Zihin Felsefesi Final 6. Deneme Sınavı
Toplam 20 Soru1.Soru
Aşağıdaki filozoflardan hangisi psikolojik olguların “yönelimsel olarak varoluştan yoksun olması” olarak betimlemiştir ve bu özelliğin zihinsel olanla fiziksel olanı ayıran özellik olduğunu iddia etmiştir?
René Descartes |
Freud |
Franz Brentano |
Aristoteles |
Gilber Ryle |
Franz Brentano psikolojik olguların “yönelimsel olarak varoluştan yoksun olması” olarak betimlemiştir ve bu özelliğin zihinsel olanla fiziksel olanı ayıran özellik olduğunu iddia etmiştir.
2.Soru
Aşağıdakilerden hangisi heterofenomenoloji adını verdiği bir yaklaşımla bilinci, ayrıcalıklı erişim, yani birinci şahıs bilgisiyle değil, aksine üçüncü şahıs bilgisiyle erişilen bir şey olarak açıklamaya çalışır?
Dennett |
Nagel |
Chalmers |
Locke |
McGinn |
Dennett, heterofenomenoloji adını verdiği bir yaklaşımla bilinci, ayrıcalıklı
erişim, yani birinci şahıs bilgisiyle değil, aksine üçüncü şahıs bilgisiyle erişilen
bir şey olarak açıklamaya çalışır. Doğru cevap A seçeneğidir.
3.Soru
Aşağıdakilerden hangisi Chalmers’a göre bilincin açıklamaya çalıştığı olgularla ilgili sorunlardandır?
Bilişsel bir sistem yoluyla bilginin birleştirilmesi. |
Zihinsel durumların içe atılması. |
Dikkatin dağınık olması. |
Davranışın istemsiz bir şekilde kontrol edilmesi. |
Uyanıklık ve uyku halinin bütün olması. |
Chalmers bunları şöyle sıralar:
• Çevresel uyaranları birbirinden ayırt etme, sınıflandırma ve tepki verme
becerisi.
• Bilişsel bir sistem yoluyla bilginin birleştirilmesi.
• Zihinsel durumların dışa vurulabilirliği.
• Bir sistemin kendi içsel durumlarına erişebilme becerisi.
• Dikkatin belli bir noktada odaklanabilmesi.
• Davranışın istemli bir şekilde kontrol edilmesi.
• Uyanıklık ve uyku hali arasındaki ayrım (Chalmers, 2004: 618).
Doğru cevap A seçeneğidir.
4.Soru
I. Duygu ve hislere sahip olma kapasitesi
II. Geçmişi hatırlama, geleceği öngörme ve plan yapma yeteneği
III. Ahlaksal, estetik ve dinsel yargılarda bulunma yeteneği
IV. Soyut düşünme yeteneği
V. Dil kullanabilme yeteneği
Yukarıdakilerden hangisi/hangileri kişi olmayı belirleyen zihinsel özellik ve kapasiteleri işaret eder?
I. Duygu ve hislere sahip olma kapasitesi
II. Geçmişi hatırlama, geleceği öngörme ve plan yapma yeteneği
III. Ahlaksal, estetik ve dinsel yargılarda bulunma yeteneği
IV. Soyut düşünme yeteneği
V. Dil kullanabilme yeteneği
Yukarıdakilerden hangisi/hangileri kişi olmayı belirleyen zihinsel özellik ve kapasiteleri işaret eder?
I,II, III, IV |
II,III, IV, V |
I, III, IV, V |
I, II, IV, V |
I, II, III, IV, V |
“çünkü; bir insanın, algıladığını algılamaksızın algılaması imkansızdır. Bir şeyi gördüğümüz, işittiğimiz, kokladığımız, tattığımız, hissettiğimiz, derinsel düşün- düğümüz ya da istediğimiz zaman, tüm bu yaptıklarımızın ayırdındayızdır” (Loc- ke, 1999: II, 27, 11). Locke için bu özellikler, sadece kişi olmanın belirleyicileri ol- manın ötesinde, kişi olmanın temel dayanağını oluştururlar. Dolayısıyla kişiliğin özü, özsel bilinçtir.
Kişi olmayı belirleyen zihinsel özellik ve kapasiteleri genel olarak şöyle sırala- yabiliriz:
• Duygu ve hislere sahip olma kapasitesi
• Geçmişi hatırlama, geleceği öngörme ve plan yapma yeteneği
• Ahlaksal, estetik ve dinsel yargılarda bulunma yeteneği
• Soyut düşünme yeteneği
• Dil kullanabilme yeteneği
• O¨zsel bilince ve öznelliğe sahip olma yeteneği
• Kişilerarası ilişkiler kurabilme ve yürütebilme yeteneğidir.
5.Soru
Zihinsel olayların mekanik beyin süreçlerinin yan ürünü olduğunu ileri süren düalist görüş aşağıdakilerden hangisidir?
Nitelik düalizmi |
Psiko-fiziksel paralelizm |
Aranedencilik |
Epifenomenalizm |
İşlevselcilik |
Epifenomenalizm zihinsel olayların mekanik beyin süreçlerinin yan ürünü olduğunu ileri süren düalist bir kuramdır. Epifenomenalizmde nedensellik tek yönlüdür, yalnızca fiziksel olaylar zihinsel olayların nedeni olabilir.
6.Soru
-
Zihinsel durumların dışa vurulabilirliği.
-
Bir sistemin kendi içsel durumlarına erişebilme becerisi.
-
Dikkatin belli bir noktada odaklanabilmesi.
-
Davranışın istemli bir şekilde kontrol edilmesi.
-
Davranışsal bir sistem yoluyla bilginin birleştirilmesi.
Yukarıdakilerden hangisi/hangileri Chalmers’a göre, bilinçle ilgili sorunlardandır?
-
Zihinsel durumların dışa vurulabilirliği.
-
Bir sistemin kendi içsel durumlarına erişebilme becerisi.
-
Dikkatin belli bir noktada odaklanabilmesi.
-
Davranışın istemli bir şekilde kontrol edilmesi.
-
Davranışsal bir sistem yoluyla bilginin birleştirilmesi.
Yukarıdakilerden hangisi/hangileri Chalmers’a göre, bilinçle ilgili sorunlardandır?
I, II, III, IV |
I, II, III, V |
II, III, IV, V |
I, III, IV, V |
I, II, III, IV, V |
David Chalmers, bilinçle ilgili sorunların çeşitliliğini belirtirken bilincin, tek bir olguyla ilişkili olmamasından ve anlamının bulanık olmasından kaynak- landığını söyler. Chalmers’a göre, bilinçle ilgili sorunların çoğu, bilincin açıklama- ya çalıştığı olgularla ilgili sorunlardır. Chalmers bunları şöyle sıralar:
-
C¸evresel uyaranları birbirinden ayırt etme, sınıflandırma ve tepki vermebecerisi.
-
Bilişsel bir sistem yoluyla bilginin birleştirilmesi.
-
Zihinsel durumların dışa vurulabilirliği.
-
Bir sistemin kendi içsel durumlarına erişebilme becerisi.
-
Dikkatin belli bir noktada odaklanabilmesi.
-
Davranışın istemli bir şekilde kontrol edilmesi.
-
Uyanıklık ve uyku hali arasındaki ayrım
-
7.Soru
Paralelizm görüşünü savunanlar Descartes’ın yaptığı yer kaplayan maddesel töz ve düşünen zihinsel töz olarak ayrımını kabul ederler fakat neyi reddederler?
Kişiye özel oluşunu |
duygularımız ile edindiğimiz bileğilerin yanıltıcı olduğunu |
zihinsel olanın beyin süreçleri, davranış gibi fiziksel dünyanın belli özellikleriyle özdeş olduğu fikrini |
zihinsel ve fiziksel olayların nasıl etkileştiğini |
iki tözün nedensel olarak etkileştiğini |
Psikofiziksel paralelizm zihinlerin ve bedenlerin nedensel olarak etkileşmediklerini ama zihinsel ve fiziksel olayların bir insan varlığında ilişki içinde olduğunu iddia eden düalist görüştür. Paralelizm görüşünü savunanlar Descartes’ın yaptığı yer kaplayan maddesel töz ve düşünen zihinsel töz olarak ayrımını kabul ederler, ancak bu iki tözün nedensel olarak etkileştiğini reddederler.
8.Soru
Aşağıdakilerden hangisi 17. yüzyıl düşünürü olan ve deneyci bir yaklaşımla bundle (yığın) kuramını ortaya atan Hume’un görüşlerini yansıtmamaktadır?
Gerçek bilgiye ulaşmanın yolu duyu organlarından geçmektedir. |
Sürekli, değişmeyen bir kendilik fikri bir yanılsamadır. |
Gerçek bilgiye ulaşmada esas olan izlenimlerdir. |
Kendilik tasarımı, kendilik izleniminden elde edilmektedir. |
Birbirinden ayrı algılarımız arasında gerçek bir bağlantı yoktur. |
17. yüzyıl düşünürü olan Hume, deneyci bir yaklaşımla bundle (yığın) kuramı olarak bilinen görüşü ortaya atmıştır. Materyalist bir düşünür olan Hume, bedenden bağımsız ölümsüz bir zihin fikrini reddetmiştir. Gerçek bilgiye ulaşmanın yolunun duyu organlarından geçtiğini söyleyen Hume’a göre, esas olan izlenimlerdir. İzlenimlerin bir araya gelmesiyle basit fikirler ve bunların çağrışımlar yoluyla bir araya gelmesiyle de karmaşık fikirler oluşur. Kendilik böyle fikirler ve izlenimlerden oluşmuş bir yapı olduğu için, kendiliğin özdeşliği diye bir şey de olamaz. Çünkü; kendilik söz konusu olduğunda, ne beyinde kendiliğe karşılık gelen anatomik bir yapı, ne de tek ve birleşik bir kendilik deneyimine karşılık gelen bir izlenim, bir zihinsel durum yoktur. Kendiliğin varlıksal bir karşılığı olmaması, İngiliz deneyci düşünür Hume’u, kendiliğin varlığını reddetmeye yöneltmiştir.
Kendiliğin tanımı gereğince, kendilik tasarımı, kendilik izleniminden elde edilemez. Aynı zamanda hiçbir izlenim, hayat boyu sürekli aynı kalamayacağı için, herhangi bir başka izlenimden de elde edilemez. Dolayısıyla gerçek bir kendilik tasarımına sahip olamayız. Hume’a göre “tüm ayrı algılarımız ayrı varoluşlardır ve zihin, hiçbir zaman ayrı varoluşlar arasında gerçek bir bağlantı algılamaz” (Hume, 2009: 420-21). Yani birbirinden ayrı algılarımız arasında gerçek bir bağlantı yoktur, ama biz, yine de onların birbirine bağlı olduğunu düşünürüz. Hume benzerlik, bitişiklik ve nedensellik ilişkilerine dayanarak, bu farklı algılar arasında onları birleştiren bir bağlantı olduğunu hissettiğimizi, kişisel özdeşlik fikrinin de “tümüyle düşünce yetisinin bağlantılı bir tasarımlar zinciri boyunca, yukarıda açıklanan ilkelere göre pürüzsüz ve kesintisiz bir şekilde ilerlemesinden kaynaklanan” (Hume, 2009: 179) hayali, uydurma bir tasarım olduğunu söyler.
9.Soru
Aşağıdakilerden hangisi Dennett'in, Descartes’ın kişinin kendi zihninin içeriklerini şüpheye düşmeyecek bir şekilde ve dolaysız olarak bildiğini, beyinle süngersi bez (pineal gland) adını verdiği bir yerde etkileştiği fikrini ifade etmektedir?
Kartezyen tiyatro |
Zihinsel içerik |
Heterofenomenoloji |
Kendilik bilinci |
Evrimsel değişim |
Dennett, Descartes’ın kişinin kendi zihninin içeriklerini şüpheye düşmeyecek bir şekilde ve dolaysızolarak bildiğini, beyinle süngersi bez (pineal gland) adını verdiği bir yerde etkileştiği fikrini, Kartezyen Tiyatro olarak isimlendirir ve reddeder.
10.Soru
Zihinsel durum ve olayları, belli bir davranışı eğilimli olma haline indirgemeye çalışan görüş aşağıdakilerden hangisidir?
Davranışçılık |
Materyalizm |
Nitelik Düalizmi |
Epifenomenalizm |
İdealizm |
Davranışçılık zihinsel durum ve olayları, belli bir davranışı eğilimli olma haline indirgemeye çalışan görüştür.
11.Soru
Kendilik, bir şey olarak ortaya konduğunda, akla ilk gelen “nasıl bir şeydir?” sorusu, kendiliğin hangi özelliğine işaret etmektedir?
Kendiliğin belli bir zamanda tek oluşu |
Kendiliğin bir eyleyici oluşu |
Kendiliğin deneyimin öznesi oluşu |
Kendiliğin bir kişiliğe sahip olması |
Kendiliğin varlıksal olarak ayrı oluşu |
Kendilik, bir şey olarak ortaya konduğunda, akla ilk gelen soru “nasıl bir şeydir?” sorusudur ve bu sorunun da ilk akla gelen yanıtı “deneyimin öznesi”dir. Deneyimin öznesi nedir diye sorulacak olursa bu sorunun cevabı, her birimiz için çok açık ve yalın görünür. Susan Greenfield’in (2000) işaret ettiği gibi, her birimiz, kendimizin tek olduğundan ve öznel bilince sahip olduğumuzdan hareketle bir deneyim öznesi olmanın nasıl bir şey olduğunu biliriz.
12.Soru
Yalnızca tek bir tözün, fiziksel tözün var olduğunu savunan görüş hangisidir?
İdealizm |
Töz düalizm |
Materyalizm |
Epifenomenalizm |
Paralelizm |
Materyalizm ya da fizikalizm yalnızca tek bir tözün, fiziksel tözün var olduğunu
savunan görüştür.
13.Soru
Transendental idealizm hangi düşünürle özdeşleştirilir?
John Locke |
David Hume |
Immanuel Kant |
George Berkeley |
Sokrates |
Kantçı idealizm olarak da bilinen transendental idealizme göre, bilginin bütün etkin ilkeleri önsel olarak zihinde bulunmakla birlikte bilginin içeriği deneyim aracılığıyla edinilir.
14.Soru
I. Bilincin özüdür. II. Bir anlamıyla kişinin, kendi zihinsel durumlarının bilgisine nasıl eriştiğiyle bağlantılıdır. III. Öz bilinç veya kendilik bilinci olarak da tanımlanır. IV. Genellikle “doğrudan ya da dolaysız farkındalık” ya da “ayrıcalıklı erişim” diye adlandırılan bilinç durumudur. V. Bilinçle ilgili yapılan çeşitli tanımların ortak özelliği, bilinci fenomenolojik ve davranışsal yönden öznel deneyimin nasıl ifade edildiği bakımından ele almalarıdır. Yukarıda öznellikle ilgili verilen ifadelerden hangileri doğrudur?
I, II, III, IV |
I, II, IV, V |
I, III, IV, V |
II, III, IV, V |
I, II, III, IV, V |
O¨znellik sıklıkla bilincin özü olarak düşünülür. O¨znellik, bir anlamıyla kişinin, kendi zihinsel durumlarının bilgisine nasıl eriştiğiyle bağlantılıdır. Bilinçle ilgili yapılan çeşitli tanımların ortak özelliği, bilinci fenomenolojik ve davranışsal yönden öznel deneyimin nasıl ifade edildiği bakımından ele almalarıdır. Bu genellikle “doğrudan ya da dolaysız farkındalık” ya da “ayrıcalıklı erişim” diye adlandırılan bilinç durumudur. O¨rneğin; karnımıza şiddetli bir ağrı saplandığında bu ağrıyı doğrudan birinci şahıs formunda hissederek biliriz. Ya da bir seyahate gitmek istediğimizi doğrudan kendi arzularımızı çözümleyerek biliriz. Kendi algılarımızı, duygula- rımızı, isteklerimizi, düşüncelerimizi, niyetlerimizi, anılarımızı bilmek için, bir takım davranışsal, sözel ipuçlarına dayanmak ya da çıkarsama yapmak zorunda değilizdir. Bunlar bizim ilk elden, aracısız edindiğimiz deneyimlerdir. Biz bunları kendimiz deneyimlediğimiz için, dolaysız olarak ayrıcalıklı bir erişimle biliriz.
15.Soru
Beynin bilincin nedensel temeli olduğunu kabul eden, ama bu bağlantının doğasının, bizler için bir giz olduğunu iddia eden araştırmacılara ne denir?
İdealistler |
Kantçılar |
Yeni gizemciler |
Tüm ruhçular |
Yönelimciler |
Bir bilinç kuramının, hangi tür olgular üzerinde yoğunlaşması gerektiği konusunda tam bir uzlaşım olmaması, Colin McGinn (1991) gibi bazı düşünürleri de Nagel gibi, bilincin, henüz çözmekten uzak olduğumuz bir mit olduğu düşüncesine itmiştir. Beynin bilincin nedensel temeli olduğunu kabul eden, ama bu bağlantının doğasının, bizler için bir giz olduğunu iddia eden araştırmacılara yeni gizemciler adı verilir.
16.Soru
"Gerçekten var olduğundan ve bilgisinden emin olabileceğimiz tek şey izlenimlerdir."
Bu görüş kime aittir?
Hume |
Locke |
Berkeley |
Descartes |
Kant |
Hume’un benlik ya da kendilik idesinin de aynen, nedensellik idesi gibi, duyumsal bir karşılığı olmadığını, dolayısıyla anlamsız olduğunu savunur. Hume için gerçekten var olduğundan ve bilgisinden emin olabileceğimiz tek şey izlenimlerdir.
17.Soru
Zihin ve beden arasında bir nedensellik ilişkisini savunan düalist görüşün adı nedir?
Parelelizmcilik |
İşlevselcilik |
Birleştiricilik |
Etkileşimcilik |
Bilişselcilik |
Descartes’ın, zihni ve maddeyi birbirine indirgenemeyen, ama aralarında neden sellik ilişkisi olan iki töz olarak kabul eden görüşüdür. Zihin ve beden arasında böyle bir nedensellik ilişkisini savunan bu düalist görüş psiko-fiziksel etkileşimcilik ya da kısaca etkileşimcilik (interactionaism) olarak bilinir.
18.Soru
“Phaidros diyaloğunda, psişe’yi akıllı kısım, irade ya da tinli kısım, arzulayan kısım olarak ayırıp, beyaz at ile temsil edilen irade ve siyah at ile temsil edilen arzulayan kısmın, akıllı kısmı temsil eden sürücü tarafından sürüldüğünü söylerken insan zihninin çoğulluğuna işaret etmekteydi.”
Yukarıdaki paragrafta hangi düşünürden bahsetmektedir?
Augustine |
Freud |
Eric Berne |
Platon |
Kant |
Platon, Phaidros diyaloğunda, psişe’yi akıllı kısım, irade ya da tinli kısım, arzulayan kısım olarak ayırıp, beyaz at ile temsil edilen irade ve siyah at ile temsil edilen arzulayan kısmın, akıllı kısmı temsil eden sürücü tarafından sürüldüğünü söylerken insan zihninin çoğulluğuna işaret etmekteydi.
19.Soru
Sinir hücrelerini temsil eden birçok basit işlemci yoğun bir şekilde birbirine bağlanırsa milyonlarca satırlık kodlar yazmak zorunda kalmadan beyin benzeri davranış elde edilebileceğini savunan yaklaşım aşağıdakilerden hangisidir?
Sembolik yapay zeka yaklaşımı |
Kuvvetli yapay zeka yaklaşımı |
Zayıf yapay zeka yaklaşımı |
Yapay sinirsel sistemler yaklaşımı |
Biyolojik yaklaşım |
Beyni taklit eden bağlantılı ya da yapay sinirsel sistemler yaklaşımının çıkış noktası, beynin yapısı üzerine yapılan çalışmalardır. Beynin en göze çarpan özelliği, sinir hücreleri arasındaki yoğun bağlantıdır. Bu yaklaşımı savunanlara göre, eğer sinir hücrelerini temsil eden birçok basit işlemci yoğun bir şekilde birbirine bağlanırsa milyonlarca satırlık kodlar yazmak zorunda kalmadan beyin benzeri davranış elde edilebilir. Zeka ya da düşünme, birçok işlemcinin birbirine bağlanmasıyla kendiliğinden ortaya çıkabilir. Yapay sinirsel sistemlerin dikkate değer özelliği, sembolik yapay zeka gibi programlanmış değil, aksine eğitilmiş olmalarıdır.
20.Soru
Nörolojiden edinilen kimi bulgular ve psikopatolojik bozukluklar yöne- limsel zihin halleri gibi gülün kırmızılığını görmek, buzun soğukluğunu hissetmek ve bunları sözel olarak ifade etmek gibi bazı nitel zihin hallerinin de her zaman bi- linçli olmadığını göstermektedir. Aşağıdakilerden hangisi bu konudaki en önemli bulgu kaynağıdır?
Nörolojiden edinilen kimi bulgular ve psikopatolojik bozukluklar yöne- limsel zihin halleri gibi gülün kırmızılığını görmek, buzun soğukluğunu hissetmek ve bunları sözel olarak ifade etmek gibi bazı nitel zihin hallerinin de her zaman bi- linçli olmadığını göstermektedir. Aşağıdakilerden hangisi bu konudaki en önemli bulgu kaynağıdır?
Geçmiş deneyimler |
Farkındalık |
Öznellik |
Nörolojik hastalıklar |
Yönelimsellik |
Nörolojiden edinilen kimi bulgular ve psikopatolojik bozukluklar yöne- limsel zihin halleri gibi gülün kırmızılığını görmek, buzun soğukluğunu hissetmek ve bunları sözel olarak ifade etmek gibi bazı nitel zihin hallerinin de her zaman bilinçli olmadığını göstermektedir. Bu konudaki en önemli kanıtlar beyin hasarından kaynaklanan amnezi (unutkanlık) sendromu ve “kör görü” (blindsight) adı verilen bir nörolojik hastalıkla ilgili bulgulardan gelmektedir. Her iki grup hasta öğrenme ve öğrendiğini uygulama yönünden yeteneklerini kaybetmemiş olsalar da, bunu yapabildiklerinin farkına varamamaktadırlar. Amnezi hastaları, bütün algısal ve bi- lişsel becerilerini, normal olarak korumalarına rağmen, bir dakika önce ne yaptık- larını ya da kim olduklarını hatırlayamamaktadırlar. Ancak; her zihinsel durumun, mutlaka kişinin bilincinde olmadığının en çarpıcı örneğini, “kör görü” hastaları oluşturmaktadır.
-
- 1.SORU ÇÖZÜLMEDİ
- 2.SORU ÇÖZÜLMEDİ
- 3.SORU ÇÖZÜLMEDİ
- 4.SORU ÇÖZÜLMEDİ
- 5.SORU ÇÖZÜLMEDİ
- 6.SORU ÇÖZÜLMEDİ
- 7.SORU ÇÖZÜLMEDİ
- 8.SORU ÇÖZÜLMEDİ
- 9.SORU ÇÖZÜLMEDİ
- 10.SORU ÇÖZÜLMEDİ
- 11.SORU ÇÖZÜLMEDİ
- 12.SORU ÇÖZÜLMEDİ
- 13.SORU ÇÖZÜLMEDİ
- 14.SORU ÇÖZÜLMEDİ
- 15.SORU ÇÖZÜLMEDİ
- 16.SORU ÇÖZÜLMEDİ
- 17.SORU ÇÖZÜLMEDİ
- 18.SORU ÇÖZÜLMEDİ
- 19.SORU ÇÖZÜLMEDİ
- 20.SORU ÇÖZÜLMEDİ