XIX. YÜZYIL TÜRK DÜNYASI Dersi RUSYA MÜSLÜMANLARININ SİYASİ VE MİLLİ HAREKETLERİ soru cevapları:

Toplam 20 Soru & Cevap
PAYLAŞ:

#1

SORU:

Aşağıdakilerden hangisi 1890 yılında Rusya Müslümanlarından olan Tatarları büyük bir endişeye sevk etmiştir?


CEVAP:

1890 yılında hükûmetin Rusça bilmeyenlere din adamlığı görevi verilmeyeceğini duyurması Tatarları büyük bir endişeye sevk etmiştir.


#2

SORU:

Abdürreşid İbrahim (1857-1944) kimdir?


CEVAP:

Abdürreşid İbrahim (1857-1944), İslam dünyasını uyandırmaya çalışan ve şeyahatlarıyla tanınan Rusyalı Türk aydınlardandır.


#3

SORU:

10-15 Nisan 1905 yılında Ufa Kurultayı'na katılan Yusuf Akçura'nın Rusya Müslümanları için talepleri neler olmuştur?


CEVAP:

Akçura, Müftülüğün özerk bir yapıya sahip olmasını, cami, mektep ve medreselerin idaresinin bu kuruma verilmesini önerdi; Müftülük için Rus Ortodoksların Kutsal Sinodunun sahip olduğu haklara benzer haklar verilmesini istedi.


#4

SORU:

15 Ağustos 1905 yılında Oka suyu üzerinde gerçekleştirilen I. Kongre'de Kafkasya'da yayınlanan Hayat ve Kaspi gazetelerinin sahibi olan Ali Merdan Topçubaşı'nın toplantının şekillenmesinde nasıl bir rolü olmuştur?


CEVAP:

Kafkasya’da yayınlanan Hayat ve Kaspi gazetelerinin sahibi olan Ali Merdan Topçubaşı da toplantının şekillenmesinde önemli bir rol oynadı; onun sıcakkanlı ve samimi tavırları Kafkasya ve Tatar Müslümanlarını birbirine yaklaştırdı. Konuşması etkileyiciydi: “Biz Türk balaları, aslımız bir, neslimiz bir, dinimiz bir” dedikten sonra, kahraman atalarının toprağında basit bir toplantıya bile izin alamayacak duruma düştüklerinden ve bu yüzden su üstünde toplanmak zorunda kaldıklarından bahsettikten sonra, su üzerinde de izin verilmezse “göklere çıkar, yıldızlar üzerinde yer bulur, yine bu bayramı icra ederiz” dedi


#5

SORU:

İsmail Gaspıralı'nın daha ilk kongrede ayrıntıya girilmesi taraftarı olmamasının nedeni nedir?


CEVAP:

İsmail Gaspıralı, daha ilk kongrede ayrıntıya girilmesi taraftarı değildi. Çünkü çeşitli meselelerin ortaya konulup tartışılmasının ayrılıklara sebep olabileceğini, bu yüzden milli yararlar ve eğitim gibi genel kavramlar üzerinde mutabakat sağlanmasını yeterli görüyordu.


#6

SORU:

II. Kongre'de (12-23 Ocak 1906) yaklaşan seçimler nedeniyle mevcut partilerin programları incelendikten sonra, Rus Müslümanları hangi partiyi destekleme kararı almıştır?


CEVAP:

Kongredeki en önemli konu, seçimlerde hangi parti ile ittifak kurulacağı meselesiydi. Mevcut partilerin programları incelendikten sonra, program ve ideolojik çizgi bakımından Müslümanlara en uygun olanın Meşrutiyetçi Demokrat (Kadet) Partisi olduğu kararlaştırıldı


#7

SORU:

Abdürreşid İbrahim'in girişimciliği sayesinde III. Kongre'nin (16-21 Ağustos 1906) yapabilmek için resmi izin alındı. Ancak izin dilekçesinin basına sızması sonucunda Gaspıralı ve diğer ileri gelen liderler fena halde şaşırdı. Şaşırmalarının nedeni nedir?


CEVAP:

Dilekçede son yıllarda Müslümanlar arasında Pan-İslamizm (İslam Birliği), sosyalizm ve anarşizm gibi zararlı fikirlerin yayıldığı, Rusya devletinin sadık tebaası olan Müslümanların bu gibi yanlış fikirlerle mücadele etmek için bir toplantı düzenlemek istedikleri söyleniyor, “devletlü bakanın ayaklarına yıkılıp” izin talep ediliyordu. Gaspıralı, devletle olan ilişkilerde dürüst davranmak ve siyasetin esasını buna dayandırmak yanlısıydı. Abdürreşid İbrahim’in hile yoluyla kongre izni koparmasını doğru bulmuyordu.


#8

SORU:

İsmail Gaspıralı hangi iki tür insandan korktuğunu söylemiştir ve bunun nedenini ne şekilde açıklamıştır?


CEVAP:

İsmail Gaspıralı, biri başı şapkalı molla (din adamı), diğeri sarıklı mirza'dan (soylu, beyzade) korktuğunu söylemiştir ve nedenini şu şekilde açıklamıştır:"Şapkalı molla siyasetten anlamadığı, sarıklı mirza ise dinî ilimlerden habersiz olduğu için daima hata yapacaktır."


#9

SORU:

III. Kongre'de (16-21 Ağustos 1906) Müslümanların mezhep farklılıklarına karşı tutumları ne olmuştur?


CEVAP:

Toplantı sonunda, bütün Müslümanların tek vücut olduğu, mezhebî farklılıkların Müslümanların ortak bir dinî liderlik oluşturmalarına engel olmayacağı ilkesi kabul edildi.


#10

SORU:

Müftülüğü devlet kontrolünden kurtarma girişimi ile Müslümanlar ne hedeflemekteydi?


CEVAP:

Müslümanların Rusya’da daha geniş bir özerklik kazanma isteklerinin bir göstergesiydi.


#11

SORU:

Tan Yuldızı (Tan Yıldızı) gazetesi etrafında örgütlenen ve Tançılar olarak bilinen 20-30 kadar eğitimli ve ilerici gençten oluşan bur grup hangi fikirleri savunuyorlardı?

 


CEVAP:

Bu gençlerden oluşan grup Usûl-i cedit derecesindeki terakkiyi yeterli görmüyor, daha çabuk ve daha büyük adımlarla ilerlemek istiyorlardı. Sosyalist fikirlerden etkilenen bu gençler, Çarlık yönetimini ihtilal ile devirmek yanlısıydılar. Ulemaya karşı açıktan açığa muhalefete giriyor, mollaların görüşlerini ve yaşantılarını acımasızca eleştiriyorlardı. O günlerde Rus gençleri arasında yayılan güçlü hümanist düşünce, bütün insanlığa hizmet etme ve onların mutluluğu için çalışma fikri onları da etkisi altına almıştı. İnsanlığın sadece bir kesimine (aynı soydan ve aynı dinden olan kısmına) değil, bütün mazlum ve fakir çoğunluğa hizmet etmek fikrini savunuyorlardı.


#12

SORU:

Tançılar'ın Rus Sosyalist İnkılapçı Partinin programını benimsemesi ve milletin çıkarlarını sosyalistlerin çalışmalarına katılmakta görüyor olmalarının sebebi neydi?


CEVAP:

Çünkü bu partinin programında Rus olmayan milletlere geniş hak ve özgürlükler vaat ediliyordu. Bütün halkların, kadınların eşit haklara ve özgürlüklere sahip olması gerektiğini savunuluyordu.


#13

SORU:

Rus Müslümanları için gazete izni almak neredeyse imkansızdı. Bunun sebebi neydi?


CEVAP:

Bunun sebebi Rus yetkililerin Müslüman tebaada kültürel canlanma olmasını sakıncalı görmelerinde yatmaktaydı.


#14

SORU:

Rusya'da Türk gazeteciliğinin öncüsü kimdir?


CEVAP:

Rusya'da Türk gazeteciliğinin öncüsü İsmail Gaspıralı'dır.


#15

SORU:

Rusya'da Kazan Tatarcasıyla yayınlanan ilk gazete hangisidir?


CEVAP:

Rusya'da Kazan Tatarcasıyla yayınlanan ilk gazete Kazan Muhbiri idi.


#16

SORU:

"Rusya Türkleri" olarak kastedilen kimlerdi?


CEVAP:

"Rusya Türkleri" olarak kastedilen Müslüman Türklerdi. Müslüman olmayan Türkler bu kapsamda düşünülmüyordu.


#17

SORU:

Azerbaycanlılara ve Kazaklara kıyasla Kazan Tatarlarında İslam kimliğinin daha güçlü olmasının sebebi nedir?


CEVAP:

Uzun yıllar Rus devletinin ve Ortodoks Hıristiyanların dinî baskılarına maruz kalan Kazanlılar kendi içlerine kapanmış, İslami kimliklerine daha fazla sarılmışlardı. II. Katerina’nın hoşgörülü siyaseti onları bir dereceye kadar dışa açmıştı. Fakat XIX. yüzyıl ortasından itibaren yeniden başlayan dinî baskılar onları yeniden tutucu bir konuma itti; aynı zamanda onları Rusya’daki diğer dindaşlarıyla işbirliği aramaya yöneltti. Bu yüzden, Kazan Tatarlarının milli bilinçlenmesi büyük oranda dinî renk taşıyordu, çünkü İslam onların “milli” kimliklerini korumalarında büyük bir role sahipti.


#18

SORU:

Bir kısım Tatar aydınlarının kendilerini tanımlarken Bulgar adını tercih etmeye başlamalarının nedeni neydi?


CEVAP:

Tatar adından sakınmalarının önemli bir sebebi bunun Rusya’da “vahşi ve zalim” nitelemeleriyle özdeşlemiş olmasıydı. Birçok Rus yazarı, “Tatar boyunduruğu” altında yaşadıkları 240 yıllık dönemi, Rusya’nın en bahtsız ve karanlık zamanı olarak tasvir ediyorlardı. Bu sosyal baskının da etkisiyle olsa gerek, bir kısım Tatar aydınları kendilerini tanımlarken Bulgar adını tercih etmeye başlamışlardı.


#19

SORU:

1905 yılından itibaren Kazan Tatarları ve Azerbaycanlı aydınlarda yerel milliyetçilik ve yerel dilde yazma eğilimlerinin ortaya çıkması hususunda İsmail Gaspıralı'nın itirazları neler olmuştur?


CEVAP:

İsmail Gaspıralı, her bir Türk topluluğunun farklı yollara gitme eğiliminin Türk birliği açısından son derece tehlikeli olduğuna dikkat çekti. Türk kavimlerinin zaman, uzaklık ve mekân gibi engeller yüzünden fırka fırka ayrılıp birbirini anlamaz hale geldiğini, “Türk” gibi yüce bir ismi unutup Tatar, Karapapak, Kazak gibi isimleri benimseyerek ufaldıklarını söyledi.


#20

SORU:

"Müslüman Millet" diye bir şeyin olmayacağını söyleyen kimdir?


CEVAP:

Zeki Velidî, millet  kavramı hakkında kafa karışıklığı olduğunu belirtmiştir ve “Müslüman milleti” diye bir şey olamayacağını söylemiştir.