İçerik analizinin en büyük avantajı zaman ve para açısından masraflı olmamasıdır. Büyük bir araştırma kadrosu gerektirmez, bir üniversite öğrencisi tarafından bile yapılabilir. İçerik analizinde hataların düzeltilmesi de daha kolaydır.

Günümüze gelindiğinde soru cetvellerinin kurgulanması ve soruların dillendirilmesinde Türkiye’deki pratik oldukça gelişime muhtaç bir alandır. Tipik olarak sorular değişik yurtdışı çalışmaların Türkçeleştirilmesi ya da uyarlanmasından ibarettir. Bu alanda Türkçenin kullanımındaki farklılıkların etkilerinin ölçümü üzerine pek çalışma yoktur. Soruların uzmanlarca gözden geçirimi, odak grup tartışmaları, bilişsel görüşmeler (cognitive interviews) ya da rastsal ayrışma deneyleriyle (randomized / split ballot experiments) test edilip değerlendirilmesi nadirdir

Hem klasik posta yolu ile yürütülen çalışmalarda hem de İnternet üzerinden yürütülen çalışmalarda karşılaşılan ana zorluk verilen cevapların gizliliğinin sağlanması ve bu bağlamda da cevap vermeyenlerin kontrolüne dairdir.

Genel olarak niteliksel yöntemlerin, özellikle de vaka analizinin, niceliksel yöntemlere üstünlükleri arasında en önde gelen bir tanesi neden-sonuç ilişkilerini görünür kılarak açık bir şekilde ortaya koymasıdır.

Bir ölçeğin geçerli olarak kabul edilebilmesi için bu soruya verilen yanıtın olumlu olması gerekir; yani ölçeğin gerçekten ölçülmek istenilen olgu, olay veya eşyayı ölçmekte olduğunu kabul edilmesi onun geçerli olduğunu gösterir. 

Kapalı uçlu soru tekniğinde uzun cevaplı sorular bulunmaz. Dolayısıyla deneğin uzun cevap vermesi söz konusu değildir.

Kavramlaştırma ve ölçüm siyaset hakkında geliştirilen kuramsal (teorik) önermeleri görgül (ampirik) gözleme dayalı sistematik sınama yoluyla yanlışlama etkinliğinin temel merhalelerinden birisi, hatta ilkidir. Kavramlaştırma gözlem yoluyla varlığını saptadığımız görgül dünya hakkında düşünmeye başladığımız noktada oluşur. Kavramlaştırma gözlemlediğimiz ya da ileride bir zamanda gözlemlemeyi hayal ettiğimiz bir olgunun (fenomenin) veya olayın(event) anlamlandırılması için zihnimizde yaptığımız bir canlandırmadır. Gözlem yoluyla ulaşabileceğimiz bir siyasal olgu veya olayın anlamını, karakteristik özelliklerini tanımlama ve zihnimizde biçimlendirerek adlandırma yoluyla yapılan kavramsallaştırma, siyaset hakkında soru sormak ve önermelerde bulunmak için atılan bir ilk adımdır. Kavramlar siyasal olgu veya olaylara verilen adlar veya yapıştırılan etiketlerdir.

Aslında bu nedensellik ilişkilerinin de mümkün olduğunda grafiklerle resmedilmesi tavsiye edilir. Böylelikle teknik olarak çok çetrefil görünen bir ilişki gayet rahat anlaşılabilecek ve verinin hikâyesi ortaya kendiliğinden çıkıverecektir.

Frekans dağılımlarını temsil eden bir özet bilgi ihtiyacı duyarız. Bunu da aslında temelde üç değişik şekilde yaparız. Birincisi dağılımın şekli üzerinde bir basit gözlem üretebiliriz. İkinci olarak dağılımdaki gözlemlerin etrafında yoğunlaştığı bir temsili değer bulmaya çalışırız. Üçüncü olarak da bu temsili değer etrafındaki dağılımın ne derece olduğunu gözleriz.

Tarihsel gelişim içinde en eski anket çalışmaları olarak genel nüfus sayımları gösterilebilir. Bu sayımlar bir bölgedeki tüm nüfusu öncelikle vergilendirme ancak daha sonraları da siyasi temsil amacıyla yapılmıştır.

Beş duyumuzla varlığını saptadığımız dünyaya görgül (ampirik / empirical) dünya adını veriyoruz.

Nitel alan araştırmalarının en güçlü yanları tavır, davranış ve söylemlerin çalışılmasında ve sosyal süreçlerin zaman içerisinde uğradıkları değişimlerin gözlemlenmesinde etkili olmalarıdır. Öte yandan bu araştırmaların güvenilirlik düzeylerinde sorun olabilmektedir. Diğer ifadeyle aynı araştırma tekrarlandığında aynı sonuçlara ulaşılması konusu tartışmalıdır. 

Bir moderatör eşliğinde yapılan görüşme yoluyla veri toplama tekniğine odak görüşme adı verilir.

Bir içeriğin araştırılan belirli bir özelliğe ne derece sahip olduğu, örneğin sahip olma sıklığı ortaya çıkarılmak isteniyorsa bu durumda kullanılacak yöntem nicel içerik analizi yöntemidir.

İki taraflı kör hakemlik sürecinden kast edilen de aslında basit bir kurumsal düzenlemedir. Makalelerin yayına sunulduğu dergiler editör(ler), yayın kurulu üyelerince yönetilirler. Bu dergilere yayınlanmak üzere gönderilen makaleler bu yöneticiler (genelde editör) tarafından makalenin konusu ve burada kullanılan yöntemlerde uzmanlaşmış birkaç hakeme değerlendirmek üzere gönderilir. Bu da sunulan bilgiyi daha değerli kılar.