu kez kameranın nesnesi bizizdir. Başkalarıyla ilişkilerimizde, statü değişimlerinde ve özellikle ileri yaşlarda yeni teknolojiye sahip olan gençler tarafından görüntülerimiz kaydedilir. ? Profesyonel kameramanlık: İnsanlar önemli gün ve aşamalarda kendi çektikleriyle yetinmezler. Hem fotoğraf hem de video alanında profesyonelce çekilmiş görüntüler görmek isterler. Sizler de kameramanlık ve fotoğrafçılık eğitimi aldığınız bu bölümü bitirdikten sonra niçin bunu bir meslek haline getirmeyesiniz? Üstelik bu konuda meslek diplomanız olması, insanların size güvenmesini ve tercih etmesini sağlayacaktır.

#4

SORU: Bir doğum videosu çekim sürecini anlatınız?


CEVAP: Öncelikle bir planlama yapmak her açıdan yararlı olacaktır. Bunun için olası anne ve baba adaylarıyla bir araya gelerek bazı sorulara karşılık bulmalısınız. Bu yapımın adı, süresi ve içeriğini belirlemek gerekmektedir. Jenerik de diyebileceğimiz giriş görüntüleri için size kısa dolgu görüntüler gerekecektir. Yapımın bütününe göre bu bölümün uzunluğu 20 saniye ile 30 saniye arasında olabilir. Örneklenen başlık yazıları bu bölümde yer alacaktır. Bu görüntüler daha çok doğum öncesinde çekilmiş, kısa ve hızlı kurgulanmış görüntüler olmalıdır. Örneğin hamileliğin gelişimi, yapılan doğum öncesi kontroller izleyenlere duygulu anlar yaşatacaktır. Giriş görüntüleri çekimin tümünden planlar içerebilir. O nedenle jenerik kurgusu genellikle çekimler tamamlandıktan sonra yapılır. Bir doğum olayını tüm ayrıntılarıyla çekmeniz gerekmez. Doğum fotoğraflarının çekimi sırasında da olabildiğince kan gösterilmemeye çalışılır. Doğum fotoğrafçılığı üniteden de anımsayacağınız gibi doğum fotoğrafları ürkütücü görüntülere yol açmamak için siyah-beyaz da çekilebilmekteydi. Gerekirse bazı video sahneleri de kurgu sırasında siyah-beyaz veya tek renkliye dönüştürülebilir. Ameliyathanede çekim yaparken kamera açısından hangi teknik konulara dikkat etmeliyiz. Üzerinde düşünerek önerilerde bulununuz. Bir doğum videosunun en aranan, olmazsa olmaz sahnesi ise bebeğin annenin kucağına verildiği ilk andır. Hemen hemen doğadaki canlıların tümünde görülen bu anne-bebek buluşmasını içeren bir doğum videosu görevini fazlasıyla yerine getirmiş denilirse abartılmış sayılmaz.

#5

SORU: Bebek videoları çekerken nelere dikkat edilmelidir?


CEVAP: Doğumdan hemen sonra bebeklerin hızla büyüyerek şekil değiştirdikleri kolayca gözlenir. Eğer profesyonel olarak bir bebeğin görüntülerini çekerek klipler oluşturacaksanız bunları belli periyotlarda çekmelisiniz. Bu bir anlamda bebeği takibe almanız demektir. İlk doğum günü gibi bebeğin özel günlerini kaçırmamalısınız. Kuşkusuz anne-babalar kendi bebeklerinin videolarını da çekeceklerdir. Bu konuda onlara yardımcı olacak el kameralarının teknik olanakları giderek artmakta, fiyatları da kabul edilebilir düzeylere inmektedir. Bu bir kural olmamakla birlikte erkeklerin kendilerini teknolojiye daha yakın hissetmeleri nedeniyle genellikle çekimler babalar tarafından yapılır. Bebek videolarının çekiminde olabildiğince doğal ışıktan yararlanınız. Sert ve güçlü yapay ışıklar bebekleri rahatsız eder. iç mekanda ek ışık kullanmanız gerekirse bunu dolaylı yöntemlerle yansıtınız. Bebekler hareket eden renkli cisimlere ilgi duyarlar. Yanınızda bu tür aksesuarlar bulunabilir veya annebabadan onun en sevdiği oyuncağının kendisine verilmesini isteyebilirsiniz. Bu konuda tekrar Erikson’a dönersek; bu dönem bebeğin güven - güvensizlik, özerklik - utanç, kararsızlık dönemidir. Bir yaşın altındaki bu dönemde bebekler neyin ne olduğunu bilmeden, karşıt kavramları bir arada yaşayarak nesnelere yaklaşır veya uzaklaşırlar. Bu dönem bir anlamda her şeyi tanıma dönemidir. Güven, güvensizlik, cesaret ve korku bebeklere aynı zamanda sevimlilik katan görüntüler oluşturur. Anlamsız da olsa çıkartılan ilk seslerin ve bir yaşın sonuna doğru emekleme ve atılan ilk adımların mutlaka görüntülenmesi gerekir. Erikson’un girişim ya da suçluluk edimleriyle tanımladığı 3-5 yaş arası dönemde çocuklar hemen her şeye ilgi duyarlar. Özellikle elektronik gereçler, ışıklı düğmeler, ses çıkaran aletler hep çekicidir. Dikkatli davranılmazsa kazaların çoğu bu dönemde yaşanabilir. Görsel açıdan, oyuncaklarını ve bazı eşyaları taşıyan, istifleyen, saklayan hatta sağa sola vuran çocuğun hareketleri değişik görüntüler verir. Sonuçta tüm bunlar bir çocuğun doğal gelişimine yardımcı olan eylemlerdir. Bu yaşlarda çocukların banyo yapması veya denize sokulması, güneşlenmeleri ileriye dönük güzel anı kayıtları yapmanıza olanak verir. Bu görüntülere arkadaşlarıyla olan ilişkileri; yardımlaşması, paylaşması veya bencillik göstermesi, oyuncaklarını kıskanması da eşlik etmelidir. Bu yaşlarda çocuklar kendi başlarına yemek yemeyi de öğrenirler. Yüze bulaşan, öne dökülen yemekler, yemek sandalyesinde uyuyakalmalar neşeli görüntüler verir. Bilindiği gibi televizyonlardaki veya internetteki kamera şaka program veya sitelerinde bu tür görüntüler izlenme açısından ön sıralardadır.

#6

SORU: Okul çağlarında çekilen videonun önemi nedir?


CEVAP: Bir çocuğun biçimsel düzeyde öğrenime başladığı ilk gün çok önemlidir. Genellikle anne ve babalar onlardan daha çok heyecanlıdır. Çocuklarının ilk öğretmeninin kim olacağı, hangi sınıfta ders göreceği, hangi masada kiminle yan yana oturacağı gibi ayrıntılar merak edilir. Öğretmenler genellikle ilk gün ders işlemezler. Eğer olanaklıysa izin alarak sınıf ortamında da çekim yapabilirsiniz. Yuva deneyimi yaşamamış çocuklar için özellikle anneden ayrılma sahnesi çoğu kez sancılı geçer. İleride gülümsenerek izlenecek bu sahneleri kaçırmayınız. Sınıfın tümünden ve bazı çocuk ayrıntılarından oluşan kareler yakalayınız. Bu tür çekimler kurgu geçişleri için gereklidir. Erikson’un betimlemesiyle dışadönük çocuklarda becerilerini gösterme, aktişik; içedönük çocuklarda aşağılık duygusu, çekingenlik ve kendini saklama gibi davranışlar gözlenebilir. Burada amaç çocukların ve özellikle sizin nesneniz olan çocuğun müdahale edilmeden doğal davranışlarıyla görüntülenmesidir. Bu yaşlarda çocuklar genellikle her istenenin tersini yaparlar. Bu durumu avantaj olarak kullanabilirsiniz. Erikson’a göre benlik kimliğinin oluşumu ve toplumsal rollerin oluşmaya başladığı evre ilköğretimin ikinci yarısında başlar. Lise yıllarına hazırlanılan bu yıllarda ergenliğin tamamen farkına varılmış, aşk benzeri duygular hissedilmiş; kusur gibi görülen bazı kişisel özelliklerden dolayı aşağılık duygusu, özellikle karşı cinsten uzaklaşma veya şiddet eğilimleri başlamış olabilir. Bu dönemde bütün ömür boyunca bize eşlik edecek kişisel özellikleri ve dünya görüşümüzün temellerini de şekillendirebiliriz. Arkadaş grupları ve ilişkiler çok önem kazanır. Bu yaşlarda gençler görüntü vermeyi pek sevmezler. Bunun yerine özellikle teknolojiye duyulan ilgi artar; fotoğraf, video çekimleri yaparak bunları paylaşma istekleri çoğalır. Böylece kişilerde olayın nesnesi yerine öznesi olmak gibi bir durum gelişir. Çekilen fotoğraflarda resmî, düzgün, mutlu karelerin yerini; biraz daha zıpır, eğlenceli, çoğu kez yakalanmış; aydınlatma, netlik gibi teknik özelliklere dikkat edilmemiş kareler alır. Çekilen fotoğraflar elektronik ortamda, sosyal ağlarda paylaşılır, ucu açık yorumlar yapılır. Video konusunda da (günümüzde moda olduğu üzere) kısa deneme çekimleri yapılarak ilgili sitelere gönderilir. Bunlar kamera şakalarında rastlanan türde düşmeler, kazalar, korkutmalar olabildiği gibi kostümlü, dublaj yapılmış, bir filmin bir sahnesiyle dalga geçen kısa komedi ürünleri de olabilir. Sonuç olarak ilköğretimin son yılları kameranın hem önünde hem de arkasında olabileceğiniz; yetenek ve becerilerinizi de göstermek istediğiniz bir dönemdir.

#7

SORU: Genç yetişkinlik dönemi videoları hakkında bilgi veriniz?


CEVAP: Lise yıllarında olgunluğa bir adım daha yaklaşırız. Hobilerimiz artar. Gelişen teknolojiye karşı artan bir merakla, bütçemizin elverdiği ölçülerde edineceğimiz kamera ve görüntü kayıt cihazlarıyla çekebileceğimiz malzeme eskisinden daha çoktur. Okul gezileri, gençlik kampları, yaz tatilleri bir kez daha yaşanamayacak anıların belgelenmesi açısından bulunmaz yerlerdir. Bu anlamda belki de bir valiz ya da çanta hazırlarken önce kamera ve aksesuarlarını gözden geçirmek yararlıdır. Unutulan önemli bir parça götürdüğümüz cihazları hiç kayıt yapmadan geri getirmemiz demektir. Hiçbir tatil ya da etkinlik aynı şekilde bir kez daha yaşanmaz. insanlar, çevre ve onlara bağlı olarak gelişen olaylar sürekli değişmektedir. Lise yıllarında okul veya okul dışı etkinlikler bize yeni ortamlar sunar. Kurulan yeni arkadaşlıklar, karşı cins temasları ve birlikte oluşan kısa video çekme fikirleri gelişir. Olanaklarınız ölçüsünde kısa film çalışmaları yapmalı veya bu tür çalışma yapan gruplar içinde görev almalısınız. Bu tür aktiviteler yaratıcılığınızı arttıracaktır.

#8

SORU: Yetişkinlik döneminde çekilen videolardan bahsediniz.


CEVAP: Üniversite yılları hayata hazırlandığımız yıllardır. Her şeyin normal geliştiğini, istediğimiz bir puanla, istediğimiz bir alana yerleşerek yüksekokul yaşantımıza başladığı mızı düşünürsek, büyük ölçüde mesleğimizi belirlemişiz demektir. Kitle iletişimi, güzel sanatlar, konservatuar gibi sanat dallarında eğitim görüyorsak fotoğraf ve video tüm yaşantımızda ayrılmaz parçamız olacaktır. Ödevlerimizin bir kısmını bu araçları kullanarak gerçekleştireceğiz. Giderek de kendi sanat ürünlerimizi ortaya çıkaracağız. Fizik, kimya, biyoloji gibi fen dallarında öğrenim görüyorsak; fotoğraf ve video aynı şekilde hem öğrencilik ve özellikle de çalışma hayatımızda bize eşlik edecektir. Örneğin gökbilim konuları içinde optik ve elektronik mutlaka yer alır. Aynı şekilde doğayı, canlıları belgelemeniz gerektiğinde video kayıtları gereklidir. Bunların teleskop ve mikroskop gibi cihazlarla kullanımları konusunda yeterli bilgileri edinmelisiniz. Hukuk, dilbilim, toplumbilimi, davranış bilimi gibi diğer sosyal alanlarda çalışsanız bile fotoğraf ve video çalışmanıza engel bir durum yoktur. Çekeceğiniz konuların ayrıntılarını ve farklı açılarını belki de siz daha iyi göreceksiniz. Bugün uzun metraj film çalışan her yönetmen doğrudan sinema eğitimi almış değildir. Başka bir alanda eğitim alsanız bile, bu konulara ilgi ve yeteneğiniz varsa kendinizi geliştirmeniz mümkündür. Bu sürecin başlangıcı da burada sözünü ettiğimiz kısa film çalışmalarıdır. Erikson’un Üretkenlik ya da Kısırlıkla betimlediği bu dönem, gerçekten de en verimli yıllarınız olacaktır. Her açıdan aktif olduğunuz, yeni bilgilerle donandığınız bu bölüm, yaşlılığınıza dek uzanacaktır. Elbette herkesin yükseköğrenim görmesi gerekmiyordur. Bu kişisel bir seçim de olabilir. Kişi biçimsel öğrenimini nerede bırakırsa bıraksın, söz konusu Yetişkinlik Dönemi hem yaparakbozarak deneyimler elde ettiğimiz hem de konulmuş kurallara cesurca karşı çıktığımız bir dönemdir ayrıca. Yetişkinlik döneminde genellemeden yola çıkarak bir aile oluşturduğumuzu düşünürsek bir süre sonra bizim için önemli bir varlık yaşantımıza eşlik etmeye başlayacaktır. Bir anlamda kendi yaşantımızın başına dönmüş gibi doğum ve bebeklik videoları bizi beklemektedir. Aradaki en önemli ayrım, artık nesne olan biz değilizdir. Kamerayı büyük ölçüde biz kullanacağımız için teknik ve estetik bilgilerimizi yeniden gözden geçirmeli, bilgi tazeliğini korumalıyız.

#9

SORU: Bu dönem videoları çekmenin incelikleri nelerdir?


CEVAP: Olgunluğun ilk yıllarında yine de aktifizdir. Yurt içinde ve dışında daha çok yere gitmişizdir. Fotoğrafa ve videoya meraklı olduğumuz için bu tür gereçler hep yanımızdadır. Birlikte çıkılan tatiller ve iş gezileri görüntü almak için ideal fırsatlardır. Artık medya ortamı neredeyse tümüyle sayısallaştığına göre çektiğiniz görüntüler üzerine kısa bilgiler ekleyerek arşivleyiniz. Bu arşivin artık eskisi gibi bantlardan, kasetlerden ve DVD yığınlarından oluşması gerekmiyor. Terabaytlarla ifade edilen saklama ortamlarında aramak ve izlemek eskisinden çok daha kolay. Yine de arşivlemenizi belli bir düzen içinde yapmalısınız. Mesleğinizle ilgili çekimler yapmanız gerekiyorsa bu konuda kendinizi geliştirerek çok önemli çekimler dışında birilerine bağlı kalmanız gerekmez. Örneğin hekim, veteriner, laborant, biyolog ya da kimyager gibi bir işkolunda çalışıyorsanız video kameranızı seçerken teknik özelliklerini ve olanaklarını tekrar gözden geçirmelisiniz. İşyerinize alınması gereken bir kamera veya ek bir parçanın seçimi konusunda sizin de görüşünüz olmalı. Eğer işinizin dışında geç olgunluğa geçişle birlikte yeni hobiler edindiyseniz, çekim alanlarınız çeşitleniyor demektir. O zamana kadar denemediyseniz üç tarafı denizlerle çevrili ülkemizde tüplü dalış sporu hem kişisel olarak hem de görüntü almak amacıyla yapılabilecek ideal hobilerdendir ve sanıldığı kadar zor bir uğraşı değildir. Aynı şekilde havacılık sporları sizlere engin bir görsel kayıt alanı sunmaktadır.

#10

SORU: Kaliteli video çekmek için öğrenmemiz gereken teknik ve estetik kurallar nelerdir?


CEVAP: Video çekmek amacıyla fotoğraf makinesi veya video kamera da kullansanız mutlaka üzerlerinde çekim ortamlarına göre ayar yapmanız gereken birçok denetleme noktası göreceksiniz. Bu ayarların temel amacı, kaydedilen görüntülerin teknik olarak doğru, standartlara uygun; görsel olarak ayırt edilebilir, göz ve kulak gibi işitme duyularımızla da düzgün bir şekilde algılanabilir olmasını sağlamaktır.

#11

SORU: Pozlama nedir?


CEVAP: Pozlama konusu, fotoğraf bilgilerinizden de anımsanacağı gibi görüntünün aydınlığı ile ilgilidir. Fotoğraf veya video olsun bir görüntü içinde aydınlığın ve karanlığın eşit şekillerde dağılmadığını görürüz. Bu farklılık, hem nesnelerin algılanmasını hem de üç boyutluluğu sağlayan gerekli bir durumdur. Özel uygulamaların dışında, bir görüntüyü pozlama açısından değerlendirdiğimizde; onun izleyici tarafından görülebilir, tanınabilir, algılanabilir bir şekilde olmasını bekleriz. Bir görüntünün bunu sağlayabilmesi için aydınlık ve karanlık bölgelerinin dengeli, ayrıntılarının da görülebilir olması gereklidir.

#12

SORU: Pozlama açısından bir video kamerayı etkileyen en önemli etmen nedir?


CEVAP: Örtücü hızını sabit bir değerde düşündüğümüzde pozlama açısından bir video kamerayı etkileyen en önemli etmenin diyafram olduğu sonucuna ulaşırız. Işığın yeterli ve ters olmadığı, nesnelerin yansıtırlıklarının dengeli olduğu standart ortamlarda, otomatik pozlama ölçülerinde çalışmak doğru sonuçlar verecektir.

#13

SORU: Diyafram değerlerini otomatik pozlama değerlerine göre bir miktar açma nedenleri nelerdir?


CEVAP: Bu nedenleri şu şekilde sıralayabiliriz. ? Ortamın toplam ışık şiddeti, kameranın normal pozlama yapabileceği değerlerin üstündedir (fazla ışık, fazla pozlama). Bu durumda ışığın şiddetini değiştiremiyorsak ve kamera en kısık diyaframı uyguladığı halde fazla pozlama koşulları sürüyorsa, son bir seçenek el ile örtücü hızını yükseltmektir. ? Ortamın toplam ışık şiddeti, kameranın normal pozlama yapabileceği değerlerin altındadır (yetersiz ışık, az pozlama). Kamera otomatik olarak en açık diyaframı uyguladığı halde az pozlama var ise, bir seçenek örtücü hızını düşürmek olabilir. Ancak bu durum nesne veya kamera hareketi olması durumunda blur (görüntüde kayma, hatırlama ve kesintiler) yaratacaktır. Böyle bir durumla karşılaşırsak en iyi seçenek ek ışık kaynaklarıyla ortamın ışık şiddetini arttırmaktır. Aksi durumda görüntüde gürültü artışı ve kalite düşmesi kaçınılmazdır. ? Işık kameraya tam karşıdan gelmektedir ve bizim için önemli olan nesneler üzerinde kararmaya yol açmaktadır (ters ışık, siluet çekim). Siluet çekim yapmak gibi özel bir amacımız yoksa diyafram açmalıyız. ? Çekim yaptığımız sahnenin normalden daha koyu görünmesini istiyoruz. Örneğin kasvetli, gizemli bir sahne yaratmak istiyorsak diyaframı biraz kısabiliriz. ? Özellikle aydınlık bölgelerdeki nesneler üzerindeki ayrıntıları yok etmek, biraz daha pürüzsüz, düşsel bir sahne yaratmak istiyorsak diyaframı biraz açarak, isteğimize bağlı fazla pozlanmış bir sahne oluşturabiliriz.

#14

SORU: Bir kameranın netleme komutunun kararsızlık ve bulanıklaşmasına sebep olan durumlar nelerdir?


CEVAP: Bazı ortamlarda netleme komutu istediğimiz gibi çalışmaz. Bu durumlar, ? Üzerinde belirgin hatları olmayan, geniş yüzeyleri görüntülerken ? Yetersiz ışık altında, belirginliğini yitiren nesneleri çekerken ? Çok güçlü spot ışık kaynaklarının çerçeveye girip çıkmaları durumunda ? Bizim için net olması gereken nesnenin az bir bölümünün çerçeve içinde veya kenarda olması durumunda ? Nesne ile kamera arasında yarı saydam veya ızgara biçimli maskeleme yapan yüzeylerin olması durumunda ? Kayıt sırasında çok yakından çerçeveye giren nesneler olması durumunda ? Bilinçli olarak belirli nesneleri netlemek istememiz veya netliği çeşitli nesneler üzerinde taşımak istememiz durumunda şeklinde yazılabilmektedir.

#15

SORU:

ABD'li davranışbilimci Erik Erikson'a göre bir birey doğumundan ölümüne hangi evrelerden geçmektedir?


CEVAP:

Erikson, bir bireyin doğumundan ölümüne kadar geçirdiği sekiz evreyi şu aşamalarla tanımlamıştır:

  1. Umut - Güven ya da Güvensizlik (0-1 yaş)
  2. Özerklik ya da Utanç ve Kararsızlık (2-3 yaş)
  3. Girişim ya da Suçluluk (3-5 yaş)
  4. Beceri ya da Aşağılık Duygusu (6-11 yaş)
  5. Ego kimliği ya da Rol Karmaşası (11-20 yaş)
  6. Yakın ilişkiler ya da Soyutlanma (Genç yetişkinlik dönemi)
  7. Üretkenlik ya da Kısırlık (Yetişkinlik dönemi)
  8. Ego Bütünleşimi ya da Umutsuzluk (Yaşlılık dönemi)

#16

SORU:

Yaşamın belli anlarına tanıklık edecek kayıtların oluşturulması konusunu hangi başlıklar altında ele alabiliriz?


CEVAP:

Yaşamın belli anlarına tanıklık edecek kayıtların oluşturulması konusunu üç şekilde ele alabiliriz:

  • Ev video ve amatör kameramanlık
  • Kameranın nesnesi olmak
  • Profesyonel kameramanlık

#17

SORU:

Amatör kamera kullanımının yaygınlaşması nasıl başlamıştır?


CEVAP:

Süper 8 mm filmlerin kullanıma girmesiyle amatör kamera kullanımı yaygınlaşmıştır.


#18

SORU:

Bir doğum videosu çekilmek istendiğinde yapılması gereken ilk iş ne olmalıdır?


CEVAP:

Sizden bir doğum videosu çekmeniz istendiğinde öncelikle bir planlama yapmak her açıdan yararlı olacaktır. Bunun için olası anne ve baba adaylarıyla bir araya gelerek bazı sorulara karşılık bulmalısınız. Başlı başına bir doğum klibi veya videosu diyebileceğimiz bu yapımın adı, süresi ve içeriği ne olacaktır? Örneğin “Arda Dünyaya Geliyor” veya “Ailemizin Yeni Üyesi Selin” gibi bir başlık benimsenebilir.


#19

SORU:

Bir doğum videosunun jeneriği nasıl hazırlanmalıdır?


CEVAP:

Jenerik de diyebileceğimiz giriş görüntüleri için size kısa dolgu görüntüler gerekecektir. Yapımın bütününe göre bu bölümün uzunluğu 20 saniye ile 30 saniye arasında olabilir. Örneklenen başlık yazıları bu bölümde yer alacaktır. Bu görüntüler daha çok doğum öncesinde çekilmiş, kısa ve hızlı kurgulanmış görüntüler olmalıdır. Örneğin hamileliğin gelişimi, yapılan doğum öncesi kontroller, babanın heyecanı, anneanne veya babaannelerin sembolik de olsa kendi hazırladıkları patikler, başlıklar, hırkalar ileride izleyenlere duygulu anlar yaşatacaktır. Giriş görüntüleri çekimin tümünden planlar içerebilir. O nedenle jenerik kurgusu genellikle çekimler tamamlandıktan sonra yapılır.


#20

SORU:

Kısa da olsa bir doğum olayını anlatmak gerekli görüntüler nelerdir?


CEVAP:

Video çekimlerinde doğum sırasında çekilen annenin acılı yüzü ilerde tatlı gülümsemelerle izlenir. Babanın annenin elini tutuşu, birkaç tıbbi cihaz ayrıntısı (göstergeler, aşina olunan düzenekler), doktor ve hemşirelerden yüz ayrıntıları ve nihayet ters bir şekilde havaya kaldırılan ağlayarak nefes açmaya çalışan bir bebek. Tüm bu görüntüler kısa da olsa bir doğum olayını anlatmak için fazlasıyla yeterlidir. İyi bir kameraman annenin ve babanın doktorun elindeki bebeğe bakışını kaçırmaz.


#21

SORU:

Teknik olarak doğum ortamında ek bir aydınlatma kullanılmamasının nedenleri neşerdir?


CEVAP:

Teknik olarak doğum ortamında ek bir aydınlatma kullanmanız çok gerekli değildir. Bunun birkaç nedeni vardır. Öncelikle tıbbi personel ek bir ışık kaynağından rahatsız olabilir. Ameliyat masalarının oldukça yeterli aydınlatma düzenekleri vardır. Bunlara ek olarak sayısal video kameraların ışık algılama yetenekleri günden güne daha duyarlı hale gelmektedir.


#22

SORU:

Teknik olarak doğum ortamında ek bir aydınlatma kullanılmamasının nedenleri neşerdir?


CEVAP:

Teknik olarak doğum ortamında ek bir aydınlatma kullanmanız çok gerekli değildir. Bunun birkaç nedeni vardır. Öncelikle tıbbi personel ek bir ışık kaynağından rahatsız olabilir. Ameliyat masalarının oldukça yeterli aydınlatma düzenekleri vardır. Bunlara ek olarak sayısal video kameraların ışık algılama yetenekleri günden güne daha duyarlı hale gelmektedir.


#23

SORU:

Profesyonel olarak bir bebeğin görüntülerini çekerek klipler oluşturmak isteniyorsa yapılması gereken nedir?


CEVAP:

Eğer profesyonel olarak bir bebeğin görüntülerini çekerek klipler oluşturacaksanız bunları belli periyotlarda çekmelisiniz. Bu bir anlamda bebeği takibe almanız demektir. İlk doğum günü gibi bebeğin özel günlerini kaçırmamalısınız. Aynı şekilde anne-baba ile randevulaşarak onların bebeklerini stüdyonuza getirmelerini sağlayabilirsiniz. Böylece hareket ve ışık açısından denetlenebilen bir ortamda hem fotoğraf hem de video çekmeniz mümkündür.


#24

SORU:

Bebek videolarının çekiminde ışık konusunda dikkat edilmesi gerekenler nelerdir?


CEVAP:

Bebek videolarının çekiminde olabildiğince doğal ışıktan yararlanınız. Sert ve güçlü yapay ışıklar bebekleri rahatsız eder. İç mekanda ek ışık kullanmanız gerekirse bunu dolaylı yöntemlerle yansıtınız. Bebekler hareket eden renkli cisimlere ilgi duyarlar. Yanınızda bu tür aksesuarlar bulunabilir veya anne-babadan onun en sevdiği oyuncağının kendisine verilmesini isteyebilirsiniz.


#25

SORU:

davranışbilimci Erik Erikson bir yaş altındaki dönemde bebeklerin davranışlarını nasıl anlatmaktadır?


CEVAP:

Bu konuda tekrar Erikson’a dönersek; bu dönem bebeğin “güven-güvensizlik, özerklik-utanç, kararsızlık” dönemidir. Bir yaşın altındaki bu dönemde bebekler neyin ne olduğunu bilmeden, karşıt kavramları bir arada yaşayarak nesnelere yaklaşır veya uzaklaşırlar. Bu dönem bir anlamda her şeyi tanıma dönemidir. Güven, güvensizlik, cesaret ve korku bebeklere aynı zamanda sevimlilik katan görüntüler oluşturur.


#26

SORU:

Bebeklik videolarının hazırlanmasında bir yaş altı bebeklik döneminde mutlaka görüntülenmesi gereken görüntüler nelerdir?


CEVAP:

Anlamsız da olsa çıkartılan ilk seslerin ve bir yaşın sonuna doğru emekleme ve atılan ilk adımların mutlaka görüntülenmesi gerekir.


#27

SORU:

Erikson çocuklarda 3-5 yaş arası dönemi nasıl tanımlamaktadır?


CEVAP:

Erikson’un “girişim ya da suçluluk” edimleriyle tanımladığı 3-5 yaş arası dönemde çocuklar hemen her şeye ilgi duyarlar. Özellikle elektronik gereçler, ışıklı düğmeler, ses çıkaran aletler hep çekicidir. Dikkatli davranılmazsa kazaların çoğu bu dönemde yaşanabilir.


#28

SORU:

3-5 yaş arası dönem çocukların anı kayıtları hangi görüntüleri kapsamalıdır?


CEVAP:

Görsel açıdan, oyuncaklarını ve bazı eşyaları taşıyan, istifleyen, saklayan hatta sağa sola vuran çocuğun hareketleri değişik görüntüler verir. Sonuçta tüm bunlar bir çocuğun doğal gelişimine yardımcı olan eylemlerdir. Bu yaşlarda çocukların banyo yapması veya denize sokulması, güneşlenmeleri ileriye dönük güzel anı kayıtları yapmanıza olanak verir. Bu görüntülere arkadaşlarıyla olan ilişkileri; yardımlaşması, paylaşması veya bencillik göstermesi, oyuncaklarını kıskanması da eşlik etmelidir. Bu yaşlarda çocuklar kendi başlarına yemek yemeyi de öğrenirler. Yüze  bulaşan, öne dökülen yemekler, yemek sandalyesinde uyuyakalmalar neşeli görüntüler verir.


#29

SORU:

Okul çağı videolarından çocuğun okulundaki ilk günü ile ilgili görüntüler neler olmalıdır?


CEVAP:

Bir çocuğun biçimsel düzeyde öğrenime başladığı ilk gün çok önemlidir. Genellikle anne ve babalar onlardan daha çok heyecanlıdır. Çocuklarının ilk öğretmeninin kim olacağı, hangi sınıfta ders göreceği, hangi masada kiminle yan yana oturacağı gibi ayrıntılar merak edilir.


#30

SORU:

Erikson okul çağı dönemindeki çocukların davranışlarını nasıl tanımlamaktadır?


CEVAP:

Erikson’un betimlemesiyle dışadönük çocuklarda becerilerini gösterme, aktiflik; içedönük çocuklarda aşağılık duygusu, çekingenlik ve kendini saklama gibi davranışlar gözlenebilir.


#31

SORU:

Erikson’a göre “benlik kimliğinin oluşumu ve toplumsal rollerin oluşmaya başladığı evre ne zaman başlar?


CEVAP:

Erikson’a göre “benlik kimliğinin oluşumu ve toplumsal rollerin oluşmaya başladığı evre” ilköğretimin ikinci yarısında başlar.


#32

SORU:

Benlik kimliğinin ve toplumsal rollerin oluşmaya başladığı dönemde gençlerin özelliklerini Erikson nasıl açıklamaktadır?


CEVAP:

Lise yıllarına hazırlanılan bu yıllarda ergenliğin tamamen farkına varılmış, aşk benzeri duygular hissedilmiş; kusur gibi görülen bazı kişisel özelliklerden dolayı aşağılık duygusu, özellikle karşı cinsten uzaklaşma veya şiddet eğilimleri başlamış olabilir. Bu dönemde bütün ömür boyunca bize eşlik edecek kişisel özellikleri ve dünya görüşümüzün temellerini de şekillendirebiliriz. Arkadaş grupları ve ilişkiler çok önem kazanır.


#33

SORU:

Çocuklarda kameranın öznesi olma durum nasıl gelişir?


CEVAP:

Bu yaş- larda gençler görüntü vermeyi pek sevmezler. Bunun yerine özellikle teknolojiye duyulan ilgi artar; fotoğraf, video çekimleri yaparak bunları paylaşma istekleri çoğalır. Böylece kişilerde olayın nesnesi yerine öznesi olmak gibi bir durum gelişir.


#34

SORU:

İlköğretiminson yıllarında çekilen video ve fotoğrafların özellikleri nelerdir?


CEVAP:

Çekilen fotoğraflarda resmî, düzgün, mutlu karelerin yerini; biraz daha (deyim yerindeyse) zıpır, eğlenceli, çoğu kez yakalanmış; aydınlatma, netlik gibi teknik özelliklere dikkat edilmemiş kareler alır. Çekilen fotoğraflar elektronik ortamda, sosyal ağlarda paylaşılır, ucu açık yorumlar yapılır. Video konusunda da (günümüzde moda olduğu üzere) kısa deneme çekimleri yapılarak ilgili sitelere gönderilir. Bunlar kamera şakalarında rastlanan türde düşmeler, kazalar, korkutmalar olabildiği gibi kostümlü, dublaj yapılmış, bir filmin bir sahnesiyle dalga geçen kısa komedi ürünleri de olabilir. Sonuç olarak ilköğretimin son yılları kameranın hem önünde hem de arkasında olabileceğiniz; yetenek ve becerilerinizi de göstermek istediğiniz bir dönemdir.


#35

SORU:

Genç yetişkinlik döneminde çekilecek videoların içeriği nasıldır?


CEVAP:

Lise yıllarında olgunluğa bir adım daha yaklaşırız. Hobilerimiz artar. Gelişen teknolojiye karşı artan bir merakla, bütçemizin elverdiği ölçülerde edineceğimiz kamera ve görüntü kayıt cihazlarıyla çekebileceğimiz malzeme eskisinden daha çoktur. Okul gezileri, gençlik kampları, yaz tatilleri bir kez daha yaşanamayacak anıların belgelenmesi açısından bulunmaz yerlerdir.


#36

SORU:

Erikson üniversite yıllarını nasıl betimlemektedir?


CEVAP:

Erikson’un “Üretkenlik ya da Kısırlık”la betimlediği bu dönem, gerçekten de en verimli yıllarınız olacaktır. Her açıdan aktif olduğunuz, yeni bilgilerle donandığınız bu bölüm, yaşlılığınıza dek uzanacaktır.


#37

SORU:

Kamerayı büyük ölçüde biz kullanacağımız, teknik ve estetik bilgilerimizi yeniden gözden geçirmemiz gereken dönem hangisidir?


CEVAP:

Yetişkinlik döneminde genellemeden yola çıkarak bir aile oluşturduğumuzu düşünürsek bir süre sonra bizim için önemli bir varlık yaşantımıza eşlik etmeye başlayacaktır. Bir anlamda kendi yaşantımızın başına dönmüş gibi doğum ve bebeklik videoları bizi beklemektedir. Aradaki en önemli ayrım, artık nesne olan biz değilizdir. Kamerayı büyük ölçüde biz kullanacağımız için teknik ve estetik bilgilerimizi yeniden gözden geçirmeli, bilgi tazeliğini korumalıyız.


#38

SORU:

Yaşlılık döneminde kaydedilecek görüntü alanları nelerdir?


CEVAP:

Erikson’un tanımladığı seçeneklerden biri olan ve yaşlılık döneminde size eşlik etmesi olası bir duygu olan “umutsuzluğa” kapılmadıysanız daha önünüzde kaydedebileceğiniz birçok görüntü alanı var demektir. Bu yeni yerler görmenin, yeni hobiler edinmenin yanında; belki çocuklarınız hatta torunlarınızla birlikte veya onları model olarak kullanabileceğiniz çekimler demektir.


#39

SORU:

Video çekmek amacıyla kullanılan fotoğraf makinesi veya video kameralarda çekim ortamlarına göre ayar yapmanız gereken birçok denetleme noktası vardır. Bu ayarların temel amacı nedir?


CEVAP:

Bu ayarların temel amacı, kaydedilen görüntülerin teknik olarak doğru, standartlara uygun; görsel olarak ayırt edilebilir, göz ve kulak gibi işitme duyularımızla da düzgün bir şekilde algılanabilir olmasını sağlamaktır.


#40

SORU:

El kameraları temel olarak hangi ünitelerden oluşmaktadır?


CEVAP:

El kameraları, temel olarak iki üniteden oluşurlar. Bunlar; kamera ve kayıt bölümleridir.


#41

SORU:

El kameraların ses ve görüntü kaydı yaptığı gereçler nasıl bir değişim yaşamıştır?


CEVAP:

El kameralarının ses ve görüntü kaydı yaptığı gereçler zamanla değişiklikler göstermiştir. Önceleri oldukça geniş enli (1,25 cm kadar) kaset haline getirilmiş bantlara kayıt yapan kameralar; daha sonra ince bantlı kasetlere (8 ve 6 mm), yazılabilir disklere, bellek kartlarına ve günümüzde sabit disklere veya yonga (chip) üzerine kayıt yapabilmektedirler.


#42

SORU:

Pozlama nedir?


CEVAP:

Pozlama konusu, fotoğraf bilgilerinizden de anımsanacağı gibi görüntünün aydınlığı ile ilgilidir.


#43

SORU:

Bir fotoğraf veya video görüntüsünü pozlama açısından değerlendirdiğimizde aydınlık ve karanlık ilişkisi nasıl olmalıdır?


CEVAP:

Özel uygulamaların dışında, bir görüntüyü pozlama açısından değerlendirdiğimizde; onun izleyici tarafından görülebilir, tanınabilir, algılanabilir bir şekilde olmasını bekleriz. Bir görüntünün bunu sağlayabilmesi için aydınlık ve karanlık bölgelerinin dengeli, ayrıntılarının da görülebilir olması gereklidir.


#44

SORU:

Fotoğrafta pozlamayı etkileyen en önemli iki etmen nedir?


CEVAP:

Fotoğrafta pozlamayı etkileyen en önemli iki etmen diyafram ve örtücü hızıdır.


#45

SORU:

Örtücü hızını sabit bir değerde düşündüğümüzde pozlama açısından bir video kamerayı etkileyen en önemli etmen nedir?


CEVAP:

Örtücü hızını sabit bir değerde düşündüğümüzde pozlama açısından bir video kamerayı etkileyen en önemli etmenin diyafram olduğu sonucuna ulaşırız.


#46

SORU:

Otomatik pozlama ölçülerinde çalışmak hangi durumlarda iyi sonuçlar sağlamaktadır?


CEVAP:

Işığın yeterli ve ters olmadığı, nesnelerin yansıtırlıklarının dengeli olduğu standart ortamlarda, otomatik pozlama ölçülerinde çalışmak doğru sonuçlar verecektir.


#47

SORU:

El ile örtücü hızını yükseltmenin son seçenek olduğu durum nedir?


CEVAP:

Ortamın toplam ışık şiddeti, kameranın normal pozlama yapabileceği değerlerin üstündedir (fazla ışık, fazla pozlama). Bu durumda ışığın şiddetini değiştiremiyorsak ve kamera en kısık diyaframı uyguladığı halde fazla pozlama koşulları sürüyorsa, son bir seçenek el ile örtücü hızını yükseltmektir.


#48

SORU:

Kamera otomatik olarak en açık diyaframı uyguladığı halde az pozlama var ise ve örtücü hızını düşürmek de blur yaratacaksa bu durumda yapılması gereken nedir?


CEVAP:

Ortamın toplam ışık şiddeti, kameranın normal pozlama yapabileceği değerlerin altındadır (yetersiz ışık, az pozlama). Kamera otomatik olarak en açık diyaframı uyguladığı halde az pozlama var ise, bir seçenek örtücü hızını düşürmek olabilir. Ancak bu durum nesne veya kamera hareketi olması durumunda “blur” (görüntüde kayma, hatırlama ve kesintiler) yaratacaktır. Böyle bir durumla karşılaşırsak en iyi seçenek ek ışık kaynaklarıyla ortamın ışık şiddetini arttırmaktır. Aksi durumda görüntüde gürültü artışı ve kalite düşmesi kaçınılmazdır.


#49

SORU:

Bir el kamerasının otomatik netleme konumu hangi ortamlarda istediğiniz gibi çalışmaz, kararsızlıklara ve bulanıklaşmaya yol açar?


CEVAP:

Bir el kamerasının otomatik netleme konumu bazı ortamlarda istediğiniz gibi çalışmaz, kararsızlıklara ve bulanıklaşmaya yol açar. Örneğin;

  1. Üzerinde belirgin hatları olmayan, geniş yüzeyleri görüntülerken,
  2. Yetersiz ışık altında, belirginliğini yitiren nesneleri çekerken,
  3. Çok güçlü spot ışık kaynaklarının çerçeveye girip çıkmaları durumunda,
  4. Bizim için net olması gereken nesnenin az bir bölümünün çerçeve içinde veya kenarda olması durumunda,
  5. Nesne ile kamera arasında yarı saydam veya ızgara biçimli maskeleme yapan yüzeylerin olması durumunda,
  6. Kayıt sırasında çok yakından çerçeveye giren nesneler olması durumunda,
  7. Bilinçli olarak belirli nesneleri netlemek istememiz veya netliği çeşitli nesneler üzerinde taşımak istememiz durumunda kameranızın otomatik netleme düzeneği çoğu kez istediğiniz sonucu vermez.

#50

SORU:

Alan derinliğini fazla tutmak amacıyla çekimlerinizde kullanabileceğiniz en iyi uygulama nedir?


CEVAP:

Alan derinliğini fazla tutmak amacıyla çekimlerinizde kullanabileceğiniz en iyi uygulama, objektifinizin odak uzunluğunu kısaltarak geniş açıyla çekim yapmaktır. Bu uygulama aynı zamanda oluşabilecek sarsıntıları da en aza indirir.


#51

SORU:

El kameraları kullanan amatör kameramanların çektikleri görüntülerde göze çarpan ilk bozukluk nedir?


CEVAP:

El kameraları kullanan amatör kameramanların çektikleri görüntülerde göze çarpan ilk bozukluk, sarsıntılı görüntülerdir.


#52

SORU:

El kameralarının sarsıntılı çekim yapmasının nedenleri nelerdir?


CEVAP:

Kameraların sarsıntılı çekim yapmasının çeşitli nedenleri vardır. Örneğin;

  1. Elde kullanılan kamera, kameraman tarafından sabitlenemediği için sallanır;
  2. Arttırılan odak uzunluğu (dar açılı çekimler), sarsıntılara yol açar;
  3. Bulunduğumuz yerde (örneğin hareket halindeki bir aracın içinde) sarsıntılar varsa bu, görüntüye yansır;
  4. Özellikle dar açıda yapılan hızlı çevrinmeler hem sarsıntılı görüntü oluşturur hem de izleyiciyi rahatsız eder;
  5. Çekim sırasında kameramanın göz bakacı yerine monitör kullanması görüntüyü iyi görmemesine ve kameranın sallanmasına yol açar.

#53

SORU:

Görüntülerde oluşabilecek sarsıntıları önlemenin yolları nelerdir?


CEVAP:

Görüntülerde oluşabilecek sarsıntıları önlemenin basit yolları vardır. Örneğin,

  1. Objektifin odak uzunluğunu kısaltarak geniş açıda çalışmak sallantıyı azaltır;
  2. Çevrinmeleri ağır ve kararlı yapmak izleyicinin algılamasını ve görüntüde durağanlığı arttırır;
  3. Çekim sırasında bir yerden destek almak veya en iyisi bir üçayak kullanmak sallantıları önler;
  4. Odak uzunluğunu değiştirirken (öne veya geriye zoom yaparken) aynı anda çevrinme yapmamak ve hareketi ağır yapmak hem ani bulanıklaşmayı hem de sallanmayı önleyecektir.

#54

SORU:

Baş boşluğu kuralı nedir?


CEVAP:

Çekim ölçekleri insan anatomisi incelenerek oluşturulmuştur. Buna göre örneğin, ayakta duran bir insanı görüntülediğinizde, başın üst kısmı ile üst çerçeve kenarı arasında makul bir boşluk bırakmalısınız. “Baş boşluğu” olarak adlandıracağımız bu boşluğu; oturma, kalkma, yürüme gibi nesne hareketleri sırasında da korumalısınız.


#55

SORU:

Bakış boşluğu kuralı nedir?


CEVAP:

Baş boşluğuna benzer bir kural da “bakış boşluğu”dur. Doğrudan kameraya değil de başka bir yöne bakan bir insanın çekiminde, modelin baktığı yönde biraz fazlaca boşluk bırakılır. Bunu her canlı için uygulayabilirsiniz.