Tefsir Final 17. Deneme Sınavı
Toplam 20 Soru1.Soru
Gizlemek, kaybolmak, zayi olmak, batıl ve hükümsüz olmak, sapmak, doğru yolu bulamamak, unutmak ve kaybetmek anlamlarına gelen kelime aşağıdakilerden hangisidir?
Dalâlet |
Fesâd |
Ezâ |
Zulüm |
Musîbet |
Dalâlet kelimesi sözlükte, gizlemek, kaybolmak, zayi olmak, batıl ve hükümsüz olmak, sapmak, doğru yolu bulamamak, unutmak ve kaybetmek anlamlarına gelmektedir. Doğru cevap A'dır.
2.Soru
Hucurat suresinin hangi ayetinde müslümanlar arasında çıkan sorunlara nasıl çözüm bulunabileceğine değinilmektedir?
2. ayetinde |
5. ayetinde |
9. ayetinde |
12. ayetinde |
15. ayetinde |
"9. Eğer müminlerden iki grup savaşırlarsa, hemen aralarını bulun, barıştırın. S¸ayet birisi diğerine karşı azgınlık ediyorsa, Allah’ın emrine, kanununa dönünceye kadar azgınlık edenle savaşın. Eğer dönerse, adaletle aralarını düzeltin, adaletli olun. Kesinlikle Allah, adaletle davrananları sever."
9. ayet-i keri^mede iki müslüman grubun çatışmasından, kavga etmesinden söz edilmektedir. Teorik olarak aynı Allah’a iman eden kimselerin birbirleriyle çatışması, kavga etmesi anlaşılmaz gelebilir. Ancak onlar da insandır, duyguları ve zaafları vardır. Kendilerini kontrol edemezlerse, istenmeyen davranışlarda bulunabilirler. Doğru cevap C'dir.
3.Soru
Aşağıdakilerden hangisi Kur'an'da Allâh’a ve Rasûl’üne inanan bir mü’min’in sevdiği şeyler arasında sıralanır.
|
I, ve II |
I, III ve IV |
I, II ve III |
I, II, III ve IV |
Allâh’a ve Rasûl’üne inanan bir mü’min’in sevdiği şeyler: Mü’min, Allâh’ı (Âl-i İmrân, 3/31; Mâide, 5/54; Bakara, 2/165), Allâh’ın affını (bağışlamasını) (Nûr, 24/22), zaferini (fethini) (Âl-i İmrân, 3/152; Saff, 61/13), temizlenmeyi (Tevbe, 9/108), arkadaşlarını (Kasas, 28/56), göçmenleri (muhacirleri) (Haşr, 59/9) sevdiği zikredilmektedir.
4.Soru
Seçeneklerde verilenlerden hangisi Nuh Suresinde geçen putların isimlerinden biridir?
Ba'l |
Lat |
Uzza |
Menat |
Süva |
Dediler ki: " Sakın ilahlarınızı bırakmayın; hele Vedd'en, Süva'dan, Yeğus'tan,
Ye‘uk'tan ve Nesr'den asla vazgeçmeyin!" ayetinden anlaşılacağı üzere doğru cevap E seçeneğidir.
5.Soru
“Takvâ” kelimesinin de siyâkına göre anlamları farklı farklıdır. Kur’ân-ı Kerîm’in siyâkında “Takvâ”
kelimesi, dört farklı anlamda geçmektedir. aşağıdakilerden hangisi bu anlamlardan değildir?
Taltif- takdir |
Havf - haşyet |
Tevhid- şehadet |
İhlas - yakîn |
Tahzir - Tahvif |
Kur'an'da Takva kelimesi taltif ve takdir anlamına gelecek şekilde kullanılmamıştır
6.Soru
I. Velâyet
II. Rıza
III. Ahlâk
Yukarıdakilerden hangisinin ya da hangilerinin Kur’ân’da sevgi kavramıyla ilişkisi vardır?
Yalnız I |
Yalnız II |
I, II ve III |
II ve III |
I ve III |
Üç kelimenin de Kur’ân’da sevgi kavramıyla ilişkisi vardır.
7.Soru
Hucurât Surenin 7. ayetinde anlatılmak istenen nedir?
Müslümanlar arasında bir savaş, bir kavga meydana geldiğinde duruma hemen müdahale edilmesi gerekmektedir. |
Müslümanlara, söz dinlemeyen, isyana devam edenlere karşı Allah’ın emrini kabul edinceye değin sert tedbirlere, savaşa başvurulmasını emretmektedir |
Müslümanların birbirleriyle olan ilişkilerinin temelini, kardeşlik oluşturmaktadır. Dolayısıyla kardeşlerin birbirleriyle kavga etmeleri, savaşmaları asla uygun değildir. |
İnsanın toplum içindeki mevkii, işi, konumu ne olursa olsun herkesin mutlaka bir değeri ve saygınlığı vardır ve bunun kesinlikle korunması lazımdır. |
Müslümanlar yanlış yaptıklarında, yalan söylediklerinde, Allah ona doğrusunu haber verir. Rasülüllah’ı kandırmak mümkün değildir. |
7. ayetle dikkatler yine Peygamber’e (s.a.v.) çekilmektedir. Müslümanların, peygamber aralarındayken yanlış yapmaktan uzak durmaları istenmektedir. Buradaki yanlışlık, yalan söylemektir. “Allah rasülünün aranızda olduğunu bilin” ifadesinden kasıt, bilin de ona göre davranın, dikkatli olun demektir. Çünkü yanlış yaptıklarında, yalan söylediklerinde, Allah ona doğrusunu haber verir. Rasülüllah’ı kandırmak mümkün değildir. Ona söylenen yalanın ömrü, çok kısadır. Ayeti, bağlamının dışına taşırarak Kur’ân bütünlüğü içinde düşünürsek, Allah’ın Elçisi sizin aranızdayken karar verme konusunda onun önüne geçmeyin, siz onun dediklerini uygulayın, anlamı da çıkabilir.
8.Soru
Aşağıda zıt anlamları verilen eşleştirmenin hangisi Kur'an'a göre yanlış yapılmıştır?
Salah - Talah |
Fasid - Salih |
Salihat - Seyyiat |
Munafık - Muhlis |
Muslih - Müfsid |
Sala^hın zıddı olarak fesa^d ve tala^h kelimeleri gösterilmektedir. Fakat fesa^d anlamına gelen tala^h kelimesi, her ne kadar sözlükte sala^hın zıddı olarak gösteriliyorsa da, Kur'an-ı Kerim'de sala^hın zıddı olarak geçmemektedir.
9.Soru
I. Bir takım fiillerle kendini göstermeyen sevgi ve bağlılığa itibar edilmemektedir.
II. Hz Peygamber'e kayıtsız şartsız itaat Allah'a sevgi ve bağlılığı ispatlar.
III. Sözden eyleme dökülmeyen duyguların hiçbir kıymeti yoktur.
"Bir Davaya bağlı olmak anlamındaki Hubb" ile ilgili yukarıdakilerden hangisi ya da hangileri doğrudur?
Yalnızca I |
Yalnızca II |
Yalnızca III |
II ve III |
I, II ve III |
Doğru cevap E'dir.
10.Soru
Aşağıda verilen seçeneklerin hangisinde ‘Hakiki takvanın’ ne olduğu aşağıdaki şıklardan hangisinde kesin bir dille belirtilmiştir?
Allah’ın varlığına inanmak |
Allah’a şirk koşmamak |
Allah’a ve Rasülune saygı ve sevgide bulunmak |
Kişinin tüm duyularıyla Allah’a yönelmesi ve onun korunmasına girmesi |
Kişinin Allah’tan indirilenlere iman etmesi |
Birincisi, sonunda a^hirette zararlı olandan sakınıp korunmak demektir. Bunun eksiği ve fazlayı kabul eden geniş bir sahası vardır. En aşağısı cehennemde ebedi^ kalmaya neden olacak şirkten uzak kalmaktır. En yükseği de bütün duyularıyla Alla^h’a yönelme ve O’nun korumasına girmektir. Haki^ki^ takva^ budur.
11.Soru
Aşağıdakilerden hangisi Nuh Nuh Suresi'nde geçmeyen fakat diğer bir ayette geçen ifadedir?
Parmaklarını kulaklarına tıkadılar |
Elbiselerini başlarına bürüdüler |
Yalancılıkla suçladılar |
İnanmamakta direndiler |
Kibirlendiler |
Yalancılıkla suçlama Nuh Suresi'nde yer almaz. Yunus Suresi'nde geçen bir ifadedir. (10:73)
12.Soru
Bir dilin çekirdek ve özü kelimelerdir. Eğer kelimelerin doğru anlamları tesbit edilemezse cümleler anlaşılamaz. Dolayısıyla okunan bir metinde doğru anlaşılmamış olur. Bu açıdan, insan zihnindeki fikirlere giydirilen elbiseler gibi olan kelimelerin anlamını belirleyen unsur veya unsurlar nelerdir?
- Dilin ait olduğu kültür
- İlgili kelimenin semantiği
- Konuşanın kelimeyi kullanırken taşıdığı niyet
- Kelimenin, muhatabın zihnindeki arka planı
Yalnız I |
I, II, IV |
I ve II |
II, IV |
Hepsi |
insan zihnindeki fikirlere giydirilen elbiseler gibi olan kelimelerin anlamını belirleyen unsurlar şunlardır: 1. Dilin ait olduğu kültür; 2. İlgili kelimenin semantiği; 3. Konuşanın kelimeyi kullanırken taşıdığı niyet; 4. Kelimenin, muhatabın zihnindeki arka planı.
13.Soru
Aşağıdakilerden hangisi Hucurât suresi’nin 11. ayetindeki sebebi nüzullerinden biridir?
Sâbit b. Kays b. Şemmâs’ın sesinin yüksek olmasından dolayı, Allah Rasülü’nün (s.a.v.) muhtemelen rahatsız olması |
Amr b. Ümeyye ed-Damrî’nin, Peygamber’den (a.s.) izin almaksızın Süleym oğullarından iki kişiyi öldürmesi |
Temîm kabilesi heyetinin, Müslümanların fakirlerinin eski püskü halini görünce onlarla alay etmesi |
Sâbit b. Kays ve onun kendisine yer açmayan kişi hakkında söz söylemesi |
Siyah bir kölenin vefat etmesi üzerine Rasülüllah’ın (a.s.) onun yıkama, kefenleme ve defin işlerini gerçekleştirmesi |
- Ayet: a) Sâbit b. Kays, kulağı zor duyan biriydi. Bir gün geldi, Peygamberin (a.s.) yanına yaklaşmak istiyordu. Önündeki adama, “Çekil!” dedi. Adam ona aldırmayınca, “Kimsin sen!” dedi. O da, “Ben filanın oğluyum!” cevabını verdi. Sâbit, buna karşılık cahiliye döneminde ayıplanan bir kadının adını söyleyerek, “Sen filanca kadının oğlusun!” dedi. Adam sesini çıkarmadı, başını önüne eğdi. b) Temîm kabilesi heyeti, Müslümanların fakirlerinin eski püskü halini görünce onlarla alay etti. Ayet bunun üzerine indi. c) Rasülüllah’ın hanımları, boyunun kısalığından dolayı, Ümmü Seleme’yle alay ettiler. Bundan dolayı ayet-i kerîme indi. d) Hz. Safiyye validemiz. Peygamber’e (s.a.v.) gelmiş, “Kadınlar bana, ‘Ey Yahudi kızı Yahudi!’ diye laf atıyorlar.” demiş, o (a.s.) da, “Niçin babam Harun, amcam Musa, eşim de Muhammed demedin?” buyurmuştu. e) Rasülüllah (a.s.) Medine’ye geldiğinde, Medinelilerin kendi aralarında kullandıkları lakaplar vardı. Birbirlerini, o lakapla çağırıyorlardı. Allah’ın Rasülü’ne (s.a.v.), “Ey Allah’ın Elçisi! Onlar, bundan hoşlanmıyorlar” denildi. Sonra da bu ayet indi. f) Ebû Cehil’in oğlu İkrime, müslüman olduğunda bazıları kendisi hakkında, “Bu, bu ümmetin Firavun’un oğludur!”demiş, bu da onun gücüne gitmişti. O da, bu durumu Hz. Peygamber’e şikâyet edince ayet inmişti. g) Ebû Zer ile bir adam arasında bir tartışma vardı. Adam ona, “Ey Yahudi kadının oğlu!” diye seslenmişti. Bunun üzerine, “Birbirinize kötü lakaplar takmayın!” ayeti indi.h) Ka‘b b. Mâlik el-Ensârî ile Abdullah b. Ebî Hadred el-Eslemî arasında bir sorun vardı. O, Abdullah’a, “Ey bedevi!”, Abdullah da ona, “Ey Yahudi!” dedi. Bunun üzerine ayetin bu kısmı nâzil oldu.
14.Soru
Aşağıdaki seçeneklerin hangisinde bir toplumun ‘ümmet’ olabilmesi için kesinlikle taşıması gereken özelliklerden birine değinilmemiştir?
Bireylerin birbirlerini mutlu kılması |
Kişilerin birbirlerine karşı sabır göstermesi |
Samimi olmak |
Hayır işlerinde birbirleriyle yaşamak |
Diyalog halinde bulunmak |
“Ümmet”in pek çok özelliklere sahip olduğu Kur’an’da anlatılmaktadır. Mesela bu ümmetin aktif iyilik içerisinde olması istenir. Orada iyilik bilinir, yaşanır, yaşatılır. Amaç sadece "mutlu olmak" değil, aynı zamanda, "mutlu kılmak" tır. U¨mmetin birbirlerine karşı sabrı ve gerçekleri tavsiye edip (Asr 103/1-3) bu duyarlılık içerisinde hareket etmeleri gerektiği vurgulanır. Onların birbirlerine karşı samimi bir şekilde uyarıcı görevlerinin olduğunu (Tevbe 9/72) ve hayır işlerinde birbirlerini (Bakara 2/148) kıskandıracak bir biçimde ama birbirlerini rakip görmeden sadece “Rabblerinin bağışlamasını ve içinden ırmakların aktığı sonsuza dek kalacakları cennetleri kazanmak” (Ali İmran 3/133) için yarışırlar.
15.Soru
Haşr Suresi 24. ayette geçen 'Ha^lık' sıfatının anlamı hangisidir?
Yoktan var eden |
Her varlığa en uygun özellikleri veren |
En mükemmel niteliklere sahip |
Övgüyle anılan |
Noksanlıklardan uzak |
O Allah ki, her şeyin mutlak yaratıcısıdır: Ha^lık’tır, yoktan var eden ve var ettiğinin ilk örneklerini yaratandır: Ba^ri’dir ve her varlığa en uygun şekil ve özellikleri verendir: Musavvir’dir.
16.Soru
- Resulullah'a hitaben yüksek sesle konuşmak
- Faizle haram mal yemek
- Başka topluluklarla alay etmek
- Kötü lakaplar takmak
Yukarıda sayılan davranışlardan hangisi Hucurat süresinde kınanmamıştır?
Yalnız IV |
I ve IV |
II ve IV |
Yalnız II |
I ve II |
Hucurat suresinde sadece Faiz ile ilgili bir kınama yoktur.
17.Soru
“Sana Kitab'ı indiren O'dur. Onun (Kur’ân'ın) bazı âyetleri muhkemdir ki,
bunlar Kitab'ın esasıdır. Diğerleri de müteşâbihtir. Kalplerinde eğrilik
olanlar, sırf fitne ve onu (kendi arzularına göre) tev’il etmek için ondaki müteşâbih âyetlerin peşine düşerler. Halbuki onun te’vilini ancak Allah bilir. İlimde yüksek pâyeye erişenler ise: Ona inandık; hepsi Rabbimiz tarafındandır, derler. (Bu inceliği) ancak akl-ı selim sahipleri düşünüp anlar” meâlindeki Âl-i İmrân sûresi 7. âyetinde geçen fitne kelimesinin anlamı aşağıdakilerden hangisidir?
Fesât |
Kargaşa |
Saptırma |
Karışıklık Çıkarma |
Belâ |
“Sana Kitab'ı indiren O'dur. Onun (Kur’ân'ın) bazı âyetleri muhkemdir ki,
bunlar Kitab'ın esasıdır. Diğerleri de müteşâbihtir. Kalplerinde eğrilik
olanlar, sırf şüphe uyandırarak saptırmak (fitne) ve onu (kendi arzularına
göre) tev’il etmek için ondaki müteşâbih âyetlerin peşine düşerler. Halbuki
onun te’vilini ancak Allah bilir. İlimde yüksek pâyeye erişenler ise: Ona
inandık; hepsi Rabbimiz tarafındandır, derler. (Bu inceliği) ancak akl-ı
selim sahipleri düşünüp anlar” meâlindeki Âl-i İmrân sûresi 7. âyetinde
geçen fitne kelimesi hakikati karmaşık gösterip insanları şüpheye düşürmek
ve şaşırtmak suretiyle doğru yoldan uzaklaştırmak ve saptırmak anlamını
ifade etmektedir.
18.Soru
De ki: “Yeryüzünde sizi zürriyet halinde yaratıp yayan ancak O’dur. Sonunda hepiniz toplanıp O’nun (huzuruna) getirileceksiniz.” Yukarıda Mülk suresinin kaçıncı ayeti verilmiştir?
23 |
24 |
25 |
26 |
27 |
23. De ki: “Sizi yaratan, size (dinleyecek) kulak, (görecek) gözler, (duyacak) gönüller veren ancak O’dur. Ne kadar da az şükrediyorsunuz!” 24. De ki: “Yeryüzünde sizi zürriyet halinde yaratıp yayan ancak O’dur. Sonunda hepiniz toplanıp O’nun (huzuruna) getirileceksiniz.” 25. Bir de, “Sözünüzde doğruysanız, bu (bahsettiğiniz) vaat, ne
zaman (gerçekleşecek)?” diyorlar. 26. De ki: “O bilgi, ancak Allah’ın katındadır. Ben sadece açık açık anlatan, uyarıp korkutan (bir peygamber)im.” 27. Derken vakit gelip de onu yakından gördüklerinde, o inkâr edenlerin yüzleri kötüleşiverdi. “(İşte) bu, sizin kendisini isteyip durduğunuz şeydir” denilir. Doğru yanıt B'dir.
19.Soru
Aşağıdakilerden hangisi, "sırâta’l-mustakîm" ifadesi için doğru bir karşılık değildir?
Dosdoğru yol |
Mutedil yol |
Çıkmaz yol |
İşlek yol |
Devam eden yol |
Fatiha suresinde en önemli ifadelerden birisi de “dosdoğru yol” dur ve bu ifade iki kelimeden oluşmaktadır. Birisi cadde, yol, özel olarak cennete giden yol, işlek yol anlamlarına gelen sırat diğeri de bizim dosdoğru diye tercüme ettiğimiz istikamet kelimesinin edilgen şekli olan müstakim'dir. İstikametin ayakta durmak, dosdoğru olmak, devam etmek, mutedil olmak ve yerinde sabit kalmak gibi anlamları vardır. Bu anlamların her birisini sırat kelimesi ile birlikte düşündüğümüzde dosdoğru olmak anlamı daha uygun gibi gözükmektedir. Sırat yol anlamına geldiğine göre şöyle demek mümkündür: Dosdoğru yol, mutedil yol, işlek yol, devam eden yol, sabit ve değişmeyen yol. Doğru cevap C seçeneğidir.
20.Soru
Aşağıdakilerden hangisi fitne kelimesinin dilimizdeki kullanımları arasında yer almaz?
Ara bozmak |
Çok karıştırıcı |
Entrika çevirmek |
Arkasından konuşmak |
Hırsızlık yapmak |
Fitne ile ilgili dilimizde kullanılan bazı tâbirler ve anlamları şöyledir: Fitne fücur: çok fitneci, çok karıştırıcı, fesat çıkarıcı, insanlar arasına fitne sokmayı i ş edinen kimse; fitne sokmak: ara bozmak, insanları birbirine düşürmek, karışıklık çıkarmak; fitneci: fitne çıkaran, ara bozan, karışıklığa sebep olan, karıştırıcı, ara bozucu, fesat; fitne-kâr: fitneci, fesat çıkarmak âdetinde bulunan; fitneyi uyandırmak: karışıklık meydana getirebilecek bir konuyu deşeleyerek kargaşaya, fesada sebep olmak; fitnelemek: arkasından konuşmak, çekiştirmek, kavga ve kargaşa çıkarmak için çekiştirmek, entrika çevirmek; fitnelik: karıştırma, ara bozma, çekiştirme; ara bozuculuk, fesatlık.
-
- 1.SORU ÇÖZÜLMEDİ
- 2.SORU ÇÖZÜLMEDİ
- 3.SORU ÇÖZÜLMEDİ
- 4.SORU ÇÖZÜLMEDİ
- 5.SORU ÇÖZÜLMEDİ
- 6.SORU ÇÖZÜLMEDİ
- 7.SORU ÇÖZÜLMEDİ
- 8.SORU ÇÖZÜLMEDİ
- 9.SORU ÇÖZÜLMEDİ
- 10.SORU ÇÖZÜLMEDİ
- 11.SORU ÇÖZÜLMEDİ
- 12.SORU ÇÖZÜLMEDİ
- 13.SORU ÇÖZÜLMEDİ
- 14.SORU ÇÖZÜLMEDİ
- 15.SORU ÇÖZÜLMEDİ
- 16.SORU ÇÖZÜLMEDİ
- 17.SORU ÇÖZÜLMEDİ
- 18.SORU ÇÖZÜLMEDİ
- 19.SORU ÇÖZÜLMEDİ
- 20.SORU ÇÖZÜLMEDİ