Tefsir Final 11. Deneme Sınavı
Toplam 20 Soru1.Soru
Aşağıdakilerden hangisi Kur'an'ı Kerim'de barışmak ve anlaşmak anlamlarına gelen kelimeler arasında yer almaz?
Sulh |
Fesad |
Silm |
Misak |
İll |
Kur'an'ı Kerim'de barışmak ve anlaşmak anlamlarına gelen kelimeler arasında sulh, muahede, misak, ill ve zimmet kelimeleri bulunmaktadır. Fesad kelimesi ise, malı zorla almak, bir şeyin bozulması anlamına gelmekte olup, itidali terketmek demektir.
2.Soru
“Meftûn” kelimesinin anlamı aşağıdakilerden hangisidir?
Birine büyülenmiş gibi gönül veren kimse |
Gönlü ölen kimse |
Fitneye tutulmuş kimse |
Ara bozan kimse |
Fettân olan kimse |
Bu anlamların dışında fitne ile aynı kökten türetilmiş olan ve dilimizde kullanılan fettân daha çok, gönül ayartan, aşka düşüren; çekici, cilveli anlamında; yine aynı kökten gelen ve Türkçe’de kullanılan meftûn ise daha çok, birine büyülenmiş gibi gönül veren, âşık, vurgun, tutkun, müptela anlamında kullanılmaktadır. Doğru cevap A'dır.
3.Soru
Aşağıdakilerden hangisi “Hucurat” suresinin özelliklerinden değildir?
Medine’de inmiştir |
28 ayettir |
Adını 4. ayette geçmekte olan ve odalar anlamına gelen “el-Hucurât” kelimesinden almaktadır |
Surenin ana konusunu, temel ahlaki değerler ve davranışlar oluşturmaktadır. |
Surenin fasıla harfleri, nûn ve mimdir. |
Hucurat suresi Medine’de inmiştir, 18 ayettir. Mushaftaki sıraya göre 49., iniş sırasına göre ise 106. suredir. Surenin fasıla harfleri, nûn ve mim ( ? ? ? ) dir. Sure, adını 4. ayette geçmekte olan ve odalar anlamına gelen “el-Hucurât” kelimesinden almaktadır. Surenin ana konusunu, temel ahlaki değerler ve davranışlar oluşturmaktadır.
4.Soru
"Hubb" kelimesinin "bir şeyden hoşlanmak suretiyle ona tutku derecesinde bağlanmak" anlamı göz önünde bulundurulduğunda , aşağıdakilerden hangisi söylenemez?
İnsanın fıtratında dünyevi olan şeylere bağlılık yoktur. |
Kur'an'da fani zevklere bağlılığın tutku ve düşkünlük boyutuna ulaşması tasvip edilmemektedir. |
Esas bağlanılması gereken şeyler Allah katındadır. |
İnsanlar fani zevklerin geçici olduğunu hep akılda tutmalılardır. |
Bazen hoşlanılmayan şeyler insanların iyiliğine olabilir. |
Doğru cevap A'dır. İnsanın fıtratında özellikle kadınlara, bineklere, evlâdlara, dünyevî olan altın, gümüş vb. şeylere bir başka ifade ile insanın konfor ve lüks içinde yaşa- masını, rahat ve huzûrunu sağlayan her şeye “bağlılık” vardır.
5.Soru
- ayette geçen es-semâe’d-dünyâ tamlamasının meali aşağıdakilerden hangisidir?
Dönen gök |
Uzak gök |
Esen gök |
Yakın gök |
Güneşli gök |
5. ayetteki es-semâe’d-dünyâ tamlaması, mealde “yakın gök” olarak çevrilmiştir. Doğru cevap D'dir.
6.Soru
"Siz, insanlar için çıkarılmış en hayırlı bir ümmet oldunuz. İyiliği emreder, kötülükten menedersiniz ve Allah'a inanırsınız..." (Ali İmran 3/110). Ayeti kerimede hangi üç kavramdan bahsedildiği açık bir şekilde aşağıdaki şıklarda gösterilmiştir?
Salah-fesat-iman |
Muslih-maruf-münker |
Salih-iman-sulh |
İman-ıslah-fesat |
Maruf-münker-iman |
Maruf (iyilik), münker (kötülük) ve inanç (iman) kavramlardan bahsedilmektedir.
7.Soru
Aşağıdakilerden hangisi "asılsız hikaye" anlamını vermektedir?
Hadis-i kutsi |
Sahih hadis |
Muttasıl hadis |
Lehve'l hadis |
Metruk hadis |
Lehve'l hadis, asılsız hikaye anlamına gelir. İnsanı asıl yapması gereken önemli işlerden alıkoyan, hiç bir faydası olmadığı gibi, vaktin boşa geçirilmesine neden olan oyalayıcı sohbet, hikaye, masal gibi dinletiler anlamına gelmektedir.
8.Soru
Emr-i bil ma'ruf, Nehy-i ani'l-munker kavramının anlamını veren şık aşağıdakilerden hangisidir?
İyilğe özendirmek, kötülükleri onaylamamak |
iyilikleri yaymak, kötülüklerden uzak durmak |
iyiliklerin yanında durmak kötülüklere yanaşmamak |
sevapları işlemek, günahlardan kaçmak. |
İyiliği emretmek, kötülükten sakındırmak |
Emr-i bi'l Maruf, Nehy-i ani'i-Munker kavramının terimsel olarak iyiliği emretmek kötülükten alıkoymak anlamı vardır. diğer şıklar da bu kavramın anlam içeriğine eklenseler iyiliğin emredilmesi ve kötülüğün sakındırılması anlamı olmadan tek başlarına eksik kalmaktadırlar.
9.Soru
"O öyle Yaratıcıdır ki, yeryüzünü size boyun eğdirmiştir. Haydi, o
yeryüzünün yüksek yerlerinde yürüyün de, o Yaratanın rızkından yiyin.
Sonunda dönüş O’nadır" (Mülk-15) ayetiyle aşağıdakilerden hangisi vurgulanmamıştır?
Yeryüzünün yaşanabilir (Zelul) bir yer olduğu |
Allah'ın her şeyden haberdar olduğu |
Her şeyin insanların hizmetine sunulduğu |
İnsanın yaşaması için gerekli olan her şeyi kullanması |
Sahip olunan her şeyin hesabının verilecek olması |
Allah Teâlâ, surenin 3. ayetinde yedi göğü ahenkli bir şekilde yarattığını
haber vermişti. Burada ise, insanların yaşam alanı olan yeryüzünün
“yaşanabilir” (zelûl) bir yer olduğuna dikkat çekmektedir. Hem baştaki hem
de bu ayette Allah’ın yaratıcılığının niteliği, dünyanın insan için yaşanabilir
bir ortam olması ön plana çıkmaktadır. Yüce Yaratıcı, dünyayı insan
hayatının devam edebileceği bir özellikte ve güzellikte yaratmıştır. Birçok
ayette vurgulanan gemilerin, nehirlerin, güneşin, ayın kısacası göklerdeki ve
yerdeki her şeyin insanların hizmetine sunulması, teshîr (Örn: Lokmân 31/20;
Câsiye 45/12), hep buna işaret etmektedir. Cenab-ı Allah insanlara, orada
gezinin, onun nimetlerinden yiyin diye çağrıda bulunarak bunun test
edilmesini istemektedir. Yürümek, gezmek hayatın varlığı ve sürekliliği için
yaşamsal bir öneme sahiptir. İnsan ve hayat için neresinin daha uygun, daha
verimli olduğu ancak gezilip görülerek anlaşılabilir. “Yüksek yerlerinde
yürüyün” cümlesinden, dünyaya, hayata, olaylara tepeden, uzaktan bakın da
yaşamınızı ona göre tanzim edin şeklinde de anlaşılabilir. Yürümekten kasıt,
turistik bir yürüyüş değil, hayatı sürdürebilecek eylemlerde bulunmak,
gözlem yapmak, çalışmaktır. Elmalılı gibi bazı müfessirler, burada coğrafya
ilmini öğrenmeye bir teşvik olduğu sonucunu çıkarmışlardır. Ayrıca dünya ve
dünyanın içinde bulunan her şey, tüm insanlığın ortak mirasıdır. Bütün
toplumlar, bunları müşterek ve adil bir şekilde paylaşmalıdır. Ayetteki (لكم (
ifadesi, bunu açıkça göstermektedir. “O yaratanın rızkından yiyin” cümlesini
68 daha geniş anlamda ele alarak “insanın yaşaması için gerekli olan her şeyi
kullanın” olarak değerlendirmek daha uygundur. Bu bağlamda “zikr-i hâs
irâde-i âm” (özel bir şeyi söyleyip genel bir şeyi kastetmek) ilkesi
hatırlanmalıdır. ( ِْ م ِنِهْقرز ( ِifadesi, insanoğlu her ne kadar çabalayıp bir şey elde
etse de, neticede sahip oldukları mutlak anlamda Allah’a ait olan şeylerdir.
Onun için bunları kullanırken bu şuurda olmalıdır. Zaten ayetin sonu ( هلَيِإَوُالنُّشورُ dönüş Onadır) da bunu söylemekte, sahip olunan her şeyin hesabı
verilmek üzere Onun huzuruna çıkılacağını hatırlatmaktadır
10.Soru
"Eğer Allah, o Yahudiler hakkında sürgün cezası takdir etmemiş olsaydı, onları dünyada mutlaka başka bir şekilde cezalandırırdı. Ahirette ise kendilerini cehennem azabı beklemektedir!"
Yukarıda Haşr suresi 4. ayetinde geçen Yahudi kabilesi aşağıdakilerden hangisidir.
Beni Kurayza |
Beni Kaynuka |
Beni Nadir |
Beni Mudar |
Beni Asfar |
Söz konusu ayette kendilerine işaret edilen yahudi kabilesi Beni Nadir kabilesidir.
11.Soru
Zan ne demektir?
Grup demektir. |
İhtimal üzere bir hüküm vermektir. |
Haber demektir. |
Fışkırmak demektir. |
Adalet demektir. |
Kesin olmayan, gerçekliği net olmayan bilgi türüne zan adı verilmektedir. Kesin bilgiyle şüphe arasındaki bilgi türüdür. Türkçedeki zandan, zannetmekten farklı bir manaya sahiptir. Bilginin değeri bakımından ilim kavramından bir alt kategoriyi oluşturmaktadır. Zan, ihtimal üzere bir hüküm vermektir.
12.Soru
Aşağıdakilerden hangisi “Haşr” suresinin özelliklerindendir?
Medine döneminin 4. yılında inmiştir |
24 ayettir |
Sure ismini 2. Ayetinde geçen haşr ifadesinden alır |
Ahirete ilişkin olarak kullanıldığında ‘toplanma’ anlamına gelir |
Hepsi |
Medine döneminin 4. yılında inmiştir. 24 ayettir. Sure ismini 2. Ayetinde geçen haşr ifadesinden alır. Ahirete ilişkin olarak kullanıldığında ‘toplanma’ anlamına gelen haşr, bu surede olguya uygun olarak ‘kalkışma, ayaklanma, savaş için toplanma’ anlamlarına gelmektedir.
13.Soru
Fitne kelimesinin aslı olan f-t-n kökünden türeyen kelimelerin Kur’ân-ı Kerîm’de geniş bir kullanım alanı bulunmaktadır. Kur’ân’da ........... âyette yer alan f-t-n kök ve türevleri toplam ........ defa tekrar etmektedir.
Yukarıdaki boşlukları hangi rakamlarla doldumamız doğru olur?
48 /50 |
68 / 60 |
58 / 60 |
50 / 68 |
60 / 58 |
Fitne kelimesinin aslı olan f-t-n kökünden türeyen kelimelerin Kur’ân-ı Kerîm’de geniş bir kullanım alanı bulunmaktadır. Kur’ân’da elli sekiz âyette yer alan f-t-n kök ve türevleri toplam altmış defa tekrar etmektedir.
14.Soru
Aşağıdakilerden hangisi 7-8. ayetler kapsamında değinilen konulardan değildir?
Yalan söylemek |
Rasülüllah'ı kandırmak |
Peygamberin dediklerini yapmak |
Sabredenlerin ödüllendirilmesi |
Allah'ın alim olması |
"7-8. Ayrıca Allah rasülünün, aranızda olduğunu bilin. Eğer o, birçok konuda size itaat etseydi, haliniz çok kötü olurdu. Ancak Allah size imanı sevdirdi, onu kalplerinizde süs yaptı. İnka^rı, günahka^rlığı ve isyanı da size çirkin gösterdi. İşte onlar, Allah’ın ihsan ve ikramı, bir nimeti neticesinde (hak yolunda, sarsılmadan) dosdoğru gidenlerdir. Allah, çok iyi bilendir, yaptığını sağlam yapan ve yaptığında bir hikmet bulunandır." Görüldüğü üzre bu ayetlerde sabırlı olmaktan ve sabredenin ödüllendirilmesinden bahsedilmemektedir. Doğru cevap D'dir.
15.Soru
“Onları (size karşı savaşanları) yakaladığınız yerde öldürün. Sizi çıkardıkları yerden (Mekke’den) siz de onları çıkarın. Zulüm ve baskı (fitne) adam öldürmekten daha beterdir. Yalnız, Mescid-i Haram yanında, onlar sizinle savaşmadıkça, siz de onlarla savaşmayın. Sizinle savaşırlarsa (siz de onlarla savaşın) onları öldürün. İşte kâfirlerin cezası böyledir.” ayetinde fitnenin hangi anlamına işaret edilmektedir?
Baskı |
İmtihan |
Saptırma |
Fesat |
Bela |
Bu ayette fitnenin baskı, zulüm, işkence anlamlarına işaret edilmektedir.
16.Soru
“Kâmûsu’l-Kur’ân” adlı eserde fitnenin türevleriyle birlikte Kur’ân’da on bir farklı anlamı içerdiği belirtilmiştir. Aşağıdakilerden hangisi bu anlamlar arasında yer almaktadır?
Şirk;
küfür; azap; imtihan; ateşle yakma; öldürme; doğru yoldan alıkoyma; sapıklık;
mazeret; fitne; delilik.
Cihat |
Şirk |
Sevgi |
İyilik |
Hırsızlık |
“Kâmûsu’l-Kur’ân” adlı eserde fitnenin türevleriyle birlikte Kur’ân’da şu on bir farklı anlamı içerdiği belirtilmiştir: Şirk; küfür; azap; imtihan; ateşle yakma; öldürme; doğru yoldan alıkoyma; sapıklık; mazeret; fitne; delilik.
17.Soru
Aşağıdakilerden hangisi Kur'an'da Allah'ın sevmediği fiilleri yapanlardan biridir?
Mağrurlar |
Tövbe edenler |
Sabredenler |
Muksitun |
Temizlenenler |
Doğru cevap A'dır. Mağrurlar yani büyüklük taslayanlar Allah'ın sevmediği fiilleri yapanlardandır.
18.Soru
Savaş yoluyla ele geçirilen malların paylaşılması hükümleri Kuran-ı Kerim'in hangi ayetinde açıklanmıştır ?
Bakara suresi 23. ayetinde |
Enfal suresi 1. ve 41. ayetlerinde |
Haşr suresi 16. ayetinde |
Al-i İmran suresi 161. ayetinde |
Mâide suresi 83. ve 84. ayetlerinde |
Ganimet, savaş yoluyla düşman ordusundan ele geçirilen silah, teçhizat, hayvan, altın ve benzeri menkul mallardır. Bunun hükmü Enfa^l suresinin 1. ve 41. ayetlerinde verilmiştir.
19.Soru
İman, lügatte, tasdik etmek, güvenmek, boyun eğmek, anlamlarına gelmektedir
Küfür, aslında bir şeyin üzerini örtmek, nankörlük etmek ve inkâr etmek, kabul etmemek gibi anlamlara gelmektedir
Fıtrat insanın asli yapısıdır
Yukarıdakilerden hangisi/hangileri doğru tanımlanmıştır?
I |
I ve II |
I ve III |
II ve III |
I, II ve III |
İman, lügatte, tasdik etmek, güvenmek, boyun eğmek, anlamlarına gelmektedir
Küfür, aslında bir şeyin üzerini örtmek, nankörlük etmek ve inkâr etmek, kabul etmemek gibi anlamlara gelmektedir
Fıtrat insanın asli yapısıdır
20.Soru
Aşağıdakilerden hangisi, “Hubb” kelimesinin, “bir kimsenin davasına bağlı olması” anlamında geçtiği âyetlerden biri değildir?
Enfâl, 8/25 |
Âl-i İmrân, 3/31 |
Mâide, 5/54 |
Haşr, 59/9 |
Tevbe, 9/71 |
Enfâl sûresinin 25. âyetinin meâli: “Sadece içinizden zulmedenlere erişmekle kalmayacak olan belâ ve musîbetten (fitne) sakının ve bilin ki Allah’ın azabı çetin olandır.” Allah ve rasûlünün emirlerine itaatsizliğin acı sonuçlar vereceği fitne kavramı ile ilgilidir.
Âl-i İmrân, 3/31 ve Mâide, 5/54 âyetlerin siyâkı, herhangi bir irtidat eylemine karşı Allâh ve O’nun Peygamberi’nin davasına bağlılıklarını ve sarsılmaz sadakatlerini göstermeye ve isbat etmeye çağırılan mü’minlerin içinde bulunduğu cihadı içermektedir. Bu yüzden “sevgi/hubb” kelimesi burada “bir kimsenin davasına bağlı olması” anlamındadır. Haşr, 59/9 âyetinde Ensâr’ın, Mekke’den gelen muhacirleri sevmelerinden bahsedilmektedir. Bu sevgi, hicretten önce Hz. Peygamber’e Akabe biatlerinde verdikleri sözün ve bu söze sadâkatlerinin, neticede bu dâvâya bağlılılıklarının bir göstergesidir. Tevbe, 9/71 bağlılılıklarını/sevgilerini ispatlayan hakîki mü’minlerin övüldüğü, mü’min erkek ve mü’min kadınların birbirlerinin dostu ve yardımcıları oldukları, bu nedenle Allâh’ın onları geniş rahmetine/engin sevgisine mazhar kılacağına dair mesajların bulunduğu âyettir.
-
- 1.SORU ÇÖZÜLMEDİ
- 2.SORU ÇÖZÜLMEDİ
- 3.SORU ÇÖZÜLMEDİ
- 4.SORU ÇÖZÜLMEDİ
- 5.SORU ÇÖZÜLMEDİ
- 6.SORU ÇÖZÜLMEDİ
- 7.SORU ÇÖZÜLMEDİ
- 8.SORU ÇÖZÜLMEDİ
- 9.SORU ÇÖZÜLMEDİ
- 10.SORU ÇÖZÜLMEDİ
- 11.SORU ÇÖZÜLMEDİ
- 12.SORU ÇÖZÜLMEDİ
- 13.SORU ÇÖZÜLMEDİ
- 14.SORU ÇÖZÜLMEDİ
- 15.SORU ÇÖZÜLMEDİ
- 16.SORU ÇÖZÜLMEDİ
- 17.SORU ÇÖZÜLMEDİ
- 18.SORU ÇÖZÜLMEDİ
- 19.SORU ÇÖZÜLMEDİ
- 20.SORU ÇÖZÜLMEDİ