Vergi alacağının muaccel olması, alacaklı idarenin alacağının ödenmesini isteyebileceği ve vergi borçlusunun, bunu yerine getirmek zorunda olduğu durumu ifade etmektedir. Vergi hukukunda vergi borcunun muaccel olmasında ölçüt, verginin tahakkuk etmiş olmasıdır. Henüz tahakkuk etmemiş yani muaccel olmamış vergiler, kural olarak ödenemez. Doğru cevap B’dir.

AATUHK'nun 105'inci maddesine göre  doğal afetler nedeniyle terkin yetkisi Bakanlar Kuruluna aittir.

Terkin için başvuruda bulunulmaması hâlinde re’sen terkin yapılması mümkün değildir, yazılı başvuru gerekir.

Sırrın ifşası suçunun cezası bir yıldan üç yıla kadar hapis ve beş bin güne kadar adli para cezasıdır.

Vergi hukukunda vergi borcu ve fer’ilerini sona erdiren sebepler borcun kesinleşmesinden önceki ve sonraki sebepler olarak iki ayrı kısımda değerlendirilebilir. Bu sebeplerden birinci grupta yer alanlar Vergi Usul Kanunu’nda, ikinci grupta yer alanlar ise AATUHK’da düzenlenmiştir. Birinci grupta yer alanlara yanılma, hata ve düzeltme, uzlaşma, cezada indirim, tarh zamanaşımı örnek olarak verilebilir.

Borçlu ve ailesinin iki aylık yiyecek ve yakacakları haczedilemez.

6183 sayılı Kanunu’nun 110. maddesinde  kamu alacağının tahsiline engel olma suçunun cezası Kanun’da altı aydan üç yıla kadar hapis olarak belirlenmiştir.

Kendisine ödeme emri düzenlenip tebliğe edilen bir kimsenin, ödeme emrini düzenleyen kamu idaresinden kesinleşmiş ve ödeme safhasına gelmiş bir kamu alacağı var ise böyle bir durumda ödeme emrine karşı borcun mahsup edildiği iddiasıyla dava açıp ödeme emrinin iptalini sağlayabilecektir.

Suç teşkil eden fiiller; mülkden çıkarma, telef etme yahut değerden düşürme, gizleme, kaçırarak muvazaa yolu ile başkasının uhdesine geçirme veya aslı olmayan borçlar oluşturma, yahut alındılar verme, varlığı yok etme veya azaltma şeklindedir. Bu hareketlerden her hangi birinin yapılması suçun oluşumu için yeterlidir. Ancak tek şart değildir. Suçun maddi unsurunun gerçekleşebilmesi için bu fiiller neticesinde borçlunun kalan mallarının borcu karşılamaya yetmemesi gerekir. Örneğin kamu borçlusu bir kişinin mal varlığı kamu borcunun çok üzerinde ise bu mal varlığının bir kısmını elden çıkartması durumunda, kalan mal varlığı borcu zaten karşılıyorsa, suç oluşmaz.

Adli para cezasını vermekte görevli ve yetkili mahkeme, ödeme emrini tebliğ eden tahsil dairesinin yargı çevresinde yer aldığı sulh ceza mahkemesidir. 

Vergi alacağının silinmesi, yani tahsilinden vazgeçilmesine terkin denir.

6183 sayılı Kanunu’nun 107. maddesinin 6. fıkrası ile “6183 sayılı Kanun’un 41. maddesine göre kamu alacağını tahsil yetkisi verilen kuruluşlara (bankalar, kredi kuruluşları ve posta idaresine) yapacakları tahsile yönelik bilgilerin ve 22/A maddesine göre borcun olmadığına dair belgeyi arama zorunluluğu getirilen kurum ve kuruluşlara, ödeme ve işleme taraf olanlara ilişkin borç bilgilerinin verilmesi sırrın ifşası sayılmaz” denilerek bir hukuka uygunluk sebebi yaratılmıştır. Buna göre;
• Kamu alacağını tahsil yetkisi verilen kuruluşlara (bankalar, kredi kuruluşları ve posta idaresine) yapacakları tahsile yönelik bilgilerin verilmesi sırrın ifşası sayılmayacaktır.
• Kanun’un 22/A maddesine göre borcun olmadığına dair belgeyi arama zorunluluğu getirilen kurum ve kuruluşlara (bu konudaki açıklama ve uygulama için bkz. Ünite 2’de “Kamu Alacağı Ödenmeden işlem Yapma Yasağı” başlıklı bölüm), ödeme ve işleme taraf olanlara ilişkin borç bilgilerinin verilmesi sırrın ifşası sayılmayacaktır.

Bir alacağın ödenmesi için borçlunun parasına, aylığına veya malına icra dairesi tarafından el konulmasına haciz adı verilir.

6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkındaki Kanunun 48.nci maddesi uyarınca amme borcunun vadesinde ödenmesi veya haczin tatbiki veyahut haciz olunmuş malların paraya çevrilmesi amme borçlusunu çok zor duruma düşürecekse, borçlu tarafından yazı ile istenmiş ve teminat gösterilmiş olmak şartıyla, alacaklı amme idaresince veya yetkili kılacağı makamlarca; amme alacağı 36 ayı geçmemek üzere ve faiz alınarak tecil olunabilir. Doğru cevap D’dir.

Kamu alacaklarının tahsili, Tanzimat’tan önce iltizam usulüne göre yürütülmekteydi.

Menkul malların haczi ile ilgili ihâlelerde satılan mal bedeli tahsil edilmeden mal teslim edilmez. Ancak tahsil dairesi mal bedelinin ihâle gününü takip eden günden itibaren üç gün içinde ödenmesi için alıcıya mühlet (süre) verebilir.

Ödeme emrine karşı açılacak davada; borcun olmadığı, borcun kısmen ödendiği veya borcun zamanaşımına uğradığı iddiası dava sebeplerinden birini teşkil etmektedir. Doğru cevap E’dir.

Teferruğ kararı verilmeden evvel biçilen rayiç bedelin %75 veya fazlasıyla hariçten talip çıkarsa alacaklı kamu idaresi teferruğdan vazgeçer. Teferruğ bedeli olarak rayiç bedelin yarısı belirlenmiş olmasına karşın, borçlunun menfaatini korumak amacıyla teferruğ kararı verilinceye kadar dışardan bedelin %75 veya daha fazlasını veren olursa alacaklı kamu idaresinin tefferruğdan vazgeçmesi kabul edilmiştir

Kamu alacağı, vadesinin rastladığı takvim yılını takip eden takvim yılı başından 5 yıl içinde tahsil edilmezse zamanaşımına uğrar.

Amme alacağının ödememiş borçlulardan müddetinde mal beyanında bulunmayanların ödeme müddetinin başladığı tarihten geriye doğru 2 yıl içinde yapılan bağışlamalar hükümsüzdür.