Tarih Felsefesi 2 Final 3. Deneme Sınavı
Toplam 20 Soru1.Soru
Dilthey’e ilişkin verilen ifadelerden hangisi yanlıştır?
Tinsellik ve tarihsellik eş anlamlıdır. |
İnsani ve tarihsel gerçekliği tin bilimleri inceler. |
Bilen özne her zaman tarihin ürünüdür. |
Modern bilgi kuramı insani-toplumsal olana ilişkin bir bilimin olanağı hakkında bir temel oluşturamamıştır. |
Dilthey’e göre akıl saftır. |
Dilthey’e göre akıl saf değil tarihseldir.
2.Soru
Tarihi “üç hal yasası” ile açıklanabilecek ilerleyen bir süreç olarak ele alan düşünür kimdir?
Weber |
Kant |
Comte |
Spencer |
Nietzsche |
Auguste Comte tarihi “üç hal yasası” ile açıklanabilecek ilerleyen bir süreç olarak ele almıştır.
3.Soru
Aşağıdaki akımlardan hangisi tarihsel süreçlerin doğa bilimlerinin yöntemleri kullanılarak açıklanması gerektiğini savunur?
Pozitivizm |
Antipozitivizm |
Materyalizm |
İdealizm |
Nihilizm |
Pozitivizm, bütün gerçekliği yalnızca doğa adını verdiği tek bir gerçekliğe indirgemiş ve tarihi de doğal gerçekliğin bir görünümü olarak ele almıştı. Doğa ve tarih arasında özce bir fark yoktu ve tarihsel gerçeklik insan doğasının yasalarıyla açıklanabilirdi. Bu tek gerçeklik anlayışı da pozitivizmi tek bir yöntem anlayışına götürmüştü. Tarihsel süreç de tıpkı doğa gibi doğa bilimlerinin yöntemleri kullanılarak açıklanmalıydı.
4.Soru
Aşağıdaki ifadelerden hangisi A. Comte’un düşüncelerini yansıtmaz?
“Üç hâl yasası” bütün insanlık tarihinin de geçirmiş ve geçirmekte olduğu dönemleri açıklayabilecek tek yasadır. |
Pozitif aşamaya ulaşabilmek için insan aklı diğer iki aşamadan geçmek zorundadır, bu aşamalardan biri ya da ikisi atlanarak pozitif aşamaya geçilemez. |
İnsan aklının gelişmesi tarihsel süreçte aşama aşama gerçekleşir. |
Tarihi belirleyen yasalar bireysel tek insanın biyolojisinden ve psikolojisinden türetilebilecek olan yasalardır. |
İnsan aklının gelişimi tek bir yasaya zorunlu bir şekilde bağlıdır. Gelişmedeki bu yasalılık ilerlemenin düzenliliği olarak karşımıza çıkar. |
Mill’e göre tarihi belirleyen yasalar bireysel tek insanın biyolojisinden ve psikolojisinden türetilebilecek olan yasalardır. Tarihsel olgular insan psikolojisi ve biyolojisi yasalarıyla açıklanabilir.
5.Soru
Yeni Kantçılığın ve Dilthey’ın tarih anlayışlarını “burjuva tarih kuramı” olarak betimleyerek eleştiren, tarihsel olayları sürekli bir değişim süreci içinde kavrayacak kuramlara gerek olduğunu belirterek "tarihte bir gelişim vardır ve bunu görmeyerek tarihi basit deneysel olgular hâlinde ele almak da hatalıdır." diyen Marksist kuramcı aşağıdakilerden hangisidir?
Antonio Gramsci |
Ernst Bloch |
Louis Pierre Althusser |
Jean Paul Sartre |
Georg Lukács |
G. Lukacs Yeni Kantçılığın ve Dilthey’ın tarih anlayışlarını “burjuva tarih kuramı” olarak betimleyerek eleştirmiştir. Lukacs’a göre burjuva tarih kuramları tarihi tekil ve özel olaylar olarak ele alarak tarihi ussallaştırılmaz bir süreç ve olgular yığını hâline getirmişlerdir. Bu da tarihsel olayları akla uygun olmaktan çıkararak bir belirsizlik içine atmaktadır (Özlem 2010: 183). Bu tür kuramlar Lukacs’a göre kapitalizmin ürünü olan kuramlardır. Bir Marksist olan Lukacs kapitalizme karşı çıkmak adına bu tür burjuva tarih kuramlarına karşı çıkılması gerektiğini düşünür. Lukacs’a göre tarihsel olayları sürekli bir değişim süreci içinde kavrayacak kuramlara gerek vardır. Doğru cevap e'dir.
6.Soru
Tarihsicilik (historicism) sözcüğünü tarihi mutlak ve zorunlu olarak ele alan idealist ve materyalist felsefelerin tarih anlayışının eleştirisi bağlamında ilk kez kullanan filozof aşağıdakilerden hangisidir?
Rothacker |
Nietzsche |
Croce |
Dilthey |
Popper |
Tarihsicilik (historicism) sözcüğünü tarihi mutlak ve zorunlu olarak ele alan idealist ve materyalist felsefelerin tarih anlayışının eleştirisi bağlamında ilk kez kullanan Friedrich Nietzsche’dir.
7.Soru
Hegel’e göre aşağıdakilerden hangisi tarihsel olanın gelip geçiciliğini gösterir?
Us Kategorisi |
Tez Kategorisi |
Değişme Kategorisi |
Yükselme Kategorisi |
Kültür Kategorisi |
Tarihte olaylar ve eylemler hiç durmaksızın art arda gelir ve sonsuz çeşitlilikte birey, halk ve devlet oluşumları görülür; bir şey yiterse yerini hemen bir başka şey alır. “En soylu en güzel diye bilip bağlandığımız şeyi elimizden alıyor tarih; onu tutkulara kurban ediyor” ve “Her şey, geriye hiçbir şey kalmamacasına gelip geçiyor”. Dolayısıyla değişme kategorisi tarihsel olanın gelip geçiciliğini gösterir.
8.Soru
Örtük yasa kavramını ortaya atan düşünür aşağıdakilerden hangisidir?
Mill |
Hegel |
Hempel |
Marx |
Popper |
Hempel doğa bilimlerinin ve tarih bilimlerinin açıklamaları arasında yapı bakımından hiçbir fark görmez. Her iki tür bilimde de açıklamaların yapısı bakımından yasaların kullandığı görülebilir; aradaki tek fark tarih bilimlerinin açıklamalarındaki yasaların örtük yasalar olmasıdır.
9.Soru
Aşağıdakilerden hangisi Alman İdealizminin tarih felsefesini eleştiren filozoflardan biri değildir?
Nietzsche |
Burckhardt |
Schopenhauer |
Marks |
Kierkegaard |
Marks ve Hegel asıl mutlak, akılcı ve soyut kavramlarla tarihi açıklamaya çalıştıkları için eleştirilen felsefe kuramcılarıdır.
10.Soru
Kant’ın tarih felsefesi aşağıdaki görüşlerden hangisi üzerine temellenir?
Tarih iç içe geçmiş aşamalardan oluşan tekrarlı bir yapıdadır.
|
Tarih, bireylerin tek tek tarihlerinin, gelişimlerinin toplamı yoluyla kavranabilir.
|
Tarihe, insanlığın gelişimini sağlama amacı güden bir doğa planının işlediği bir süreç gibi bakılması gerekir.
|
Tarih, önceden belirlenmiş bir planın bileşenlerinin insan tarafından tümüyle bilinçli bir şekilde gerçekleştirmesi sonucu oluşur.
|
Tarih, öngörülemez, düzensiz ve birbiriyle ilişkisiz olayların oluşturduğu, kavranamaz bir bütün olarak ele alınmalıdır.
|
11.Soru
Comte ve Mill'den sonra gelen düşünürler tarih biliminin hangi bilimi model alması gerektiğini önermişlerdir?
Doğa bilimi |
Teoloji |
Filozofi |
Dilbilim |
Sosyoloji |
Tarihçilerin doğa bilimini model alarak tarih yazmaları gerektiğini savunmuşlardır. Haeckel ise insanlık tarihinin aslında doğa tarihinin küçük bir aşaması olduğunu ileri sürmüştür.
12.Soru
Alman İdealizmi’nin tarih felsefesi bu anlayıştaki idealist filozofları tarihin belirli bir ereğe doğru ilerlediği yorumuna götürmüştür, Jacob Burckhardt’a göre olması gereken nedir?
Burckhardt’a göre ilerlemeden, erekten ve belirlenmiş bir gelecekten söz etmek anlamsızdır. |
Gerçek tarih felsefesi insanın geçici amaçlarını öncesiz, sonrasız ve mutlak amaçlar seviyesine yükseltmez. |
Tarihin gerçek anlamı tarihin içinde değişende değil, değişmeyende aranmalıdır. |
Tarihte nesnel veya mutlak bir anlam aramak saçmadır. |
Hiçbir tarihsel dönem bir önceki dönemden bir şey öğrenemez. |
Burckhardt tarihin özünü değişmede görmüştür, ilerlemede değil. Tarih sürekli değişip duran bir süreçtir. Tarihte olaylar, kültürler, halklar ve devletler sürekli birbirlerinin yerini alıp dururlar. Ama bu değişmenin bir ilerleme olarak görülmesi beklenemez. Bu değişmenin bir ilerleme olabilmesi için tarihin bir ereği ve anlamının olması gerekirdi ama tarihte böyle bir şey de yoktur. Dolayısıyla tarihin ilerlediği düşüncesi, yerini tarihin değişmekte olduğu düşüncesine bırakmalıdır.
13.Soru
Belirli bir tarihsel döneme ait, ya da bizimkinden farklı bir tinselliğe ait yazılı yapıtları anlayarak yorumlamaya “hermeneutik” adını veren filozof aşağıdakilerden hangisidir?
Comte |
Dilthey |
Bacon |
Mill |
Marx |
Her tarihsel dönem kendi içinde bütün ve tek olduğundan farklı tarihsel dönemlerin farklı tinsellikleri vardır ve herkes kendi çağının tinselliği içinde yaşamaktadır. Bu yüzden de bir tarihçi yazılı yapıtları yorumlayarak anlamaya çalışacaktır. Tarihçinin tek yapabileceği şey yazılı yapıtları yorumlayarak anlamak, yani hermeneutik yapmaktır. Yoksa bir çağın tinselliğinden veya tarihten dışarı çıkarak bütün çağlara bakabilmenin bir yolu yoktur. Bu yüzden de tarihi incelemek için kullanılabilecek tek yöntem ya da genel olarak tin bilimlerinin yöntemi hermeneutiktir.
14.Soru
Aşağıdakilerden hangisi Schopenhauer’in görüşlerinden biri değildir?
Tarihte olup biten her şey gelip geçicidir |
Tarih rastlantısal olduğundan bir sanat veya bilimden farklıdır |
Tarihten tümel ilkeler çıkarılamaz |
Tarih insan soyunun öz bilincidir |
Tarih kavrama, felsefe ise anlatma çabasıdır |
Schopenhauer’e göre, felsefe kavrama, tarih ise anlatma çabasıdır.
15.Soru
İdealizm ve materyalizm karşıtı görüşlerin ortak noktası nedir?
Yaşamaya ve insani varoluşa verdikleri önemdir. |
Tarihin tekil bireylerden daha önemli olduğudur. |
Varoluşun toplum tarafından belirlendiğidir. |
Sorunların pozitivizmle çözülebileceğidir. |
Aydınlanmanın tarihi geriye doğru çevirdiğidir. |
İdealist, Marksist ve Pozitivist tarihçi anlayışları eleştiren eleştirel felsefelerin ortak noktası yaşamaya ve insani varoluşa verdikleri önemdir.
16.Soru
Tarih asla bir doğa bilimi olamaz çünkü tarihin ele aldığı kendine özgü nesnesi aynı zamanda tarihin öznesidir düşüncesini ileri süren filozof aşağıdakilerden hangisidir?
Croce |
Dilthey |
Bacon |
Collingwood |
Marx |
Tarih nesneyi değil özneyi konu edinir. Tarihçi kendi kişiliğinin tarihsel bir kişilik olduğunun bilincinde olan ve bu bilinçle tarihteki kişilere ve düşüncelere yönelen bir insandır; bu yüzden de tarihçinin tavrı doğa bilimcinin tavrından farklıdır, tarihçinin tavrı doğa bilimine uymaz (Özlem 2012: 218). Tarih bilimi doğal olguların değil, insani olanakların, insani olguların bilimidir.
17.Soru
Antipozitivist tarih anlayışına ilişkin verilen ifadelerden hangisi yanlıştır?
Pozitivist bilim ve tarih anlayışına bir tepki olarak ortaya çıkmıştır. |
Tarih bilgisinin epistemolojik olanağı kendine özgü yöntemler üzerinde yeniden temellendirmesiyle ortaya çıkacaktır. |
Doğal olgular matematiksel denklemlerle açıklanamazlar. |
Doğa nedensel ilişkiler kurularak incelenebilecek bir doğal olgular alanıdır. |
Tarih teleolojik olarak incelenebilecek tinsel varlık alanıdır. |
Doğal olgular matematiksel denklemlerle ifade edilebilirler.
18.Soru
Pozitif dönemde farklılıkların azalarak toplumlar arası benzerliklerin artmaya başladığını söyleyen düşünür kimdir?
Auguste Comte |
Hegel |
Karl Marx |
J. S. Mill |
L. Althusser |
Toplumlar arası benzerliklerin arttığını ve bunun da tarih yazımı açısından daha bilimsel olmak adına kolaylıklar sağladığını savunan düşünür J. S. Mill’dir.
19.Soru
Hegel’e paralel bir şekilde “tarih belli idelere yönelen bir süreçtir” düşüncesindeki filozof aşağıdakilerden hangisidir?
Croce |
Collingwood |
Dilthey |
Comte |
Burckhart |
Collingwood Hegel’i bu noktada haklı bulur: Tarih belirli idelere göre yönlenen bir süreçtir. Sözgelişi siyasi tarih hep siyasi idelerin tarihidir. Biz belirli bir çağı o çağa egemen olan düşüncelerin aracılığıyla anlayabiliriz ancak. Öyleyse her çağı o çağa egemen olan idelerin belirleyiciliği altında düşünürüz; belirli bir tarihsel dönemi o döneme egemen olan idelerin altında bütün olarak kavrarız.
20.Soru
İnsani-toplumsal dünyaya ve tarihe yönelen; olması gerekeni değil, olanı söyleyen bilimlerin olanağına ilişkin yeni bilgi kuramı ortaya koymanın gerekliliğini ileri süren düşünür kimdir?
Wilhelm Dilthey |
Hans-Georg Gadamer |
Martin Heidegger |
Friedrich Schleimcher |
Georg Simmel |
Wilhelm Dilthey, insani-toplumsal dünyaya ve tarihe yönelen; olması gerekeni değil, olanı söyleyen bilimlerin olanağına ilişkin yeni bilgi kuramı ortaya koymanın gerekliliğini ileri sürer.
-
- 1.SORU ÇÖZÜLMEDİ
- 2.SORU ÇÖZÜLMEDİ
- 3.SORU ÇÖZÜLMEDİ
- 4.SORU ÇÖZÜLMEDİ
- 5.SORU ÇÖZÜLMEDİ
- 6.SORU ÇÖZÜLMEDİ
- 7.SORU ÇÖZÜLMEDİ
- 8.SORU ÇÖZÜLMEDİ
- 9.SORU ÇÖZÜLMEDİ
- 10.SORU ÇÖZÜLMEDİ
- 11.SORU ÇÖZÜLMEDİ
- 12.SORU ÇÖZÜLMEDİ
- 13.SORU ÇÖZÜLMEDİ
- 14.SORU ÇÖZÜLMEDİ
- 15.SORU ÇÖZÜLMEDİ
- 16.SORU ÇÖZÜLMEDİ
- 17.SORU ÇÖZÜLMEDİ
- 18.SORU ÇÖZÜLMEDİ
- 19.SORU ÇÖZÜLMEDİ
- 20.SORU ÇÖZÜLMEDİ