Turkish Language 1 Final 13. Deneme Sınavı
Toplam 20 Soru1.Soru
Aşağıdakilerden hangisi Türkçenin en çok sözcük aldığı dildir?
İtalyanca
|
Arapça
|
Rusça
|
Portekizce
|
Fransızca
|
2.Soru
I. Öğretim üyelerinin Türkçe ders malzemesi sağlama zorunluluğu. II. Öğretim üyelerinin Türkçe kitaplar, makaleler yazması. III. Bilimin Türkçe yapılması. IV. Yabancı uyruklu öğretim üyelerinin üç yıl içinde Türkçeyi öğrenme zorunluluğu. Yukarıdakilerden hangileri, 1933 yılında yapılan üniversite reformunda alınan kararlardır?
I, II
|
II, III
|
III, IV
|
I, II, III
|
I, II, III, IV
|
3.Soru
Aşağıdakilerden hangisi deyimler ile atasözleri için doğrudur?
Atasözleri yargı bildirirken deyimler bir gözlem ve tecrübenin sonucunda ortaya çıkmış ve zamanla herkesçe benimsenmiş bir yargıyı dile getirir. |
Atasözleri daha çok benzetme, kıyaslama yoluyla bir durumu açıklar; deyimler ise bir durum veya olayı tecrübeye dayalı bir yargıya bağlamak amacıyla kullanılırlar. |
Atasözleri de deyimler gibi kalıplaşmış ifadelerdir. |
Deyimlerde kalıplaşma deyimlere göre daha sıkı iken; atasözlerindeki yer alan sözcükler başta, ortada ve sonda birtakım değişiklikler gösterebilirler. |
Atasözleri amacı bir durumu ya da kavramı özel bir kalıp içinde çekici ve etkili bir anlatımla belirtmek iken deyimlerin öğüt verme, yol gösterme ya da tecrübe aktarma amacı güderler. |
Deyimler ve atasözleri zaman zaman birbirine karıştırılmaktadır. Bu iki kalıplaşmış yapı arasında biçime ve anlama bağlı birtakım farklar vardır. Bunlar: 1. Deyimler yargı bildirmezler. Deyimler; bir durumu, olayı ya da varlığı tasvir etmek, açıklamak, ifade etmek amacıyla etkili anlatımından yararlanılan kalıplaşmış söz gruplarıdır. Atasözü ise, bir gözlem ve tecrübenin sonucunda ortaya çıkmış ve zamanla herkesçe benimsenmiş bir yargıyı dile getirir. Yaşanmış birtakım olaylardan, sonraki kuşakların ders almasını sağlamaya çalışır, bir öğüt verir. Bazı deyimlerde yargı bulunsa da genelde deyimler yargısız ifadelerdir. Kısaca deyimler daha çok benzetme, kıyaslama yoluyla bir durumu açıklamak; atasözleri ise bir durum veya olayı tecrübeye dayalı bir yargıya bağlamak amacıyla kullanılırlar. 2. Atasözleri de deyimler gibi kalıplaşmış ifadelerdir. Ancak kalıplaşmanın biçiminde bazı farklılıklar vardır. Atasözlerindeki kalıplaşma deyimlere göre daha sıkıdır. Deyimlerde yer alan sözcükler başta, ortada ve sonda birtakım değişiklikler gösterebilirler. 3. Deyimler amaç bakımından da atasözlerinden farklıdır. Deyimlerin amacı bir durumu ya da kavramı özel bir kalıp içinde çekici ve etkili bir anlatımla belirtmek iken atasözleri öğüt verme, yol gösterme ya da tecrübe aktarma amacı güderler. Bu yönüyle bazı kalıp sözler her iki gruba da dâhil edilebilirler.
4.Soru
Aşağıdakilerden hangisi konuşurların sesleri nasıl ürettiğiyle ilgili olan ses bilgisi alanıdır?
Akustik ses bilgisi |
İşitsel ses bilgisi |
Yazınsal ses bilgisi |
Aksan ses bilgisi |
Söyleyiş ses bilgisi |
Konuşmaya yarayan seslere konuşma sesleri adını veriyoruz. Konuşma seslerinin üretimini ve algılanmasını şu üç aşamada değerlendirebiliriz:
• Söyleyiş ses bilgisi: Konuşurlar sesleri nasıl üretir?
• Akustik ses bilgisi: Sesler havada nasıl yol alır?
• İşitsel ses bilgisi: Dinleyenler sesleri nasıl algılar?
5.Soru
Aşağıdakilerden hangisinde zincirleme ad tamlaması vardır?
Anaların dertlerini kimse bilmez. |
Çocukların yorgunluktan gözleri kapanıyordu. |
İşinin değişmesi hayatını da değiştirmişti. |
Rüzgardan odanın pencereleri sürekli çarpıyordu. |
Kardeşimin şiir kitabı masanın üstünde duruyordu. |
zincirleme ad tamlaması” olarak verilen yapı, belirtili ad tamlamasının tamlayan ögesinin de ad tamlaması biçimindeki iç içe girmiş tamlama türüdür.
Örneğin; kardeşimin resim defteri, evin duvarının boyası, Türkçe öğretmeninin not
defteri vb. E seçeneğinde "kardeşimin şiir kitabı" zincirleme ad tamlamasına örnektir. diğer seçeneklerde belirtili ad tamlaması örneği görülür.
6.Soru
Aşağıdakilerden hangisi iç içe birleşik cümleye örnektir?
Kimsyle konuşmayan tuhaf biriydi Hasan.
|
Keşke amcana benzeseydin demişti bana.
|
Sanıyordu ki bir daha mutlu olamayacak.
|
Belki onlar seviyorlar da ben farkına varamıyorum.
|
Benim gecem yeni bir umutla başladı.
|
7.Soru
Aşağıdakilerden hangisi Türklerin kullandığı yazı dillerinden biri değildir?
Soğut
|
Tibet
|
Grek
|
Japon
|
Süryani
|
8.Soru
“En hakiki mürşit, ilimdir.” cümlesindeki “en” sözcüğünün türü aşağıdakilerden hangisidir?
Zamir
|
İsim
|
Zarf
|
Bağlaç
|
Edat
|
9.Soru
Seçeneklerden hangisi deyimlerin özelliklerinden biri değildir?
Çekici ve akıcı anlatıma sahiptirler. |
Manzum özellik gösterebilirler. |
Kaynakları bellidir. |
Söz sanatlarını içerirler. |
İnce zeka ürünü sözlerdir. |
Deyim, gerçek anlamından az çok farklı bir anlam taşıyan, en az iki sözcükten kurulmuş, çekici ve etkileyici bir anlatıma sahip kalıplaşmış söz olarak tanımlanabilir. Bunların her dilin anlatım yeteneğinde
önemli yerleri vardır. Deyimlerin dildeki önemi o kadar büyüktür ki dili bilmek, deyimleri bilmekle mümkündür diyebiliriz. Deyimler bazen manzum özellik gösterirler ve uyaklı yapılardır. Çok tutulan, eskimemiş deyimler daha çok bünyesinde bir ölçü ve ahenk bulunan ve ince zeka ürünü nükteye dayanan deyimlerdir. Deyimlerin oluşmasında söz sanatlarının da önemli bir payı vardır. Deyimler anonim ürünlerdir, başlangıçta tek insanın zekasının ürünü olmakla birlikte, yayılıp meşhur olarak toplumun ortak malı durumuna yükselmişlerdir.
10.Soru
“Ön-düz-dar” şeklinde özellikleri olan ses aşağıdakilerden hangisidir?
t |
i |
b |
e |
ü |
“ön-düz-dar” şeklinde özellikleri olan ses “i” ünlüsüdür.
11.Soru
Aşağıdaki kelimelerdeki ünlüler artlık ve önlük bakımından sınıflandırıldığında hangisi farklıdır?
Ekin |
Ölüm |
Kağıt |
Yünlü |
Köfte |
/a, ı, o, u/ ağızın arka bölgesinde oluşan art ünlüler, /e, i, ö, ü/ ağız boşluğunun ön tarafında oluşan ön ünlülerdir. Doğru cevap C'dir.
12.Soru
Türk dili çalışmaları ile ilgili aşağıdakilerden hangisi doğru değildir?
XVI. yüzyılda “Türk-î basit” (Sade Türkçe) hareketi başlatılır, ancak güçlü sanatçılar bu akıma sahip çıkmadığı için çok etkili olamaz ve dil gittikçe Arapça ve Farsça kelime ve kurallarla dolarak ağırlaşır. |
XVI. yüzyılda Türkçe açısından önemli bir olay, Bergamalı Kadri tarafından Müyessiretü’l-Ulum adıyla Türkçenin dil bilgisi kitabının yazılmış olmasıdır. |
XVII. yüzyılda iyice ağırlaşan dil, XVIII. yüzyılın büyük şairlerinin yazdıkları daha yalın eserler sayesinde yeniden sadeleşmeye başlamıştır. |
Tanzimat devrinde gazete ve dergiler mümkün olduğu kadar çok insana ulaşmayı amaçladıkları için halk dilini kullanma zorunluluğu duymuşlar ve bunu da devir imkânlarının elverdiği ölçüde uygulamışlardır. |
Servet-i Fünun ve Fecr-i Ati akımlarının mensupları, Tanzimatçıların başlattığı dili “anlaşılır kılma” çalışmalarına destek verip dili daha da sadeleştirmiş ve kolaylaştırmışlardır. |
Servet-i Fünun ve Fecr-i Ati akımlarının mensupları, Tanzimatçıların başlattığı dili “anlaşılır kılma” çalışmalarına katılmayıp tam aksi bir yol izlemişler bir nebze sadeleşen dili daha da anlaşılmaz duruma taşımışlardır. Doğru cevap E'dir.
13.Soru
Aşağıdakilerden hangisi İngilizcenin uluslararası dil olarak kabul görmesinde etken olmuştur?
İngilizcenin diğer dillere göre daha eski bir dil olması.
|
İngilizce konuşan ülkelerin coğrafi konumu.
|
İngilizcenin diğer dillere göre daha kolay olması.
|
Siyasetten silahlı kuvvetlere, bilimden ekonomiye değin İngilizce konuşan ülkelerin sağladığı üstünlük.
|
İngiltere ve Amerika arasında gerçekleşen ikili anlaşmalar.
|
14.Soru
Aşağıdaki cümlelerin hangisinde edat öbeği vardır?
Sıska ve çelimsiz bir çocuktu. |
Beni param var diye mi sevdin? |
Bütün gün odasında oyun oynuyor. |
Yarın akşam nereye gitmek istersin? |
Annemlerin bir akrabası gelecek yarın. |
Edat öbeği, bir ad/ad soylu sözcük ve onu izleyen çekim edatının bir araya gelmesi ile oluşan sözcük öbeğidir. “ile, için, kadar, göre, diye, rağmen, karşı, ...e doğru, gibi, -den dolayı” edatları sıklıkla kullanılan edatlardır. Doğru cevap B'dir.
15.Soru
Aşağıdakilerden hangisi bir dilin anlatım gücünü arttıran ögelerden değildir?
Mecaz zenginliği
|
Atasözü zenginliği
|
Şiirlerin fazlalığı
|
Sözcük türetme gücü
|
Deyim zenginliği
|
16.Soru
Aşağıdakilerden hangisi batı dillerinden dilimize girmiş bir sözcük değildir?
lamba
|
peder
|
blender
|
konferans
|
banka
|
17.Soru
Türkçede karşılığı bulunduğu hâlde yabancı kökenli sözlerin kullanılması özenti alıntısı olarak adlandırılır. Aşağıdakilerden hangisinde özenti alıntılarının Türkçe karşılığı doğru gösterilmemiştir?
Türkçede karşılığı bulunduğu hâlde yabancı kökenli sözlerin kullanılması özenti alıntısı olarak adlandırılır. Aşağıdakilerden hangisinde özenti alıntılarının Türkçe karşılığı doğru gösterilmemiştir?
Mobbing- Bezdiri |
Arboretum- Ağaç ormanı |
Viyadük- Özçekim |
Mortgage- tutsat |
Anchorman- ana haber sunucusu |
Türk Dil Kurumu, Atatürk’ün “Ülkesini, yüksek istiklâlini korumasını bilen Türk milleti dilini de yabancı diller boyunduruğundan kurtarmalıdır.” sözünü kendisine ilke edinerek dilimizi yabancı dillerin boyunduruğundan kurtarma mücadelesini vermektedir. Türk Dil Kurumunun yabancı kaynaklı sözlere karşılık önerdiği sözlerden birkaçına bakalım: anc- horman karşılığında ana haber sunucusu, arboretum karşılığında ağaç parkı, viyadükiçin köprü yol, mobbing için bezdiri; selfie için özçekim, mortgage tutsat vb...
18.Soru
Aşağıdakilerden hangisi deyimlerle atasözleri arasındaki farklardan değildir?
Deyimler yargı bildirmezler. |
Atasözleri kalıplaşmış ifadelerdir. |
Deyimler sadece amaç bakımından atasözlerinden farklıdır. |
Deyimler kalıplaşmış ifadelerdir. |
Atasözleri yargı bildirir. |
Deyimler amaç bakımından da atasözlerinden farklıdır. Deyimlerin amacı bir durumu ya da kavramı özel bir kalıp içinde çekici ve etkili bir anlatımla belirtmek
iken atasözleri öğüt verme, yol gösterme ya da tecrübe aktarma amacı güderler. Bu yönüyle bazı kalıp sözler her iki gruba da dâhil edilebilirler (Sinan, 2001).
19.Soru
‘Öğretmenim, düşünce, evim, eğlence’ sözcüklerinin ne tür ek aldıkları sırayla aşağıdaki şıkların hangisinde doğru olarak verilmiştir?
Çekim, yapım, yapım, çekim ekleri |
Yapım, çekim, yapım, çekim ekleri |
Çekim, yapım, çekim, yapım ekleri |
Çekim, çekim, çekim, yapım ekleri |
Yapım, yapım, çekim, çekim ekleri |
Verilen sözcüklerin aldığı ekleri sırayla çekim, yapım, çekim ve yapım eki olarak sıralanmaktadır.
20.Soru
Kargış sözcüğü ne anlama gelmektedir?
Dua |
Beddua |
Yakarış |
Övgü |
Yergi |
Kargış beddua anlamına gelmektedir.
-
- 1.SORU ÇÖZÜLMEDİ
- 2.SORU ÇÖZÜLMEDİ
- 3.SORU ÇÖZÜLMEDİ
- 4.SORU ÇÖZÜLMEDİ
- 5.SORU ÇÖZÜLMEDİ
- 6.SORU ÇÖZÜLMEDİ
- 7.SORU ÇÖZÜLMEDİ
- 8.SORU ÇÖZÜLMEDİ
- 9.SORU ÇÖZÜLMEDİ
- 10.SORU ÇÖZÜLMEDİ
- 11.SORU ÇÖZÜLMEDİ
- 12.SORU ÇÖZÜLMEDİ
- 13.SORU ÇÖZÜLMEDİ
- 14.SORU ÇÖZÜLMEDİ
- 15.SORU ÇÖZÜLMEDİ
- 16.SORU ÇÖZÜLMEDİ
- 17.SORU ÇÖZÜLMEDİ
- 18.SORU ÇÖZÜLMEDİ
- 19.SORU ÇÖZÜLMEDİ
- 20.SORU ÇÖZÜLMEDİ