Siyaset Sosyolojisi Ara 12. Deneme Sınavı
Toplam 20 Soru1.Soru
Aşağıdakilerden hangisi siyaset sosyolojisi için kimliği açık ve seçik olmayan melez bir disiplin demiştir?
Lipset |
Duverger |
Rokkan |
Mills |
Giddens |
Stein Rokkan siyaset sosyolojisi için kimliği açık ve seçik olmayan melez bir disiplin demişti
2.Soru
Siyaset Sosyolojisinin konusu hakkında söylenenlerden en kapsayıcı olanı hangisidir?
Siyaset Sosyolojisi, siyaset-tarih ilişkisini konu olarak alır |
Siyaset Sosyolojisi, siyaset-toplum ilişkisini konu olarak alır |
Siyaset Sosyolojisi, siyaset-coğrafya ilişkisini konu olarak alır |
Siyaset Sosyolojisi, siyaset-ekonomi ilişkisini konu olarak alır |
Siyaset Sosyolojisi, siyaset-hukuk ilişkisini konu olarak alır |
Siyaset Sosyolojisi, siyaset-toplum ilişkisini konu olarak alır. Siyaset Sosyolojisinin söz konusu ilişkiyi siyasetin toplumu, toplumun da siyaseti etkilediği iki yönlü bir ilişki olarak ele alması onu Siyasetin Sosyolojisi ve Siyaset Biliminden farklılaştırır
3.Soru
Tocqueville'e göre demokrasi ve sivil toplum ilişkisi nasıldır?
Devlet demokratikleşme için sivil toplumun yanlışlarını düzeltme yetkisine sahiptir.
|
Demokratikleşme için devletin otoritesi olmalıdır.
|
Sivil toplum yöneticileri devlet tarafından belirlenmelidir.
|
Devlet kapitalist ilişkilerin içinde olmamalıdır.
|
Devletin baskıcı olma olasılığı ancak sivil toplum varlığı ile engellenebilir.
|
4.Soru
Marx'a göre ilk tarihsel eylem aşağıdakilerden hangisidir?
Maddi yaşamın üretimi |
Manevi yaşamın üretimi |
Yazının bulunuşu |
Paranın bulunuşu |
Tekerleğin icadı |
İnsan temel ihtiyaçlarını gidermek için çalışma eylemiyle doğayı dönüştürür. Böylece, temel ihtiyaçların giderilmesine yönelik araçların üretimi, yani maddi yaşamın üretimi, ilk tarihsel eylem olarak karşımıza çıkar
5.Soru
Toplumu sembolik olarak kavramsallaştıran bir sosyal bilimcinin bilim yapma ve bilimsel inceleme edimleri arasında yer alamayacak özellik aşağıdakilerden hangisidir?
Sosyal süreçleri anlamaya çalışırken özenelerin ilgilerini de incelemesine konu eder. |
Aktörlerin sahip olduğu inanç ve değerlerinin sosyal davranışlarına etkileri hakkında çıkarımlarda bulunmaya çalışır. |
Sosyal etkileşimleri kendisinin de bir sosyal aktör olarak katıldığı düzenekler içinde anlamaya çalışır. |
Toplumsal gerçekliği değer yargılarından bağımsız ve objektif olarak incelemeyi esas alır. |
İnceleldiği sosyal gerçeklikte öznelerin eylemlerinin amaçlarını da anlamaya çalışır. |
Sembolik toplum kavramlaştırmasında, toplumsal hayatı oluşturan ilişkiler ağı sembolik nitelik taşır ve toplum üyelerinin eylemleri ancak sembolik bir bütünlük içinde yer aldığı zaman anlam kazanır. Bir başka deyişle, toplum üyelerinin eylemi, sembolik bir temellendirmeye tabi olduğu zaman eylem niteliğine bürünür. Bu kavramlaştırmaya göre, toplumsal hayat sembolik olarak kurulmuştur. Sembolik toplum kavramlaştırması yorumsamacı (hermenötik) sosyal bilim anlayışına dayanır. Yorumsamacı sosyal bilim anlayışına göre, toplumsal gerçeklik mahiyeti itibariyle doğal gerçeklikten farklıdır. Toplumsal gerçeklik insanın içinde olduğu ve dolayısıyla oluşumunda insani ilgi, çıkar ve değerlerin önemli bir role sahip olduğu bir inceleme alanıdır. Bu anlamda, toplumsal gerçeklik mesafeli durularak açıklanabilecek bir inceleme alanı olarak değil, ancak içerisine girilerek anlaşılabilecek bir inceleme alanı olarak düşünülmek durumundadır. Toplumsal gerçeklik değer yargılarından bağımsız olmadığı ve onu inceleyen sosyal bilimci de belirli değerlere sahip olduğu için genel olarak sosyolojide, özgül olarak ise siyaset sosyolojisinde elde edilen bilgi, nesnel ve kesin olmayıp bakış açısına göre değişen bir karaktere sahiptir. Sosyolog veya siyaset sosyoloğu tam da bu nedenle toplumsal gerçeği açıklamaya değil anlamaya ve yorumlamaya çalışır. Buna karşılık Pozitivist sosyal bilim anlayışı, gerçekliği, insanın dışında olan bir şey olarak ele alır. Pozitivist yaklaşım, buradan hareketle, olgu-değer ayrımına giderek sosyoloğun toplumsal gerçekliği değer yargılarından bağımsız olarak inceleyebileceği ve objektif bir bilgiye ulaşabileceğini varsayar.
6.Soru
(I) Siyasal olan, farklı toplumsal bağlamlarda ortaya çıkar ve bu ilişkisellik karşıtlıklar üzerine kuruludur. (II) Dost ve düşman böylesi karşıt ilişkinin temel kategorisidir. (III) Bu ilişki homojen iki varlık arasında olup bir taraf diğerini bütünüyle dışlar. (IV) “Biz ve onlar” kategorisi, siyasetin toplumsal yaşamda farklı nedenlerle, farklı biçimlerde ortaya çıkan ilişkisel niteliğine dikkat çeker. (V) Siyasal olan bu karşıtlık ilişkisinden kaynaklansa da bu ayrım düşmanlıktansa olumsal bir nitelik taşır.
Yukarıdaki numaralandırılmış ifadeler hangisi anlamı bozmaktadır?
I |
II |
III |
IV |
V |
Carl Schmitt, siyasal olanı karakterize eden söz konusu antagonizmanın, son tahlilde, dost-düşman ayrımı olduğunu belirtir. Kuşkusuz bu ilişkiyi, homojen iki varlık arasında söz konusu olan ve bir tarafın diğerini bütünüyle dışladığı bir düşmanlık ilişkisi biçiminde algılama zorunluluğu yoktur. Biz ve onlar olumsal oldukları için, toplumsal yaşamda farklı bağlamlarda, farklı nedenlerle, farklı biçimlerde kendini gösteren biz-onlar ayrımından söz edilebilir. Yanıt C şıkkıdır.
7.Soru
Aşağıdakilerden hangisi İtalya’nın Stresa kentinde 1959 yılında toplanan “IV. Dünya Sosyoloji Kongresi”nde komite kurulması için ilk teklifini yapan sosyal bilimcilerden değildir?
Eisenstadt
|
M. Janowitz
|
S. M. Lipset
|
S. Rokkan
|
Reinhard Bendix
|
8.Soru
Aşağıdakilerden hangisi Karl Marx'a ait bir düşünce değildir?
Bir toplumsal düzenden diğerine geçiş çatışma ile mümkündür. |
Her toplumsal düzen, bir öncekine göre daha iyi bir aşamaya karşılık gelir. |
Yeni toplumsal düzeni ortaya çıkaracak koşullar bir önceki toplumsal düzenin içinden ortaya çıkar. |
Komünist toplum, insanın kendi emeğine yabancılaştığı toplumsal ilişkilerin sürdüğü bir toplum olacaktır. |
Marx'a göre özgürlük tarihsel gelişimin nihai evresi olan komünist toplumda mümkün olacaktır. |
Komünist toplumdan önceki toplum biçimleri, insanın kendini gerçekleştirmesine uygun olmayan üretim ilişkilerini barındırdıkları için, yabancılaşmanın hüküm sürdüğü toplum biçimleridir. Marx’a göre özgürlük, herhangi bir toplumsal yaşam içerisinde değil, tarihin nihai evresine karşılık gelen komünist toplumda mümkün olacaktır.
9.Soru
(I) Polis
(II) Yasama
(III) Jandarma
(VI) Bürokratlar
(V) Bakanlar
Yukarıdaki numaralandırılmış ifadelerden hangisi, devletin somutlaşmasını sağlayan kurumlarından biridir?
I |
II |
III |
IV |
V |
Devleti meydana getiren kurumları yasama, yargı ve yürütme olup bunlar devletin somutlaşmış görünen yüzüdür. Yanıt B şıkkıdır.
10.Soru
Aşağıdakilerden hangisi, Türkiye’de sivil toplum-devlet ilişkisinin demokratikleşmesi için yapılması gerekenlerden biri değildir?
Devlet, siyasete toplumu dizayn etmeye yarayan bir araç olarak değil, toplumsal sorunların çözüm alanı olarak bakmalıdır. |
Sivil toplum siyaseti güç elde etme aracı olarak değil, sorunların çözümüne katılma etkinliği olarak görmelidir. |
Muhalefete tahammül edilmelidir. |
Devletin ekonomi alanındaki rolü rasyonel sınırlara çekilerek sivil toplum örgütlerinin devletle eşit mesafede ve ekonomik olarak öz örgütlenmelerini gerçekleştirmeleri sağlanmalıdır. |
Devlet, sivil toplumdaki farklılıkları homojenleştirmelidir. |
Türkiye’de sivil toplum-devlet ilişkisinin demokratikleşmesi için yapılması gerekenlerden üç başlıkta toplanabilir: İlk olarak devletin ve toplumun siyasete bakış açısının değişmesi gerekmektedir. İkinci olarak demokrasinin muhalefete tahammül etmek olduğu içselleşmelidir. Üçüncü değişmesi gereken anlayış ise toplumsal yaşam tarzını belirleyen ekonomi siyasalarıdır.
Yanıt E şıkkıdır.
11.Soru
Hegemonya kavramı ile ilgili olarak, Gramsci’nin kullandığı anlamıyla düşünüldüğünde, söylenemeyecek ifade aşağıdakilerden hangisidir?
Hegemonya içerisinde rızanın da bulunduğu bir hakimiyet biçimine karşılık gelir.
|
Hegemonya kurma mücadelesi ideolojik bir mücadeledir.
|
Hegemonya kurma mücadelesinin yürütüldüğü temel alan sivil toplumdur.
|
Hegemonya kurma mücadelesinde organik aydınlar önemli bir rol oynar.
|
Hegemonya bir toplumsal sınıfın güç yoluyla hakimiyet kurması anlamına gelir.
|
12.Soru
Aşağıdakilerden hangisi siyaset olgusunu çözümlemeye çalışan yaklaşımlardan ençok rağbet görenidir?
Sosyolojik yaklaşım |
Tarihsel yaklaşım |
Psikolojik yaklaşım |
Ekonomik yaklaşım |
Hukuki yaklaşım |
Siyaset olgusu birçok boyutuyla akademisyenlerin ilgisini çekegelmiş; bazen birbirine zıt, bazen birbirini tamamlayıcı yaklaşımlarla çözümlenmeye çalışılmıştır. Bu yaklaşımların en çok rağbet görenlerinin başında sosyolojik olanı gelmiştir.
13.Soru
Marx'a göre, bir toplumsal düzende, üretim güçlerindeki gelişim belirli bir düzeye ulaştığında ekonomik yapı değişir ve bu değişim, ekonomik yapı ile mevcut üst yapı arasında bir çatışmayı da beraberinde getirir. Marx'a göre bu çatışmanın zorunlu sonucu aşağıdakilerden hangisidir?
Toplumun çözülmesi |
Bilimsel-teknik devrim |
Ekonomik kriz |
Devletin toprak kaybı |
Toplumsal devrim |
Bir toplumsal düzende, üretim güçlerindeki gelişim belirli bir düzeye ulaştığında ekonomik yapı değişir ve bu değişim, ekonomik yapı ile mevcut üst yapı arasında bir çatışmayı da beraberinde getirir. Toplumsal devrim bu çatışmanın bir sonucudur.
14.Soru
Aşağıdaki isimlerden hangisine göre siyaset, yöneten-yönetilen ilişkisinde baskı, kabul veya iknayı sağlamada, kısacası hâkim olmayı ve tabi olmayı belirlemede güce dayanan en önemli araçtır?
Weber |
Marx |
Mills |
Comte |
Giddens |
Marx'a göre siyaset, yöneten-yönetilen ilişkisinde baskı, kabul veya iknayı sağlamada, kısacası hâkim olmayı ve tabi olmayı belirlemede güce dayanan en önemli araçtır.
15.Soru
Siyaset sosyolojisinin Amerikadaki gelişimi incelendiğinde 1920-1930 lu yıllarda ortaya çıkan ve siyaset biliminde görgül bilgi ve verilere dayanarak bilimsel araştırmalar yapılmasına olanak sağlayan yaklaşım aşağıdakilerden hangisidir?
Pragmatizm |
Antropoloji |
Davranışçılık |
Yapısalcılık |
Yorumsamacılık |
Avrupa kökenli sosyal teorinin 1930’larda Birleşik Amerika’ya girmesiyle beraber hem Amerikan sosyolojisinin dar ufkunun genişlediği hem de Amerikan Siyaset Biliminin yeni ve değişik bir boyut kazandığı söylenebilir. Gerçi daha önceleri 1920-30 yılları arasında Amerikan Siyaset Biliminde yeni bir eğilim belirmeye başlamıştı: Chicago Üniversitesi’nden Charles E. Merriam’ın başını çektiği bir grup siyaset bilimci, klasik Siyaset Bilimine karşı cephe almış; yöntem olarak hukuksal ve tarihsel yaklaşımı arka plana itip bulgularını sosyoloji, psikoloji, antropoloji ve ekonomi gibi disiplinler yardımıyla çözümlemeye girişmişlerdi. Daha sonra bu eğilim diğer bilim adamlarını da etkilemiş, nihayet “Davranışçılık” adı altında yeni bir ekole dönüşmüştür. Nitekim Harold Lasswell, V. O. Key Jr., David Truman, Herbert Simon, Gabriel Almond ve G.E.G. Catlin, çalışmalarını disiplinler arası bir yaklaşımı kullanarak görgül bilgi ve verilere dayandırmaya başlamışlardır. Bu gelişmeyi Robert Dahl şöyle ifade etmektedir: “Tarihsel olarak belirtmek gerekirse, davranışçı yaklaşım siyaset bilimi içinde bir protesto hareketi idi. Birçok Amerikalı siyaset bilimci, geleneksel çerçeveden, özellikle tarihsel, felsefi ve betimleyici kurumsal çerçeveden tatmin olmuyordu. Bu açıdan davranışçı yaklaşım daha geniş siyasal birimlerden bireylerin incelenmesine yönelen bir çerçeve olarak belirdi. Siyasal hayatın görgül yanlarını yöntemler ve kuramlar aracılığıyla anlama girişimi olarak karşımıza çıktı”. Böylece seçmen ve oy verme davranışı, siyasal katılım ve kamuoyunun oluşumu gibi süreçlerle siyasi partiler, çıkar grupları ve kamu yönetimin de karar alma mekanizmalarına ilişkin çok sayıda araştırmanın gerçekleştirilmesi mümkün olmuştur.
16.Soru
Bir ülkenin parlamentosunda parti değiştiren milletvekilleri üzerine yapılacak bir incelemede, bir siyaset bilimcisi aşağıdaki konulardan hangisini sorun eder?
Vekillerin eğitim düzeyi |
Hukuk sistemine uygunluk |
Vekillerin kırsal veya kentsel kökenli oluşu |
Etnik köken |
İdeolojik kimliksel mensubiyet |
Bir siyaset bilimcisi, böylesi bir konuyu hukuk sistemine uygunluk, yani mevcut anayasa, siyasi partiler yasası, parlamento iç tüzüğü gibi açılardan düşünüp irdeler. Yanıt B şıkkıdır.
17.Soru
Aşağıdakilerden hangisi Althusser'e göre Devletin İdeolojik Aygıtıdır?
Ordu |
Polis |
Hukuk kurumları |
Hükümet |
Hapishaneler |
Althusser, devlet aygıtını, devletin baskı aygıtları ve devletin ideolojik aygıtları olmak üzere ikiye ayırır. Devletin baskı aygıtları; hükümet, idare, ordu, polis, hapishaneler gibi unsurlardan oluşurken, devletin ideolojik aygıtları; dini kurumlar, öğrenim kurumları, aile, hukuk kurumları, sendikalar, siyasal partiler, iletişim ve haberleşme araçları, kültür, sanat ve spor faaliyetlerinin yürütüldüğü kurumlar gibi unsurları içerir. Devletin baskı aygıtlarının (DBA) bütünüyle kamu alanında kalmasına karşın devletin ideolojik aygıtları (DİA) ağırlıklı olarak özel alanda bulunur.
18.Soru
Max Weber bir şahsa, rızasının hilafına bir şey yapt›rabilme gücünü nitelemek için hangi kavramı kullanmaktadır.
Siyaset |
İktidar |
Hegemonya |
Müzakere |
Oydaşma |
Max Weber bir şahsa, rızasının hilafına bir şey yaptırabilme gücünü nitelemek için iktidar kavramı kullanmaktadır.
19.Soru
Aşağıdakilerden hangisi, meşruiyetini toplumun geleneklerinden alan geleneksel otorite biçimlerinden biri değildir?
Karizmatik
|
Patriarkal
|
Feodal
|
Ataerkil
|
Monarşi
|
20.Soru
Post-Marksist düşüncenin önemli temsilcilerinden biri hangisidir?
Ernesto Laclau
|
Max Weber
|
Ulrich Beck
|
Antonio Gramsci
|
Louis Althusser
|
-
- 1.SORU ÇÖZÜLMEDİ
- 2.SORU ÇÖZÜLMEDİ
- 3.SORU ÇÖZÜLMEDİ
- 4.SORU ÇÖZÜLMEDİ
- 5.SORU ÇÖZÜLMEDİ
- 6.SORU ÇÖZÜLMEDİ
- 7.SORU ÇÖZÜLMEDİ
- 8.SORU ÇÖZÜLMEDİ
- 9.SORU ÇÖZÜLMEDİ
- 10.SORU ÇÖZÜLMEDİ
- 11.SORU ÇÖZÜLMEDİ
- 12.SORU ÇÖZÜLMEDİ
- 13.SORU ÇÖZÜLMEDİ
- 14.SORU ÇÖZÜLMEDİ
- 15.SORU ÇÖZÜLMEDİ
- 16.SORU ÇÖZÜLMEDİ
- 17.SORU ÇÖZÜLMEDİ
- 18.SORU ÇÖZÜLMEDİ
- 19.SORU ÇÖZÜLMEDİ
- 20.SORU ÇÖZÜLMEDİ