Tasfiye sürecine girmiş bir ticaret şirketinin kanuni temsilcisi tasfiye memurudur ve 6183 sayılı Kanun’un 35. Maddesi gereğince vergi borcunun ödenmesinden bir kanuni temsilci olması nedeniyle sorumludur.

İleride tahakkuk edecek olan veya henüz vadesi gelmemiş bulunan ya da vadesi geçtiği hâlde henüz ödeme emri tebliğ edilmemiş bulunan amme alacağının tahsil güvenliğini sağlamak üzere yapılan hacze ihtiyati haciz adı verilir.

Tecil, kanuni düzenleme gereği asli ve fer’i amme alacaklarının hepsi için istenebilmektedir. Gecikme zammı, pişmanlık zammı, gecikme faizi için tecil talebinde bulunabilir. Doğru cevap C’dir.

Maliye Bakanlığı, 500’den fazla yükümlüsü bulunan vergi dairelerine para yatırmak bakımından yükümlülere, vadenin bitmesini takip eden tarihten başlayarak 15 gün içinde gün belli etmeye yetkili kılınmıştır. Doğru cevap B'dir.

Kamu tüzel kişilerinin başında devletin kendisi gelir. Ayrı tüzel kişiliği ve katma bütçesi olan genel müdürlüklerin her biri kamu tüzel kişisidir. Belediyeler, il özel idareleri ve köy tüzel kişiliği de kamu tüzel kişileridir. Doğru yanıt C'dir.

Bir alacağın kamu alacağı sayılabilmesi için özel hukuk sözleşmesinden, haksız fiil ve haksız iktisaptan doğmaması gerekmektedir. Dolayısıyla kiralama, satış gibi işlemlerden doğan alacaklar veya kamu mallarına zarar sonucu doğan alacaklar özel hukuk hükümlerine tabidir.

Askerlik malullerine, şehit ve yetimlerine verilen harp malullüğü zammı ve tekel beyiyeleri haczedilemez.

Vergi mahkemesinde dava açıldığı için tahsili durdurulan vergilerden taksit süreleri geçmiş olanlar, vergi mahkemesi kararına göre hesaplanan vergi ihbarnamesinin tebliği tarihinden itibaren 1 ay içinde ödenmesi gerekir.

Vergi Usul Kanununun 22. maddesinde “Verginin tahakkuku, tarh ve tebliğ edilen bir verginin ödenmesi gereken bir safhaya gelmesidir” denilmektedir. Verginin tahakkuku için ilgili idare her hangi bir işlem yapmadığından, dava konusu yapılamaz. Doğru cevap C’dir.

Mükellefin veya sorumlunun vergilendirme ile ilgili ödevlerini zamanında yerine getirmemesi veya eksik yerine getirmesi yüzünden verginin zamanında tahakkuk ettirilmemesi veya eksik tahakkuk ettirilmesine vergi ziyaı denir.Doğru yanıt C'dir.

Bakanlar kurulunun yetkileri arasında gecikme zammı oranını aylar itibariyle farklı olarak belirleme, gecikme zammını bileşik faiz usulüyle aylık, 3 aylık, 6 aylık veya yıllık olarak hesaplatma ve gecikme zammı oranı ile gecikme zammı asgari tutarını 2 katına kadar arttırma gibi unsurlar vardır.

Eldeki verilerle, bilanço esasına göre faaliyet gösteren kamu borçlularının likidite oranlarının hesaplanması için kullanılan formül de kullanılarak likidite oranı hesaplandığı takdirde elde ettiğimiz sonuç 1’den büyük olmaktadır. Likitide oranı (Dönen Varlıklar - Stoklar) / ( Kısa Vadeli Yabancı Kaynaklar) formulü ile bulunmaktadır. Buna göre likitide oranı (30.000 - 10.000) / (17.500) = 1.142'dir. Likidite oranının 1’den büyük olduğu durumlarda tecilin söz konusu olabilmesi için, tecil tarihinden itibaren geriye dönük dört ay içerisinde Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Kanunu’nun 105. Maddesinde belirtilen tabii afetlere maruz kalındığına ilişkin bir belge gerekmektedir. Olayımızda böyle bir belge bulunmadığı ve likidite oranı 1’den büyük olduğu için tecil yapılamayacaktır. Doğru cevap A'dır.

Maliye Bakanlığı, kredi kartı kullanılmak suretiyle yapılacak ödemelerde komisyon ödenmemesi için kamu alacağının vade tarihinden en geç 20 gün öncesine kadar belirlenecek bir sürede ödeme yapılması şartını getirmeye, ödemelerin; komisyonsuz veya komisyon karşılığı yapılma şekillerinden birini veya her ikisini birlikte kullandırmaya yetkilidir.

6183 sayılı Kanun kapsamına giren kamu alacakları; asli kamu alacakları (vergi, resim, harç, muhakeme gideri, vergi cezaları, para cezaları), fer’i kamu alacakları (gecikme zammı, tecil faizi, haksız çıkma zammı, gecikme faizi, pişmanlık zammı) kamu hizmetlerinin uygulanmasından doğan alacaklar (katılma payları, su bedelleri), kamu alacaklarının takip giderleri (ilan, haciz, muhafaza, satış giderleri) ile özel kanunlarda 6183 sayılı Kanun’a göre tahsili öngörülen alacaklar (oda aidatları, ecrimisiller) olarak belirtilebilir.

Haklarında ihtiyati haciz tatbik olunanlar; haczin uygulandığı, gıyapta yapılan hacizlerde ise haciz işleminin tebliğ edildiği tarihten itibaren 7 gün içinde, alacaklı vergi dairesinin yetki alanına dâhil olduğu vergi mahkemesine dava açabilir ve bu davada ihtiyati haciz tutar ve sebeplerine de itiraz edebilir. Doğru cevap C’dir.

Vergi dairesi, rapor kendisine intikal ettikten ve bu rapora göre tarhiyatı yaparak vergi ceza ihbarnamesini düzenledikten sonra, kendiliğinden amme alacağını tehlikede görerek, teminat isteyemez.

Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanun’un 105. Maddesi uyarınca yapılacak terkinde asıl yetkili Bakanlar Kurulu’dur.

Tahsil başlıklı Vergi Usul Kanununun 22. maddesi “verginin tahsili, kanuna uygun surette ödenmesidir” şeklinde tanımlamıştır. Kamu alacağı ödeme ile kalktığından 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanun hükümlerinin uygulanmasına gerek kalmamaktadır. Doğru cevap E’dir.

Tahsili Emval Kanunu 1909 yılında oluşturulmuştur.

6183 sayılı Kanun hükümlerine göre Devlet, il özel idareleri ve belediyeler dışındaki kamu tüzel kişilerinin alacakları her ne kadar 6183 sayılı Kanun’a göre tahsil ve takip edilebiliyor olsalar da kamu alacağı sayılamazlar. Burada 6183’e yapılan atıf, alacağın niteliğini değiştirip onu kamu alacağı yapmamakta sadece ilgili kamu tüzel kişisine 6183 sayılı Kanun hükümleri bağlamında takip ve tahsil yetkisi vermektedir. Kamu iktisadi teşebbüsleri ise devlet, il özel idaresi ve belediyelerden bağımsız bir özel hukuk tüzel kişiliğidir.