Türkiye´de Sosyoloji Ara 5. Deneme Sınavı
Toplam 20 Soru1.Soru
Osmanlı İmparatorluğu’nun geri kalmışlığının nedeninin İslam dininin devlet ve toplum üzerindeki etkisi ve yozlaşmış gelenekler olduğunu savunan düşünür aşağıdakilerden hangisidir?
Abdullah Cevdet |
Namık Kemal |
Şinasi |
Ahmet Vefik Paşa |
Said Halim Paşa |
Abdullah Cevdet 1904 yılında Cenevre’de kurmuş olduğu İçtihat isimli dergisinde “Müslümanların geri kalmışlık sebepleri” üzerine yazılar yayınlamıştır. Geri kalmışlığımızın sebebini İslam dininin devlet ve toplum üzerindeki etkisine bağlamıştır. Dolayısıyla çözüm yolu bellidir. Abdullah Cevdet’e göre: “Geri kalmışlığımızın sebebi Asyalı kafamız, yozlaşmış geleneklerimizdir. Bizi yenen güç; bizim görmek istemeyen gözlerimiz, düşünmek istemeyen kafalarımızdır. Bizi geride bırakan, bırakmaya devam edecek, gelecekte de bırakacak olan güç; dünya işlerini hükmü altına alan din-devlet bileşimi sistemdir.”
2.Soru
Şevket Süreyya Aydemir görüşlerini hangi ideolojiden esinlenerek oluşturduğu söylenebilir?
Kapitalizm |
Marksist-Sosyalist |
Batıcılık |
Demokrasi |
Milli Demokratik Devrim |
Kurtuluş savaşımız, yarı sömürge olarak kabul edilen Osmanlı geçmişimize karşı verilmiş bir mücadele idi. Batılılaşırken kapitalist emperyal Batıyı direkt hedef göstermekten kaçınılarak hedef Osmanlı olarak belirlenmektedir. Dönemin sınıfsız, imtiyazsız millet tasarımı Aydemir’de Marksist-sosyalist bir toplum idealinden ilham alınarak ideolojik zeminde meşrulaştırılmaktadır.
3.Soru
Hoca Tahsin Efendi'nin görüşlerine göre aşağıdakilerden hangisi doğrudur?
Hakikatin ortaya çıkması, edinilen bilginin, siyasi iktidarın taleplerine uygun olmasına bağlıdır. |
Objelerin bilgisine ulaştığımız gibi tözlerin bilgisine de ulaşabiliriz. |
Akıl daima hakikate ulaşmak ister. |
Beden nasıl değişiyorsa ruh ve vicdan da değişir. |
Ruh beden olmadan, beden de ruh olmadan varlığını sürdürebilir. |
Bu dönemde felsefi anlamda akılcılık üzerinde en dikkate değer şekilde duran Hoca Tahsin Efendi’dir. O, duyularla elde edilen bilgiye inanmakla birlikte, insan aklının bu bilgileri oluşturmasında, genelleştirmesinde ve bütünü kavramada, duyulara üstünlüğünü kabul etmektedir. Çünkü ona göre, insan zihninin derinliklerinde, gittikçe gelişerek ortaya çıkan ve olgunlaşan, bir anlama kuvveti bulunmaktadır ki, insan, işte bu kuvvet sayesinde, eşyanın hakikatini keşfederek kavrar ve onların farklı derecelerdeki ilişkilerini idrak eder. Hoca Tahsin, bu kuvvetin, duyumlarımızın gösterdikleri eşya ile bu eşyaların, mana ve keyfiyetlerine ait yüzeysel bilgilerle yetinmediğini, onların derinliklerine nüfuz ederek, gözümüzün görüp ulaşamadığı, bir sırlar âlemine daldığını belirtir. Bu kuvvet böyle yapmakla, olayların bağlı olduğu ve bu olayların olmasına sebep olan sebeplerin ötesinde ilişkiler, gölge varlıkların arkasında hakikatler bulur. Hoca Tahsin, bu kuvvetin, illetler ve oluş kanununun sonunda bir ilk sebep, beğenilen ve sanatkarane yapılmış şeyler dairesinin meydana gelmesinde, olayların kendisinden kaynaklandığı, bir merkez aradığı kanaatindedir. Bu öyle bir merkezdir ki, zaman ve mekân ve onun içinde bulunanlar, ondan çıkar ve durmadan dönüp yine onda cereyan ederler. Hoca Tahsin, bütün ilimlerin aletinin anlama kuvveti olduğu düşüncesindedir. O, aklın, daima hakikate ulaşmak istediğini, hakikatin ortaya çıkmasının da, edinilen bilginin, gerçekliğe uygun olmasına bağlı olduğunu belirtir. Tözlerin mahiyetleri, bize sadece işaretleriyle görünürler. Demek ki, tözlerin bilgisine, herhangi bir objenin bilgisine ulaştığımız gibi ulaşmamız mümkün değildir. İnsanların bilgisi, genel olarak, ilişkiler ve izlenimlerden ibarettir. Ona göre, insan, ruh ve bedenin birleşmesinden meydana gelen bir varlık olduğundan, düşünen, algılayan bir varlıktır.
Hoca Tahsin, akıl yürütme kavramının, duyum, istidâl, hüküm ve irade gibi ruhun bütününü içerdiğini belirtir. O, vicdanın, ruhun hiç değişmeyip etki edici olduğu, zıddının ise daima değişmek üzere bulunduğu düşüncesindedir. Bu sözden, ruhun ben ile bende cereyan eden ilişki neticesinde değişmediği, bedenin ise ancak ruh vasıtasıyla varlığını sürdürdüğünü anlamak gerekir. Beden, ruhsuz varlığını sürdüremediği halde, ruh bedensiz varlığını sürdürebilir. Kısaca söylemek gerekirse, ona göre, birinci olarak iç idraktan ibaret olan şuur ve vicdanı, ikinci olarak dış dünyadaki olaylardan bizi haberdar eden duyumları, üçüncü olarak ta duyumların verdiklerinin anlama kuvvetinde hıfzedilip hatırlanmasını sağlayan hafızayı kabul etmek gerekiyor. Doğru cevap C şıkkıdır. Doğru cevap "Hoca Tahsin Efendi" başlığı altında bulunabilir.
4.Soru
Peyami Safa’ya göre Avrupalılaşmak ne demektir?
Disiplinleşmek
|
Matematikleşmek
|
Bireyselleşmek
|
Sosyalleşmek
|
Ümmetleşmek
|
5.Soru
Erken Cumhuriyet döneminde geciken batıyı yakalamanın Türkler için hayatta kalabilmenin tek şartı olduğunu savunan aydın kimdir?
Mehmet Ali Şevki
|
Celal Nuri
|
Hilmi Ziya Ülken
|
Peyami Safa
|
Ahmet Mithat
|
6.Soru
Aşağıdakilerden hangisi 1940-1950 yılları arası Türk sosyolojisinin genel özellikleri arasında gösterilemez?
Resmi ideolojinin savunuculuğu devam etmektedir |
1940'lı yıllarda Marksizme eğilim artmıştır |
Köy ve şehir araştırmaları hızlanmıştır |
Amerikan sosyolojisine eğilim artmıştır |
Batılılaşma yolunda ne kadar ilerlediğimiz tespit edilme çalışılmıştır |
1940-1950 arası Türk sosyolojisinin genel özellikleri şu şekilde sıralanabilir:
1. Türk sosyolojisi Fransız etkisinin yanı sıra Amerikan sosyolojisine eğilim göstermeye başlamıştır.
2. Ankara DTCF Sosyoloji bölümünün oluşumu ile İstanbul sosyoloji ekolü tek olma ayrıcalığını yitirmiştir.
3. 1940’lı yıllarda Marksizme eğilim artmıştır.
4. Köy ve şehir araştırmaları ivme kazanmıştır.
5. Amaçlanan ise toplumsal değişme yani modernleşme/Batılılaşma yolunda ne kadar ilerlediğimizi tespit etmektir.
6. Artık Türk sosyolojisi resmi ideoloji savunusu yapmıyor, Türk toplumuna
dair somut araştırmalar yapmaya başlamıştır.
7.Soru
Hoca Tahsin'in tür olarak tanımladığı aşağıdakilerden hangisidir?
Bütün şahısların her biri |
Genel kavramlar |
İnsan |
İncir |
Düşünce |
O, bu kavramın altında yer alan bütün şahısların her birine “fert”; kiraz, incir vb. leri olan genel kavramların her birine “tür”; türleri içeren genel kavrama da “cins” adını verebileceğimizi söyler.Doğru cevap D'dir.
8.Soru
Aşağıdakilerden hangisi erken Cumhuriyet döneminde Türk Devrimi’ne ideoloji kazandırma çabalarının iki bileşeninden biridir?
Adalet
|
Halka rağmen halk için
|
Bağımsızlık
|
Kalkınma
|
Kültürel çoğulculuk
|
9.Soru
- Batıya rağmen Batılılaşmak
- Halka rağmen halk için
- Geleneği koruyarak modernleşmek
- Laiklik
- Sınıfsal ayrıcalıklara son vermek
"Batının siyasi esaretinden kaçış gene medeniyet olarak Batılılaşmakla mümkün görülmektedir: Düşmanı düşman silahı ile vurmak. Türk modernleşmesinin ivme kazanması olan Türk Devrimi hayatta kalmanın bir zarureti gibi algılanmaktadır." Buna göre, yukarıdakilerden hangisi ya da hangileri Türk modernleşmesinin "trajedileri" arasında gösterilmektedir?
I ve II |
II ve III |
II ve IV |
III ve V |
Yalnız V |
Batının siyasi esaretinden kaçış gene medeniyet olarak Batılılaşmakla mümkün görülmektedir: Düşmanı düşman silahı ile vurmak. Türk modernleşmesinin ivme kazanması olan Türk Devrimi hayatta kalmanın bir zarureti gibi algılanmaktadır. Bu dönemde Türk Devrimi’ne ideoloji kazandırma çabalarının iki bileşeni olduğu görülmektedir. Bu bileşenler aynı zamanda Türk modernleşmesinin trajedileridir: Batıya rağmen Batılılaşmak ve halka rağmen halk için.
10.Soru
İlkokullara öğretmen, tıbbiye ve harbiye ’ye okuryazar öğrenci yetiştirmek gayesiyle Rüştiye okulları hangi padişah döneminde açılmıştır?
II. Mahmut
|
III. Mustafa
|
III. Selim
|
II. Abdulhamit
|
II. Mehmet
|
11.Soru
Aşağıdakilerden hangisi II. Meşrutiyet dönemi fikir ortamında Türkiye’de sosyolojinin kuruluşuna büyük katkı sağlamış düşünürlerden biridir?
Yusuf Akçura
|
Prens Sabahattin
|
Hilmi Ziya Ülken
|
Niyazi Berkes
|
Şerif Mardin
|
12.Soru
Aşağıdakilerden hangisi Beşir Fuad'ın fikirlerinden biri değildir?
Deneyin önemi üzerinde durur |
Gerçeğe uygun olmayan bir şey yanlış kabul edilmelidir |
Şiir pozitif bir niteliğe sahip olmalıdır |
Metafizik ilimden sayılmamaktadır. |
Akıl yürütme kavramı ruhun bütününü içermektedir |
Diğer dört seçenekte verilen Beşir Fuat'ın görüşleridir. Fakat akıl yürütme kavramı ruhun bütününü içermektedir fikri Hoca Tahsin'e aittir. Doğru yanıt E seçeneğidir.
13.Soru
Aşağıdakilerden hangisi Türk modernleşmesinin bir merhalesi olarak "Türk Devrimi" için söylenemez?
Doğu'dan kopuştur |
Geçmişle olan bağların zayıflamasıdır |
Batılı değerlerin yükselmesidir |
Örf, âdet ve geleneklerin güçlenmesidir |
Devletin millî değerler üzerine inşasıdır |
Türk devrimi geçmişle olan bağın zayıflamasıdır. Bu anlamda Türk Devriminin örf, âdet ve geleneklerin güçlendirilmesi gibi bir işlevi olduğu söylenemez.
14.Soru
Aşağıdakilerden hangisi Niyazi Berkes’e ait bir köy monografisidir?
Türk Köylerinde Yaşam
|
Batı Anadolu Köy Monografileri
|
Bir Zamanlar Anadolu’da
|
Bazı Ankara Köyleri Üzerine Bir Araştırma
|
Kurna Köyü Araştırması
|
15.Soru
Modern Batı toplumlarında ortaya çıkan milliyetçiliğin etkisi aşağıdaki düşünce akımlarından hangisinin temelinde yatmaktadır?
Liberalizm |
Türkçülük |
İslamcılık |
Garpçılık |
Osmanlıcılık |
Türkçülük fikir akımı Tanzimattan sonra ortaya çıkan modernleşme ortamında yeşermeye başlamıştır. Yenileşme hareketleri çerçevesinde Batı’yı tanımaya başlayan Genç Osmanlılar birçok yönden etkilenmişlerdir. Modern Batı toplumlarında ön plana çıkan milliyetçiliğin etkisini burada görmek mümkündür.
16.Soru
Karlofça Antlaşması ilgili aşağıda verilen bilgilerden hangisi doğrudur?
Osmanlı batılı devletler karşısında resmen toprak kaybetmiştir.
|
Osmanlı Devletinin dağılma sürecini geciktirmiştir.
|
Osmanlının güçlü bir devlet olduğu bir kez daha kanıtlanmıştır.
|
Karlofça Antlaşması 1599’da yapılmıştır.
|
Hiçbiri
|
17.Soru
Osmanlı İmparatorluğu'na matbaanın getirilmesi ile ilgili aşağıdaki bilgilerden hangisi doğrudur?
Matbaanın kurulması için dilekçeyi veren Damat İbrahim Paşa'dır. |
Matbaanın kurulması için sunulan gerekçe matbaanın Batı ülkelerinde moda olmuş olmasıdır. |
Matbaanın kurulduğu dönemde önceden yazılmış olan eserlere ulaşma konusunda bir sıkıntı söz konusu değildir. |
Matbaanın kurulmasına karar verildiğinde istisnasız her tür kitabın Türkçe basılmasına izin verilmiştir. |
Matbaa 1727 yılında kurulmuş ve faaliyete başlamıştır. |
28 Çelebi Mehmet Efendi’yle birlikte Paris’e giden oğlu Said Mehmet Efendi, ziyareti sırasında kısa sürede binlerce eserin basıldığını gördüğü matbaaları gezmiştir. Said Mehmet Efendi, İstanbul’a dönünce aslen Macaristanlı olan Müteferrika İbrahim Efendi (1674-1745)’yle görüşüp, bir matbaa kurulması için, Vezir-i Azam İbrahim Paşa’ya (1662-1730) başvurmaya karar vermişlerdir. O, Müteferrika İbrahim Efendi’yle birlikte matbaanın kurulma gerekçesini açıklayan Vesilet-üt-Tıbaa ismiyle bir risale yazarak dilekçelerini sadrazama sunmuşlardır. Onlar, dilekçelerinde; yangınlar, isyanlar nedeniyle bir çok eserin yırtıldığını veya yok olduğunu, yazma eserlerin ise hattatların dikkatsizliğiyle yanlış yazıldığını, medrese öğrencilerinin eser bulmakta güçlük çektiklerini belirterek kitap basımına izin verilirse sözü edilen eksikliklerin giderileceğini bildirmişlerdir. Damad İbrahim Paşa bir encümen huzurunda incelettiği başvuruyu uygun bulmuş ve konuyu şer’î görüşü alınmak üzere, Şeyhul İslâm Abdullah Efendi’ye havale etmiştir. O da, yapılabilecek olası itirazları göz önünde bulundurarak dinsel bazı kitapların dışında lügât, mantık, heyet, tarih, coğrafya, edebiyat, tıp ve felsefe alanlarında yazılan kitapların basılabileceği konusunda fetva verir. Bu fetvaya dayanarak çıkan bir fermanla 1727 Temmuz’unda matbaa kurulur ve Türkçe eserler basılmaya başlanır. Doğru cevap E şıkkıdır. Doğru cevap sayfa 4'te "Batı ile İlişkiler ve Yenilik Hareketleri" başlığı altında bulunabilir.
18.Soru
Türk devrimini açıklarken Taine’nin üçlü şemasını takip ederek devrimin zamanın, coğrafyanın ve Türk milletinin özelliklerinin etkisiyle gerçekleştiğini savunan düşünür aşağıdakilerden hangisidir?
Recep Peker |
Peyami Safa |
Şevket Süreyya Aydemir |
Celal Nuri |
Mehmet Saffet Engin |
Celal Nuri “Türk İnkılabı” adlı eserinde Cumhuriyetin ilanından üç yıl sonra ve devrimlerin bütün hızı ile gerçekleştirildiği bir zaman diliminde devrimi manalandırmaya, Avrupa/Batı ve Asya/Doğu uygarlıkları arasındaki farklılıkları formüle etmeye, Batılılaşmanın nasıl gerçekleştirileceğine dair yollar önermeye, neden geri kaldığımızı açıklamaya çabalamaktadır. Tüm bu çabalar neticede devrimin kaçınılmazlığını ve Batılılaşmanın Türk milleti için hayatta kalmanın tek şartı olarak gösterilerek, meşrulaştırılmasını sağlamaktadır. Taine’nin üçlü şemasını takip eden Celal Nuri, zamanın (müttefikler arasında bir uyumun olmaması), coğrafyanın (Doğu ile Batı arasında Batıya yakın Türkiye coğrafyası) ve Türk milletinin özelliklerinin (efendi/egemen olan, başka milletlerin tebaası olamayan) etkisi ile devrimin gerçekleştirildiğini söylemektedir.
19.Soru
Aşağıdakilerden hangisi Türklerin vatanını ifade eder?
İslam vatanı |
Osmanlıcılık |
Terakki |
Turan |
Milliyetçilik |
Türklerin vatanı da Turan adını taşır.
20.Soru
Aşağıdakilerden hangisi pozitivizmi Türkiye'ye getirebilmek için çaba sarf eden isimler arasındadır?
Namık Kemal |
Tevfik Fikret |
Ziya Gökalp |
Yusuf Akçura |
Hüseyinzade Ali |
Özellikle Batıcı aydınlar arasında pozitivizmi Türkiye’ye getirmek için çaba sarf edenler vardır. Bunların dışında Avrupa’da gelişen yeni bilim olan sosyolojiyi takip edenler ‹kinci Meşrutiyet döneminde karşımıza çıkar. Özellikle bunlar arasında Ziya Gökalp ve Prens Sabahattin öne çıkan isimler arasındadır.
-
- 1.SORU ÇÖZÜLMEDİ
- 2.SORU ÇÖZÜLMEDİ
- 3.SORU ÇÖZÜLMEDİ
- 4.SORU ÇÖZÜLMEDİ
- 5.SORU ÇÖZÜLMEDİ
- 6.SORU ÇÖZÜLMEDİ
- 7.SORU ÇÖZÜLMEDİ
- 8.SORU ÇÖZÜLMEDİ
- 9.SORU ÇÖZÜLMEDİ
- 10.SORU ÇÖZÜLMEDİ
- 11.SORU ÇÖZÜLMEDİ
- 12.SORU ÇÖZÜLMEDİ
- 13.SORU ÇÖZÜLMEDİ
- 14.SORU ÇÖZÜLMEDİ
- 15.SORU ÇÖZÜLMEDİ
- 16.SORU ÇÖZÜLMEDİ
- 17.SORU ÇÖZÜLMEDİ
- 18.SORU ÇÖZÜLMEDİ
- 19.SORU ÇÖZÜLMEDİ
- 20.SORU ÇÖZÜLMEDİ