Bakıma Gereksinimi Olan Engelli Bireyler 2 Ara 8. Deneme Sınavı
Toplam 20 Soru1.Soru
Aşağıdakilerden hangisi "Okul Çaplı Olumlu Davranış Desteği'nin" ikinci basamak olan küçük grup uygulamaları arasında yer almaz?
Akran izlemesi |
Kendini yönetme |
Sosyal beceri |
Akademik destekler |
Davranış destek planları |
Bu basamaktaki uygulamalar,
genellikle küçük grup uygulamaları biçiminde gerçekleşmektedir. Küçük grup uygulamaları a), kendini yönetme, b) sosyal beceri, c) davranış destek
planları ve d) akademik destekleri içermektedir.Öğrencilerin olumsuz
davranışın yerine olumlu davranışları kazandırmak
üzere akran izlemesi, olumlu akan raporu, akran
eğitimi ve akran desteği ve karşılaştırılması gibi
kullanılan akran aracılı stratejiler bu gruba girmediğnden cevap A seçeneğidir.
2.Soru
Ergen bireylerin doğru-yanlış seçeneklerini kullanarak kendilerini değerlendirdikleri duygu ve davranış bozukluğu tanı aracı aşağıdakilerden hangisidir?
Çocuk davranış kontrol listesi |
Akran sapması ölçeği |
Davranışsal bozukluklar sistematik tarama aracı |
Antisosyal davranış eğilimi envanteri |
CDC Saldırganlık Anketi |
Antisosyal Davranış Eğilimi Envanteri; ergenlerin antisosyal davranışlarını değerlendirmek üzere kullanılmaktadır. Ergen envanter içerisindeki sorulara doğru-yanlış seçeneklerinden birini kullanarak yanıtlamaktadır. Yüksek puan alan bir ergenin, antisosyal davranışlara eğilimi yüksek olarak belirlenmektedir.
3.Soru
Aşağıdakilerden hangisi veya hangileri dilin özelliklerinden biridir?
- Dil, Ortak Kodlardan Oluşan Bir Sistemdir.
- Dil Bir Uzlaşmadır.
- Dil, Bir Dizgedir.
- Dil, Evren Hakkındaki Düşünceleri Simgeler
I,II |
Yalnız II |
I,III,III |
I,III,IV |
I,II,III,IV |
Yukarıdaki ifadelerin tümü dilin özelliklerindendir.
4.Soru
Aşağıdakilerden hangisi konuşma bozuklukları arasında yer almaktadır?
Akıcılık bozuklukları, |
Afazi |
Ekolali |
Travmatik Beyin Hasarı |
Özgül Dil Bozukluğu |
Konuşma bozuklukları konuşma sesi bozuklukları, akıcılık bozuklukları, ses bozuklukları ve motor
konuşma bozuklukları olarak sınıflandırılmaktadır. Travmatik Beyin Hasarı, Afazi,Nörojenik Edinilmiş Dil Bozukluklarıdır; Ekolali, Özgül Dil Bozukluğu ise çocukluk çağı dil bozuklukları arasında yer alır.
5.Soru
I- Öğrenme güçlüğü yalnızca erkeklerde görülür
II- Öğrenme güçlüğü hayat boyu devam edecek bir durumdur
III- Solak olma durumu öğrenme güçlüğüne neden olur
IV- Öğrenme güçlüğü olan bireylerde emekleme ve okuma becerisi arasında ilişki yoktur
Öğrenme güçlüğüyle ilgili yukarıda verilenlerden hangisi veya hangileri doğrudur?
Yalnız II |
Yalnız III |
I ve III |
II ve IV |
III ve IV |
Öğrenme güçlüğüyle ilgili doğru bilinen yanlışlar:
- Yalnızca erkeklerde görülür.
- Çocuklar büyüdüğünde öğrenme güçlüğü geçer.
- Emeklemeden yürüyen çocuklarda okuma becerilerinde gecikme görülür.
- Çocuğun solak olması öğrenme güçlüğüne neden olur.
- Yiyeceklerdeki yapay tatlandırıcı ve aspirin hiperaktiviteye yol açar.
Öğrenme güçlüğüyle ilgili doğrular:
- Erkek ve kızlarda eşit etkilenme durumu eşittir.
- Hayat boyu devam edecek bir durumdur.
- Emekleme ve okuma becerisi arasında ilişki yoktur.
- Solak tek başına öğrenme güçlüğüyle ilgisi yoktur.
- Hiperaktif çocukların %97'sinde yapay tatlandırıcı ve aspirinin hiepraktiviteye yol açması durumu görülmemiştir.
6.Soru
Aşağıdakilerden hangisi veya hangileri CCBD tarafından yapılan tanımda aşağıdaki konu ve konulardan hangilerine dikkat çekilmektedir?
I. öncelikle genel eğitim ortamları dikkate alınarak değerlendirildiği
II.çocukların yapılan öğretim düzenlemelerinden yararlanamadıkları
III. Duygusal ya da davranışsal tepkilerin süreğen olması gerektiği
Yalnız I |
Yalnız II |
I,III |
II,III |
I,II,III |
CCBD tarafından yapılan tanımda ise duygu ve davranış bozukluklarının öncelikle genel eğitim ortamları dikkate alınarak değerlendirildiği; çocukların yapılan öğretim düzenlemelerinden yararlanamadıkları; duygusal ya da davranışsal tepkilerin süreğen olması gerektiğine dikkat çekilmektedir.
7.Soru
Aşağıdakilerden hangisi dilin ana bileşenlerinden biri değildir?
Sentaks |
Fonoloji |
Holistik |
Pragmatik |
Semantik |
Dilbilimcilerin çoğu dilin morfoloji, fonoloji, sentaks, semantik ve pragmatik olmak üzere beş ana bileşenden oluştuğunu vurgular.
8.Soru
Öğrenme güçlüğü tanımı göz önünde bulundurulduğunda aşağıdakilerden hangisi öğrenme güçlüğünde görülen temel unsurlar arasında yer almaz?
Düşük zeka işlevleri |
Düşük akademik performans |
Dilde ve iletişimde gerilik |
Matematik ve/veya okuma-yazma sorunları |
Zihinsel yetersizlik, görme ve işitme sorunlarının görülmemesi |
Öğrenme güçlüğü yaşayan bireylerde:
- Zeka işlevleri normal ya da üzerinde yer alır.
- Öğrenme güçlüğü zihinsel yetersizlik, görme, işitme, otizm ya da duygusal ve davranışsal bozukluklardan kaynaklanmamaktadır.
- Akademik performanslar beklenilenden aşağı seviyededir.
- En belirgin gerilik dil ve onunla ilgili yani iletişim beceriler, okuma-yazma gibi alanlarda görülmektedir.
- Merkezi sinir sistemi üzerinde oluşmuş bozukluklarla doğrudan ilgilidir. Bilgi işleme ve bilgiyi öğrenme süreçleri bu bozukluklardan etkilenmiştir.
- Öğrencide birkaç beceri alanında gözükebilir matematiği iyi iken okuma-yazmada sorunlar yaşanabilir.
9.Soru
Otizm tanımında aşağıda verilenlerden hangisi yer alır?
Değişikliklere uyum sağlama |
İletişim kurma becerileri kuvvetli |
Sosyal etkileşim kurmada zorluk |
Rutinlerden sıkılma |
Uyaranlara tepkisiz kalma |
Bireylerde görülen iletişim ve sosyal etkileşim kurma sorunları, uyaranlara karşı aşırı ve alışılmadık tepkiler verme, rutinlerde ısrarcı olma, değişikliklere uyum sağlayamama ve anlamsız hareketleri tekrar etme gibi sorunlar, halen OSB ile anılan temel yetersizliklerdir.
10.Soru
Aşağıdakilerden hangisi nörojenik edinilmiş dil bozukluklarından biridir?
Artikülasyon bozukluğu |
Çocukluk çağı konuşma apraksisi |
Fonolojik bozukluk |
Afazi |
Fonolojik gecikme |
Artikülasyon bozukluğu, fonolojik gecikme, tutarlı sapmalı fonolojik bozukluk, tutarsız sapmalı fonolojik bozukluk ve çocukluk çağı konuşma apraksisi olarak sayabileceğimiz beş unsur konuşma sesi bozuklukları kategorisinde yer alır. Nörojenik edinilmiş dil bozuklukları ise Afazi ve Travmatik Beyin Hasarı olarak iki unsurdan oluşmaktadır.
11.Soru
Dile ait göstergelerin herkes tarafından aynı şekilde anlaşılabilmesi belirli kurallara göre düzenlenmesi ve örgütlenmesi dili hangi özelliği ile ilişkilidir?
Dil evren hakkındaki düşünceleri simgeler. |
Dil, iletişim için kullanılır. |
Dil, bir dizgedir. |
Dil, bir uzlaşmadır. |
Dil, ortak kodlardan oluşan bir sistemdir. |
Dile ait göstergelerin herkes tarafından aynı şekilde anlaşılabilmesi belirli kurallara göre düzenlenmesi ve örgütlenmesine bağlıdır. Kurallar, dilsel ögelerin anlamı kodlayabilmek için nasıl bir araya gelip bir kod oluşturabileceklerini düzenler. Bu da dilin bir dizge olması özelliği ile açıklanmaktadır.
12.Soru
………..öğrenme güçlüğünün kaynağını öğrencinin içsel özelliklerinde arar. Yukarıdaki boşluğa aşağıdakilerden hangisi getirilmelidir?
Klinik Yaklaşım |
Niteliksiz Çevre Yaklaşımı |
Ekolojik Yaklaşım |
Genetik Yaklaşım |
Gelişim Geriliğini Temel Alan Yaklaşım |
Gelişim Geriliğini Temel Alan Yaklaşım, öğrenme güçlüğünün kaynağını öğrencinin içsel özelliklerinde arar.
13.Soru
Öğrenme güçlüğü terimi ilk kez ne zaman ve kim tarafından kullanılmıştır?
1956-Dr. Morgan |
1960-Samuel A. Kirk |
1925-Orton |
1960-Vogler |
1956-Samuel A. Kirk |
Öğrenme güçlüğü terimi tarihsel süreç içerisinde ilk kez 1960’ların başlarında Samuel A. Kirk tarafından eğitim hayatlarında öğrenme ile ilgili sorunlar yaşayan ancak zeka işlevleri açısından normal görünen ve bunun yanında başka engelleri olmayan öğrenciler için kullanılmıştır.
14.Soru
İlkokul birinci sınıfa başlayan Ali, bir gün derste parmak kaldırarak öğretmenine "Öğretmenim turalete gidebilir miyim?" deyince öğretmen önce anlamamış, daha sonra anlayıp izin vermiştir.
Verilen olay örneğinde Ali'nin yaşadığı konuşma sesi bozukluğu hangi seçenekte doğru verilmiştir?
Fonolojik Gecikme |
Artikülasyon Bozukluğu |
Çocukluk Çağı Konuşma Apraksisi |
Tutarsız Sapmalı Fonolojik Bozukluk |
Tutarlı Sapmalı Fonolojik Bozukluk |
Bir ya da daha fazla konuşma sesini, fonetik bir bağlamda veya izole şekilde sesletmedeki başarısızlıktır. En sık görülen artikülasyon bozuklukları; sesletiminde zorluk yaşanan ses yerine üretilebilen başka bir ses kullanma (yerine koyma) örneğin; “arı” yerine “ayı” demek gibidir.
15.Soru
Ülkemizde duygu ve davranış bozukluğunun sayısal
olarak yaygınlığına ilişkin aşağıdakilerden hangisi doğrudur?
istatiksel veri yoktur |
yaygınlık oranı %3 ile %6 arasındadır |
dörtte üçünden fazlası erkek çocuklarıdır |
yetersizlik grupları ile birlikte görülür |
görüş birliği yoktur |
Ülkemizde ise ne yazık ki duygu ve davranış bozukluğunun sayısal olarak belirlenmesine yönelik herhangi bir
istatiksel veri olmadığından yaygınlık oranlarına ilişkin sağlıklı bilgilere ulaşmak mümkün olamamaktadır
(Sakallı-Gümüş, 2013, s. 108). Doğru cevap A seçeneğidir.
16.Soru
Aşağıdakilerden hangisi öğrenme güçlüğüne neden olan faktörlerden biri değildir?
Çevresel faktörler |
Biyokimyasal dengesizlik |
Dikkat eksikliği ve hiperaktivite |
Kalıtım |
Beyin hasarı ve işlev bozukluğu |
Çevresel faktörler, biyokimyasal dengesizlik, kalıtım, beyin hasarı ve işlev bozukluğu öğrenme güçlüğüne neden olan faktörlerdendir.
17.Soru
Aşağıda öğrenme güçlüğüyle çalışan öğretmenlere yönelik öneriler den hangisi yanlıştır?
Ders içeriklerini öğrencinin daha kolay anlayabileceği ve adapte olabileceği şekilde düzenlemelidir. |
Sık sık yoklamalar yapılarak öğrencilerin eski bilgilerini unutup unutmadığı kontrol edilmelidir. |
Öğrencinin derse katılması sağlanmalı, teşvik edilmeli ve ödüllendirilmelidir. |
Yönerge verirken ve konuşurken dili basitleştirmemek gerekir |
Diğer akranlarından farklı olmadığını hissettirmek öğrenme güçlüğü olan öğrenciyi mutlu hissettirecektir. |
Yönerge verirken ve konuşurken dili basitleştirmek onların daha iyi iletişim kurmalarına yardımcı olacaktır.
18.Soru
“Türkiye’de 2013-2014 öğretim yılında örgün eğitimde özel eğitim hizmeti alan tüm öğrenciler arasında özel öğrenme güçlüğü olanların oranı %3 tür.“
Bu bilgiyle ilgili aşağıda verilen ifadelerden hangisi doğrudur?
Türkiye’de özel öğrenme güçlüğü konusundaki etkili çalışmalar sayesinde, oran düşmüştür. |
Türkiye’deki çalışmalarda tembel olan öğrenciler, net şekilde öğrenme güçlüğü olan öğrencilerden ayrılabilmektedir. |
Türkiye’de özellikle tanılama konusundaki eksiklikler nedeniyle tanılı öğrenci sayısı az görülmektedir. |
Türkiye’deki okullarda okuma, yazma, matematik alanlarında öğrenme güçlüğü olan öğrenci sayısı çok azdır. |
Türkiye’de özel öğrenme güçlüğünün önlenmesine ilişkin çalışmalar sayesinde oranın %3’ün de altına düşmesi beklenmektedir. |
Ülkemizde öğrenme güçlüğünün eğitimciler ve aileler tarafından tam olarak bilinememekte ve bu durum kabul edilmemiştir. Öğrenme güçlüğü olan çocuklara bakış açısı tembel öğrenci oldukları yönündedir. Eğitimcilerin öğrenme güçlüğü olan öğrencilerin tembel olma nedenlerini ilgisiz ebeveyn tutumlarına bağlıyor olmaları ya da öğrencinin kendisinin çalışmak istememesidir. yani sonuç olarak sayının ülkemizde az görülmesinin nedeni tanılama konusundaki eksikliklerdir.
19.Soru
Aşağıdakilerden hangisi sınıfında öğrenme güçlüğü olan öğrenci bulunan öğretmenlere yönelik tavsiyelerden biri değildir?
Öğrenme güçlüğü olan çocuğa yönelik bireyselleştirilmiş bir eğitim planı hazırlamalıdır |
Ders içeriklerini öğrencinin daha kolay anlayabileceği ve adapte olabileceği şekilde düzenlemelidir |
Öğrenciyi motivasyonu için en öne oturtmalıdır |
Derslerle ilgili materyal hazırlarken öğrenme güçlüğü olan öğrencinin de özelliklerini dikkate alarak materyaller hazırlamalıdır |
Sık sık yoklamalar yapılarak öğrencilerin eski bilgilerini unutup unutmadığı kontrol etmelidir |
Aşağıda öğrenme güçlüğüyle çalışan öğretmenlere yönelik öneriler yer almaktadır.
• Öğretmenin çocuğun akademik başarısını arttırması için öncelikle öğrenme güçlüğü olan çocuğa yönelik bireyselleştirilmiş bir eğitim planı hazırlamalıdır. Bu planda öğrencinin bireysel gereksinimleri ve bu gereksinimlere yönelik amaçlar yer almalıdır.
• Ders içeriklerini öğrencinin daha kolay anlayabileceği ve adapte olabileceği şekilde düzenlemelidir.
• Öğrenme güçlüğü olan öğrenciler de aynı zaman dikkat eksikliği ve hiperaktivite gözlenebilir. Dolayısıyla öğrencinin dikkatini kolay toplayacağı bir noktaya oturtulması akademik başarısını arttıracaktır.
• Derslerle ilgili materyal hazırlarken öğrenme güçlüğü olan öğrencinin de özelliklerini dikkate alarak materyaller hazırlaması bireyin daha aktif bir şekilde katılımını sağlayabilir. Ders materyallerinin görsellerle, şemalarla ve nesnelerle hazırlanması öğrencinin daha kolay anlamasına yardımcı olacaktır.
• Sık sık yoklamalar yapılarak öğrencilerin eski bilgilerini unutup unutmadığı kontrol edilmelidir.
• Öğrencinin derse katılması sağlanmalı, teşvik edilmeli ve ödüllendirilmelidir.
20.Soru
Ses, solunum ve konuşmayla ilgili kasların ve/veya sinirlerin hız, güç ve koordinasyon işlevlerinde yaşanan bozukluklar/zayıflık sonucu konuşmanın rezonans, sesletim, solunum, sesleme ve prozodik özelliklerinin etkilendiği ve anlaşılırlığı sınırlayan motor konuşma bozukluğuna ne ad verilmektedir?
Afazi |
Apraksi |
Otizm Spektrum Bozukluğu |
Ekolali |
Dizartri |
Ses, solunum ve konuşmayla ilgili kasların ve/veya sinirlerin hız, güç ve koordinasyon işlevlerinde yaşanan bozukluklar/zayıflık sonucu konuşmanın rezonans, sesletim, solunum, sesleme ve prozodik özelliklerinin etkilendiği ve anlaşılırlığı sınırlayan bir motor konuşma bozukluğudur (Maviş ve Topbaş, 2007). Çevresel ve merkezi sinir sisteminde oluşan hasarlar ve lezyonlar farklı dizartri tiplerinin oluşmasına neden olur.
-
- 1.SORU ÇÖZÜLMEDİ
- 2.SORU ÇÖZÜLMEDİ
- 3.SORU ÇÖZÜLMEDİ
- 4.SORU ÇÖZÜLMEDİ
- 5.SORU ÇÖZÜLMEDİ
- 6.SORU ÇÖZÜLMEDİ
- 7.SORU ÇÖZÜLMEDİ
- 8.SORU ÇÖZÜLMEDİ
- 9.SORU ÇÖZÜLMEDİ
- 10.SORU ÇÖZÜLMEDİ
- 11.SORU ÇÖZÜLMEDİ
- 12.SORU ÇÖZÜLMEDİ
- 13.SORU ÇÖZÜLMEDİ
- 14.SORU ÇÖZÜLMEDİ
- 15.SORU ÇÖZÜLMEDİ
- 16.SORU ÇÖZÜLMEDİ
- 17.SORU ÇÖZÜLMEDİ
- 18.SORU ÇÖZÜLMEDİ
- 19.SORU ÇÖZÜLMEDİ
- 20.SORU ÇÖZÜLMEDİ