Kıkırdak dokunun onarımı oldukça güçtür. Çocukluk ve gençlik yıllarında tam onarım sağlanabilir, erişkinlerde ise, perikondriyumdan kısmen gerçekleşir. Bazen kıkırdak dokunun oluşacağı yerde bağ dokunun oluşturduğu nedbe dokusu meydana gelir. Kıkırdak dokuonarımı tüm kıkırdak tiplerinde aynı derecede başarılı değildir. Özellikle intervertebral disklerde bulunan fibröz kıkırdaklarda perikondriyum olmadığı için onarım yeterince başarılı olmayabilir.

Epifiz: Uzun kemiklerin uç kısımlarına denir. Süngerimsi kemik ve onun üzerini örten kompakt kemikten yapılıdır. Periost: Kemiği dıştan saran kalın tabakadır. Endost: Kemiğin içinde kemik iliği boşluğunu içten saran, periosta oranla daha ince bir tabakadır. Metafiz: Epifizle diyafiz arasındaki en kalın trabeküllerin bulunduğu geçici bölgedir.

Mikroskop: Çıplak
gözle görülemeyen
oluşumları tanımlamak ve
değerlendirmek amacıyla ışın
ve optik ilkelerine dayanarak
yapılmış büyütme ve görme
cihazıdı

Elastik kıkırdak, kulak kepçesinde, dış işitme kanalı duvarında, burun kanatlarında bulunur. Soluk borusu, kostaların uçlarında, taslak iskelet yapısında ve bronşlarda hiyalin kıkırdak bulunur.

Kemiğe sağlamlık veren kollagen ipliklerdir, sertlik sağlayan ise hidroksiapatit kristalleridir. Doğru cevap B'dir.

İntrauterin: Anne karnında geçirilen dönem.

Hücrede enerji kaynağı olarak en çok karbonhidratlar (glikoz) kullanılır.

Yukarıda verilen seçeneklerden bronşlar, soluk borusunda ve epifiz plağında hyalin kıkırdak bulunur, tendonlarda fibröz kıkırdak bulunur. Kulak kepçesinde ise elastik kıkırdak bulunmaktadır. Doğru cevap C'dir.

II. yargı yanlıştır. Kıkırdak dokuda genel olarak II. tip kollejenler yaygındır. I. III. ve IV. yargılar doğrudur. Doğru cevap C'dir.

Kıkırdak dokunun öncüsü olan mezenşim hücrelerinin kümeleşmesi, mezenşim hücrelerinin çok fazla bölünerek çoğalması ve kondroblastların oluşumu, kondroblast oluşumunu takiben şekilsiz temel madde de artış ve kondrositlerin şekillenmesi, kondrositlerde de mitozun devam etmesiyle birlikte izogen grupların oluşumu ve kıkırdak dokuda büyüme gerçekleşir.

Primer kemik dokusu fötal gelişim ve kemik onarımı sırasında şekillenen olgunlaşmamış kemik dokusudur, geçicidir ve zamanla olgun kemik dokusuna (sekonder kemik dokusu) dönüşür. Birim alana düşen hücre sayısı olgun kemikten daha fazladır. Kemik hücrelerin sentezlediği kollagen iplikler de her yöne dağılarak doku içinde üç boyutlu gelişigüzel ağlar oluşturur.

Kıkırdak doku matriksini oluşturan sıvı şekilsizdir. Temel yapı olarak glikozaminoglikanlardan kondroitin sülfat, keratan sülfat ve hiyaluronik asit içerir. Bunların tamamı su ve elektrolitlerin taşınmasında olduğu kadar, kıkırdak dokunun dayanıklılığında da önem taşır. Metakromatik boya ise matriksin bileşiminin anlaşılması için kullanılan kimyasal karışımlardır.

A vitamini, kemikte yıkım ve yapımı dengede tutar. A vitamini yetersizliğinde osteoblast normal miktarda ara madde sentezleyemez, kemik normal yapısına ulaşamaz, iskeletin büyüme hızında gecikme görülür. Bu vitamin gelişme sırasında osteoblast ve osteoklastların birbirleriyle etkileşimlerini, dağılımlarını ve aktivitelerini kontrol eder. 

Kemik hücreleri dört ana başlık altında incelenebilir.
• Osteoprojenitör hücre
• Osteoblast
• Osteosit
• Osteoklast

Osteoklastlar: Kemiklerin yapımı sırasında osteoklastlar yüzeyde ya da iç kısımlara yerleşerek kemik dokuyu yıkıma uğratırlar. Kökenini kan monositleri ile aynı kök hücreden alırlar. Osteoklastlar en büyük çapa sahip (20- 100µm), çok çekirdekli (50 çekirdeğe kadar) kemik hücreleridir.

Hücre, sitoplazma ve çekirdek (nükleus) olmak üzere iki bölümden oluşur. Ancak virus ve bakteri gibi ilkel hücreler çekirdeksiz olduklarından, genetik materyalini sitoplazma içinde serbest olarak bulundururlar. Bu hücrelere prokaryot hücreler, oluşturdukları topluluklara da prokaryotlar denir. Bunlar dışındaki hücreler genetik materyalini çekirdeklerinde taşıdıklarından ökaryot hücreler, böyle
hücrelerden meydana gelen organizmalara da ökaryotlar adı verilir.

Kortizon, hidrokortizon ve östradiol kıkırdak büyümesi ve matriks gelişimin baskılar. A vitamininin fazlalığı (hipervitaminoz) durumunda epifiziyal plağın kemikleşmesi hızlanır ve kapanır. A vitamininin eksikliği (hipovitaminoz) durumunda epifiziyal plak küçülür. C vitamininin eksikliği durumunda matriks sentezi baskılanır, epifiz plağında şekil bozukluğu görülür. D vitamini yokluğunda kalsiyum ve fosfor emilimi yetersizliğine bağlı olarak matriks yeterince kalsifiye olamayacaktır.