Available Status, alan adının kullanıma uygun olduğunu ifade eder ve herhangi bir aracı firma ile kayıt edilip alınabilir. Doğru cevap B'dir.

Bilgisayar veya ag cihazının ag ortamına baglanıp, diger cihazlarla veri iletimini gerçeklestirdigi elektronik donanım bileseni ethernettir.

SEO “Search Engine Optimization” yani “Arama Motoru Optimizasyonu” nun kısaltmasıdır. SEO, arama motorlarına yönelik yapılan iyileştirme ve optimizasyon işlemlerinin web sitelerine uygulanma sürecidir. Site içi ve site dışı SEO olmak üzere ikiye ayrılmaktadır.

Hız: Bir web sitesine erişimin hızlı olması, kullanıcıların sistemden düşmesini, web sitesini terk etmesini önleyecek önemli ilkelerden biridir. Hız aynı zamanda kullanıcı etkileşimlerine web sitesinin cevap verme süresiyle ilgilidir. Bu nedenle web sitesinin büyük boyutlarda belge ve öge içermemesi, standart olmayan yazı tipi ve kod bileşenlerinin kullanılmaması, görsellere boğulmaması, otomatik video çalıştırma gibi kullanıcı isteği olmadan ögeler in çalıştırılmaması ve sade bir kodlamaya sahip olması gerekir. Böylece web sitesinin hızlı bir şekilde erişilebilir olması ve kullanıcı etkileşimlerine hızlı cevap vermesi sağlanabilir.

Kullanılabilirlik: web sitelerinde kullanım kolaylığına en fazla vurgu yapan tasarım ilkelerinden biridir. Bu ilke sunum katmanının da en önemli ilkelerinden biridir. Web sitelerinde kullanılabilirlik, sitenin kullanım kolaylığı ile ilgilidir. Kullanılabilirlikle ilgili web tasarımında dikkat edilmesi gereken önemli bazı noktalar şunlardır:

• Hedef kitle özelliklerine uygun bir tasarımın gerçekleştirilmesi,
• Kullanıcıya yardım, arama, iletişim ve site gibi kullanılabilirliği destekleyici bilesenlerin sunulması ve sitenin her yerinden bu bileşenlere erişimin sağlanması,
• Web sitesinde doğru yazı tipi ve renk karşıtlıklarıyla okunabilirliğin kolaylaştırılması.

Sadelik: Web sitelerinin sade bir tasarıma sahip olması önceki ilk iki ilke olan hız ve kullanılabilirliği de destekleyen bir tasarım ilkesidir. Web sitesinin içeriğe boğulmadan, basit, sade ve anlaşılır bir yapıya sahip olması gerekir. Böylece kolay ve akıcı bir tasarımla kullanıcının ilgisini devam ettirmek mümkün olacaktır. Bu da kullanıcının sistemde kalma süresini artıracaktır.

Uyumluluk: Bu ilke günümüz web sitelerinin olmazsa olmaz tasarım ilkelerinden biri hâline gelmiştir. Çünkü artık kisisel bilgisayarlarımızdan olduğu kadar cep telefonlarımızdan, tabletlerden ve akıllı telefonlarımızdan da web sitelerine ulaşıyoruz.

Bu da web sitelerinin her platformla uyumlu çalışmasını gerektiriyor. Responsive bir tasarıma sahip olan bir web sitesi de hem kullanıcıyı çeker

hem de kullanıcının web sitesine mobil hâldeyken de sürekli erişimini sağlar.

Modem: En yaygın kullanılan ağ bileşenlerinden biridir. Bilgisayarların telefon hatları yoluyla internete bağlanmasını sağlar. Bilgisayardan alınan dijital verileri analog sinyallere dönüştürerek telefon hatlarına aktarılmasını sağlar.

Hub: Gelen sinyalleri güçlendirip kabloya iletir. Repeater cihazından farkı daha fazla port girişi olmasıdır.

Repeater: Bir ağ segmentinin, izin verilen maksimum genişletmesini artırmak üzere kullanılabilen bir cihazdır.

Access Point: Bu cihaz kablolu bir ağa kablosuz erişim yapılmasını sağlar. Hub veya kablolu yönlendiricilere takılarak kablosuz iletişimin sağlanması için gerekli sinyalleri oluşturur.

Switch: Ağların içindeki diğer cihazlardan gelen veri paketlerini filtreleyerek ilgili en uygun porta gönderen cihazlardır.

www Tim Bernes-Lee tarafından tasarlanmıştır.

Apple Ipad Pro tablettir, e-kitap okuyuların bütün özelliklerine sahip değildir.

Kitap formatlarını gösterdikleri etkileşimlere göre sınıflandırdığımızda ilk sırada Geleneksel basılı kitaplar gelmektedir. Doğru cevap C'dir.

Web uygulamaları temelde statik veya dinamik sayfalardan oluşabilir. Dinamik sayfalar kullanıcının etkileşimine izin verir. Dinamik web tasarımlarında SQL, MySQL ve Oracle gibi veritabanları kullanılır.

Dosya Sunucusu (File Server): Belge, film, ses, fotoğraf ve dosyaların paylaşılan bir alan üzerinde merkezî depolama sistemi ile aynı ağa bağlı diğer bilgisayarlara paylaşımını ve barındırılmasını sağlayan sunuculardır. Bu sunucular dosyaların transferleri konusunda FTP (File Transfer Protocol) kullanır.

"Basılı kitapların dijital kitap okuyucu veya bilgisayar gibi ek donanımlarla okunabilmesi" basılı kitapların okuyucuya sağladığı avantajlardan biri değildir.

Donanımsal sunucular kendi içinde yapılarına göre sınıflandırılmaktadır. Bunlar;

1. Kule (Tower) Sunucular
2. Raf Tipi (Rack Mounted) Sunucular
3. Blade Sunucular

Bunlar dışında Storage Server, DAS (Direct Attached Storage) Sunucular, NAS (Network Attached Storage) Sunucular ve SAN (Storage Area Network) Sunucular da kullanılmaktadır.

ASP.Net

Devamlılık: Sistemlerin hata vermeden çalışabilir olmasının sağlanmasıdır. Donanım kaynaklı hatalar durumunda yedek sistemler devreye girerek otomatik bir şekilde çalışmaya devam eder.

Ölçeklenebilirlik: Sunucu altyapısının gereksinimlere göre güçlendirilmesi ve zayıatılmasıdır. İşlemci, RAM, disk kapasitelerinin artırılması, azaltılmasıdır. Doğru cevap B'dir.

Yaygın kullanıma sahip yazılımsal altyapıya göre gruplanmış server türleri;

• Web Sunucu (Web Server)
• Dosya Sunucusu (File Server):
• Veritabanı Sunucusu (Database Server)
• E-Posta Sunucusu (E-Mail Server)
• Vekil Sunucu (Proxy Server)
• Alan İsimlendirme Sistemi Sunucusu (Domain Name System Server)

Ilk internet agı ARPANET'dir.

E-Kitap

1971 yılında Michael Hart isimli başarılı bir girişimcinin önemli basılı eserlerin elektronik sürümlerini herkesin kullanabilmesi için başlattığı

Gutenberg Projesi (Project Gutenberg) elektronik kitaplar için önemli bir dönüm noktasıdır. Hart’ın düz metin formatında elektronik ortama aktardığı Amerikan Özgürlük Bildirgesi ise ilk e-kitaptır. Gutenberg Projesi ile ilk e-kitap ortaya çıkmış ve bir anlamda dijital kütüphanecilik de başlamıştır. 1987 yılında ilk hiper metin formatında ortaya çıkan Afternoon isimli e-kitap dijital kitapların gelişiminde bir diğer önemli gelişmedir. 1976 yılında başlatılan Oxford Text Archive girişimi, 1992 yılında İsveçlilerin yürüttüğü Runeberg Projesi ve 1994 yılında Almanların başlattığı Gutenberg-DE Projesi ile dijital kütüphanecilik çalışmaları hız kazanmıştır. 1990’lı yıllar ise e-kitapların gelişiminin büyük ivme kazandığı zamanlardır. 1993 yılında PDF 1.0 sürümü ile e-kitaplar içeriklerinde metin ve görselleri de barındırmaya başlamıştır. 1996 yılında PDF 2.0 sürümünün yayınlanmasıyla e-kitaplar, içeriğin daha fazla zenginleştiği bir formata dönüşmüştür

Yanıtınız yanlış ise “Yayıncılıkta Dijitalleşme” konusunu yeniden gözden geçiriniz.

1960’lı yıllarda ABD Savunma Bakanlığı tarafından desteklenen Savunma İleri Düzey Araştırma Projeleri Kurumu (DARPA - Defense Advanced Research Project Agency) tarafından gerçekleştirilen bu projede ilk ağ olan ARPANET (Gelişmiş Araştırma Projeleri Dairesi Ağı) ortaya çıkmıştır. ilk internet ağı olarak tarihe geçmiştir.