Adam Smith’in kullandığı anlamda ekonomi politik kavram yerine bugün iktisatçılar “iktisat politikası” kavramını tercih etmektedirler. Öte yandan dış ticarette merkantilist politikaları eleştiren A. Smith’e göre, serbest ticaret politikalarının uygulandığı bir sistemde devletler karşılıklı olarak bundan çıkar sağlayacak ve zenginleşeceklerdir.

Latince kadın anlamına gelen femine sözcüğünden türetilen bir kavramdır feminizm.

Merkantilist yaklaşım tüm devletlerin, bağımsızlıklarını ve güvenliklerini korumak ve devam ettirmek için birbiriyle bağlantılı olan güç ve zenginlik elde etme amacında olduğu temel varsayımına dayanır. Daha sonraki yıllarda realizm içerisinde daha da geliştirilen bu yaklaşım tek taraşı ticari kazanç getiren politikaların gerektiğinde askeri güç yolu ile elde edilmesini de meşrulaştırmaktadır.

Dış politikanın üst sıralarındaki kadınların sayısı çok azdır.

Theodore H. Cohn da Global Ekonomi Politik (Global Political Economy) adlı eserinde uluslararası ekonomi politiği realist perspektif, liberal perspektif ve tarihsel yapısal perspektif düzeyinde incelemiştir.

Gerçeklik uluslararası sisteme, akılcılık uluslar-arası topluma, devrimcilik dünya toplumuna karşılık gelmektedir.

Güvenlik topluluğu; uluslararası sistemde sorunların savaş veya şiddet yoluyla değil işbirliği ve barış içinde çözümlendiği bölgelerdeki güvenlik yapılarına verilen addır.

Wendt, sosyal yapıları, bireylerin dışsal sosyal gerçekler olarak karşılaştıkları sosyal olgular olarak nitelendirmektedir.

Genel anlamda kuralları eğitici, yönlendirici ve vaadedici olarak 3 grupta sınıflandırmak mümkündür.

Yukarıda verilen B, C, D ve E seçenekleri saldırgan realizmin varsayımlarındandır. Ancak A seçeneğinde verilen ifade ise savunmacı realizmin varsayımlarından biridir.

Martin Wight düzeyleri gerçekçi, akılcı ve devrimci olarak tanımlarken Hedley Bull gerçekçiliği uluslararası sistem, akılcılığı uluslararası toplum, devrimciliği de dünya toplumu kavramları ile ele almıştır.

Liberalizm klasik anlamda devletin gücünün hukuksal olarak sınırlandırılmasını ve bireysel özgürlüklerin alanının genişletilmesini savunan bir yaklaşımdır. Liberalizm, hukukla güvence altına alınmış bireysel hakların, özgürlüklerin ve serbest piyasa koşullarının ulusal zenginliği artıracağını ileri sürmektedir.

Uluslararası ilişkiler konusunda belli başlı kuramlar; Neoliberal Kurumsalcılık, Realizm ve Kognitivizm’dir.

Hukuku kilise kurallarından arındırarak laik bir temele oturtan ve uluslararası hukukun kurucusu olarak kabul edilen felsefeci Hugo Grotius’tur.